Yüksek İdare Mahkemesi Numara 110/2001 Dava No 6/2002 Karar Tarihi 27.03.2002
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 110/2001 Dava No 6/2002 Karar Tarihi 27.03.2002
Numara: 110/2001
Dava No: 6/2002
Taraflar: Asım Serinova ile Güvenlik Kuv. Kom.
Konu: Meslekten alınma kararının iptali istemi - Hak düşürücü süre -
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 27.03.2002

-D.6/2002 YİM 110/2001
Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Seyit A. Bensen, Şafak Öneri.
Davacı: Asım Serinova, Köprülü-Gazi Mağusa
- ile -
Davalı: 1. KKTC Güvenl-ik Kuvvetleri Komutanlığı, Polis Genel
Müdürlüğü vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa
2. Polis Hizmetleri Komisyonu vasıtasıyle KKTC
Başsavcılığı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.
Davacı namına: Avukat Erdaş Erbilen
Davalılar namına-: Kıdemli Savcı Behiç Öztürk.


-------------------


A R A K A R A R


Metin A. Hakkı: Davacı-Müstedi, 3.9.2001 tarihinde Anayasanın 152. maddesine istinaden Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkemede, Davalı-Müstedaaleyhler aleyhine -dosyaladığı yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen dava ile Mahkemeden aynen aşağıdaki şekilde karar talep etti:

"A. Müstedinin 28.2.2001 tarihinden itibaren meslekten
çıkarıldığına ilişkin olarak Davalı No.2 tarafından
28.2.2001 tarihinde alınan ve -Davalı No.1 tarafından
16.3.2001 tarihinde 01/2-01-164 sayılı belge ile
Davacıya bildirilen kararın tamamen hükümsüz ve
etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç
doğuramayacağına dair karar verilmesi."

Mezkûr davanın Davalı-Müstedaaleyhl-ere tebliğini müteakip Davalı-Müstedaaleyhler henüz Müdafaa Takriri dosyalamadan, Davacı-Müstedi, Mahkemeye 11.1.2002 tarihinde dosyaladığı çift taraflı bir istida ile aynen şöyle bir talepte bulundu:

"A. Yukarıda sayı ve ünvanı verilen davada Talep -Takririnin A paragrafının aşağıdaki şekilde tadil edilmesi hususunda Muhterem Mahkemenin emir ita eylemesi:

'A. Müstedinin 28.2.2001 tarihinden itibaren
meslekten çıkarıldığına ilişkin olarak Davalı
No.2 tarafından 28.2.2001 tarihi-nde alınan ve
Davalı No.1 tarafından 16 Mart, 2001 tarihinde
01/2-01-164 sayılı belge ile Davacıya bildirilen
ve 10.7.2001 tarihinde Davalı No.2 nezdinde
İstinaf Dava No.2/01 sayılı istinafın da
sonuçlanması ile- nihai şeklini alan kararın
hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir
sonuç doğuramayacağına dair karar verilmesi.'"

