Yüksek İdare Mahkemesi Numara 121/1992 Dava No 4/1997 Karar Tarihi 28.03.1997
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 121/1992 Dava No 4/1997 Karar Tarihi 28.03.1997
Numara: 121/1992
Dava No: 4/1997
Taraflar: Alpay Hasan Menteş ile Eşdeğer Tazmin Kom.
Konu: Bir emirnamenin yasal dayanağı olup olmadığı hususunda karar vemek yetkisi davaya bakan Mahkemelerin yetkisi dahilindedir.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 28.03.1997

-D.4/97 YİM 121/92

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
KKTC Anayasasının 152. maddesi hakkında.

Mahkeme Heyeti:Taner Erginel,Nevvar Nolan,Seyit A.Bensen.

Müstedi: Alpay Hasan Menteş,- Karaoğlanoğlu-Girne

- ile -

Müstedaaleyh: 1. Eşdeğer Tazmin Komisyonu vasıtasıyle
KKTC., Lefkoşa
2. Saptama, Değerlendirme ve Tazmin
Komisyonu vasıtasıyle KKTC.,Lefkoşa
- 3. İskân Bakanlığı vasıtasıyle KKTC.,
Lefkoşa
4. Girne Kaza Tapu Dairesi vasıtasıyle
KKTC., Lefkoşa

A r a s ı n d a .

Müstedi namına Avukat Kıvanç M. Riza
Müstedaaleyhler namına Kıdemli Savcı Müjgan I-rkad
İlgili Şahıslar Erdinç Rüstemoğulları ve Neşe Rüstemoğulları namına Avukat Ergin Ulunay.


-------------------------------


H Ü K Ü M

Taner Erginel:Eşdeğerden hak sahibi olan Müstedi, 15'inci kaynak paketinde ilan edilen 12 kaynağa müracaat ett-i. Bu kaynakların tümünün kendisine değil başka kişilere verildiğini öğrenen Müstedi önümüzdeki başvuruyu dosyalayarak kararların iptalini talep etti.

Sözkonusu kaynakları almış olan kişiler başvuruya İlgili Kişi olarak katıldılar. Başvurunun değişik a-şamalarında Müstedi bu 12 kişiden 8'i ile ilgili taleplerini geri çekti. Dolayısıyle geriye kalan 4 kaynağın Müstediye değil de İlgili Kişilere verilmesinin hatalı olup olmadığını incelememiz gerekmektedir.

Başvuruda Müstedinin 1,313,453 eşdeğer puanı o-lduğu belirtilmiştir. İlgili Kişilerin durumuna ilişkin herhangibir bilgi yoktur. Talep takririnde sadece genel bir ifadeyle Müstedinin terk ettiği malların yer, kıymet,cins, miktar ve evsaf bakımından İlgili Kişilerin terk ettiği mallardan daha nitelikli -olduğu iddia edilmektedir. Başvurunun duruşmasında da Müstedi kendi durumunu anlatmış ve İlgili Kişilerin haklılık durumu konusunda bilgi sahibi olmadığını söylemiştir. İlgili Kişilerin durumu daha sonra Mahkemeye celbedilen tanıkların şahadetlerinden ort-aya çıkmıştır.

Mahkemeye ibraz edilen emareler ve şahadete göre Müstedinin durumu şöyledir. Güneyde Larnaka'da çeşitli mallar terk eden Müstedi için iki dosya düzenlenmiştir. DD7530 sayılı dosyada Müstedinin 4,056,022 puanı olduğu görülmektedir. Bu pua-nlara karşı Müstediye Karaoğlan-oğlu'nda bir konut ve Yukarı Girne'de 9 dönüm arsa nitelikli arazi verilmiş ve bu dosyadaki puanları sıfırlanmıştır.

Daha sonra tanzim edilen DD23918 sayılı dosyada ise Müstedinin 109,267 puanı vardır. Bu puanlar Larnaka'd-a askeri kışla olarak kullanılan bir barakadan gelmektedir. Müstediye ayrıca babasından miras olarak 1,204,186 puanı kalmıştır. Bu puanlar Larnaka'da kalan arsaların karşılığıdır. Sonuç olarak Müstedinin toplam 5,369,475 eşdeğer paunı vardı ve bu puanların- 4/5'üne karşılık mal almış olup 1,313,453 eşdeğer puanı artmış bulunmaktadır.

Önümüzdeki başvuruda öncelikle başvurunun olağan dışı özellikleri üzerinde durmamız gerekmektedir.

