Yüksek İdare Mahkemesi İstinaf Numara 12-13-14/2015 Dava No 6/2016 Karar Tarihi 29.11.2016
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi İstinaf Numara 12-13-14/2015 Dava No 6/2016 Karar Tarihi 29.11.2016
Numara: 12-13-14/2015
Dava No: 6/2016
Taraflar: Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi ve Taşınmaz Mal Komisyonu ile K.V. Mediterranean Tours Ltd. arasında
Konu: Taşınmaz Mal Komisyonu - Komisyonun sadece icrai nitelikli kararlarının Yüksek İdare Mahkemesinin denetiminde olması.
Mahkeme: Yim/İst
Karar Tarihi: 29.11.2016

-D.6/2016 Birleştirilmiş
YİM/İstinaf: 12-13-14/2015
(YİM Dava No: 262/2012)


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında


Mahkeme Heyet-i: Mehmet Türker, Bertan Özerdağ, Beril Çağdal.


YİM/İstinaf: 12/2015
(YİM Dava No: 262/2012)


İstinaf eden: Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi.-
(İlgili Şahıs)

ile


Aleyhine istinaf edilen: K.V. Mediterranean Tours Limited,
(Şirket Kayıt No.1912), Lefkoşa.
-(Davacı)


A r a s ı n d a


İstinaf eden-İlgili Şahıs namına: Avukat Ergin Ulunay,
Avukat Peyman Erginel ve Avukat Tevfik Mut.
Aleyhine istinaf edilen-Davacı namına: Avukat Murat M. Hakkı.


- YİM/İstinaf: 13/2015
(YİM Dava No: 262/2012)


İstinaf eden: Taşınmaz Mal Komisyonu vasıtasıyla KKTC,
Lefkoşa.
(Davalı)

ile


Aleyhin-e istinaf edilen: K.V. Mediterranean Tours Limited,
(Şirket Kayıt No.1912), Lefkoşa.
(Davacı)

A r a s ı n d a
İstinaf eden-Başsavcılık namına-: Savcı Meryem B. Özduran.
Aleyhine istinaf edilen-Davacı namına: Avukat Murat M. Hakkı.



YİM/İstinaf: 14/2015
(YİM Dava No: 262/2012)


İstinaf eden: K.V. Mediterranean Tours Limited,(Ş-irket Kayıt
No.1912), Lefkoşa.
(Davacı)


ile


Aleyhine istinaf edilen: Taşınmaz Mal Komisyonu vasıtasıyla
KKTC, Lefkoşa.
(Daval-ı)


A r a s ı n d a


İstinaf eden-Davacı namına: Avukat Murat M. Hakkı.
Aleyhine istinaf edilen-Başsavcılık namına: Savcı Meryem B. Özduran.


İstinaflar, Yüksek Mahkeme Yargıcı Tanju Öncül'ün YİM 262/2012
sayılı da-vada, 6.11.2015 tarihinde verdiği karara karşı, İlgili Şahıs, Davalı ve Davacı tarafından yapılmıştır.


------------------


K A R A R



Mehmet Türker: Bu istinafa konu davada Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahk-emesinin 6/11/2015 tarihli kararına karşı İstinaf Eden/İlgili Şahıs Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi
12/2015, Taşınmaz Mal Komisyonu vasıtasıyla KKTC Başsavcılığı
13/2015 ve Davacı K.V.Mediterranean Tours Limited 14/2015 sayılı istinafları dosyaladıl-ar.
İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR
Davacı K.V.Mediterranean Tours Limited 23 Temmuz 2010 tarihinde Taşınmaz Mal Komisyonuna yaptığı 167/2010 sayılı başvuru ile:

"(a) 20.07.1974 tarihinden günümüze kadar başvuru
konusu malın kullanım kaybı olar-ak €33,163,369.00
maddi tazminat;
(b) Söz konusu taşınmaz malın iadesi;
(c) Manevi tazminat;
(d) Faiz ve işbu dava masrafları"


taleplerinde bulunmuştur.


