Yüksek İdare Mahkemesi Numara 105/2016 Dava No 23/2016 Karar Tarihi 15.06.2016
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 105/2016 Dava No 23/2016 Karar Tarihi 15.06.2016
Numara: 105/2016
Dava No: 23/2016
Taraflar: Saadettin Türkkal ile Sosyal Sigortalar Dairesi ve diğeri arasında
Konu: Ara emri - Emeklilik maaşı ve/veya yaşlılık aylığının ödenmemesi kararının yürütülmesinin durudurulması talebi - İdari davalarda ara emri - Ara emri kriterleri.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 15.06.2016

-D.23/2016 YİM: 105/2016


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında

Yargıç Mehmet Türker Huzurunda.


Davacı: Saadettin Türkkal, Çanakkale Sokak, No:10, Alayköy


-ile


Davalı: No.1- Sosyal Sigortalar Dairesi vasıtasıyla KKTC,
Lefkoşa
No.2- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vasıtasıyla
KKTC, Lefkoşa

A r a s ı n d a.


Davacı-Müstedi n-amına: Avukat Hasan Esendağlı
Davalı-Müstedaaleyhler namına: Kıdemli Savcı Sarper Altıncık


(27.4.2016 tarihli Ara Emri İstidası)


-------------

K A R A R



Davacı, Davalılar a-leyhine ikame etmiş olduğu bu dava ile aşağıdaki taleplerde bulunmuştur:

"A- Davalıların ve/veya davalı no:1'in davacının
davalı no:1'den almakta olduğu emeklilik maaşı
ve/veya yaşlılık aylığının Nisan 2016 itibarıyla
- durdurulmasını ve/veya ödenmemesini öngören
karar ve/veya kararları ve/veya işlem ve/veya
işlemlerinin etkisiz ve hükümsüz olduğuna
ve/veya hiçbir sonuç doğuramayacağına ilişkin
bir mahkeme emri ve/veya hükmü,

- B- Bu dava masrafları."
Davacı, dava ile birlikte dosyalamış olduğu 27/4/2016 tarihli bu istida ile:

"A- Davalıların ve/veya davalı no:1'in davacının
davalı no:1'den almakta olduğu emeklilik
maaşı ve/veya yaşlılık aylığı-nın Nisan 2016
itibarıyla durdurulmasını ve/veya ödenmemesini
öngören karar ve/veya kararları ve/veya işlem
ve/veya işlemlerin yürütülmesinin bu davanın
neticesine değin durdurulması hususunda bir
emir"

-verilmesini talep etmektedir.



Tek taraflı olarak talep edilen emri vermeyi uygun görmeyip Davalı-Müstedaaleyhlere de söz hakkı verdikten
sonra istidayı karara bağlamak için istidanın Davalı-Müstedaaleyhlere tebliğine emir verdim.

Davalı--Müstedaaleyhlerin Başsavcılık vasıtasıyla itirazname dosyalamaları üzerine istida dinlenmiştir.

Ara emri istidasının duruşmasında taraflar mutabakatla 8 adet emare sunarak, mutabık kaldıkları olguları müşterek olgu olarak beyan etmişlerdir.

A-ra emri maksatları ile sunulan ihtilâfsız olgular şöyledir:

1. Davacı, Binboğa Karma Hayvan Yemi Harup Ürünü ve LP Gaz Üretim ve Pazarlama Ltd.de işçi olarak çalışmaktadır.

2. Davacı, Kasım 2015'ten itibaren yasal koşulları sağlayarak, Davalı -nezdinde yaşlılık aylığı almaya başladı. Yaşlılık aylığı 2,660 Türk Lirasıdır.


3. Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd., Fasıl 114
Kooperatif Şirketler Yasası tahtında kurulmuş ve faaliyet gösteren bir Kooperatif Şirkettir. Hissedarları Emare 5-'te görülen köy kooperatifleridir ve bu köy kooperatiflerinin arasında, bugün faaliyette olmayan bazı kooperatifler de bulunmaktadır.

4. Binboğa Karma Hayvan Yemi Harup Ürünü ve LP Gaz Üretim ve Pazarlama Ltd. de Fasıl 114 tahtında kurulmuş ve faaliy-et gösteren bir Kooperatif Şirkettir. Davacının çalışmakta olduğu
bu Şirket, Fasıl 114 tahtında kurulmuş ve faaliyet gösteren bir şirkettir. Hissedarları Emare 3 Ana Sözleşmenin sonunda görüldüğü üzere Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd. ve Süt Ürün-leri Üretim ve Pazarlama Kooperatifi (Koop-Süt)Ltd.dir ve bu çerçevede yine büyük hissedarı Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd.dir.

5. Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd.e, Fasıl 114 Kooperatif Şirketler Yasası'nın Değiştirilmiş şekliy-le 40. maddesi tahtında, Kooperatif Şirketler Mukayyidi tarafından
7 tane idare memuru atanmaktadır. Bu davaya esas zamanlarda ve halen banka 7 idare memuru tarafından idare edilmektedir ve en son Mart 2016'da, Fasıl 114'ün 40. maddesi 1. fıkrası (B) bend-i tahtında, idare memurlarının görevi Bakanlar Kurulu kararı ile uzatılmıştır.

