Yüksek İdare Mahkemesi Numara 105/2003 Dava No 16/2005 Karar Tarihi 16.11.2005
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 105/2003 Dava No 16/2005 Karar Tarihi 16.11.2005
Numara: 105/2003
Dava No: 16/2005
Taraflar: Dr.Nuri Çevikel ile Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve/veya Doğu Akdeniz Üniversitesi Vakıf Yöneticiler Kurulu ...
Konu: Sözleşmede Öngörülen Sürede Alınmayan Bir Kararın Hükümsüz ve Etkisiz Olması Gereği
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 16.11.2005

-D.16/05
YİM 105/2003

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Yargıç Necmettin Bostancı Huzurunda.

Davacı: Dr.Nuri Çevikel, Antalya Caddesi No:11A,Zafer
Mahallesi - Gazi Mağusa
-
- ile -

Davalı: Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve/veya Doğu Akdeniz Üniversitesi Vakıf Yöneticiler Kurulu ve/veya Doğu Akdeniz Üniversitesi ve/veya DAÜ Rektörlüğü - Gazi Mağusa

A r a s ı n d a.

Davacı namına: Avukat Fuat Veziroğlu

Davalı -namına: Avukat Fadıl Aksun.


-------------

H Ü K Ü M

Davacı, Davalı aleyhine ikâme ettiği işbu dava ile aşağıdaki şekilde talepte bulunmuştur:

"1)Davalı tarafından takriben 17 Temmuz 2003 tarihinde alınan ve Davalıya takriben 7 Ağustos 2003 tarihinde- yazılı olarak bildirilen ve Davacı ile Davalı arasındaki takriben 2 Temmuz 2002 tarihli sözleşmenin ve/veya 31 Temmuz 2003 tarihinde süresi sona erecek sözleşmenin uzatılmamasına ilişkin kararın tamamen hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna veya herhangi bir -sonuç doğurmayacağına dair Mahkemece hüküm ve/veya karar verilmesi,
Mahkemece uygun görülecek herhangi bir karar ve/veya
hüküm verilmesi,
Masraflar için Mahkemece uygun görülecek herhangi bir
karar ve/veya hüküm verilmesi.


Davalı, Davacın-ın talep takririne karşılık ön itirazlar da içeren, bir müdafaa takriri sunmuştur.

Davacı, davasını ispat amacıyla, kendisi şahadet vermiş, Davalı taraf da, müdafaa amacıyla (2) tanık dinletmiştir. Ayrıca taraflar evraklardan oluşan (6) adet emareyi Mahk-emeye sunmuşlardır.

Dava ile ilgili, ihtilâfsız olgular aşağıdaki şekilde özetlenebilir.

Davacı, dava ile ilgili zamanlarda Doğu Akdeniz Üniversitesinde öğretim görevlisi idi. Davacı; ilkin, 29/6/2001 tarihli olup, 31/7/2002 tarihinde hitam bulan Emare- I sözleşme ile bahse konu üniversitede istihdam edildi. Daha sonra, 2/7/2002 tarihinde yeni bir sözleşme yapıldı ve Davacının görev süresi 31/7/2003 tarihine kadar uzatıldı. Davalı taraf Emare 2 olan bu sözleşmenin, rektör tarafından Vakıf Yöneticiler Kur-ulundan onay alınmadan imzalandığı gerekçesiyle geçersiz olduğunu iddia etmektedir.

17/7/2003 tarihinde Vakıf Yöneticiler Kurulu Emare 4'teki, Davacının 31/7/2003 tarihinde sona erecek olan sözleşmesinin uzatılmayacağı kararını almış ve bu kararı Davacıy-a 5/8/2003 tarihinde bildirmiştir.

Bu davada nihai karara varabilmek için, öncelikle Emare 2'deki 2/7/2002 tarihli sözleşmenin geçerli bir sözleşme olup olmadığı hususunda bir sonuca varmak gerekir. Zaten Davalı taraf da bu noktaya, müdafaasında değiner-ek sözleşmenin hükümsüz ve etkisiz olduğunu ileri sürmüştür.

Davalı tarafın bu bağlamdaki iddiası, Davalı adına Emare 2 sözleşmeyi imzalayan Rektöre Vakıf Yöneticiler Kurulu tarafından yetki verilmediği, Rektörün Vakıf Yöneticiler Kurulu kararına aykırı- olarak sözleşme yaptığı, keza bahse konu sözleşmenin Vakıf Yöneticiler Kurulunun onayından geçmediği cihetle hükümsüz ve etkisiz olduğu, şeklindedir.

