Yüksek İdare Mahkemesi Numara 124/1986 Dava No 10/1988 Karar Tarihi 14.03.1988
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 124/1986 Dava No 10/1988 Karar Tarihi 14.03.1988
Numara: 124/1986
Dava No: 10/1988
Taraflar: Meryem Mehmet Abuzet ile İskân Bakanlığı
Konu: Tahsis iptali - İdarenin aldığı kararın ve bu kararın istinad ettiği olguların doğru olduğunun varsayılması durumu
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 14.03.1988

-D.10/88 YİM 124/86

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Salih S. Dayıoğlu Huzurunda
Anayasanın 152. maddesi hakkında

Müstedi: Meryem M-ehmet Abuzet n/d Meryem Hafiye, Tınastepe Sok. No:1 Maraş, Mağusa.
- ile -
Müstedaaleyh: İçişleri ve İsk(n Bakanlığı vas. KKTC. Başkanlığı, Lefkoşa.
A r a s -ı n d a.

Müstedi namına: Ayşe Akay c/o Ata Dayanç
Müstedaaleyh namına: Ali Fevzi Yeşilada
İlgili şahıs namına: Tevfik Pilli


Yasa Maddesi: 1978 İnceleme ve Dağıtın Tüzüğünün 14 (2) maddesi ve 41/77 sayılı İsk(n, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 40-. maddesi.

İstemin Özeti: Müstedinin adına tahsisli konutun Müstedaaleyhin kararı ile iptalinin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: Şehit ailesi statüsü altında adına ev tahsis edilen Müstedi,- bir süre evde ikamet ettikten sonra, İngiltere'den gelen nişanlısının akrabalarına geçici bir süre ikamet etmeleri için izin verdi. Aradan bir süre geçtikten sonra ilgili şahsın talebi üzerine, Müstedaaleyh Müstedi adınaki tahsisi ipt(l ederek ilgili şahs-a hariç statüsünde tahsis etti. Bunu öğrenen Müstedi işbu başvuruyu dosyaladı.

SONUÇ: İdare Hukuku ilkelerinden bir tanesi idarenin aldığı kararın ve dolayısıyle bu kararın istinad ettiği olguların doğru olduğunun varsayıldığıdır. Aksinin iddia edilmesi h-alinde iddiayı yapan tarafından Mahkemeyi tatmin eder şekilde kanıtlanması gerekir.
Yasanın 40. ve diğer maddeleri şehit ve hadise kurbanının en yakını tanımına giren kişinin tahsise konu bir malı "tahsis amaçları dışında" kullanmasına cevaz vermemekte-dir. Bu da tahsis sahibinin konutta ik(met etmesi demektir Bunun aksine hareket edilmesi tahsisin ipt(lini gerektirir.
Sonuç olarak başvuru reddolunur.
____________________


H Ü K Ü M

İşbu başvuru ile Müstedi Müstedaaleyhin 28.1.1981 tarihli kararı i-le kendisine tahsis edilen Mağusa'da Gürmeriç sokak No:2 Maraş adresinde kain bir evin tahsisinin, yine Müstedaaleyhin 12.3.1986 tarihli kararı ile iptal edilen kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramaya- cağına karar verilmes-i isteminde bulundu.

