Yüksek İdare Mahkemesi Numara 1/1983 Dava No 12/1983 Karar Tarihi 18.05.1983
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 1/1983 Dava No 12/1983 Karar Tarihi 18.05.1983
Numara: 1/1983
Dava No: 12/1983
Taraflar: Küçük Noyan Erdendağ ile Eğitim, Gençlik, Kültür
Konu: Okuldan 3 gün süreyle uzaklaştırma kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 18.05.1983

-D. 12/83 YİM 1/83

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti:Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
Aziz Altay.

Anayasanın 118. Maddesi hakkında.

Müstedi: Küçük Noyan Erdend-ağ, tabii velisi ve/veya babası ve/veya
en yakın akrabası Sadi Erdendağ vasıtasıyle

İle -

Müstedaaleyh: Eğitim, Gençlik, Kültür ve Spor Bakanlığı,
Genel Ortaöğretim Müdürlüğü vasıtasıyle KTFD.

A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Al-i Dana ve Osman Ertekün.
Müstedaaleyh namına: Yaşar Boran.



Yasa Maddesi: Orta Dereceli Okullar Disiplin Yönetmeliğinin 10. maddesi ve Üst Disiplin Kurulu Yönetmeliğinin 41. maddesi.

İstemin Özeti: Müstedinin Üst Disiplin Kurulu kararı ile üç gün okulda-n uzaklaştırılması kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: Öğretmeni ile arasında olan bir olay nedeni ile Müstedi 3 gün süre ile okuldan uzaklaştırıldı. Okul disiplin kurulunun bu kararı -Üst Disiplin Kurulunda da görüşüldü ve okul müdürü de dinlenmek sureti ile okul disiplin kurulunun verdiği karar onaylanarak Müstediye bildirildi. Müstedi bu karardan dosyaladığı başvurusunda kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğur-mayacağına karar verilmesini istedi.

SONUÇ: Üst Disiplin Kurulunun okul disiplin kurulunca alınan kararı gözden geçirdikten sonra verdiği başvuru konusu karar Anayasanın 118. maddesi anlamında yönetsel karar niteliğinde olup başvuru konusu yapılabilir. Üs-t Kurul okul müdürünü dinlediği halde, Müstediye savunma hakkı tanımamıştır. Dolayısıyle doğal adalet ilkelerine aykırı hareket etmiştir.
Neticede Üst Disiplin Kurulu kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verili-r.


Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
1-YİM 165/81 sayılı (D.41/81) Zeynep Uysal ile Çalışma Bakanlığı arasındaki Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
2-Board of Education v. Rice and Others (1911) A.C. sayfa 179 ve 182.
3-General Council of Medical Educat-ion of the United Kingdom v. Spackman (1943) 2 All E.R. sayfa 337 - 340.
4-B.Surinder Singh Kanda and Government of the Federation of Malaya (1962) A.C. sayfa 322-337.
5-Byrne and Another v. kinematograph Benters Society Ltd. and Others (1958) 2 All E.R. s-ayfa 579-599.

Atıfta Bulunulan Bilimsel İçtihatlar:
1- Ernst Forsthoff "The Administrative Act" sayfa 11.



HÜKÜM

Şakir Sıdkı- İlkay, Başkan: Bu başvuruda ilk hükmü Sayın Yargıç Aziz Altay okuyacaktır.

