Yüksek İdare Mahkemesi Numara 112/2013 Dava No 13/2016 Karar Tarihi 29.04.2016
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 112/2013 Dava No 13/2016 Karar Tarihi 29.04.2016
Numara: 112/2013
Dava No: 13/2016
Taraflar: Behiç Çobanoğulları ile Lefkoşa Türk Belediyesi arasında
Konu: İşten çıkarma - Toplu iş sözleşmesi - Hizmet sözleşmesi - Kaza Mahkemesinin yetkisi - Onama kararının yalnızca, işverenin yürürlüğe girmesini sağlaması.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 29.04.2016

-
D.13/2016 YİM:112/2013
Yüksek İdare Mahkemesinde.
Anayasanın 152.Maddesi Hakkında

Mahkeme Heyeti: Narin F.Şefik, Gülden Çiftçioğlu, Tanju Öncül.

Davacı:Behiç Çobanoğulları, Gazeteci Hasan Tahsin Cad. No:40,
-Ortaköy-Lefkoşa
İle
Davalı:Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB)-Lefkoşa Türk Belediyesi
Meclis Üyeleri-Lefkoşa Şehri Hemşehrileri, Lefkoşa Türk
Halkı adına Lefkoşa Belediyesi, Atatürk Caddesi,
Lefkoşa Türk Belediyesi-Lefkoşa
-A r a s ı n d a.

Davacı namına:Avukat Hasan Hasipoğlu
Davalı namına:Avukat Süleyman Özsoylular.
.............
K A R A R

Narin F.Şefik:Bu davada, Mahkeme kararını, Sayın Yargıç Tanju Öncül okuyacaktır.

Tanju Öncül:Davacının:
"A)Davalıların müşter-eken ve/veya münferiden almış
oldukları 17/Haziran/2013 tarihli ve 128/76/2-83 sayılı
karar ve/veya kararları uyarınca bir yılda toplam 30
günden fazla işe gelmediği gerekçesi ile Toplu İş
Sözleşmesinin EK III Disiplin Suç ve Ceza Kuralları
-5.Madde (b) fıkrası uyarınca suçlu bulunup işten
çıkarılma cezasına çarptırılması doğrultusundaki kararın
geçersiz ve hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç
doğurmayıp iptal edilmesi gerektiğine dair karar
verilmesi;




B)Davacının tüm geçmiş- haklarına sahip olarak yeniden
işine devam etmesi ve/veya işine başlaması gerektiğine
dair karar itası;"

talepleri ile başlattığı davasına karşı dosyalanan Müdafaa Takririnde:

"1)Ön itiraz olarak; Davalının aldığı, Davacıyı işten
çıkar-ılma kararı Anayasanın 152.maddesi mucibince
Yüksek İdare Mahkemesinin denetimine tabi olan bir
karar olmadığını iddia ederim.

2)Yine ön itiraz olarak;Davacı yakınma konusu yaptığı
işten durdurma ve/veya işten çıkarılma kararı 22/92 sayı-lı İş Yasasına ve/veya Toplu İş Sözleşmesi kurallarına istinat etmektedir. Bu yasada ihtilaf olması halinde başvurulması gereken yetkili mahkemenin İş Mahkemesi, İş Mahkemesi yoksa işin bulunduğu yerin Kaza Mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. Bu nedenle işbu- davanın Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek İdare Mahkemesi huzurunda değil Lefkoşa Kaza Mahkemesinde dosyalanması gerektiğini, Yüksek İdare Mahkemesinin bu davayı görmeye yetkisi olmadığını iddia ederim.

3)Yine ön itiraz olarak; yukarıda- iddialara paralel
olarak, 22/92 sayılı İş Yasasının amacının çalışma ve iş hayatını, işçi ile işveren ilişkilerini düzenlemek olduğunu, bu yasanın doğabilecek ihtilafların İş Mahkemesinde çözülmesi gerektiğini, İş Mahkemesi yoksa işin bulunduğu yerin yet-kili Kaza Mahkemesinde dava açılmasını öngördüğü halde bu davada bu maddeyede uyulmadığını, davanın hatalı olarak Yüksek İdare Mahkemesinde dosyalandığını dolayısıyle davanın daha ileriye gitmeden masraflarla birlikte reddini talep ederim.

