Yüksek İdare Mahkemesi Numara 106/1994 Dava No 16/1997 Karar Tarihi 26.06.1997
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 106/1994 Dava No 16/1997 Karar Tarihi 26.06.1997
Numara: 106/1994
Dava No: 16/1997
Taraflar: Halil Sabbar ile İskân Encümeni vd
Konu: Koçan iptali istemi - Kişiye koçan verildikten sonra ihbar verilmeden koçanının iptalini öngören idari kararlar YİM tarafından iptal edilir.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 26.06.1997

-D.16/97 YİM 106/94

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Anayasanın 152.nci Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı,Nevvar Nolan,Seyit A.Bensen.
Müstedi: Halil Sabbar, Yat L-imanı, Girne, (Namık Kemal
Cad. No:91 Girne)
- ile -
Müstedaaleyh: 1. İskân Encümeni ve/veya İçişleri
Bakanlığı vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa
2. Eşdeğer Mal Saptama, Değerlendirme ve
- Tazmin Komisyonu Başkanlığı ve/veya
İçişleri Bakanlığı vasıtasıyle KKTC,
Lefkoşa

A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Mithat Berberoğlu, Avukat Sadi
Çelebi ve Avukat Selçuk Gürkan
Müstedaaleyhler namına: B-aşsavcı Yardımcısı Muavini
Mehmet A. Şefik.

-----------------

H Ü K Ü M

Metin A. Hakkı: Müstedi, 5.7.1994 tarihinde Yüksek Mahkeme Mukayyitliğine dosyaladığı yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen başvurusu ile özetle, Müstedaaleyhlerin takriben 8.6.199-4 ve 9.6.1994 tarihlerinde aldığı ve Müstedinin bilgisine 10.6.1994 tarihinde getirilen ve Girne'de Aşağı Girne Mahallesinde bulunan Pafta/Harita XII/13.4.XIII, Blok C, 19,20,21,22,23/1 ve 24 numaralı parsellerle ilgili olarak Müstediye önceden verilen koç-an veya koçanların iptal edilmesi ve yeni müracaat vukuunda yeni duruma göre koçan verme işlemlerinin yeniden ele alınabileceğini öngören kararların ve/veya bu husustaki tüm işlemlerin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayaca-ğına dair Mahkemenin lehine karar vermesini talep etmiştir.

Müstedaaleyhler mezkûr başvuruya 17.11.1994 tarihinde bir itirazname dosyalamış ve özetle, Müstedinin tadil olunmuş şekliyle 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası tahtında baş-vuruda konu edilen gayrımenkullerin koçanını aslında almaya yasal yönden hakkı olmadığını, konu koçanları İdareyi yanıltma, ve/veya hile ile almış olduğunu, bunun neticesi İdarece Müstediye 3 sefer puan satın almasına izin verildiğini, bunun ilgili Yasaya -ters olduğunu, dolayısıyle Müstedaaleyhlerin Müstedice yanıltılmaları neticesi Müstediye koçan verildiğini, buna dayanak eden kararların İdarece her zaman geri alınabileceğini ve bu nedenle doğru olarak geri alındığını öne sürmüş ve başvurunun masraflarla -reddini talep etmiştir.

Başvurunun duruşması Mahkemenin 16.10.1996 tarihli oturumunda başlamış, Mahkemenin 23.10.1996 ve 30.10.1996 tarihli oturumlarında da devam etmiş ve 30.10.1996 günü tarafların Mahkemeye yaptığı hitabeler de dinlendikten sonra başvu-ru karar için bilâmüddet ertelenmiştir. Başvurunun duruşması esnasında Müstedi bizzat şahadet vermiş ilâveten 7 de tanık dinletmiştir. Müstedaaleyh tarafı ise duruşma esnasında tek 1 tanık çağırmıştır. Taraflar ilâveten duruşma sırasında Mahkeme dosyaları- ve evraklardan oluşan ceman 31 adet emare ve 6 adet tanıtma ibraz etmişlerdir. Tanıtma A haricindeki diğer tüm tanıtmalar, neticede, tarafların muvafakatı ile ibraz olunan emare 31 Girne Kaza Mahkemesinin 339/95 sayılı dava dosyasında mevcut olmaları ned-eni ile tarafların muvafakatı ile emare olarak kabul edildiler. Tanıtma A ise emare yapılmadığı cihetle tanıtma olarak kalmış neticede bu başvurunun karara bağlanmasında şahadet olarak kabul edilip tezekkür edilmemiştir.

