Yüksek İdare Mahkemesi Numara 120/2000 Dava No 1/2007 Karar Tarihi 19.01.2007
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 120/2000 Dava No 1/2007 Karar Tarihi 19.01.2007
Numara: 120/2000
Dava No: 1/2007
Taraflar: Doğan Mitil ile K.K.T.C. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Polis Genel Müdürlüğü vasıtasıyla, K.K.T.C. vd.
Konu: Yokluk - Disiplin Yargıcının hatalı vermiş olduğu beraat kararının Tetkik Amiri tarafından tetkik edilemeyeceği
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 19.01.2007

-
D.1/2007 YİM 120/2000

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Yargıç Necmettin Bostancı Huzurunda.

Davacı: Doğan Mitil, Mersinlik, Mağusa

- ile -

Davalı: 1. K.K.T.C. Güv-enlik Kuvvetleri Komutanlığı Polis
Genel Müdürlüğü vasıtasıyla, K.K.T.C., Lefkoşa
2. Polis Hizmetleri Komisyonu vasıtasıyla, K.K.T.C.
Lefkoşa


A r a s ı n d a.

Davacı namına: Avuk-at Tevfik Mut
Davalılar namına: Kıdemli Savcı Behiç Öztürk.

.........................

H Ü K Ü M


Davacı, Davalılar aleyhine ikâme ettiği işbu davada aşağıdaki şekilde- talepte bulunmuştur:

"A) Davalı No 2 tarafından oybirliği ile 8/6/2000
tarihinde alınan ve Davacının meslekten
çıkarılma cezası yanı sıra, kademe ilerlemesinin
durdurulması ve uyarma cezasına çarptırılması
yönündeki- 28 Mart 2000 tarihli Disiplin Yargıcı
kararlarının onaylanması ile ilgili işlem ve
kararının ve/veya bu hususlardaki tüm işlemlerin
esaslı bir şekilde sakat olması nedeniyle yoklukla
malül olduğuna ve/veya kanunsuz ve-/veya hükümsüz
ve/veya etkisiz olduğuna ve hiçbir sonuç
doğuramayacağına dair bir emir veya hüküm itası;

B) Alternatif olarak, Disiplin Yargıcı tarafından,
28/3/2000 tarihinde verilen, Davacının meslekten
çıkarılması cez-ası yanı sıra, kademe ilerlemesinin
durdurulması ve uyarma cezalarına karşı, Davacının
Davalı No 2 nezdinde yapmış olduğu istinaf müracaatına
atfen, 8/6/2000 tarihinde yine Davalı No 2'nin vermiş
olduğu kararın ve/veya ileri sürülen tüm i-stinaf
sebeplerini teker teker ret eden ve 28/3/2000 tarihli
Disiplin Yargıcı kararını onaylayan kararının hükümsüz
ve etkisiz olduğuna ve/veya hiçbir sonuç doğuramayaca-
ğına dair bir emir ve/veya hüküm itası;

C) Disiplin Yargıcı tarafı-ndan Davacı hakkında verilmiş
olan 28/3/2000 tarihli, meslekten çıkarma, kademe
ilerlemesinin durdurulması ve uyarma cezalarına karşı
Davacı tarafından dosyalanan istinaf müracaatına atfen
Davalı No 2'nin üretmiş olduğu 8/6/2000 t-arihli
kararıyla, istinaf sebeplerini kabul etmemekle ve
istinaf konusu disiplin cezalarını iptal etmemekle
göstermiş olduğu ihmalin tamamen yapılmaması
gerektiğine ve konu disiplin cezalarının iptali
gerektiği yönünde hüküm itası;-

D) Davalı No 2'nin 8/6/2000 tarihli kararı uyarınca
Davalı No 1 tarafından yapılmış olan herhangi bir
işlem ve/veya kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna
ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair bir emir
veya hüküm itası;

E) -Muhterem Mahkemenin uygun göreceği bir hal şekli;

F) İşbu dava masrafları."