Aziz Altay: Müstedi Türk maarif Koleji ögrencisidir. 4.5.1982 tarihinde müstedi ile Raif Örtunç isimli öğretmeni arasında yer alan bir olay nedeniyle okul disiplin kurulu 8.12.198-2 tarihinde müstediye 3 gün okuldan uzaklaştırma cezası verilmesine ve hareket notunun kırılmasına karar verdi. Okul müdürü 9.12.1982 tarihinde müstedinin babasına 4.12.1982 tarihinde de müstedaaleyhe birer yazı ile kararı bildirdi. Müstedaaleyh 17.12.1982- tarihinde okul müdürüne bir yazı göndererek müstediye verilen cezanın orta dereceli okullar Disiplin Yönetmeliğinin 10. maddesi uyarınca Üst Disiplin Kurulunda görüşülmesine lûzum görüldüğünü bildirdi ve konunun Üst Disiplin Kurulunda görüşülüp sonuca ula-şılıncaya kadar okul disiplin kurulu kararının yürürlüğe konmamasını ve müstedi ile ilgili soruşturmanın ve displin kurulu tutanaklarının müstedaaleyhe gönderilmesini istedi. Okul disiplin Kurulunca gönderilen tüm belgeleri 30.12.1982 tarihinde yapılan top-lantıda inceleyen Üst Disiplin Kurulu müstedi hakkında daha fazla aydınlatıcı bilgi elde etmek için okul müdürünü kurul huzuruna çağırdı ve ona sorular tevcih edip konunun görüşmeye açılması yönüne gittikten sonra okul disiplin kurulunun verdiği cezayı uyg-un görerek onayladı. 31.12.1982 tarihinde bir yazı ile okul müdürüne bildirilen Üst Disiplirı Kurulu kararı 3.1.1983 tarihinde okul müdürü tarafından müstedinin bilgisine getirildi. Müstedi Üst Disiplin Kurulu kararını öğrenince 5.1.1983 tarihinde işbu baş-vuruyu dosyaladi ve söz konusu kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesini istedi.

Taraflar başvurunun duruşmasında sunulan belgeler dışında şahadet ibraz etmeyerek sadece başvurunun yasal veçheleri hakkın-da hita-
bede bulunmakla yetindiler. Müstediye göre okul disiplin kurulunun disiplin kararları okulun iç meselesi olup başvuru konusu yapılamaz. Ancak böyle bir kararın Üst Disiplin Kurulunun onayına sunulması veya sözü edilen kurul tarafından resen gözden- geçirılip bir karar alınması halinde karar başvuru konusu olabılir. Başvuru konusu karar da Üst Disiplin Kurulu tarafından gözden geçirilip onaylandığına göre başvuru konusu yapılabilir.

Müstedi Üst Disiplin Kurulunun sadece önündeki ifadelere bakmakla y-etinip de konuyu tam ve esaslı bir şekilde araştırmadan, okul müdürünü huzuruna çağırıp dinlediği halde müstediye hiçbir söz hakkı tanımayarak doğal adalet ilkelerini çiğnediğini, vermiş olduğu kararın da gerekçeli olmadığını ileri sürerek kararın hükümsüz- ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağını iddia etti. Müstedaaleyh ise okul disiplin kurulu tarafından alınan disiplin kararının, okulun iç meselesi olduğu cihetle, Üst Disiplin Kurulu tarafından gözden geçirilmiş olmasının kararı okulun -iç meselesi olmaktan çıkarmadığını ileri sürdü. Üst Disiplin Kurulu başkanının görevi genelde yönetsel olmakla beraber aldığı her kararın yönetsel sayılmadığı gibi Üst Disiplin Kurulunun yönetsel bir organ olmaması nedeniyle kararlarının da yönetsel karar -sayılmadığını ve dolayısıyle ortada yönetsel bir karar bulunmadığına göre de başvurunun ileri gidemeyeceğini iddia etti. Müstedaaleyhe göre okul müdürü şikâyetçi olmadan Üst Disiplin Kurulu konuyu resen gözden geçirdiği ve müdürün davet üzerine kurul önüne- gidip bilgi verdiği cihetle söz konusu Kurulun kararı yönetsel sayılamaz. Yine müstedaaleyhe göre başvuru konusu karara neden olan olayın basit bir olay olması ve müstedinin suçu kabul etmiş durumda olması nedeniyle ona söz hakkı verilmemesi önemli değild-ir. Üst Disiplin Kurulu okul disiplin kurulu kararını onayladığına göre okul disiplin kurulundaki gerçekleri de benimsediği anlamına geldiğinden ayrıca kendi kararında gerekçe vermesi gerekmemektedir.

Bu başvuruda ilk olarak karara bağlanması gereken husu-s müstedinin 3 gün okuldan uzaklaştırma cezasına ilişkin kararın yönetsel bir karar olup olmadığıdır. Öğrencilere verilen disiplin cezalarına ilişkin konular genellikle okulun birer iç meselesi olup Anayasanın 118. maddesinin öngördüğü anlamda yönetsel kar-ar olmadığı kabul edilmekle beraber öğrencilerin yasal statüsünü etkileyen kararlar yönetsel karar niteliğinde olup başvuru konusu yapılabilir. (Bak:Ernest Forsthoff "The Adimistrative Act" sayfa 11; YİM 165/81 sayfa 3).