6. Binboğa Karma Hayvan Yemi Harup Ürünü ve LP Gaz Üretim ve Pazarlama Ltd.de de, Kooperatif Merkez Bankasının idare memurları arasından belirlenen 5 kişi Yasanın 40. mad-desi tahtında Kooperatif Şirketler Mukayyidi tarafından idare memuru olarak görevlendirilmektedir ve halen bu şekilde görev yapmaktadırlar. İdare memurları en son Mart 2016 tarihinde atanmıştır.

7. Davacının yaşlılık aylığı, çalıştığı Kooperatifin Em-eklilik Yasası'nın 28. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle, Nisan 2016 itibarıyla ve dava konusu kararla durdurulmuştur.

8. Davacının çalışmakta olduğu Binboğa Kooperatifinde, kuruluşunu müteakiben 28 Nisan 2005 tarihinde ilk genel kurul yapılara-k yönetim kurulu oluşturulmuştur. Daha sonra
13 Mart 2009 tarihinde ikinci bir genel kurul yapılarak yeniden yönetim kurulu belirlenmiştir. Haziran 2009 tarihinde ise Kooperatif Şirketler Mukayyidi, ilgili Kooperatife idare memuru atamıştır. O tarihten so-nra, Şirketler Mukayyidi tarafından Kooperatife idare memuru atamaya devam edilmiş ve en son Mart 2016 tarihinde Kooperatife idare memurları atanmıştır.

Emareler ve müşterek olguların sunulmasından sonra Davacı-Müstedi şahadet vermiştir. Davalı-Müs-tedaaleyhler adına ise Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürü Erçin Tekakpınar şahadet vermiştir.

Yüksek İdare Mahkemesine yapılan ara emri başvurularında karar verilirken, Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü'nün 11. maddesine istinaden, Yüksek İdare Mahkemesi A-nayasa'nın 152. maddesi tahtında açılan bir davada geçici ara emri verebilir. 1997 Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü'nün 11(1) maddesi aynen şöyledir:

"11(1) Mahkeme, Anayasanın 152'nci maddesi gereğince
yapılan işlemlerde Mahkeme veya Yargıç,- işlemin
herhangi bir safhasında, kendiliğinden veya
herhangi bir tarafın istemi üzerine, davanın
adilane bir şekilde kararlaştırılması icap
ettirirse, davayı esasından sonuçlandırmayan
geçici bir emir- verebilir."


Tüzüğün bu düzenlemesine göre, geçici emir verilirken dikkate alınacak tek kriter, davanın adilane bir şekilde karara bağlanmasını gerektirecek bir durumun var olmasıdır. Bu kriter dikkate alınırken, aynı zamanda Tüzüğün bu maddesine gö-re dikkat edilmesi gereken bir husus da verilecek olan
emrin davayı esastan sonuçlandıracak nitelikte bir emir olmamasıdır.

Yüksek İdare Mahkemesinin birçok kararında vurgulandığı gibi, bir davanın adilane bir şekilde kararlaştırılmasına yarayacak, -İdare Hukuku ilkeleri ile uyumlu olacak şekilde
yürütmenin durdurulması emri verilebilmesi için, 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 41. maddesinde belirtilen 3 unsurun
var olması gerekmektedir. Bu hususta Gör.YİM 90/2014 (D.20/2014), YİM 191/2014 (D.32/20-14), YİM 195/2014 (D.35/2014), YİM 265/80 (D.25/80), YİM 106/81 (D.25/81),
YİM 122/81 (D.29/81), YİM 105/82 (D.26/82).

9/76 sayılı Mahkemeler Yasası'ndaki bu unsurlar ise şunlardır:

Karara bağlanması gereken konunun ciddi olması,
Davacının iddiasınd-a haklı olduğuna dair belirtiler
bulunması,
3. Geçici ara emri verilmezse ileride telafisi mümkün
olmayacak bir zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağıdır.

Bu unsurların var olduğuna dair mahkemenin ilk bakışta tatmin edilmesi- gerekir. Belirtilen unsurlardan herhangi birisi hakkında mahkemenin tatmin edilmemesi halinde, talep edilen ara emri verilemez.

İdari davalarda talep edilen ara emirleri, bir idari kararın uygulanmasını önlemeye yönelik olup, yürütmenin durdurulması- neticesini doğuran ve dava ile iptali istenen idari karar veya işlemin geçici olarak uygulanmasını önleyen, diğer bir ifade ile idari karar veya işlemi geçici olarak askıya alan emirlerdir.

Ara emri talebi ile bir idari kararın uygulanmasının durdur-ulması talebini yapabilmek ve/veya iptali istenen kararla ilgili yürütmenin durdurulmasını talep edebilmek
için, İdarenin, kesin, icrai nitelikli, etkin bir kararının olması gerekmektedir. Ara emri verilebilmesi için gerekli kriterlerden biri olan, davacı-nın ciddi bir davasının bulunduğu sonucuna varabilmek için, dava ile iptali talep edilen kararın veya işlemin, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir karar veya işlem olması gerekir.

Bu istida altında ara emri talebi ile yürütülmesinin durdurulması istene-n İdarenin kararına, derin bir incelemeye girmeden bakıldığı zaman, Davacının emeklilik ve/veya yaşlılık maaşının kesilmesini öngören, Davacının yasal hak ve menfaatlerini etkileyen icrai nitelikli bir karar olduğu açıkça görülmektedir.