Önümüzde ibraz olunan şahadet ve- emareleri değerlendirdikten sonra başvurunun kökeninde yatan olguları aşağıdaki şekilde bulgularımız olarak özetlemek mümkündür:

Girne'de Liman içinde 1974 öncesi Rum malı olup,
Barış Harekâtı neticesi Anayasa ve yürürlükteki mevzuat gereğince mülki-yeti Devlete kalan ve 'Pholexenia' diye bilinen bir gayrımenkul, zamanın Bakanlar Kurulu kararı gereğince idaresi Kıbrıs Türk Turizm İşletmeleri Ltd.'e bırakılmıştı. Sözü edilen gayrımenkul, 5.12.1974 tarihli yazılı bir kira mukavelesi ile 1.1.1975 ve 31.1-2.1985 tarihleri arasındaki 10 yıllık müddet için Müstediye emare 1 olarak Mahkemeye ibraz olunan mukaveledeki şartlar gereğince Kıbrıs Türk Turizm İşletmeleri Ltd. tarafından kiralandı ve Müstedi tarafından restaurant olarak kullanılmaya başlandı. Kıbrıs -Türk Turizm İşletmeleri Ltd. Şirketi ilgili tarihte ihtilâf konusu gayrımenkulu Müstediye kiralamaya yetkili idi. Bu hususta taraflar arasında herhangi bir ihtilâf yoktur. Bu mukavele hükümlerine uygun olarak Müstedi Pholexenia olarak bilinen gayrımenkulun- tümünü tasarrufuna almış ve içinde bulunan menkul mallarla ilgili bir demirbaş listesi taraflar arasında tanzim edilmişti. Pholexenia olarak bilinen yer Girne'de Liman içinde Gümrük binasının hemen karşısında olan ve zemin katta 4 ayrı kapısı bulunan bir -gayrımenkuldür. Gümrüğe en yakın kapısı olan kısım veya dükkân Müstedinin kirasına ve tasarrufuna verilmesine ve Pholexenia'nın bir parçasını oluşturmasına rağmen iç taraftan diğer kısımlar ile bağlantısı olmadığı anlaşılmaktadır.

Müstedinin tasarrufu bi-nanın tümü diye vasıflandırabileceğimiz yukarıda sözü edilen kira mukavelesi hitam bulduktan sonra da devam ederken, 1974 Limasol göçmeni olan Müstedinin T cetvelleri 1988 de çıkmış ve Girne'de iskân edildiği oturduğu evini yine Girne'de tasarrufunda bulun-durduğu arsa nitelikli bir araziyi ve bilâhare de Pholexenia'nın mülkiyetini almaya yeterli puanları olmadığı gerçeği karşısında, Müstedi Müstedaaleyhlere 3 ayrı kez müracaat etmiş ve bu yerlerin koçanlarını almak için puan satın almak amacı ile Müstedaale-yhlerden izin talep etmiştir. Verilen izin neticesi önce Girne'de oturduğu evin tamamı ile arsa nitelikli arazinin tümünü puan satın alarak koçanlarını 1989 da kamilen almıştır. Pholexenia'nın tasarrufu Müstedide iken ve kira mukavelesi de hitam bulduktan -sonra yine ilgili mevzuat muvacehesinde aslında mülkiyeti Devlete ait olup idaresi Kıbrıs Türk Turizm İşletmeleri Ltd.'e devredilen Pholexenia'nın, mevzuatta öngörülen şartlarla koçanının Kıbrıs Türk Turizm İşletmeleri Ltd.'in haricinde 3. şahıslara verile-bilmesi için imkan sağlandığında Müstedi de Müstedaaleyhlere müracaat edip onların iznine istinaden puan satın almak için izin talep ettiğinde bu müracaat da uygun karşılanmış ve 1992 senesinde emare 12 olarak önümüzde ibraz olunan koçanlar ile Pholexenia'-nın tümünü oluşturan gayrımenkulün 10,284,476 hissenin 5,140,923 oranında hissesi Müstedaaleyhlerce Müstediye 3 ayrı koçan tahtında koçan edilmiştir. İlgili gayrımenkulde Müstediye koçan edilen hisseler haricindeki diğer hisseler halen Devletin mülkiyetind-e bulunmaktadır.