Davacının başvurusu, 67/2005 sayılı Taşınmaz Malların Tazmini, Takası -ve İadesi Yasası ve 2006 Taşınmaz Mal Komisyonu Tüzüğü'nün ilgili kuralları gereğince, başvuruda Davalı olan iskân işleri ile görevli Bakanlığı temsilen KKTC Başsavcılığına tebliğ edilmiştir. KKTC Başsavcılığının Taşınmaz Mal Komisyonu Tüzüğü'nün 3. maddes-inin 8. fıkrasına göre tebliğden itibaren 30 işgünü içinde görüş, mütalaa veya müdafaasını dosyalamaması üzerine, Davacı (başvuran), 1/11/2010 tarihinde müdafaa dosyalanmadığı nedeniyle, Başsavcılık aleyhine default istidası dosyalamıştır. Default istidası-nın Komisyonda ele alındığı 7 Aralık 2010,
2 Şubat 2011, 12 Nisan 2011, 5 Mayıs 2011, 22 Haziran 2011,
30 Eylül 2011, 5 Aralık 2011, 20 Şubat 2012, 18 Nisan 2012,
25 Haziran 2012 tarihlerinde, Başsavcılığın, müdafaa dosyalamak için Davalı Bakanlığın başv-uru konusu taşınmaz mal ve aynı durumdaki diğer taşınmaz mallar ile ilgili araştırmayı içeren raporunun hazırlanamadığı gerekçesi ile tehir talep etmesi üzerine, istida belirtilen tarihlere ertelenmiştir. İstidanın ertelendiği en son tarih olan 23 Ekim 201-2 tarihinde, başvuran Davacı, Başsavcılığın aynı sebeplerle erteleme talep ettiğini, görüş veya müdafaa dosyalamadığını ve ne zaman dosyalayacağını belirtmediğini, başvurusunu kanıtlayıcı tüm evrakları dosyaladıklarını belirterek, lehine hüküm verilmesini -talep etmiştir. Başsavcılık ise, görüş veya müdafaa dosyalayabilmek için, başvuru konusu mal ile ilgili Tapu ve Kadastro Dairesinin hazırlayacağı raporun hazırlanamadığını, başvuru konusu mal ve diğer başka mallarla ilgili yapılan ön araştırmada bu malları-n Abdullah Paşa Vakfı adına kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin başvuruya İlgili Şahıs olarak dahil edilmesi gerektiğini, Komisyonun, başvurunun esasını dinlemeden default istidasına istinaden hüküm veremeyeceğini,- default istidasının iptal edilmesi gerektiğini iddia etmesi ve 67/2005 sayılı Taşınmaz Malların Tazmini, Takası ve İadesi Yasası gereğince Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin İlgili Şahıs yapılmasını talep etmesi üzerine; Taşınmaz Mal Komisyonu, Vakı-flar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin İlgili Şahıs olarak başvuruya dahil edilmesine ve başvurudaki default istidasının 14 Ocak 2013 tarihine ertelenmesine karar vermiştir.

Davacı, Taşınmaz Mal Komisyonunun bu kararına karşı
YİM 262/2012 No.lu davayı- dosyalayarak:

a)Taşınmaz Mal Komisyonu ve/veya Davalı tarafından
23.11.2012 tarihinde alınıp bir sureti Emare 2 olarak
ilişikte sunulan 419 sayılı ve takriben 1.11.2010
tarihinde Davacı tarafından dosyalanan 23.7.2010
tarih -ve 167/2010 sayılı başvurusundaki talepleri
gereğince, Davalı müdafaa ve görüş takriri dosyalamakta
kusur ettiğinden Davalı aleyhinde hüküm verilmesi ve
istida masrafları için gerekli emrin ısdarını talep
eden ihbarlı istidanın gör-üşülmesini ve/veya karara
bağlanmasını ve/veya onun mucibince karar verilmesini
reddeden ve/veya erteleyen ve/veya Vakıflar Örgütü
ve Din İşleri Dairesini ilgili şahıs olarak başvuruya
katan kararın ve/veya bu karar gereğince ya-pılan
işlemlerin tamamen hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna
ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair bir karar

b)Muhterem Taşınmaz Mal Komisyonunun, Başvuranın 1.11.2010
tarihli ihbarlı istidasını 11 kez ertelemekle ve/veya
k-eyfi bir şekilde ve/veya makûl sebep yokken
ertelemekle ve istidanın esasını inceleyip istidayı
neticelendirmemekle görevini ihmal ve/veya suistimal
edip yapılması gereken ve/veya yapılması ihmal olunan
eylemin, yani istidanın esasın-ın karara bağlama
işleminin, yapılması gerektiğine dair bir karar;

verilmesini talep etmiştir.