Ara emri- verilmesi ile ilgili yasal durum ve prensipler çerçevesinde bu davada ara emri verilmesini ve/veya yürütmenin durdurulmasını gerektirecek unsurların var olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Yürütmenin durdurulması emri verilebilmesi için var olması- gereken birinci unsur olan karara bağlanması gereken konunun ciddi olması veya diğer bir deyişle davacının ciddi bir davasının bulunması, ikinci unsur ise davacının iddiasında haklı olduğuna dair belirtilerin bulunmasıdır.

Davacı-Müstedi, Davalı-ların Sosyal Sigortadan aldığı emeklilik ve/veya yaşlılık maaşını 26/1977 sayılı Emeklilik Yasası'nın 28. maddesi kapsamında kabul ederek dava konusu kararı alarak maaşını durdurduklarını, halbuki çalıştığı Binboğa Karma Hayvan Yemi, Harup Ürünü ve LP Gaz -Üretim ve Pazarlama Ltd.in Emeklilik Yasası'nın 28. maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlarla hiçbir ilgisi olmadığını, Davalıların, çalıştığı Kooperatifi, Emeklilik Yasası'nın 28. maddesi kapsamında kabul ederek Sosyal Sigortalardan almış olduğu yaşlılı-k maaşını kesmelerinin Yasaya aykırı olduğunu
ve bu durumun kendisini mağdur ettiğini ve telafisi imkânsız zarar-ziyana uğramasına neden olduğunu iddia etmektedir.

Davalı-Müstedaaleyhlerin almış olduğu ve Davacının yaşlılık aylığını durduran dava ve -ara emrine konu karar, Davacının yasal haklarını etkileyen icrai nitelikli ve Yüksek İdare Mahkemesinin denetimine tabi bir karardır. Davacı-Müstedinin bu iddiaları davanın esasında ele alınıp, esaslı ve derinlemesine bir şekilde incelendikten sonra karara- bağlanabilecek ciddi iddialar olduğundan, karara bağlanması gereken ciddi bir konunun var olduğunun yani ara emri verilmesi için gerekli olan birinci unsurun var olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.

Davacı-Müstedi Avukatı, Davalıların dava ve ara- emrine konu kararı alırken Davacı-Müstedinin çalıştığı Binboğa Kooperatif Şirketi Ltd.i Emeklilik Yasası'nın 28. maddesi kapsamında, Devletin yönetimi ve denetimi altında faaliyet gösteren bir kurum veya kuruluş olarak nitelendirmesinin açıktan açığa yasa-ya ve hukuka aykırı olduğunu, çünkü kooperatif şirketlerin Fasıl 114 Kooperatif Şirketler Yasası altında kurulan özel hukuk tüzel kişileri olduğunu, yöneticilerini kendi kongrelerinde yasa ve tüzüğe uygun olarak kendilerinin seçtiklerini, Kooperatif Şirket-ler Mukayyidinin geçici sürelerle kooperatif şirketlere idare memuru atamasının Davacı-Müstedinin çalıştığı Binboğa Kooperatifini Devletin yönetimi ve denetimi altındaki bir kurum veya kuruluş yapmadığını, bu kooperatifin Emeklilik Yasası'nın 28. maddesind-e bahsedilen kurum ve kuruluş kapsamına girmediğini, bu karar alınırken Davacıya söz hakkı verilmediğini, dolayısıyla yaşlılık aylığının durdurulmasının keyfi, Emeklilik Yasası'na ve hukuka açıkça aykırı olduğunu ileri sürmektedir.

Yönetsel herhang-i bir kararın aşikâr bir şekilde yasaya aykırı ve sakat olması, geçici ara emri verilmesi ve/veya böyle bir emrin kesinleşmesi için bir ögedir (Bu hususta Gör: Zaim Necatigil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Anayasa ve Yönetim Hukuku, 1988 Yılı, sayfa 88-). Bu prensibe YİM'in birçok kararında atıf yapılarak, ara emri talepleri incelenmiştir Gör: YİM 4/98 D.2/98, YİM 203/94 D.4/95,
YİM 144/2001 D.1/2002, YİM 99/2005 D.14/2005, YİM 63/2013 D.24/2013, YİM 58/2014 D.12/2014, YİM 90/2014 D.20/2014.

Ara e-mri ile yürütülmesi durdurulmak istenen karar veya işlemin, derin bir incelemeye gitmeden, bariz bir şekilde
ve açıktan açığa hukuka aykırı olduğunun görülmesi halinde, ileride telafisi imkansız zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zor olacağı inc-elenmeden, böyle bir karara karşı ara emri verilmesi mümkündür Gör: YİM İstinaf 3/94 ve 4/94 D.2/95, YİM 144/2001, D.1/2002, YİM 99/2005 D.14/2005,
YİM 63/2013 D.24/2013, YİM 58/2014 D.12/2014, YİM 90/2014
D.20/2014, YİM 272/2014 D.34/2014.

Hukuka a-ykırılık ögesi ile ilgili olarak Bir.YİM İstinaf
5-6/2014 D.1/2015'te ise şöyle denmektedir:

"İdarenin icra edilebilir bir işleminin açıkça hukuka
aykırı olması ve bunun icra edilmesi durumunda, telafisi
güç veya imkansız zararların doğab-ilecek olması karşısında,
davayı esastan çözmeyecek, yürütmenin durdurulması
niteliğinde bir ara emri verilebilir. İçtihatlar, açıkça
hukuka aykırılık hali ile yokluk sonucunu doğuran yasa
dışılık veya ağır yetki gasbı hallerinde de tel-afisi
imkansız zarar doğup doğmayacağını incelemeden ara emri
verilebileceğini belirtmektedir."