Yukarıdaki işlemler devam ederken, ve buna paralel olarak Tayfun Denizcilik Şirketi Ltd. isimli bir şirket, 1975 yılında Devletin o zamanki Turizm ve Enformasyon Bakanlığına müracaat ederek Müstedinin tasarrufunda bulunan Pholexenia'nın -bir kısmını oluşturan ve zemin katta Gümrüğe en yakın kapısı olan üniteyi Girne ile Taşucu arasında feribot seferi yapmak ve bilet kesmek amacı ile ofis olarak kullanmak istediğini Devlet namına Turizm ve Enformasyon Bakanlığına bildirmiş ve ilgili Bakanlı-k da Kıbrıs'la Türkiye arasındaki Turizm trafiğine olumlu yönde katkıda bulunacak düşüncesiyle bunun ilgili şirkete kiralanmasını uygun bulup, Maliye Bakanlığına bildirmiştir. Bu Bakanlığa bağlı olan Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi de sözü edilen dükkânı -19.11.1976 tarihli bir kira mukavelesi ile 1.7.1975 ile 31.6.1977 tarihleri arasındaki müddet için ilgili şirkete kiralamıştır. Sözü edilen mukavelenin suretleri emare 2 ve emare 28 olarak Mahkemeye ibraz edilmiş olup söz konusu mukavelenin 12. maddesi, t-araflardan herhangi birinin diğerine ihbar vermemesi halinde mukavelenin kendiliğinden sene be sene yenileneceğini öngörmektedir. Ancak 1983 senesinde Devlet tarafından Tayfun Denizcilik Şirketi Ltd.'e yazılı ihbar verilerek kira müddeti ilgili Şirkete ye-nilenmediği Müstedaaleyhlerce iddia edilmesine rağmen bu ihbarın ilgili şirkete postalandığı veya ilgili şirketçe alındığı Mahkemede ispat edilmemiştir, ve bu hususla ilgili Mahkemeye herhangi bir şahadet de ibraz edilmemiştir.

1992 yılına kadar Pholexen-ia'nın bir kısmını oluşturan ancak ayrı bir ünite olan tek dükkânın tasarrufu, Müstedi ile Tayfun Denizcilik Şirketi Ltd. ve onun idarecisi Avukat Ali Dana, (ki ilgili zamanlarda Müstedinin Avukatı idi), anlaşarak önce Müstedi, bilâhare Tayfun Denizcilik Ş-irketi Ltd. tarafından tasarruf edilmiştir. Müstedaaleyhler buna herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Müstedi sözü edilen koçanları aldıktan takriben 2 seneyi mütecaviz bir zaman sonra 1994 yılında Tayfun Denizcilik Şirketi Ltd. ve/veya direktörü Ali Dan-a'nın avukatı Fuat Veziroğlu, İçişleri Bakanlığına yazdığı bir yazıyla Müstedinin ihtilâf konusu bu tek dükkânın veya ünitenin koçanını mevzuata uymadan temin ettiği veya mevzuat hilâfına temin ettiğini iddia etmesi üzerine, Müstedaaleyhler Müstedinin aldı-ğı koçanları iptal etme yönüne gitmişler ve başvuruda yakınma konusu yapılan karar veya kararları almışlardır.