Olgular hususunda taraflar arasında ciddi ayrılık vardır. Müstedinin Mahkemeye ibraz ettiği sözlü ve belgesel şahadet ile olguların aşağıda özetlendiği gibi olduğu iddia edilmektedir. Müstedi bir şehit kızıdır. 1963 hadiselerinde bab-ası L(rnaka'da şehit edilmişti. 1974 Barış Harek(tından sonra Kuzeye annesi ve bir kardeşi ile birlikte geçen Müstedi, ilkin Yeni İskele'ye yerleştirildiler daha sonra Müstedinin annesine şehit eşi olduğu nedeni ile başvuru konusu ev tahsis edildi. Bu meya-nda Müstedinin annesi Kemal Polat isimli bir şahıs ile ikinci bir evlilik yaptı. Mahkemeye ibraz edilen belgelerden konu evin tahsisinin Kemal Polat'ın adına 18.8.1976 tarihinde çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Takriben 1980 yılında Müstedinin annesi kocası il-e birlikte Türkiye'ye gidip oraya yerleştiler. Bunun üzerine 21 Ocak 1981 tarihinde İ.D.K'nin almış olduğu bir karar ile konu ev Kemal Polat'ın adından iptal edildi ve 28.1.1981 tarihli bir karar ile "şehit ailesi" statüsü altında Müstediye tahsis edildi. -Daha sonra ilgili Bakanlık Müdürü adına 13.3.1981 tarihinde yazılan ve Merkezi Kira Takdir ve Denetim Komitesine hitap eden bir yazı ile bu evin "eşdeğere kaynak olmak üzere" Müstediye kiralanmasının uygun olduğu belirtildi. Bu ev Müstediye şehit ailesi st-atüsü ile tahsis edildikten sonra aynı evin ona kiralanmasını gerçekten anlayamadım. Ancak kiralama da olmadığına göre bunun üzerinde daha fazla durmak gereğini duymuyorum. Müstedinin iddiasına göre Müstedi bu evde 5-6 ay kadar ik(met etti. Bu süre zarfınd-a İngiltere'den gelen ve nişanlısının akrabası olan Mustafa Kızıl ve ailesinin geçici olarak bu evde ik(met etmesine müsaade etti. Müstediye göre Mustafa Kızıl ve ailesinin bu eve yerleşmesine izin vermezden önce gerek Mağusa İsk(n Dairesi sorumlusuna ve g-erekse İsk(n Bakanlığı Hukuk Şubesi Amirine bu yerleştirme hususu söylendi ve onların da onayı alındıktan sonra tamemen geçici olmak üzere Mustafa Kızıl ve ailesi buraya yerleşti. Yine Müstedinin şahadetine göre geçici olarak nitelendirilen süre 5-6 aylık -bir süre idi. Çünkü evlenme hazırlığını yapmakta ve möblenin bitirilebilmesi için 5-6 ay bir süreye ihtiyacı vardı. Müstedinin ifadesine göre Mustafa Kızıl, Beyinin çok yakın bir akrabası idi ve ona herhangi bir şekilde itimatsızlık o zaman söz konusu deği-ldi.

Müstedi tarafından tanık olarak çağrılan Mustafa Hasan Yusuf büyük ölçüde Müstedinin şahadetini destekledi ve o da bir yakını olduğu nedeni ile konunun takipçisi olarak gerekli mercilere müracaat ettiklerini Mahkemeye söyledi. Müstedaaleyh tarafında-n tanık olarak çağrılan Mağusa İsk(n Dairesi Müdürü Önol Atalay ise Mustafa Kızıl ve ailesinin başvuru konusu eve yerleşmezden önce Müstedinin kendisini ziyaret ettiğini, bu ev için bir şeyler konuştuklarını ancak konuşmalarının mahiyetini iyi hatırlamadığ-ını mamafih Müstedinin, Mustafa Kızıl ailesini bu eve yerleştirmek için kendisinden fikir sormuş olabileceklerini ve kendisinin de kısa bir süre için bu yerleştirme işleminin mahsurlu olmadığını söylemiş olabileceğini ifade etti. Bu şahit kısa süreyi 1 ay -olarak nitelendirdi. Müstedaaleyhin diğer tanığı İsk(n Bakanlığının Hukuk Şube Amiri olan Alibey Ahmet'tir. Bu şahıs da Mustafa Hasan Yusuf'un 1981 yılında birisi ile kendisini evinde ziyaret ettiğini hatırlamakla birlikte ziyaretinin hangi maksada yönelik- olduğunu hatırlamadığını ancak bunun konu ev ile ilgili olabileceğini de söyledi. Bu şahit, ilgili şahıs olan Mustafa Kızıl'ın eşinin erkek kardeşinin hanımının kızkardeşi olduğunu ifade etti.

İsk(n Dairesi Genel Müdür Muavini ve zamanın İ.D.K. üyesi ol-an Ali Kanlı ise şahadetinde özetle; 1986 yılında Müstedinin bazı yakınlarıyle gelip kendisini gördüğünü ve ona ilgili şahıs aleyhinde şik(yette bulunduğunu ancak evin tahsisinin Müstedinin adından iptal edildiği için şik(yet hakkında bir işlem yapmadığını- söyledi.

