Yüksek İdare Mahkemesi Numara 108/2012 Dava No 16/2012 Karar Tarihi 29.06.2012
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 108/2012 Dava No 16/2012 Karar Tarihi 29.06.2012
Numara: 108/2012
Dava No: 16/2012
Taraflar: Osman Korhan ve Sayıştay Başkanlığı ile Kamu Hizmeti Komisyonu ve Görkem Gürçınar ve diğerleri (İlgili Şahıslar) arasında
Konu: Dava Ünvanı - Dava ünvanının hatalı olması - Yüksek İdare Mahkemesinin resen düzeltme yetkisini kullanarak dava ünvanını değiştirmesi - Dava açma hakkı - Davacının dava açma ehliyeti olmadığı ön itirazı - KKTCnin hem davalı hem de davacı konumunda olamayacağı - Ön itirazın kabul edilerek davanın ret ve iptal edilmesi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 29.06.2012

-16/2012 YİM:108/2012

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152.Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti: Necmettin Bostancı, Talât D.Refiker, Mehmet Türker


Davacı:1)Osman Korahan, Sayıştay Başkanı sıfatı ile, Lefkoşa
- 2)KKTC Sayıştayı ve/veya Sayıştay Başkanlığı, Lefkoşa
-ile-
Davalı:Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanlığı, Lefkoşa
Ve
İlgili Şahıslar:1-Görkem Gürçınar, 9 Bağarası Sokak, Kızılay-
Lefkoşa
2-Begüm Sunter Argen, Bornova So-kak, No:34,
2.kat daire 1, Gönyeli
3-Eser Erenler, 8 Ilgın Sokak, Taşkınköy,
Lefkoşa
4-Kemal Özen, 7 Gazi Baf Caddesi, Maraş,
G.Mağusa
5-Sonay Soyalp, Karayel Sokak, No:3, Gönyeli

A r -a s ı n d a.

Ve değiştirme yolu ile

Davacı:1-Osman Korahan, Sayıştay Başkanı sıfatı ile Lefkoşa
2-Sayıştay ve/veya Sayıştay Başkanlığı vasıtasıyla Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
-ile-
Davalı:Kamu Hizmeti Komisyonu vasıtasıyla Kuzey Kıbrıs Tür-k
Cumhuriyeti
Ve
İlgili Şahıslar:1-Görkem Gürçınar, 9 Bağarası Sokak, Kızılay-
Lefkoşa
2-Begüm Sunter Argen, Bornova Sokak, No:34,
2.kat daire 1, Gönyeli
3-Eser Erenler, 8 Ilgın Sokak, Taşkınköy,
- Lefkoşa
4-Kemal Özen, 7 Gazi Baf Caddesi, Maraş,
G.Mağusa
5-Sonay Soyalp, Karayel Sokak, No:3, Gönyeli

A r a s ı n d a.

(Mahkeme tarafından resen verilen 29/6/2012 tarihli emir uyarınca 29/6/2012 tarihinde değişti-rilmiştir.)


Davacılar namına:Savcı İlter Koyuncuoğlu
Davalı namına:Avukat Müzeyyen Yeşilada ve Av.Eren Ertürk
İlgili Şahıs No:1,3,5 namına:Avukat Şefik Aşçıoğulları
İlgili Şahıs No:2,4 namına:Avukat Ergin Ulunay.

----------
A R A K A R A R

Necmettin B-ostancı:Bu başvuruda, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Talât D.Refiker okuyacaktır.

Talât D.Refiker: Davacılar, Davalı aleyhine ikame ettiği davada Kamu Hizmeti Komisyonu'nun III'üncü derece denetçi kadrosuna bu kadronun aradığı nitelikleri haiz olmayan- kişilerin atandığını iddia etmekte ve aşağıda belirtildiği şekilde;
A)Davalının 6/3/2012 tarihinde resmi internet sitesinde
yayınlanmak suretiyle duyurduğu, Görkem Gürçınar'ı Sayıştay Başkanlığı III.derece denetçi kadrosuna atayan 6/3/2012 ve/veya o tari-hlerdeki kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya bu kararının hiçbir sonuç doğurmayacağına dair bir emir veya hüküm,

B)Davacılar tarafından tam olarak bilinmeyen bir tarihte
davalı tarafından Görkem Gürçınar'ın III.derece denetçi münhaline başvuru-sunu kabul eden ve/veya konu şahsın III.derece denetçi münhali yazılı ve/veya sözlü sınavlarına çağıran kararlarının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya bu kararının hiçbir sonuç doğurmayacağına dair bir emir veya hüküm,