Davalı-Müstedaaleyhler, 30.1.2002 tarihinde mezkûr istidaya dosyaladıkları bir itirazname ile istidada talep edi-len emrin verilmesine itiraz etmişlerdir. Gerek tadilât istidası gerekse itirazname, yemin varakaları ile desteklenmektedir. İstidaya ek yemin varakasını Avukat Erdaş Erbilen yapmış olup özetle adaletin tecellisi için ve Davacı-Müstedinin davasını yürüte-bilmesi için talep olunan emir ve iznin verilmesi gerektiğini iddia ederken itiraznameye ek yemin varakasında Savcı Behiç Öztürk, özetle Davacı-Müstedinin davasının Anayasanın 152. maddesine istinaden açıldığını, bu maddenin 3. fıkrasıyla Anayasanın 152. -maddesine istinaden açılan davalara 75 günlük bir hak düşürücü süre getirildiğini, 75 günün haricinde bu tip davaların açılıp yürütülemeyeceğini iddia etmekte; Davacı-Müstedinin davasına halihazır şekli ile bakıldığında yakınma konusu yaptığı kararın 28.2.-2001 tarihinde alınıp Davacı-Müstedinin bilgisine 16.3.2001 tarihinde getirildiğini, Davacı-Müstedinin ise 75 gün geçtikten sonra 3.9.2001 tarihinde davasını dosyaladığını, dolayısıyla davanın mevcut şekli ile ileri gitmeden iptal edilmesi gerekirken, yapı-lmak istenen tadilât ile Davacı-Müstedinin talebine yeni bir talep ve yeni bir dava sebebi eklenip 10.7.2001 tarihinde verilen İstinaf Mahkemesi kararının da yakınma konusu yapılmak istendiğini buna da mevzuatın cevaz vermediğini iddia etmektedir. Savcı i-lâveten Davacı-Müstedinin davasının "Davanın Dayandığı Gerçekler" bölümünde (g) paragrafında İstinaf Mahkemesi kararının da Davacı-Müstedinin davasını dosyaladığı tarihte bilgisinde olduğunun davadan açıkça görüldüğünü, ancak 3.9.2001 tarihinde davayı dosy-alarken istinaf kararını yakınma konusu yapmadığını ancak şimdi tadilât yolu ile ve 75 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra bunu yakınma konusu yapmak istediğini buna da mevzuatımızın cevaz vermediği iddiasında bulunmaktadır.

İstidanın duruşmas-ı Mahkemece 13.3.2002 tarihinde ele alınmış, istidanın duruşması safhasında tarafların hiçbiri Mahkemeye şahadet ibraz etmemiş, istidanın kökeninde yatan olguları karşılıklı mutabakat çerçevesinde Mahkemeye aktardıktan sonra taraflar hitabelerini yapmışlar-dır. Tarafların müştereken Mahkemeye aktardığı ve davanın kökeninde yatan olgular şöyle özetlenebilir:

Davacı-Müstedi, 8.8.1994 yılında polis olarak atandı ve bu davada yakınma konusu yaptığı Davalı-Müstedaaleyhlerin aldığı karara istinaden meslekte-n çıkarılıncaya kadar bu görevi ifa etti. Davacı-Müstedi, Polis Disiplin Mahkemesinin 89/2000 sayılı davasında yargılandı ve suçlu bulunup 28.2.2001 tarihinde polis hizmetinden uzaklaştırıldı. Polis Disiplin Mahkemesinin bu kararı Dava No.2/2001 sayılı D-avalı-Müstedaaleyhler nezdindeki bir Üst Disiplin Mahkemesine konu oldu. Bu istinaf da 12.7.2001 tarihinde neticelenerek Disiplin Mahkemesinin kararı onaylandı. Önümüzdeki yani Yüksek İdare Mahkemesindeki davayı Davacı-Müstedi 3.9.2001 tarihinde dosyalad-ı. Davacı-Müstedinin iddiasına göre Yüksek Mahkemede Davacı-Müstedinin açtığı bu dava dosyalanırken Polis Disiplin Mahkemesinin verdiği ve bir Üst Disiplin Mahkemesi tarafından onaylanan her iki karar da Davacı-Müstedinin bilgisinde idi, ancak Davacı-Müst-edinin davası hazırlanırken bir yanlışlık eseri Üst Disiplin Mahkemesi kararından söz edilmemiş ve sadece Disiplin Mahkemesinin kararı yakınma konusu yapılmıştır. Davacı-Müstedinin talebi bu hatanın giderilmesi ve 12.7.2001 tarihli Polis İstinaf Mahkemesi-nin kararının da Davacı-Müstedinin Talep Takririne eklenebilmesi doğrultusundadır. Savcılık ise Mahkemeye yaptığı hitabesi esnasında yukarıda özetlenen ve itiraznamesinde konu edilen itirazlar üzerinde durmuştur.