İlgili şahıs da verdiği şahadette 1980 yılında İngiltere'den ihraç edildiğini, karısı ve 2 çocuğu ile Yeni İskele'de ikamete başladığını, Müstedinin yeğeninin 1981 yılında nişanlısı olup halasının yanında kaldığını, halasının yanyana iki evi ol-duğunu, birisinde Müstedinin kaldığını, İngiltere dönüşü ev aradığını, dava konusu evin Müstedinin adına "şehit ailesi" statüsü ile tahsis edilmesi için kendisi de çaba harcadığını, bu gerçekleşince, daha evvel yaptıkları anlaşma uyarınca ailesiyle birlikt-e 1500 sterlin mukabilinde eve girip yerleştiğini, yerleşmesinin geçici olmadığını, daha sonra bu evin, talebi üzerine kendisine tahsis edildiğini, kendisinin ve karısının eşdeğer mal alacaklısı olduğunu söyledi.

İlgili şahıs İsk(n Bakanlığına yazdığı, 1-0.7.1984 tarihli bir yazı ile konu evde 1980'den beri ailesiyle ikamet ettiğini ve bu nedenle bu evin ona eşdeğere kaynak olmak üzere tahsis edilmesini talep etti. Bakanlık ise Gazi Mağusa Şubesinden bilgi istedi. Şubeden gelen 6.11.1984 tarihli yazıda bak-anlığa 2.12.1983 tarihli yazının yazıldığı hatırlatıldı. 2.12.1983 tarihli yazıda ise Şube Müdürü Önol Atalay konu evin Müstediye ve "kardeşlerine" tahsis edildiğini, Müstedinin kardeşinin ilgili şahıs aleyhine 24.12.1982 tarihinde yazılı şik(yette bulundu-ğu, ilgili şahsın işgalci olduğu ve bu nedenle tahliye davasının açılması için yetki istendiği ancak bu doğrultuda bir talimatın kendisine iletilmediğini hatırlattıktan sonra ilgili şahsın karısının eşdeğer mal alacaklısı olduğunu belirtti. Aradan uzun bir- süre geçtikten sonra İ.D.K'nın önerisi ile ilgili Bakan 12.3.1986 tarihinde konu evin tahsisini Müstedinin adından iptal etti ve ayni tarihli bir kararla evi ilgili şahsa "hariç statüsü" ile tahsis etti. Müstedi de işbu başvuruyu dosyaladı ve Müstedaaley-hin konu konutun tahsisini adından iptal eden ve ilgili şahsa yapılan tahsis kararlarının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi isteminde bulundu.

Konu evin tahsisinin Müstedinin adından iptal edilmesi için g-österilen nedenler aynen şöyledir:

"Tahsis sahibinin söz konusu konuta tahsis tarihinden beri hiç yerleşme- miş olması ve/veya söz konusu konutta başka bir hak sahibinin ikamet etmiş bulunmaması." (herhalde bulunması olması gerekir.)

İdare Hukuku ilkel-erinden bir tanesi İdarenin aldığı kararın ve dolayısıyle bu kararın istinad ettiği olguların doğru olduğunun varsayıldığıdır. Bunun aksinin iddia edilmesi halinde, bunun, iddiayı yapan tarafından Mahkemeyi tatmin eder şekilde kanıtlanması gerekir. Müstedi- konu evde kısa bir süre geceleri kaldığını iddia etmişti. Ancak bir kızın yalnız başına bu evde kalabileceğine doğrusu pek ihtimal veremiyorum. Kaldı ki Mahkeme önüne serdedilen ve aksi iddia edilmeyen Emare 3 vardır. Bu emare Canbulat Mahallesi muhtarı i-le iki azanın imzalarını taşıyan bir belgedir. 9.6.1982 tarihinde verilen bu belgede Müstedinin konu evde oturmadığı, onun nişanlısı ile başka bir evde kaldığı ve ilgili şahsın ise konu evde "bir buçuk seneden fazla" oturduğu beyan edilmektedir. Emare 3 ol-arak ibraz edilen bu belgenin doğruyu aksettirmediği iddia edilmiş değildir. İlgili şahsın bu doğrutudaki şahadeti de söz konusu emare 3'ün içeriğini teyit eder mahiyettedir. Kaldı ki daha sonraki olaylar da belgenin doğruyu aksettirdiğini gösterir mahiyet-tedir. Şöyle ki: Müstedi şahadetinde konu evde 5-6 ay yalnız oturdu. Bu bizi tahminen Haziran 1981'e kadar götürür. Sonra ilgili şahsın 5-6 ay kadar oturmasına izin verdiğini söyledi. Demek ki ilgili şahsın izin tahtında evde oturacağı tarih tahminen Ocak -1982 tarihine kadar olacaktı. Bu süre sonunda Müstedinin möblesi bitmiş ve evlenmiş olacaktı. Halbuki ilgili şahsın evde oturmasına ilk defa Müstedinin kardeşinin itiraz ettiği ve itirazını ise 24.12.1982'de yaptığı görülmektedir. Aradan geçen bir yıl zarf-ında tamamen geçici olarak yerleşen ilgili şahsın bu evden çıkarılması için bilhassa Müstedinin herhangi bir girişimde bulunmaması oldukça manidardır. Aslında Müstedi 1986 yılına kadar hiç bir girişimde bulunmadı. Her ne kadar da ilgili dairelere gittiğini- ve ilgili şahsın çıkarılması için çaba sarfettiğini söylemişse de bunlara kuşku ile bakarım. Evini haksız yere işgal ettiğini iddia ettiği ilgili şahsa karşı dört yıl gibi uzun bir süre ciddi bir harekette bulunmaması lehine alınacak bir husus olamaz. Müs-tedi kısa bir süre için ona verilen sözlere inanarak kandırabilirdi, ancak özellikle evlendikten, çocuk sahibi de olduktan sonra kendi evine yerleşmesi için gerekli ciddiyeti gösterip çaba sarfetmesi ve bir başkasının yanında sığıntı olarak kalmasını anlam-ak mümkün değildir ve bu gibi durumlar onun kredibilitesini zedeler mahiyettedir. Bu durumda Müstedi konu evin tahsisini aldıktan sonra bu evi kullanmayıp ilgili şahsın kullanımına terkettiği doğrultusunda Müstedaaleyhçe gösterilen nedenlerin doğru olmadığ-ını kanıtla- yamamıştır.