Davalılar, Davacının talep takririne karşılık, müdafaa takriri sunmuşlardır. Davalılar, müdafaa takrirlerinde, Davacının iddialarını reddederek, yapılan işlemlerin yasal olduğu-nu iddia etmişlerdir.

Davacı, Davalıların müdafaa takririne karşılık, müdafaa takririne cevap lâyihası dosyalayarak, Davalıların iddialarını reddetmiş ve kendi iddialarında ısrar etmiştir.

Davanın duruşması esnasında taraflar herhangi bir tanık dinletm-emişler, sadece Mahkemeye hitapla yetinmişlerdir. Ayrıca taraflar Mahkemeye 11 adet emare sunmuşlardır.

Huzurumdaki lâyihalar, emareler ve beyanlar ışığında, dava ile ilgili olgular şöyle özetlenebilir:

Davacı, 9/11/1998 tarihinde aday polis olarak ata-ndı. Atama tarihinden sonra Polis Örgütünün çeşitli birimlerinde çalışan Davacı, 3/9/1999 tarihinde Lefkoşa Polis Müdürlüğü Trafik Şubesinde görevli idi. Mezkûr tarihte Lefkoşa Devlet Hastahanesi karşısında görevli iken, Z. Ç. isimli bir bayanı durdurup tr-afik kontrolüne tabi tuttu. Kontrol sonucu, sözü edilen kişiyi patlak eksozdan rapor etti. Davacı tarafından raporla ilgili hazırlanan çizelge, trafik kontrolüne tabi tutulan kişi tarafından da imzalandı. Z. Ç. isimli kişi 6/9/1999 tarihinde Davacı hakkın-da şikâyette bulundu. Şikâyet üzerine Davacı hakkında soruşturma açıldı. Bunun sonucu olarak Davacı aleyhine Emare 1'deki disiplin ithamnamesi tanzim edildi ve kendisine tebliğ edildi. İthamname Davacı aleyhine 5 dava içermekteydi. Davacı aleyhindeki itham-larla ilgili Polis Disiplin Mahkemesinde yargılanmıştır. Emare 2'de görülen duruşma zabıtlarına göre, Davacı, kendisine dava okunmasını müteakip "Birinci dava dışında geri kalan 4 davayı kabul ederim, ancak birinci dava geri çekilirse kabul edeceğim" demiş-tir. Bunun üzerine İddia Makamı, tehir talep etmiş, verilen günde ise Davacı aleyhine getirilen 5 davadan 1'nci davayı geri çekmiş ve bu davadan şahadet ibraz etmeyeceğini beyan etmiştir. Davacı, kendisine okunup izah edilen, diğer 4 davayı kabul etmiştir.- Bunun üzerine Disiplin Mahkemesi Davacıyı 2,3,4 ve 5'nci davalardan mahkûm etmiştir. Birinci dava geri çekilip şahadet sunulmadığı için, Davacı birinci davadan beraat etmiştir. Disiplin Yargıcının verdiği karar Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Y-asası (bundan sonra bu karar amaçları bakımından Polis Yasası olarak anılacaktır) gereği, tetkik için Polis Müdürüne intikal etmiştir. Polis Müdürü yaptığı inceleme sonucunda, Davacının ithamnameye şartlı cevap vermesinin veya doğrudan cevap vermemesinin b-ir usul hatası olduğu gerekçesiyle, meselenin tekrardan Disiplin Mahkemesinde görüşülmesine karar vermiştir. Bunun üzerine dava tekrardan görüşülmüş ve Davacı, aleyhindeki 5 davadan da mahkûm olmuş, birinci davadan, meslekten çıkarma, ikinci davadan, 12 ay- kademe ilerlemesinin durdurulması, üçüncü davadan 12 ay kademe ilerlemesinin durdurulması, dördüncü davadan 3 ay kademe ilerlemesinin durdurulması, beşinci davadan ise uyarma cezasına çarptırılmıştır.