YİM İstinaf 1/2015 D.4/2015'te açıkça hukuka aykırılık öğesinin incelenmesi ile ilgili şöyle denmektedir:


"İlk Mahkeme, Yüksek İdare Mah-kemesinde geçici emir
verme koşullarına 'açıkça hukuka aykırılık' bulunması
koşulunu da eklemekle hata yapmıştır. Bu husus, Davacının
davasında haklı olduğuna dair belirtiler bulunup
bulunmadığı kriteri altında incelenecek bir husustur."
-


Davacı-Müstedi, Davalıların kararının açıkça Yasaya aykırı olduğunu ileri sürerken, Davalılar adına bulunan Savcı ise Davacının çalıştığı Binboğa Kooperatif Şirketinin Emeklilik Yasası'nın 28. maddesi kapsamında Devletin yönetim veya denetiminde fa-aliyet gösteren bir kurum ve kuruluş olduğunu ileri sürmektedir. Savcının iddiasına göre, 2005 yılında kurulan bu Kooperatif 2005 yılında Fasıl 114 Kooperatif Şirketler Yasası ve bu Yasa'nın 54. maddesine istinaden çıkarılan Tüzük gereğince ilk genel kurul-unu 2005 yılında yaparak yönetim kurulunu oluşturmuş, 13/3/2009 tarihinde ise ikinci genel kurulunu yapıp yeniden yönetim kurulunu belirlemiştir. Ancak 2009 yılı Haziran ayında bu kooperatife, Kooperatif Şirketler Mukayyidi tarafından İdare Memurları ve/ve-ya Yöneticiler atandığını belirten Savcı, Kooperatif Şirketler Yasası madde 40.1(A)(B)'ye göre, bir kooperatif şirketin komitesinin görevlerini yerine getiremediği kanaatine varması halinde Mukayyidin şirketin işlerini yürütmek üzere uygun göreceği kişi ve-ya kişileri 2 yıl süre ile idare memuru olarak atayabileceğini, bu süreyi 2 yıl daha uzatabileceğini, 2009 yılından beri Mukayyidin kooperatife atama yaptığını, bu nedenle kooperatifin Devletin yönetiminde veya denetiminde bir kurum veya kuruluş olduğ-u nedeniyle Davalıların aldığı kararın Yasaya açıkça bir aykırılığı bulunmadığını iddia etmiştir.

Davalılar, Davacının çalıştığı Binboğa Kooperatifinin 26/1977 sayılı Emeklilik Yasası'nın 28. maddesinde belirtilen Devletin yönetim ve denetiminde faal-iyet gösteren bir kurum
ve kuruluş olup 28. madde kapsamında olduğunu, kararın buna istinaden alınıp Yasaya uygun olduğunu iddia ederken, Davacılar ise bunun tam aksini ileri sürdüğünden, alınan kararda açıkça hukuka aykırılık olup olmadığının bu çerçevede- incelenmesi gerekmektedir.

Davalı-Müstedaaleyh No.1'in almış olduğu davaya ve ara emrine konu Emare 1 karar aynen şöyledir:

"K.K.T.C.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
SOSYAL SİGORTALAR D-AİRESİ
MÜDÜRLÜĞÜ


Sayı:SSD.0.00-III/MD/19-16-1501 Tarih:27 Nisan, 2016

K.T.Kooperatif Merkez Bankası Ltd.
Genel Müdürlük,
Lefkoşa.

Konu: 26/1977 sayılı Emeklilik Yasası'nın 28'inci
maddesinin K.T.Koope-ratif Merkez Bankası Ltd. ve
iştiraklerinde çalışanlarına uygulanması hk.
19 Aralık 2007 tarihinde yürürlüğe giren 98/2007 sayılı
Emeklilik (Değişiklik) Yasası gereğince, halen
çalışan ve emeklilik/yaşlılık aylığı alan kişilerin,
görevlerin-den ayrılacakları tarihe kadar emeklilik/
yaşlılık aylıklarının durdurulması düzenlenmiştir.

Sayıştay Başkanlığı, Kooperatif Şirketler Mukayyitliği'nden
alınmış çalışan personele ait bilgiler ile K.T.Kooperatif
Merkez Bankası ve iştiraklerinde- çalışıp dairemizden de
maaş alanların tespit edilerek, değiştirilmiş şekliyle
26/1977 sayılı Emeklilik Yasası'nın 28'inci maddesi
gereğince maaşlarının Nisan 2016 ayı itibarı ile
durdurulması gerektiği ve Başkanlıklarının bu konuda
bilgile-ndirilmesi yönünde dairemize yazı göndermiştir.

Müdürlüğümüz konuyu Bakanlığımız ile istişare ederek
değerlendirmiş ayrıca uygulama konusunda yazılı olarak
talimat talep etmiştir. Bakanlığımızın yazılı talimatı
gereği olarak Sayıştay Başkanlığ-ı'nın göndermiş olduğu
yazının gereği uygulamıştır.

