Yüksek İdare Mahkemesi İstinaf Numara 1/2012 Dava No 5/2012 Karar Tarihi 14.06.2012
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi İstinaf Numara 1/2012 Dava No 5/2012 Karar Tarihi 14.06.2012
Numara: 1/2012
Dava No: 5/2012
Taraflar: Doğu Akdeniz Üniversitesi ve diğeri ile Doç. Dr. Hasan Hüseyin Önder arasında
Konu: Göreve son verme ve üniversite ile ilişkinin kesilmesi kararı - Davacının kararın hükümsüz sayıması için dava açması - Tek yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin göreve son verme kararının hükümsüz olduğuna karar vermesi - Davalının Tek yargıçlı kararı istinaf etmesi- İstinafın kabul edilerek tek yargıç tarafından verilen kararın iptal edilmesi.
Mahkeme: Yim/İst
Karar Tarihi: 14.06.2012

-
D.5/2012 YİM/İstinaf:1/2012
(YİM Dava No:113/2009)

Yüksek İdare Mahkemesinde.
Anayasanın 152'nci Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti:Talât D.Refiker, Ahmet Kalkan, Mehmet Türker


İstinaf eden:1-Doğu Akdeniz Üniversites-i-Mağusa
2-Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı-Mağusa
(Davalılar)
ile

Aleyhine istinaf edilen:Doç Dr.Hasan Hüseyin Önder, Bahriye Üçok
Caddesi, 7/17 Bahçelievler-Ankara
(Davacı)

- A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Fuat Veziroğlu
Aleyhine istinaf edilen Davacı namına: Avukat Ata Dayanç.

İstinaf, Yüksek Mahkeme Yargıcı Necmettin Bostancı'nın YİM 113/2009 sayılı davada 16.12.2011 tarihinde verdiği karara karşı, Davalıla-r tarafından yapılmıştır.

-------------

K A R A R

Talât D.Refiker:2003 yılında, Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin Endüstri Mühendisliği bölümünde, "Doçent Doktor" ünvanı ile sözleşmeli olarak misafir öğretim üyesi statüsünde çalışmaya başlayan ve yıllar it-ibarıyle sözleşmesi yenilenmesine karşın, 12.6.2008 tarihli Akademik Personel Sözleşmesi'nin 1.8.2009 tarihinden itibaren bir yıl süre ile uzatılmasına dair karar mevcût olmasına rağmen, Davalı No:1 ve/veya Davalıların kendisine göndermiş oldukları 17.9.20-09 tarihli yazı ile görevini sonlandırmaları üzerine, Davacı, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinde Davalılar aleyhine ikâme ettiği davada, Davalıların yetkili kurumu olan üniversite yönetim kurulunun 22.6.2009 tarihinde yapmış olduğu 09/536 sayılı toplan-tısında 09/536-5 no'lu kararı ile misafir kadroda görev yapan ve sözleşmeleri 31.7.2009 tarihinde sona erecek olan aynı statüdeki diğer akademik personel ile birlikte görev süresinin bir yıl daha uzatılmasına karar verildiğini ve bu kararın uygulanmasını -beklerken, sözleşme gereğince altı hafta önceden bildirimde bulunma şartına da riayet etmemek suretiyle, üniversite ile ilişkisinin kesildiğini ve bu uygulamanın üniversitenin yasa ve tüzüklerine aykırı olduğunu iddia ederek, talep takriri gereğince lehine- hüküm verilmesini talep etmiştir.

İstinaf Eden/Davalılar ise, Aleyhine İstinaf Edilen/Davacının yukarıda yer alan iddialarına mukabil dosyaladıkları Müdafaa Takriri'nde; üniversitenin yetkili kurulu tarafından gerek Aleyhine İstinaf Edilen/Davacının ve -gerekse aynı konumda olan diğer akademik personelin hizmet sözleşmelerinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin olarak bir kararı bulunmadığını, Mühendislik Fakültesi fakülte kurulunun bu yöndeki kararının ise tavsiye ve öneri niteliğinde olduğunu, Aleyhine İ-stinaf Edilen/Davacının sözleşmesinin 31.7.2009 tarihinde kendiliğinden sona ermiş olması nedeniyle ayrıca bir bildirimin yapılmasının şart olmadığını ve böyle bir bildirimin yapılmamasının ise Aleyhine İstinaf Edilen/Davacıya bildirim tazminatı ödeme sonu-cunu doğurduğunu, tazminat ödeme sonucunu doğurmasından öte bir müeyyidesinin bulunmadığını ileri sürerek, davanın ret ve iptal edilmesini talep etmiştir.

