Yüksek İdare Mahkemesi İstinaf Numara 6/2020 Dava No 1/2021 Karar Tarihi 30.03.2021
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi İstinaf Numara 6/2020 Dava No 1/2021 Karar Tarihi 30.03.2021
Numara: 6/2020
Dava No: 1/2021
Taraflar: KKTC Polis Genel Müdürlüğü Polis Hizmetleri Komisyonu vasıtası ile KKTC ile Bekir Abatay arasında
Konu: Polis terfi sınavları - Yimde ara emri - Yimde ara emrinin koşulları - asli ve tali usul sakatlıkları - Yokluk hali - yokluk halinin varlığı için açıkça görülen ve yoruma mahal bırakmayacak bir yasaya aykırılık bulunması gerektiği
Mahkeme: Yim/İst
Karar Tarihi: 30.03.2021

-D.1/2021 YİM/İstinaf: 6/2020
(YİM Dava No: 34/2020)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA

Mahkeme Heyeti: Mehmet Türker, Tanju Öncül, Beril Çağdal.


İstinaf eden: KKTC Polis Genel Müdürlüğü Polis Hiz-metleri
Komisyonu vasıtası ile KKTC, Lefkoşa.
(Davalı)

- ile -


Aleyhine istinaf edilen: Bekir Abatay, Hurmalı Sokak, No:5,
Alsa-ncak, Girne.
(Davacı)


İlgili Şahıs No: 1- Sıtkı Erkıvanç, Polis Okulu Müdürlüğü/
Polis Okulu Müdürlüğü, Yenikent - Gönyeli.
2- Zafer Zaifer, Güzelyurt Polis Müdürlüğü/
- Polis Okulu Müdürlüğü, Yenikent - Gönyeli.
3- Ahmet Beşerler, Gazimağusa Polis
Müdürlüğü/Polis Okulu Müdürlüğü, Yenikent-
Gönyeli.
4- Kasım Kuni, Özel Hareket Müdürlüğü/Pol-is
Okulu Müdürlüğü, Yenikent - Gönyeli.
5- Kaan Resa Saçar, Girne Polis Müdürlüğü/
Polis Okulu Müdürlüğü, Yenikent - Gönyeli.
6- Hüseyin Kadir Çete, Lefkoşa Polis
- Müdürlüğü/Polis Okulu Müdürlüğü, Yenikent-
Gönyeli.
7- Gökay Karagil, İskele Polis Müdürlüğü/
Polis Okulu Müdürlüğü, Yenikent - Gönyeli.
8- Ahmet Özmenek, Lefkoşa İtfaiye Müdürlüğü-/
Polis Okulu Müdürlüğü, Yenikent - Gönyeli.

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Başsavcı Yardımcısı Muavini İlter Koyuncuoğlu
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Hasan Esen-dağlı
İlgili Şahıs No.1,2,3,4,5,6,7,8 namına: Avukat Levent Kızılduman
Yüksek İdare Mahkemesi Yargıcı Gülden Çiftçioğlu'nun
YİM 34/2020 sayılı davada, 10/12/2020 tarihinde verdiği
karara karşı, Davalı tarafından yapılan istinaftır.

- -----------------

K A R A R


Mehmet Türker: Davacı dosyalamış olduğu dava ile,

"A. Davalının, 51/1984 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş
Görev ve Yetkileri) Yasası'nın 73. maddesi gereği
polis/itfaiye müdür-ü kadrosu için yapılacak derece
yükselmeleri için 9-10-11 Kasım 2020 tarihlerinde
gerçekleştirdiği ve 12 Kasım 2020 tarihinde ilan
ettiği 1. Aşama (Sözlü) Yarışma sınavına ilişkin
ve/veya bu sınavın sonuçlarına ve/veya s-ınav
sonuç listesinin oluşturulmasına ilişkin tüm
kararlarının ve/veya işlemlerinin ve/veya davacının
sınav sonucunda kaldığını ve/veya başarısız olduğunu
ve/veya ek listede gösterilen adayların geçtiğini
ve/vey-a başarılı olduğunu öngören tüm karar ve/veya
işlemlerinin etkisiz ve hükümsüz olduğuna ve/veya
herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair mahkeme
emri ve/veya hükmü,"

talebinde bulunmuştur.

Davacı dava ile birlikte dosyalad-ığı ara emri istidası ile de,

"A. Davalının, 51/1984 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş
Görev ve Yetkileri) Yasası'nın 73. maddesi gereği
polis/itfaiye müdürü kadrosu için yapılacak derece
yükselmeleri için 9-10-11 Kasım 2020 ta-rihlerinde
gerçekleştirdiği ve 12 Kasım 2020 tarihinde ilan
ettiği 1. Aşama (Sözlü) Yarışma sınavına ilişkin
ve/veya bu sınavın sonuçlarına ve/veya sınav sonuç
listesinin oluşturulmasına ilişkin tüm kararlarının
- ve/veya işlemlerinin ve/veya davacının sınav
sonucunda kaldığını ve/veya başarısız olduğunu
ve/veya ek listede gösterilen adayların geçtiğini
ve/veya başarılı olduğunu öngören tüm karar
ve/veya işlemlerinin yürütmesin-in işbu davanın
neticelenmesine değin durdurulması ve/veya
davalının mezkur işlemlere bağlı olarak ileri
işlem yapmaktan men edilmesi hususunda bir ara
emri itası;"

talebinde bulunmuştur.


Huzurumuzdaki istin-af ve mukabil istinaf Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin YİM 34/2020 sayılı davada 17/11/2020 tarihli ara emri istidasında 10/12/2020 tarihinde verdiği,
"Davalı/Müstedialeyhin, 9-10-11 Kasım 2020
tarihlerinde gerçekleştirdiği ve 12 Kasım 2-020 tarihinde
ilan ettiği 1. Aşama (Sözlü) Yarışma sınavına ilişkin
Davacı/Müstedinin sınav sonucunda başarısız olduğuna
dair işlemin yürütülmesinin bu dava neticesine değin
durdurulmasına emir verilir." şeklindeki emrine karşı

yapılmıştı-r.


İSTİNAFLA İLGİLİ OLGULAR ÖZETLE ŞÖYLEDİR:
İstinaf Eden/Davalı, Polis Genel Müdürlüğü Polis Hizmetleri Komisyonu, 20/10/2020 tarihli duyuru ile 51/1984 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası'nın 73. maddesi gereği yapılacak derec-e yükselmeleri için 14 polis/itfaiye müdürü; 16 polis itfaiye müdür muavini;
22 polis/itfaiye başmüfettişi; 32 polis/itfaiye müfettişi kadrosu olmak üzere münhal ilan etmiştir. Aynı duyuruda
Davalı, müfettiş kadrosu haricindeki münhaller için 1. Aşama (S-özlü) Yarışma Sınavının 9-10-11 Kasım 2020 tarihlerinde yapılacağını ilan etmiştir. Keza, bu sınavda başarılı olanların katılacağı özel yetiştirme kursunun 19.11.2020-11.12.2020 tarihleri arasında ve 2. Aşama (yazılı) yarışma sınavının ise 12.12.2020 tarih-inde olacağı da ilan edilmiştir.

Davacı, davaya İlgili Şahıs olarak eklenen 8 kişi ve İlgili Şahıs olarak davaya eklenmeyen (sözlü sınavda başarısız olan) 5 kişi, toplam 14 terfiye aday Polis Müdür Muavini Polis/İtfaiye Müdürü Münhaline müracaat etm-iştir. 9 Kasım 2020 tarihinde (1.gün) 1. aşama olan sözlü yarışma sınavına
1- Polis Müdür (v) Zafer Zaifer, 2- Polis Müdür (v) Mustafa Ceylanlı, 3- Polis Müdür (v) Ahmet Beşerler, 4- Polis Müdür (v) Kasım Kuni, 5- Polis Müdür (v) Kaan Resa Saçar, 6- Polis -Müdür (v) Hüseyin Kadir Çete, 7- Polis Müdür Muavini Bekir Abatay, 8- Polis Müdür Muavini Ali Adalıer, 9- İtfaiye Müdür (v) Ahmet Özmenek, 10- Polis Müdür (v) Erdal Şanlıdağ,
11- Polis Müdür (v) Mahmut Barış Sel, 12- Polis Müdür Muavini Vasvi Arkın, 13- P-olis Müdür Muavini Gökay Karagil,
10 Kasım 2020 tarihinde ise Polis Müdür Vekili Sıtkı Erkıvanç katılmıştır.

12 Kasım 2020 tarihinde açıklanan sözlü sınav sonuçlarına göre davaya İlgili Şahıs olarak eklenen Polis Müdür (v) Sıtkı Erkıvanç, Polis Müdü-r (v) Zafer Zaifer, Polis Müdür (v) Ahmet Beşerler, Polis Müdür (v) Kaan Resa Saçar, Polis Müdür (v) Kasım Kuni, İtfaiye Müdür (v) Ahmet Özmenek, Polis Müdür (v) Hüseyin Kadir Çete, Polis Müdür Muavini Gökay Karagil sözlü sınavda başarılı olup sınavı geçti-ler. Davacı Polis Müdür Muavini Bekir Abatay, Polis Müdür Muavini Ali Adalıer, Polis Müdür Muavini Erdal Şanlıdağ, Polis Müdür Muavini Mahmut Barış Sel, Polis Müdür Muavini Vasvi Arkın ve Polis Müdür Muavini Mustafa Ceylanlı sözlü sınavda başarısız oldular- (sınavdan kaldılar).

Davacının Davalı aleyhine ikame ettiği dava altında dosyalamış olduğu ara emri istidasını dinleyen Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi 10/12/2020 tarihinde "Davalı/
Müstedialeyhin, 9-10-11 Kasım 2020 tarihlerinde gerçekleştirdiğ-i ve 12 Kasım 2020 tarihinde ilan ettiği
1. Aşama (Sözlü) Yarışma sınavına ilişkin Davacı/Müstedinin sınav sonucunda başarısız olduğuna dair işlemin yürütülmesinin bu dava neticesine değin durdurulmasına emir verilir" şeklinde bir ara emri vermiştir.

- Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin verdiği bu emre karşı Davalı istinaf, Davacı ise mukabil istinaf dosyalamıştır.

İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf Eden/Davalının istinaf sebepleri şöyledir:

"1- Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi, yukarıda sayı-
ve unvanı verilen Dava altında Davacı/Müstedi
tarafından dosyalanan 17.11.2020 tarihli ara emri
istidası uyarınca emir vermekle ve/veya istida
mucibince emir vermekle hatalı hareket etmiştir.
Şöyle ki;

- Bidayet Mahkemesi, işbu kararı üretirken ara
emirleri ile ilgili yasal mevzuatı ve içtihadi
prensipleri, huzurundaki şahadet ve yemin varakası
içeriğini, olgusal gerçekleri yanlış yorumlamış
ve/veya değerlendirmiş -ve/veya huzurundaki emareleri
gerektiği gibi ve/veya hiç dikkate almamış ve/veya
doğru ve/veya yerinde değerlendirmemiştir. Bidayet
Mahkemesi yasal mevzuatı ve/veya olgusal gerçekleri
doğru ve/veya huzurundaki emareleri yer-inde
değerlendirseydi müstedinin ara emri talebini
reddedecek ve istidayı iptal edecekti. Oysa Bidayet
Mahkemesi istida gereğince emir vermiş ve hataya
düşmüştür.

2- Bidayet Mahkemesi, huzurundaki yemin varakası,
- şahadet, emareler ve yasal durum ışığında, ara emrinin
verilmesi ile ilgili tüm kriterlerin varlığını
değerlendirmek ve incelemek imkanına sahipken bunu
yapmayarak ve niyahetinde tüm kriterlerin var olduğuna
bulgu yapm-adan ve/veya dava konusu idari işlemde
hukuka açık aykırılık bulunduğuna bulgu yaparak ara
emri vermekle hatalı hareket etti. Şöyle ki;

Bidayet Mahkemesi, yemin varakası, şahadet ve emareler
ışığında, davalı tarafından dava- konusu idari işlem
ve/veya sözlü sınav sırasında sorulan soruların soru
bankası olmadan sorulduğuna bulgu yaparak ve/veya
soru bankası olmamasının esasa ilişkin sakatlık
doğurduğuna karar vererek hatalı hareket etmiştir.

- Bidayet Mahkemesi, Polis Örgütü Sınav Tüzüğüne göre
soru bankasının Komisyon tarafından hazırlanacağını ve
yapılan sınavın tüzük geçtikten sonra yapılan ilk
uygulama olduğunu dikkate almadan hazırlanan sözlü
sınav so-rularının tüzüğe aykırı olarak hazırlandığına
ve/veya sözlü sınav sorularına ilişkin tüzüğe
aykırılığın işlemin esasına ilişkin bir sakatlık
doğurduğuna karar vererek hatalı hareket etmiştir.

Bidayet Mahkemesi, soru bankası-nın oluşumu ve/veya
soruların hazırlanması ile ilgili olarak Polis Örgütü
Sınav Tüzüğünün 19. maddesinin 6. fıkrası kurallarına
bakıp, diğer fıkra kurallarına bakmadan, sözlü sınav
sorularının hazırlanmasına ilişkin uygulana-n usulün
asli usul sakatlığı doğurduğuna karar vermekle hatalı
hareket etmiştir.

Bidayet Mahkemesi, Polis Örgütü Sınav Tüzüğünün
19. maddesinin diğer fıkralarını hiç dikkate almadan,
bu maddenin sadece 6. fıkrasını- dikkate alarak sözlü
sınav sorularının sınavın başlanmasından en erken
72 saat önce bilgisayar ortamından belirlenmesi
gerektiği hususunda bulgu yapmakla ve/veya bu yönde
karar vermekle hatalı hareket etmiştir.

Bi-dayet Mahkemesi, sözlü sınav sorularının sözlü
sınav esnasında adaylara hangi şekil ve usulde
dağıtılacağı hususunun Komisyon tarafından
belirlenmediği ve adaylara bildirilmediği hususunda
bulgu yapmakla hatalı hareket etm-iştir. Şöyle ki;

a) Bidayet mahkemesi huzurunda emare 3 olarak bulunan
Polis Genel Müdürünün 05 Kasım 2020 tarihli
yazısının varlığına rağmen bu bulguyu yapmış
ve/veya 05 Kasım 2020 tarihli yazıya neden itibar
- etmediğini belirtmeden, gerekçesiz olarak sözlü
sınav sorularının sözlü sınav esnasında adaylara
hangi şekil ve usulde dağıtılacağı hususunun
Komisyon tarafından belirlenmediği ve adaylara
bildirilmediği- hususunda bulgu yapmıştır.

b) Bidayet mahkemesi emare 3 yazıya rağmen sözlü sınav
sorularının sözlü sınav esnasında adaylara hangi
şekil ve usulde dağıtılacağı hususunun Komisyon
tarafından belirlenmediği ve adayl-ara
bildirilmediği hususunda bulgu yapmakla hatalı
hareket etmiştir ve/veya böyle bir eksikliğin
işlemi sakatlayan asli usul sakatlığı olduğu
yönünde karar vererek hatalı hareket etmiştir."



MUKABİL İST-İNAF SEBEPLERİ
Davacının mukabil istinaf sebepleri mukabil istinaf ihbarnamesindeki şekliyle aynen şöyledir:

"1- Muhterem Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi, vermiş
olduğu kararında davacının sınavı ve/veya hazırlık
işlemlerin-i yapan makam olarak Polis Hizmetleri
Komisyonu'nun yasaya/tüzüğe/hukuka aykırı oluştuğu
ve/veya yasal olarak oluşmuş bir Komisyon bulunmadığı
ve/veya alınan kararın yetki açısından sakat olduğu
ve/veya yansızlık ve/veya- tarafsızlık ilkesine uygun
bir şekilde oluşmuş bir kurul olmadığı ve bu bağlamda
aldığı kararların yok hükmünde ve/veya batıl olduğu
yönündeki iddialarını reddetmekle ve/veya davacının
bu hususta yargılanması gereken ci-ddi bir konu ve
iyi bir dava sebebi olmadığı neticesine varmakla
hatalı hareket etmiştir. Şöyle ki;


a. Muhterem Tek Yargıçlı Mahkeme, konuyla ilgili
yasa ve tüzük hükümlerini hatalı değerlendirmiş
- ve hatalı tatbik etmiştir.

b. Mahkeme'nin komisyonun atanmış üyelerinin bir
çeşit yargıç güvencesine sahip oldukları ve
bağımsız oldukları yönündeki saptaması; üyelerin
GKK ve PGM emir komutasına bağ-lı kişiler
oldukları gerçeği karşısında hatalıdır.

c. Mahkeme'nin 'Komisyon başkan ve üyelerinin
taraflılığını ortaya koyan somut bir delil
olmadıkça tarafsız olduklarının bir karine
-olarak varsayılması zorunludur' şeklindeki
saptaması İdare Hukuku ve YİM içtihadı ile
uyumsuz ve hatalıdır.

d. Mahkeme'nin Yasa'nın 12(4). ve Tüzüğün
8. Maddesindeki düzenlemeden istihraç ettiği
- sonuçlar ve özellikle 'atanmış üyenin şahsını
doğrudan doğruya değil de dolaylı olarak
ilgilendiren konuların görüşüldüğünü komisyon
toplantılarında toplantı yeter sayısının
sağlanması açısı-ndan atanmış üyenin toplantıda
hazır bulunmasının yasaklanmadığı, sadece oy
kullanmasının yasaklandığı' şeklindeki çıkarımı
ve buna bağlı olarak yaptığı yasaya uygunluk
bulgusu hatalıdır.


- e. Mahkemenin zorunluluk ve/veya zaruret ilkesini
konuya tatbiki tamamen hatalıdır.

f. Mahkemenin komisyonun mevcut oluşumu, yani aday
olan üyelerin toplantılara katılması ama oy
kullanmaması ile 'tara-fsızlık' ve/veya
'yansızlık' ilkesinin ihlal edilmediği ve/veya
yapılan uygulama ile gerekli güvencenin sunulmuş
olduğu ve/veya bu yöndeki korku ve kaygının
meşru olmadığı ve/veya aday olan üyenin
- herhangi bir yarar/çıkar sağlama olanağının
olmadığı yönündeki bulguları, hatalı ve YİM
içtihadı ile uyumsuzdur. Mahkeme bu hususta
huzurundaki şahadeti de değerlendirmeyerek hata
yapmı-ştır.

g. Mahkeme'nin 8.11.2020 tarihli olağanüstü
toplantıya katılan üyelerden birinin Sıtkı
Erkıvanç olduğu yönündeki bulgusu, Emare 13
sunulan şahadet ile uyuşmamakta olduğundan
hatalıd-ır. Mahkeme, toplantıya katılmak ile,
toplantı sonundaki tutanağı imzalamanın aynı
şey olmadığı hususunu gözardı etmiştir.

h. Mahkeme'nin 8.11.2020 tarihli soru hazırlanması
ve 9.11.2020 tarihli sözlü s-ınav toplantılarında
toplantı nisabının ve/veya toplantı yeter sayısı
ve/veya karar yeter sayısının sağlandığına
ilişkin bulguları Yasa ve Tüzüğe aykırı olduğu
gibi; YİM İstinaf 16/2017 D.3/2019 sayı-lı karar
ve bu kararda atıfta bulunulan YİM 37/1990,
D.23/1990 sayılı ve YİM 211/88, D.8/91
sayılı içtihat kararları ile uyumsuzdur.
Mahkeme kendisine verilen bu içtihatları
değerlen-dirmeksizin neticeye varmakla da hata
yapmıştır.