4)Yine ön itir-az olarak; yukarıdaki iddialara paralel öne
sürerim ki; Davacının Yüksek İdare Mahkemesinde dava açabilmesi için yürütsel ve yönetsel yetki kullanan bir organ veya makam tarafından yetkilerini aşmak ve kötüye kullanmak suretiyle meşru menfaatini olumsuz y-önde etkileyecek bir karar alınmış olması ve/veya işlem yapılmış olması ve/veya ihmalde bulunulması gereklidir. Oysa ki Davacının Yüksek İdare Mahkemesine başvurabilmek için meşru menfaati olumsuz yönde etkilenmemiştir. Davacının işten çıkarılmasının menfa-atini zedelediği bir an için kabul edilse dahi ki reddedilir, Davalının karar ve/veya işlemi hukuka aykırı olmadığından ve/veya zedelenen menfaat ve/veya dava konusu uyuşmazlık Özel Hukuk alanından kaynaklandığından Davacının işbu davayı açmakta meşru menf-aati olmadığını ve/veya işbu davayı Yüksek İdare Mahkemesi huzurunda açamayacağını ileri sürerim. "

şeklinde ön itirazlarda bulunulmuştur.

Ön itirazların öncelikle dinlenmesi yönüne gidilen duruşma sürecinde taraflar Müşterek Olguları:
"Davacının 65/200-7 sayılı Belediye Personel Yasasına
tabi olmayıp, Toplu İş Sözleşmesine tabi bir kadrolu işçi olduğu,Davacıyı yargılayan disiplin kurulunun Emare 15 Toplu İş Sözleşmesinin EkIII, madde (4) altında oluştu-rulan ve müdür, belediye başkanı tarafından atana-n bağımsız bir şube sorumlusu, sendika başkanı veya sekreteri ve sendika sekreteri veya yönetim kurulundan herhangi bir üyeden oluşan dört kişilik bir oluşumdan oluştuğu ve davaya yakınma konusu yapılan kararın bu kurulun kararından olduğu ve ilgili dönemd-e Emare 15 Toplu İş Sözleşmesinin 31.12.2012 tarihine kadar geçerli olan bir Toplu İş Sözleşmesi altında oluşturulduğu, 2013 yılında ise Toplu İş Sözleşmesi imzalanmadığı"

şeklinde izah etmişler ve 20 adet evrağı da Mahkemeye müştereken Emare olarak sunmu-şlardır.

Ön itirazlar incelendiğinde birinci, ikinci ve üçüncü Ön İtirazlarda, Davacının işten çıkarılması kararının Yüksek İdare Mahkemesi denetimine tabi olmadığı ve Lefkoşa Kaza Mahkemesinin olayla ilgili olarak yetkili bulunduğu iddiaları ile karşıla-şılmakta; 4'üncü Ön İtirazda ise, dava konusu uyuşmazlığın özel hukuk alanından kaynaklanmasından dolayı, Davacının meşru menfaatinin olmadığının veya meşru menfaatini olumsuz yönde etkileyecek bir karar bulunmadığının ileri sürüldüğü görülmektedir.

Yetki-li Mahkeme boyutu açısından Talep Takririne bakıldığında ise, dava konusu kararın Anayasa'nın 152'nci maddesi gereği alınmış bir karar olduğunu ve Davalıların yürütsel ve yönetsel karar alan organlar olduğunu, Davacının ileri sürdüğü gerçeği ile karşılaşıl-maktadır.

Değiştirilmiş şekliyle 65/2007 sayılı Belediye Personel Yasası'nın "Tefsir" yan başlıklı ikinci maddesinde "belediye personeli: Belediyeler Yasası uyarınca, Belediyenin genel yönetim ilkelerine göre yürütmekle yükümlü olduğu hizmetlerin gerek-tirdiği asıl ve sürekli görevleri yerine getiren ve Belediye bütçesinden aylık (maaş) alan sürekli personeli anlatır" şeklinde tanımlanmıştır.

