Yüksek İdare Mahkemesi Numara 118/2013 Dava No 12/2015 Karar Tarihi 13.05.2015
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 118/2013 Dava No 12/2015 Karar Tarihi 13.05.2015
Numara: 118/2013
Dava No: 12/2015
Taraflar: Ahmed Bülend Göksel ile Kıbrıs Bilim Vakfı ve Lefke Avrupa Üniversitesi arasında
Konu: Hizmet aktinin feshedilip göreve son verilmesi - Yetki- Bölgesel yetki - Göreve son vermenin idari bir karar olp olmadığı - Dava konusu kararın kamu gücü kullanılarak alınması halinde, alınan kararın idari nitelikte sayılması ve YİMin yetkili olduğuna karar verilmesi - kamu hukuku, özel hukuk tartışması
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 13.05.2015

-D.12/2015YİM:118/2013
Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152.Maddesi Hakkında

Yargıç Tanju Öncül Huzurunda.

Davacı:Ahmet Bülend Göksel, Aşağı Bağlıköy, No.40, Lefke
İle
Davalı:1)Kıbrıs Bilim Vakfı, İş Bankası Karşısı, Vakıflar
- Pasajı, Suriçi, Lefkoşa
2)Lefke Avrupa Üniversitesi, Lefke
A r a s ı n d a.

Davacı namına:Avukat Enver Öztürk ve Avukat Feridun Öztürk
Davalılar namına:Avukat Timuçin Pirgalıoğlu.

---------
K A R A R
Davacı tarafından,
"(-A) Davacının Davalı No.1 ve/veya Davalılar ile mevcût
01/10/2010 tarihli hizmet akdinin uzatılmaması ve 30.7.2013 tarihinde üniversite ile ilişkisinin sonlandırılmasına dair Davalı No.1'in ve/veya Davalıların 30.07.2013 tarihli ve BOT/397.02 sayılı karar- ve/veya işlemlerinin tamamen veya kısmen, hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar ve/veya hüküm,

(B) Davacının Davalı No.1 ve/veya Davalılar ile mevcût
01/10/2010 tarihli hizmet akdini hizmette gösterdiği
- başarı ve/veya kamu yararı gereğince yenilenmesi
ve/veya uzatması gerektiği halde herhangi bir haklı
sebep ve/veya gerekçeye dayanmaksızın yenilemeyen
ve/veya uzatmayan Davalı No.1 ve/veya Davalıların söz
konusu ihmalinin, tamamen- veya kısmen yapılmaması
gereken bir ihmal olduğuna ve yapılması ihmal olunan
işlem ve/veya eylemlerin yapılması gerektiğine dair
karar ve/veya hüküm verilmesi"

taleplerinde bulunulan davada, hukuki esaslar başlığı altında, taraflar aras-ında hizmet akdi olmakla birlikte, Davalıların kamu kudreti kullanarak tek taraflı aldıkları karar dolayısıyla dava konusunun yönetsel yargı kapsamında olduğu, kararın sebep, konu ve maksat unsurları açısından sakat bulunduğu, rektörlük faaliyetinin kamu h-izmeti kapsamında yer aldığı, hizmet akdinin Davalılara ayrıcalıklar ve üstün yetkiler tanıdığı, karar veya ihmalin gerekçeden yoksun bulunduğu, kararın seçim yasakları içerisinde alındığı için geçersiz olduğu, Davacının meşru menfaatlerinin doğrudan doğru-ya ve olumsuz yönde etkilendiği ileri sürülmüştür.

Olgular ise, Davacının, Davalı No.1'le yapılan 1.10.2010 tarihli hizmet akdi ile 1.10.2010'dan 30.9.2013 tarihine kadar Davalı No.2'nin rektörü olarak görevlendirildiği, hizmet akdinin feshedilmesi hus-usunda her iki tarafın yazılı mutabakatı olmadığı, tam tersine Davacının göreve devam etmek istediği ve bu yönde Davalı No.1'e yazılı müracaat yaptığı, bu müracaat sonrası "Davalı No.1 Mütevelli Heyeti Başkanı"nın, Davacıya, 30.7.2013 tarihli yazıyı gönde-rdiği, konu yazı ekinde yer alan kararın keyfi bir karar olduğu, seçim yasakları içerisinde alındığı, dolayısıyla yok hükmünde olduğu veya sakat olduğu şeklinde izah edilmiştir.