Disiplin Yargıcının kararı tetkik için Polis Müdürün-e intikal etmiş, o da verilen cezaları aynen onaylamıştır. Tetkik amirinin kararından sonra Davacı, süresi içerisinde Polis Hizmetleri Komisyonuna, kararla ilgili istinaf dosyalamıştır. İstinaf dinlenmiş ve 8/6/2000 tarihinde Polis Hizmetleri Komisyonu kar-arını okumuştur. Davacı Avukatı, karardan önce 6/6/2000 tarihinde Emare 9'da görülen yazıyı Polis Hizmetleri Komisyonuna göndermiştir. Davacı Avukatı söz
konusu yazıda sair şeyler yanında Davacının I'nci Disiplin Mahkemesi huzurunda birinci davadan beraat- ettiğini, Sanığın lehine olan bu hususun II'nci Disiplin Mahkemesinde yargılama esnasında yargıcın bilgisine getirilmediğini, bu husus bilgisine geç geldiği için istinaf ihbarnamesinde yer almadığını belirterek, Disiplin Yargıcı tarafından tekrar duruşma -yapılması veya belirtilen hususta da şahadet dinlenmesi için talepte bulunmuştur.

Polis Hizmetleri Komisyonu verdiği kararla istinafı reddetmiş, daha sonra verdiği kararla da, Davacının Avukatı vasıtasıyla yaptığı Emare 9'daki müracaatı reddetmiştir.

K-onuyu hukuki açıdan incelemeden önce Davacı Avukatının, hitabında belirttiği görüşlere değinmekte yarar vardır.

Davacı Avukatına göre "Tetkik Amiri Disiplin Mahkemesinden gelen davaları onaylayabilir, değiştirebilir, Sanığın tekrar yargılanması için dire-ktif verebilir. Ancak yasanın kendisine yetki vermediği bir hususta işlem yaparsa, yetki gasbı söz konusu olur. Tetkik Amiri, Davacı, 1'nci davadan beraat ettiği için 1'nci dava ile ilgili iade emri veremezdi. Çünkü Polis Yasasının 122'nci maddesinin (1). -fıkrasının 2'nci satırında "suçlu bulunan polis mensubundan" bahsedilmektedir.

51/1984 sayılı Polis Yasasının 108'nci maddesi disiplin yargılamasında Fasıl 155 kurallarının uygulanacağını öngörmektedir.

Sanık (Davacı) Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası mad-de 68(3)'e göre ithama doğrudan yanıt vermemiştir. Bu durumda davanın duruşmasına geçilmesi lâzımdı.

Daha sonra İddia Makamı 1'nci davadan şahadet sunmadı ve Davacı 1'nci davadan beraat etti. Davacı (Sanık) beraat ettiği için Tetkik Amiri onu tekrard-an yargılanmak amacıyla Disiplin Mahkemesine iade edemezdi. Çünkü Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası Fasıl 155 madde 35'e göre, bir suçtan yargılanıp o suçtan ötürü mahkûm olan veya beraat eden kişi aynı suçtan tekrar yargılanamaz.

Polis Yasasının ilgili mad-desinde, "suçlu bulunan" kelimelerinin yer aldığı ve sanık (Davacı) I'nci davadan beraat ettiği için Tetkik Amiri I'nci dava ile ilgili iade kararı veremezdi. Tetkik Amirinin iade edebileceği davalar suçlu bulunan mensubun davasıdır, beraat eden mensubun d-avasıyla ilgili iade yetkisi yoktur, bu nedenle yetki gasbı söz konusudur.
Davacının beraat ettiği hususu ikinci disiplin yargılanmasında, tekrar Tetkik Amiri huzuruna gittiğinde ve Polis Hizmetleri Komisyonunda gündeme getirilmemişti.