Uygulama gereği olarak Sayıştay Başkanlığı'nın göndermiş
olduğu yazı ekinde yer alan çalışanlar kontrol edilmiş
ve dairemizden aylık aldığı saptanan toplam 134 kişinin
aylığı Nisan 2016 ay-ı itibarı ile durdurulmuştur.

Yine bu bağlamda bankanız ve iştiraklerinde çalışan ve
aylığı durdurulan sigortalıların sosyal sigorta
yatırımlarının da herhangi bir soruna neden olmamak
için emekli olmamış sigortalılar kapsamında değerlen-
- dirilerek, normal çalışanlar gibi bordro düzenlenerek
(Dairemizin 'D' tipi bordrosu) yatırılması gerektiğini
de hatırlatmakta yarar görmekteyiz.

Bilgilerinize saygılarımla rica ederim.

Kasım EKMEN
- Sosyal Sigortalar Dairesi
Müdürü

Ek: Banka ve iştiraklerinizde aylığı durdurulan
sigortalı listesi"


Davalılar ve/veya Davalı No.1'in aldığı kararı dayandırdıkları Emeklilik Y-asası'nın 28. maddesi aynen şöyledir:

"28. Devlet bütçesinden, Emekli Sandığı Fonundan,
Sosyal Sigortalar Fonundan, kamu tüzel
kişiliklerinin bütçelerinden, kamu kuruluşlarından,
yerel kuruluşların bütçelerinden, e-n az %10 (yüzde
on) oranında Devlet ve kamu iştiraklerinden, kamu
iktisadi teşebbüslerinden, döner sermayeli kurum
ve kuruluşlardan, katma bütçeli kurum ve
kuruluşlardan, Devletin yönetiminde veya denetiminde
- faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlardan, Vakıflar
ve Vakıflar İdaresinden, Merkez Bankasından,
Kalkınma Bankasından ve belediye birliklerinden, bu
Yasa kuralları çerçevesinde veya bu Yasa kuralları
esas alınarak ba-ğlı oldukları özel emeklilik
kuralları çerçevesinde emeklilik maaşı/yaşlılık
aylığı alan herhangi bir kişinin, bu madde
kapsamında bulunan herhangi bir göreve kimin
tarafından ve hangi şekilde atandığına veya
gö-revlendirildiğine bakılmaksızın, doğrudan doğruya
veya gönderme yoluyla herhangi bir göreve atanması
veya seçilmesi halinde, bu Yasa kuralları uyarınca
veya kendi özel yasaları veya Dairelerin (Kuruluş,
Görev ve Çalışma -Esasları) yasalarında aksine kural
bulunup bulunmadığına bakılmaksızın bu görevinden
ayrılacağı tarihe kadar emeklilik maaşı/yaşlılık
aylığı durdurulur."


Davacının çalıştığı Binboğa Kooperatif Şirketinin Devletin yönetim ve-ya denetiminde bir kurum veya kuruluş olup olmadığının saptanabilmesi için, bir kooperatif şirketin hukuki statüsüne ve yönetim şekline bakılması gerekmektedir.

Kooperatif Şirketler Fasıl 114 madde 4 altında ve bu maddede belirlenen kurallara bağlı o-larak, kooperatifçilik ilkelerine göre üyelerinin ekonomik çıkarlarını geliştirmek amacıyla veya bu gibi şirketlerin çalışmalarını kolaylaştırmak amacıyla kurulan, kuruluşuna göre sınırlı veya sınırsız sorumluluğu olan şirketlerdir.

Bu tür şirketleri-n tüzel kişilik kazanması ile ilgili 18. madde şöyledir:

"18. Bir şirketin kaydolunması, o şirkete kaydolunduğu
isim altında tüzel kişilik kazandırır, varlığını
sürekli kılar ve ona, mal edinmesi, sözleşme
yapması, dava açması -ve diğer yargı işlemleri
başlatması, açılan dava ve başlatılan yargı
işlemlerinde savunma yapması ve kuruluşu için
gerekli olan tüm diğer işleri yapması için yetki
verir."


18. maddeden anlaşılacağı üzere, bir koopera-tif şirket kaydolunduğu anda tüzel kişilik kazanmaktadır. Fasıl 114 Kooperatif Şirketler Yasası altında ve Yasada belirtilen amaçlarla kurulan kooperatif şirketlerin bir özel hukuk tüzel kişisi statüsünde olduğu tartışmasız hukuki bir gerçektir. Bu saptama- ışığında, Davacının çalıştığı Kooperatif de özel hukuk tüzel kişiliği olan bir kooperatif şirkettir.

Kooperatif şirketlerin yönetim kurulları, Fasıl 114 Kooperatif Şirketler Yasası'nın tefsir ile ilgili 2. maddesinde şöyle izah edilmektedir:

"- 'Komite' ve 'Kurul' bir kayıtlı şirketin işlerinin
yönetimiyle görevlendirilen yönetim kurullarını
anlatır."


