Yüksek İdare Mahkemesi İstinaf Numara 16/2010 Dava No 2/2012 Karar Tarihi 15.03.2012
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi İstinaf Numara 16/2010 Dava No 2/2012 Karar Tarihi 15.03.2012
Numara: 16/2010
Dava No: 2/2012
Taraflar: Özer İnsan ile KKTC Polis Örgütü Genel Müdürlüğü Polis Hizmetleri Komisyonu ve İlgili Şahıslar arasında
Konu: Polis terfisi - Davacının Başmüfettiş mevkisine kendisinin değil de ilgili şahısların atanması kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna dair karar verilmesi istemi - İlk Mahkemenin terfi kararların iptal etmemesi - Davacının kararı istinafı - İstinafın kısmen kabul edilerek İlgili Şahıs No.6 Hüseyin Palabıyıkın terfi kararının iptal edilmesi.
Mahkeme: Yim/İst
Karar Tarihi: 15.03.2012

-D. 2/2012 YİM/İSTİNAF 16/2010
(YİM 101/2003)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Şafak Öneri, Necmettin Bostancı, Narin F. Şefik.
İstinaf eden: Özer İnsan-, Yeni Erenköy, İskele
(Davacı)
ile -
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Polis Örgütü Genel Müdürlüğü Polis
Hizmetleri Komisyonu vasıtasıyla KKTC
Başsavcısı, Lefkoşa
- (Davalı)
ve
İlgili Şahıs: 1. Mustafa Uludağ, Yeniboğaziçi, Mağusa
2. Vedat Dalgalan, Cumhurbaşkanlığı İkametgâhı,
Lefkoşa.
3. K-asım Kuni, Çevik Birlik, Boğaz, Girne
4. İbrahim Ulusoy, İskele Polis Müdürlüğü
5. Mustafa Tuğun, Polis Genel Müdürlüğü, Lefkoşa
6. Hüseyin Palabıyık, Alsancak - Girne

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namı-na: Avukat Kemal Şentürkler adına Avukat
Zeki Gündüz
Aleyhine istinaf edilen namına: Kıdemli Savcı Gülser Akanyeti
İlgili Şahıs 2 namına: Avukat Rauf Kürşat
İlgili Şahıs 3 ve 4 namına: Avukat Savaş Atakan
İlgili Şahıs 5 namına Avukat -Melahat Ertemel
İlgili Şahıs 6 hazır değil.

İstinaf, Yüksek Mahkeme Yargıcı Talat D. Refiker'in YİM 101/2003 sayılı davada 23.9.2010 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tarafından yapılmıştır.


---------------

H Ü K Ü M

Narin F. Şefik: Davacı,- Davalının 21.7.2003 tarihinde aldığı ve takriben 22.7.2003 tarihinde şifahen bilgisine gelen, KKTC Polis Genel Müdürlüğü Başmüfettiş mevkiine, kendisi yerine, tercihen Mustafa Uludağ, Vedat Dalgalan, Kasım Kuni, İbrahim Ulusoy, Mustafa Tuğun ve Hüseyin Pa-labıyık'ın terfilerinin ve/veya terfi ettirilmelerine dair kararların ve/veya işlemlerin hükümsüz ve/veya etkisiz oldukları ve/veya sonuç doğuramayacakları, ve/veya iptalleri hususunda emir talep eden bir dava ikame etmiştir. Davalı tarafından Müdafaa Tak-riri dosyalandıktan sonra, başvuruda ismi geçen 6 kişi, davaya İlgili Şahıs olarak eklenmiştir. Bu kişiler ayrı Müdafaa Takriri dosyalamayıp, Başsavcılığın dosyalamış olduğu Müdafaa Takririne katıldıklarını beyan etmelerine rağmen, İlgili Şahıs 2 ve 3, dah-a sonra ise İlgili Şahıs 4,5, ve 6 ayrı Müdafaa Takriri dosyalamışlardır. 23.11.2009 tarihinde taraflar arasında müşterek olgular tespit edilerek, bunlar Mahkemeye beyan edilmiştir. Müşterek olgular aynen şöyledir:

"1) Davalı 51/84 sayılı yasa ile kurulmu-ş, Polis Örgütü
mensuplarının atanmaları, ilerlemeleri, yükselmeleri ve
nakilleri hususlarında görevli tüzel kişiliğe sahip ve
yürütsel ve yönetsel yetki kullanan bir idari organdır.
Davacı 1.10.1977 tarihinde "Polis Memuru" olarak atandı-.
Davacı 1.6.1987 tarihinde "Polis Çavuşluğu" mevkiinde görevlendirildi.
1.8.1989 tarihinde "Polis Çavuşu", 1.8.1993 tarihinde de "Müfettiş Muavinliği", 1.8.1998 tarihinde ise "Müfettiş" mevkiine terfi ettirildi.
Bu dava ile ilgili zamanlarda Polis Örgütün-de "Müfettiş" olarak görevli idi. Halen de aynı mevkii de görev yapar.
Davacı "Baş Müfettiş" mevkiine atanabilmesi için gerekli olan ve 2002 yılında düzenlenen Özel Yetiştirme Kurslarına katılarak başarılı oldu. Ancak 2002 yılında "Baş Müfettiş" Mevkiine t-erfi ettirilmedi.
Davacı, 2003 yılında da "Baş Müfettiş" mevkiine terfi için gerekli olan ve düzenlenen Özel Yetiştirme Kurslarına katıldı, bu kurslarda başarılı oldu, geçer notlar aldı ve "Baş Müfettiş" mevkiine terfi için Davalı tarafından mülakata çağrı-ldı ve bu mülakata katıldı.
Aynı zamanda İlgili Şahıslar da Davacı ile birlikte 2003 yılı "Baş Müfettiş" terfi öncesinde düzenlenen Özel Yetiştirme Kursuna katıldılar, sınavlarda başarılı oldular ve İlgili Şahıslar da Davalı tarafından mülakata çağrıldılar- ve katıldılar.
Davalı, 2003 yılında Davacıyı "Müfettiş" mevkiine terfi ettirmedi. İlgili Şahıslar; Mustafa Uludağ, Vedat Dalgalan, Kasım Kuni, İbrahim Ulusoy, Mustafa Tuğun ve Hüseyin Palabıyık'ı Davacıya tercih ederek terfi ettirdi. Bu karar ve işlemler -neticesinde Davacının meşru menfaatları doğrudan, olumsuz yönde etkilendi.
İlgili Şahıs No: 1 Mustafa Uludağ, 7.10.2006 tarihinde emekliye ayrılmıştır. (Emare 6'da İlgili Şahıs No: 1 Mustafa Uludağ ile ilgili belgede görülmektedir. Diğer İlgili Şahıslar h-alen çalışmaktadırlar."

Davayı dinleyen İlk Mahkeme, Mavi 24'de "yasanın 73(4) maddesine göre Baş Müfettiş mevkiine hak kazanan Davacının, Davalı tarafından bu mevkiiye yükseltilmemesinin ise yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki;

Yukarıda bah-si geçen 73'üncü maddenin (7)'nci fıkrasında yükselme için açılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar kıdem tablosuna ve boş kadrolara göre yükselirler denilmektedir. Bu şekildeki bir ifadeden ise Davalının yasanın 73(7) maddesi tahtında bir takdir hakk-ının olmadığı veya diğer bir ifade ile terfiye hak kazanan bir polis mensubunu terfi ettirmeme konusunda Davalının takdir hakkının bulunmadığı görülmektedir.

Yasanın aynı maddesine {73(7)} göre bir polis mensubunun terfi ettirilmemesinin sebepleri, yetiş-tirme kurslarını başarı ile tamamlayamamak ve sınavda başarılı olamamaktır.

Bu bakımdan yeterlilik sınavını, yetiştirme kurslarını başarı ile tamamlayan liyakatı ve yeteneği sabit olan, iyi sicil alan ve Emare 7'deki kıdem tablosuna göre de en kıdemli Mü-fettiş rütbesinde olan Davacının Baş Müfettiş mevkiine terfi ettirilmemesi ve bulunduğu meslek derecesinde görev yapmaya devam etmesinin 51/1984 sayılı Polis Örgütü Yasası'nın 73'üncü maddesinin (4) ve (7)'nci paragraflarında yer alan emredici kurallarına -aykırı olduğu sonucuna varmaktayım." demiştir.

