Yüksek İdare Mahkemesi Numara 12/1988 Dava No 39/1990 Karar Tarihi 10.12.1990
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 12/1988 Dava No 39/1990 Karar Tarihi 10.12.1990
Numara: 12/1988
Dava No: 39/1990
Taraflar: Yılmaz Sarper ile Güv. Kuv. Komutanlığı
Konu: Görevden çekilme isteminden vazgeçme nedeniyle göreve iade istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 10.12.1990

-D.39/90 YİM 12/88

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Metin A. Hakkı huzurunda
Anayasanın 152. maddesi hakkında.

Müstedi: Yılmaz Sarper, 77 Mehemt A-kif Caddesi, Lefkoşa.
-ile-
Müstedaaleyh: Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı vasıtasıyle KKTC.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Tevfik Mut.
Müstedaaleyh namına: Behiç Öztür-k.



Yasa Maddesi: 15/1979 sayılı Güvenlik Kamu Görevlileri Yasası, 33/84 sayılı Güvenlik Kamu Görevlileri (Değişiklik No.2) Ya-sasının 22 ve 23. maddeleri.

İstemin Özeti: "A) Müstedaaleyhler tarafından alınan ve Müstedinin emeklilik talebinin reddine dair olup 17.11.87 tarihli yazı ile Müstediye bildirilen kararın tamamen hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç do-ğuramayacağına Mahkemece karar verilmesi,
--B) Müstedaaleyhler tarafından alınan ve Müstediye takriben 5.1.88 tarihli yazı ile bildirilen ve Müstedinin görevden çekilme talebinden vazgeçtiğini belirten yazının reddine dair olan kararın tamamen hükümsüz ve/veya geçersiz -olduğuna ve herhangi bir sonuç -doğuramayacağına Mahkemece karar verilmesi."-

OLAY: Müstedi lise tahsilini Kıbrıs'ta tamamladıkta sonra Devletin Mali katkısı ile Ankara Harp Okulundan mezun olup Kıbrıs'ta Güvenlik Kuvvetle-rinde çalışmaya başladı. Yüzbaşı rütbesine kadar yükselen Müstedi emekliliğini talep etti. Müstediye 15 yıl h-izmeti bulunmadığı bu nedenle emekli olamayacağı, ancak çekilme talep edebileceği bildirildi. Ayni gün Müstedi çekilme talebinde bulundu. Çekilme talebi uygun görülen Müstedi bu talebinden vaz geçerek göreve devam etmek istemişse de bu talebi Müstedaaleyh -tarafından reddedildi. Müstedi işbu başvuruyu dosya- layarak yukarıdaki taleplerde bulundu.

SONUÇ: Müstedi kendi arzusu ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığından çekilme isteminde bulunarak idareyi, bilahare yakınma konusu yaptığı kararı almaya teşvik etmiş-ti. Uygulamakla yükümlü olduğum yerli mevzuat ve içtihatlara istinaden Müstedinin başvurusu reddolunur.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
YİM 160/77 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
YİM 276/80 (D.50/80) sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.

Atı-fta Bulunulan Bilimsel İçtihatlar:
Z.M. Nedjati, Administrative Law (1974) sayfa 262.
Halsbury's Laws of England 4th Ed. Vol.16 s.1008.



-
H Ü K Ü M

Müstedi, 29.1.88 tarihinde Müstedaaleyhler aleyhine dosyaladığı yuka-rıda ünvan ve sayısı belirtilen başvurusu ile -Mahkemeden aynen aşağıdaki taleplerde bulunmuştur.

"A) Müstedaaleyhler tarafından alınan ve Müstedinin emeklilik talebinin reddine dair olup 17.11.87 tarihli yazı ile Müstediye bildirilen kararın tamamen hükümsüz ve/veya etkisiz olduğunu ve herhangi bir -sonuç doğuramayacağına Mahkemece karar verilmesi,

B) Müstedaaleyhler tarafından alınan ve Müstediye takriben 5.1.88 tarihli yazı ile bildirilen ve Müstedinin görevden çekilme talebinden vazgeçtiğini belirten yazının reddine dair olan kararın tamamen hükü-msüz ve/veya geçersiz olduğunu ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına Mahkemece karar verilmesi."