Yasanın Tüzük yapma ile ilgili 54. maddesinin 2. fıkrasının (h) bendinin "Komite veya kurul üyelerinin ve diğer yetkililerin at-anmasına, geçici olarak görevden alınmasına
ve görevden uzaklaştırılmalarına; komite ve kurul toplantılarından izlenecek yönteme ve komite, kurul ve diğer yetkililer tarafından kullanılacak yetkilere ve yapılacak görevlere ilişkin kurallar öngörebilir;" şe-klindeki düzenlemeye istinaden Bakanlar Kurulu tarafından yapılan Tüzük'te Komite Seçiminin nasıl yapılacağı ve Komite Üyelerinin kimler olabileceği Tüzüğün 39. ve 40. maddesinde belirlenmiştir. Bu maddeler sırasıyla şöyledir:


"KOM-İTE SEÇİMİ

39. (1) Komite, Mukayyid tarafından bu maksad için
çağrılan ve her üç senede bir kere toplanan
bir genel kurul toplantısında seçilir. Komite
üyeleri yeni komite seçilinceye kadar
mevkilerini işga-l eder ve tekrar seçilmeye
hakları vardır.
Ancak, Mukayyid tarafından veya Mukayyidin
talebi üzerine bu maksat için çağrılan
olağanüstü bir toplantı, hazır bulunan
üyenin dörtte üçünde-n oluşan bir çoğunlukla
görev süresi sona ermeden önce komiteye
veya herhangi üyesine işten el çektirebilecektir.
İşten el çektirilenlerin yerlerine aynı
toplantıda başkaları seçilir ve seçilenler,
Mu-kayyid tarafından bu maksad için çağrılan
ilk genel toplantıda yeni komite seçilinceye
kadar görev yapar.
(2) Seçimi bu Tüzük uyarınca yapma Yöntemi konusunda
veya tüzüğün geçerliliği konusunda herhangi bir
- sorun çıkması halinde sorun Mukayyid tarafından
karara bağlanır ve Mukayyidin kararı kesindir.
(3) Komite beş üyeden oluşur ve üçü ile yeter sayı
olur.
Ancak kayıtlı bir şirketin faaliyet sahası
bir i-lçeden fazla bir ilçeyi içine alırsa,
komite Nizamnamede saptandığı şekilde daha
çok üyeden oluşur.
(4) Komite seçimi için çağrılan Genel Kurul veya
Özel Genel Kurul tarihinden önceki doksan gün
içerisind-e üye kaydedilenler aday olamaz ve oy
kullanamazlar. Yasanın yeni 40 A maddesi uyarınca
görevleri sona eren Komite üyeleri ve müsdahdemler
hiç bir şekilde yeniden Komite üyeliğine
seçilemezler ve isdihdam edilem-ezler.

KOMİTE ÜYELERİ

40. Komite üyeleri, kayıdlı şirketin üyesi olmalıdırlar.
Komite üyeleri aylık maaş veya başka bir ücret almaz.
Ancak kayıdlı şirket için veya kayıdlı şirket namına
yapılan işlerde kendi- ceplerinden sarfettikleri ve
miktarı komitece onaylanacak masrafları kayıdlı
şirketten alma hakkına sahiptirler."


Bu maddelere göre, Kooperatif Şirket Komiteleri yani Yönetim Kurulları, şirketin yaptığı genel kurullarda kendi üyeleri aras-ından seçilir. Davacının istihdam edilip maaş aldığı Binboğa Kooperatifi için de aynı yasal durum söz konusudur.

Davalılar, Fasıl 114 Kooperatif Şirketler Yasası'nın 40. maddesinin, Mukayyide ve Bakanlar Kuruluna Kooperatif Şirketlere yönetim kur-ulu atama yetkisi verdiğini ve gerek Davacının çalıştığı kooperatif şirkete gerekse diğer kooperatif şirketlere bu maddeye istinaden yönetim kurulu atandığı nedeniyle bu kooperatif şirketlerin Devletin yönetim ve denetiminde bir kurum veya kuruluş olduğunu-, bu nedenle Davacının çalıştığı kooperatif şirket de dahil olmak üzere tüm kooperatif şirketlerin Emeklilik Yasası'nın 28. maddesi kapsamında olduğunu ileri sürmektedirler.

Fasıl 114 madde 40 aynen şöyledir:

"40. (1)(A) Mukayyit, bir kayıtlı ş-irket komitesinin
görevlerini tam olarak yerine getirmediği
kanaatine varırsa, komiteye itirazlarını
belirtmek için öngöreceği sürenin sonunda,
yazılı bir emirle komitenin görevine son
verip söz- konusu şirketin işlerini iki yılı
aşmayan bir süre yönetmek üzere uygun
göreceği kişi ve/veya kişileri İdare Memuru
olarak atayabilir.
Ancak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Bankalar Yasası alt-ında faaliyet gösteren
kooperatif kuruluşlarına aşağıdaki
nitelikleri haiz kişiler İdare Memuru olarak
atanabilir.
(a) İktisat, Maliye, Muhasebe, İşletme,
İstatistik, Bankacılık, Kooperatifçilik,
- Matematik, İdari Bilimler, Uluslararası
İlişkiler, Kamu Yönetimi, Hukuk, Tarım,
Mühendislik-İşletmecilik ve benzeri konularda
bir üniversite, akademi veya yüksekokul
mezunu ve kamu görevinde finans veya ba-nkacılık
konusunda en az beş yıl deneyimi olanlar ve;
(b) Kendi özel faaliyetlerinin kooperatifin
faaliyet sahası ile ilgili olmayanlar İdare
Memuru olarak atanabilirler.

