Yüksek İdare Mahkemesi Numara 103/2010 Dava No 4/2014 Karar Tarihi 05.02.2014
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 103/2010 Dava No 4/2014 Karar Tarihi 05.02.2014
Numara: 103/2010
Dava No: 4/2014
Taraflar: Birol Ruhi ile Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve diğerleri arasında
Konu: Sözleşme feshi - Akademik Peronel Sözleşmesinin feshedilmesi - Fesih kararının iptali için dava açılması - Yüksek İdare Mahkemesinin, Davalı No.2 tarafından alınmış nihai ve icrai nitelikli, işine son verme kararını iptalini Davacının talep etmediği gerekçesiyle davayı ret ve iptal etmesi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 05.02.2014

-D. 4/2014 YİM : 103/2010


Yüksek İdare Mahkemesinde.

Anayasanın 152. maddesi hakkında.

Yargıç Ahmet Kalkan Huzurunda.


Davacı : Birol Ruhi, Posta Kutusu 12 Mağusa.

ile

Davalı : 1. Kuzey Kıbrıs Eğit-im Vakfı, Doğu Akdeniz
Üniversitesi, Mağusa.
2. Doğu Akdeniz Üniversitesi, Mağusa.
3. Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı Yöneticiler Kurulu, Doğu
Akdeniz Üniversitesi, Mağusa.

A r a s ı n d a.


Davacı namına : Avuk-at Öncel Polili hazır.
Davalılar namına: Avukat Fuat Veziroğlu hazır.



-----------------

H Ü K Ü M


Davacı, Davalı No.2 ile arasında aktedilen (Emare No.18) 8.9.2009 tarihli Akademik Personel Sözleşmesinin feshedilmesi- üzerine, Davalılar aleyhine bu davayı dosyalayarak, kararın iptalini talep etti.
TALEP:

Davacının dava konusu fesih kararı ile ilgili talepleri özetle şöyledir.

Davalı No.2, Rektörlüğün önerisi ile Davalı No.3'ün almış olduğu, Davacının bilgisine 1-.7.2010 tarihinde gelen, 8.9.2009 tarihli Akademik Personel Sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin, 30.6.2010 tarih ve 09-10/27-4 sayılı kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına;
Davalıların, Doğu Akdeniz Üniversitesi Akade-mik Personelin Kadro ve Çalışma Tüzüğü'nün 9(e) maddesine göre Akademik Personelin Performans Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliğini hazırlayıp yürürlüğe koymamakla ihmalde bulunduğuna;
Hüküm verilmesi.


TALEP TAKRİRİ:

Davacı, talep takririndeki iddiala-rına dayanak teşkil eden hukuki esasları belirttikten sonra, özetle, 8.9.2009 tarihli Akademik Personel Sözleşmesi altında çalıştığı DAÜ'den, Davalı No.2'nin önerisi ile, Davalı No.3 tarafından sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğini, Davalıların Perfo-rmans Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliğini yürürlüğe koyması gerekirken koymadığını, performans ölçme ve değerlendirmesi yapılmadan işine son verildiğini, gerekli incelemenin yapılmadığını, Davacıya savunma hakkı verilmediğini, gerçek dışı gerekçelerle söz-leşmesinin sonlandırıldığını ileri sürmüştür.



MÜDAFAA TAKRİRİ:

Davalılar, müdafaa takririnde, kararda değineceğim ön itirazlarda bulunarak, Davacının doğrudan etkilenmiş bir meşru menfaatinin olmadığını, Davacıya subjektif, yanlı veya politik davranı-lmadığını, hukuka ve mevzuata uygun karar alındığını ileri sürerek, davanın iptalini talep ettiler.

OLGULAR:

Taraflar 1'den 27'ye kadar sayılandırılmış yazılı belgeleri emare olarak sundular.

Davanın duruşmasında Davacı bizzat şahadet verdi, başka tan-ık çağırmadı. Davalı ise sadece, İngilizce Öğretmeni Yeşim Betül Oktay'ı tanık olarak dinletti.