Herşeyden önce bu başvuruda tartışma konusu yapılan karar 1 değil 12 tan-e idi ve daha sonra 4'e indiril-miştir. Her kararla ilgili olarak karşılaştırılması gereken olgular farklıdır. İlgili Kişiler farklıdır. Bu kararların tek müşterek yönü Müstedinin aynı kişi olmasıdır.
- - -İkinci olağan dışı özellik talep takririnde tartışılmak istenen kararların olguları ile ilgili hiç bir ayrıntının olmamasıdır.. Daha doğrusu Müstedi olguları öğrenme gereği duymadan başvuruyu dosyalamıştır. Müstedi şahadet verirken sadece kendi durumunu an-latmış ve İlgili Kişiler hakkında birşey bilmediğini söylemiştir. Gerçekte Müstedi bu başvurusunda Mahkemeye genel bir şikayet yapmakta ve Mahkemenin konuları bir bir araştırmasını ve kendisine nazaran daha haksız olan varsa onu bulup onunla ilgili kararı -iptal etmesini istemektedir. Dikkat edilince görülecektir ki Müstedi, Yüksek İdare Mahkemesinin, bir şikayet Komisyonu olarak çalışmasının beklentisi içinde önümüzdeki başvuruyu dosyalamıştır. Bu beklenti içinde olduğu için olguları öğrenme gereği duymam-ış ve ayrı ayrı değil 12 karara karşı birlikte başvuru dosyalamıştır. YİM davalarında genellikle masraf emri verilmemesi Müstediyi bu şekilde davranmaya teşvik etmiş olabilir. YİM davalarında usul kurallarına sıkı sıkıya bağlı olmadığımız da bir gerçektir.- Ancak hoşgörü gösterirken Mahkemenin felç olmasına veya İskân işlerinin daha sorunlu hale gelmesine yol açacak bir prosedürü izlememiz doğru değildir. Müstedinin başlattığı bu prosedürü onaylamamız halinde herkes kaynak paketlerinde mümkün olduğu kadar -çok kaynağa müracaat edecek, haklı veya haksız tümünü aynı başvurunun konusu yapacak ve "haksız olduğum ortaya çıkarsa o talebi geri çekerim ne kazanırsam kârdır" diye düşünecektir. Böyle bir yaklaşımın YİM'in normal yargılama yöntemine uymaması bir yana Y-üksek İdare Mahkemesinin işlerini çok fazla artıracağına ve hatta işleri içinden çıkılmaz hale getireceğine şüphe yoktur.

YİM davalarında üzerinde durulması gereken bir nokta da şudur. Mahkeme hiç bir zaman kendini Yönetimin yerine koymamalıdır. Eşdeğer -Tazmin Komisyonu yerinde Mahkememiz olsaydı muhtemelen farklı değerlendirme yapacak ve bu kaynakları farklı kişilere dağıtacaktı. Fakat bu durum alınan kararlara Yüksek İdare Mahkemesinin müdahale etmesi için yeterli değildir. Kararın iptali için yönetimin- yasalara aykırı hareket etmesi, yetkilerini aşması veya kötüye kullanması gerekir. Kaynak paketlerinde karar verirken Komisyonun uymak zorunda olduğu yasa ve tüzük hükümleri vardır. Bu yasa ve tüzük hükümlerinin uygulamasında Komisyona takdir hakkını ku-llanacağı bir alan tanımak ve Mahkemeyi Komisyonun yerine geçerek değerlendirme yapmaya davet etmemek gerekir. Bu başvuruda Müstedinin 12 kararla ilgili talebinden 8'ini geri çekmesi yani 8'inde Komisyonun haklı karar verdiğini kabul etmesi, Komisyonun kö-tü niyetle hareket etmediğinin göstergesidir. Gerçekte Müstedi argümanlarının hiçbirinde Komisyonun yetkilerini kötüye kullandığını iddia edememiştir. Aksine Mahkememizi Komisyonun yerine geçmeye ve konuyu yeniden değerlendirerek farklı bir tercih yapmaya -davet etmektedir. Kanımca Müstedinin bu talepleri ve yaklaşımı bir Yüksek İdare Mahkemesinin kabul edebileceği yaklaşım değildir.

Sonuç olarak;
A) YİM başvurularında sadece bir kararın tartışma konusu yapılması gerekir. İstisnai hallerde birden fazla ka-rar birlikte tartışma konusu yapılabilse bile bunun makul bir gerekçesi olması gerekir. Önümüzdeki başvuruda birden fazla kararın birlikte başvuru konusu yapılmasının herhangibir makul gerekçesi öne sürülmemiştir. Bir kaynak paketine müracaat eden kişinin -tüm kararları birlikte tartışma konusu yapmasının eşdeğer işlemlerini zorlaştıracağı, gerek Komisyonlara gerekse YİM'e büyük güçlük çıkaracağı açıkca görülmektedir. Dolayısıyle burada birçok kararı birlikte tartışma konusu yapmanın makul bir gerekçesi olma-dığını kabul etmemiz gerekir.