Bu işlemler karma -yönetsel işlemlerdir. İşlemlerin herhangi bir aşamasındaki usulsüzlük veya kanuna aykırılık, sonucu etkiler. Bu nedenle, işlemin herhangi bir safhasındaki sakatlık daha sonra ileri sürülebilir. Bu nokta istinaf ihbarnamesinde yer almamakla beraber Emare 9 -yazı ile Polis Hizmetleri Komisyonunun bilgisine getirilmiştir. Fasıl 155 madde 144'e göre adli hata varsa, İstinaf Mahkemesi istinaf sebepleri ile bağlı kalmaz.

Tetkik Amirinin, Davacının beraat ettiği dava ile ilgili iade kararı vermesi bir yetki gaspı-dır ve işlem yokluk derecesinde bir sakatlık meydana getirmektedir."

İddia Makamı adına bulunan Savcı bu görüşlere katılmamaktadır.

Yukarıda serdedilen olgulardan da görüleceği gibi Davacı 1/11/1999 tarihinde Disiplin Yargıcı önüne çıkmış ve aleyhine -tanzim edilen ithamnamedeki 5 dava kendisine okunup izah edilince "birinci dava dışında, geri kalan 4 davayı kabul ederim, ancak birinci dava geri çekilirse kabul edeceğim" şeklinde bir yanıt vermiştir. Bu yanıtın "kabul etmeme" (not guilty) olarak addedil-ip Disiplin Yargıcının duruşmaya geçmesi gerekirdi.

Disiplin Yargıcı, bundan sonra, İddia Makamının durumu inceleme gerekçesiyle yaptığı tehir talebini uygun bulmuş ve davayı tehir etmiştir. Davanın tayin edildiği günde İddia Makamı birinci dava ile ilgi-li şahadet ibraz etmedi, diğer 4 davadan itham edilen Sanık, bu davaları kabul ederek mahkûm oldu. Birinci davadan ise beraat etti.

51/1984 sayılı Polis Yasasının 108'nci maddesine göre, Disiplin Yargıcı disiplin yargılamasında Fasıl 155 Ceza Usul Yasası- hükümlerini uygular. Konu madde aynen şöyledir:


"(1)Disiplin Yargıcı, disiplin yargılamasında, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasının seri yargılama usulüne ilişkin kuralları uygular. (2)Bir polis mensubu hakkında disiplin kovuşturması açan veya -ithamına karar veren ve yargılanacak polis mensubu ile ikinci dereceye kadar kan
akrabalığı bulunan bir subay, o polis mensubunun yargılamasına katılamaz."

Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının 68'nci maddesinin (3)'ncü fıkrasına göre sanığın ithama cevap ver-memesi veya doğrudan yanıt vermemesi halinde, Mahkeme sanık suçunu kabul etmemiş gibi işlemlerine devam eder. Konu madde aynen şöyledir:

"Sanığın yanıt vermeyi reddetmesi veya doğrudan
yanıt vermemesi veya sakatlıktan ötürü yanıt verme
yete-neğine sahip olmaması halinde, Mahkeme sanık
suçunu kabul etmemiş gibi ayni şekilde çalışmalarını
yürütür."


Polis Yasasının 124 ve 145'nci maddeleri altında yapılan "Polis Disiplin İşlemleri ile Tetkik ve İstinaf Usulleri Tüzüğü'nün" 10'nc-u maddesinin (5)'nci fıkrası aynen şöyledir:

"(5)Sanık, aleyhindeki ithamı veya ithamları reddederse
veya ithamnameye cevap vermekten kaçınırsa, suçunu
kabul etmemiş sayılır ve aşağıdaki gibi duruşmaya
geçilir.
İddia tanık ç-ağırır ve meselesini desteklemek için ibraz edebileceği şahadeti ibraz eder;
İddia meselesini kapatınca, sanık veya temsilcisi veya Avukatı, sanığın savunmasını yapmağa çağrılmasını gerektirecek yeterlikte ilk nazarda bir mesele ispatlanamadığını ileri sür-ebilir ve Disiplin Yargıcı bunu kabul ederse sanığı beraat ettirir.
İddianın meselesi kapatıldığında, Disiplin Yargıcı, sanığın savunmasını gerektirecek yeterlikte ilk nazarda bir mesele ispatlandığı kanaatına varırsa, sanığı savunmaya davet eder ve kendis-ine olduğu yerden yemin etmeksizin bir ifadede bulunabileceğini ve bu halde istintaka tabi tutulamıyacağını veya yemin edip şahadet verebileceğini ve bu halde istintaka tabi tutulabileceğini bildirir.
(ç) Yukarıdaki bend hükümlerine göre sanık ifadede
- bulunduktan veya şahadetini verdikten sonra
savunması için tanık çağırabilir ve başka
şahadet ibraz edebilir.
Sanık savunmasını yaparken iddianın öngöremiyeceği yeni hususlar ibraz ederse, Disiplin Yargıcının müsaadesi ile iddia bu gibi yeni- hususların aksini ıspatlamak için şahadet çağırabilir.
Duruşmada iddia ve savunma, açış konuşması yapabilir ve duruşmanın hitamında, son tanığı çağırmış olan taraf Disiplin Yargıcına hitap edebilir ve karşı taraf cevabi konuşma yapabilir."


Sanığın Disip-lin Yargıcı önünde 1/11/1999 tarihinde verdiği cevabın yukarıda belirtilen mevzuat çerçevesinde kabul etmeme olarak değerlendirilip işlem yapılması gerekirdi. Disiplin Yargıcı bu şekilde hareket etmemekle yasaya aykırı hareket etmiştir. Nitekim Tetkik Ami-ri bu usulsüzlüğü görmüş ve Polis Yasasının 122'nci maddesinin (Ç) fıkrası uyarınca, yeniden yargılama yapılması amacıyla davayı iade etmiştir. Tetkik Amiri bu sonuca varırken Fasıl 155 Ceza Usul Yasasına aykırı davranıldığını, usul hatası yapıldığını beli-rtmiştir. Tetkik Amirinin tespiti doğru bir tespittir. Şartlı verilen bir cevap, kabul etmeme anlamında değerlendirilmeli ve duruşmaya geçilmeli idi. İade kararının birinci dava ile ilgili yasal olup olmadığı hususu kararın ileriki bölümünde incelenecektir-. Sözü edilen 122. maddenin ilgili kısmı aynen şöyledir:
"122 (1) Bir disiplin yargıcı tarafından yargılanıp
disipline aykırı davranıştan suçlu bulunan bir
polis mensubu aleyhindeki dava, Polis Müdürü
tarafından tetkik edilir.- Polis Müdürü yaptığı
tetkik sonucunda:
Karar ve cezayı onaylayabilir; veya
Karar ve cezayı kaldırabilir; veya
Ek Şahadet dinlenmesini emredebilir; veya
(ç) Yargılamanın iadesini isteyebilir; veya
Cezayı Polis Hizmetleri Komisyonuna istinaf edeb-ilir."


Yukarıda da belirttiğim gibi Davacı, davanın tehir edilmesi üzerine tekrar çıktığı Disiplin Yargıcı huzurunda birinci dava hariç ayni suçlardan itham edilmiş ve aleyhindeki 4 davayı da kabul etmiştir.

Disiplin Yargıcının Sanığın kabul etmeme şe-klindeki beyanı dururken, herhangi bir ikrar değişikliği talebi ve Disiplin Mahkemesinin bu doğrultuda izni olmadan Sanığın 2, 3, 4 ve 5. davalardan tekrar ithamına izin vermesi bir hatadır.

Savcıya göre Davacı birinci yargılama esnasında verilen beraat- kararının geçerli olduğu iddiasında idi ise, Fasıl 155 madde 69(1)(b) uyarınca, daha önce aleyhindeki birinci davadan beraat ettiğini, ithamdan önce beyan etmeli idi. Davacı bunu yapmadığı gibi, Tetkik Amiri'nin I'nci dava ile ilgili iade kararını da isti-naf etmemiştir.