Başvurunun kökeninde yatan olguları bulgularımız olarak yukarıdaki şekilde özetledikten sonra şimdi de yapmamız gereken şey uygulamakla yük-ümlü olduğumuz mevzuatı bunlara uygulamaktır. Mevzuatı bu başvurunun olgularına uygulamaya kalktığımızda aşağıdaki hukuki sorunlar hemen akla gelir:
1) Müstedi 1992 yılında emare 12 olan koçanları İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası hükümleri uyar-ınca mı almıştır? Bir başka deyişle ilgili koçanlar kendine verilirken Yasanın ilgili maddelerine uyulmuş mudur?
2) 1974 Barış Harekâtı neticesi Anayasa ve yürürlükteki mevzuat muvacehesinde mülkiyeti Devlete kalmış olan Pholexenia'nın idaresi, Devletin y-etkili organı olan zamanın Bakanlar Kurulu kararı gereğince kira işlemleri de dahil olmak üzere idaresi Kıbrıs Türk Turizm İşletmleri Ltd.'e devredildikten ve Müstedi ilgili şirketten Pholexenia'nın tümünün tasarrufunu kiraya aldıktan sonra, Devletin Phole-xenia'nın bir kısmını oluşturan ancak Pholexenia ile içten bağlantısı olmayan tek üniteyi Tayfun Denizcilik Şirketi Ltd.'e, tabiri caiz ise 2. kez olmak üzere kiralama yetkisi var mıydı?
3) Bir an için Müstediye Devlet tarafından emare 12 de gösterilen koç-anlarla mevzuata uyulmadan mülkiyet verilmiş olsa dahi, Müstedaaleyhlerin bu koçanları re'sen ve Müstediye itiraz hakkı tanımadan iptal etme yetkileri var mı?

Duruşma nihayetinde taraflar Mahkemeye hitap ederken Müstedi avukatları Mahkemeye şöyle bir- iddiada bulunmuşlardır:

Müstedaaleyhler yetkilerini Yasadan almaktadır. Müstedaaleyhlerin yetkileri Yasa ile sınırlıdır. Yasada bir yurttaşa bir gayrımenkulün koçanı verildikten sonra Müstedaaleyhlerin o koçanı iptal etmeye yetkileri yoktur. Bi-r başka deyişle ilgili Yasanın hiçbir maddesi Müstedaaleyhlere böyle bir yetki vermemektedir. Dolayısıyle Müstedaaleyhler başvuruda yakınma konusu yapılan kararları alırken kendileri Yasaya aykırı hareket etmiş ve yasal dayanağı olmayan kararlar almıştır.- Sadece bu nedenle başvurunun muvaffak olması gerekmektedir.

Bu hususu tezekkür edip karara bağlamazdan önce, İdarenin aldığı kararı geri almaya yetkisi olduğunu bir an için kabul ederek, yöntem olarak İdarenin şikayet konusu kararı alırken doğru ha-reket edip etmediğini tezekkür etmemizde fayda vardır. Şayet İdare yöntemi yanlış uygulamışsa, zaten şikayet konusu kararı iptal etmemiz gerekecek ve diğer iddiaları tezekkür etmemize gerek kalmayacaktır. Emare 18 olarak Mahkeme önüne ibraz edilmiş olan -Müstedaaleyhlerin aldığı ilgili kararın ilgili kısmı aynen şöyledir:

"Komisyon, Halil Sabbar adına koçan
verilmesine karar verirken dükkânın
restoranttan ayrı olduğu bildirilmemiş
olması;

İçişleri Bakanının Savcılıktan al-dığı
23.3.94 tarihli görüşünde dükkânın hiçbir
zaman Halil Sabbar'ın tasarrufuna geçmemiş
olmasının, ona 3 defa puan satın almak
için izin verilmiş olmasının hatalı olduğunun
ve koçanın iptal edilmesi gerektiğinin
belirtilmes-i;

İskân Encümeninin 8.6.94 tarihli ve
İs.En. 1/25 sayılı yazısında bahse konu
koçanın iptaline İskân Encümeninin karar
aldığının bildirilmesi;
muvacehesinde Halil Sabbar adına aşağıda
tarifi verilen restaurant v-e dükkân için
isdar edilen koçanın iptaline ve yeni
müracaat vukuunda açıklanmış olan yeni
duruma göre koçan verme işlemlerinin yeniden
ele alınabileceğine karar verilmiştir."