Müstedaaleyhler mezkûr başvuruya 16.1.89 tarihinde bir itirazname dosyalayıp, özetle, Müstedinin taleplerinde haksız olduğunu, istidanın herhangi bir hukuki- nedene dayanmadığını ileri sürerek başvurunun masraflarla birlikte reddini talep etmişlerdir.

Davanın duruşması 2.11.90 tarihinde başlamış o celsede şahadet ve emareler ibraz edilmiş, taraflar Mahkemeye 8.11.90 tarihinde hitabelerini de yaptıktan sonra -olgularla ilgili bir husus hakkında tarafların müştereken Mahkemeye bir beyan yapmasına olanak verilmesi amacı ile dava 9.11.90 tarihine ertelenmiştir. Tarafların 9.11.90 tarihinde müşterek beyanı yapmala-rından sonra başvuru karar için bilâmüdet ertelenmi-ştir.

Duruşma esnasında sadece Müstedi şahadet vermiş, Müstedaaleyhler ise Müstediyi istintakla yetinmişlerdir. Taraflar dosyada mevcut 8 adet emareyi karşılıklı muvafakat çerçevesinde Mahkemeye ibraz etmişlerdir. Gerek şifahi şahadet, gerekse Mahkemeye -ibraz olunan emareler incelendiğinde ve ayrıca hitabe safhasında söylenenlerden de sabit olmuştur ki taraflar arasındaki ihtilâf daha ziyade kanuni noktalardan kaynaklanmakta olup, olgusal bir ihtilâf yoktur. İhtilâf konusu olmayan başvurunun istinat ettiğ-i gerçekler aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Müstedi 1.1.1955 doğumludur. Lise seviyesine kadar tahsilini Kıbrıs'ta yapıp 1973'de Devletin mali katkısı ile Ankara'ya Harp Okuluna gidip 30.8.76 tarihinde mezun olmuştur. Mezuniyetini müteakiben Türkiyede S-ubay olarak 1 yıl Topculuk dalında staj gördükten sonra 1977 Temmuzunda Kıbrıs'a dönerek Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığında çalışmaya başlamıştır, ancak Güvenlik Kuvetleri Komutanlığındaki görevine Harp Okulundan mezuniyet tarihi olan 30.6.76 da, nasb edil-miş sayılmıştır. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığında 3 yıl Teğmenlik, bilâhare 6 yıl Üsteğmenlik ve 30.8.85 tarihinden itibaren de, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ile ilişkisinin kesilme tarihi olan 8.1.88 tarihine kadar Yüzbaşı olarak görev ifa etmiştir.
-
Müstedi 10.11.87 tarihinde Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığından kendi isteği ile istifa etmeye karar verip ayni tarihli ve kendi el yazısı ile emekliye ayrılması için Müstedaaleyhler nezdinde yazılı müracaatta bulunmuştur. Söz konusu yazı emare 1 olarak M-ahkemeye ibraz edilmiştir. 17.11.87 tarihinde Müstedaaleyhlerce Müstediye gönderilen emare 2 olarak önümde duran yazılı yanıtta, Müstedinin fiili 15 yıl hizmeti olmadığından emeklilik talebinde bulunamayacağı ancak "çekilme" talebinde bulunabileceği bildir-ilerek bu doğrultuda hareket edebileceği kendine tebliğ edilmiştir. Müstedi aynı gün yani 17.11.87 tarihinde Müstedaaleyhlere yine kendi el yazısı ile yazılı bir müracaatta bulunup, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığındaki görevinden "çekilmek" istediğini bild-irerek gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmiştir. Müstedaaleyhler Müstediye emare 4 olarak önümde duran 28.11.87 tarihli yanıtı verip Müstedinin "çekilme" talebini uygun görüp kabul ettiklerini ve görevini 30.11.87 tarihinden itibaren Ord. Tğm. Ayer Ya-kıner'e devri teslime başlamasını istemişlerdir. Devri teslim işlemleri devam ederken Müstedi, Müstedaaleyhlere 16.12.87 tarihinde yine kendi el yazısı ile emare 5 olarak önünde duran bir yazı göndermiştir. Özetle görevden çekilme talebini geri aldığını ve- göreve devam etmek istediğini bildiren bu yazı üzerine Müstedaaleyhler Müstediye emare 6 olarak önümde duran 5.1.1988 tarihli bir yanıt göndererek müstedinin geri çekilme talebini reddettiklerini bildirmişlerdir. Müstedi Müstedaaleyhlere bilâhare emare 7 -olarak önümde duran 8.1.88 tarihli bir yazı daha göndererek geri çekilme talebinin kabul edilmemesinden yakınıp yazının son cümlesinde "........ göreve iade edilmemi emrilerinize arz ederim" şeklinde bir talepte bulunmuş ancak 10.1.88 tarihli ve emare 8 ya-zı ile bu talebinde komutanlıkça kabul edilmediğinden işleme konmayacağı kendine bildirilmiştir.