Davaya karşı dosyalanan müdafaa takririnde, Davalı No.1 veya Davalı No.2 tar-afından alınan karar veya yapılan işlemlerin idari karar veya işlem olmadığı, Davalı No.1 veya Davalı 2'nin idare veya amme olmadığı, "özel idareler" oldukları, Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisiz olduğu, Davacının meşru menfaati bulunmadığı, karar veya işl-emlerin hukuka uygun olduğu, kararların gerekçeli ve makûl olduğu, Davacının imzası ile ilişkisini keserek haklarından feragât ettiği argümanları hukuki iddialar olarak ileri sürülmüş, olgular ise, Davalı No.1'in özel tüzel kişiliği haiz bir kurum olduğu, -Davalı No.2'nin kamu alanında faaliyet gösteren özel tüzel kişiliği haiz Yüksek Öğrenim Kurumu niteliğinde bulunduğu, kamu idaresinin ancak yasa ile kurulabileceği, bu nedenle Davalı No.1'le 2'nin kamu tüzel kişiliği bulunmadığı, dolayısıyla da kamu kudret-i kullanamayacakları, Davalı No.2'nin davanın muhatabı olmadığı, dava konusu kararın Davacı ile Davalı No.1 arasında var olan hizmet akdi esaslarına veya 22/1992 sayılı İş Yasası'nda işverene tanınan haklara dayandığı, dolayısıyla kararın yönetsel yargı ka-psamında olmadığı, kararın gerekçeli olduğu, Davalı No.1'le Davacı arasındaki hizmet akdinde Davalılara tanınmış hiçbir üstün hakkın mevcût bulunmadığı, Davalıların Seçim ve Halkoylaması Yasası'nın tarif ettiği kurum ve kuruluşlardan olmadıkları için karar-ın bu açıdan da yerinde olduğu, dava konusu kararın Davacı ile Davalı No.1 arasındaki hizmet akdine dayandığı, sözleşmenin uzatılması talebine Davalıların olumsuz yanıt verme yetkisi bulunduğu, Davalılara amme kudreti bahşedecek hiçbir yasanın bulunmadığı,- Davacının meşru menfaatinin ne olduğu hususunda davasında hiçbir şey ortaya konmadığı, Davacının işten ayrılma belgesini imzalayarak ilişiğini kestiği ve tüm ücretlerinin ödendiği şeklinde sıralanmıştır.

Müdafaaya cevap takririnde ise, dava konusu kara-r veya işlemin kamu gücü kullanılarak alındığı, dolayısıyla Yüksek İdare Mahkemesinin yetkili olduğu, Davacının kendi rızası ile ilişkisini kestiği iddiasının uydurma veya gerçek dışı olduğu, imza atılan belge olması halinde bunun haklardan feragât için de-ğil, dayatma veya haklarını koruma amacı ile yapıldığı, kararın sözleşmeye uygun olarak alınmadığı, kararın keyfi olduğu, "görevden alınmasını Elçilik istiyor" şeklindeki gerçek dışı beyan dolayısıyla, Davacının meslek kariyerinin veya manevi değerlerinin -rencide edildiği ileri sürülmüştür.

Tarafların tanık dinletmediği davada, 16 adet evrak Emare olarak kaydolunmuştur.

Müştereken sunulan emareleri, layihalardaki iddiaları da göz önünde bulundurarak incelediğimde, Davacının, 1.10.2010'dan 30.9.2013 tari-hine kadar Lefke Avrupa Üniversitesinde Rektör görevi yapmak üzere sözleşme ile işe başladığı, 30.7.2013 tarihinde Kıbrıs Bilim Vakfı Mütevelli Heyeti toplantısında alınan 397.2 No.lu:
"Sözleşme süresi 30 Eylül, 2013 tarihinde sona erecek olan -Rektör Prof.Dr.Ahmet
Bülend Göksel'in sözleşmesinin sözleşme kuralları çerçevesinde uzatılmaması ve 30
Temmuz 2013 tarihinde tüm özlük haklarının ödenerek üniversite ile ilişkisinin
kesilmesine; (Not:Sn.Çavlan Süerdem karşı oy kullanmıştır)
Eğitimin aks-amaması ve idari boşluk oluşmaması için yeni Rektör'ün bulunarak
sözleşme hazırlıklarının yapılması yönündeki işlemlerin yürütülmesi çalışmalarında
bulunmak üzere LAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Sn.Mehmet Zafer ve Mütevelli
üyesi Sn.Tuncay Yalçuk'a yetk-i verilmesine;"
şeklindeki kararla da Üniversite ile ilişkisinin 30.7.2013'de kesildiği, bu karardan sonra Davacıya Lefke Avrupa Üniversitesinin Türkiye İş Bankasındaki hesabından 35,000 TL'lik ödeme yapıldığı, Davacının, 27.8.2013 tarihinde, Lefke Avrupa -Üniversitesi Personel İlişki Kesme Formu çerçevesinde tasarrufundaki eşyaları iade ettiği ve gerekli ödemeleri yaptığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına da, 5.9.2013'de, Davacı için işten ayrılma bildirgesi verildiği hususlarında bulgu yaparım.

Söz-leşmenin kimler arasında yapıldığı ve kimin tarafından sonlandırıldığı sorularına yanıt vermek için ise aşağıdaki değerlendirmeleri yaparım.