Yukarıdaki alıntıdan da görülebileceği gibi Müstedaal-eyhlerin ilgili kararının sadece Müstedinin koçanlarının iptali ile sınırlı olmadığı bunun ötesinde, kararın başvuruda iddia edildiği gibi konu henüz Özel Hukuk sahasına intikal etmeden Kamu Hukuku sahasında iken kararlar da içerdiği ortadadır. Buna göre -Kamu Hukuku sahasında olan kararların yanlış olmaları halinde İdarece ve genel hukuk prensiplerine göre geri alınabileceği bir gerçek olmakla ve iyi yerleşmiş bir prensip olmakla beraber burda İdare en azından bir 'quasi-judicial'yetki kullandığına göre Te-mel Adalet Kurallarına (The Rules of Natural Justice) uymak zorunda idi. (Yanlış İdari karar ve işlemlerin genel prensip olarak geri alınabileceği hususunda bak: Zaim Necatigil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Anayasa ve Yönetim Hukuku sayfa 126 ve 127, -ve Profesör Forstoff, The Administrative Act, (1963) page 29). Bir kişiye, özellikle bu meselede Müstediye söz hakkı dahi tanınmadan, aleyhine bir karar alınması, en azından Temel Adalet Kurallarının ihlâl edildiğini göstermektedir. Burada Temel Adalet K-urallarının nelerden oluştuğunu uzun boylu sıralamayı gereksiz görüyoruz. Ancak Müstediye söz hakkı dahi tanınmadan Müstedaaleyhlerin onayı ile emare 12 koçanlar ısdar edilip kendine verildikten 2 yılı aşkın süre sonra, koçanlarının re'sen iptal edilmesin-in temel adalet kurallarına aykırı olduğu kuşkusuzdur. Halsbury's Laws of England, 4th ed. Vol.1 Page 76 - 77 Para 64 - 65 kişinin mülkiyet hakkına dokunulmadan kişinin görüşünün alınmasını Temel Adalet Kuralları açısından zaruri görmektedir. Orda kull-anılan kelimelerle '..... duty to act judicially will arise in the exercise of a power to deprive a person of his property rights'.

Bu başvuruyu karara bağlamak için Müstedinin yakınma konusu yaptığı Kamu Hukuku sahasında olan kararların haklı mı hak-sız mı olarak alındığını yukarıdakiler ışığında karara bağlamak gerekmemektedir, çünkü karar, İdarece haklı nedenlere dayanılarak alınmış olsa dahi, kararın formal gerekleri yerine getirilmeden, bir başka deyişle Temel Adalet İlkeleri ihlâl edilerek alındı-ğı gerçeği karşısında başvuruda talep olunduğu gibi bu kararların da iptali gerekmektedir. Bu kararları iptal etmek de bu Mahkemenin görevidir. Yerleşmiş YİM içtihatlarına göre de kişiye bir gayrımenkul için koçan verildikten sonra, kendine ihbar verilme-den koçanın iptalini öngören İdarenin aldığı kararlar Yüksek İdare Mahkemesi tarafından geçmişte iptal edilmişti. Buna misal olarak YİM 22/91 gösterilebilir. Sözü edilen bu kararda YİM aynen şöyle demişti:

"Bu hatanın ciddi olduğu ve kararın
-da Müstediye herhangi bir söz hakkı
da tanınmadan alındığı dikkate
alındığında iptal edilmesi gerektiği
görüşündeyiz."


Yine başka bir misal olarak da YİM 236/90 gösterilebilir.

Yukarıdakilerden de anlaşılacağı gibi Müstedi -başvurusunda muvaffak olmuştur ve bu gerçekler muvacehesinde başvuru doğrultusunda Müstedinin lehine karar verilmesi gerektiği görüşündeyiz. Bu karara vardıktan sonra, kararın başında yukarıda sorulan suallerin diğerlerini inceleyip karara bağlamak sadece- akademik kalacağından onlara bu aşamada eğilmeyi gereksiz görüyoruz. Netice olarak Başvurunun A ve B paragraflarında talep olunduğu gibi Müstedi lehine karar verilir. Bir başka deyişle Müstedaaleyh 1'in 8.6.1994 tarihinde aldığı İskân Encümeni 1/25 sayı-lı olup Girne'de, aşağı Girne Mahallesinde XII-13.4.XIII Varaka/Harita, Blok C, 19,20,21,22,23/1 ve 24 parseller ile ilgili Müstediye 27.2.1992 tarihinde verilmiş olan Girne'de, Aşağı Girne Mahallesinde 2164,2167 ve 2168 kayıt numaralı koçanların iptal edi-lmesini öngören karar ile Müstedaaleyh 2'nin aldığı 9.6.1994 tarihli Sait Köprülü imzalı karar ve yazının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına oybirliği ile karar verilir.
Başvurunun masrafları ile ilgili herhangi bir emir -verilmez.