Önümüzdeki meselede okul disiplin -kurulu kararı bir üst organ olan Üst Disiplin Kurulu tarafından gözden geçirilerek karara bağlandığı cihetle okul disiplin kurulu kararının yönetsel karar olup olmadığını incelemeye gerek yoktur. Nitekim başvuru konusu olan karar okul disiplin kurulu karar-ı olmayıp Üst Disiplin Kurulu kararıdır. Disiplin Yönetmeliğine göre Üst Disiplin Kurulu maarif müdürünün
başkanlığında bütün orta dereceli okul müdürlerinden kurulur. Maarif müdürünün daveti üzerine toplanan bu Kurul Disiplin Yönetmeliğinin 10. maddesinin- verdiği yetkiye göre okul disiplin kararlarından lûzum gördüklerini her zaman resen tetkike ve bu kurullarca verilen her çeşit cezaları başka bir ceza ile değiştirmeye veya kaldırmaya veya tembih, ihtar ve tekdir cezalarından gayri cezaları ertelemeye yet-kilidir. üst Disiplin Kurulu Disiplin Yönetmeliğinin 41. maddesine göre de okul disiplin kurullarının doğrudan doğruya uygulamadığı ceza ve kararlarını inceledikten sonra aynen veya değiştirerek onaylar. Önümüzdeki meselede üst Disiplin Kurulu, Yönetmeliği-n 10. maddesi altındaki yetkilerine dayanarak okul disiplin kurulunun müstediye verdiği cezayı resen gözden geçirmiştir. Okul disiplin kurulu tarafından verilen cezayı gözden geçirip aynen veya değiştirerek onaylama ve böylece son merci olarak kesin bir so-nuca bağlama yetkisi bulunan Üst Disiplin Kurulunun yönetsel bir organ olduğuna kuşku yoktur. Esasen yönetsel bir makam işgal eden maarif müdürünün başkanlığında ve ilgili okul dışındaki okulların müdürlerinden oluşan Üst Disiplin Kurulunun görev ve yetkil-eri dikkate alındığında sözü edilen kurulun bir yönetsel organının niteliklerini taşıdığı açıkça görülmektedir. Kurul bir yönetsel organ olduğuna göre kurulun görev ve yetki alanına giren konularda aldığı kararlar da idari karar olup başka türlü nitelendir-ilmesi olası değildir. Bu durumda üst Disiplin Kurulunun okul disiplin kurulunca alınan kararı gözden geçirdikten sonra verdiği başvuru konusu kararın yönetsel bir karar olarak kabul edilmesi gerekir.
Şimdi de müstedinin başvuru konusu kararı vermezden önc-e Müstedaaleyhin tam ve esaslı bir araştırma yapmadığı, doğal adalet ilkelerine uymadığı ve kararını gerekçeli vermediğine ilişkin şikâyetini incelemek gerekir.
Üst Disiplin Kurulu başvuru konusu kararı almazdan önce, kararın alınmasına neden olan olayı su-nulan belgelerden incelemekle yetindi ve okul müdürü dışında başka şahit dinleme yoluna gitmediği gibi herhangi başka bir araştırma da yapmadı. Okul müdürünün müstedinin gıyabında dinleyen Kurul onun gerek olay gerekse müstedinin okuldaki tutumu ve davranı-şları hakkındaki görüşlerini aldığı halde müstedinin olaya ilişkin görüşünü almadı ve savunmasını yapmasına fırsat vermedi. Kanımızca müstedinin kısa süreli de olsa okuldan uzaklaştırılmasını öngören bir disiplin cezasının gözden geçirildiği bir meselede m-üstediye, sözlü veya yazılı olarak olay hakkındaki görüşlerini belirtmesine ve savunmasını yapmasına fırsat verilmesi doğal adalet ilkelerinin bir gereği idi.
Board of Education v. Rice and Others (1911) A.C. 179 at 182 Lord Loreburn L.J. şöyle demıştir:

-"I need not add that in doing either they must act in good faith and fairly listen to both sides, for that is a duty lying upon every one who decides anything. But I do not think
they are bound to treat such s question as though it were a trial. They have -no power to administer an oath, and need not examine witnesses. They can obtain information in any way thay think best, always giving a fair opportunity to those who are parties in the controversy for correcting or contradicting any relevant statement prej-udicial to their view."