Kanaatım odur ki Müstedi, ilgili şahsın bu eve Emare 3 muhtar belgesinin de ifade ettiği gibi 1981 başlarında yerleşmesine rıza göstermiştir. Bunun para mukabilinde olduğuna inanmıyorum veya en azından ilgili şahsı bu hususu beni- tatmin edecek kadar kanıtlayamamıştır. Müstedi ilgili şahsın konu evde ikamet etmesine hiç olmazsa Mayıs 1986'ya kadar itiraz etmedi. Ancak Mayıs 1986 veya o tarihlerde ilgili şahsın konu evin tahsisini aldığını öğrendiği zaman ciddi girişimlerde bulunmağ-a başladı. Kanaatime göre ilgili şahıs bu evin tahsisini almamış olsaydı Müstedi büyük bir ihtimalle onun hal( daha evde ikamet etmesine itiraz etmiyecekti. Resmi Gazetenin Ek III'de 14.4.1978 ve AE 83 altında yayınlanan 1978 İnceleme ve Dağıtım Tüzüğünün -14. maddesinin 2. fırkasının ilgili kısmı şöyledir:

"2. Kendilerine tahsis edilen konutu .............................. uygun gerekçe göstermeksizin İmar, İsk(n ve Rehabilitasyon Bakanlığından izin almaksızın 1 aydan fazla kullanmayan .......... başkasına- devredenlerin.

3. .........................................................................................................

4. .........................................................................................................

5. ..........-...............................................................................................

Tahsisleri, Komisyonun önerisi- ve ilgili Bakan'ın kararı ile iptal edilir."

Müstedinin ilgili şahsa konu evde geçici olarak möblesi bitene kadar (5-6 aylık bir süre) ikamet etmesine izin vermesini "makul bir gerekçe" olarak kabul etsem bile 1982'den sonra ilgili şahsın oturmasına göz- yummasını hiçbir makul nedene bağlıyamam.

Yukarıda alıntısı yapılan 14. madde 13.6.1983 tarihinde değişikliğe uğradı. Değiştirilmiş şekliyle 14. maddenin ilgili kısmı aynen şöyledir:

"14. 41/77 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce veya sonra-, ayrıca 27/82 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra:

(1) Kendisine tahsis edilen konutu .....................................

(a) Mak(l bir süreden fazla bir zaman bizzat kullanmayan

(b) .......................................................-..........................

(c) Kısmen veya tamamen başkasına ...................... çeşitli şekillerde devreden.

(2) ........................................................................................ .... durumunda olanların tahsisileri Komisyonun -önerisi ve ilgili Bakan'ın kararı ile iptal edilir. ......"