Nevvar Nolan: Müstedinin taşınmaz mal koçanlarını iptal eden kararı, karar doğal adalet ilkelerine aykırı alındığı cihetle iptal eden Sayın Yargıç Metin A. Hakkı'nın kararına katılırım. Bir kişinin mülkiyet haklarını olumsuz etkileyecek, -kişinin bir taşınmaz mal üzerindeki mülkiyetini sona erdirecek bir karar alınmadan o kişiye bir bildirimde bulunulması ve ona söz hakkı tanınması doğal adalet ilkeleri gereğidir. Bunu ifade ettikten sonra aşağıdaki konulara da çok kısa olarak temas etmek -isterim.

Başvuruya konu taşınmaz malların Müstedi adına kaydedilmeleri kararını alan Saptama Değerlendirme ve Tazmin Komisyonudur. Adı geçen Komisyon, kural olarak, kanuna aykırı, hukuk düzenine uyum göstermeyen, sakat karar ve işlemlerini geri alab-ilir. Konu taşınmaz mallar için Müstediye taşınmaz mal koçanı verilmesi kararını üreten Saptama Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu bu kararını değiştirilmiş şekli ile 41/77 sayılı İskân Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 74 A maddesi altında almıştır.- Bir kişiye 41/77 sayılı Yasanın 74 A maddesi altında taşınmaz mal verilebilmesi için aşağıdaki koşulların varlığı aranmalıdır.

İşyeri bir başka Bakanlık veya Kuruluşun
kontrol ve yönetiminden İskân işlerinden
sorumlu Bakanlığa intikal ed-en bir küçük
işyeri olmalıdır;

Lehine karar üretilen kişi ile işyerinin daha
önce kontrol ve yönetimine sahip olan Bakanlık
veya Kuruluş arasında bu küçük işyeri ile ilgili
bir kira sözleşmesi olmalıdır;

Lehine karar üre-tilen kişi, kararın üretildiği
tarihte, eşdeğerci olmalıdır;

İşyeri, lehine karar üretilen kişinin
tasarrufunda olmalıdır.

Saptama Değerlendirme ve Tazmin Komisyonunun 41/77 sayılı Yasanın 74 A maddesi altında Müstedi lehine ürettiğ-i kararın yukarıda sıraladığım koşullara uyulmadan alınmış bir karar olması halinde, Komisyonun bu kararı geri alma yetkisi, kural olarak, vardır. Bu gibi bir durumda hukuk düzenine uyum göstermeyen bir işlemin geri alınması gündeme geldiğinde hukuksal gü-vence ve yönetimde kararlılık ilkeleri de dikkate alındıktan sonra geri alma kararında isabet olup olmadığı değerlendirilmelidir. Burada da yönetimin hukuk düzenine uyum göstermeyen, sakat işlemine dayanarak, lehine karar üretilen, işlem yapılan kişinin, -ileri işlemler başlatıp başlatmadığına, bu sakat işleme dayanarak üçüncü kişiler ile başka hukuksal durum ve ilişkiler ortaya çıkıp çıkmadığına bakmak gerekir.



Seyit A. Bensen: Sayın Yargıç Metin A. Hakkı'nın varmış olduğu neticeye katılırım.







Me-tin A. Hakkı: Sonuç olarak başvuru oybirliği ile kabul edilir. Müstedaaleyhlerin 8.6.1994 tarihinde aldığı 39/94 sayılı Müstedinin Girne'de, Aşağı Girne Mahallesinde 2164, 2167, 2168 kayıt numaralı koçanlarını iptal eden kararın hükümsüz ve etkisiz olduğ-una ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına oybirliği ile karar verilir. Başvuru masrafları ile ilgili herhangi bir emir verilmez.




Metin A. Hakkı Nevvar Nolan Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç



26 Haziran 1997-




















12






Full & Egal Universal Law Academy