Davayı dinleyen Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi Davacının diğer taleplerini reddederek, Taşınmaz Mal Komisyonunun Vakıflar Örgütü ve Din İşleri- Dairesini başvuruya İlgili Şahıs olarak eklemesini hatalı bularak hükümsüz ve etkisiz olduğuna karar vermiştir. Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin kararı şöyledir:

"Sonuç olarak;

Davalının 167/2010 sayılı başvuru altında 23.11.2012
tarihin-de verdiği 419 No.lu kararının bir kısmını teşkil
eden,

'Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini İlgili Şahıs
olarak başvuruya katan kararın ve/veya bu karar
gereğince yapılan işlemlerin tamamen hükümsüz ve/veya
etkisiz olduğuna ve herhangi bir- sonuç doğurmayacağına'

karar veririm.

Davacının davasındaki sair talepleri ret ve iptal
ederim."


İSTİNAF SEBEPLERİ
Daha önce de belirttiğimiz gibi İlk Mahkemenin kararına karşı, İlgili Şahıs Vakıflar ve Din İşleri Dairesi, Daval-ı Taşınmaz Mal Komisyonu ve Davacı ayrı ayrı istinaf dosyaladı.

12/2015 sayılı istinafı dosyalayan İlgili Şahıs 8 istinaf sebebi ileri sürmüştür.


13/2015 sayılı istinafı dosyalayan KKTC Başsavcılığı da
8 istinaf sebebi ileri sürmüştür.

1-2/2015 sayılı istinafta, İstinaf Eden/İlgili Şahıs ve
13/2015 sayılı istinafta İstinaf Eden Başsavcılığın istinaf sebepleri içerik olarak birbirleri ile aynı olup aynı sebeplere dayandığından, her iki istinaftaki istinaf sebeplerini birlikte incelemeyi uyg-un bulduk. Bu istinaf sebepleri dört başlık altında toplanabilir:

1. İlk Mahkemenin, Taşınmaz Mal Komisyonunun Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini İlgili Şahıs yapan kararının icrai nitelikli bir idari karar olduğu bulgusu hatalıdır. Çünkü İlgili- Şahıs yapma kararı bir hazırlık işlemidir. Davacının hukuki durumunda bir değişiklik yapmamaktadır.

2. İlk Mahkeme, Komisyonun Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini İlgili Şahıs yapma kararının, ilgili taşınmaz malın Davacıya iade hakkını ortadan- kaldırdığı ve dolayısıyla Davacının meşru menfaatini olumsuz yönde etkilediği bulgusu yaparak Komisyonun kararını incelemek ve hükümsüz kılmakla hata yapmıştır.

3. Mağusa Kaza Mahkemesinin 271/2000 sayılı kararı, Abdullah Paşa Vakfının, başvuru konu-su ve ilgili taşınmazların mülk sahibi olduğunu göstermesine ve/veya ilk nazarda göstermesine rağmen, İlk Mahkemenin, Komisyonun Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini İlgili Şahıs yapma kararını, Davacının mülkiyet hakkını elinde bulunduran kişi olduğu t-espitini yapmadan veremeyeceği nedeniyle iptal etmesi hatalıdır.

4. İlk Mahkemenin, Komisyonun Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini başvuruya İlgili Şahıs ekleme kararını yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları yönünden incelemesi hatalıdır. Ç-ünkü bu karar tek taraflı hukuki sonuçlar doğuran bir karar ve/veya işlem (Unilateral Administrative Act)
değildir. Davacının yasal hak ve menfaatlerini etkilememektedir.

14/2015 sayılı istinafı dosyalayan Davacı bir istinaf sebebi ileri sürmüştür. B-u istinaf sebebi 6 gerekçeye dayandırılmış olup şöyledir:

"Muhterem Mahkeme, Taşınmaz Mal Komisyonu ve/veya Davalı
tarafından 23.11.2012 tarihinde alınan 419 sayılı ve
takriben 01.11.2010 tarihinde Davacı tarafından
dosyalanan ve 23.07.201-0 tarih ve 167/2010 sayılı
başvurusundaki talepleri gereğince İskan İşleri ile
görevli Bakanlığı ve/veya Bakanlığı temsilen Başsavcılık
müdafaa veya Görüş takriri dosyalamakta kusur
ettiğinden İskan İşleri ile görevli Bakanlığı ve/veya
- Bakanlığı temsilen Başsavcılık aleyhinde hüküm
verilmesi ve istida masrafları için gerekli emrin
ısdarını talep eden ihbarlı istidanın görüşülmesini
ve/veya karara bağlanmasını ve/veya onun mucibince
karar verilmesini reddeden ve/veya er-teleyen kararın
ve/veya bu karar gereğince yapılan işlemlerin tamamen
hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve herhangi bir
sonuç doğuramayacağına dair bir karar vermemekle
ve/veya Muhterem Taşınmaz Mal Komisyonunun Davacının
01.11.2010 t-arihli ihbarlı istidasını 11 kez ertelemekle
ve/veya keyfi bir şekilde ve/veya makul sebep yokken
ertelemekle ve istidanın esasını inceleyip istidayı
neticelendirmemekle görevini ihmal ve/veya suistimal
edip yapılması gereken ve/veya ihma-l olunan eylemin,
yani istidanın esasını karara bağlama işleminin,
yapılması gerektiğine dair bir karar vermemekle hataya
düşmüştür."