Davanın yapılan duruşmasında, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi; gerek üniversite yönetim kurulun-un ve gerekse Mühendislik Fakültesi fakülte kurulunun Aleyhine/İstinaf Edilen/Davacının ve aynı konumdaki diğer akademik personelin sözleşmelerinin hitam tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılmasına ilişkin olan kararlarının öneri niteliğinde olduğunu, k-arar mercii olan ve bu gibi önerilerle bağlı olmayan Vakıf Yöneticiler Kurulunun ise bu konuda bir kararının mevcût olmadığını belirttikten sonra taraflar arasında aktedilen sözleşmedeki fesih şartlarını da inceleyerek, dava konusu karara kaynak teşkil et-tiğini belirttiği 6'ncı maddenin (7)'nci fıkrasına göre, sözleşmenin hitam tarihinde feshedilmiş olacağı ve bu hususun sözleşme bitiş tarihinden altı hafta önce personele yazılı olarak bildireceği, sözleşmesi yenilenmeyecek olan personele bildirimdeki geci-kme süresi kadar günlük ücreti üzerinden bildirim tazminatı ödeneceği belirtilmiş olmasına karşın sözleşmenin hitam bulacağı 31.7.2009 tarihinden altı hafta önce sözleşmenin yenilenmeyeceğinin Aleyhine İstinaf Edilen/Davacıya bildirilmediği ve bu bağlamda -yukarıda ön görülen süreye riayet edilmeden yapılan bildirime ilişkin olan ve İstinaf Eden/Davalıların 17.9.2009 tarihli yazısında ifadesini bulan idari kararın sakat olduğu sonucuna vararak Vakıf Yöneticiler Kurulunun 10.9.2009 tarihli olup da, Aleyhine İ-stinaf Edilen/Davacıya 17.9.2009 tarihli yazı ile bildirilen kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar vermiştir.

Bu karara karşı Davalılar tarafından dosyalanan istinaf ihbarnamesinde, istinafın dayandığı sebep ve- gerekçeler ise şu şekilde belirtilmektedir:
1.Dava konusu kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve
herhangi bir sonuç doğurmayacağına emir ve hüküm vermekle Bidayet Mahkemesi hata etmiştir, çünkü Davacının doğrudan doğruya ve/veya olumsuz yönde etkilenen- herhangi bir meşru menfaati olmadığı halde meşru menfaati olduğuna hükmetmiştir.

2.Davacının dava konusu kararla herhangi bir meşru
menfaati doğrudan doğruya ve/veya olumsuz yönde etkilenmiş değildir, çünkü:
a)Taraflar arasındaki dava konusu sözleşme d-avacının
uzatma talebinde bulunmasına ve/veya davalı tarafın buna cevap verip vermemesine bakılmaksızın zaten kendiliğinden sona ermişti,
b)Dava konusu sözleşme, davacının uzatma talebine cevap
verilmemesi halinde yenileneceği ve/veya bir yıl daha uza-tılmış olacağı yolunda herhangi bir kural içermemektedir,
c)Davacının sözleşmeyi uzatma talebine davalı tarafın
cevap verip vermemesi hukuki bir sonuç doğurmamıştır ve/veya hukuki sonuç doğurucu nitelikte değildir.

3.Bidayet Mahkemesi, sözleşme süres-inin uzatılması yolunda
davacının yaptığı talebe davalı tarafın geç ve/veya sözleşmede belirtilen süre dolduktan sonra cevap vermesinin sözleşme hükümlerine aykırı ve bundan dolayı dava konusu kararın sakat olduğu yolunda bulgu yapmakla hata etmiştir, çün-kü:
a)Dava konusu karar sözleşme kurallarına ve/veya ilgili
mevzuata aykırı değildir,
b)Aykırı olsa bile bu açıdan yukarıdaki istinaf
sebepleri tekrar edilir,
c)Bidayet Mahkemesi sözleşmenin bütün maddelerini
ve/veya 8.maddesini de diğer maddeleri i-le birlikte irdelemiş olsaydı dava konusu kararın sakat olmadığını saptayacaktı, oysa bidayet mahkemesi sözleşmenin sadece bir ve/veya birkaç maddesini irdelemiş ve/veya sözleşmenin bütün maddelerini irdelemekten kaçınmış ve/veya irdelememiştir, oysa Bida-yet Mahkemesi sözleşmenin tamamını değerlendirmekle mükellefti.