Sırf tabloyu tamamlamak amacı ile bir iki hususa daha değinmekte fayda vardır. Şöyle ki: İhtilâf konusu olmayan olgulara göre Müstedinin Müsteda- aleyhlerle -ilişkisi 8.1.88 tarihinde kesilmiştir. Müstedi Müstedaaleyhlere Türkiye'de Harp Okulunda yetiştirilmesi amacı ile Devletin kendi için harcadığı 513,000TL civarında bir rakamı Müstedaaleyhler nezdinde ödemiştir.

Başvurunun olgularını yukarıdaki şekilde öz-etledikten sonra bu olgulara yürülükte bulunan mevzuatı uygulamam gerekir. İlgili mevzuat ise Değiştirilmiş şekliyle 15/1979 sayılı Güvenlik Kamu Görevlileri Yasası'dır. 15/1979 sayılı Yasa, bilâhare muhtelif tadilâtlara uğramakla birlikte bu davanın olgul-arına şâmil ilgili maddeler 33/84 sayılı Güvenlik Kamu Görevlileri (Değişiklik No.2) Yasası ile tadil edilmiş şekli ile 15/79 sayılı Yasa'nın 22 ve 23 üncü maddeleridir. Tadil edilmiş şekli ile söz konusu 22 ve 23 üncü maddeler aynen şöyledir:-

Çekilme22-. (1) Güvenlik kamu görevlileri bu yasada belirtilen esaslar çer-
hakkıçevesinde bağlı bulundukları amir aracılığı ile ve silsile
yolu ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına başvurarak
güvenlik kamu görevliliğinden çekilme hakkına sahipt-ir-
ler.

Görevden çekilenler, yerine birisi gelip katılmadan, görevi devir ve teslim etmeden, aşağıdaki fıkralarda belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeden, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığından ilişik kesme belgesi almadan görevini bırakamazlar.

Muv-azzaf subay ve astsubaylar nasıpları tarihinden itibaren Güvenlik Kuvvetlerinde on beş yıl fiili hizmet yapmadan görevden çekilme talebinde bulunamazlar.

On beş yıl fiili hizmeti tamamlayan muvazzaf subay ve astsubaylardan çekilme isteminde bulunanlar hak-kında Emeklilik Yasası uyarınca gerekli işlemler yapılır.

On beş yıllık fiili hizmet süresini tamamlamadan görevi bırakanlar (sağlık nedeni hariç) veya görevden uzaklaştı- rılanlar (kadrosuzluk veya yetersizlik halleri hariç), yetiştirilmeleri için yapıla-n masrafları tazmin etmekle yükümlüdürler.

Bu maddenin (2). ve (4). fıkralarında belirlenen kurallara uymayarak çekilenlerden cezai sorumlulukları saklı kalmak kaydıyla Devlete karşı verdikleri her türlü mali zararlar tazmin edilir.

23. (1) Güvenlik Kamu- görevlilerinin, Emeklilik Yasasında belir- lenen ve bu yasaya ters düşmeyen koşullar çerçevesinde emeklilik hakları vardır. Bu hak, emeklilik ve malüllük durumlarında kendilerini, ölümleri halinde dul eş ve yetimlerini kapsar.

(2) Muvazzaf subay ve- astsubaylar, nasıpları tarihinden baş-layarak Güvenlik Kuvevtlerinde on beş yıl fiili hizmet yapmadıkça emekliye ayrılamazlar. Ancak, sağlık nedeniyle veya kadrosuzluk sebebiyle on beş fiili hizmet yılını doldurmadan haklarında Güvenlik Kuvevtlerinden ayı-rma işlemi yapılanlara, Emekilik Yasası kurallarına göre maaş ve ikramiye uygulanır. Belirtilen haller dışında ayırma işlemine bağlı tutulanlar, on beş yıl fiili hizmet yapmadıkça, sadece emekilik maaşına hak kazanamazlar.