(B) Yukarıdaki (A)- bendinde İdare Memurları
için öngörülen süre, her halükarda dört yılı
aşmamak koşuluyla Mukayyit tarafından
uzatılabilir.
Ancak, kayıtlı bir şirket kamu tüzel kişiliği
olan veya Devletin tems-ilci bulundurduğu
kuruluşlardan kredi ve/veya mevduat sağladığı
sürece veya bu tür kaynakların ilgili
kuruluşlara geri ödenmesine değin veya kamu
yararlarının gerektirdiği hallerde İdare
Memurla-rının görev süresi, yukarıdaki
kısıtlamalara bakılmaksızın Mukayyidin önerisi
ve Bakanlar Kurulu kararı ile uygun görülecek
sürelerde uzatılabilir.
(2) Birinci fıkra uyarınca Mukayyit tarafından
veri-len bir dağıtma emrinden etkilenen komite
veya onun herhangi bir üyesi, dağıtma emrinin
komiteye bildirildiği tarihten başlayarak üç gün
içinde Bakanlar Kuruluna itiraz edebilir.
Bakanlar Kurulu'nun ko-nu ile ilgili olarak
vereceği karar nihai ve kesindir.
(3) Birinci fıkra uyarınca Mukayyit tarafından bir
dağıtma emri verildiğinde, söz konusu emir,
komiteye bildirildiği tarihten başlayarak üç gün
- geçmedikçe veya (2). fıkra uyarınca emre
karşı itiraz edilmesi halinde, itiraz tezekkür
edilip emir Bakanlar Kurulu tarafından teyit
edilmedikçe, yürürlüğe konmaz.
(4) Bu madde uyarınca atanan İdare Memurl-arı,
Mukayyidin gözetiminde ve direktiflerine bağlı
olarak ilgili kayıtlı şirketin komitesinin
veya herhangi bir memurunun görevlerini
yerine getirmeye, ilgili şirketin bilanço
dahil mali hesa-plarını kontrol edip onaylamaya
ve işbu şirketin söz konusu hesaplarını
Mukayyit vasıtasıyla Bakanlar Kurulunun
onayına sunmaya, keza Mukayyidin uygunluk
bildirisini ve Bakanlar Kurulunun onayı ile
- ana sözleşmesini tadil etmeye ve şirket menfaat-
lerinin gerektirdiği tüm işlemleri yapmaya
yetkilidir.
(5) Mukayyit atanan kişiye veya kişilere ödenecek
ücretleri saptayabilir. Söz konusu ücretlerle
- kayıtlı şirketin yönetilmesi için yapılacak
öteki masraflar, şirket bütçesinden karşılanır.
(6) Atanan kişi veya kişiler, atandığı veya
atandıkları süre sona erdiğinde yürürlükteki
Tüzük kuralları uyarın-ca yeni bir komitenin
oluşturulması için gerekli düzenlemeleri yapar.
(7) Kayıtlı şirket bir finansman bankasına borçlu
ise, o şirket hakkında (1). fıkra uyarınca
herhangi bir işlem yapılmadan önce, Mukayyit,
- yapılması tasarlanan işlem ve şirket işlerinin
yönetilmesi için öngörülen hususlarda söz
konusu banka ile istişare eder.
(8) Bu madde kurallarının hiç biri, Mukayyidin
kayıtlı bir şirketin tasfiyesine e-mir verme
yetkisini etkilemez."


Aktarılan 40. maddenin Mukayyide verdiği yetki, bir kooperatif şirketin genel kurul ile atanmış komitesi veya yönetim kurulunun görevlerini yapamadığı kanaatine varması halinde, ilgili şirketin komitesini-n veya yönetim kurulunun görevine son vererek 2 yıl süre ile şirketin işlerini yönetecek kişi veya kişileri idare memuru olarak atamaktır. Mukayyit 2 yıl süre ile idare memuru olarak atadığı kişilerin görev süresini ancak 2 yıl daha (toplam 4 yıl) uzatabil-ir. Aynı madde Bakanlar Kuruluna, bu süre kısıtlamasına bakılmaksızın uygun görülecek sürelerle idare memurlarının görevini uzatma yetkisini yine maddede belirtilen gerekçelerle vermektedir. Maddenin 4. fıkrasına göre atanan idare memurları, şirketin menfa-atlerinin gerektirdiği tüm işlemleri yapar ve 6. fıkrası gereğince görev süreleri sona erdiğinde yeni bir komite veya yönetim kurulunun oluşturulması için Kooperatif Şirketler Tüzüğü'ne uygun olarak gerekeni yapar. Yani idare memurlarının geçici görev süre-leri sonunda Tüzüğe uygun olarak genel kurul yapılmasını sağlama ve yeni komitenin veya yönetim kurulunun genel kurulda seçilmesi için gerekli tertibatı alma mükellefiyetleri bulunmaktadır.