Polis Yasasının 123'ncü maddesine göre aleyhine hüküm verilen polis mensubu, tetkik sonucunun kendisine bildirildiği tarihten itibaren 14 gün içinde aleyhindeki kararla ilgili Polis Hizmetleri Komisyonuna istinaf dosyalayabilir.

İkinci -kez Disiplin Yargıcı huzuruna çıkıp, yargılanan Davacının, ithamnamedeki 5 davadan da mahkûm olduktan ve bu karar Tetkik Amiri tarafından onaylandıktan sonra dosyaladığı Emare 7'deki istinaf dilekçesinde, daha önce beraat ettiği nedeniyle tekrar yargılanam-ayacağı hususunda bir iddia yer almamaktadır.

Bahse konu istinaf dinlendikten sonra Davacının Emare 9 dilekçe ile istinaf komisyonuna, daha önce yargılanıp beraat ettiği, bunun ikinci yargılama esnasında Disiplin Yargıcının bilgisine getirilmediği, KKTC -Anayasası madde 18(2) ile Polis Yasasının 122(1) maddesine aykırı davranıldığı nedeniyle tekrar Disiplin Yargıcı huzurunda duruşma yapılıp eksik bırakılan konuda şahadet talebini içeren müracaatının reddi ile ilgili bu davada herhangi bir talep yoktur. Kal-dı ki, bu husus istinaf sebepleri içinde yer almadığı nedeniyle istinaf komisyonunun bu konuda bir karar üretmesi beklenemezdi.

Davacı tarafın Mahkemeye yaptığı beyanlarda, Disiplin Mahkemesinin kararını ve Tetkik Amirinin kararını onaylayan istinaf komi-syonu kararının iptal edilmesi gerektiği yönündeki iddia, sadece "beraat ettiği halde tekrar yargılandığı" savına dayandırılmıştır. Bunun haricinde, Disiplin Yargıcı huzurunda yargılamada hata yapıldığı, suçların makûl şüpheden ari olarak ispat edilemediği-, Mahkemenin şahadeti eleştirmediği, İddia Makamı tanıklarının şahadetini yetersiz veya çelişkili bulmamakla hata ettiği, Davacının izahatını makûl bulmamakla hata ettiği, Tetkik Amirinin kararının gerekçeden yoksun olduğu yönündeki iddialarını inceleyen i-stinaf komisyonunun Davacı hakkındaki hükmü bozmamakla hata ettiği yönünde bir iddia yoktur.

Bu safhada Davacının yoklukla ilgili iddialarını incelemek gerekir.

Yokluk konusu 5/1976 sayılı YİM davasında incelenmiştir. Mezkûr kararda Ord. Prof. Sıddık S-ami Onar'ın "İdare Hukukunun Umumi Esasları" ve Prof. Ernst Forsthoff'un "The Administration Act" isimli eserlerine atıfta bulunularak konuya açıklık getirilmeye çalışılmıştır. İlgi kararın 5'nci sayfasında sair şeyler yanında şu ifadeler yer almaktadır.

-
"Yoklukla malûl olan idari işlemlerin sakatlıkları genellikle yetki ve görev gasbı nedeninden doğmaktadır.
İdari hukukunun ilkelerine göre idare, yetkilerini bir makam veya organ vasıtası ile kullanmaktadır. Böyle bir makam veya organ ise yetkilerin-i yasa, tüzük veya yönetmeliklerden almaktadır. Yasa, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen yetki dışında yapılan tüm işlemler hukuka aykırı olması nedeni ile ya yoklukla malûldur ve doğmamıştır veya iptali gerekir. Eğer bir makam veya organ açıktan açığa ye-tkisi olmadan herhangi bir karar alır veya işlem yaparsa bu gibi karar veya işlemin, esaslı bir şekilde sakat olduğundan, doğmamış addolunması ve yok sayılması gerekir."