Sunulan şahadet, ibraz edilen emareler ve tarafların üzerinde mutabık kaldıkları olgular ışığında, dava ile ilgili olguları aşağıdaki gibi tespit ederim.

Da-vacı, mukavelesinin feshedildiği tarihe kadar, DAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Çağdaş Bilimler Bölümünde, Sözleşmeli Personel olarak İtalyanca dersi vermekteydi.

Floransa Üniversitesi, Güzel Sanatlar Akademisinde Güzel Sanatlar Dalında lisans ve lisans üstü eğ-itim alan Davacı, İngilizce ve Fransızca dillerinde sertifika sahibi olup, DAÜ'de çalışmaya başlamadan önce, Moda ve Tekstil konusunda Almanya ve İstanbul'da çalıştıktan sonra, Uluslararası Kıbrıs ve Uluslararası Amerikan Üniversitesinde ders vermiştir.

D-avacı, DAÜ Akademik Personel Sendikasına üyedir.

Davacı ve Davalı No.2 arasında, 8.9.2009 tarihli Emare No.18 Akademik Personel Sözleşmesi yapıldı. 31.7.2012 tarihine kadar süresi olan sözleşme, 1.7.2010 tarihli ihbarla feshedildi.

Davacıya, sözleşmede- belirtilen yükümlülükleri yerine getirmediği veya herhangi bir şekilde sözleşmeyi ihlâl ettiği nedeniyle uyarı verilmemiştir.

Performans değerlendirmeye ilişkin yönetmelik yapılıp yürürlüğe konmadığından, Davacı hakkında performans değerlendirilmesi de- yapılmadı.

Fesihten önce Davacıya savunma hakkı verilmedi, Sendikasına da bildirim yapılmadı.

Davacıya, sözleşmesi feshedildikten sonra, talebi üzerine, 2010 yılında çalıştığı süre ile orantılı olarak 2.403.TL 13. Maaş ödendi.

Davacı, Davalılar aley-hine Mağusa Kaza Mahkemesinde 3152/2010 sayılı davayı ikame etti, Mağusa Kaza Mahkemesi, yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğu gerekçesi ile davayı reddetti. Halen Yargıtay/Hukuk 98/2012 sayılı istinaf ile Yargıtay'ın huzurunda bulunan dava, hen-üz nihai olarak sonuçlanmadı.

Davacı, DAÜ Rektörlüğünden talep ettiği işten durdurma kararı ile İhtiyat Sandığındaki parasını tahsil etmiştir.

Uzmanlık dalı Güzel Sanatlar olan Davacı, uzmanlık alanında ders vermediğini kabul etmektedir.

Davacı herh-angi bir disiplin soruşturmasına tabi tutulmadı, disiplin cezası da almadı. Sadece kendi dersi ile ilgili yapılan imtihan sırasında bir öğrenci ile yaşadığı sorun nedeni ile İngilizce Öğretmeni, gözetmen Yeşim Betül Oktay tarafından şikayet edildi.

İNCEL-EME:

Sunulan şahadeti, ibraz edilen emareleri, mevcut olguları ve taraf Avukatlarının hukuki argümanlarını inceleyip değerlendirdim. Öncelikle iptidai itiraz niteliğindeki iddiaları incelemeyi uygun buldum.

Davalı Avukatı, Davacının aynı konu ile ilgili- ve/veya aynı işten durdurma kararı nedeniyle Mağusa Kaza Mahkemesinde dava açtığını, konu davada tazminat ve/veya parasal taleplerde bulunduğunu, davanın reddedildiğini, konunun istinafta olduğunu, Mağusa Kaza Mahkemesinde açılan davanın bu davayı akademi-k hale getirdiğini, kazansa bile eline birşey geçmeyeceğini, dava mevzuunun akademik kalması sebebiyle Davacının meşru menfaatinin ortadan kalktığını ileri sürmektedir.