İlk Mahkeme bu kararından sonra, İlgili Kişilerin tümünü inceleyerek, İlgili Şahıs No. 1'in emekliye ayrılması nedeni ile, 1 adet Baş Müfettiş kadrosunun boşaldığı ve halen doldurulmadığı gerçeğinden hareket-le, Davacının meşru menfaatinin bir kadro ile sınırlı olması gerektiğini ifade ederek, İlgili Kişilerin terfilerini öngören kararın, geçersiz ve hükümsüz kılınmasının talep edilebilir bir yanının kalmadığını kabul etmiştir. İlk Mahkeme, devamla, Davacının -terfi ettirilmemesi kararının hükümsüz olduğuna karar verdikten sonra, İlgili Şahısların terfi kararlarının hükümsüz olduğu talebini reddetmiştir. Davacı bu kararı İlgili Şahısların terfilerinin iptal edilmemiş olması nedeniyle istinaf etmiştir. İstinaf ne-ticesinde YİM İstinaf 1/2010 (D.3/2010) sayılı kararda YİM İstinaf Mahkemesi "Davacının tek kişi olduğu nedeni ile Davacının meşru menfaatinin bir kadro ile sınırlı olduğu konusundaki İlk Mahkemenin kararının doğru olup olmadığı hususunda karar vermeden ön-ce İlk Mahkemenin Davalının kanunsuz ve/veya hatalı olarak Davacıya tercihen hangi İlgili Kişiyi terfi ettirdiği hususunda bulgu yapıp karar vermesi gerekir.

Bu nedenle bu safhada bu hususlar ile ilgili olarak bulgu ve karara varılabilmesi için dava-nın İlk Mahkemeye iade edilmesine karar veririz. İlk Mahkemenin yapacağı bulguya karşı istinaf dosyalanması halinde münhal neticesinde terfi ettirilen İlgili Kişilerin konumu ile ilgili karar üretilebilecektir.

Netice itibarıyla yukarıda belirtilen kon-uda İlk Mahkemenin bulgu yapması için dosya İlk Mahkemeye iade edilir." demiştir.

İlk Mahkeme, dosyanın iadesinden sonra taraflara söz hakkı vermiş ve tarafların beyanları neticesinde, Mavi 37'de, aşağıda belirtildiği şekilde bulgu yapmıştır:

Mahkeme:
- Tarafların beyanlarında bahsi geçen emareleri önceden inceleme ve değerlendirme fırsatım olduğu için varmış olduğum bulguyu şu şekilde belirtmem mümkündür:
İlk Mahkeme olarak bu davadaki tüm emareler ışığında gerek Davacıya ve gerekse diğer İlgili Şah-ıslara göre daha az kıdemli olan İlgili Şahıs No: 6'nın yani Müfettiş Hüseyin Palabıyık'ın Davacıya tercihen Davalı tarafından Başmüfettiş mevkiine terfi ettirildiği sonucuna varmakta ve bulgu yapmaktayım.

Huzurumuzdaki bu istinaf, İlk Mahkemenin, 23.9.2-010 tarihli kararından yapılmıştır. İstinaf Eden, 3 istinaf sebebi ileri sürmektedir. Bunlar aynen şöyledir:

Muhterem İlk Mahkeme, YİM istinaf 1/2003 sayılı isitnafta verilen Muhterem Yim İstinaf Mahkemesi hükmü ışığında sadece gerek Davacıya ve gerekse -diğer İlgili Şahıslara göre daha az kıdemli olan İlgili Şahıs No.6'nın yani Müfettiş Hüseyin Palabıyık'ın Davacıya tercihen Davalı tarafından Başmüfettiş mevkiine terfi ettirildiği sonucuna varmakla ve/veya bu hususta bulgu yapmakla ve Davacıya ve/veya diğ-er İlgili Şahıslara göre daha az kıdemli olan İlgili Şahıs No.6'nın yani Müfettiş Hüseyin Palabıyık'ın Davacıya tercihen Davalı tarafından Başmüfettiş mevkiine terfi ettirilmesi ile ilgili davaya konu karar ve/veya işlemlerin hükümsüz ve/veye etkisiz olduk-ları ve/veya iptalleri ve/veya herhangi bir sonuç doğuramayacakları hususlarında emir ve/veya hüküm vermemekle ve/veya bu suretle davayı sonuçlandırmamakla hata etti.