B) Bir başvuruda Müstedinin tartışma konusu yapmak istediği karara ilişkin olgular hakkında bilgisi olması ve bu olguları başvurunun dayandığı gerçekler bölümünde öne sürmesi gerekir. İstisnai hallerde Müstedinin olguları ö-ğrenememesi halinde bunları öne sürmemesi mazur görülebilse bile Müstedinin hiç olmazsa öğrenme girişiminde bulunduğunu ve gayret etmesine rağmen öğrenemediğini öne sürmesi gerekir. Halbuki burada olguları belirtmemenin hiçbir gerekçesi gösterilmemiştir.

-C) Müstedinin Mahkemede yaptığı argümanlarda Yönetimin takdir hakkı sınırlarını aştığını iddia etmesi ve Mahkemeyi Komisyonun yerine geçmeye davet etmemesi gerekir. Halbuki burada Müstedi Mahkemenin Komisyonun yerine geçerek konuyu yeniden değerlendirmes-ini ve Komisyondan farklı bir tercih yapmasını beklemektedir.

Bu nedenlerle başvurusunun reddedilmesi gerektiği görüşündeyim.
.........................................................

Kararımın buraya kadar olan bölümünü bir taslak olarak hazırladıkt-an sonra Müstedi Mahkememize bir müracaat dosyalayarak Erdinç Rüstemoğlu ve Neşe Rüstemoğlu'na ilişkin olup kaynak paketinde 5297. sırada ilân edilen malla ilgili talebi dışındaki diğer talepleri geri çektiğini beyan etmiştir. Bu durumda yukarıda belirtti-ğim birden fazla kararın aynı başvuruda tartışılamıyacağı hususundaki gerekçem etkisini kaybetmiş bulunmaktadır. Hemen ekliyeyim ki bu konudaki rahatsızlığım tamamen giderilmiş değildir. Çünkü bir kez usule aykırı bir başlangıç yapıldı mı daha sonra bun-u düzeltmek kolay değildir ve başka sorunlar ortaya çıkar. Burada sorun birden fazla kararın birlikte başvuru konusu yapılmış olmasıdır. Diyelim ki bu meselede olduğu gibi 12 karar birlikte tartışma konusu oldu. Daha sonra Müstedi taleplerini bir bir geri- çekmeye başladı. Aynı kaynağa başvurmuş olan diğer kişilerin başvuru dosyalama süresi de geçtiğinden kimin mala sahip olacağı Müstedinin iradesine bağlanmış olacaktır. Dolayısıyle uzun bir mücadele sonunda kaynak paketinden mal almayı başaran kişiler bu- kez de Müstediyi memnun etme ve kendileri aleyhindeki talebi geri çektirme yarışı içine gireceklerdir. Uygulamada Müstedi bir çok kaynağa başvurup tümünü başvuru konusu yapacak ve sonra arzu ettiklerini geri çekerek mal dağıtan kişi durumuna girecektir. -Kanımca bu görüntüde bir terslik vardır ve Müstedinin en geç talimat aşamasında çekeceği davaları geri çekip bir tek kişi aleyhinde davasını devam
ettirmesi veya ayrı ayrı davalar açması gerekir. Bu görüşlerime rağmen Müstedi geç de olsa diğer İlgili Kiş-iler aleyhindeki taleplerini geri çektiğine ve ortada tek yönetsel karar kaldığına göre bu gerekçeye dayanarak başvuruyu iptal etmeyi uygun görmüyorum.