Yukarıdan da görülebileceği gibi bu- istidada karar verilmesi gereken husus tekniktir ve usul kuralları ile sınırlıdır. Konuyu karara bağlamak için öncelikle bu Mahkemeye şamil olan 1997 Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü hükümlerine göz atma yerinde olacaktır. (Bak: Resmi Gazete Ek III, 25 Ara-lık 1996, Sayı 147, Sayfa 2959) Sözü edilen bu Tüzük incelendiğinde tadilât ile ilgili bir madde içermediği görülmektedir. Ancak sözü edilen bu Tüzüğün 18. maddesi aynen şöyle bir hüküm içermektedir:

"Bu Tüzüğün yapıldığı tarihte Cumhuriyet dahilin-de
yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü,
durum uygun olduğu hallerde, Mahkeme huzurundaki
bütün işlemlerde, gerekli değişiklikler yapılarak,
uygulanır; meğer ki bu Tüzüğe başka bir hüküm
konmuş olsun veya Ma-hkeme veya bir Yargıç başka
türlü kararlaştırsın."

Bu madde uyarınca Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğüne bakıldığında ise konuya "amendment" başlığını taşıyan Order 25'in özellikle 1. fıkrasının şamil olduğu görülmektedir. Sözü edilen Order 25 R-ule 1 ise aynen şöyledir:


"The court or a Judge may, at any stage of the
proceedings, allow either party to alter or
amend his indorsement or pleadings, in such
manner and on such terms as may be just, and
all such amendmen-ts shall be made as may be
necessary for the purpose of determining the
real questions in controversy between the
parties."

Yukarıdaki alıntıdan da görülebileceği gibi Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğünün 25. maddesinin 1. emri karar- verilmesi gereken noktaya şamildir. Ancak tatbikatta bu madde ne şekilde tefsir edilip uygulanmıştır? Bizim yaptığımız çalışmada, bu davanın karar hazırlama safhasında yapılan hitabeler esnasında, ne Savcılığın ne de Müstedi avukatının Mahkemenin dikkat-ini çekmediği, 21.4.1988 tarihli ve YİM 169/86 sayılı davada verilen bir ara karar bilgimize geldi. O karar incelendiğinde de, tadilât yolu ile o davadaki Davacı-Müstedinin, yakınma konusu yapma istediği bir kararı, karar bilgisine geldikten ve 75 gün geç-tikten sonra tadilât yolu ile davaya koyup yakınma konusu yapma istediği ancak, bu talebin zamanın Yüksek İdare Mahkemesi tarafından reddedildiği görülmektedir, çünkü davasını dosyaladığı zaman ilgili karar bilgisinde idi. Sözü edilen bu kararda sayfa 3'd-e Yüksek İdare Mahkemesi aynen şöyle demişti:

"Gerçekten de önümdeki şahadete göre tadil yolu
ile istenen istem yani iptal edilmesi istenen
ilgili kararın mevcudiyeti Kasım 1986 tarihinde
veya en geç 8.6.1987 tarihinde Müstedileri-n
bilgisinde idi. Sözü edilen tarihlerden bu yana
bu idari karar aleyhine bir başvurunun ikame
edilebilmesi için ön koşul olarak aranan 75
günlük sürenin çoktan geçtiği açıktır. Bu
durumda talep edilen tadil istidasına ce-vaz
vermek Anayasanın şart koştuğu 75 günlük süreyi
dikkate almamak anlamına gelecektir. Oysa ki
böyle bir davranış söz konusu edilemez."

Yerli içtihatı bir kenara bırakıp İngiltere'deki içtihatlara da göz atıldığında onların da a-ynı doğrultuda olduğu görülmektedir; yani tadilât yolu ile davaya zaman aşımı ile ilgili Davalıların müdafaalarını menfi etkileyecek yeni dava sebebi eklenmesine sıcak bakılmamaktadır. (Misal olarak Bak: Marshall v. London Passenger Transport Board (1936)- 3 AER 83, Batting v. London Passenger Transport Board (1941) 1 AER 228, Hilton v. Sutton Steam Laundry 1946 K.B.D. 65.)

Netice olarak ve yukarıdakiler muvacehesinde talep edilen izni ve emri vermemeyi ve istidayı reddetmeyi uygun görmekteyiz.

-Netice olarak istida reddedilir. Masraflar ile ilgili herhangi bir emir vermemeyi uygun gördük.




Metin A. Hakkı Seyit A. Bensen Şafak Öneri
Yargıç Yargıç Yargıç


27 Mart 2002








-


6



-


Full & Egal Universal Law Academy