Bu yasal durumdan açıkça anlaşılacağı üzere, Kooperatif Şi-rketler, genel kurullarının seçtiği komite veya yönetim kurulu ile yönetilen, özel hukuk tüzel kişiliğini haiz şirketlerdir. Şirketler Mukayyidi ise Şirketler Yasası ve bu Yasa altında çıkarılan tüzüklerde kendisine verilen yetkileri kullanarak, kooperatif- şirketlerin amaçlarına ve Yasaya uygun faaliyet göstermelerini sağlamakla yükümlüdür. Mukayyidin bir kooperatif şirkete, Yasanın 40. maddesinde belirtilen sebep nedeniyle geçici bir süre (en fazla 4 yıl) idare memuru ataması veya yine aynı maddede belirti-len sebeplerle Mukayyidin önerisi ile Bakanlar Kurulunun bazı kooperatif şirketlerin faaliyetlerinin özelliği nedeniyle şirketlerdeki idare memurları için bu süreyi uzatabilme yetkisinin olması ve sürenin uzatılması, bir kooperatif şirketi Devletin yönetim- veya denetiminde faaliyet gösteren bir kurum ve kuruluş statüsüne sokmamaktadır. Mukayyidin idare memuru ataması Yasanın belirttiği sebebe istinaden ve istisnaen geçici olarak kullanılabilecek bir yetkidir. Bakanlar Kurulunun 4 yıldan sonra Mukayyidin öne-risi ile idare memurlarının görev sürelerini uygun görülecek sürelerle uzatabilmesi de Yasada belirtilen sebeplerin varlığına dayalı olarak kullanılabilecek bir yetkidir. Bir kooperatife Mukayyidin önerisi ile Bakanlar Kurulunun uzun yıllar idare memuru at-aması ve/veya atanmış idare memurlarının görev süresini uzatması, kooperatif şirketin yönetimi ile ilgili hukuki durumu değiştirmemekte ve yönetim veya denetimi Devlette olan bir kurum ve kuruluş olduğu sonucunu doğurmamaktadır.

Tarafların mutabık -kalıp müştereken beyan ettikleri olgulara göre, Davacının istihdam edildiği Binboğa Kooperatif Şirketi 2005 yılında kaydedilerek tüzel kişiliği oluştuktan sonra, 28 Nisan 2005 tarihinde ilk genel kurulu yapılarak ilk yönetim kurulu seçilmiştir. 13 Mart 200-9 ikinci kez genel kurulu yapılarak yeniden bir yönetim kurulu seçilmiş olmakla birlikte, Haziran 2009'da Mukayyit tarafından şirkete idare memuru atanmıştır. Mukayyidin idare memuru atamaları devam
etmiş ve en son Mart 2016 tarihinde Mukayyit tarafından -şirkete yeni idare memurları atanmıştır.

Yukarıda belirtilen yasal durum ve varılan neticeye göre, özel hukuk tüzel kişiliğini haiz bir kooperatif şirket olan Davacının istihdam edildiği Binboğa Kooperatif Şirketine Mukayyit tarafından yapılan idare -memuru atamaları bu şirketi Devletin yönetim ve denetiminde bir kurum veya kuruluş statüsüne sokmamaktadır. Davacının istihdam edildiği Binboğa Kooperatif Şirketi Devletin yönetiminde veya denetiminde bir kurum ve kuruluş olmadığından, Emeklilik Yasası'nın- 28. maddesi kapsamında kabul edilmesi de mümkün değildir.

Davalılar ve/veya Davalı No.1'in, Davacının istihdam edildiği Binboğa Kooperatif Şirketini Emeklilik Yasası'nın
28. maddesi kapsamında kabul ederek, Davacının Davalı No.1 Sosyal Sigortalar D-airesinden almış olduğu aylığının Nisan 2016 ayı itibarı ile durdurulması kararının bariz bir şekilde ve açıkça Emeklilik Yasası'nın 28. maddesine aykırı olduğu ilk nazarda görülmektedir. Bu aykırılık, Davacının iddiasında haklı olduğuna dair belirtiler bu-lunduğunu ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla, Davacının ara emri talebinin kabul edilebilmesi için gerekli ikinci unsur olan Davacının iddiasında haklı olduğuna dair belirtiler bulunduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.

Davalının Davacının aylığının -Nisan 2016 ayı itibarı ile durdurulması kararının, kararın dayandırıldığı Emeklilik Yasası'nın 28. maddesine açıktan açığa aykırı olduğu ilk nazarda görüldüğünden, ara emri safhasında zorunlu olmadığı takdirde davanın esasına girmemek ve davayı sonuçlandır-ıcı bir bulgu yapmamak prensibinden de hareketle, Davacının davanın esasında karara bağlanması gerekir nitelikteki diğer yasaya aykırılık iddialarının incelenmeden, bu safhada bir bulguya varılması gerekmektedir.

Davalı No.1'in kararı ilk bakışta aç-ıktan açığa Yasaya aykırı görüldüğünden, ara emri verilebilmesi için gerekli üçüncü unsur olan ileride telafisi imkânsız zararın doğacağı ve geriye dönüşün çok zor olacağı unsurunun var olup olmadığının incelenmesine gerek kalmadan da ara emri verilebilece-ğinden, bu unsurun incelenmesi yukarıdaki bulgular ışığında gereksizdir.

Yukarıda tüm belirtilenler ve varılan bulgular ışığında Davacı istidasında ve dolayısıyla ara emri ve/veya yürütmenin durdurulması talebinde başarılı olmuştur.

Netice itib-arı ile:

Davalı No.1'in, Davacının Davalı No.1 Sosyal Sigortalar Dairesinden almakta olduğu emeklilik maaşı ve/veya yaşlılık aylığının, Nisan 2016 ayı itibarı ile durdurulmasına ve/veya ödenmemesini öngören kararının yürütülmesinin bu dava netic-esine kadar durdurulmasına emir verilir.

İstida masrafları Davalı No.1 tarafından ödenecektir.



Mehmet Türker
Yargıç



15 Haziran, 2016











20






Full & Egal Universal Law Academy