Diğer nedenlere yani konunun esasına gelince bu konuda Sayın Nevvar Nolan'ın kararını okumuş bulunuy-orum. Neşe Rüstemoğlu ile Erdinç Rüstemoğlu daha önce mal almamış kişilerdir. Müstedi ise kendisine ait 4,056,022 puanı sıfırlayarak önemli miktarda mal almış birisidir. Müstediye babasından intikal eden 1,204,186 puanla kendisine sonradan verilen 109,267- puanın niteliği ile Neşe Rüstemoğlu ve Erdinç Rüstemoğlu'nun puanlarının niteliği kıyaslandığında Müstedinin daha nitelikli puanı olduğu sonucuna varmamız mümkündür. Ancak acaba sadece bu husus Mahkememizin Komisyonun aldığı kararı iptal etmesi için yeter-li midir? Tekrar altını çizmekte yarar görürüm ki Mahkememizin yaptığı değerlendirmelerde kendini Komisyonun yerine koymaması gerekir. Her yönetsel organın takdir hakkını kullanabileceği bir alan vardır. Dolayısıyle bu sınırın dışına çıkılıp çıkılmadığını- araştırmak zorundayız. Mahkeme Komisyonun yerinde olsaydı farklı bir seçim yapacak olsaydı bile Komisyonun aldığı karar yasalara uygunsa veya Komisyon yetkilerini aşmış veya kötüye kullanmış değilse alınan karara müdahale etmek doğru değildir. Şu halde ön-celikle Komisyonun önünde bulunan yasal mevzuatı aydınlığa kavuşturmamız gerekir. Acaba Komisyon nasıl bir yasal tablo ile karşı karşıya idi?

Komisyonun önünde bulunan ve uygulamak zorunda olduğu yasa ve tüzük maddeleri şöyledir.
41/77 sayılı yasanın- 76'ıncı maddesi şöyledir:
"Eşdeğer mal uygulaması için kaynak olarak tesbit ve ilân edilen bir taşınmaz mala birden fazla talip olması halinde hangi hak sahibine tahsis edileceği hususunda aşağıdaki esaslar dikkate alınır ve bu konudaki yöntemin saptanabi-lmesi için Bakanlar Kurulu tüzük yapabilir.
(1) Talep ettiği malın bulunduğu yerleşim
yerinde ikamet edene;
(2)Bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihe
kadar hak sahibi olduğu halde
kendisine konut dışında herhangi bi-r şekilde tahsis yapılmayana;
(3)Malı bu Yasaya uygun olarak tasarruf
edene;
(4)Güney bölgesindeki malının cins ve
evsafına en çok uyan kişiye;
(5)Talep edilen mal tarımsal arazi ise
çiftlik yapana, işyeri ise buna u-ygun
işle iştigal edene"

76'ıncı madde altında yapılan Eşdeğer Mal Vermede Öncelikler Tüzüğünün 4 (d) maddesi ise şöyledir:
"4(d)Arsa ve Arsa Nitelikli Arazi İçin:
(1)Özellikleri bakımından, Güneyde
benzer nitel-ikte taşınmaz malı
bulunan.
(2)Herhangi bir taşınmaz mal almamış
olan.
(3)Kuzeyde; konut, arsa veya arsa
nitelikli arazisi olmayan.
(4)Evli veya evlilik çağında çocukları
- olup, Güneyde birden fazla
arsa bırakmış olmak.
(5)Güneyde, önemli sayıda ve değerde
arsaveya arsa nitelikli arazisi
bulunan."

Derhal görüleceği gibi yasa ile tüzük uy-um içerisinde değildir. Tüzüğün 4(d) maddesi bir tüzük maddesinden çok, yasanın 76'ıncı maddesini değiştiren ve onun yerine geçen bir yasa maddesi görünümündedir. Halbuki Tüzükler yasanın uygulanmasını sağlamak için yapılır ve yasanın belirlediği sınırlar -içerisinde bir anlam ifade ederler. Anayasa Mahkemesi 7/79, (D.8/80) sayfa 5'de şöyle denmektedir.
"yürütme veya başka organın görevi, yasama organının tesbit ettiği çerçeve içinde yasanın daha uygun bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacını güden düzenl-emeler yapmaktır. Başka bir deyimle yasayla düzenlenmesi öngörülen konunun temel yönleri yasa ile düzenlenmelidir. Tafsilat ise temel yönler çerçevesinde kalmak koşulu ile yasama organı tarafından yetki verildiği takdirde, Yürütme veya başka bir organ tara-fından düzenlenebilir."

76. madde incelendiği zaman görülecektir ki bu maddede malı kimin alacağı hususunda esaslar tespit edilmiş ancak başka esasları tespit etme veya öncelikler tespit etme yetkisi tüzüğe verilmemiştir. Tüzüğe verilen yetki yöntem yani- usul belirleme konusundadır. Buna göre tüzüğün kaynakların nasıl ilân edileceği nasıl müracaat edileceği hususlarında yöntem belirleme yetkisi vardır. Maalesef yukarıda alıntı yaptığımız tüzük maddesi bu yetki sınırlarının dışına çıkmıştır. Daha doğrusu- tüzük yasayı bir kenara itmiş ve yasadan daha önemli hale gelmiştir. Yasadaki bazı esasları ortadan kaldırmış diğerlerinin sırasını ve anlamını değiştirmiştir. Hangi açıdan bakarsak bakalım tüzüğün "ultra vires" ve geçersiz olduğu açıktır. Yasadaki sırala-manın bir anlam ifade etmediği yasanın öncelikleri tespit etmeyip esasları gelişigüzel sıraladığı görüşüne katılmıyorum. Kanımca bu görüş yasaların yorumlanmasına ilişkin kurallara uygun