C)Davalının 6/3/2012 tarihinde -resmi internet sitesinde
yayınlanmak suretiyle duyurduğu, Begüm Sunter Argen'i Sayıştay Başkanlığı III.derece denetçi kadrosuna atayan 6/3/2012 ve/veya o tarihlerdeki kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya bu kararının hiçbir sonuç doğurmayacağın-a dair bir emir veya hüküm,

D)Davacılar tarafından tam olarak bilinmeyen bir tarihte
Davalı tarafından Begüm Sunter Argen'in III.derece denetçi münhaline başvurusunu kabul eden ve/veya konu şahsın III.derece denetçi münhali yazılı ve/veya sözlü sınavları-na çağıran kararlarının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya bu kararının hiçbir sonuç doğurmayacağına dair bir emir veya hüküm,

E)Davalının 6/3/2012 tarihinde resmi internet sitesinde
yayınlanmak suretiyle duyurduğu, Eser Erenler'i Sayıştay Başkanlığı I-II.derece denetçi kadrosuna atayan 6/3/2012 ve/veya o tarihlerdeki kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya bu kararının hiçbir sonuç doğurmayacağına dair bir emir veya hüküm,

F)Davacılar tarafından tam olarak bilinmeyen bir tarihte
Davalı tarafın-dan Eser Erenler'in III.derece denetçi münhaline başvurusunu kabul eden ve/veya konu şahsın III.derece denetçi münhali yazılı ve/veya sözlü sınavlarına çağıran kararlarının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya bu kararının hiçbir sonuç doğurmayacağına dair- emir veya hüküm,

G)Davalının 6/3/2012 tarihinde resmi internet sitesinde
yayınlanmak suretiyle duyurduğu, Kemal Özen'i Sayıştay
Başkanlığı III.derece denetçi kadrosuna atayan 6/3/2012
ve/veya o tarihlerdeki kararının hükümsüz ve etkisiz
oldu-ğuna ve/veya bu kararının hiçbir sonuç
doğurmayacağına dair bir emir veya hüküm,

H)Davacılar tarafından tam olarak bilinmeyen bir tarihte
davalı tarafından Kemal Özen'in III.derece denetçi
münhaline başvurusunu kabul eden ve/veya konu şahsın III.der-ece denetçi münhali yazılı ve/veya sözlü sınavlarına çağıran kararlarının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya bu kararının hiçbir sonuç doğurmayacağına dair bir emir veya hüküm,

I)Davalının 6/3/2012 tarihinde resmi internet sitesinde
yayınlanmak suretiy-le duyurduğu, Sonay Sonalp'ı Sayıştay Başkanlığı III.derece denetçi kadrosuna atayan 6/3/2012 ve/veya o tarihlerdeki kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya bu kararının hiçbir sonuç doğurmayacağına dair bir emir veya hüküm,

J)Davacılar tarafından- tam olarak bilinmeyen bir tarihte
Davalı tarafından Sonay Sonalp'ın III.derece denetçi münhaline başvurusunu kabul eden ve/veya konu şahsın III.derece denetçi münhali yazılı ve/veya sözlü sınavlarına çağıran kararlarının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/v-eya bu kararının hiçbir sonuç doğurmayacağına dair bir emir veya hüküm

verilmesini talep etmektedirler.


Yukarıda isimleri geçen kişilerin bu davaya İlgili Şahıs olarak dahil edilmesinden sonra Davalı ve İlgili Şahıslar tarafından dosyalanan müdafaa ta-krirlerinde Davacının iddiaları reddedilmekte ve ön itiraz olarak Davacı No:(1) Osman Korahan'ın Sayıştay Başkanı sıfatı ile dava açma hakkının olmadığı, keza Davacı No:(2) olan Sayıştay'ın ve Davalı Kamu Hizmeti Komisyonunun da tüzel kişiliklerinin olmama-sı nedeniyle davada Davacı ve Davalı olma ehliyetlerini haiz olmadıkları, ayrıca Davacıların dava konusu karardan doğrudan doğruya etkilenen meşru bir menfaatlerinin de bulunmadığı ileri sürülmekte ve davanın esasını dinlemeden davanın reddedilmesi tale-p edilmektedir.