Vakıf Yöneticiler Kurulunun Rektöre yetki vermesi veya Rektörün sözleşme yapabilmesi için Vakıf Yönetic-iler Kurulundan yetki alması hususu tamamen Davalının bir iç meselesidir ve üçüncü kişi durumunda olan Davacıyı ilgilendirmemektedir. Dolayısıyla Emare 2 sözleşmenin geçerli bir sözleşme olduğu hususunda bulgu yaparım.

Davalının birinci ön itirazı, davan-ın ünvanı ile ilgilidir. Sözkonusu ön itiraza gelince; bilindiği gibi idarî davalarda amaç, idarî (yönetsel)kararın yargısal denetimidir. Bu nedenle ünvan talî bir konudur. Konuyla ilgili Yüksek İdare Mahkemesinin daha önce verdiği kararlar mevcuttur. (Bu -konuda gör: YİM 154/88 (D.13/89) ve YİM 53/93 (D.11/98)

Huzurumdaki meselede davanın ünvanı arzu edilir şekilde olmamakla birlikte, idari kararın denetimine engel bir husus mevcut değildir.

39/92, 58/92 ve 37/97 sayılı yasalar ile tadil edilen 18/86 -sayılı yasa "Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası" olarak isimlendirilmektedir.

Bahse konu yasanın 3'ncü maddesinin kenar başlığı "Eğitim Vakfının Kuruluşu ve Amacı" şeklindedir. Madde metni ise aşağıdaki şekildedir:

"3.-(1)Bu Yasa ile tüzel kişiliğe ve bu Yasa çerçevesi
içinde özerkliğe sahip olmak üzere "Kuzey Kıbrıs
Eğitim Vakfı" adı ile bir vakıf kurulur.

(2)Vakfın amacı; merkezi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde olmak üzere, Yükseköğre-time yönelik faaliyette bulunacak Üniversite ve diğer Yükseköğretim kurumları açmak, bu kurumlara bağlı olarak araştırma ve uygulama birimleri oluşturmak ve Yasanın öngördüğü diğer amaçları gerçekleştirmektir."


Buna göre Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı tüzel- kişiliği haiz bir kuruluştur.

Vakfın amaçlarından birisi de, yüksek öğrenime yönelik, faaliyette bulunacak, üniversite ve yüksek öğretim kurumları açmaktır.

Yasanın 4'ncü maddesi "üniversitenin kuruluşu ve amacı" kenar başlığını taşımaktadır. Konu mad-denin metni ise aynen şöyledir:

"4.(1)Vakfın amacına uygun olarak Kuzey Kıbrıs'ın ve
Ortadoğu'nun yükseköğrenim gereklerine yönelik; araştırma ve standartlaşma çalışmalarında bulunan; sosyal, kültürel ve bilimsel ilişkilerin gelişmesine yardım-cı olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin dünya uygarlığı içinde saygın bir yer almasını ve bu amaçla çalışırken toplum yararına diğer doğal kazançların sağlanmasına yardımcı olan ve bu Yasanın öngördüğü diğer amaçları gerçekleştirmek üzere Doğu Akdeniz Ü-niversitesi kurulur.

(2)Üniversitenin kuruluş ve işlevindeki amaçları
Kıbrıs Türk Milli Eğitiminin genel amaç ve temel
ilkeleri doğrultusunda:

Başta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, uluslar -arası nitelikte ve çeşitli düzeyde ortaöğretime dayalı eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, üretim, yayın ve danışmanlık yapmak;
Kendi ihtisas gücü ve maddi kaynaklarını kullanarak, milli eğitim politikası ve kalkınma planlarının ilke ve hedefleri doğrultu-sunda, ülkenin ihtiyacı olan dallarda ve sayıda insan gücü yetiştirmek;
Türk halkının yaşam düzeyini yükseltici ve kamuoyunu aydınlatıcı bilim verilerini söz, yazı ve diğer araçlarla yaymak;
(Ç) Halkın türlü alanlarda eğitilmesini Örgün,
Açık ve Yay-gın Eğitimle sağlamak;
Ülkenin bilimsel, kültürel, sosyal ve ekonomik yönlerden ilerlemesini ve gelişmesini etkileyen sorunları ilgili kuruluşlarla işbirliği yaparak öğretim ve araştırma konusu yapmak; sonuçlarını halkın yararına sunmak; kamu kuruluşlarınc-a ve özel kuruluşlarca bir ücret karşılığı istenecek kalite kontrol ve diğer inceleme ve araştırmaları yapmak ve sonucunu bir rapor halinde ortaya koymak, yorumlar üretmek;
Eğitim teknolojisi üretmek, geliştirmek, kullanmak ve yaymak; ve
Yükseköğretimin uy-gulamalar yapılması ile ilgili eğitim-öğretim esaslarını geliştirmek; döner sermaye işletmeleri kurmak, verimli çalıştırmak ve faaliyetlerin geliştirilmesine ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmaktır."