2- Muhterem Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi kararında
sınav soruları için Yasa'nın öngördüğü anlamda bir
soru bankasının önceden oluşturulmadığını, soru
bankası- oluşturulmamış olması nedeni ile sözlü
sınav sorularının soru bankasından belirlenerek
oluşturulmadığını bu bağlamda sözlü sınav sorularının,
Komisyon tarafından, soru bankasında yer alan sorular
arasından sınavın başlamasınd-an en erken 72 saat önce
bilgisayar ortamından belirlenmediğini, sözlü sınav
sorularının, sözlü sınav esnasında adaylara hangi
şekil ve usulde dağtılacağı hususunun Komisyon
tarafından belirlenmediği ve adaylara bildirilmediği-
ve bu hususların ilk nazarda Tüzüğün buyurucu
hükümlerine aykırılık olduğunu ve bu hükümlerin
ihlalinin de ilk nazarda açıktan açığa yasaya
aykırılık/hukuka aykırılık yarattığını doğru olarak
tespit etmiştir. Ancak Muht-erem Tek Yargıçlı Yüksek
İdare Mahkemesi, davacının sınav sorularının
niteliğine, sayısına ve sınav esnasında adaylara
yöneltilme şekline ilişkin iddialarını ve telafisi
imkansız zarar unsuruna ilişkin iddialarını istinaf -
ihtimaline binaen incelememek ve bu hususlarda
davacı leyhine bulgu yapmamakla hatalı hareket
etmiştir. Şöyle ki;

a. Mahkeme'nin huzurundaki emare ve şahadetten,
sınav sorularının ve özellikle davacıya yönelt-ilen
sorunun Yasa ve Tüzük'te belirtilen adayların
bulundukları meslek derecelerine uygun olarak,
mesleki bilgileri ile yöneticilik kabiliyetlerini
ölçmeye yönelik müşahade etme, değerlendirme,
ön-eri geliştirme ve düşünce becerilerini ölçen
sorular olmadığı açık olmasına rağmen; mahkemenin
bu hususu inceleyip saptamaması hatalıdır.


b. Mahkeme'nin huzurundaki emare ve şahadet ışığında,
davacıya sorulan- sorunun, tüzük'te belirtilen
nitelikleri ölçmekle uzaktan yakından ilgisi
bulunmadığı; Komisyon üyelerinin, ön yargı
sebebiyle sınavda başarılı olmasını istemedikleri
için kendisine şaşırtmalı, muğlak, -belirsiz,
Türkçe kurallarına veya soru sorma tekniğine
uygun olmayan tek bir soru sorarak, 'sıfır' puan
verdikleri; mezkûr soru, en azından bir yasa
maddesi ezberine dayalı olduğundan, Tüzük'te
-belirlenen soru niteliği ile bağdaşmadığı; davacı
gibi yüksek eğitimli ve yaptığı görevlerde
tartışmasız olarak çok başarılı olmuş, birçok
takdirname ve başarı belgesi ile takdir edilmiş,
sicil puanı çok yüks-ek olan üst düzey bir polis
mensubunun 'mesleki bilgisi, yöneticilik
kabiliyetleri, müşahade etme, değerlendirme, öneri
geliştirme ve düşünce becerilerinin' sayısal
karşılığının 'sıfır' olarak belirlenmesinin-,
rasyonel, mantıklı ve adil olmadığı; ayrıca
mezkûr sorunun, sınav duyurusunda ilan edilen ve
yukarıda belirtilen konulardan birine dahil
olmadığı, başka bir ifadeyle, davacıya ilan edilen
konu-lar dışında sürpriz bir soru sorulduğunu
ve/veya alternatif olarak, yapılan duyuruda
sınavda mesul olunan yasaların spesifik ve net
olarak belirtilmediği yönündeki iddiaları
inceleyip bu yönde bulgu- yapması gerekmekte idi.

c. Mahkeme'nin huzurundaki şahadet ışığında, davalının
esasen, Yasa'nın kendisine sözlü sınavı bir eleme
sınavı niteliğine dönüştürmek konusunda verdiği
yetkiyi kötüye kullandığı ve adeta -terfi ettirmek
istediği ve istemediği adayları farklı muameleye
tutarak, önceden belirlediği kişilere önceden
belirlenmiş sorular yönelttiği; hangi adaya hangi
sorunun hangi gerekçeyle yöneltildiğinin izahının
- yapılamadığı; bazı adaylara aynı bazı adaylara
farklı soru sorulmasının izahının yapılamadığı;
aynı sorunun farklı kelimelerle yöneltilmesinin
izahının yapılamadığı; sözlü sınavın tamamen
bir keyfilik -göstergesi olduğu yönünde bulgu
yapması gerekmekte idi.

d. Mahkeme adaylara tek soru yöneltilmesinin, ilgili
mevzuatın lafzına ve amacına aykırı olmasına
rağmen; bu hususu değerlendirip bulgu yapmamakla
- hatalı hareket etmiştir.

e. Mahkeme, huzurundaki istida mucibince emir verilip
işbu kararın yürütmesinin durdurulmaması halinde
davacının telafisi imkansız zarara uğrayacağı
ve/veya geri dönüşün çok zor ve imkans-ız olacağına,
hatta emrin verilmemesi halinde bu durumun
Davalıya ve/veya ilgili şahıslara da büyük zarar
vereceği yönündeki şahadeti değerlendirip bu yönde
bulgu yapmamakla hatalı hareket etmiştir."

-
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ
İstinaf Eden namına bulunan Başsavcı Yardımcısı Muavinine göre, gerek 51/1984 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası'nda, gerekse Polis Örgütü Sınav Tüzüğü'nde
Polis Hizmetleri Komisyonu tarafından -Soru Bankasının nasıl oluşturulacağı yer almamaktadır. Tüzüğün 19. maddesinin
(2). fıkrasındaki, "Komisyon soru bankası hazırlamak ve güncellemek için alanında uzman, bilgi ve deneyim sahibi polis mensuplarından, eğitim kurumlarından, kamu görevlilerinden -ve uzman kişilerden yardım alabilir." düzenlemesine göre Komisyonun soru bankası hazırlamak için yardım alma zorunluluğu yoktur. Komisyon kendisi soru bankası oluşturabilir. Bu nedenle, sınavdan 1 gün önce Komisyonun toplanıp soruları hazırlaması ile soru -bankası oluşturulması
ve Tüzüğün 19. maddesinin (5). fıkrasına uygun olarak sorular zarflanıp imzalandıktan sonra Komisyon Başkanınca muhafaza altına alınmasıyla Tüzüğün 19. maddesinin (6). fıkrasındaki "Sınav soruları komisyon tarafından soru bankasında y-er alan sorular arasından sınavın başlamasından en erken 72 saat önce bilgisayar ortamında belirlenmek sureti ile hazırlanır" kuralına uyulmuştur. Davacı Tanığı Hüseyin Sağıroğlu'nun şahadeti de bu yöndedir ve Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi tarafından- itibar edilir bulunmuştur. Bu nedenlerle, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin Polis Hizmetleri Komisyonunun bu işlemleri yaparken usul hatası yaptığı, bu usul hatalarının asli usul hatası olduğu, Komisyonun buna bağlı olarak bu işlemlerinde açıktan açı-ğa hukuka aykırı davrandığı ve işlemlerin açıkça hukuka aykırı olduğu bulgusu hatalıdır.

İstinaf Edene göre, Tek Yargıçlı Yüksek İdare
Mahkemesinin Tüzüğün 19. maddesinin (5). fıkrasında belirtildiği şekilde, "sözlü ve/veya uygulamalı sınav soruların-ın Komisyon tarafından önceden belirlenip adaylara bildirilen şekil ve usulde dağıtılır" kuralına Komisyonun uymadığı ve bunun asli bir usul hatası olduğu yönündeki bulgu ve kararı da hatalıdır. Çünkü Emare 3, 5 Kasım 2020 tarihli yazı ile 1. aşama (sözlü)- yarışma sınavının sözlü ve soru cevap şeklinde yapılacağı sınava gireceklere bildirilmiştir.

İstinaf Eden yine, Komisyonun işlemlerinde herhangi bir usul hatası olmamasına rağmen, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin, Komisyonun işlemlerinde Tüzü-ğün 19. maddesi kurallarına uyulmadığı için asli usul sakatlığı oluştuğu, dolayısıyle işlemlerde açıkça hukuka aykırılık bulunduğu nedeniyle ara emri verilebilmesi için var olması gereken 3. unsur olan ara emri verilmezse Davacının telafisi imkânsız zarar -ziyana uğrayacağı ve geriye dönüşün mümkün olmayacağına ilişkin bulgu yapmadan ara emri vermesinin de hatalı olduğunu iddia edip bütün bu nedenlerle, verilen ara emrinin iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

İlgili Şahıslar Avukatı; Polis Örgüt-ü Sınav Tüzüğü'nün 19. maddesindeki usul kurallarının ancak Tali Usul Kuralı olabileceğini, gösterici nitelikteki sürelere uyulmamasının da bir Tali Usul Sakatlığı olduğunu, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin bu kuralları Asli Usul Kuralı olarak
değerl-endirmekle hata yaptığını, ara emri verilebilmesi için gerekli 3. unsur olan ileride telafisi mümkün olmayacak zarar doğacağı ve geriye dönüşün çok zor olacağı unsurunun ancak yokluk halinde aranmayacağını, bu davada yokluk iddiası bulunmadığını, kararda d-a yokluk hali bulunmadığını, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin bu unsuru incelememekle de hata yaptığını iddia ederek, Savcılığın istinafla ilgili iddialarına da katıldığını beyan ederek istinafın kabul edilmesini ve Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemes-inin verdiği emrin iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi, sözlü sınav hazırlık işleminde soruların hazırlanma yöntemi ve Komisyonun uyacağı usul ve esasların Polis Örgütü Sınav Tüzüğü'nün 19. maddesinde belir-tildiğini, buna göre, Komisyonun sözlü sınavda sorulacak sorular için öncelikle bir soru bankası oluşturması gerektiğini, sorulacak soruların Komisyon tarafından bu soru bankası içinden seçilmesi gerektiğini, zarflanıp imzalanması ve Komisyon Başkanınca mü-hürlenip, muhafaza altına alınması yönündeki Tüzüğün 19. maddesinin (5). fıkrasındaki kuralın buyurucu nitelikte olduğunu, bu kuralın sözlü sınav sorularının hazırlanması ve güvenliği için asli bir usul kuralı olduğunu, Tüzüğün 19. maddesinin (6). fıkrasın-da yer alan; sözlü sınav sorularının, Komisyon tarafından, soru bankasında yer alan sorular arasından, sınavın başlamasından en erken 72 saat önce bilgisayar ortamında belirlenmek suretiyle hazırlanması yönündeki kuralın da sözlü sınav sorularının hazırlan-ması ve güvenliği için uyulması gereken asli bir usul kuralı olduğunu, aynı şekilde Tüzüğün 19. maddesinin (5). fıkrasında yer alan, "sözlü sınav sorularının Komisyon tarafından, önceden belirlenip adaylara bildirilen şekil ve usulde dağıtılır." şeklindeki- kuralın da sınavın hazırlanması ve güvenliği için uyulması gereken bir asli usul kuralı olduğunu belirttikten sonra,