TARAFLARIN İSTİNAF SEBEPLERİ İLE İLGİLİ İDDİA VE ARGÜMANLARI
12/2015 sayılı istinafta, İstinaf Eden/-İlgili Şahıs Avukatı, özetle: Taşınmaz Mal Komisyonunun Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini İlgili Şahıs olarak başvuruya katmakla bir mülkiyet tespiti yapmadığını; bu kararın İlk Mahkemenin belirttiği gibi Davacının taşınmaz malın iadesini elde edemey-eceği sonucunu doğurmadığını; hazırlayıcı bir irade açıklaması olmadığını; kararın bir hazırlık işlemi olduğunu; Taşınmaz Mal Komisyonunun, Mağusa Kaza Mahkemesinin 271/2000 No.lu davada, 27/12/2005 tarihinde vermiş olduğu tespit kararına göre, başvuru kon-usu malın Abdullah Paşa Vakfına ait olduğu cihetle mülkiyet hakkını elinde bulunduran Abdullah Paşa Vakfının emaneten yöneticisi olarak Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin başvuruya İlgili Şahıs olarak eklenmesine karar verdiğini; bu kararın Davacının- meşru menfaatini etkilemediğini; hukuki durumunda değişiklik yapmadığını; dolayısıyla icrai niteliği olmadığını ve bu karar için YİM'e başvurulamayacağını; Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin Komisyonun Vakıflar ve Din İşleri Dairesini başvuruya İlgili- Şahıs olarak katma kararının icrai nitelikte olduğunu kabul ederek hükümsüz kılmasının hatalı olduğunu iddia etmektedir.

13/2015 sayılı istinafta İstinaf Eden Başsavcılık adına bulunan Savcı, bir taşınmaz malla ilgili Taşınmaz Mal Komisyonuna başvur-ulduğunda, bu taşınmaz mal üzerinde mülkiyet hakkı veya kullanım hakkı iddiası olan kişi veya kişiler varsa bunların başvuruya katılmak için davet edilmesi gerektiğini; İlgili Şahıs ekleme kararının bir usul kararı olduğunu; Vakıflar Örgütü ve Din İşleri D-airesinin, Mağusa Kaza Mahkemesinin 271/2000 No.lu davadaki 27/12/2005 tarihli tespit kararı ışığında, Abdullah Paşa Vakfının bu taşınmaz mal üzerinde mülkiyet hakkı olduğu iddiasında bulunması ile başvuruya İlgili Şahıs olarak eklendiğini; bu kararın mülk-iyet tespiti yapmadığını; Davacının taşınmazın iadesini elde etme hakkını ortadan kaldırmadığını ve meşru menfaatinin etkilenmediğini; dolayısıyla, icrai niteliği olmayan bir karar olduğundan, Yüksek İdare Mahkemesinin denetimine tabi bir karar olmadığını;- Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin, Taşınmaz Mal Komisyonunun bu kararını icrai bir karar olarak değerlendirip hükümsüz kılmakla hata yaptığını ileri sürmektedir.

İNCELEME
12/2015 sayılı istinaftaki İstinaf Eden/İlgili Şahıs Vakıflar ve Din İşle-ri Dairesinin istinaf sebepleri ile 13/2015 sayılı istinaftaki KKTC Başsavcılığının istinaf sebeplerini 4 başlık altında toparladığımız şekliyle, bu istinaf sebeplerini saptadığımız 4 istinaf sebebi altında incelediğimiz zaman, 1, 2 ve 3. istinaf sebepleri-nin birbiriyle içiçe olduğu ve birlikte incelenmesinin olgusal
ve hukuki açıdan daha uygun ve gerekli olduğu görülmektedir.