Buna göre Doğu Akdeniz Üniversitesi vakfın amacına -uygun olarak kuruldu. Yasanın bazı maddelerinde Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ile Üniversite birlikte anılmaktadır.

Vakıf Yöneticiler Kurulu vakfın ve üniversitenin karar organıdır. Vakıf Yöneticiler Kurulu vakıf adına karar aldığı gibi üniversite adına da k-arar almaktadır. Ancak Vakıf Yöneticiler Kurulunun ayrı bir tüzel kişiliği yoktur. Üniversitenin ise yasaya göre tüzel kişiliği vardır. Nitekim yasanın 12'nci maddesinin I'nci fıkrasında ".......
Rektör üniversite tüzel kişiliğinin temsilcisidir" ifadeleri- yer almaktadır. Dolayısıyle dava ünvanında Vakıf Yöneticiler Kurulu ile Rektörün yer alması uygun değildir, kanaatindeyim. Keza bu davanın ünvanının
"Davalı: (1)Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı
(2)Doğu Akdeniz Üniversitesi"
şeklinde olmasının uygun o-lacağı kanaatindeyim. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi, burda esas olan idari kararın yargısal denetimidir. Bu nedenle bu davada söz konusu olan da Vakıf Yöneticiler Kurulunun 17/7/2003 tarihli olup Davacıya 5/8/2003 tarihinde bildirilen kararıdır.

Dav-acı yukarıda zikredilen kararın, hükümsüz ve etkisiz olduğu iddiasını yaparken, bunu esas itibarıyle (2) noktaya dayandırmaktadır.
Karar sözleşmeye aykırı olduğu için geçersizdir.
Kararı alan organ olan Vakıf Yöneticiler Kurulu yasaya göre oluşmamıştır. Ku-rul üyeleri veya bir kısmı yasanın öngördüğü niteliklere sahip değildirler, bu nedenle davaya konu karar yoklukla malûldur.

Öncelikle birinci noktayı ele alalım: Yukarıda da belirttiğim gibi taraflar arasındaki ilişki, sözleşmeye dayanmakta idi. En s-on taraflar arasında aktedilen Emare 2 sözleşme 31/7/2003 tarihinde hitam bulmakta idi. Doğal olarak her iki taraf da sözleşmeye uymak yükümlülüğü altındadır.

Emare 2 sözleşmenin 10'ncu maddesi aynen şöyledir:

"10. İstihdam Edilen, Sözleşmenin bi-r dönem daha
uzatılmasını isterse, Madde 1'de belirtilen sözleşme bitim tarihinden en az üç ay önce yazılı olarak İşverene başvurmalıdır. Bu durumda İşveren sözleşme bitim tarihinden en az iki ay önce bu başvuruyu cevaplar."


Davacı yukarıda-ki madde uyarınca üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş ve Emare 3'te görülen yazıyı Davalıya göndermiştir. Emare 3 yazı aşağıdaki şekildedir:

" DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NE,
GAZİMAĞUS-A
Süresi 31 Temmuz 2003 tarihinde sona erecek olan 2 Temmuz 2002 tarihli sözleşmemin 1 yıl daha uzatılması için gereğini arz ederim.

24.4.2003
Doç.Dr.Nuri Çevikel"

Davalı, Davacının gönderdiği Emare 3 yazıya, Ema-re 2 sözleşmeye göre sözleşme hitam tarihinden önceki 2 ay içinde cevap verme yükümlülüğü altında idi.

Davalı Davacının talebine karşılık Emare 4'te görülen kararı almış ve bunu Davacıya 5/8/2003 tarihinde bildirmiştir. Emare 4'teki yazı aynen şöyledir:
-
"Vakıf Yöneticiler Kurulu'nun 17 Temmuz 2003 tarih ve
02-03/24-6(d) sayılı kararı ile 31 Temmuz 2003 tarihinde sona erecek olan sözleşmenizin uzatılmaması kararı alınmıştır.

Üniversite adına bugüne kadar yapmış olduğunuz
katkılar için teşekk-ür eder, bundan sonraki
yaşamınızda başarılar dilerim.


Saygılarımla."