Gerek öğretide ve gerekse Mahkeme kararlarında ve bu meyanda Sayın Savcının Mahkemeye hitabı sırasında atıfta bulunduğu TC Anayasa Mahkemesinin E.1995/46 sayılı davasında da belirtildiği gibi;

İdari davalar idarenin işlem ve kararların-ın hukuka uygunluğunun yargısal yolla denetlenmesi, kamu hizmetlerinin hukuk kurallarına ve hizmetin gereklerine uygun bir biçimde yapılmasının sağlanması kamu hizmetlerinin getirdiği yarar ve zararların bireylerin üzerindeki etkilerinin adaletli biçimde d-enetlenmesi için vatandaşlara tanınmış bir haktır. İptal davaları idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayarak hukuk devletini gerçekleştiren önemli yollardandır. İptal davaları ile idari işlemlerin hukuk kurallarına uygunluğu incelenir, hukuka aykırı işl-em ortadan kalkar, böylece idarenin hukuk kurallarına uygun şekilde hareket etmesi sağlanarak, hukuk düzeni korunur. Kuvvetler ayırımı ilkesinin uygulandığı demokratik hukuk devletlerinde idarenin karar ve işlemlerinin yargı denetimi dışında tutulması düşü-nülemez. İdari karar ve işlemlerin yargı denetimine tabi olması hukuk devletinin temel kurallarındandır. Prof.Dr.A.Şeref Gözübüyük'ün yönetim hukuku isimli eserinde (14.bası sayfa 20) belirtildiği üzere demokratik düzenin egemen olduğu ülkelerde yönetimin -hukuka bağlılığı ilkesi benimsenmiştir. Günümüzde yönetim, ülkede egemen olan hukuk düzeni içinde hukuka uygun olarak görevlerini yürütmek zorundadır.
Öğretide yönetimin hukuka bağlılığına "hukuk devleti yönetimi" hukuka bağlı olmayan devletler için de "po-lis devleti" deyimi kullanılır.
"Hukuk devleti" deyimi, yönetilenlere hukuk güvenliği sağlayan devlet düzenini anlatır. Hukuk devletini polis devletinden ayıran başlıca özellik devlet görevlerinin belli hukuk kuralları içerisinde yürütülmesidir. "Hukuk dev-letinde devlet yalnız hukuku koyan bir varlık değil, koyduğu hukukla da bağlı olan bir varlıktır. Hukuk devleti anlayışı bir ülkede yerleşmiş hukuk düzenine yalnız bireylerin değil yönetimin de uymasını gerektiren bir ilkedir."


Yüksek İdare Mahkemesind-e ikâme edilen davaların temelinde ise genellikle bu ilkeye aykırılık iddialarının yer aldığını gözlemlemekteyiz.

Bu ilkeye aykırılığın çok belirgin olduğu davalarda idareden şikâyetçi olan taraf veya önümüzdeki meselede olduğu gibi tüzel kişiliği haiz -olmayan iki devlet kuruluşundan birisinin Davacı, diğerinin ise Davalı olduğu durumlarda Davacı taraf, idarenin gerek vatandaşa karşı, gerekse kendi içerisinde yarattığı hukuksuzluğa Yüksek İdare Mahkemesinin duyarsız kalmaması ve bu hukuksuzluğun mevcût o-lması halinde bunu ortadan kaldıracak olan yegâne gücün yargı olduğu belirtilmekte ve Yüksek İdare Mahkemesinin özellikle meşru menfaat ve davada taraf olma ehliyeti bağlamında esnek davranması ve dava konusu idari karar ve işlemin yargı denetimini gerçekl-eştirmesi ısrarla talep edilmektedir.

Yüksek İdare Mahkemesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa'sının ve Yasa'larının kendisine tanıdığı yetki sınırları içerisinde idari denetim görevini yapmaktadır. Genel olarak her idari davada yasaya aykırılık veya- idarenin ihmaline ilişkin iddialar yer almaktadır. Yargı dışında bu gibi iddiaları inceleyip kesin bir şekilde sonuçlandıracak başka bir organın olmaması karşısında "Yüksek İdare Mahkemesinin Anayasa'nın ve Yasa'nın kendisine verdiği yetki sınırları dışı-na çıkarak veya bu sınırları zorlayarak her ne pahasına olursa olsun bu gibi kararların yargısal denetimini yapma zorunluluğunda olduğu argümanının kabul edilmesi hukuk devletinden yargı devletine veya diğer bir ifade ile Yargıçlar devletine doğru gidişin -bir göstergesi olarak değerlendirilebilinir. Bu bakımdan Yüksek İdare Mahkemesi böyle bir değerlendirmenin yapılmasına imkân vermeden idari denetim görevini yerine getirmelidir.

