Yüksek İdare Mahkemesi Numara 103/1987 Dava No 36/1992 Karar Tarihi 07.12.1992
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 103/1987 Dava No 36/1992 Karar Tarihi 07.12.1992
Numara: 103/1987
Dava No: 36/1992
Taraflar: Durmuş Dağ ile Tatlısu Belediyesi
Konu: Disiplin Kuruluna sevk kararına itiraz
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 07.12.1992

-D.36/92 YİM 103/87

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Taner Erginel, Metin A. Hakkı.
Anayasanın 152. Maddesi hakkınd-a.

Müstedi: Durmuş Dağ, Tatlısu.
ile
Müstedaaleyh: Tatlısu Belediyesi ve/veya Tatlısu Belediye Başkanı,
Başkan Yardımcısı, Belediye Meclisi Üyeleri ve
Tatlısu Hemşehrileri.
A r a s ı n d a.-

Müstedi namına: Boysan Boyra.
Müstedaaleyh namına: Hüseyin Celâl.



Yasa Maddesi: 15/80 sayılı Belediyeler Yasasının 73. maddesine istinaden çıkarılan 31.10.84 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünde yayımlanan Belediye Kamu Görevlileri Tüzüğü ve Hukuk Muha-kemleri Usulü Tüzüğü Emir 48, nizam 4.

-İstemin Özeti: -A. Müstedaaleyhin takriben 14.4.1987 tarihinden ve/veya o tarihlerde Müstediyi işten kesin olarak durdurmak ve/veya görevine son vermek ve/veya hakkında displin cezası verilmesi talebi ile Disiplin Kuruluna sevk kararının ve/veya bu kurulda alınan kararlar-ın ve/veya yapılan işlemin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağını ö-n-gören bir hüküm ve/veya emir,

B. Müstedaaleyhin, Müstedinin görevine son veren ve Müste-dinin bilgisine 15.4.1987 tarihinde getirilen durdurma kararının ve/veya işlemin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağı-nı öngören bir hüküm ve/veya emir.

OLAY: Müstedi belediyede temizlik işçisi olarak başladı ve bilahare kadrolandı. Müstedi işten durdurulduğu tarihe kadar bu görevi ifa etti. Müstedi işten durdurulmasının usul, şekil ve esas bakımından yürürlükteki mevzu-ata aykırı ve keyfi bir karar olduğu iddiasındadır.

SONUÇ: Müstedaaleyh tarafından sürekli kadroya atanmadığı iddia edilen Müstedinin, bu durumu ispat külfeti kendisine aittir. Aksi halde Müstedinin kadrolu işçi statüsüne geçtiği iddiasını kabul etmek ola-naksızdır. Mahkeme önündeki belge ve emareler incelendiğinde Müstedinin geçici statüde birisi olduğu sarihtir. Müstedaaleyh nezinde Müstedi, 15/80 sayılı Belediyeler Yasasının 73. maddesine istinaden çıkarılan tüzük anlamında "Belediye Kamu Görevlisi" deği-ldir. Statüsü hiçbir zaman bu statüden öteye geçmeyen Müstediye, Belediye Başkanı tarafından makul bir ihbar verilmek koşulu ile işten durdurulabilir. Müstedi, iddialarını ispat edememiştir.
Başvuru reddedilip, iptal edilir.

Atı-fta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
Menelaos Georghiades and another v The Republic of of Cyrpus, 3 C.L.R. page 827-852.
Antigoni Paschaliadou v The Republic of Cyprus, (196)) 3 C.L.R. p.297.




K A R A R

N. Ergin Salâhi: Bu başvuruda Mahkemenin kararın-ı Sayın Yargıç Metin A. Hakkı okuyacaktır.

Metin A. Hakkı: Müstedi, 29.6.87 tarihinde Yüksek İdare Mahkemesi olarak görev yapan Mahkemeye dosyaladığı başvuru ile aynen aşağıaki talepleri içeren kararlar temin etmeyi Yüksek Mahkemeden istemiştir.