Talep Takriri incelendiğinde, Davacının taraflardan birisi olarak imza koyduğu Emare 3 hizmet akdinde "işveren" d-iye tanımlanmış tarafın Davalı No.1 olduğu argümanı ile karşılaşılmaktadır. Buna karşın, Talep Takririnin olgular kısmının 6'ncı paragrafında, taraflar arasındaki sözleşmeden söz edilmektedir ki, dava unvanından görüldüğü üzere iki tane Davalı mevcûttur ve- Lefke Avrupa Üniversitesi de davadaki Davalı taraflardan bir diğeridir. Yine Talep Takririnin (A) paragrafında "Davacının Davalı No.(1) ve/veya Davalılar ile mevcût 1.10.2010 tarihli hizmet akdinin..." denildiği görül-mektedir. Müdafaa Takriri ise, muhata-bın, bir tek Davalı No.1 olduğu iddiası üzerine kurulmuştur.

Huzurumdaki yargılamanın idari yargı sahasında olduğu gerçeğini düşündüğümde, yukarıda vurgulanan ve birbirleriyle çelişen iddialarla çok sıkı bir biçimde bağlı kalmadan olgularla ilgili gerçe-kleri saptamayı uygun bulduğumu belirtmekte yarar görürüm. Bu bakış açısıyla emareleri incelediğimde, karşıma, Emare 3'te yer alan "işveren" tarafının "Kıbrıs Bilim Vakfı, Lefke Avrupa Üniversitesi" olduğu, sözleşmenin imza kısmında "Mütevelli Heyeti Başka-nı Mehmet Zafer" adının yer aldığı, sözleşmenin 11'nci maddesinde "Çalışan, üniversiteyle olan sözleşmesini sona erdirmek istiyorsa en az üç ay öncesinden KBV Mütevelli Heyetine yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir. Üniversite aşağıdaki durumlar haricind-e çalışanın üç aylık ihbarını kabul eder" düzenlemesinin bulunduğu gerçekleri çıkmaktadır.

Kıbrıs Bilim Vakfının vakıf olarak ayrı bir kişiliği olduğu Emare 1'den anlaşılmaktadır. Mütevelli Heyetinin, Vakfın organlarından birisi olduğu da Emare 1'den gö-rülmektedir. Lefke Avrupa Üniversitesinin bir yüksek öğretim kurumu olduğu ve ayrı tüzel kişiliği haiz bulunduğu ise Emare 2'den anlaşılmaktadır. Emare 2'nin:
"Lefke Avrupa Üniversitesi, Vakıflar İdaresi ve Din İşleri Örgütü'ne bağlı olarak
faaliyet göst-eren bir Mülhak Vakıf Kuruluşu olan Kıbrıs Bilim Vakfı tarafından
kurulmuş olup en yüksek karar organı KBV Mütevelli Heyetidir"
şeklindeki 4(1) maddesinden, Kıbrıs Bilim Vakfı Mütevelli Heyetinin, Lefke Avrupa Üniversitesinin en yüksek karar organı oldu-ğu da ortaya çıkmaktadır.

65/2005 Sayılı Yasanın;
"Mütevelli Heyeti veya Yöneticiler Kurulunun Oluşumu ve Çalışma Esasları42.Mütevelli heyeti veya yöneticiler kurulu yükseköğretim kurumlarının en üst organıdır. Mütevelli heyeti veya yöneticiler kurulu-nun başkan ve üyeleri her yükseköğretim kurumunun kendi kuruluş yasa veya tüzüğündeki esaslar çerçevesinde belirlenir ve YÖDAK'a bildirilir.
Mütevelli heyeti veya yöneticiler kurulu, biri başkan olmak üzere, en az yedi üyeden oluşur. Mütevelli heyeti veya- yöneticiler kurulu toplantılarına rektör de katılır. Mütevelli heyeti veya yöneticiler kurulu çalışma esaslarını belirleyen tüzükler, YÖDAK tarafından hazırlanıp Bakanlıkça, Bakanlar Kurulunun onayına sunularak Resmi Gazete'de yayımlanması suretiyle yürü-rlüğe girer.
Mütevelli heyeti veya yöneticiler kurulu, yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin üniversite yetkili organlarının önerileri doğrultusunda istihdamlarını yapar, atamalarını, terfilerini v-e görevden alınmalarını onaylar, yükseköğretim kurumunun bütçesini kabul eder ve uygulamaları izler. Öğrencilerden alınacak ücretleri tesbit eder. Ayrıca, üniversite kurucuları ve/veya vakıf kurucuları tarafından hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre, d-iğer görevleri yürütür. Mütevelli heyeti veya yöneticiler kurulunun, karar ve ita yetkileri kendi kuruluş yasa veya tüzükleriyle rektöre ve/veya üniversite yönetim kuruluna devredilebilir."
şeklindeki 42'nci maddesi de aynı sonucu doğurmaktadır. Kısaca-sı, Kıbrıs Bilim Vakfı Mütevelli Heyetinin, hem Lefke Avrupa Üniversitesinin en yüksek karar organı, hem de Kıbrıs Bilim Vakfının organlarından birisi olduğu, tüm belirtilenlerden net bir biçimde anlaşılmaktadır.