Muhterem İlk Mahkeme, YİM İstinaf 1/2003 sayılı istinafta verilen Muhterem YİM İstinaf M-ahkemesi hükmü ışığında sadece gerek Davacıya ve gerekse diğer İlgili Şahıslara göre daha az kıdemli olan İlgili Şahıs No.6'nın yani Müfettiş Hüseyin Palabıyık'ın Davacıya tercihen Davalı tarafından Başmüfettiş mevkiine terfi ettirildiği sonucuna varmakla -ve/veya bu hususta bulgu yapmakla ve/veya Davacıya nazaran İlgili Şahısların daha az kıdemli oldukları hususunda bulgu yapmamakla ve Davacıya göre daha az kıdemli olan İlgili Şahısların Davacıya tercihen Davalı tarafından Başmüfettiş mevkiine terfi ettiril-meleri ile ilgili davaya konu karar ve/veya işlemlerin hükümsüz ve/veya etkisiz oldukları ve/veya iptalleri ve/veya herhangi bir sonuç doğuramayacakları hususlarında emir ve/veya hüküm vermemekle ve/veya bu suretle davayı sonuçlandırmamakla hata etti.

Muh-terem İlk Mahkeme, bu davanın dava tarihindeki mevzuat ve/veya olgular çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği ve/veya Davalının, İlgili Şahısların Başmüfetiş mevkiine terfileri ile ilgili karar ve/veya işlemlerinin açıkça yasaya aykırı olmaları nedeniyle ipta-l edilmesi gereken işlemler oldukları sonucuna ve/veya bulgusuna varmamakla ve/veya İlgili Şahısların Başmüfettiş mevkiine terfileri ile ilgili Davalı karar ve/veya işlemlerini iptal etmemekle ve/veya bu karar ve/veya işlemlerin hükümsüz ve/veya etkisiz ol-dukları ve/veya herhangi bir sonuç doğuramayacakları yönünde emir ve/veya hüküm vermemekle ve huzurundaki davayı sonuçlandırmamakla hata etti.


Birinci istinaf sebebi altında, İlk Mahkemenin Mavi 37'de
görüldüğü şekilde, İstinaf Mahkemesinin yapılması ge-rektiğini ifade ettiği "hangi İlgili Kişinin hatalı terfi ettirildiği" konusunda bulgu yapmış, ancak karar üretmemiştir. Bu nedenle, birinci istinaf sebebinde, İstinaf Eden haklıdır. Bidayet Mahkemesi bulguyu yaptıktan sonra karar vermesi gerektiği halde, -bunu eksik bırakmıştır.

İstinaf Eden, 2 ve 3. istinaf sebepleri altında, İlk Mahkemenin sadece en az kıdemli olan, İlgili Kişi Hüseyin Palabıyık'ın hatalı terfi ettirildiğine karar vererek, Davacıdan daha az kıdemli olan tüm İlgili Kişilerin ter-filerini iptal etmemekle, hata yaptığını ileri sürmektedir. İstinaf Eden, İlgili Şahısların terfileri ile ilgili karar ve işlemlerin tümünün iptal edilmesi gerektiğini; eğer bir kişi olarak, en kıdemsiz olan İlgili Şahsın terfisi iptal edilirse, bir münhal- mevkii olacağı ortada olmakla birlikte, bunun yeterli olmayacağını, Davacının meşru menfaatı açısından, Davacı, bu terfilerden önce, bütün İlgili Şahıslardan daha kıdemli iken bunun bozulduğunu ve Mahkemenin vereceği kararın terfilerden önceki kıdem sıras-ını bozmayacak bir karar olması gerektiğini ileri sürmüştür. Aleyhine İstinaf Edilen ise; Davacının meşru menfaatinin tek bir kadro ile sınırlı olduğunu, çünkü Davacının tek bir kadroya atanabileceğini, Davacının 6 kadroya birden atanamayacağını, İstinaf -Mahkemesinin Davacının meşru menfaatinin bir kadro ile sınırlı olduğu bulgusu neticesinde, bu kişinin kim olduğunun belirlenmesi için dosyayı alt Mahkemeye sevkettiğini,
Alt Mahkeme de bu kişiyi belirledikten sonra, Alt Mahkemenin hatası olmadığını, Alt -Mahkemenin tüm İlgili Şahıslarla ilgili kararın iptal edilmesi yönünde bir karar üretmemekle hata yapmadığını ileri sürmüştür.