"Mahkeme huzurundaki şahadetten, sınav soruları için
Yasa'nın öngördüğü anlamda bir soru bankasının önceden
oluşturulmadı-ğını, soru bankası oluşturulmamış olması
nedeni ile sözlü sınav sorularının soru bankasından
belirlenerek oluşturulmadığını, bu bağlamda sözlü sınav
sorularının, Komisyon tarafından, soru bankasında yer
alan sorular arasından sınavın başl-amasından en erken
72 saat önce bilgisayar ortamından belirlenmediğini,
sözlü sınav sorularının, sözlü sınav esnasında adaylara
hangi şekil ve usulde dağıtılacağı hususunun Komisyon
tarafından belirlenmediği ve adaylara bildirilmediği
s-onucunu istihraç ederim."

şeklinde bulguya varmıştır.


Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi bu bulgularından sonra;
"Yapılan bulgular, ilk nazarda Tüzüğün yukarıdaki
buyurucu hükümlerine aykırılık olduğunu ve bu hükümlerin
ihlalinin de ilk naza-rda açıktan açığa yasaya aykırılık /
hukuka aykırılık nedenine binaen dava konusu karar
/işlemin iptaline yol açma olasılığını ortaya koyar
durumdadır.

Böyle bir tablo da, Davacının iddialarında haklı
olduğuna dair belirtilerin bulunduğunu, di-ğer bir ifade
ile, Davacı/Müstedinin sözlü sınavda başarısız
sayıldığına dair Davalı/Müsedialeyhin idari-icrai
kararının ilk nazarda/ilk bakışta açıktan açığa yasaya
aykırı olduğunu/hukuka aykırı olduğunu veya unsurlarda
sakatlık olduğunu düşündü-recek belirtilerin olduğunu,
dolayısıyla da Davacının iddialarında haklı olduğunu
düşündürecek belirtilerin bulunduğunu (Bkz: YİM/İstinaf
1/2015 D.4/2015), konunun ciddi olduğunu, Davacının iyi
bir dava sebebinin varlığını ortaya koyar niteliktedir-.
Belirtilenler ışığında Davacı/Müstedi, yürütmenin
durdurulması emri verebilmek için gerekli 1. ve 2.
unsurlarda başarılı olunmuştur.

Bu aşamada yürütmenin durdurulması emri verilebilmesi
ile ilgili 1. ve 2. kriter açısından tatmin olunduktan-
sonra 3. kriter açısından yapılan incelemede, yürütülmesi
durdurulmak istenen kararın ilk nazarda açıktan açığa
yasaya aykırı/hukuka aykırı olduğu hususunun görüldüğü
gerçeği karşısında, ileride telafisi imkansız zararın
doğacağı veya eski durum-a dönüşün çok zorlaşacağı
kriterinin aranmasına gerek olmadan/bu husus
incelenmeden yürütmenin durdurulması hususunda emir
verilebileceğinden bu unsurun incelenmesi yukarıdaki
bulgular ışığında gereksiz görülür (Bkz: YİM/İstinaf
1/2015 D.4/2015; -YİM /İstinaf 5-6/2014 D.1/2015)."


şeklindeki saptamaları yapıp, davanın adilane bir şekilde kararlaştırılabilmesi için dava neticesine kadar istinafa konu ara emrini vermiştir.

YİM davalarında ara emri verilmesi ile ilgili düzenleme
1997 Yüksek İda-re Mahkemesi Tüzüğü'nün 11. maddesinde yer almaktadır. Bu madde aynen şöyledir:

-"11 (1)
Mahkeme, Anayasanın 152'nci Maddesi gereğince yapılan İşlemlerde Mahkeme veya bir Yargıç, işlemin herhangi bir safhasında, kendiliğinden veya herhangi bir tarafın istemi üzerine, davanın adilane bir şekilde kararlaştırılması icap ettirirs-e, davayı esasında sonuçlandırmayan geçici bir emir verebilir. (2)Bu madde altında verilen geçici bir emir, acil olması veya diğer özel koşullar dolayısıyla karşı tarafa ihbarname verilmeksizin ve duruma göre uygun görülecek koşullara tabi olmak üz-ere verilebilir.
Ancak, bu fıkra altında verilen bir emirden etkilenen tüm taraflara bu emre itiraz edebilmelerini mümkün kılmak için geçici emir istemine ilişkin tüm evrak ve emir derhal tebliğ olunur ve itiraz yapıldığında Mahkeme veya bir Yargıç il-gili taraflar namına veya onlar tarafından ileri sürülen iddia ve müdafaayı dinledikten sonra, söz konusu emri, uygun göreceği koşullara tabi olmak üzere, iptal edebilir veya değiştirebilir veya onaylayabilir."-
Tüzüğün bu maddesine göre, davanın adil bir şekilde karara bağlanabilmesi için gerek görüldüğü takdirde davayı esastan sonuçlandırmayan ara emri veya geçici emir verilebilir. Davanın adilane bir şekilde karara bağlanması için ara emri ve/veya geçici -emir verilmesinin gerekip gerekmediğini saptarken 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 41. maddesindeki kriterlerin de göz önünde bulundurulması ve ilk nazarda bu kriterlerin var olduğunun ortaya konması gerekmektedir. Bu husustaki kriterler, 9/1976 Mahkeme-ler Yasası madde 41'de şöyle belirlenmiştir:

1. Karara bağlanması gereken konunun ciddi olması,

2. Davacının iddiasında haklı olduğuna dair belirtiler bulunması,
3. Geçici ara emri verilmezse ileride telafisi mümkün olmayacak bir zarar doğ-acağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı, hususlarıdır.

YİM İstinaf ve Yüksek İdare Mahkemesinin kararlarında vurgulandığı gibi, bir davanın "adilane" bir şekilde kararlaştırılmasına yarayacak unsurlar arasında, İdare Hukuku ilkeleri ile uyumlu- olacak şekilde talep edilen ara emrinin verilebilmesi için, 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası madde
41'de belirtilen 3 esas unsurun var olduğunun ortaya konması gerekir.

YİM/İstinaf 1/2015 D.4/2015'te ise ara emri kriterleri ile ilgili şöyle denmekted-ir:

"Ara emri verilmesi ile ilgili kriterler en son
Birleştirilmiş YİM-İstinaf 5-6/2014 (D.1/2015)'de
sayfa 10'da açıkça şöyle izah edilmiştir:

'Yüksek İdare Mahkemesinde, yürütmeyi durdurma emri
verilmesi için tatmin edilmesi gerek-li unsurlar birçok
içtihat kararında yer almıştır. Yüksek İdare Mahkemesi
Tüzüğü'nün 11. maddesi tahtında, Yüksek İdare
Mahkemesine geçici emir verme yetkisi verilmiştir.
Tüzükte, geçici emir verilmesi için gerekli tek koşul,
davanın adilane- bir şekilde kararlaştırılabilmesi
için, böyle bir emrin verilmesine ihtiyaç duyulduğuna
mahkemenin kanaat getirmesidir.

İçtihatlara bakıldığı zaman, bu tek koşulun, 9/1976
sayılı Mahkemeler Yasası'nın 41. maddesi altında ara
- emri verilmesi için aranan kriterlerin var olduğunun
kabul edilmesi halinde, tatmin edildiğinin kabul
edildiği görülmektedir.

İdarenin icra edilebilir bir işleminin açıkça hukuka
aykırı olması ve bunun icra edilmesi durum-unda, telafisi
güç veya imkansız zararların doğabilecek olması
karşısında, davayı esastan çözmeyecek, yürütmenin
durdurulması niteliğinde bir ara emri verilebilir.
İçtihatlar, açıkça hukuka aykırılık hali ile yokluk
-sonucunu doğuran yasa dışılık veya ağır yetki gasbı
hallerinde de telafisi imkansız zarar doğup
doğmayacağını incelemeden ara emri verilebileceğini
belirtmektedir.'

Bu kararda yer alan açıkça hukuka aykırılık durumu ile
ilgili -hususlar, Yüksek İdare Mahkemesinde ara emri ısdarı
için ek koşul koymamaktadır.

Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü'nün 11. maddesi altında,
'davanın adilane bir şekilde kararlaşıtırılabilmesi' için

gerekli olduğuna kanaat getirilmesi halinde g-eçici emir
verilebilmektedir.

Yüksek İdare Mahkemesi içtihatlarında, Tüzükteki bu tek
koşulun 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası madde 41 altında ,
hukuk davalarında ara emri verilmesi için aranan kriterlerin
var olması halinde tatmin olduğ-u kabul edilmektedir.

İlke bu olmakla birlikte, Yüksek İdare Mahkemesinde
görülen davaların niteliği gereği, açıkça hukuka aykırılık
bulunan davalarda, geçici bir emir verilmesi için 9/76
sayılı Mahkemeler Yasası'nın 41'inci maddesindeki 3. -
unsurun, yani telafisi imkansız zarar ve/veya geriye dönüşün
zorlaşacağı unsurunun, aranmasına gerek olmadığına dair
içtihat vardır. Yine içtihatlarda yokluk sonucu doğuran yasa
dışılık veya ağır yetki gasbı halinde de 9/1976 sayılı
Mahk-emeler Yasası'nın 41'inci maddesindeki 3. unsurun
tatmin edilmesi gerekmediği yer almaktadır. Dolayısıyla,
geçici emir verme koşulları değişmemiş ve/veya
ağırlaştırılmamıştır."