Bu gerçek ve Talep Takririndeki iddialar- akılda tutularak Emare 3'e bir kez daha bakıldığında, Emare 3 Hizmet Akdinde "işveren" sözcüğü ile tanımlanmış tarafın, hem Davalı No.1, hem de Davalı No.2 olduğu sonuç ve bulgusuna varmak kaçınılmaz hale gelmektedir ki, bu yaklaşımla ben de, sözleşmedeki- Davacı dışındaki tarafın veya sözleşmedeki deyişle "işverenin", Davalılar olduğu hususunda bulgu yaparım.

Kıbrıs Bilim Vakfı Mütevelli Heyetinin, Kıbrıs Bilim Vakfının organlarından birisi olması yanısıra Lefke Avrupa Üniversitesinin de en yüksek karar -organı olduğu gerçeğini akılda tutarak, Emare 10 Kıbrıs Bilim Vakfı Mütevelli Heyeti toplantı tutanağını incelediğimde, Davacının ilişkisinin kesilmesi özlü kararın da, yalnızca Davalı No.1 değil, Davalılar tarafından alındığı sonuç ve bulgusuna varırım.

-Dava konusu kararda yer alan "LAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Sn.Mehmet Zafer ve Mütevelli Üyesi Sn.Tuncay Yalçuk'a yetki verilmesine" söz dizisi ile yukarıda belirttiklerimi ve bulgularımı değerlendirdiğimde, Davalı No.2 konumundaki Lefke Avrupa Üniversites-inin davanın muhatabı olmadığı özlü Davalı taraf argümanına herhangi bir değer vermemeyi uygun bulduğumu ayrıca belirtmekte yarar görürüm.

Saptanan olgular ve Davacının gerek işe alımının, gerekse de sözleşme süresi dolmadan Üniversite ile ilişkisinin ke-silmesinin Davalılarca yapıldığı bulgusu sonrası, dava konusu kararın idari yargı sahasında ele alınıp, alınamayacağını karara bağlama gerekliliği ile karşılaşılmaktadır.

Birleştirilmiş Yargıtay/Hukuk 106/2009 ve 107/2009, Dağıtım 26/2012'de belirtildiği- ve benim de benimsediğim üzere, Davalı No.1, Fasıl 337 hükümleri altında kurulmuş Vakıflar İdaresinin denetim ve kontrolüne tabi Mütevelliler tarafından idare edilen özel hukuk tüzel kişiliğini haiz bir kurumdur. Lefke Avrupa Üniversitesi ise, Kıbrıs Bili-m Vakfı tarafından kurulmuş özel bir vakıf üniversitesidir ve anılan kararda belirtildiği üzere faaliyetleri, 65/2005 sayılı Yasaya ve YÖDAK'ın kontrol ve denetimine tabidir. Yine kararda vurgulandığı üzere, Lefke Avrupa Üniversitesi, kamu alanında faaliye-t gösteren özel hukuk tüzel kişisidir.

Anılan karar incelenmeye devam edildiğinde, kararda, kamu hizmeti gören özel hukuk tüzel kişilerinin karar veya işleminin, kamu gücü kullanılarak alınması veya yapılması halinde, alınan kararın idari nitelikte sayı-lacağı sonucuna varıldığı da görülmektedir.

Tufan Erhürman'ın Yüksek İdare Mahkemesinin Görev Alanı adlı eserinde sayfa 320 ve 321'de;
" Anayasa'ya göre önemli olan, işlemi yapan organ, makam veya kişinin kamu
tüzel kişisi olması değil, ku-llanılan yetkinin yürütsel veya yönetsel nitelikte
olmasıdır. Bunun anlamı, Anayasa'ya göre, işlemi kimin yaptığına değil,
kullanılan yetkinin idari nitelikte olup olmadığına bakılması gerektiğidir. İşlemi
'idari' kılan, onun kamu gü-cü ya da yasadan kaynaklanan bir
kamusal ayrıcalık veya yükümlülük kullanılarak yapılmasıdır. Yürütülmekte olan
hizmet bir kamu hizmeti ise, kamu hizmetinin doğası gereği, onu yürüten kişi,
özel hukuk tüzel kişisi dahi olsa, bi-rtakım ayrıcalıklara ve üstün yetkilere sahip
olacaktır. Bu durumda işlemin yasadan kaynaklanan kamusal ayrıcalıklara
dayanılarak yapılıp yapılmadığına bakmaya gerek yoktur. Kamu hizmetini
yürütmek dolayısıyla birtakım ayrıcalıklara ve- üstün yetkiler kullanma olanağına
sahip olmak, bu yetkileri kullanmak suretiyle yapılan işlemin idari işlem
sayılabilmesi için yeterlidir. "

denilmiştir.

Vurguladığım görüşler sonrası ilk yanıtlanması gereken soru, Üniversitede Rektör gö-revlendirme veya görevden alma işleminin, kamu hizmeti olan üniversite eğitim hizmeti kapsamında değerlendirilip, değerlendirilemeyeceği sorusudur. 65/2005 sayılı Yasa'da, 2'nci maddede düzenlenmiş;
"Rektör; üniversitenin icrasının başındaki en üst düzeyd-eki yöneticisi ve üniversitenin
tüzel kişiliğini temsil eden kişiyi anlatır"

şeklindeki tanım, 23'üncü maddenin 2'nci fıkrasında düzenlenmiş;

"Rektör üniversite tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Rektörlerin göreve
getirilme/görevden alınma usulle-ri ve görev süreleri üniversitelerin kendi kuruluş
yasa veya tüzükleriyle belirlenir. Rektör olabilmek için profesör unvanına sahip olma
şartı aranır."