Davacının talebi doğrudan doğruya İlgili Kişilerin terfi kararlarının iptaline yöneliktir. İlk Mahkeme de kararında, Davacının-, Başmüfettiş mevkiine terfi ettirilmemesinin 51/84 sayılı Yasa'nın 73(4) ve 73(7) maddelerine aykırı olduğuna karar vermiştir. Bu kararı ile İlk Mahkeme, Davalının, açıkça yasaya aykırı karar aldığını kabul etmiştir. Nitekim, bu davanın bir önceki istina-fında, YİM/İstinaf 1/2010 (D.3/2010) sayfa 7'de, Davalının yasaya aykırı davrandığı kabul edilmiştir.

Kemal Gözler İdare Hukuku Dersleri sayfa 358'de, bir idari işlemin, hukuka aykırı olmasının nihai sonucunun, kararı geçersiz kıldığını ve işlemin bütün h-üküm ve sonuçları ile ortadan kaldırıldığını belirtir:

"Hukuka aykırı olan bir idarî işlemin karşılaşacağı
hukukî sonuç, kural olarak, onun "geçersizliği (butlan,
nullité)" dir. Ancak bir idari işlemin hukuka aykırı
olması onun geçersizliği sonucunu k-endiliğinden
doğurmaz. Bunun için hukuka aykırı olan idarî işlemin
"geçersizliği (butlan nullité)"nin bir mahkeme
tarafından tespit ve ilân edilmesi gerekir. İşte
hukuka aykırı olan bir idarî işlemin geçersizliğinin
bir mahkeme tarafından tespit ve -ilan edilmesine
"iptal (annulation)", bu amaçla açılan davaya da
"iptal davası (recours en annulation)" denir. O
hâlde idarî işlemin hukuka aykırılığının müeyyidesi
onun "iptal" edilmesidir. İptal edilen işlem ise,
aşağıda iptal davasını inceleye-ceğimiz yerde ayrıca
göreceğimiz gibi, alındığı tarihten itibaren bütün
hüküm ve sonuçlarıyla birlikte hukuk aleminden silinir.
Buna idarî işlemin "batıl (nul)" olması denir. O hâlde
bir idarî işlemin hukuka aykırı olmasının nihaî
sonucunun, onun -alındığı tarihten itiabren "geçersiz
(batıl, nul)" hâle getirilmesi, yani işlemin bütün
hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılması
olduğunu söyleyebiliriz. Buna "geçersizlik (butlan,
nullité)" denir."


Alınan karar ve/veya yapılan işlem t-ümü ile geçersiz olunca, karar ve/veya işlemin tüm sonuçları ile ortadan kalkması gerekir.

Davacı terfi işleminin tümü ile iptal edilmesini talep etmekte, Davalı ise, Davacının meşru menfaatinin bir yer ile sınırlı olması gerektiğini ve bunun da en kıdem-siz Hüseyin Palabıyık olduğunu kabul etmekte ve Bidayet Mahkemesi kararının doğru olduğunu savunmaktadır. Tümü de 51/84 sayılı Polis Yasası'na aykırı bir şekilde terfi ettirilen 6 kişi arasında, Mahkemenin tercih yapması adil değildir. Davacının meşru me-nfaatinin, bir kişi ile sınırlı olduğu iddiasına itibar etme olanağı yoktur.

Bu durumda İstinaf Eden, 2 ve 3. istinaf sebeplerinde de muvaffak olmuştur.

Sonuç itibarıyle, istidanın A paragrafında, isimleri verilen İlgili Kişilerin, terfileri ile il-gili 21.7.2003 tarihli kararın hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar veririm.

Necmettin Bostancı: Sayın Yargıç Narin Ferdi Şefik'in kararını daha önce okuma fırsatı buldum. İstinafın olguları ile ilgili bulguları, ö-nceki safahata ilişkin belirttiklerini ve birinci istinaf sebebinin kabulü gerektiği yönündeki kararına katılırım. Ancak aşağıda belirteceğim izahat ve gerekçelerle, ikinci ve üçüncü istinaf sebeplerindeki vardığı sonuca katılmamaktayım. Sayın Yargıç Narin- Ferdi Şefik kararında, bu istinaf bakımından tarafların iddialarını özetlemiştir. Bu nedenle, ben bu iddialara tümü ile tekrardan temas etmeyi uygun görmem. Davacının, kıdem sırasının bozulduğu iddiasına dayanarak meşru menfaatinin bir kişi ile sınırlı ol-amayacağı iddiasına karşılık, İlgili Şahıslar 2,3,4,5 Avukatı, terfi ile ilgili işlemlerden sadece Davacının terfi ettirilmemesi yönündeki kısmının hatalı olduğunu kabul etmektedir.