(3) Seferberlik, sıkıyöneti-m, olağanüstü durum veya savaş halinde emekliye ayrılma, Güvenlik Kuvvetleri Komuta-nının onayı ile mümkün olur.

Yukarıda alıntısı yapılan söz konusu yasa maddeleri her ne kadar arzu edildiği kadar iyi bir uslup ile kaleme alınmamış olmakla beraber, bir -subayın 15 fiili hizmet yılını bitirmeden, kendinin müracaat etmesi ve GKK'nın da söz konusu müracaatı kabul etmesi halinde GKK ile ilişkisini kesemez amlamında da değildir. Bu meselede Müstedi kendi hür iradesi ile GKK dan çekilme isteğine ve Müstedaaleyh-ler de bu istemi uygun karşıladıklarına göre Müstedi bu durumu yakınma konusu yapamaz.

Adı edilen mevzuatı yukarıdaki şekilde tefsir etme, kanımca İdare Hukuku Prensipleri ile de uyum sağlar, nitekim, Z.M.Nedjati, Administrative Law (1974) baskı, 'Legiti-mate İntereset' konusunu incelerken sayfa 262'de beni bağlamayan bir içtihat'dan alıntı yaprak yasal durumu şöyle yansıtmıştır:-

"A person who has accepted an administrative act or decision, or the situation created therereby, and has acted accordingly, o-r who has applied for and secured an act or decision in accordance with his application, cannot be allowed later to challenge its validity, by way of recourse for its annulment, because such person does not possess in the circumstances, a legitimate intere-st entitling him ta make recourse at all' (underline supplied)".

Yazar yine aynı eserinde ayni safhada kendi kelimeleri ile şöyle devam etmektedir:-

"Acceptance may be express or implied, but it must be free and voluntary. An acceptance will not be tak-en to be free and voluntary if it is brought about by pressure of the prejudicial consequences of non - acceptance. Furthermore, acceptance should relate to a vested and not a contingent right because a contıngent right cannot legally be surren-dered."

B-u görüşler ile tamamen hemfikir-i-m. Müstedi kendi arzusu ile GKK dan çekilme isteminde bulunar-a-k İdareyi, bilâhare yakınma konusu yaptığı kararı almaya kendisi teşvik etmiştir. Kendinin isteği ile alınan bir karar daha sonra ise yakınma konusu yapmıştır. Buna göre Müstedi bu başvurusunda başarılı olamaz. Bu görüşümün doğruluğu kanımca bizim yerli iç-tihatlardan da destek bulmaktadır. Nitekim 3 Yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkeme, YİM 276/80; (D.50/80) sayılı davada benzeri bir konuyu inceleme fırsatı bulmuştur. O davada Müstedi kamu görevinden emekliye ayrılma is-temiş, bu maksatla İdareye ilgili mercilere müracaat etmiş, müracaatı kabul olunup emekliye ayrılma işlemleri başlatılmış, bilâhare Müstedi fikir değiştirip emekliye çıkma işlemlerini geri alma istemiştir. Bu isteği idare tarafından red olununca da konuyu -yakınma konusu yapmıştı. Yüksek Mahkeme, bu kararın 4'üncü sayfasında aynen şöyle demişti:-

"Şimdi de Müstedinin emekliye ayrılma istemine ilişkin işlemler başla-tıldıktan sonra onun (Müstedinin) istifasını geri alma ve geri görevine dönmesine ilişkin ta-lebini incelememiz gerekmektedir. Önümüzdeki meselede Müstedinin talebi üzerine emekliye ayrılma isteminin 15.4.1980 tarihinde onaylandığı ve 18.4.1980 tarihinden itibaren emeklilik öncesi iznine fiilen başladığı bir gerçektir. Bütün bu işlemler bizzat Müs-tedinin talebi üzerine gerçekleşmiştir. Onaylanmış ve emklilik öncesi iznine bilfiil başlamak suretiyle emeklilik öncesi iznine bilfiil başlamak suretiyle emeklilik yolunda fiili adımlar atıldıktan sonra Müstedi geri dönme istemini artık bir hak olarak ile-ri süremez. Böyle bir talep karşısında Devletin olumlu bir yanıt vermek zorunluluğu yoktur. Devletin olumsuz bir yanıt vermesinden ise ilgili kişi kendi insiyatifi ile başlatılmış bir işlemden ötürü herhangi bir şekilde şikayet etmeğe hakkı yoktur. İşbu ba-şvuruda da Maliye Bakanlığının müstedinin emekliye ayrılma istemini geri alışına ve geri göreve dönüşüne ilişkin verdiği olumsuz yanıttan yakınmağa hakkı yoktur. Bu nedenle Müstedinin 'b' ve 'c' talepleri de reddolunur." (underline supplied).