Tekrarlama pahasına da olsa önümüzdeki tabloya bir göz atalım. Bir an için 13.6.1983 tarihine kadar geçen süreyi mak(l bir gerekçeye dayandırsam bile, bu tarihten sonra evin elden gittiğini görü-p de ciddi bir çaba sarfetmeğe başladığı Mayıs 1986 tarihine kadar Müstedi, ilgili şahsa bu evde ikamet etmesine izin verdi veya en azından göz yumdu. Bu süre zarfında bu evde ikamet etmediği veya bu evi kullanmadığı açıktır. 13.6.1983'den Mayıs 1986 tarih-ine kadar geçen evi kullanma süresinin makul sebep yokluğunda makul bir süre olarak addedilmesine olanak yoktur. Bu durumda tadil edilmiş şekliyle 14. maddenin 1 (a) maddesine aykırı hareket ettiği ve bunun tahsisinin iptal edilmesi için bir neden teşkil e-ttiğine kuşku yoktur.

Müstedinin bir diğer iddiası ise değiştirilen şekliyle 41/77 sayılı İsk(n Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 40. maddesinin son paragrafı uyarınca konu evin elinden alınmasına engel teşkil ettiğidir.

Sözü edilen 40. madde ayn-en şöyledir:

"18. madde kurallarına tabi olmak kaydıyle eşdeğer mal verme dışında, hak sahiplerine tahsis edilen konut, işyeri, tarımsal tesisler ve benzeri taşınmaz mallar, tahsis amaçları dışında kullanılamaz ve 20 yıl geçmeden dervedilemez, kiraya veri-lemez, satılamaz ve üçüncü şahıslar lehine ayni haklar konulamaz. Bu şekilde tahsis edilen taşınmaz mallardan, hak sahibi aile reisi ile birlikte aile nüfusunu oluşturan tüm aile fertleri eşit şekilde tasarruf hakkına haizdirler. Ancak, karı ve kocanın boş-anmaları halinde, bu haklar ilgili Mahkeme kararı ile yeniden düzenlenebilir. Esas durumda doğabilecek değişiklikler İsk(n işlerinden sorumlu Bakanlığa ilgililerce intik(l ettirilir.

Bu taşınmaz mallara ait hakların devirlerine ilişkin usul, zaman ve diğe-r hususlar, Bakanlar Kurulunca hazırlanacak Tüzükle saptanır.

Mülkiyet devri işlemlerinin tamamlanmasına kadar tahsis hakkı verilen aile fertlerinden herhangi birinin hayatta kalmaması veya sürekli olarak Kıbrıs Türk Federe Devletini terketmesi halinde, b-u aileye verilen taşınmaz mallar Devletin kullanımına geçer.

Ancak şehit ve hadise kurbanının en yakını tanımına girenler için böyle bir işlem yapılmaz."

Yukarıya çıkarılan 40. maddenin içeriğinden de görülebileceği gibi eşdeğer mal dışında kalan mallar- amaçları dışında kullanılamaz ve belli bir süre geçmeden devredilemez v.s. Bu maddenin 4. paragrafı ise bu gibi malın tahsis sahibi ile aile fertleri hayatta kalmaz veya sürekli olarak ülkeyi terkedecek olurlarsa konu malın Devlete geçeceğinden söz etmekt-edir. Bu kurala tek istisna şehit ve hadise kurbanının en yakını tanımına girenlerdir. Gerek bu madde veya gerekse, görebildiğim kadar, başka herhangi bir madde şehit veya hadise kurbanının en yakını tanımına giren kişinin tahsise konu bir malı 40. maddeni-n 1. paragrafında da belirtildiği gibi "tahsis amaçları dışında" kullanmasına cevaz vermemektedir. Tahsisten amaç tahsis sahibinin konutta ikamet etmesidir. Bunun aksine hareket edilmesi eşdeğer olarak alanlar hariç, tahsisin iptalini gerektirir. Bu nedenl-e 41/77 sayılı Yasanın 40. maddesi hükümlerinin Müstediye herhangi bir yarar sağlamadığı görüşündeyim.

Yukarıda izah etmeye çalıştığım nedenlerle başvurunun reddolunması gerekir.

Sonuç olarak başvuru reddolunur. Meselenin özelliğine binaen masraflar iç-in herhangi bir emir verilmez.


(Salih S. Dayıoğlu)
Yargıç

14 Mart 1988





47






Full & Egal Universal Law Academy