değildir. Ayrıca yasada sıralama olmaması yasa koyucunun bu k-onuyu yönetimin takdirine bıraktığı anlamına gelir. Yasada sıralama olsun veya olmasın tüzükteki sıralamasının hiç bir anlamının olmadığı açıktır. Çünkü tüzüğe bu konuda yetki verilmemiştir.

Başvuru dosyalandığı zaman tartışma konusu yapılmak istenen 12 -kararı incelediğimiz zaman Komisyonun hiç mal almamış kişilere ağırlık verdiğini ve bu kişileri tercih ederek malları dağıttığını görürüz. Diğer bir ifade ile Komisyon 4 milyonu aşkın puanını sıfırlayarak önemli miktarda mal almış Müstedi ile güneyde mal b-ıraktığı halde hiç mal almamış kişileri kıyasladığı zaman hiç mal almamış kişileri tercih etmiştir.

Yukarıdaki değerlendirmelerden açıkca görülebileceği gibi Komisyonun önündeki yasal tablo Komisyonun bu tercihi yapmasına engel olacak bir tablo değildi.- Kanımca Komisyon, tüzüğü değil de yasayı uygulamak yani hiç mal almamış kişileri tercih etmek zorunda idi. Böyle bir zorunluluk olmasa bile hiç mal almamış kişileri tercih etme yolu Komisyona açıktı veya Komisyon bu konudaki takdir hakkını kullanmakla hat-a etmiş değildir.

Öyle sanıyorum ki yasayı değil de tüzüğü uygulamayı tercih eden görüşün arkasında tüzüğün daha doğru veya
âdil olduğu düşüncesi yatmaktadır. Yasaların yorumunda iki farklı eğilim vardır. Şahsen yasaların yorumunda moral yöne veya adal-et kavramına mümkün olduğu ölçüde fazla önem verilmesi gerektiği görüşündeyim. Ancak kanımca yasaların Mahkemenin takdirine bıraktığı hususlarda veya yoruma açık tereddütlü durumlarda Mahkemenin tercihini âdil olandan yana kullanması gerekir. Yasada boşluk- olması halinde de Mahkemenin âdil görüşlerle bu boşluğu doldurmaya gayret etmesi yerinde bir davranıştır. Yasada boşluk yoksa, tereddütlü bir durum yoksa, yani yasa koyucunun amacı açıkca meydanda ise Mahkeme bu yasayı beğenmediğini öne sürerek yürürlükt-en kaldıramaz. Hele normlar hiyerarşisini ortadan kaldıracak şekilde yasanın Anayasayı, tüzüğün yasayı, iptal etmesine göz yummak bir hukuk karmaşası yaratabilir.

Sonuç olarak Komisyonun tüzüğe değil de yasa maddesine ağırlık veren ve hiç mal almamış ki-şileri tercih eden kararında müdahalemizi gerektirecek bir hatanın bulunmadığı görüşündeyim.

Yukarıdaki nedenlerle başvurunun reddedilmesine taraftarım.

Nevvar Nolan : Yukarı Girne'de, Pafta/Harita XII/20.E.2, Ada H, Parsel 236'daki arsa 15. Kaynak Pa-ketinde 5297. sırada 540,360 puan karşılığı kaynak olarak ilan edildi. Müstedi diğer kaynaklar yanında bu kaynağa da müracaat etti. 15. Kaynak Paketine yapılan müracaatları değerlendiren Eşdeğer Tazmin Komisyonu Müstedinin müracaat ettiği kaynakların hiç-birini Müstediye vermedi. 15. Kaynak Paketinden kendisine herhangi bir kaynak verilmediğini öğrenen Müstedi, müracaat ettiği, aralarında 5297. sıradaki kaynağın da bulunduğu, 12 adet kaynağın, kendisi dışında başkalarına verilmeleri ile ilgili kararların -hükümsüz ve etkisiz olduklarına dair karar talebi ile Yüksek İdare Mahkemesinde işbu başvuruyu dosyaladı.