şeklindeki nitelik ve 24'üncü maddede düzenlenmiş;



Rektörün Görev, Yetki ve Sorumlulukları24.-Rektörün başlıca, görev, yetki ve sorumlulukları şunlarıdır:
Üniversitenin kuruluş yasası veya kuruluş tüzüğünce öngörülen kurullarını bir bütün olarak, kuruluş ve çalışma amaçlarını gerçekleştirmek ve senato tarafından hazırlanan plan, program, rapor ve- karar suretlerinin uygulanmasını sağlamak;
Üniversite yönetim kuruluna başkanlık etmek; Üniversiteyi yetkili kurulların kararlarına ve üniversitenin amaçlarına uygun olarak yönetmek;
Üniversitenin kurum ve birimlerinin çalışma koşullarını, verimliliklerin-i, standartlarını, akademik ve idari personelin etkinliğini izlemek, değerlendirmek ve denetlemek;
Her eğitim-öğretim dönemi sonunda ve gerektiğinde üniversitenin eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetleri hakkında senatoya, mütevelli heyetin-e veya yöneticiler kuruluna bilgi vermek;
Üniversite yönetim kurulunun hazırladığı üniversitenin yatırım programlarını, bütçesini ve kadro ihtiyaçlarını mütevelli heyetine veya yöneticiler kuruluna sunmak;
Mütevelli heyeti veya yöneticiler kurulu toplantıl-arına katılmak;
Üniversiteye bağlı kurumlar arasında işbirliğini, koordinasyonu ve düzenli çalışmayı sağlamak ve geliştirmek; ve
Bu Yasa ile ve/veya üniversitenin kuruluş yasası veya tüzüğü ile kendisine verilen diğer görevleri yerine getirmek ve yetkiler-i kullanmak.

şeklindeki yetkiler göz önünde bulundurulduğunda, rektörlük görevinin, üniversite eğitim hizmeti kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Bunun doğal sonucu ise, rektör görevlendirme veya görevden almanın da, kamu hizmeti olan üniversite eğitim h-izmeti kapsamında ele alınması gerekliliğidir.

Rektörlüğün ve Rektör görevlendirmenin bu niteliği, Davalılarla Davacı arasındaki sözleşmenin, kamu hizmeti görmek amacı ile yapılmış bir hizmet sözleşmesi olduğu sonucunu doğurmaktadır.

Bu noktada yanıtla-nması gereken ikinci soru, Üniversiteye sözleşmeyle Rektör olarak görevlendirilmiş Davacının, görev süresi dolmadan görevinin sona erdirilmesi işlem veya kararının, idari nitelikte olup olmadığı sorusudur. Bu sorunun yanıtı ise Birleştirilmiş Yargıtay/Huku-k 106/2009 ve 107/2009 sayılı kararda vurgulandığı üzere sözleşmenin, sözleşmedeki sebeplere dayanarak sonlandırılıp sonlandırılmadığı sorusuna verilecek yanıta bağlı olacaktır.

Daha açık bir anlatımla, Davacının görevi, hizmet sözleşmesindeki sebeplerden- ötürü sonlandırılmışsa, kararın, kamu gücü kullanılarak alındığı söylenemeyecek, yani karar idari nitelikte değildir denilecektir. Aksi takdirde ise, kamusal alanda faaliyet gösteren, diğer bir deyişle kamu hizmeti yürüten Davalıların, Rektörü görevden al-ırken, kamu gücü kullandığı sonucuna varılacak ve ihtilâfın çözüm yeri de idari yargı olacaktır.

65/2005 sayılı Yasanın yukarıda alıntılanmış Rektörlük, Rektör ve Rektör Yardımcıları yan başlıklı 23'üncü maddesinin(2)'nci fıkrasını, tekrar olması pahası-na yinelemekte yarar vardır:

Rektörlük, Rektör ve Rektör Yardımcıları
23. (2) Rektör üniversite tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Rektörlerin göreve getirilme/görevden alınma usulleri ve görev süreleri üniversitelerin kendi kuruluş yasa veya tüzükleriy-le belirlenir. Rektör olabilmek için profesör unvanına sahip olma şartı aranır.