Önümüzdeki meselede varılan mutabakat sonucunda dinlenen ön itirazlarda tara-flar tanık dinletmeyip, ön itiraza konu olan iddialarını hukuki argümanlar sunma bağlamında Mahkemeye hitap etmekle yetinmişlerdir. Hemen belirtmeliyiz ki, gerek Sayıştay'ın ve gerekse Kamu Hizmeti Komisyonu'nun tüzel kişilikleri olmadığı konusunda tarafla-r arasında görüş ayrılığı bulunmamaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa'sının Yüksek İdare Mahkemesinin yetkilerini düzenleyen 152'nci maddesi aynen şöyledir:

"Madde 152
(1)Yüksek İdare Mahkemesi, yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan herha-ngi bir organ, makam veya kişinin bir kararının, işleminin veya ihmalinin, bu Anayasanın veya herhangi bir yasanın veya bunlara uygun olarak çıkarılan mevzuatın kurallarına aykırı olduğu veya bunların sözkonusu organ veya makam veya kişiye verilen yetkiyi -aşmak veya kötüye kullanmak suretiyle yapıldığı şikayeti ile kendisine yapılan başvuru hakkında, kesin karar vermek münhasır yargı yetkisine sahiptir.
(2)Böyle bir başvuru, sahip olduğu meşru bir menfaatı, bu gibi karar veya işlem veya ihmal yüzündan olums-uz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen kişi tarafından yapılabilir.
(3)Sözkonusu başvuru, karar veya işlemin yayınlanması tarihinden veya yayınlanmadığı takdirde veya bir ihmal halinde, başvuran kişinin bunu öğrendiği tarihten başlayarak yetmiş beş gün i-çinde yapılır.
(4)Böyle bir başvuru üzerine Yüksek İdare Mahkemesi, kararında:
(a)Sözkonusu karar veya işlem veya ihmali, tamamen veya kısmen onaylayabilir; veya
(b)Sözkonusu karar veya işlemin, tamamen veya kısmen, hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi- bir sonuç doğurmayacağına karar verebilir; veya
(c)Sözkonusu ihmalin, tamamen veya kısmen yapılmaması gerektiğine ve yapılması ihmal olunan eylem veya işlemin yapılması gerektiğine karar verebilir.
(5)Bu maddenin (4). fıkrası gereğince verilen herhangi bi-r karar, Devlet içerisindeki bütün mahkemeleri ve bütün organları veya makamları bağlar. Karar, ilgili organ veya makam veya kişi tarafından uygulanır ve ona göre hareket edilir.
(6)Bu maddenın (4). fıkrası gereğince hükümsüz kılınan herhangi bir karar ve-ya işlemin veya yapılmaması gerektiğine karar verilen herhangi bir ihmalin, kendisine zarar verdiği herhangi bir kişi, ilgili organ, makam veya kişi tarafından, istemi kendisini tatmin eder şekilde yerine getirilmediği takdirde, zararların tazmini veya ken-disine başka bir tazminat verilmesi için dava açmak ve mahkeme tarafından saptanacak tam ve muhik bir tazminat almak ve sözkonusu mahkemenin vermeye yetkili olduğu diğer tam ve muhik bir tazminat almak hakkına sahiptir."

Yukarıda alıntısı yapılan maddeni-n 2'nci fıkrasında bahsi geçen "kişi"'den ise gerçek ve tüzel kişiler anlaşılmaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tüzel kişiliği içerisinde yer alıp da ayrı bir tüzel kişiliği haiz olmayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurum ve kuruluşlarının ise bir -davada taraf olması "KKTC vasıtasıyle" şeklindeki ibare kullanılmak suretiyle mümkün olmaktadır.

Önümüzdeki meselede dava ünvanına bakıldığında Davacı No:2 için "KKTC Sayıştaylığı ve/veya Sayıştay Başkanlığı vasıtasıyle KKTC", Davalı için de "Kamu Hizmet-i Komisyonu vasıtasıyle KKTC" ibaresi kullanılmamıştır. Oysa içtihatlarla da (gör:YİM 71/87 D.31/91) desteklenen bugüne kadar ki uygulamaya göre bu ibarelerin kullanılması gerekmekte idi. Ne var ki, dava ünvanında "KKTC vasıtasıyle" ibaresinin yer alması -Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinin bir davada hem Davacı, hem de Davalı olarak bulunması sonucunu doğuracaktı, bu bağlamda ise bir kişinin kendi kendini dava etmesinin kabul edilmezliği karşısında davanın reddedilmesi kaçınılmaz olacaktı.