Müstedi, önce, müracaat ettiği ancak başkalarına verilen 12 kaynağın sekizinin başkalarına verilmeleri ile ilgili yakınmasını geri çekti. Başvuru d-inlendikten sonra da 5297. sıradaki kaynak dışında diğer 3 kaynağın başkalarına verilmeleri ile ilgili yakınmasını geri çekti. Müstedinin, işbu başvuruda, karara bağlanması gereken bir tek yakınması kalmıştır. Müstedi, 15. Kaynak Paketinde 5297 sıra numa-rası altında kaynak olarak ilân edilen Yukarı Girne'de, Pafta/Harita XII/20.E2, Ada H, Parsel 236'daki arsanın Müstedaaleyhlerce Neşe Rüstemoğulları ve Erdinç Rüstemoğulları'na verilmesi ile ilgili alınan kararın ve/veya verilen kesin tasarruf belgesinin h-ükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar talep etmektedir.

Neşe Rüstemoğulları ve Erdinç Rüstemoğulları 15. Kaynak Paketinde 5297. sırada ilân edilen kaynağa 14.4.1991 tarihinde birlikte müracaat ettiler. Neşe Rüstemo-ğulları ile Erdinç Rüstemoğulları anne-oğuldurlar. Neşe Rüstemoğulları 214,500, Erdinç Rüstemoğulları da 460,000 , toplam 674,500 eşdeğer puanı ile konu kaynağa müracaat ettiler. Müstedi de konu kaynağa 1,313,453 eşdeğer puanı ile müracaat etmiştir. Eşd-eğer Tazmin Komisyonu, 15.6.1992 tarihinde aldığı bir kararla konu kaynağı Neşe Rüstemoğulları ve Erdinç Rüstemoğulları'na vermiştir.

Kaynak olarak ilân edilen bir taşınmaz mala birden çok kişinin müracaat etmesi halinde 41/77 sayılı İskân, Topraklandırm-a ve Eşdeğer Mal Yasasının 76. maddesi ile bu madde tahtında yapılan 1983 Eşdeğer Mal Vermede Öncelikler Tüzüğü dikkate alınarak kaynağın kime verileceği saptanır. 1983 Eşdeğer Mal Vermede Öncelikler Tüzüğünün 4. maddesinde aşağıdaki ifade yer almaktadır.-
"4. ....... Ayni mal için birden fazla kişi istemde bulunduğu takdirde, aşağıdaki öncelik kriterleri saptanan sıra dahilinde uygulanarak malın nihai olarak kime verileceği saptanır.

(a) Konut İçin:
..............
(b) İşyeri İçin:
........-......
(c) Tarımsal Kaynak İçin:
..............
(d) Arsa ve Arsa Nitelikli Arazi
İçin:

(1) Özellikleri bakımından,
Güneyde benzer nitelikte
taşınmaz malı bulunan

(2) (26.9.19-91 tarihinde
kaldırıldı)

(3) Herhangi bir taşınmaz
mal almamış olan

(4) Kuzeyde, konut, arsa veya
arsa nitelikli arazisi
olmayan

(5) Evli veya evlilik çağında
çocukları olup,Güneyde -
birden fazla arsa bırakmış
olmak.

(6) Güneyde, önemli sayıda ve
değerde arsa veya arsa
nitelikli arazisi bulunan."

Neşe Rüstemoğulları Yeşilova, Baf'ta tarla terketmiştir ve sahip olduğu 214,500 eşdeğer -puanının kaynağı tarladır. Neşe Rüstemoğulları eşdeğerine karşılık daha önce Kuzey'de herhangi bir taşınmaz mal almamıştır. Erdinç Rüstemoğulları'nın 460,000 eşdeğer puanı babası Nevzat Rüstemoğulları'ndan bağıştır. Erdinç Rüstemoğulları da daha önce Ku-zey'de herhangi bir taşınmaz mal almamıştır; ancak puanları babası Nevzat Rüstemoğulları'ndan geldiği cihetle babasının durumunun değerlendirilmesi gerekir. Nevzat Rüstemoğulları'na Güney Kıbrıs'ta, Baf'ın Yeşilova ve Ovalık köylerinde terkettiği taşınmaz- mallar için 3,221,332 eşdeğer puanı takdir edilmiştir. Nevzat Rüstemoğulları Güney Kıbrıs'ta iki konut ve tarla terketmiştir. Yeşilova, Baf'ta terkedilen iki konut için takdir edilen toplam puan 500,495'tir. Nevzat Rüstemoğulları eşdeğerine karşılık Ku-zey'de 1,998,765 puan değerinde taşınmaz mal aldıktan sonra kalan 1,222,567 puanından 14.8.1989 tarihinde oğlu, Erdinç Rüstemoğulları'na 460,000 puan bağışlamıştır. Nevzat Rüstemoğulları Alsancak, Girne'de bir konut, bir işyeri, iki parça arsa nitelikli a-razi, iki parça narenciye ve iki parça zeytinlik aldı. Nevzat Rüstemoğulları'nın Alsancak'ta aldığı konutun puan değeri 664,356'dır.