Yukarıda da belirtildiği gibi yoklukla malûl işlemlerin sakatlıkları genellikle y-etki ve görev gasbı nedeninden doğmaktadır. Ancak ağır ve bariz yetki tecavüzü de yokluk sonucunu doğurmaktadır. Ord. Prof. Sıddık Sami Onar'a göre yetki gasbı, yetki tecavüzü, fonksiyon gasbı yanında sebeb saik, mevzu, esas ve şekil unsurlarındaki sakatlı-klar da, yokluk sonucunu doğurabilmektedir. (Bu konuda gör: İdare Hukuku'nun Umumi Esasları, Cilt I, 3'ncü baskı, sayfa 328-335, Sıddık Sami Onar) Tüzük, Tetkik Amirine Disiplin Yargıcının kararını tetkik hakkı vermektedir. Davacının iddiasına göre, Tetkik- Amiri suçlu bulunan bir mensubunun davasını tetkik edebilir. Eğer polis mensubu beraat etmişse bunun tetkiki söz konusu olamaz.

Huzurumdaki meselede, Tetkik Amiri "beraatin hatalı nedene dayandığı" için iade edildiğini söylemiyor. Tetkik Amiri bir usul- hatası olduğu için tüm davanın iadesine emir vermiştir. Acaba tetkik amirinin bu yetkisi tüm davalar için mi? Tetkik Amirinin yetkisini gösteren Polis Yasasının 122'nci maddesine yukarıda temas etmiştim. Konu maddenin (ç) fıkrasında yer alan "yargılamanın- iadesini isteyebilir" sözcükleri kanaatimce Tetkik Amirine genel bir yetki vermemektedir. Tetkik Amiri herhangi bir usul hatası veya yasanın yanlış uygulanması veya başka bir gerekçeyle kararın hatalı olduğu sonucuna varması halinde iade kararı verebilir.- Ancak bu iade yetkisi, suçlu bulunan mensubun davasıyla ilgilidir. Çünkü Yasanın metninden, beraatle ilgili kararın tetkik edilemeyeceği açıkca görülmektedir. Buna göre Disiplin Yargıcı tarafından, polis mensubu lehine hatalı olarak verilen beraat kararı- Tetkik Amiri tarafından tetkik edilemeyeceği gibi, bu karar aleyhine Polis Hizmetleri Komisyonuna da istinafen başvurulamayacaktır.

Bu durumda, Disiplin Yargıcının hatalı ve kanunsuz olarak, bir polis mensubu hakkında beraat kararı vermesi halinde bu ka-rarın bir üst mercii tarafından yargısal denetimi mümkün değildir. Bunun bir eksiklik olduğu kanaatindeyim.

İddia Makamının tehir talebi üzerine verilen günde Sanık (Davacı) aleyhindeki 1.nci dava ile ilgili şahadet ibraz etmemesi sonucu, Disiplin Yargıc-ının beraat kararı vermesi yasaldır.

Tetkik Amiri yasanın kendine vermediği bir yetkiyi kullanmıştır. Yani beraatle ilgili iade yetkisi olmadığı halde iade kararı vermiştir. Bu bir fonksiyon gasbıdır. Dolayısıyle Tetkik Amirinin, söz konusu kararın ilgi-li bulunduğu davaya ilişkin iade kararı vermesi yok hükmündedir.

Acaba Davacının 2'nci kez Hakim huzuruna çıktığında beraat kararını Disiplin Yargıcının bilgisine getirmemesi, 2'nci kez itham edilip yargılanmasının sonucu verilen mahkûmiyet kararının Tet-kik Amiri tarafından onaylanmasını müteakip, dosyaladığı istinafta beraat kararını istinaf konusu yapmaması, yokluk iddiasını ileri sürmesine engel mi?

Yok hükmünde olan idari tasarruflar hukuk aleminde herhangi bir etki husule getirmediği gibi, her zama-n ileri sürülebilirler.