1, 2 ve 3. İstinaf Sebeplerinin İncelenmesi:

1. İlk Mahkemenin, Taşınmaz Mal Komisyonunun Vakıflar Örgütü ve Din İşleri- Dairesini İlgili Şahıs yapan kararının icrai nitelikli bir idari karar olduğu bulgusu hatalıdır. Çünkü İlgili Şahıs yapma kararı bir hazırlık işlemidir. Davacının hukuki durumunda bir değişiklik yapmamaktadır.

2. İlk Mahkeme, Komisyonun Vakıflar Ör-gütü ve Din İşleri Dairesini İlgili Şahıs yapma kararının, ilgili taşınmaz malın Davacıya iade hakkını ortadan kaldırdığı ve dolayısıyla Davacının meşru menfaatini olumsuz yönde etkilediği bulgusu yaparak Komisyonun kararını incelemek ve hükümsüz kılmakla -hata yapmıştır.

3. Mağusa Kaza Mahkemesinin 271/2000 sayılı kararı, Abdullah Paşa Vakfının, başvuru konusu ve ilgili taşınmazların mülk sahibi olduğunu göstermesine ve/veya ilk nazarda göstermesine rağmen, İlk Mahkemenin, Komisyonun Vakıflar Örgütü v-e Din İşleri Dairesini İlgili Şahıs yapma kararını, Davacının mülkiyet hakkını elinde bulunduran kişi olduğu tespitini yapmadan veremeyeceği nedeniyle iptal etmesi hatalıdır.

Davacının, 262/2012 No.lu davada, Talep Takririnin
a) paragrafında iptalini- ve/veya hükümsüz kılınmasını talep ettiği, 419 sayı ve 23/11/2012 tarihli Davalı Taşınmaz Mal Komisyonunun kararı; Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin, Davacının Komisyondaki 167/2010 sayılı başvurusuna İlgili Şahıs olarak eklenmesi ve başvurudaki de-fault istidası gereğince, Davalı aleyhine hüküm verilmesi talebinin reddedilerek karara bağlanmadan istidanın ertelenmesi ile ilgilidir.

Davanın yapılan duruşması neticesinde, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi, Davalı Taşınmaz Mal Komisyonu t-arafından alınan 419 sayılı 23/11/2012 tarihli karar ile Abdullah Paşa Vakfının temsilcisi olarak Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini başvuruya İlgili Şahıs olarak katmakla, Abdullah Paşa Vakfını "Mülkiyet Hakkını Elinde bulunduran" şahıs konumuna sokt-uğunu ve buna bağlı olarak, başvuru konusu taşınmaz malın Davacıya iade şansını ortadan kaldırıp Davacının başvurusunda malın iadesini elde edemeyeceği sonucunu yarattığından Komisyonun kararının icrai nitelikli bir karar olduğu bulgusuna vardıktan sonra, -meşru menfaat kriterini de inceleyerek, Vakıflar ve Din İşleri Dairesini başvuruya ekleyen Taşınmaz Mal Komisyonu kararının, başvuru konusu taşınmaz malın Davacıya iade hakkını ortadan kaldırma sonucunu doğuracağından Davacının meşru menfaatinin doğrudan d-oğruya ve olumsuz yönde etkileneceği sonucuna da vararak kararı esastan incelemiş ve esastan inceleme sırasında belirttiği gerekçelerle, Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini İlgili Şahıs olarak başvuruya katan kararın ve/veya bu karar gereğince yapılan -işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar vermiştir.
Bu karara karşı, 12/2015 sayılı istinaftaki İstinaf Eden/ İlgili Şahıs Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi ile 13/2015 sayılı istinaftaki İstinaf Eden Ta-şınmaz Mal Komisyonu vasıtasıyla KKTC Başsavcılığı, bu kararın icrai nitelikte bir karar olmadığını ve Davacının meşru menfaatini olumsuz yönde etkileyen bir karar olmadığını, bu hususları dikkate almadan kararın esasını inceleyip hükümsüz ve etkisiz kılan- Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin hata yaptığını, diğer bir anlatım şekli ile İstinaf Eden/İlgili Şahıs ve Başsavcılık Davacının dava ettiği kararın bu kısmının icrai nitelikli bir karar olmadığını, icrai nitelikli olmayan bir karar aleyhine Davacını-n dava açamayacağını ve Yüksek İdare Mahkemesinin icrai nitelikli olmayan bir kararı hükümsüz kılamayacağını iddia etmektedir.