"A. Müst-edaaleyhin takriben 14.4.1987 tarihinden ve/veya o tarihlerde Müstediyi işten kesin olarak durdurmak ve/veya görevine son vermek ve/veya hakkında displin cezası verilmesi talebi ile Disiplin Kuruluna sevk kararının ve/veya bu kurulda alınan kararların ve/v-eya yapılan işlemin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağını ö-n-gören bir hüküm ve/veya emir,

B. Müstedaaleyhin, Müstedinin görevine son veren ve Müstedinin bilgisine 15.4.1987 tarihinde getirilen durdurma kararının ve/veya işlemin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağını öngören bir -hüküm ve/veya emir."

-Müstedinin başvurusuna göre başvurunun kökeninde yatan olgular şöyledir. Müstedi, 26.7.79 tarihinde veya o tarihlerde Tatlısu Belediyesinde temizlik işçisi olarak göreve başlamıştır. 1980 senesinde kadrolu işçi statüsüne geçirilmiş, işten durdurulduğu 14.-4.1987 tarihine kadar bu görevi ifa etmiştir. Müstedinin iddiasına göre kendini işten durdurma kararı usul, şekil ve esas bakımdan yürürlükteki mevzuata tamamen aykırı olup, keyfi bir karardır ve hukuka aykırıdır. İlâveten işten durdurulma kararı Müstediye- müdafaa hakkı tanınmadan ve mevzuat tarafından belirlenmiş sebepler olmadan alındığından hukuka aykırıdır. A fortiori, Müstedaaleyhler söz konusu kararı alırken yetkilerini aşmışlar ve kötüye kullanmışlardır.
-
Müstedaaleyh 16.2.89 tarihinde mezkûr başvuruya bir itirazname dosyalamış ve özetle şu itiraz ve iddialarda bulunmuştur:

Müstedaaleyh, iptidai itiraz mahiyetinde Müstedinin yakınma ve başvuru konusu yaptığı karar ve işlemlerin Anayasanın 152. maddesini-n öngördüğü anlamda yürütsel ve yönetsel bir yetki kullanmak suretiyle alınmadığını ve/veya yapılmadığını ve başvuru konusunun Yüksek İdare Mahkemesinin yetki alanında girmediğini, konunun özel hukuk alanına girdiğini bu nedenle başvurunun reddedilmesi ger-ektiğini ileri süren Müstedaaleyh, müdafaasına devamla Müstedinin başvuruda konu edilen ilgili tarihlerde sadece temizlik işçisi olarak çalışmakta olduğunu, hiçbir zaman asıl ve sürekli bir personel olmadığını, Müstedinin işten çıkarılana kadar da saat baş-ı ücreti esasına göre Müstedaaleyh nezdinde çalıştığını, bu hususun başvuruda belirtilen ilgili tarihlerde Müstedaaleyhin bütçesinde de sarahaten görüldüğünü, keyfi olarak ve geçerli sebep olmadan işten durdurulmadığını, işten durdurulma kararının mevzuata- uygun olarak alındığını iddia etmiş ve başvurunun masraflarla birlikte reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.