Yasanın "Amaç" yan başlıklı 3'üncü maddesi:
"Amaç3. Bu Yasanın amacı, Belediye personelinin hizmet koşullarını-,
niteliklerini, atanma ve yetişmelerini, ilerleme ve yükselmelerini,
ödev, hak ve yükümlülüklerini, disiplin işlemlerini ve öteki özlük
işleri ile Belediyelerin örgütlenmesini
düzenlemektedir."
"Kapsam" yan başlıklı 4'üncü maddesi-:
Kapsam4. Bu Yasa, Belediyelerin yürütmekle yükümlü olduğu kamu
hizmetlerinin gerektirdiği asıl ve sürekli görevlerde çalışan ve
Belediye bütçesinden maaş (aylık) alanlara uygulanır. Belediyede
sözleşmeli personel olarak çalışanlar hakk-ında da, bu Yasada
öngörülen özel kurallar uygulanır. "
"Belediye Hizmetlerinin Yürütülmesi ve İstihdam Şekilleri" yan başlıklı 6'ncı maddesi ise:
"Belediye
Hizmetleri-6.(1)Belediye hizmetleri, sürekli personel, sözleşmeli personel ve işç-iler eliyle yürütülür. nin Yürütül-(2)Bu Yasa amaçları bakımından; mesi ve
İstihdam
Şekilleri"Sürekli personel", Belediye hizmetlerinin gerektirdiği asıl ve sürekli görevlere atanan ve Belediye bütçesinden aylık alan ve bu Yasada bundan bö-yle Belediye personeli olarak anılacak olan kişileri anlatır."Sözleşmeli Personel", özel bir meslek veya uzmanlık öğrenimi gerektiren işlerde, belediyenin bu Yasadaki esaslara uygun olarak istihdam edecekleri geçici süreli ve sözleşme ile çalıştıracak-ları yerli ve yabancı kişileri anlatır. Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı alanlar sözleşmeli olarak çalıştırılamazlar. Sözleşmelerin süresi her defasında iki yılı aşamaz ve herhangi bir zamanda iptal şartını içerir.
Sö-zleşmeli personel eliyle yürütülen hizmetlere ilişkin kadrolara ayrıca atama yapılmaz. Sözleşmeli olarak çalıştırılacakların yürütecekleri hizmetin gerektirdiği nitelikleri taşımaları esastır. Sözleşmeli personel, bütçede karşılığı bulunması koşuluyla yuk-arıdaki koşullara bağlı olarak Belediye Başkanınca atanır.27/2009
26/2010"İşçiler", belde halkının ortak gereksinimlerini karşılamaya dönük sürekli veya süreksiz işleri yapan, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı alm-ayan, sürekli veya süreksiz olarak çalıştırılan ve yukarıda belirtilen istihdam şekilleri dışında çalışan kişileri anlatır. Sürekli işleri yapan daimi işçiler (Yasada öngörülen sayı kadar) olup işçiler ile ilgili bu Yasada ve Belediyeler Yasasında özel ola-rak düzenlenen kurallar ile diğer konular hakkında kendi özel yasa kuralları uygulanır. Süreksiz işleri yürüten geçici işçiler, bu Yasada öngörülen daimi işçi sayısı dışında olup Belediyeler Yasasının 61'inci maddesi altında düzenlenen kurallara uygun ola-rak atanan işçilerdir. Geçici işçi sayısı nüfusu 5,000'e kadar olan Belediyeler için ilgili Belediyenin daimi işçi kadro sayısının %40'ını; nüfusu 5,001-15.000 arası olan Belediyeler için ilgili Belediyenin daimi işçi kadro sayısının %20'sini ve nüfusu 1-5,000'in üzerinde olan Belediyeler için ilgili Belediyenin daimi işçi kadro sayısının %10'unu aşamaz.
(3)Belediyelerde bu maddede öngörülen üç istihdam şekli dışında personel çalıştırılmaz."şeklindedir.

Anılan Yasa'nın "Amaç" maddesi ile, 7'nc-i, 93'üncü, 95'inci ve 96'ncı maddeleri incelendiğinde, belediye personeli sayılmayan işçiler için, Yasa'da öngörülmüş disiplin işlemlerinin uygulanma olanağı olmadığı ortaya çıkmaktadır. Ayrıca tüm sıralanan düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, işçiler, sü-rekli işleri yapar konumda olsalar bile, anılan Yasa'da tanımlanan "belediye personelinden " sayılamamak-tadırlar. Bu nedenlerle Davacının, müşterek olgularda da belirtildiği üzere, Toplu İş Sözleşmesine tabi bir işçi olduğu hususu kaçınılmaz yasal bir son-uç halini almaktadır.