Emare 2 Lefke Avrupa Üniversitesi Kuruluş Tüzüğü'nün, Rektörlük, Rektör ve Rektör Yardımcıları yan başlıklı 5'nci maddesinin (2)(4)(6)(7)'nci fıkraları ise şöyledir:
"
Rek-törlük,
Rektör ve
Rektör Yardımcıları5.(2)Rektör, KBV Mütevelli heyeti tarafından en az üç yıllık süre ile atanır.(4)Süresi dolan Rektör yeniden bu göreve atanmadığı takdirde ve başka bir göreve atanmamışsa, Üniversite'deki eski görevine döner.-(6)Rektör, süresi tamamlanmadan da Mütevelli Heyeti tarafından atama usulüne uygun olarak ve yazılı gerekçe gösterilmek kaydıyla görevden alınabilir. Rektör'ün hangi gerekçelere dayalı olarak görevden alınabileceği atama kararında açıkça belirtilir ve b-elirtilenler dışında başka bir gerekçe ile görevden alınamaz.(7)Görev süresi dolan Rektör yazılı müracaatı ile KBV Mütevelli Heyeti tarafından görev süresi uzatılabilir. "

Yukarıda sıralanan düzenlemeler göz önüne alındığında, Rektörün, süresi dol-madan görevinden alınmasının, Mütevelli Heyetince, atama usulüne uygun olarak ve yazılı gerekçe göstermek kaydıyla yapılabileceği açıkça ortaya çıkmaktadır. Görevden alma gerekçesinin ise yalnızca atama kararında belirtilenler olabileceği yine anılan düzen-lemelerden anlaşılmaktadır.

Emare 3 Hizmet Akdi'nin;
"
10.HİZMET AKDİNİN UZATILMASI
Çalışan, kontratının uzatılmasını isterse, kontratının bitiş tarihinden en az üç ay önce talebini yazılı olarak KBV Mütevelli Heyetine yazılı olarak bildirmesi gerekmekt-edir. İşveren, çalışana kontratının bitim tarihinden en az bir ay önce üniversitenin kararını bildirir.11.YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER VE KONTRATIN FESHEDİLMESİ
Çalışan, üniversiteyle olan sözleşmesini sona erdirmek istiyorsa, en az üç ay öncesinde KBV Mütevelli- Heyetine yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir. Üniversite aşağıdaki durumlar haricinde çalışanın üç aylık ihbarını kabul eder;
a.Çalışan, KBV Mütevelli Heyeti'nin aldığı kararları nedensiz olarak uygulamaması
veya sorumluluğu altındaki görevleri ve- bölümlerin idaresini nedensiz olarak
yerine getirmezse,
b.İşveren, çalışanın kurumu maddi zarara uğratması ve bunun ispatı halinde ilgili
maddi zararı çalışandan talep eder. İşbu talep çalışanın herhangi bir alacağına
mahsup edilebilir. Çalış-anın kuruma borcu varsa veya haketmediği izinleri önceden
borçlu olarak kullanmışsa işveren bu maddi kayıbı çalışandan alır.
c.İşbu sözleşme bitiminde veya bitiminden önce her iki tarafın yazılı mutabakatı
çerçevesinde bu sözleşme fesih edilir veya- yenilenir ya da uzatılır. "

şeklindeki 10'uncu ve 11'nci maddeleri, 65/2005 sayılı Yasa'nın ve Lefke Avrupa Üniversitesi Kuruluş Tüzüğü'nün yukarıda sıralanan maddeleri de göz önüne alınarak incelendiğinde;

1(a) Davacının sözleşme bitmeden önce yapac-ağı yazılı
talebe bağlı olarak ve Davalıların da mutabık olması
ile Davacının sözleşmesinin uzatılabileceği,
(b) Sözleşme bittikten sonra da iki tarafın mutabakatı
ile sözleşmenin yenilenebileceği veya
uzatılabileceği,
2)Sözleşme b-itiminde yeniden atanmadığı takdirde Davacının
rektörlük görevinin sona ereceği,
3)Sözleşme bitmeden önce de Davacı ile Davalıların yazılı
mutabakatı çerçevesinde sözleşmenin feshedilebileceği ilk bakışta ve net bir biçimde ortaya çıkmaktadır.

Sözle-şmenin hangi gerekçelerle ve süre bitmeden önce Davalılarca feshedilebileceği ise, ilk nazarda sözleşmede düzenlenmemiş gibi algılansa da, ilgili 11. madde dikkâtli bir şekilde incelenip ters bir bakış açısıyla değerlendiril-diğinde, bu yönde mevcût bir dü-zenleme olduğu da ortaya çıkmaktadır. Daha açık söylemek gerekirse, Üniversitenin, çalışanının 3 aylık ihbarını kabul etmeyeceği haller, süre bitmeden önce Davacının sözleşmesini feshetme hakkını Davalılara veren haller olarak sözleşmede yer almaktadır ki-, bunlar da;

1)Davacının Kıbrıs Bilim Vakfı Mütevelli Heyetinin aldığı
kararları nedensiz olarak uygulamaması,
2)Davacının sorumluluğu altındaki görevleri ve bölümlerin
idaresini nedensiz olarak yerine getirmemesi ve,
3)Davacının Üniversiteyi maddi -olarak zarara uğrattığının
ispatlanmış olmasıdır.

Emare 10 Davacının ilişiğinin kesilmesi kararı 30.7.2013 tarihlidir ve "Rektör Prof.Dr.Ahmet Bülend Göksel'in sözleşmesinin sözleşme kuralları çerçevesinde uzatılmaması ve 30 Temmuz 2013 tarihinde tüm ö-zlük haklarının ödenerek Üniversite ile ilişkisinin kesilmesine" şeklindedir.