İhtilafsız hukuki olgu olarak dikkate alabileceğim husus, Mağusa Kaza Mahkemesinde aç-ılan 3152/2010 sayılı davanın, görev yetkisizliği nedeniyle, Kaza Mahkemesi tarafından reddedildiğidir. Bu hukuki olgu karşısında, Davacının meşru menfaati olup olmadığını incelemeden önce, Yüksek İdare Mahkemesinin bu davayı görmeye yetkisi olup olmadığın-a karar vermem gerekmektedir.

Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü tarafından Davacıya gönderilen 1.7.2010 tarihli fesih ihbarında (Emare No.19), fesih sebeplerini gösteren karar kısmı şöyledir:

"Üniversitemizin azalan öğrenci sayısına paralel olarak -
servis vermekte olduğunuz programlardaki öğrenci sayısının da azalması ve/veya uzmanlık alanınızla ilgili herhangi bir zorunlu ders vermiyor ve/veya vermeyecek olmanız ve/veya İtalyanca dil eğitimi alanında eğitim almamış olmanız ve/veya zayıf eğiticilik/-öğreticilik gerekçeleri ile hizmetinize ihtiyaç duyulmadığından, Rektörlüğün önerisi ve Vakıflar Yöneticiler Kurulunun 30.6.2010 tarih ve 09-10/27-4 sayılı kararı doğrultusunda mevcut sözleşmenizin 13.8.2010 tarihi itibarı ile sonlandırılmasına karar veril-miştir."

Aynı ihbarın ikinci paragrafında, ilişki sonlandırma ile ilgili kısmı aynen şöyledir:

"Bu nedenle, bu tarihe kadar, ilişki kesme formunu
doldurarak Personel İşleri Müdürlüğüne iletmeniz
gerekmektedir. Bu sürede mevcut izinlerinizi de
k-ullandıktan sonra, 13 Ağustos 2010 tarihinden sonra
Üniversitemizle ilişkiniz sonlandırılmış olacaktır."


Davacının Üniversite ile olan iş ilişkisini sonlandıran Emare No.19 ihbardan görülebileceği gibi, İdare, fesih sebebini, Emare No.18 Akademik Pers-onel Sözleşmesine veya mezkur Sözleşmenin herhangi bir maddesinin ihlâline dayandırmamıştır.

Taraflar arasındaki sözleşmenin hükümlerinden kaynaklanmayan, tamamen idarenin kamu erkini kullanarak, sözleşmeyi tek taraflı feshetmesi, idari bir işlemdir ve b-öyle bir işlem veya kararın iptali için açılacak davalarda, yetkili mahkeme, Anayasanın 152. maddesi kapsamında, Yüksek İdare Mahkemesidir. Bu nedenle davaya konu uyuşmazlıkta yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğuna ilişkin bulgu yaparım.

Yüks-ek İdare Mahkemesinin yetkili olduğu bulgusuna vardıktan sonra, Davalı Avukatının meşru menfaat ile ilgili iddialarını karara bağlamam gerekmektedir.

Daha önce kararını verdiğim ve halen YİM İstinafta bulunan, YİM 105/2010 sayılı davada, benzer nitelikte-ki itirazı karara bağlarken ifade ettiğim gibi, Yüksek İdare Mahkemesinin görev ve yetkileri ile Kaza Mahkemelerinin görev ve yetkileri tamamıyla birbirinden farklıdır. Yüksek İdare Mahkemesinde dava açan bir kişinin, aynı zamanda Kaza Mahkemesinde dava aç-mış olması, Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisini ortadan kaldırmadığı gibi, iptal davasının konusunu kendiliğinden akademik hale getirmemektedir. İdare ile yapılan bir iş sözleşmesinde, sözleşmesi sonlandırılan taraf, süre bakımından kendine hukuki güvence -sağlamak için, 75 gün geçmeden Yüksek İdare Mahkemesinde dava açabileceği gibi, İş Yasası'ndan kaynaklanan haklarından doğan talepleri olduğu kanaatinde ise Kaza Mahkemesinde de dava açabilir. Görev uyuşmazlığı ile ilgili bir ihtilâf, idari davalardaki hak- düşürücü süreyi durdurmadığından, Davacının kendine hukuki güvence sağlamak için her iki Mahkemeye açtığı davalardan biri diğerini akademik hale getirmediği gibi, Davacı bağlamında hukuki prosedürün kötüye kullanılması (Abuse of court process) olarak da- değerlendirilmez.