Emare 15 Toplu İş Sözleşmesinin 1.1.2011-31.12.2012 tarihleri arasında geçerli olduğu ve feshedilmezse bir yıl daha geçerli kalacağı ise, anılan emarenin kendi içeriğinden anlaşılmaktadır.

Emare 12 karar metinine bakıldığında, me-tinde, sair şeyler yanında yer alan:
"Buna göre ilgilinin Toplu İş Sözleşmesine 65/2007 sayılı Personel Yasasına ve
sair ilgili mevzuata aykırı davranarak bir yıl içinde toplam 30 günden fazla izinsiz
ve özürsüz işe gelmediği tespit edilmiştir. Bu -durumda Toplu İş Sözleşmesi Ek III
Disiplin Suç ve Ceza Kuralları Başlığı altındaki suç ve cezalar başlığı kısmında
düzenlenen Madde 5(b) fıkrası uyarınca işten çıkarma cezasına çarptırılmasına
oybirliği ile karar verilmiştir."

ibareleri ile kar-şılaşılmaktadır.

Emare 15 Toplu İş Sözleşmesinin Ek III Disiplin, Suç ve Ceza Kuralları başlıklı kısmının:
7.5-b) Maddesi; "İzinsiz veya özürsüz olarak bir yıl içinde 30(otuz) gün göreve gelmemek"

şeklindedir.

Karar içeriği ve bu madde, keza anıl-an Ek III'ün 6'ncı maddesi göz önüne alındığında, anılan kararın Toplu İş Sözleşmesi hükümleri gereği alındığı açıkça ortaya çıkmaktadır.

Olgular göz önüne alındığında, Emare 15 Toplu İş Sözleşmesinin 31.12.2013 tarihine kadar geçerliliğini koruduğu ve -Davacıya yapılan işlemin, anılan Toplu İş Sözleşmesinin geçerli olduğu sürede yapıldığı da görülmektedir.

Birleştirilmiş Yargıtay/Hukuk 106/2009-107/2009 Dağıtım 26/2012'de dile getirilen:


"Hizmet sözleşmesi, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesini-n 6(1) maddesinde
gösterilen sebeplerden ötürü sonlandırmış olduğu, dosyadaki evraklar ve dava
zabıtlarından anlaşılmaktadır. İstinaf Eden Davalıların, Aleyhine istinaf Edilen
Davacının görevine son verme ile ilgili kararı, kamu gücünü kullanar-ak alınan bir
karar olduğu söylenemez. İdarenin kararı, hizmet sözleşmesinin 6(1) maddesindeki
hükümleri gereği alınan bir karardır. Aleyhine İstinaf Edilen Davacının hizmet
sözleşmesi, bu sözleşmedeki bir hükümden dolayı feshedildiğine göre, -bu konudaki
karar idari nitelikte bir karar olarak kabul edilemez. YİM 353/2004 D.4/2007).

Buna göre, Davacının işine son verme ile ilgili karar, kamu gücü kullanılmak
suretiyle değil de, mukaveledeki hükümlere binaen feshedildiğine göre, bu konu-daki
hukuki ihtilaf İş Yasası hükümleri gereğince çözümlenmelidir. İş Yasası'ndan doğan
ihtilafların çözüm yeri ise kaza mahkemeleridir.
Hizmet sözleşmesinin feshedilmesi ile ilgili karar içtihadi kararlar ışığında
idari nitelikte bir karar olmadı-ğına göre, Davacının hizmet sözleşmesinin
feshedilmesi ile ilgili alınan kararlar ve yapılan işlemlerde yetkili mahkemenin idare
mahkemesi değil de, kaza mahkemesi olduğu ile ilgili İlk Mahkemenin kararı hatalı
değildir."