Yukarıda sıralanan sözleşme kuralları ve bunlara yönelik saptamalar incelendiğinde, dava konusu kararda, Davacının, Mütevelli Heyeti kararlarına nedensiz olarak uymadığı veya so-rumluluğu altındaki görevlerini ve bölümlerin idaresini nedensiz olarak yerine getirmediği veya ispatlanmış bir şekilde Üniversiteyi maddi zarara uğrattığı gerekçeleri yer almadığından ve bunlar dışında da sözleşme, Davalılara, sözleşme bitmeden sözleşmeyi- tek yanlı olarak feshetme hakkı vermediğinden, Davalıların, Rektörün görevden alınması işleminde veya kararında sözleşmedeki sebeplere dayandıkları söylenememektedir.

Bu noktada, İş Yasası kapsamındaki herhangi bir işverenin, sonuçlarına katlanmayı göze- alarak sözleşmede yazmayan sebeplerle sözleşmeyi sona erdirebileceği argümanı ile bu meseleyi karıştırmamak gerektiği de açıktır. Çünkü Davacı ile Davalılar arasındaki Rektör atanmasına ilişkin sözleşme yukarıda vurgulandığı üzere, kamu hizmeti görmek ama-cıyla yapılmış bir sözleşmedir. Dolayısıyla da kamu hizmeti yürüten Davalılar, doğallıkla, kamusal ayrıcalıklara ve üstün yetkilere sahip durumdadırlar.

Davalıların sözleşmedeki sebeplere dayanmaksızın sözleşmeyi sona erdirdiği gerçeği ve yukarıda vurgula-nan sair hususlar göz önüne alındığında, Davalıların, Rektörü görevden alırken kamu gücü kullandığı sonucuna varmak kaçınılmaz hale gelmektedir.

Tüm belirttiklerimin doğal sonucu ise, dava konusu kararın idari nitelikte olduğu ve konu ihtilâfın çözüm yeri-nin de idari yargı olduğu sonuç ve bulgusu olmaktadır.

Yüksek İdare Mahkemesinin bu olayda yetkili olduğu sonucuna vardıktan sonra konu davayı, öncelikle ilk inceleme aşamasında dikkât edilecek hususlardan olan 75 günlük hak düşürücü sürenin dolup dolmadı-ğı boyutunda incelediğimde, davada, bu boyutta herhangi bir sorun olmadığı, yani 75 günlük süre dolmadan davanın açıldığı gerçeği ile karşılaştığımı belirtmekte yarar görürüm. Davacı açısından sonuçlar yaratan ve Davacının Rektörlük görevinin sona ermesini- getiren dava konusu kararın, kesin ve icrai bir karar olduğunu da belirtirim. Davacının Rektörlük görevinin görev süresi dolmadan sona ermesine neden olan konu kararın, Davacının kişisel meşru bir menfaatini doğrudan doğruya ve olumsuz yönde etkilediğini -de vurgularım. Konu kararın, kaza mahkemesinde açılmış veya açılabilecek bir tazminat davasına sebep olabilecek şekilde Davacıya zarar verdiği ve Davacıyı moral açıdan etkilediği iddialarını değerlendirdiğimde, (Gör:Birleştirilmiş YİM 98/99 ve 16/00, Dağıt-ım 21/00) menfaatin, başlangıçta var olduğu gibi, halen güncel bulunduğu noktasında da saptama yaparım.

Dava unvanını incelediğimde, unvanda herhangi bir hata görmemekteyim. Daha açık söylemek gerekirse dava, devlet aleyhine açılmadığı sürece, Davalıları-n unvanının davada olduğundan daha farklı bir şekilde gösterilmesine gerek bulunmadığı düşüncesindeyim. Tufan Erhürman'ın 'Yüksek İdare Mahkemesinin Görev Alanı' adlı eserinde sayfa 312'de vurgulandığı üzere, idari yetki kullandığına karar verilen özel kiş-ilerin davada Davalı olarak yer alması doğru ve kaçınılmaz olandır.