Görüldüğü gibi Emare 4'teki karar sözleşme hitam tarihinden önceki (2) ay içinde alınmış olmakla birlikte Davacıya sözleşme hitam tarihinden sonra bildirilmiştir. Bildir-imi gerekli olan idari kararlar ilgili kişi veya kişilere bildirildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder ve yaşama geçmiş olur. (Bu konuda gör: YİM 92/85 D.54/87). Bu nedenle Davalı tarafından alınan idari karar, sözleşmede öngörülen sürede alınmamıştır. -Dolayısıyle sözleşmede öngörülen sürede alınmayan bir kararın hükümsüz ve etkisiz olması gerekir kanaatindeyim ve o yönde bulgu yaparım.

Davacının 2'nci iddiası, yukarıda vardığım bulgu ışığında tali bir konu durumuna gelmekle birlikte, bu konunun da in-celenmesinin yararlı olacağı kanaatindeyim.

Davacı layihasında Vakıf Yöneticiler Kurulunun yasal bir organ olmadığını iddia etmiş, şahadetinde de Vakıf Yöneticiler Kurulu üyelerini birisi haricinde tanıdığını, yasanın öngördüğü niteliklere sahip olmadık-larını söylemiş ancak hangi üyenin yasanın aradığı hangi niteliğe sahip olmadığını belirtmemiştir.

Davacı, Vakıf Yöneticiler Kurulu üyelerinin nitelikleri ve kariyerleriyle ilgili Davalı Avukatı tarafından istintaka tabi tutulmuş ve sözkonusu üyelerin b-ir çok niteliği, görevi ve benzeri özellikleri istintakta ortaya çıkmıştır. Yine istintakta Davacının bazı Vakıf Yöneticiler Kurulu üyelerinin söz konusu nitelikleri veya önceki görevleri hakkında bilgi sahibi olmadığı da ortaya çıkmıştır.

Davacı Avukatı- Mahkemeye hitabında, Vakıf Yöneticiler Kurulu üyelerinin nitelikleri ile ilgili iddia yapıldığı için, Vakıf Yöneticiler Kurulu üyelerinin, Mahkemeye gelip, niteliklerini söylemeleri gerektiğini, ancak bunu yapmadıklarını, Davacı bu yönde iddia yaptıktan s-onra ispat külfetinin yer değiştirdiğini ve Davalıya geçtiğini iddia etmiştir.

Hukukun genel prensiplerinden birisi de herkesin iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu prensibidir.

Davacı, Vakıf Yöneticiler Kurulu üyelerinin yasanın öngördüğü nitelikler-e sahip olmadıklarını, ortaya koyacağı şahadet ve delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğünü yerine getirirken Davacı, üyelerden hangisi veya hangilerinin, hangi kriteri veya ehliyeti haiz olmadığını, aykırılığın ne olduğunu ortaya koymalı idi. -Davacı yukarıda da belirttiğim gibi bu konuda yeterli şahadeti sunmamıştır. Üyelerin nitelikleri ve görevleri ile ilgili bir çok husus istintakta ortaya çıkmıştır.

Bir kişi davasını kanıtlarken, kendi delillerine ve şahadetine dayanmakla yükümlüdür. Dav-acı davasını, Davalının müdafaasına veya müdafaanın zayıflığına dayandıramaz. (Bu konuda gör: Yargıtay/Hukuk 53/88 ve 54/88 D.22/89).

Yukarıdaki prensip ışığında Davacının, Vakıf Yöneticiler Kurulu üyelerinin yasanın öngördüğü niteliklere sahip olmadıkla-rı yönündeki iddiasını ispatlayamadığı hususunda bulgu yaparım. Bu bulgum ışığında Davacının, alınan kararın yoklukla malûl olduğu iddiasına itibar etmem.

Davayı sonuçlandırmadan önce Davalının 2'nci ön itirazına da değinmekte yarar vardır.

Davalı bu i-tirazı ile, Davacının meşru menfaatini haleldar eden bir kararın mevcut olmadığını, dava konusu edilen kararın bir bildirim olduğunu, sözleşmeyi sona erdiren bir karar olmadığını iddia etmiştir.

Vakıf Yöneticiler Kurulu Emare 4 yazıda bir karar alındığın-ı belirtmektedir. Sözkonusu kararın icrai nitelikte bir karar olduğu ve bu kararın da Davacı ile ilgili olduğu ve onun hak ve menfaatlerini etkilediği veya ilgilendirdiği açıktır. Dolayısıyla söz konusu itirazı da reddederim.

Yukarıdakiler ışığında, Dav-alı tarafından 17/7/2003 tarihinde alınıp Davacıya 5/8/2003 tarihinde bildirilen dava konusu kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına hüküm ve emir veririm.

Masraflarla ilgili herhangi bir emir verilmez.



Necm-ettin Bostancı
Yargıç



16 Kasım 2005



10






Full & Egal Universal Law Academy