şeklindeki;

Yargıtay/Hu-kuk 119/2011 Dağıtım 6/2013'de dile getirilen:
"Yukarıda iktibas edilen kararlarda ifade edilenleri huzurumuzdaki istinafa
uyguladığımız zaman , Davacının sözleşmesinin feshinin, sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan bir işlem olduğu ve dolayısıyla, Da-vacının Davalı aleyhindeki talebinin, Yüksek İdare Mahkemesinde değil, kaza mahkemesinde incelenmesi gerektiği kabul edilmelidir. Sözleşmenin uygulanmasından ayrı olarak, Davalının idari bir işlemi ve/veya kararı, bu istinafın olgularında söz konusu değil-dir.
42/96 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası'nın 2. maddesi
de, toplu iş sözleşmesine dayanan talepler söz konusu olduğu zaman, yetkili mahkemenin iş mahkemesi, iş mahkemesinin olmaması halinde kaza mahkemesi olacağını açıkça ifade etm-ektedir. Davacı, Toplu İş Sözleşmesine tabi bir akademik personeldir. Emare No.5 sözleşmenin 8. paragrafında da, sözleşmenin Toplu İş Sözleşmesine dayanarak yapıldığı yer almaktadır. Davacının davasına bakıldığı zaman, Davacının davasının esasen, 22/92 say-ılı İş Yasası'na istinaden hasaplanan tazminat taleplerinden oluştuğu görülmektedir.
Tüm bu söylenenler ışığında, Davacının Davalılar aleyhine ikame ettiği
davasında yetkili mahkemenin, kaza mahkemesi olduğu kabul edilmelidir."

şeklindeki ve;

YİM 26-5/2012 Dağıtım 35/2013 sayfa 7'de dile getirilen:
"Yine, yukarıda da belirttiğimiz gibi, 65/07 sayılı Belediye Personel Yasası 6(2) maddesine göre, işçilerle ilgili kendi özel yasaları uygulanır. 22/92 sayılı İş Yasası'na göre, yetkili Mahkeme,- İş Mahkemesi, eğer yoksa Kaza Mahkemesidir.
(Gör Md.2) Yetkili Mahkemeyi yasa belirlemişse, dava konusu kararın niteliğine bakmadan yasa hükmü uygulanır. O takdirde, konunun çözümünde, yasanın belirlediği Mahkeme yetkilidir. Bu husus, YİM 34/2000 D.6/2006- sayılı davada Yüksek İdare Mahkemesi tarafından da benimsenmiştir.
Yetkili Mahkeme konusunda yukarıda belirttiklerimizi göz önüne alınca, huzurumuzdaki davada, bu Mahkemenin yargılama yetkisi olmadığı sonucuna varırız."

şeklindeki değerlendirmeler göz ön-üne alınarak huzurumuzdaki meseleye bakıldığında, yukarıda da vurgulandığı üzere, Davacının işten durdurulma kararının sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan bir işlem olduğu ve Toplu İş Sözleşmesine dayanılarak, yani Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine göre -yapıldığı açık olduğundan, diğer bir deyişle ortada Toplu İş Sözleşmesinin uygulanmasından ayrı bir idari işlem veya karar bulunmadığından, bu meselede yetkili Mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi değil, Kaza Mahkemesi olduğu sonucuna varmak kaçınılmaz olmakt-adır.

Yüksek İdare Mahkemesinin bu dava ile ilgili yargılama yetkisi olmadığı sonucu ışığında ise, 4'üncü Ön İtirazın incelenmesine gerek bulunmamaktadır.

Bu noktada son olarak belirtmekte yarar vardır ki, Anılan Disiplin Suç ve Ceza Kuralları başlıklı - Ek III'ün:
"Disiplin kurulu kararları belediye başkanının onayı ile uygulanır." şeklindeki 6.10 maddesi ve karardaki başkan imzasının varlığı da sonucu değiştirmemektedir. Çünkü hukuken onama kararları vesayet makamlarının yaptığı işlemlerdir ve onay ya-lnızca işlemin yürürlüğe girmesini sağlamaktadır. Diğer bir deyişle onay işlemi, bu olayda iptali talep olunan kararı, Belediye Başkanının kararı haline getirmemektedir. Yani dava edilecek olan işlem yine disiplin kurulunun iradesi sonucu doğmuş işlemdir. -



Sonuç olarak dava ret ve iptal edilir.
Dava masrafları Davacı tarafından Davalıya ödenecektir.


Narin F.ŞefikGülden ÇiftçioğluTanju Öncül
Başkan Yargıç Yargıç


29 Nisan, 2016











9






Full & Egal Universal Law Academy