L(rnaka'da konut, dükkan ve arsa terkeden Müstediye terkettiği taşınmaz mallarına karşılık 4,056,022 puan takdir edilmiş-ti. Müstedi Karaoğlanoğlu'nda bir konut ve Yukarı Girne'de 9 dönüm arsa nitelikli arazi alarak bu puanlarını sıfırladı. Daha sonra Müstediye L(rnaka'da terkettiği bir arsa üzerinde askeri kışla olarak kullanılan barakalar için 109,267 puan takdir edildi.- Müstedinin babası Hasan Menteş'in vefat etmesi üzerine de Müstediye veraset yolu ile 1,204,186 eşdeğer puanı intikal etti. Müstedi 15. Kaynak Paketine bu 1,313,453 eşdeğer puanı ile müracaat etti. Müstedinin babası Hasan Menteş L(rnaka'da 9 arsa terket-miş ve kendisine bu arsalara karşılık 4,401,285 eşdeğer puanı takdir edilmişti. Merhum Hasan Menteş sağlığında 595,124 puan karşılığı Karaoğlanoğlu'nda bir konut, 681,247 puan karşılığı Girne'de bir dükkan ve 234,870 puan karşılığı Karaoğlanoğlu'nda bir o-dadan ibaret karkas halinde bir depo almış, toplam 1,511,239 puan kullanmıştı. Merhum Hasan Menteş'in kalan 2,890,046 puanından, 1,204,186 puan yukarıda ifade edildiği gibi veraset yolu ile oğlu Müstediye intikal etmiştir.

Yukarıda belirtilenlerden de a-çıklıkla görülebileceği gibi Müstedinin 1,313,453 puanı tümü ile Larnaka'da terkedilen arsalardan gelmektedir. Neşe Rüstemoğulları ve Erdinç Rüstemoğulları'nın toplam 674,500 puanı ise Güney'de terkedilen arsadan kaynaklanmamaktadır. Neşe Rüstemoğulları'-nın 214,500 puanının kaynağı tarladır, Erdinç Rüstemoğulları'nın 460,000 puanı kendisine babası Nevzat Rüstemoğulları'ndan bağıştır. Nevzat Rüstemoğulları'na Baf'ın Yeşilova ve Ovalık köylerinde terkettiği taşınmaz mallar için toplam 3,221,332 puan takd-ir edilmiştir. Nevzat Rüstemoğulları'nın terkettiği taşınmaz mallar, Yeşilova'da terkettiği iki konut dışında, tümü ile tarladır. Yeşilova'da terkedilen iki konut için takdir edilen toplam puan da 500,495'tir.

Nevzat Rüstemoğulları Girne, Alsancak'ta 6-64,356 puan değerinde bir konut almıştır; görülebileceği gibi aldığı konutun puan değeri Baf, Yeşilova'da terkettiği iki konutun toplam puan değerinin üzerindedir. Bu durumda Nevzat Rüstemoğulları veya onun puanları ile bir başkası, kaynak olarak ilân edi-len bir arsaya müracaat ettiğinde, Güney'de terkettiği konutlardan kaynaklanan puanlarını Kuzey'de aldığı konut ile tükettiği ve Güney'de arsa da terketmediği cihetle, Güney'de benzer nitelikte taşınmaz mal terketti gerekçesi ile öncelik alamaz. Müstedini-n 1,313,453 eşdeğer puanı vardır ve yukarıda da ifade edildiği gibi bu puanlar L(rnaka'da terkedilen arsalardan kaynaklanmaktadır. Ortaya çıkan tablodan, 15. Kaynak Paketinde 5297. sırada kaynak olarak ilan edilen arsaya müracaat eden Müstedinin konu arsa-yı almada aynı arsa için birlikte müracaat eden Neşe Rüstemoğulları ve Erdinç Rüstemoğulları'na önceliği olduğu çok açık bir şekilde görülmektedir. Konu kaynağı müracaatçılar arasından Neşe Rüstemoğulları ve Erdinç Rüstemoğulları'na veren Eşdeğer Tazmin K-omisyonunun 1983 Eşdeğer Mal Vermede Öncelikler Tüzüğünde belirtilen öncelik kriterlerini saptanan sıra dahilinde uygulamadığı, konu Tüzüğün 4(d)(1) fıkrasını doğru değerlendirmediği anlaşılmaktadır.