Polis Örgütü Sınav Tüzüğü'nün 19. maddesi aynen şöyledir:
-
"Sınav Sorularının 19.(1) Komisyon tarafından, yazılı, sözlü
Hazırlanması ve ve/veya uygulamalı sınavlar için
Güvenliği soru bankası oluşturulur.

(2) Komisyon, soru bankasını oluşturmak
- ve güncellemek için alanında uzman,
bilgi ve deneyim sahibi polis
mensuplarından, eğitim
kurumlarından, kamu görevlilerinden
- ve uzman kişilerden yardım alabilir.

(3) Polis mensupları, kendilerinin de
aday oldukları herhangi bir sınav
veya sınavın herhangi bir aşaması
ile- ilgili soruların hazırlanmasında
görev alamaz.

(4) Yazılı Sınav soruları, soru bankası
içerisinden Komisyon tarafından
belirlenmek suretiyle oluşturul-ur,
zarflanır, imzalanır ve Komisyon
Başkanınca mühürlenerek muhafaza
altına alınır. Yazılı sınav soruları
sınava katılacaklara, sınav
- esnasında dağıtılır.

(5) Sözlü ve/veya uygulamalı sınav
soruları soru bankası içerisinden
Komisyon tarafından belirlenmek
suretiyle oluş-turulur, zarflanır,
imzalanır ve Komisyon Başkanınca
mühürlenerek muhafaza altına alınır.

Sözlü ve/veya uygulamalı sınav
soruları, Komisyon tar-afından
önceden belirlenip adaylara
bildirilen şekil ve usulde
dağıtılır.

(6) Sınav soruları, Komisyon tarafından,
soru ban-kasında yer alan sorular
arasından sınavın başlamasından en
erken 72 saat önce Bilgisayar
ortamından belirlenmek sureti ile
hazırlanır."


Tek Y-argıçlı Yüksek İdare Mahkemesi yukarıda aktardığımız bulgulardan anlaşılacağı gibi ara emri verilebilmesi için Davacının iddialarında haklı olduğuna dair belirtiler bulunduğu, konunun ciddi olduğu bulgusuna varırken Polis Örgütü Sınav Tüzüğü'nün 19. maddes-indeki sözlü sınavın yapılış yöntemi ile ilgili düzenlemelere uyulmadığını, bu düzenlemelerin buyurucu asli usul kuralı olduğunu, Polis Hizmetleri Komisyonunun Tüzüğün 19. maddesi kurallarına uymamasının yapılan işlemde asli usul sakatlığı yarattığını, asl-i usul kurallarının ihlalinin ise açıktan açığa yasaya aykırılık yarattığını, bunun dava konusu karar ve/veya işlemin iptali olasılığını yarattığını, bu nedenle de Davacının davasında haklı belirtiler olduğu ve konunun ciddi olduğu bulgusuna vararak yürütm-enin durdurulması emri verilebilmesi için gerekli 1. ve 2. unsurun var olduğunu belirtmiştir.

Yüksek İdare Mahkemesinin birçok içtihatında benimsediği İdare Hukukunda bir işlemdeki usul ile ilgili prensiplere göre, bir idari işlem yapılırken o işleml-e ilgili yasa, tüzük ve yönetmeliklerde bir usul belirlenmişse, işlemi yapacak idari organın, yasa tüzük veya yönetmeliklerde belirlenen usule uyması gerekmektedir.

Usul sakatlıkları, Asli Usul Sakatlıkları ve Tali Usul Sakatlıkları olarak ikiye ayrı-lır. Bu ayrımın önemi, Asli Şekil Sakatlıklarının işlemi hukuka aykırı hale getirip iptaline neden olması, Tali Usul Sakatlıklarının ise işlemi hukuka aykırı hale getirmemesi ve işlemin iptali sonucunu doğurmamasıdır.

Usul Sakatlıkları ile ilgili ol-arak YİM 192/2017 D.13/2019'da şöyle denmektedir:

"İdare Hukukunda idari işlemin yapılmasında izlenen
yollara usul denir. İdare bir işlemi yaparken uyması
gereken usul kurallarına uymazsa ve işlemi usul
kurallarına aykırı olarak y-aparsa o işlemde usul sakatlığı
oluşur. Usul sakatlıkları, işlemin hukuka aykırılığı ve
iptali sonucuna yol açabilir. Ancak her tür usul sakatlığı
işlemin hukuka aykırılığı ve iptali sonucunu yaratmaz.
Usul sakatlıkları işlemin ipta-li sonucunu yaratıp
yaratmamasına göre asli usul sakatlıkları ve tali usul
sakatlıkları olarak ikiye ayrılmaktadır.

Bu hususta Kemal Gözler'in İdare Hukuku isimli eserinde,
II. Baskı, Cilt 1, sayfa 889'da şöyle denmektedir:

- "Bir işlemin uyması gerektiği usûl kurallarına
aykırı olarak yapılmasına 'usûl sakatlığı (vice de
procédure) denir. Usûl sakatlığının yol açtığı genel
sonuç, işlemin hukuka aykırılığı ve dava açılması
hâlinde iptalidir. Ancak idare huk-ukunda her tür
usûl sakatlığı işlemin iptal edilmesine yol
açmamaktadır. İşte işlemin iptal edilmesi sonucunu
doğurup doğurmamaları bakımından usûl sakatlıkları
arasında 'aslî usûl sakatlığı' ve 'tali usûl
sakatlığı' şeklinde ikili bi-r ayrım yapılmaktadır."

" 'Aslî şekil sakatlıkları', işlemi hukuka aykırı
hâle getiren ve dava açılması hâlinde iptal edilmesi
sonucunu doğuran usûl sakatlıklarıdır. 'Tali şekil
sakatlıkları' ise işlemi hukuka aykırı hâle getirmeyen
- ve dava açılması hâlinde iptal edilmesi sonucunu
doğurmayan usûl sakatlıklarıdır."
Aynı eser, sayfa 890'da Asli Usul Sakatlıkları ve Tali
Usul Sakatlıkları için şöyle denmektedir:

"1. Aslî Usul Sakatlıkları (Aslî Usûl Kuralları).-
- Yukarıda da belirttiğimiz gibi, aslî usûl sakatlıkları,
uyulmaması hâlinde işlemin iptaline yol açan usûl
sakatlıklarıdır. Bu tür sakatlıklar şu iki grup
altında toplanabilir:
a) Yapılan işlemin yönünü değiştirebilecek nitelikte
ola-n usûl kurallarına uyulmaması aslî usûl sakatlığına
yol açar. Diğer bir ifadeyle, işlemin sonucu üzerinde
etkili olabilecek sakatlıklar, aslî usûl sakatlıklarıdır.
Yani, uyulması hâlinde karar bir başka yönde olabilecek
idiyse o usûl kuralı- bir aslî usûl kuralıdır ve ona
uyulmaması aslî usûl sakatlığı sonucunu doğurur ve
işlemin iptal edilmesi sonucunu doğurur.

b) İdare edilenlerin haklarını korumaya yönelik usûl
kurallarına uyulmaması aslî usûl sakatlığına yol açar.
-Bu durumda işlemin sonucu değişmeyecek olsa bile yine
ortada bir aslî usûl sakatlığı vardır; çünkü idare
edilenlerin hakları çiğnenmiştir. Örneğin savunması
alınmadan bir kişiye disiplin cezası verilmesi
durumunda bir aslî usûl sakatlığı v-ardır; bu durumda
işlem sırf bu nedenle (bu sakatlık sonucu etkilememiş
olsa bile) iptal edilmelidir.

2. Tali Usul Sakatlıkları (Tali Usûl Kuralları).-
Asli usûl sakatlığı olmayan sakatlıklar, yani işlemin
sonucunu etkilemeyecek ve -keza idare edilenlerin
haklarını korumaya yönelik olmayan sakatlıklar, tali
usûl sakatlığı; işlemin iptal edilmesine yol açmazlar."

Polis Örgütü Sınav Tüzüğü'nün 19. maddesinin (1)., (2)., (3)., (4)., (5). ve (6). fıkralarında belirlenen usul- kuralları, usul ile ilgili yukarıda atıfta bulunduğumuz içtihat kararlarında belirlenen prensipler ışığında etüt edildiği zaman bu usul kurallarının ilk nazarda Asli Usul Kuralı olabileceğini düşündürmektedir. Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin bu hus-ustaki bulgusunda herhangi bir hata bulunmamaktadır.

Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin huzurundaki şahadete dayanarak; sınav soruları için Tüzüğün 19. maddesinin öngördüğü bir soru bankasının önceden oluşturulmadığı, soru bankası oluşturulmadığı- nedeniyle sözlü sınav sorularının soru bankasından belirlenerek oluşturulmadığı, sözlü sınav sorularının Komisyon tarafından soru bankasında yer alan sorular arasından sınavın başlamasından en erken 72 saat önce bilgisayar ortamında belirlenmediği, sözlü -sınav sorularının adaylara hangi şekil ve usulde dağıtılacağının Komisyon tarafından belirlenmediği ve adaylara bildirilmediği bulguları huzurundaki şahadet ile uyumlu olup, bu bulgularında herhangi bir hata bulunmamaktadır.

Tek Yargıçlı Yüksek İdare- Mahkemesinin bu bulgular ile saptadığı, Tüzüğün 19. maddesindeki usul kurallarına Komisyonun uymaması ilk nazarda işlemde asli usul sakatlığının oluşabileceğini düşündürmektedir. Tek Yargıçlı Yüksek
İdare Mahkemesinin bu husustaki bulgusunda da bir hata -bulunmamaktadır. İstinaf Eden Davalının bu yöndeki istinaf sebeplerinin reddedilmesi gerekmektedir.

Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi işlemde Tüzüğün 19. maddesinde belirlenen asli usul kurallarına ilk nazarda aykırılık olduğunu, bu kuralların ihla-linin ilk nazarda açıktan açığa yasaya aykırılık/hukuka aykırılık oluşturduğu nedeniyle, dava konusu işlemin iptaline yol açma olasılığını ortaya çıkardığını ve sözlü sınavda Davacıyı başarısız sayan Davalı Müstedaaleyhin karar ve/veya işleminin ilk nazard-a açıktan açığa yasaya/hukuka aykırı olduğunu, bu durumun ise Davacının iddialarında haklı olduğuna dair belirtilerin bulunduğunu, konunun ciddi olduğunu ve iyi bir dava sebebi olduğunu ortaya koyduğu bulgusuna vardıktan sonra yürütmenin durdurulması için -aranması gereken 3. kriter olan ileride telafisi imkânsız zararın doğacağı ve eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı kriterinin aranmasına gerek olmadığına kanaat getirerek, bu kriterin var olup olmadığını incelemeden istinafa konu ara emrini vermiştir.

- Tüzüğün 19. maddesindeki asli usul kurallarına uyulmaması nedeniyle oluşabilecek asli usul sakatlıkları yargılama sonucunda işlemin iptaline yol açabileceğinden, Davacının iddialarında haklı olduğuna dair belirtiler olduğu, konunun ciddi olduğu ve ara emr-i verilebilmesi için 1. ve 2. unsurların var olduğu yönündeki Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin bulgularında bir hata bulunmamaktadır. Bu yöndeki istinaf sebebinin de reddedilmesi gerekmektedir.

Bir idari işlemin asli usul kurallarına uyulmadan -yapılması halinde işlemi hukuka aykırı hale getirebileceği ve böyle bir işlemin iptali için açılan bir davada yargılama sonucunda işlemin iptaline yol açabileceği daha önce aktardığımız idare hukuku prensiplerinde belirtilmektedir. Ancak tek başına hukuka -aykırılık, ara emri verilebilmesi için gerekli 3. unsur olan, telafisi imkânsız zarar doğacağı ve geriye dönüşün imkânsız veya çok zorlaşacağı kriterini aramadan ara emri ve/veya yürütmenin durdurulması emri verilmesi için yeterli değildir. Bu unsurun var -olup olmadığını araştırmadan ara emri verebilmenin şartı açıkça hukuka aykırılıktır. İdari yargı yerinin, yani bu meselede Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin, ara emri ile yürütülmesinin durdurulması istenen işlemin açıktan açığa hukuka aykırı olduğunu- tespit etmesi gerekmektedir. Genel bir inceleme ile ilk nazarda anlaşılan bir hukuka aykırılık tespit edilen durumlarda 3. kriter olan telafisi imkânsız zarar doğacağı ve geriye dönüşün imkânsız veya çok zor olacağı unsuru aranmadan yürütmenin durdurulmas-ı emri verilmemesi gerekmektedir. Asli usul kurallarına uyulmaması işlemde hukuka aykırılık yaratabilir ancak açıktan açığa yasaya ve/veya hukuka aykırılık ve/veya yokluk hali yaratmamaktadır. Bu nedenlerle, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin yürütülme-si durdurulmak istenen Davalının kararının ilk nazarda açıktan açığa yasaya ve/veya hukuka aykırı olduğu görüldüğünden aranması gereken 3. unsur olan ileride telafisi imkânsız zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı kriterinin aranmasına -gerek olmadığı ve bu kriter incelenmeden ara emri verilmesi gerektiği bulgusu ve buna bağlı olarak işlemin yürütülmesinin durdurulması için var olması gerekli
3. unsur olan ileride telafisi imkânsız zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağ-ı unsurunu incelememesi hatalıdır. İstinaf Edenin bu yöndeki istinaf sebebinin kabul edilmesi gerekmektedir.

İstinaf Edenin bu istinaf sebebi kabul edildikten sonra mukabil istinafta Polis Hizmetleri Komisyonunun aldığı kararların yok hükmünde olduğu- iddiası yapıldığı ve Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin Komisyonun aldığı kararların yok hükmünde olmadığı bulgusuna vararak Davacının bu iddiasını reddetmekle hatalı davrandığı ileri sürüldüğünden, ara emri verilebilmesi için gerekli 3. unsur olan te-lafisi imkânsız zarar doğacağı ve geriye dönüşün çok zorlaşacağı kriterinin var olup olmadığını araştırıp araştırmayacağımıza karar verebilmek için mukabil istinafın
1. mukabil istinaf sebebindeki yokluk iddiasını incelememiz gerekmektedir.

Aleyhin-e İstinaf Edilen Davacının yoklukla ilgili olan
1. mukabil istinaf sebebi şöyledir:

"1- Muhterem Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi, vermiş
olduğu kararında davacının sınavı ve/veya hazırlık işlemlerini yapan makam olarak Polis Hizmetleri Komisyonu'-nun yasaya/tüzüğe/hukuka aykırı oluştuğu ve/veya yasal olarak oluşmuş bir Komisyon bulunmadığı ve/veya alınan kararın yetki açısından sakat olduğu ve/veya yansızlık ve/veya tarafsızlık ilkesine uygun bir şekilde oluşmuş bir kurul olmadığı ve bu bağlamda al-dığı kararların yok hükmünde ve/veya batıl olduğu
yönündeki iddialarını reddetmekle ve/veya Davacının bu hususta yargılanması gereken ciddi bir konu ve iyi bir dava sebebi olmadığı neticesine varmakla hatalı hareket etmiştir."

Aleyhine İstinaf Edilen- Avukatı mukabil istinaftaki hitabında, dava konusu olup yürütülmesinin durdurulmasını talep ettiği kararı alan Polis Hizmetleri Komisyonunun yasa ve tüzüğe aykırı oluşturulduğu için yasal olarak oluşmuş bir komisyon olmadığını, yansızlık ve tarafsızlık il-kesine uygun oluşmadığı için aldığı kararın yetki açısından sakat ve yok hükmünde olduğunu, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin aksine bulgular yapmakla hatalı davrandığını iddia etmiştir.

Daha önce aktardığımız ara emri verilmesi ile ilgili Yükse-k İdare Mahkemesi kararlarında benimsenen prensiplere göre, bir idari kararda açıkça hukuka aykırılık, yokluk sonucu doğuran yasa dışılık veya yetki gasbı olduğu görülmesi halinde ara emri verilmesi için gerekli 3. unsur olan ileride telafisi mümkün olmaya-n bir zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zor olacağı unsuru incelenmez.

Üçüncü unsur aranmadan ara emri verilebilmesi maksatları açısından bir idari işlem veya kararın açıkça yasaya aykırı, yetkisizce alındığı ve yok hükmünde olduğu bulgus-una varabilmek için böyle bir bulgu ve sonuca çok açık ve yoruma mahal bırakmayacak bir şekilde ulaşılması gerekmektedir. Bu çerçevede Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin bulgularının değerlendirilmesi ve hatalı olup olmadığının saptanması gerekmektedir-.

Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi, 51/1984 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası'nın Polis Hizmetleri Komisyonunun Oluşumu, Yetki ve Görevleri ile ilgili olan 12. maddesini, Polis Hizmetleri Komisyonu Çalışma Usul ve Esasları T-üzüğü'nün 7. ve 8. maddeleri ışığında Polis Hizmetleri Komisyonunun oluşumunun yasa ve tüzüğe uygun olup olmadığını, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesine uygun hareket edip etmediğini, toplantı ve karar yeter sayısının olup olmadığını ve buna bağlı olarak a-lınan kararda bir yetkisizlik veya yokluk olup olmadığını değerlendirmiştir.

Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi bu yasal değerlendirmesi ve huzurundaki olgu ve emarelere dayanarak atanmış üyeler nedeniyle Komisyonun bağımsızlık ve tarafsızlığına ha-lel gelmediğini, Polis Örgütünde 3. Derece Polis Müdürü mevcut olmaması nedeniyle başka bir gün ayni sınava katılacak müdür muavini rütbesinde atanmış bir üye olmasının ve sınav günü sadece toplantı yeter sayısının sağlanması için oy kullanmadan sınav komi-syonunda yer almasının Komisyonun oluşum ve tarafsızlığında bir yasa dışılık yaratmadığını belirttikten sonra,

"..9 Kasım tarihinde sözlü sınavı yapan Polis
Hizmetleri Komisyonu'nun oluşumunda toplantı nisabının
sağlanmadığından söz edilemeyece-ği gibi tarafsızlık
ilkesine aykırılık bağlamında yetkisizlikten/hukuka
aykırılıktan/yokluktan ilk nazarda söz etmek olası
görünmemektedir."

bulgusuna varmıştır.


Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi, 3. derece Polis Müdürlüğü Sınav Sorular-ının hazırlanması toplantısının açılışına katılan Komisyon üyesi Polis Müdür Vekili Sıtkı Erkıvanç'ın, Müdür Muavinliği ve Başmüfettişlik sınav sorularının hazırlanmasında hazır olduğunu ve toplantı nisabının sağlandığı, 3. Derece Polis Müdürlüğü Sınav Sor-ularının hazırlanması sırasında ise toplantıdan ayrılıp, toplantıda yer almadığından Sınav Tüzüğü'nün 19. maddesinin
(3). fıkrasına aykırı davranılmadığı, tarafsızlık ilkesine aykırı hareket edilmediği, 3. Derece Müdürlük Sınav Sorularının hazırlanmasında- üç üye hazır olduğundan karar yeter sayısının var olduğu bulgusuna varmıştır.

Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası'nın 12. maddesinin (1)., (2)., (3)., (4)., (5). ve (6). fıkraları şöyledir:

-"Polis
Hizmetleri
Komisyonun
oluşumu,
yetki ve
görevleri12.(1)Polis Örgütü Polis Hizmetleri Komisyonu, Polis Genel
Müdürünün ve yokluğunda Polis Genel Müdür Birinci
Yardımcısı başkanlığında, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı
Temsilcisi, Denetle-me Kurulu Başkanı ile Polis Genel
Müdürünün, Polis Müdürleri ile Bölüm Müdürleri arasından
seçerek, Güvenlik Kuvvetleri Komutanının onayını aldıktan
sonra atayacağı üç kişi olmak üzere, toplam altı kişiden
oluşur.19/2005(2)Polis Hizmetleri Kom-isyonu, Polis Genel Müdürü, Polis Genel
Müdür Birinci Yardımcısı ve Denetleme Kurulu Başkanı
dışında kalan Polis Mensupları ile Sivil Hizmet Görevli-lerinin atanmalarını, onaylanmalarını, ilerleme ve yükselmelerini, ilçeler arası veya bölümler ara-sı yer değiştirme ve nakillerini, vekaleten görevlendirilmelerini, üniformalı kısımdan sivil kısıma ve sivil kısımdan üniformalı kısıma aktarılmalarını, eğitim, kurs ve burs için Polis Okuluna veya yurt dışına gönderileceklerin seçimini, emekliye sev-klerini, görevden uzaklaştırılmalarını, meslekten çıkarılmaları hakkındaki işlemleri, bu Yasa kuralları
çerçevesinde yapmaya yetkilidir. Bunlara ek olarak disiplin
işlerinde istinaf mercii olarak da görev yapar.(3)Polis Hizmetleri Komisyonunun - atanmış üyeleri üç yıl
süreyle görev yaparlar ve polis mensubu olarak görev
yaptıkları sürece, bu görevlerinden alınamazlar ve çekilmeye
zorlanamazlar. Ancak, bu üyeler, kendi hizmet birimleri ile
ilgili konuların görüşüldüğü Komisyon toplantıların-da oy
kullanamazlar.(4)Polis Hizmetleri komisyonu başkan ve üyeleri, (2).fıkrada
öngörülen yetkileri kullanırken yansız hareket etmek ve tüm
polis mensuplarına karşı eşitlik ve hakkaniyet ölçüleri içinde
davranmak ve bu Yasa kuralları ile bu Ya-saya dayanılarak
çıkarılacak tüzük veya yönetmelik kurallarını dikkat ve
özenle uygulamakla yükümlüdürler(5)Polis Hizmetleri Komisyonunda, polis mensubu olma
niteliğinin 71. maddede belirtilen hallerde sona ermesiyle
boşalma olduğu takd-irde, boşalma tarihinden başlayarak en
geç bir ay içinde yine seçim ve atanma yoluyla doldurulur.(6)Polis Hizmetleri Komisyonu üye tam sayısının üçte iki
çoğunluğunun katılmasıyla toplanır ve toplantıya katılanların
salt çoğunluğu ile karar ve-rir. Oyların eşitliği halinde, başkanın
ayırıcı nitelikte ikinci bir oy hakkı vardır."

Görüleceği üzere, Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası'nın 12. maddesinin (1). fıkrası Polis Hizmetleri Komisyonunun oluşumunu, (2). fıkrası Komis-yonun görev ve yetkilerini, (3). fıkrası atanmış üyelerin görev sürelerini, güvencelerini ve oy kullanamayacakları toplantıları, (4). fıkrası Başkan ve üyelerin yansız hareket etmeleri gerektiğini, (6). fıkrası ise Komisyonun toplantı ve
karar alma yeter -sayısını düzenlemektedir.

Polis Hizmetleri Komisyonu Çalışma Usul ve Esasları Tüzüğü'nün 7. ve 8. maddeleri şöyledir:

"7. Komisyon üye tam sayısının üçte iki çoğunluğun
katılmasıyla toplanır.
8. Komisyon toplantıya katılanl-arın salt çoğunluğu
ile karar verir. Oyların eşitliği halinde, Başkanın
ayırıcı nitelikte ikinci bir oy hakkı vardır.
Oylama açık olur. Ancak atanmış üyeler, kendi
hizmet birimleri ile ilgili konuların görüşüldüğü
- Komisyon toplantılarında oy kullanamazlar."
-

Polis Örgütü Sınav Tüzüğü'nün 19. maddesinin (3). fıkrası ise şöyledir:


"19(3). Polis mensupları, kendilerinin de aday oldukları
herhangi bir sınav veya sınavın herhangi bir
aşaması ile ilgili soruların hazırlanmasında-
görev alamaz."


Aktarılan yasal mevzuat çerçevesinde Polis Hizmetleri Komisyonunun oluşumuna baktığımız zaman, Komisyonun Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası'nın 12. maddesinin (1). fıkrasında belirtilen 6 kişi ile ve Yasa-ya uygun olarak oluştuğu tartışmasızdır. Komisyon yetkilerini 12. maddenin (2). fıkrasından almaktadır. Bu fıkraya göre, Komisyon diğer görev ve yetkileri yanında polis mensuplarının atanmalarını, onaylanmalarını, ilerleme ve yükselmelerini bu Yasa kuralla-rı çerçevesinde yapmaya yetkilidir. Yasa'nın 12. maddesinin (6). fıkrası ve Polis Hizmetleri Komisyonu Çalışma Usul ve Esasları Tüzüğü'nün 6. ve 7. maddelerine göre, Komisyon üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun katılması ile toplanır ve toplantıya katı-lanların salt çoğunluğu ile karar alır.

Komisyon Polis Genel Müdürlüğü tarafından 51/1984 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası'nın 73. maddesi gereğince yapılacak derece yükselmeleri için münhal ilan edilen (davada konu edilen) 14- polis/itfaiye müdürü münhali ve diğer münhaller için 8 Kasım 2020 tarihinde Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan, G.K.K. Temsilcisi Piyade Albay Oğuz Akgüre, PGM II.Yardımcısı Hüseyin Sağıroğlu ve Polis Müdür (v) Sıtkı Erkıvanç olmak üzere 4 kişi olarak topla-narak derece yükselmeleri yarışma sınavı 1. aşamasının (sözlü sınav) sorularını hazırlamıştır. Atanmış bir üye olan ve 3. derece müdürlük için terfiye aday olan Polis Müdürü (v) Sıtkı Erkıvanç 3. derece müdürlük mevki soruları hazırlanırken toplantıdan ayr-ılıp toplantıda yer almamıştır.

9 Kasım 2020 tarihinde ayni kişilerle toplanan Komisyon Müdürlük ve Müdür Muavinliği yarışma sınavının 1. aşamasını (sözlü sınav) yapmıştır.

Komisyon üyesi olup müdürlük için terfiye aday olan Polis Müdürü (v) Sı-tkı Erkıvanç toplantıya katılmış ancak puanlama yapmamıştır.

Anlaşılacağı üzere, Polis Hizmetleri Komisyonu 8/11/2020 tarihinde Müdürlük Sınav Soruları hazırlanırken Yasaya ve Tüzüğe uygun olarak üçte iki çoğunlukla toplanmış ve toplantıya katılanlar-ın salt çoğunluğu ile karar almıştır. Müdürlüğe aday olan Polis Müdürü (v) Sıtkı Erkıvanç ise soruların hazırlanmasına katılmamıştır. Ayni kişilerle 9/11/2020 tarihinde toplanan Komisyon yine Yasaya ve Tüzüğe uygun olarak üçte iki çoğunlukla toplanmış, top-lantıya
katılan terfiye aday üye Polis Müdürü (v) Sıtkı Erkıvanç oy kullanmamış ve Komisyon yine katılanların salt çoğunluğu olan 3 kişi ile karar alıp sözlü sınavı sonuçlandırmıştır.

Daha önce belirttiğimiz gibi 3. unsur olan ileride telafisi mümk-ün olmayan bir zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zor olacağı unsuru aranmadan ara emri verilebilmesi maksatları açısından bir işlem ve/veya kararın açıkça yasaya aykırı yetkisizce alındığı ve yok hükmünde olduğu bulgusuna varabilmek için, böyle- bir bulgu ve
sonuca çok açık ve yoruma mahal bırakmayacak bir şekilde ulaşılabilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, idari karar ve/veya işlemin açıktan açığa yasaya aykırı olduğu, yetkisizce alındığı ve yokluk neticesini yaratacak sakatlık taşıdığı açı-k ve net olarak görülmelidir.

Bu prensip çerçevesinde Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin önündeki bu husustaki olgu ve emareleri, aktardığımız yasal mevzuatı, Davacı tarafından iptali talep edilen işlemin oluşumuna kadar olan süreci, Polis Hizme-tleri Komisyonunun oluşumunu, yaptığı sınav sorularını hazırlama işlemini, sınav komisyonunun oluşum ve karar alma şeklini, işlem ve dava edilen sözlü sınav sonuçları ile ilgili icrai işlemin oluşumunu incelediğimiz zaman iptali talep edilen ve yürütülmesi-nin durdurulması istenen idari işlem ve/veya kararın açıktan açığa yasaya aykırı olduğu, yetkisiz alındığı ve yok hükmünde olduğu sonucuna ulaşılması, aktarılan yasal mevzuat, ilgili içtihatlar ve idare hukukunun bu husustaki prensipleri gereğince olanaksı-zdır. Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin kararımıza aktardığımız bu husustaki bulguları ve vardığı sonucu bu prensip ve belirttiklerimiz çerçevesinde değerlendirdiğimiz zaman bu bulgularında ve vardığı sonuçta herhangi bir hata bulunmadığı görülmektedi-r. Bu nedenle Aleyhine İstinaf Edilenin 1. mukabil istinaf sebebinin reddedilmesi gerekmektedir.

Aleyhine İstinaf Edilenin 2. mukabil istinaf sebebi ise şöyledir:

"2- Muhterem Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi kararında sınav soruları için Ya-sa'nın öngördüğü anlamda bir soru bankasının önceden oluşturulmadığını, soru bankası
oluşturulmamış olması nedeni ile sözlü sınav sorularının soru bankasından belirlenerek oluşturulmadığını, bu bağlamda sözlü sınav sorularının, Komisyon tarafından, soru b-ankasında yer alan sorular arasından sınavın başlamasından en erken 72 saat önce bilgisayar ortamından belirlenmediğini, sözlü sınav
sorularının, sözlü sınav esnasında adaylara hangi şekil ve usulde dağtılacağı hususunun Komisyon tarafından belirlenmediği -ve adaylara bildirilmediği ve bu hususların ilk nazarda Tüzüğün buyurucu hükümlerine aykırılık olduğunu ve bu hükümlerin ihlalinin de ilk nazarda açıktan açığa yasaya
aykırılık/hukuka aykırılık yarattığını doğru olarak tespit etmiştir. Ancak Muhterem Tek -Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi, davacının sınav sorularının niteliğine, sayısına ve sınav esnasında adaylara yöneltilme şekline ilişkin iddialarını ve telafisi imkansız zarar unsuruna ilişkin iddialarını istinaf ihtimaline binaen incelememek ve bu hususla-rda davacı leyhine
bulgu yapmamakla hatalı hareket etmiştir."