Ord. Prof. Sıddık Sami Onar, İdare Hukukunun Umumi Esasları isimli eserinin I'nci cilt, 3'ncü baskısında, sayfa 329 ve 330'da şöyle demektedir:

"Yokluk müeyyidesinin bu tesiri ve yok olan tasarruftan doğan durumun yukarıda izah e-dilen mahiyeti dolayısıyle bu müeyyideye maruz tasarrufla ihdas edilmek istenen duruma fert riayete mecbur olmadığı gibi böyle bir tasarrufun yokluğunu her zaman ve her vesile ile dermeyan edebilir. Böyle bir tasarrufun doğurduğu durumu tanımamak kanuna ve- idarî karara karşı gelmeyi tazammun etmez ve bu gibi vaziyetlere riayet etmiyenlere ve karşı gelenlere tatbik edilebilen cezaî müeyyideler tatbik olunmaz. Yokluk iddiası bir iptal dâvası mahiyetinde olmadığı için böyle bir iddianın gerek dâva ve gerekse d-ef'i şeklinde dermeyanı da bir müddetle mukayyet değildir."


Benzer görüş Zaim Necatigil'in "KKTC'nde Anayasa ve Yönetim Hukuku" isimli eserinin 125'nci sayfasında serdedilmektedir. Konu eserde şöyle denmektedir:


"Bir de sakatlıkları o kadar ağır olan -işlemler vardır ki, bunlara da "yoklukla malûl" veya "batıl" ("void") işlemler denir. Bunlar hukuk açısından doğmamış sayılır; yok hükmündedir. Bunlar ilgililer hakkında bir hüküm ifade etmezler. Teoride "yok hükmünde" olan işlemlerin iptali için mahkemeye- başvurmak gerekmez, çünkü söz konusu işlem ortada yoktur ve iptal edilebilecek işlem de söz konusu değildir (63). Fakat pratikte işlemin yokluğunu doğrulamak için mahkemeye başvurmak gerekmektedir."


Atıfta bulunduğum eserlerdeki görüşler ışığında, Davac-ının, daha önce yargılanıp beraat ettiği işlemi ileri sürmemiş olması, bu safhada yokluğu ileri sürmesine engel değildir.

Huzurumdaki disiplin işlemi, karma yönetsel işlem mahiyetindedir. Bu tür idari işlemlerde, işlemin herhangi bir safhasındaki sakatlı-k, tüm işlemi etkilemektedir. Davacının birinci Disiplin Mahkemesinde, aleyhindeki birinci davadan beraat etmesine rağmen, bu davayla ilgili de Tetkik Amirinin iade kararı vermesi yokluk derecesinde bir sakatlık husule getirdiği halde, Davacının ikinci kez- çıkarıldığı Disiplin Mahkemesinde, daha önce itham edildiği ve beraat ettiği ithamdan tekrar yargılanıp mahkûm edilmesi, Ceza Usul Yasası madde 35'e aykırıdır. Disiplin Mahkemesinin birinci davayla ilgili beraat kararı mevcutken bu dava ile ilgili işlem y-apması yasal değildir. Bu gayrıyasal durum, müteakip işlemleri de etkileyeceği cihetle, Tetkik Amirinin ve daha sonra Polis Hizmetleri Komisyonunun birinci dava ile ilgili kararları da hukuken sakattırlar.

Davacı Avukatı, Mahkemeye yaptığı hitabında 2, 3,- 4 ve 5. davalarla ilgili herhangi bir iddia ve talepte bulunmadığı için, söz konusu davalarla ilgili Polis Hizmetleri Komisyonu kararının yasal olup olmadığı hususunda bir karar üretmeyi uygun görmüyorum.

Netice olarak, Polis Hizmetleri Komisyonunun 8/6/-2000 tarihinde verdiği, Disiplin Mahkemesinin 28/3/2000 tarihli kararını onaylayan kararının birinci davayla ilgili, yani Davacının meslekten çıkarılması ile ilgili kısmının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına hüküm ve emir v-eririm.




Necmettin Bostancı
Yargıç
19 Ocak 2007



15






Full & Egal Universal Law Academy