Yukarıda belirtilenler ışığında 15. Kaynak Paketinde 5-297 sıra numarası altında kaynak olarak ilân edilen Yukarı Girne'de, Pafta/Harita XII/20.E.2, Ada H, Parsel 236'daki arsanın Müstedaaleyhlerce Neşe Rüstemoğulları ve Erdinç Rüstemoğulları'na verilmesi ile ilgili alınan kararın ve bu karara istinaden verile-n kesin tasarruf belgesinin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.

Seyit A. Bensen: Bu başvuruda hazırlanan iki ayrı kararı önceden görüp okuma fırsatı buldum. Olgular Sayın Yargıç Nev-var Nolan'ın hükmünde belirtildiği gibidir. Bu nedenle olguları yinelemeye gerek görmüyorum. Sayın Yargıç Nevvar Nolan'ın hükmünde belirtilen görüşlerle ve varılan sonuçla hemfikirim. Sayın Yargıç Taner Erginel 41/77 sayılı İsk(n, Topraklandırma ve Eşd-eğer Mal Yasasının 6. maddesi ile bu madde altında yapılan 1983 Eşdeğer Mal Vermede Öncelikler Tüzüğünün 4(d) maddesini incelemiş ve konu yasa ile Tüzüğün uyum içerisinde olmadığını başka bir deyişle tüzüğün "ultra vires" ve geçersiz olduğu kararına varmış-tır. Konu Tüzüğün dayanaklık ettiği yasaya aykırı veya yasanın yetkisi dışında olup olmadığı veya yasal bir dayanaktan yoksun olup olmadığı Mahkeme önünde konu edilmiş olması halinde bu gibi hususları karara bağlamak davaya bakan Mahkemenin yetkisi dahili-ndedir. Anayasa Mahkemesi 18/78 sayfa 3'te bu hususta şöyle denmektedir:
"Bir emirnamenin yasal dayanağı olup olmadığı
hususunda karar vermek yetkisi davaya bakan
Mahkemelerin yetkisi dahilindedir. Herhangi
b-ir suçun dayandığı herhangi bir emirnamenin
yasal olup olmadığı ilk önce İlk Mahkeme
huzurunda iddia edilmesi ve İlk Mahkemenin
o hususta karar vermesi gerekir. İlk Mahkeme
o hususta kararını verdikten sonr-a kararın
hatalı olduğunu iddia eden yan, karara karşı
istinafta bulunabilir ve konu Yargıtay'da
karara bağlanabilir. Bu gibi hallerde karar
verme mercii davaya bakan Mahkemedir."

Yasal durum bu olduğuna g-öre, bu meselede konu Tüzüğün yasaya aykırı veya yasanın yetkisi dışında olduğu ne l(yihalarda ne de Mahkeme huzurundaki şahadetten gözükmektedir. Bu durumda yasaya aykırılık veya yetkisizlik iddiasının l(yihalarda yer alması ve böylece Müstedinin duruşma-da ne gibi bir itiraz ile karşılaşacağını önceden bilmesi ve ona göre aksini gösterebilecek şahadet çağırma ve argüman yapma fırsatına haiz olması gerekirdi. Halbuki Müstedaaleyhler ve ilgili şahıslar dosyaladıkları itiraznamelerinde konu tüzüğün yasaya a-ykırı olduğu konusunu ileri sürmedikleri gibi başvurunun duruşması safhasında da bu hususa hiç değinmediler. Kaldı ki Müstedaaleyhler ve ilgili şahıslar itiraznamelerinde Müstedaaleyh tarafından alınan kararların 41/77 sayılı yasaya ve bu yasa altında yap-ılan tüzüklere uygun olduğunu savunmaktadırlar. Bu itibarla Mahkeme huzurunda ileri sürülmeyen ve hiç tartışılmayan yasaya aykırılık veya yetkisizlik "ultra vires" iddiasının incelenip karara bağlanmaması gerektiği görüşündeyim.


Mahkeme: Sonuç olarak ba-şvuru oyçokluğu ile kabul edilir. Eşdeğer Tazmin Komisyonun Kaynak Paketinde 5297. sırada ilân edilen Neşe Rüstemoğulları ve Erdinç Rüstemoğulları'na ilişkin kararı iptal edilir. Başvuru masrafları ile ilgili herhangibir emir verilmez.




Taner Erginel - Nevvar Nolan Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç





28 Mart 1997






-


17




-


Full & Egal Universal Law Academy