Aleyhine İstinaf Edilen Davacının bu istinaf sebebindeki yakınması, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin, sınav sorularının niteliğine, sayısına ve sınav esnasında adaylara yöneltilme şe-kline ilişkin iddialarını incelememekle ve bu hususlarda bulgu yapmamakla hatalı hareket ettiği yönündedir. Bu mukabil istinaf sebebi ve gerekçelerine konu hususlar, davanın esasında incelenip karara bağlanması gereken hususlar olup Tek Yargıçlı Yüksek İda-re Mahkemesinin incelemediği bu hususlar ara emri istidası ile ilgili karar verilirken zorunlu olarak incelenmesi gereken hususlar olmadığından Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin bu hususlarda ara emri istidasında bir inceleme yapmaması ve bir bulguya -varmamasında herhangi bir hata bulunmamaktadır. Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin herhangi bir inceleme yapmadığı, bulguya varmadığı ve davanın esasında incelenmesi gereken bu hususlarla ilgili olarak İstinaf Mahkemesinin herhangi bir inceleme yapması- ise gereksizdir. Bu nedenlerle, Aleyhine İstinaf Edilen Davacının 2. mukabil istinaf sebebinin de reddedilmesi gerekmektedir.

Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin yürütülmesi durdurulmak istenen Davalının kararının açıktan açığa hukuka aykırı oldu-ğu bulgusu ve buna bağlı olarak ara emri verilmesi için aranması gereken 3. unsur olan ileride telafisi imkânsız zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı unsurunu incelememesi hatalı bulunduğundan ve Aleyhine İstinaf Edilen Davacının, Dava-lının kararının yok hükmünde olduğu ile ilgili mukabil istinaf sebebi reddedilip Davalının işlem ve/veya kararının açıktan açığa yasaya aykırı olmadığı, yetkisizce alınmadığı ve yok hükmünde olmadığı sonucuna vardığımızdan, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkem-esi ara emri verilebilmesi için gerekli 3. kriter olan ileride telafisi imkânsız zarar doğacağı veya geriye dönüşün çok zorlaşacağı kriterini incelememesine rağmen İstinaf Mahkemesi olarak dava zabıtları üzerinden bu hususta inceleme yapıp bir kanaate vara-bileceğimizden, dosyayı bu unsurla ilgili inceleme yapması için Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesine iade etmeyi gereksiz bulduk. Bu nedenle, bu unsurun var olup olmadığını incelemeyi uygun ve gerekli gördük.

Ara emri verilebilmesi için gerekli olan- 3. unsurun var olup olmadığını saptarken ara emri verilmemesi halinde Davacı açısından ileride telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağına veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağına dair kanaata varılması gerekmektedir. Bu koşulun yerine gelmesi ve b-u unsurun var olduğunun söylenebilmesi için, dava konusu olan ve Davacı tarafından yürütülmesinin durdurulması istenen işlemin ve/veya kararın uygulanmasının Davacıya telafi edilemez bir zarar vermesi, Davacının davasında başarılı olması halinde Davacı açı-sından ortadan kaldırılması son derece zor veya imkânsız olacak bir durumun meydana gelmesi gerekmektedir.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacı şahadetinde ara emri verilmediği takdirde, sözlü sınavda başarılı sayılan
İlgili Şahısların yazılı sınava girip- başarı listesi oluşturulacağını, terfi ettirileceklerini böyle bir durumda kendisinin davada haklı çıksa da terfi alamayacağını, dolayısıyle telafisi imkânsız zarara uğrayacağını ve geriye dönüşün çok zor olacağını iddia etmiştir.
Dava zabıtları ve E-mare 1'e göre Başbakanlık tarafından Polis Müdürü (İtfaiye Müdürü dahil) Kadrosu için 14 münhal kadronun doldurulması uygun görülmüş ve bu kadroların doldurulması için Polis Genel Müdürlüğüne münhal açma yetkisi verilmiştir. Emare 1 Münhal Duyurusu ile 13 -Polis Müdürü ve
1 İtfaiye Müdürü Kadrosu için münhal açılmıştır. Emare 2
1. aşama Sözlü Yarışma Sınavı terfiye aday personelin kesin listesine göre (sicil sırası ile) Polis Müdürlüğü ve İtfaiye Müdürlüğü için terfiye aday 14 Polis Müdür Muavini vardır. Da-vacının da dahil olduğu terfiye aday 13 polis müdür muavini ve/veya vekili 9 Kasım 2020 tarihinde, Polis Hizmetleri Komisyonu üyesi olan bir polis müdür muavini (Polis Müdür Vekili Sıtkı Erkıvanç) ise 10 Kasım 2020 tarihinde 1. aşama Sözlü Yarışma Sınavına- katılmıştır. Bu sınav sonucunda Davacı ve diğer beş polis müdür muavini başarısız olmuş, İlgili Şahıs olarak davaya eklenen 7 polis müdür muavini ve 1 itfaiye müdür muavini ise başarılı olmuştur. Buna göre 1. aşama Sözlü Yarışma Sınavında başarılı olan 8 -İlgili Şahıs, özel yetiştirme kursuna katılıp, yarışma sınavının 2. aşaması olan yazılı sınavda başarılı olsa ve Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası'nın 73. maddesinin (6). fıkrasının öngördüğü kriterlere göre de başarı listesine girip münhal- 8 polis müdürü kadrosu dolsa bile, Başbakanlıkça doldurulması uygun görülen ve Polis Genel Müdürlüğü tarafından doldurulması için yetki verilen 14 kadronun 8'i doldurulmuş olacağından, geriye kalan 6 polis müdürü kadrosu boş kalacaktır. Davacı davasında b-aşarılı olduğu ve dava ettiği, Tek Yargıçlı
Yüksek İdare Mahkemesinin bulgularına göre, Davalının,
9,10,11 Kasım 2020 tarihlerinde gerçekleştirdiği ve
12 Kasım 2020 tarihinde ilan ettiği 1. aşama (sözlü) Yarışma Sınavında ek listede gösterilen adayların- başarılı olduğuna dair işlemi hazırlık işlemi olarak belirledikten sonra, tek icrai işlem olarak saptadığı Davalının 9,10,11 Kasım 2020 tarihlerinde gerçekleştirdiği ve 12 Kasım 2020 tarihinde ilan ettiği 1. aşama (sözlü) Yarışma Sınavında Davacının sınav- sonucunda başarısız olduğuna dair işlem iptal edildiği takdirde, idarenin yani Polis Genel Müdürlüğünün Yüksek İdare Mahkemesi kararını dikkate alıp karara uygun olarak yeni bir karar alması ve/veya işlem yapması idare hukukunun ve Yüksek İdare Mahkemesi -kararlarının uygulanmasının bir gereğidir. Böyle bir durumda Davacının yapılacak sınavlarda başarılı olması halinde idare tarafından geriye kalan 6 boş polis müdürü kadrosundan birine atamasının yapılması söz konusu olabilecektir. Bu saptamamıza göre dava -konusu olan, Davacının dava ettiği, yürütülmesinin durdurulmasını ve iptalini istediği işlemin uygulanması Davacıya telafi edilemez bir zarar vermeyecek ve Davacının davasında başarılı olması halinde de ortadan kaldırılması çok zor olacak bir durum veya es-ki duruma dönüşün çok zorlaşacağı bir durum meydana gelmeyecektir. Belirttiklerimizden anlaşılacağı gibi, ara emri verilmesi için gerekli olan Davacının ileride telafisi imkânsız zarar ziyana uğrayacağı ve geriye dönüşün çok zor olacağına dair 3. unsur bul-unmamaktadır. Ara emri verilmesi için gerekli olan üçüncü unsur var olmadığı nedeniyle ara emri verilemeyeceğinden, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi ara emri vermekle hata yapmıştır. Bu nedenle, İstinaf Eden Davalının bu yöndeki istinaf sebebinin kabul -edilmesi ve Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin verdiği ara emrinin iptal edilmesi gerekmektedir.

Netice itibarıyla; İstinaf Edenin istinaf sebepleri kararın içeriğinde belirtildiği gibi kısmen kabul edilir. Diğer istinaf sebepleri ise reddedi-lir.

Aleyhine İstinaf Edilenin mukabil istinaf sebepleri ret ve iptal edilir.

Kısmen kabul edilen istinaf sebepleri ve ara emri verilmesi için gerekli 3. kriter olan ara emri verilmezse telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağı veya eski d-uruma dönüşün çok zorlaşacağı unsuru bulunmadığı sonucuna varıldığından, Aleyhine İstinaf Edilen Davacı Müstedinin istidasındaki talepleri gereğince Tek Yargıçlı Yüksek
İdare Mahkemesinin 10/12/2020 tarihinde vermiş olduğu, "Davalı/Müstedialeyhin, 9-10-11 -Kasım 2020 tarihlerinde gerçekleştirdiği ve 12 Kasım 2020 tarihinde ilan ettiği
1. Aşama (Sözlü) Yarışma sınavına ilişkin Davacı/Müstedinin sınav sonucunda başarısız olduğuna dair işlemin yürütülmesinin bu dava neticesine değin durdurulmasına emir verilir"- şeklindeki emri iptal edilir.

İstinaf masrafları Aleyhine İstinaf Edilen tarafından ödenecektir.



Mehmet Türker Tanju Öncül Beril Çağdal
Yargıç Yargıç Yargıç



30 Mart, 2021








33






Full & Egal Universal Law Academy