General Council of Medical Education and Re istration of the United Kın dom v. S ackman 1943 2 A1 E.R. -s.337 at 340 Viscount Sımon L. I. söv e demıstir:

"Unless Parliament otherwise enacts, the duty of considering the defence of a party accused, before pronouncing the accused to be rightly adjudged guilty, restd upon any tribunal, whether strictly judiciaa-l or not, which is given the duty of investigating his behaviour and taking disciplinary action against him. The form in which this duty is discharged -e.g., whether by hearing evidence viva voce or otherwise- is for the rules of the tribunal to decide. Wh-at matters is that the accused should not be condemned without being first given a fair change of exculpation."
B. Surinder Sin h Kanda ond Government of- the Federation of Malaya 1962 A.C. sayfa 322 at 337 şöyle denmektedır:
"The rule against bias in one thing. To right to be heard is another. Those two rules are the essential characteristics of what is often called natural justice. They are the twin pilla-rs supporting it. .... ..... .................. . . ... ......... In the present case inspector Kanda comlained of a breach of the second. He said that his constitutional right had been inf ringed. He had been dismessed without being given a reasonable opp-ortunity of being heard.
If the right to be heard is to be a real right which is worth anything, it must carry with it a right in the accused man to know the case which is made against him. He must know what evidence has been given and what statements have- been made affection him: and that he must be given a fair opportunity to correct or contradict them."
Byrne and another v. Kinamatograph Beneters Societ Ltd. and Others 1958 2 A 1 E.R. 579 at 599 şöy e denmektedır:
"What, then, are the requirements of nat-ural justice in a case' of this kind? First, I think that the person accused should know the nature of the accusation made; secondly, that he should be given opportunity to state his case; and, thirdly, of course, that the tribunal should act in good faith-."
Kurul okul müdürünü dinlediği halde müstediye savunma hakkı tanımamakla doğal adalet ilkelerine aykırı hareket etmiştir Bu yü-zden
müstedaaleyhin almış olduğu başvuru konusu kararın iptal edilmesi gerekir.
Yukarıda varılan sonuç ışığında müstedinin şikâyet konusu ettiği diğer hususları incelemeye gerek yoktur.
Sonuç olarak Türk Maarif Koleji Disiplin Kurulunun müstedinin 3 gün ok-uldan uzaklaştırılmasına ilişkin kararını onaylayan Üst Disiplin Kurulunun 30.12.1982 tarihli kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.

Şakir Sıdkı İlkay, Başkan: Sayın Yargıç Aziz- Altay'ın okuduğu hükümle hemfikirim.

Salih S. Dayıoğlu: Sayın Yargıç Aziz Altay tarafından verilen hükümde serdedilen görüşler, gösterilen gerekçe ve varılan sonuçla hemfikirim. Bunlara ek olarak bir hususa değinmeyi faydalı buldum.
Başvuru, Üst Disiplin- Kiırulunda doğal adalet ilkesine uyulmadığı gerekçesine binaen kabul edilmiş bulunmaktadır. Bu durumda kanımca, Üst Disiplin Kurulu küçük müstediye ve velisine savunma hakkı tarıımak suretiyle konuyu tekrar görüşüp konu hakkında Yönetmelik uyarınca uygun -göreceği bir karara varabilir.

Şakir Sıdkı İlkay, Başkan: Sonuç olarak Türk Maarif Koleji Disiplin Kurulunun müstedinin 3 gün okuldan uzaklaştırılmasına ilişkin kararını onaylayan Üst Disiplin Kurulunun 30.12.1982 tarihli kararının hükümsüz ve etkisiz old-uğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına oybirliği ile karar verilir.


(Şakir Sıdkı İlkay) (Salih S. Dayıoğlu) (Aziz Altay)
Başkan Yargıç Yargıç

18 Mayıs 1983








Full & Egal Universal Law Academy