Bu düşünceden hareketle, Davacının, Mağusa Kaza Mahkemesinde açtığı 3152/2010 sayılı davanın Davacının meşru menfaatini ortadan kaldırmadığına ilişkin bulgu yaparım.

Davalılar Avukatının karara bağlanması gereken önemli addettiğim ön- itiraz niteliğinde iki iddiası bulunmaktadır. Bunları tasnif edecek olursam:

Davacı, talep takririnin 'A' paragrafında belirtilen dava konusu kararın, Davalı No.3 tarafından alındığını iddia etmekte ve bu kararın iptalini talep etmektedir. Davacının tal-ebinde, Davalı No.2 tarafından alındığı iddia edilen ve iptali talep edilen herhangi bir karar yoktur;
Talep takririnin 'A' paragrafında Davalı No.3 tarafından alınan bir kararın iptali istenmektedir. Davalı No.3'ün herhangi bir tüzel kişiliği yoktur. Bu n-edenle dava edilemezdi;
dolayısıyla davanın iptidaen reddi gerekir.

Davacı Avukatı hitabında, Davalı No.3'ün tüzel kişiliği olmadığının doğru olduğunu, Vakıf Yöneticiler Kurulunun DAÜ'nin en yüksek karar organı olmadığını, ortada farklı iki tüzel kişi-lik bulunduğunu, DAÜ ve Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfının görevlerinin farklı olduğunu, Vakıf Yöneticiler Kurulunun sözleşmeyi feshetme yetkisi olmadığını, ortada bir yetki aşımı olduğunu iddia ederek, itirazın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

Emare No.18 D-oğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sözleşmesini, istihdam eden sıfatıyla Doğu Akdeniz Üniversitesi, istihdam edilen sıfatıyla Davacı imzalamıştır.

Daha önce bulgu yaptığım gibi, Davacı ile Davalı arasındaki iş ilişkisi, idarenin kamu erkini kulla-narak aldığı karar ile sonlandırılmıştır. Bu nedenle yetki ile ilgili prosedür ve Davacı bakımından icrai nitelikli kararın ne şekilde üretildiği konusu, dava açısından önem arz etmektedir.

Tüzel kişilik konusunun bu meselede önemli olmadığı kanaatindeyi-m. Çünkü, idari davalarda, kararı alanın kamu tüzel kişiliği olmaması halinde, dava, kararı alan makamı temsil eden kamu tüzel kişisi aleyhine açılır. Bu meselede Vakıf Yöneticiler Kurulunu temsil eden Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı Davalı No.1, DAÜ ise Davalı -No.2 olarak unvanda yer aldığından, Vakıf Yöneticiler Kurulunun davada Davalı No.3 olarak ayrıca yer almasının yargı denetimi bakımından Davacının davasına olumsuz yönde etki etmemekte ve davanın iptalini gerektirecek hata oluşturmamaktadır.

Bu meselede- asıl önemli olan, Davacının kendisi ile ilgili icrai nitelikli kararı dava edip etmediğidir. Davalı Avukatının itirazının esası budur.

18/1986 sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası'nın 5(1) maddesine göre, Vakıf Yö-neticiler Kurulu (VYK), Vakfın ve Üniversitenin en yüksek karar organıdır.

Vakıf Yöneticiler Kurulu, Üniversitenin en yüksek karar organı olduğuna göre, Vakıf Yöneticiler Kurulunun, Davacı hakkında aldığı Emare No.23 kararın hukuki niteliğini tanımlamak -gerekmektedir.