Belirtilenler sonrası dava konusu karar esastan incelendiğinde görünenler şunlar olmaktadır; dava konusu karar Mütevelli Heyeti tarafından verildiğinden, konu kararda yetki yönünden bir -sakatlık bulunmamaktadır. Şekil ve sebep unsurları açısından bakıldığında ise, dava konusu kararın, Davacının görevini, sözleşme süresi dolmadan 30.7.2013 tarihinde sonlandırma noktasında yazılı gerekçe içermediği gerçeği ile karşılaşılmaktadır. Bu bir yan-a bırakılsa bile, kararla ilgili başka herhangi bir gerekçe tespiti yapmak da, sunulanlar ışığında mümkün görünmemektedir. Emare 16'dan hareketle, Davacının rızası ile sözleşmenin sona erdirildiğini kabul etmek ise imkânsızdır. Emare 16, 5.9.2013 tarihli b-ir işten ayrılma bildirgesidir ve konu belgede işten ayrılma sebebi "sözleşmesi sona ermiştir" şeklinde gösterilmiş olmakla birlikte, Davacının, Davalılar tarafından, bu tarihten çok önce 30.7.2013 tarihinde görevine son verildiği açık olduğundan, 5.9.2013- tarihli belgeyi, Davacının rızası olarak kabul etmek ve böyle değerlendirerek sözleşmenin mutabakatla sona erdiği sonucuna varmak mümkün olamamaktadır. Konu belge ve keza eşyaların iadesine dair sair belgeler, kendisine başka alternatif bırakılmamış Davac-ının imzaladığı belgeler şeklinde değerlendirilmek durumundadır. Rektör değişiminin en geç Temmuz ayı sonuna kadar yapılması gerektiği argümanı ise, değer verilemeyecek kadar ciddiyetten uzak bir iddiadır. Emare 10 kararda yer alan "sözleşmenin sözleşme ku-ralları çerçevesinde uzatılmaması" ibaresini, 30.7.2013 tarihinde göreve son verme kararının gerekçesi olarak değerlendirmek olanaksız olduğundan, keza Davacının görevine son verme, yukarıda sıraladığım sözleşme kurallarıyla belirlenmiş hallerden birisine -dayanarak yapılmadığından, oysa Lefke Avrupa Üniversitesi Kuruluş Tüzüğü'nün yukarıda alıntılanan 5'inci maddesinin 6'ncı fıkrası bunu zorunlu kıldığından, istidanın (A) paragrafında konu edilen kararın, Davacının 30.7.2013 tarihinde Üniversite ile ilişki-sinin kesilmesi özlü kısmının, şekil ve sebep unsurları açısından sakat olduğu ve iptali gerektiği sonucuna varırım.

Dava konusu kararın ilişik kesme kısmının Temmuz ayından geçerli kılınmasının altındaki gerçek niyet Mahkeme huzuruna getirilmediğinden -ve huzurumdakilerden hareketle, bu nokta açısından kamu yararı dışında bir amaçla hareket edildiği tespitine yönelmem mümkün olmadığından, kararın ilgili kısmının amaç unsuru noktasında sakat olduğu iddiasının kanıtlanamadığı sonucuna varırım. Konu unsuru- açısından da hukuka aykırılık kanıtlanmış olmadığından bu yöndeki iddiayı da reddederim.

Değiştirilmiş şekliyle 5/76 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasası'nın 79'uncu maddesi kapsamına Davalıları dahil etmek mümkün olmadığından, keza dava konusu işlem gör-eve son verme niteliğinde bulunduğundan, oysa anılan Yasa'nın yasakladığı işlemlerin atama, terfi, barem ayarlaması ve nakil işlemleri olduğu gerçeğinden hareketle de, dava konusu kararın ilgili kısmının, seçim yasaklarına aykırı bir şekilde alınmadığı değ-erlendirmesini yaparım.

Gerek sözleşmenin, gerekse de Lefke Avrupa Üniversitesi Kuruluş Tüzüğü'nün, sözleşme bitiminde sözleşmeyi uzatmama, diğer bir deyişle Davacıyı yeniden Rektör olarak atamama hakkını Davalılara verdiği gerçeğini göz önüne aldığımda,- kararın "sözleşmenin uzatılmamasına" ilişkin kısmının hukuka aykırı olmadığı ve bu özdeki talebin reddi gerektiği sonucuna varırım.

Dava konusu sözleşme ve Rektör atama ile ilgili mevzuattaki düzenlemeler göz önünde bulundurularak, Talep Takririnin (B) p-aragrafındaki talep incelendiğinde, yukarıda belirttiklerimden anlaşılacağı üzere, Davalıların hizmet akdini yenilemesi veya uzatması, hukuken yapmakla yükümlü oldukları bir işlem olmadığından, diğer bir anlatımla, Davalıların sözleşmeyi uzatma yükümlülüğü- noktasında kullanmak zorunda olup da kullanmadıkları bir yetkisinden söz edilemeyeceğinden, sözleşmeyi uzatmamakla Davalıların ihmalde bulundukları da söylenebilir hale gelememektedir. Bunun sonucu ise (B) paragrafındaki talebin de reddi olmaktadır.

Sonu-ç olarak;
Davalıların 30.7.2013 tarih ve 397.02 sayılı karar veya işleminin,"30.7.2013 tarihinde Davacının, Üniversite ile ilişkisinin sonlandırılmasına" dair kısmının, hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilir.

Dav-a konusu anılan kararın "hizmet akdinin uzatılmamasına" dair kısmının iptali talebi ret ve iptal edilir.

Talep Takririnin (B) paragrafındaki talep ret ve iptal edilir.

Dava masrafları, Davacı tarafından yapılacak masraf listesi sonrası Mukayyitçe belirl-enecek ve Davalılar tarafından Davacıya ödenecektir.

Tanju Öncül
Yargıç

13 Mayıs, 2015




4






Full & Egal Universal Law Academy