51/84 sayılı Polis Yasası uyarınca gerçekleşen terfi işlemleri, birden f-azla işlem veya hazırlık işlemleri sonucu gerçekleştirilen işlemlerdir. Bu tür işlemlerde, nihai karar öncesi yer alan işlemler, tek başına dava konusu yapılmazlar. Bunlardaki sakatlık veya kanuna aykırılık, nihai kararla ilgili davada tartışılır. Önceki i-şlem veya işlemlerdeki sakatlık, nihai kararı da etkiler. Ancak bu etkileşimin olabilmesi için, önceki işlem veya işlemlerdeki sakatlığın, mahkeme önünde tartışılması gerekir.

Birden fazla işlemden oluşan işlemlerle ilgili açılan bir davada, tüm işlemler- hedef alınıyorsa, önceki işlemlerdeki bir sakatlık, ondan sonra gelen işlemleri de sakatlayacağı için, böyle bir durumda Davacının, bu talebi neticesi verilecek hükümden etkilenecek kişileri davaya, ilgili şahıs olarak dahil etmesi gerekir. Buna karşılık -Davacı, önceki işlemlerin kanuna uygun olduğunu kabul ediyorsa, onları mahkeme önünde tartıştırmıyorsa ve sadece nihai kararı tartışma konusu yapıyorsa, ki huzurumuzdaki meselede sadece terfi işlemini tartıştırmıştır, artık meşru menfaatinin, sadece kendis-i yerine terfi ettirilen kişi ile ilgili olması gerekir. Bu görüşümü daha önce tek Yargıç olarak dinlediğim YİM 220/07 (D.15/10) sayılı davada da belirtmiştim. Alt Mahkeme, kararında; nihai kararı, yani terfi kararını konu ederek, Davacının terfi ettirilme-mesinin 51/84 sayılı Yasa'ya aykırı olduğu bulgusuna varmıştır. Nihai karardan önceki işlem veya kararlarla ilgili, Alt Mahkeme önünde tartışma olmadığı gibi, bunlarla ilgili Alt Mahkeme kararında bulgu veya bir ifade yoktur. Davacı, terfi öncesindeki işle-mleri Mahkeme önünde tartıştırmamıştır. Terfi işleminden önceki işlem veya işlemlerle ilgili kanuna aykırılık ve/veya İdare Hukuku anlamında bir sakatlık Mahkeme huzurunda ileri sürülüp tartışılmadığı ve sadece terfi işlemi tartışıldığı için, Davacının meş-ru menfaatinin sadece bir kişi ile sınırlanması gerekir. Bu kişi de, kıdem sıralamasındaki en az kıdemli olan kişidir.

Yukarıda belirttiklerim ışığında, 2 ve 3'üncü istinaf sebeplerinin reddi gerekir.

Şafak Öneri: Her iki yargıç arkadaşımın kararını d-aha önce okuma fırsatı buldum.

Aynı mevkii için açılan münhal ile ilgili birden fazla müracaatcı olması halinde yapılan atamada, atanamayan diğer müracaatcı adayın meşru menfaati, sadece bir münhal mevkii ile sınırlı olduğu görüşündeyim.

Bu nedenle, S-ayın Yargıç Necmettin Bostancı'nın gerekçelerine katılmamakla birlikte, vardığı sonuç ile aynı görüşteyim.

Sonuç olarak, istinaf kısmen kabul edilerek, İlgili Şahıs No 6 Hüseyin Palabıyık'ın, Davacıya tercihan Davalı tarafından Başmüfettiş mevkiine terfi- etirilmesi ile ilgili karar ve işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna oybirliği ile karar verilir. 2'nci ve 3'üncü istinaf sebepleri oyçokluğu ile reddolunur. İstinaf masrafları için emir verilmez.




Şafak Öneri Necmettin Bostancı Narin -F. Şefik
Yargıç Yargıç Yargıç


15 Mart, 2012














11






Full & Egal Universal Law Academy