Yukarıda bahsini ettiğim Yasası'nın 7. maddesinde, VYK'nın görev ve yetkileri düzenlenmektedir. Bu maddenin (F) bendine göre, Rektörün önerisi ile Üniversitenin Öğretim Üyelerinin atanma veya yükselmelerini yapmak VYK'nın görevleri arasınd-adır.

Buna göre Rektör, herhangi bir kişiyi göreve atayacağında, en yüksek karar organı olan VYK'ya öneride bulunmakta, VYK'dan kabul görmesi üzerine, kişi ile Üniversite arasında, sözleşmeli statü dahil, Yasanın öngördüğü statüde ilişki kurulmaktadır. B-öyle bir durumda kişi ile sözleşme yapılacaksa, VYK'nın işe alma veya atama kararı olsa bile, kişi Üniversite ile akademik Personel Sözleşmesi imzalamadan işe başlayamamaktadır. Bu anlamda kişi ile Üniversite arasında istihdam eden-edilen şeklinde sözleşme-ye dayalı hukuki ilişki kuran VYK değil, Üniversite Rektörlüğüdür. Emare No.18 dava konusu sözleşme incelendiğinde, Davacının atanma tarihinin 6.8.2009 [Sayı 8-9/23-9(a)] olarak belirtildiği ancak sözleşmenin 08.09.2009 tarihinde imzalandığı görülmektedir.-

Hal böyle olunca, aksine kural bulunmadıkça, işe son vermede de aynı yöntemin uygulanması idare hukuku bakımından geçerli bir usuldür ve hukuka uygundur.

Bu esastan hareket ettiğimiz zaman, Rektörün, bir öğretim görevlisinin sözleşmesini feshetmeden ön-ce, VYK'ya öneride bulunması ve VYK'nın kararı doğrultusunda karar alması Üniversitenin iç işleyisi bakımından yetki aşımı olarak değerlendirilemez. VYK'nın kararı, aleyhine karar alınan kişi bakımından icrai nitelikte değildir. Kişinin iş ilişkisinin sonl-andırılması, Rektörlüğünün kararı ve fesih ihbarı ile icrai nitelik kazanmaktadır. Bu nedenle VYK'nın işe son verme kararı, yetkilendirme anlamında, Rektörün kararına hazırlık mahiyetindedir ve icrai nitelikli idari karar değildir.

Huzurumdaki davada, ta-lep takririnin 'A' paragrafına konu VYK'nın işe son verme kararı alınırken, Emare No.23 karar, 09-10/291 ve 09-10/292 sayılı önergeler tahtında alınmış, aralarında Davacının da bulunduğu bazı öğretim görevlilerinin sözleşmelerinin sonlandırılması konusunda- Rektörlüğe yetki verilmiştir.

Davalı No.2, almış olduğu yetkiye istinaden, Emare No.19 1.7.2010 tarih ve 250/506/2738 sayılı karar ve ihbar ile Davacının işine son vermiştir.

Davacının statüsünde hukuki değişikliğe yol açan ve işini sonlandıran nihai n-itelikteki icrai karar, Rektörlüğün, Emare No.19 ihbara konu kararıdır.

Davacı, talep takririnin (A) paragrafında, VYK'nın 30.6.2010 tarih ve 09-10/27-4 sayılı kararının iptalini talep etmektedir.

YİM 68/2001 (D.7/2007) sayılı içtihat kararında, tarafl-arın, talep takririnde ileri sürdükleri iddia ve talepleri ile bağlı oldukları açıkça belirtilmiştir. Doğru idari kararın iptalinin talep edildiği davalarda, dava unvanının hatalı olması nedeniyle unvanda tadilat yapılabilmesi bu durumdan farklıdır ve kon-u ile alakalı değildir.

Huzurumdaki davada, Davacının Davalı No.2 tarafından işine son verildiği 1.7.2010 tarih ve 250/506/2738 sayılı işe son verme kararının iptali talep edilmediğinden, Davalı No.2 aleyhindeki davanın ret ve iptali gerekir.