4.Bidayet Mahkemesi davacı lehine hükmetmekle ve/veya
dava konusu kararın sakat olduğuna karar vermekle hata etmiştir, çünkü:
a)Bidayet Mahkemesi sözleşmenin tamamını irdeleyip
değerlendi-rmediği gibi ilgili mevzuatı ve/veya sözleşmede değinilen mevzuatı da irdeleyip değerlendirmedi, oysa bunu yapmakla mükellefti ve gereken irdelemeyi yapıp sözleşmenin tamamı ile birlikte ilgili mevzuatı da irdeleyip değerlendirmiş olsaydı dava konusu karar-ın sakat olmadığı yolunda bulgu yapma gereğini saptayabilecekti.

5.Bidayet Mahkemesi davacı lehine hükmetmekle ve/veya dava
konusu kararın sakat olduğuna hükmetmekle ve/veya hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına hük-metmekle hata etmiştir, çünkü;
a)Davacıya sözleşme uyarınca ödenmesi gereken tediyeler
yapıldığı ve/veya bu husus Müdafaa Takririnde öne sürüldüğü ve/veya şahadetle teyit edildiği ve/veya davacı tarafından da kabul edildiği halde Bidayet Mahkemesi bunları- irdeleyip değerlendirmemiş ve/veya yok saymış ve/veya dikkate almamıştır,


b)Süre uzatılmasına ilişkin olarak davalı tarafın
davacıya yukarıda zikredildiği gibi geç cevap vermesi dava konusu kararı hükümsüz ve/veya etkisiz kılacak nitelikte değildi ve/-veya böyle bir sakatlık içermiyordu.
c)Dava konusu sözleşme davacının yukarıda belirtilen
talebine davalı tarafın geç cevap verebilme hakkını da içermektedir, oysa bidayet mahkemesi (ilgili sözleşme maddesini iktibas etmesine rağmen) bunu da dikkate alma-mıştır.
d)Sözleşmeye göre geç bildirim halinde davacıya gecikme
süresi kadar bir ödeme yapılacaktı, söz konusu ödeme de yapıldığı ve davacının iş ilişkisi bu suretle kesildiği ve/veya davacı gereken ödemeyi kabul etmekle dava konusu kararı da kabul ettiği- halde, mahkeme bunu da dikkate almamıştır.
6.Bidayet Mahkemesi davacı lehine hükmetmekle ve/veya
dava konusu kararın sakat olduğuna hükmetmekle hata
etmiştir, çünkü
a)Davalı tarafın iddialarını ve/veya yukarıda
zikredilen iddialarını ve/veya davac-ı lehindeki şahadeti ve/veya hitabede zikredilen içtihadı yok saymış ve/veya hiç irdelememiş ve/veya değerlendirmemiştir,
b)İlgili mevzuatı ve/veya dava konusu sözleşmenin
dayandığı ve/veya içerdiği mevzuatı Bidayet Mahkemesi
hiç dik-kate almadı,
c)Bidayet Mahkemesi benzeri ve/veya tamamen aynı bir
davada YİM'in İstinaf Mahkemesi olarak verdiği hükme
tamamen ters doğrultuda hükmetmiştir.

İstinafın yapılan duruşmasında, istinaf sebepleri yanında, Tek Yargıçlı Yü-ksek İdare Mahkemesinin yetki konusu da tartışılmış ve bu bağlamda söz alan İstinaf Eden/Davalılar Avukatı, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bir ihtilaftan dolayı Yüksek İdare Mahkemesinde dava ikame edilip edilemeyeceğini, Yüksek İdare Mahkemesinin bu k-onu ile alakalı olan D.6/2012, YİM 108/2009 sayılı kararı çerçevesinde değerlendirilmeye çalışıldığını, tereddütleri olmasına karşın istinaf konusu davada Yüksek İdare Mahkemesinin yetkili olmadığını düşündüğünü ifade etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen/Da-vacı Avukatı ise, önümüzdeki meselede, İstinaf Eden/Davalıların, Aleyhine İstinaf Edilen/Davacının hizmet sözleşmesinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin olan kararlarını uygulamayarak, mezkûr sözleşmeyi sonlandırmalarının idari karar olması bağlamında, ye-tkili mahkemenin de Yüksek İdare Mahkemesi olduğunu belirtmiştir.

Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin yetki konusu, istinaf sebepleri arasında yer almamış olmakla birlikte Mahkeme, yetki konusunu yargılama sürecinin her aşamasında ele alabilmektedir. -Dolayısıyla önümüzdeki istinafta, öncelikle yetki konusunun ele alınması uygun olacaktır.

Yüksek İdare Mahkemesinin yargı yetkisini düzenleyen kuralların belirtildiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası'nın 152'nci maddesi aynen şöyledir:
"Madde 152-
Yüksek İdare Mahkemesi, yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan herhangi bir organ, makam veya kişinin bir kararının, işleminin veya ihmalinin, bu Anayasanın veya herhangi bir yasanın veya bunlara uygun olarak çıkarılan mevzuatın kurallarına aykırı oldu-ğu veya bunların sözkonusu organ veya makam veya kişiye verilen yetkiyi aşmak veya kötüye kullanmak suretiyle yapıldığı şikâyeti ile kendisine yapılan başvuru hakkında, kesin karar vermek münhasır yargı yetkisine sahiptir.
Böyle bir başvuru, sahip olduğu -meşru bir menfaatı, bu gibi karar veya işlem veya ihmal yüzünden olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen kişi tarafından yapılabilir.
Söz konusu başvuru, karar veya işlemin yayınlanması tarihinden veya yayınlanmadığı takdirde veya bir ihmal halinde, ba-şvuran kişinin bunu öğrendiği tarihten başlayarak yetmiş beş gün içinde yapılır.
Böyle bir başvuru üzerine Yüksek İdare Mahkemesi, kararında; (a) Sözkonusu karar veya işlem veya ihmali, tamamen veya kısmen onaylayabilir; veya - (b) Sözkonusu karar veya işlemin, tamamen veya kısmen, hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verebilir; veya (c) Sözkonusu ihmalin, tamamen veya kısmen yapılmaması ger-ektiğine ve yapılması ihmal olunan eylem veya işlemin yapılması gerektiğine karar verebilir.
Bu maddenin (4). fıkrası gereğince verilen herhangi bir karar, Devlet içerisindeki bütün mahkemeleri ve bütün organları veya makamları bağlar. Karar, ilgili organ -veya makam veya kişi tarafından uygulanır ve ona göre hareket edilir.
Bu maddenin (4). fıkrası gereğince hükümsüz kılınan herhangi bir karar veya işlemin veya yapılmaması gerektiğine karar verilen herhangi bir ihmalin, kendisine zarar verdiği herhangi bir -kişi, ilgili organ, makam veya kişi tarafından, istemi kendisini tatmin eder şekilde yerine getirilmediği takdirde, zararların tazmini veya kendisine başka bir tazminat verilmesi için dava açmak ve mahkeme tarafından saptanacak tam ve muhik bir tazminat al-mak ve sözkonusu mahkemenin vermeye yetkili olduğu diğer tam ve muhik bir tazminat almak hakkına sahiptir."

Bu madde bağlamında, D.6/2012 YİM 108/2009 no'lu kararda
vurgulandığı üzere, Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisi; yürütsel veya yönetsel bir yetki ku-llanan herhangi bir organ veya makam ve kişinin (idare) tek yanlı karar veya işlemlerinin veya ihmalinin, Anayasa veya yasalara aykırı olduğu veya yetkisiz veya verilen yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle yapıldığına ilişkin şikayetlerin konu olduğu davala-r (başvuru) hakkında karar vermek ile sınırlıdır.

İdari sözleşmeler, idare ile özel kişinin iradelerinin uyuşumu ile doğan iki yanlı işlemlerdir. Konu ile ilgili olarak Zaim Necatigil'in KKTC Anayasası ve Yönetim Hukuku isimli eserinin 83'üncü sayfasında- şöyle denilmektedir:
"Bir de, yönetim ve başka kişilerin karşılıklı
olarak iradelerini açıklamaları ile yaptıkları
işlemler vardır ki bunlara iki yanlı işlemler
denilmektedir. Bu kümede olan işlemlere yöneti-
min taraf olduğu sözleşmeler örnek ola-rak gös-
terilmektedir. Sözleşmeler iptal davasının konu-
su dışında kalır. Bir sözleşmenin feshi ve tazminat
istemi özel hukuk dalında olan konulardır. Buna karşın sözleşmeden ayrılabilen yönetsel işlemler iptal davasına konu olabilir. Örneğin, Devlet -ihalelerinde İhale Komisyonunun kararları iptal davasına konu yapılabilmektedir."