Dava konu-su kararın merkezi idari içinde yer alan ve dolayısıyle kamu tüzel kişiliğine sahip olmayan bir makam ya da kişi tarafından alınmış olması durumunda Davalı bu makam aracılığıyle "KKTC" olacaktır. Ancak kararı alan ya da işlemi yapan idare kamu tüzel kişil-iğine haiz ise, davanın o kamu tüzel kişisi vasıtasıyle KKTC'ye değil, doğrudan doğruya o kamu tüzel kişisine açılması gerekir. (Gör:YİM 71/87, D.31/91).

Davacının veya Davalının dava ünvanında hatalı gösterilmesi durumunda ise dava reddedilmemekte, ünva-nın değiştirilmesine hükmedilmektedir ve bu şekilde davanın gerçek hasma karşı yürütmesine özen gösterilmekte, diğer yandan ise bu konuda herhangi bir yasal düzenleme bulunmamasına karşın tarafların yanlış gösterilmesi durumunda dava reddedilmeyip, davanın- ünvanının düzeltilmesi istenmekte, bazı hallerde ise "davanın ünvanının düzeltilmesini istemeye dahi gerek duyulmamakta, Mahkeme ünvanı resen düzeltmek suretiyle davaya devam etmektedir. (Gör:Konsolide YİM 189/07, 190/07 ve 191/07, D.27/10, sayfa 10).

D-olayısıyle atıfta bulunduğumuz kararlar ışığında önümüzdeki meselede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinin hem Davacı ve hem de Davalı konumunda olduğunun görülmesi açısından Yüksek İdare Mahkemesi olarak bu safhada dava ünvanını resen düzeltme yetkimiz-i kullanarak dava ünvanındaki "Davacı No: (2), Sayıştay ve/veya Sayıştay Başkanlığı vasıtasıyle KKTC", Davalı ise "Kamu Hizmeti Komisyonu vasıtasıyle KKTC" şeklinde tadil edilir.

KKTC'nin kendi kendini dava edemeyeceği ve bu bağlamda bir davada hem Davac-ı, hem de Davalı konumunda olamayacağına göre davanın bu haliyle ileriye götürülmesi mümkün değildir. Dolayısıyle bu konudaki ön itirazın kabul edilmesi ve davanın daha ileri gitmeden red ve iptal edilmesi gerekmektedir.

Davacı No: (1) Osman Korahan'ın S-ayıştay Başkanı sıfatı ile dava açma kapasitesinin olup olmadığı konusuna gelince, idare hukukunda dava konusu işlemin kamu görevlisi tarafından idare adına yapıldığı noktasından hareketle idari yargıda kamu görevlisinin Davalı olarak gösterilmesinin mevcû-t durumda kabul edilmemesi gerekir. (Gör:İdari Yargılama Hukuku, Tufan Erhürman, Kıbrıs 2012, sayfa 324.) Yasa açıkça yetki vermediği sürece bu prensibin gerek Davalı ve gerekse Davacı açısından da geçerli olduğunu vurgulamak isteriz.

Dolayısıyle bu konu-daki ön itirazın da kabul edilmesi ve davanın bu bakımdan da reddedilmesi gerekmektedir. Bu sonuca vardıktan sonra diğer ön itirazların incelenmesine gerek kalmamıştır.

Dolayısıyle yukarıda belirtilenler ışığında davanın red ve iptal edilmesine oybirliği- ile karar verilir.

Masraf emri verilmez.

Son olarak bir hususa temas etmeyi ve bu konuda ilgililerin dikkatini çekmek istiyoruz:

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinde hiyerarşik düzeni ne olursa olsun her kurum ve kuruluş kendi görev ve yetki sın-ırları içerisinde hareket etmek durumundadır.

"Dava edilmezlik olgusu" idari işlem ve kararların alınmasında "keyfiliğe" veya "yasa tanımazlığa" yol açmamalıdır. Aksi yönde hareket etme cesaretini gösterenlerin olabileceği akılda tutulmalı ve bunun önüne- geçilebilmesi için yasal düzenleme yapılmalıdır.


Necmettin BostancıTalat D.RefikerMehmet Türker
Yargıç Yargıç Yargıç


29 Haziran, 2012






7






Full & Egal Universal Law Academy