Başvurunun talimatı Yüksek İdare Mahkemesinde 20.10.89 tarihinde yapılmış, duruşması ise birçok kez tehirden sonra ancak 19.10.92 tarihinde gerç-ekleşmiştir. Duruşma esnasında ne Müstedi ne de Müstedaaleyh tarafı Mahkemeye herhangi bir şifahi şahadet ibraz etmemiş, sadece Mahkeme önünde duran 5 adet evrak tarafların onayı ile emare yapılmış, taraflar akabinde Mahkemeye hitabelerini yapmışlar ve dur-uşma aynı celsede hitam bulup karar için bilâmüddet ertelenmiştir. Sadece dava lâyihalarına ve önümüzdei evraklara bakarak Müstedinin başvurusunda iddia ettiği gibi 1979 senesinde Tatlısu Belediyesinde temizlik işçisi olarak göreve başaldıktan sonra 1980 s-enesinde kadrolu işçi statüsüne geçirildiğini bir olgu olarak kabul etmek mümkün değildir. Lâyihalara göre ihtilâf konusu olmayan yegane husus, Müstedinin Müstedaaleyh nezdinde takriben 26.7.79 tarihinde işe başladıktan sonra işten durdurulduğu 1987 senes-i Nisan ayına kadar aynı yerde temizlik işçisi olarak çalıştığıdır. Lâyihalar bu konuda çatışmamaktadır. Anak bu statüden öte, Müstedinin 1980 senesinde veya herhangi bir tarihte kadrolu işçi statüsüne geçirildiği lâyihalarda ihtilâf konusudur. Nitekim, M-üstedinin başvurusunun 1. paragrafında "Müstedi takriben 26.7.79 tarihinde ve/veya o tarihlerde Müstedaaleyh tarafından Tatlısu Belediyesinde temizlik işçisi olarak göreve başlamıştır. Müstedi takriben 1980 tarihinde kadrolu işçi statüsüne geçirildi ve/vey-a atandı ve bu tarihten itibaren kadrolu işçi statüsünde çalışmıştır" derken Müstedaaleyh itiraznamesinin 2. paragrafında ise aynen şu iddia yer almaktadır: "Müstedi, Müstedaaleyhler nezdinde temizlik işçisi olarak çalışmakta idi. Müstedi, bu sıfatla beled-iyenin genel yönetim ilkelerine göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asıl ve sürekli görevleri yerine getiren bir personel değildi". Müstedaaleyhlerin itirazlarının diğer paragraf-larında da Müstedinin yine başvuruda konu ettiği -tarihlerde kadrolu işçi statüsüne alındığı iddiası reddolunmakta ve buna tam ters bir tez savunul-maktadır.

Yukarıda özetlenmeye çalışılan dava lâyihaları muvacehesinde bu başvuruda ispat külfeti Müstedide olduğuna göre Müstedaaleyh tarafından kabul edil-meyen tüm iddiaların ispatı Müsetdiye düşmektedir. Hukuk Muhakemeleri Usülü Tüzğü E.48 n.4'de bu husus sarih olduğu gibi Yüksek Mahkemenin konuya şamil birçok geçmiş kararlarda da vurgulanmıştır. Müstedi başvurunun duruşması esnasında kadrolu işçi statüsü-ne geçirildiğini ispat babında herhangi bir şahadet ibraz etme yoluna gitmemiştir. Mahkeme önüne tarafların muvafakati ile ibraz edilen emareler de bu hususu desteklemekte olup bunun tam tersine bir tabloyu ortaya çıkarmaktadır. Netice olarak Müstedinin bu- çerçeve içinde Müstedaaleyh nezdinde temizlik işçisi olarak göreve başladıktan sonra kadrolu işçi statüsüne geçtiği iddiasını kabul etmek olanaksız olduğu gibi, kendini işten durdurma kararının esas usul ve şekil bakımından sakat olduğunu kabul etmek de d-ava lâyihaları çerçevesinde olanaksızıdır. Dolayısıyle Müstediyi bu başvuru maksatları bakımından geçici temizlik işçisi statüsünde kabul etmek zorundayız. Kendimizi tekrarlama pahasına şunu vurgulamalıyız ki Mahkemenin önünde ibraz olunan Müstedaaleyhin b-ütçesini gösteren belgeler veya emareler incelendiğinde Müstedinin geçici statüde birisi olduğu sarahaten görülmektedir.

15/80 sayılı Belediyeler Yasasının 73. maddesine istinaden çıkarılan ve Resmi Gazetenin Ek III'ünde 31.10.84 tarihinde yayınlanan "Be-lediye Kamu Görevlileri Tüzüğü" incelendiğinde de Müstedinin mezkûr tüzük anlamında yukarıda kabul ettiğimiz olgular muvacehesinde Müstedaaleyhler nezdinde bir "Belediye Kamu Görevlisi" olmadığı veya bu sıfata haiz bulunamdığı görülmektedir. Bir başka deyi-şle Müstedinin, tamamen geçici statüde bir personel olduğu ve tüzük anlamında devamlılık arzeden bir kamu görevlisi olmadığı sarihtir. Konuya şamil olan Tüzük, aynen şöyle bir madde içermektedir:

'Bu tüzük amaçları bakımından -

"Sürekli Personel" .......-.
"Sözleşmeli Personel" .......
"Geçici Personel" ........
"İşçiler" yukarıda belirtilenler dışında kalan kişilerdir. Bütçede öngörülen herhangi bir işi yapmak üzere belediye başkanınca atanan kişileri anlatır". '

-Bu başvuruda taraflar arasında müşterek bir olgu olarak kabul edilmektedir ki Müstedi 26.7.79 tarihinde Belediye Başkanı tarafından temizlik işçisi olarak göreve alınmıştır. Statüsü hiçbir zaman bu statüden öteye geçmediğine göre de Belediye Başkanı tarafı-ndan kendisine makul ihbar verilmek koşulu ile işten durdurulabilirdi. Bu konuda nitekim kendisine yapılan da odur. Bu Mahkemenin uygulamakla yükümlü olduğu gerek yukarıda sözü edilen Belediye Kamu Görevlileri Tüzüğünn 73. maddesi gerekse 'Common Law' taht-ında yasal durum da aynı doğrultudadır. Müstedi bunun ötesindeki iddialarını ispat edememiştir.
-
Yukarıdakilerden de anlaşılabileceği gibi Müstedi başvurusunda muvaffak olamamıştır ve başvurusunun reddedilmesi gerekmektedir. Konuyu noktalamadan önce Müstedaaleyhlerin iptidai itiraz mahiyetinde itirazname-lerinde öne sürdüğü husus hakkında da birkaç -söz söylemeyi uygun bulduk. Buna benzer bir iddia Menelaos Georghiades and another v The Republic of Cyprus davası (bak. (1966) C.L.R. part 3 page 827 at page 852) ve Antigoni Paschallidou v The Republic of Cyprus. (C.L.R. 1969 part 3 page 297) de de yapıl-mıştı. Bu içtihat kararlarında bir anlaşmaya veya kuntrete (sözleşmeye) istianden bir kişinin kamu görevi ifa eden bir makam tarafından işe alınıp, işten çıkarılması ve bunun neticesinde ihtilâf doğması halinde konunun kamu hukuku (Public Law) sahsında değ-il de özel hukuk (Private Law) sahasına girebileceği görüşüne yer verilmiş ve dolayısı ile konunun Yüksek İdare Mahkemesi yetkisine giremiyebileceği görüşüne yer verilmiş ancak, işverenin bir kamu kuruluşu olması ve işin nevinin de kamu yararı olması halin-de, ve meselenin de tüm diğer vasıfları ile birlikte Yüksek İdare Mahkemesi yetkisine giren bir mesele olması durumunda idarenin yapılan kuntreti veya sözleşmeyi bahane ederek, Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisini bertaraf edemeyeceği görüşü benimsenmişti. -Yukarıda, iktibas edilen 2. davanın 'headnote'ı aynen şöyledir: (Bak: CLR 1969 part 3, page 298 and 299).

".. Viewed in its proper context, the Appellant's appointment cannot be treated as anything other than a matter within the realm of public law; the f-ast that it was made on contract cannot alter its essential nature; this is not a case of a contract entered into between the Government and an individual in such circumstances as to render the relationship thus created one of private law."

Referansları -verilen kararların her ikisi de Rum Mahkemesi tarafından verilmiş olması hasebi ile bizi bağlamamaktadır. Ancak biz önümüzdeki davanın bu aşamasında ve Müstedinin başvurusunda muvaffak olmadığı hususunu da göz önünde bulundurarak bu konuda kesin bir karar -vermek istemiyoruz, sadece yukarıda iktibas edilen görüşlerin ilk nazarda makul olabileceğini bu safhada belirtmekle yetineceğiz.

Netice olarak başvuru reddedilip iptâl edilir. Başvuru masraflarının Müstedi tarafından ödenmesi emrolunur.


(N. Ergin Salâ-hi) (Taner Erginel) (Metin A. Hakkı)
Yargıç Yargıç Yargıç

7 Aralık 1992




-


-6-



-


Full & Egal Universal Law Academy