İdarenin ve sözleşmeci kişinin sözleşme hükümlerine
uymaması onların akdi sorumluluğunu doğurur. Sözleşmenin uygulanmasına ilişkin işlemler, sözleşmenin tarafları bakımından- ayrılabilir işlem olarak kabul edilmedikleri için, bunlara karşı iptal davası açılamaz. (Gör:Kemal Gözler İdare Hukuku, cilt 2, sayfa 229)

İdari sözleşmelerin uygulanmasından doğan veya
Sözleşmeden kaynaklanan fesih şartlarından doğan uyuşmaz-lıklar,Ana-yasanın 152'nci maddesi altında iptal davası
konusu oluşturmadığı için, Yüksek İdare Mahkemesinin bu tür uyuşmazlıklarda yargı yetkisi yoktur. Anayasanın 152'nci maddesi altında iptal davası konusu oluşturmayan idari sözleşmelerin uygulanmasından ve/veya f-eshinden kaynaklanan ihtilaflar ile zarar ziyan ve tazminat talepleri özel hukuk kapsamındadır.

Sözleşmenin yürürlüğü ile ilgili olan şartlara ilişkin yapılan işlemler ve kararlar özel hukuk kapsamındadır. Bahse konu işlemler, sözleşmenin icrasına ilişk-in sözleşmenin herhangi bir şartını yerine getirme şeklinde olabileceği gibi, sözleşmeyi sonlandırma şeklinde de olabilir.
Sözleşmede kural olup olmadığına bakılmaksızın, idare, karar veya işlemini kamu gücüne dayanarak gerçekleştiriyorsa, (örneğin, idar-enin kamu gücünü kullanarak idari sözleşmede yer alan hükümlere aykırı bir şekilde sözleşmeyi sonlandırması) bu konuda doğacak bir ihtilafın çözüm yeri, idari yargıdır. Eğer idare, idari karar veya işlemini gerçekleştirirken akit taraf olarak hareket ediyo-rsa, o zaman ihtilafın çözüm yeri Hukuk Mahkemeleridir.

Aleyhine İstinaf Edilen/Davacının üniversite ile ilişkisinin kesildiğini bildiren ve Emare 9 olarak Mavi 60'da yer alan yazı aynen şöyledir:
"Gönderilen/To:Misafir Doç.Dr.Hasan Hüseyin Önder Tari-h/Date:17.09.2009
Endüstri Mühendisliği Bölümü

Gönderen/From:Prof.Dr.Ülker Vancı Osam Sayı/Ref/No:210/506.3/1576-684
Rektör Vekili

Konu/Subject:Görev Sonlanması Hk.


Sözleşmenizin uzatılması ile ilgili talebiniz, Vakıf Yöneticile-r Kurulu'nun 10.09.2009 tarih ve 08-09/27(b)-3 sayılı kararınca uygun bulunmamıştır.

17.9.2009 tarihinden itibaren Üniversitemizle ilişkiniz kalmadığını üzülerek bildirir, ilişki kesme formlarının doldurularak Personel İşleri Müdürlüğü'ne başvurmanızı ric-a ederiz. İlişki kesme işlemlerinin tamamlanmasından sonra, ilgili tüm tazminatınız tarafınıza ödenecektir.

Üniversitemize vermiş olduğunuz hizmetlerden dolayı teşekkür eder, bundan sonraki çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Dağıtım:
.Rektör Yardımcısı- (Mali ve Teknik İşler)
.Rektör Yardımcısı (Akademik İşler)
.Genel Sekreter
.Mühendislik Fakültesi
.Endüstri Mühendisliği Bölümü
.Personel İşleri Müdürlüğü "

Emare 1 olarak Mavi 45'de görülen Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sözleşmesinde- yer alan konu ile alakalı 6.3 maddesi ve tarafların farklı anlamlar yüklediği 6.7 maddesi aynen şöyledir:
"6.3Üniversite, altı hafta önceden yazılı bildirim
yapılması koşulu ile, madde 6'da belirtilen gerekçeler ya da Üniversite Mevzuatı'na uygun olara-k, Personel de, Akademik Dönem sonundan altı hafta önce karşı tarafa yazılı bir bildirim yapmak koşulu ile gerekçe göstererek, bu sözleşmeyi sona erdirebilirler. Sözleşmeyi Personel'in sona erdirmesi halinde, Üniversite onayının olmadığı veya Üniversite ta-rafından sona erdirilmesindeki gerekçenin bir disiplin işine dayandırıldığı durumlarda Personel bu sözleşmeden doğan haklarını kaybeder."