Davalı No-.1 ve No.3 aleyhindeki taleplere gelince:

Bir iptal davası sadece icrai nitelikli kararlar aleyhine açılabilmektedir. Davacının 'A' paragrafında aldığı kararın Davacı aleyhine kendiliğinden icrai nitelik teşkil etmediğini yukarıda belirtmiştim. Nihai nit-elikte icrai özelliği olmayan bir karar iptal davasına konu olamayacağından, Davalı No.1 ve Davalı No.3 aleyhindeki davanın ret ve iptal edilmesi gerekmektedir. Buna göre Davalı Avukatı itirazında başarılı olmuştur.

Kararın istinaf edilebileceğini dikkate- alarak, 'A' paragrafındaki kararı incelemeyi gerekli gördüm.

VYK'nın, Emare No.23 kararında belirtilen Davacının işine son verme gerekçelerini 4 ana bölüme ayırmak mümkündür:

Azalan öğrenci sayısı,
Uzmanlık alanında zorunlu dersin olmaması,
İtalyanca- dil eğitimi alanında eğitim almamış olmak,
Zayıf eğiticilik.

Bunları sırası ile inceleyecek olursam:

Öğrenci sayısının azalması, sözleşmenin tek taraflı olarak sonlandırılmasına haklı sebep teşkil etmez. Böyle bir gerekçe ile işe son verilecekse, neden -Davacıdan başlandığının somut şekilde belirtilmesi gerekir. Kararda böyle bir gerekçe bulunmamaktadır.

Davacının uzmanlık sahasında, zorunlu dersin olmaması, Davacının bir kusuru değildir. Davacı tüm özgeçmişini ve bitirdiği okulları göstererek ve Davalı-ların bilgisine getirerek işe alınmıştır. Böyle bir nedenle mukavelenin tek taraflı feshi hukuka uygun değildir.

Davacının İtalyanca dil bilgisi konusunda yetersiz olduğunun somut verilere dayandırılması gerekmektedir. Davacının sunduğu belgeler, İtalyan-ca dersi verebilecek evsafı haiz olduğunu göstermektedir.

Davacıya atfedilen öğrencilere kötü muamele yaptığına ilişkin iddialar, itham edici niteliktedir. Böyle bir sebeple Davacının işine son vermeden önce savunmasının alınmaması, yapılan işlemi hukuka- aykırı hale getirmektedir.

Yukarıda saydığım sebeplerle, VYK'nın kararı nihai ve icrai nitelikte olduğu bulgusuna varsaydım, hukuka aykırı sakat işlem olduğu ve iptal edilmesi gerektiği sonucuna varacaktım.

Davalı Avukatı, Davacının 13. Maaşı alarak v-e İhtiyat Sandığı parasını çekerek dava konusu kararı kabul ettiğini ve dava açamayacağını iddia etmiştir.

Bu davadaki uyuşmazlık, idari bir sözleşmenin, idare tarafından tek taraflı idari bir kararla sonlandırılmasından kaynaklanmaktadır.

13. Maaş ve İ-htiyat Sandığı parasının ödenmesi, Davacının yasal hakkıdır. Dolayısıyla Davacının yasadan kaynaklanan menfaatlerini tahsil etmiş olması, aleyhindeki kararı tüm sonuçları ile kabul ettiği anlamına gelmez. Davacının sözleşmenin iptalinden dolayı tazminat ta-lebinde bulunabilmesi için, öncelikle idari kararı iptal ettirmesi gerekir. Bu nedenle 13. Maaş ve İhtiyat Sandığı parasını almış olmakla dava açma hakkını kaybetmez.

Davacı 'A' paragrafındaki talebinde başarılı olamadığından 'B' paragrafındaki talebinin- incelenmesine gerek yoktur.

HÜKÜM:
Davacı, Davalı No.2 tarafından alınmış nihai ve icrai nitelikli, işine son verme kararının iptalini talep etmediğinden, Davalılar aleyhindeki dava ret ve iptal edilir.

Masraf emri verilmez.

Ahmet Kalkan
- Yargıç
5 Şubat, 2014











13






Full & Egal Universal Law Academy