Yukarıda sö-zü edilen YİM 276/80 sayılı karardan önce de 3 Yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesi YİM 160/77 sayılı bir başka kararın son sayfasında bu başvuruya ışık tutacak mahiyette şöyle demişti:

"İdari Hukukun prensiplerinden birine göre bir kimse kendi müracaa-tı üzerine ve buna uygun ola-rak bir idari karar alın-m-a-sını sağlamış ise, bu kimse bu kararın geçerliliğini kabul etmiyerek bunun iptali için başvuruda bulunmasına müsaade edilmez. Bu gibi bir kimsenin, mevcut ahvalde, böyle bir müracaatı yapabilmesi için etkilenen meşru bir menfaatinin olduğu kabul edilemez.
-
Yukarıda söylenenlerden görüleceği gibi Müstedi yaptığı başvu-rusunda muvaffak olmuş değildir.
Sonuç olarak Müstedinin başvurusu reddolunur."

Bizim mevzuatımız açısından bu başvurunun olguları incelendiğinde, başvurunun izah etmeye çalıştığım nedenler-den ötürü iptal edilmesi gerektiği sarihtir. Bu nedenle Müdafaanın üzerinde durduğu 'Estoppel' prensibini de esaslı olarak incelemeye gerek görmüyorum, çünkü sonuç belli olduğuna göre bu yola tevessül etmek sadece bir akademik egsersizden başka bir şey olm-ayacaktır. Ancak şunu söylemekle yetineceğim: Estoppel'in bir şahadet yasası mı (Rule of Evidence) yoksa esas mevzuat mı (substantine law) olduğu bile hala tartışma konusudur. Mesele Halsbury's Laws of England, 4th ed. Vol 16 sayfa 1008, pragaraf 1501'in -son kısmında aynen şöyle denmektedir:

"Estoppel is often decribed as a rule of evidence but the whole concept is more correctly viwed as a substantive rule of law."

Konuya Phipson on Evidence açısından bakıldığında (Bak 13th ed. sayfa 1067 - 1068, başlı-k Equitable estoppel), klasik 'common law estoppel' ile 'equitable estoppel' incelenirken, Phipson, son paragrafta aynen şöyle demek-tedir:

"The essential distinction between this branch of estoppel and ordinary common law estoppel is that the latter depe-nds on a representation of existing fact. Equitable estoppel may be invoked to prevent a party resiling from an intention as to future events or as to the legal consequences of a particular course of dealings. It may thus be invoked to create interests in -land (proprietary estoppel) even where there is no positive act by the represent-or, but only acquiescence- (estoppel by acquiscence) or otherwise to prevent a person from relying on his strict legal rights where he has intimated an intention not to do so (promissory estoppel). The law on this topic is in something of a state of flux and not only is the trippar-tite classification here adopted possibly not exhaustive, but the divisions between the categories are being rapidly eroded. There are moreover, authorties not cited here on these related topic. Equita-b-l-e- estoppel awaits an authoritative and systematic analysis."

Yukarıdaki iktibası da yaptıktan sonra Müstedinin, bu başvurusunun kökeninde yatan harektlerinin klasik common law estoppel değilse bile equitable estoppel teşkil edebileceği ve dolayısı ile bu -başvuruda muvaffak olamıyacağı ortadadır, ancak yukarıda da değindiğim gibi estoppel'e girmeden, ve uygulamakla yükümlü olduğum yerli mevuzat ve içtihatlara istinaden Müsetdinin başvurusunu red ederim.

Masraflarla ilgili herhangi bir emir verilmez.


(Me-tin A. Hakkı)
Yargıç

10 Aralık 1990



-


309



-


Full & Egal Universal Law Academy