"6.7 Üniversite, işbu sözleşmenin, yukarıda madde 3.2'de
belirtilen tarihte feshedilmiş olacağını, sözleşme bitiş ta-rihinden altı hafta önce personele yazılı olarak bildirecektir. Sözleşmesi yenilenmeyecek olan personele, bildirimdeki gecikme süresi kadar, günlük ücreti üzerinden bildirim tazminatı ödenir."


Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesine sunulan şahadetten, Do-ğu Akdeniz Üniversitesi yetkili kurulu olan Vakıf Yöneticiler Kurulunun, gerek Davacının ve gerekse aynı statüde olan diğer akademik personelin hizmet sözleşmelerinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin olarak bir karar üretmediği görülmektedir. Mahkeme de b-u yönde bulgu yapıp, Mavi 60'daki yazı içeriğinde yer alan ve sözleşmenin feshine ilişkin olan bildirimi, idari bir karar olarak kabul ettikten sonra, sözleşme şartlarından kaynaklanan ve sözleşmenin 6.7 maddesinden doğan ihtilafı inceleme konusu yaparak,- İstinaf Eden/Davalıların mezkûr sözleşmeyi, sözleşmenin 6.7 maddesine aykırı olarak feshettikleri sonucuna varmıştır.

Yukarıda yer alan Mavi 60'daki yazı içeriğinde bahsi geçen ve Aleyhine İstinaf Edilen/Davacının sözleşmesinin uzatılmasına ilişkin olan- talebi, sözleşmenin yukarıda zikredilen 6.3 maddesine; üniversite ile olan ilişkisinin sonlandırılması suretiyle sözleşmesinin feshedilmesi ise, 6.7 maddesine istinat etmektedir.

İhtilafsız olgulara göre; Aleyhine İstinaf Edilen/Davacının sözleşmesinin -bir yıl daha uzatılması yönünde, süresi içerisinde yaptığı başvuru veya talep, İstinaf Eden/Davalılar tarafından kabul edilmemiştir. Bu bağlamda ise İstinaf Eden/Davalıların, sözleşmenin 6.7 maddesine göre, Aleyhine İstinaf Edilen/Davacıya fesih bildirimin-de bulunması gerekmektedir.

Önümüzdeki meselede ise, bu bildirimin, yukarıda yer alan Mavi 60'daki yazı ile yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla, bu yazı ile gerçekleştirilen ve sözleşmenin 6.7 maddesine istinaden yapılan fesih bildiriminin, yukarıda alı-ntısı yapılan Anayasanın 152'nci maddesine göre idari karar olarak kabul edilmesi hukuken mümkün değildir.

D.6/2012 YİM 108/2009 no'lu kararda da, farklı görüşler bağlamında belirtildiği üzere, sözleşme şartlarından kaynaklanan ihtilafların, hukuki süreç-teki çözüm yeri, hukuk mahkemeleri olup, bu gibi ihtilaflardan kaynaklanan davalara Yüksek İdare Mahkemesinin bakma yetkisi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi Mavi 60'daki fesih bildirimini idari karar olarak kabul etmekle ve- yetkisi olmadığı halde sözleşmenin 6.7 maddesinden kaynaklanan ihtilafı karara bağlamakla hatalı hareket etmiştir. Bu bakımdan, istinafın kabul edilmesi ve Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin istinaf konusu kararının iptal edilmesi gerektiği sonucuna v-armaktayız. Bu sonuca vardıktan sonra, istinaf ihbarnamesinde yer alan diğer istinaf sebeplerinin ayrıca incelenmesine gerek kalmamıştır.

Sonuç olarak yukarıda belirtilenler ışığında, Aleyhine İstinaf Edilen/Davacının üniversite ile olan ilişkisinin kesi-ldiğini bildiren 17.9.2009 tarihli yazının geçersiz ve hükümsüz olduğuna ve hiçbir sonuç doğuramayacağına ilişkin olan Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin kararı oy birliği ile iptal edilir.
Masraf emri verilmez.

Talat D.Refiker Ahmet Kalkan Meh-met Türker
Yargıç Yargıç Yargıç

14 Haziran, 2012



11






Full & Egal Universal Law Academy