Anayasa Mahkemesinin 3/2006 D.3/2006 sayılı kararı ve bilâhare Yargıtayın, Yargıtay/Asli Yetki 32/2012 D.1/2014 sayılı kara-rı ile, Taşınmaz Mal Komisyonunun yürütsel ve yönetsel bir organ olduğu ve usule ilişkin kararları dahil, kararlarına karşı Anayasa'nın 152. maddesi tahtında Yüksek İdare Mahkemesine başvurulabileceği açıklık kazanmıştır. Ancak, özellikle Yargıtay/Asli Yet-ki 32/2012 D.1/2014 No.lu kararda, Komisyonun usul kararları dahil kararlarına karşı başvuru yapılacak yetkili Mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğunun belirtilmesi, Komisyonun her tür kararına karşı Yüksek İdare Mahkemesine başvurulabileceği anlamını d-oğurmamaktadır. Elbetteki Komisyonun Anayasa'nın 152. maddesi kapsamına giren icrai nitelikli kararları için Yüksek İdare Mahkemesine başvurulabilir. Bu nedenle Yargıtay/Asli Yetki 32/2012 D.1/2014 sayılı karardaki:

"67/2005 sayılı Yasada, Komisyonun k-ararlarına karşı
başvuru yapılacak yetkili mahkemenin Yüksek İdare
Mahkemesi olduğu düzenlendiğine göre, usule ilişkin
kararlar konusunda bir ayrım yapılarak, usule ilişkin

kararlar için Yargıtayın yetkili olduğunu söylemek,
- yukarıda söylenenler ışığında mümkün görülmemektedir."

saptamasının, Taşınmaz Mal Komisyonunun icrai nitelikteki kararları anlamında kabul edilmesi gerekmektedir.

Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi, icrai kararlarla ilgili prensipleri ve ayrıl-abilir işlem kuramı gereği, zincir işlemi oluşturan bazı işlemlerin, nihai karardan ayrı olarak dava edilebileceği ile ilgili prensibi ve 67/2005 sayılı Yasa'nın 7. ve 8. maddesini de dikkate alarak, daha önce belirttiğimiz bulgulara ve neticeye varmıştır.-

İdare Hukukunda, yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan herhangi bir organ, makam veya kişinin bir kararının iptal davasına konu olabilmesi için, kişinin hukuksal durumunda değişiklik yapacak nitelikte olması gerekir. İdarenin bu kararı aynı zama-nda icrai, etkili ve sonuç doğurucu bir karar olmalıdır.

Yüksek İdare Mahkemesinin birçok kararında icrailik tanımı yapılırken, Zaim Necatigil'in "KKTC'de Anayasa ve Yönetim Hukuku" adlı eserindeki tanımın benimsendiği görülmektedir. Necatigil'in bu -eserinde, yönetsel karar veya işlemin tanımı şöyledir:

"Yönetsel karar veya işlem, kararın alındığı veya
işlemin yapıldığı zamanda belirli veya belirlenebilir
bir kişinin yasal hak ve menfaatlarını doğrudan
etkileyen bir işle-mdir."


Bu tanım, idari karar veya işlemin kişi üzerindeki
etkilerini ve doğurduğu sonuçları açıklamaktadır.

Yüksek İdare Mahkemesinin de benimsediği bu tanıma göre, bir idari karar veya işlem kişinin menfaatlerini veya hukuki durumunu etki-lerse karar icraidir. Kişinin hukuki durumunu etkilemeyen, kişinin mevcut durumunu teyit eden, durum bildiren veya bilgi verici kararların icrai niteliği yoktur. İcrai niteliği olmayan işlemler herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz ve hukuk düzeninde bir deği-şiklik yaratmaz (Gör:YİM/İstinaf 6/2013 D.6/2014).

Taşınmaz Mal Komisyonu; huzurundaki Davacının başvurusunda, Başsavcılığın, başvuruya konu taşınmaz malın Mağusa Kaza Mahkemesinin 271/2000 No.lu davada vermiş olduğu 27/12/2005 tarihli tespit kararı -gereğince, 271/2000 No.lu davadaki karara konu diğer taşınmaz mallarla birlikte Abdullah Paşa Vakfına ait olduğunu belirterek, Abdullah Paşa Vakfının emaneten yöneticisi olan Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin başvuruya İlgili Şahıs olarak eklenmesin-e karar verilmesini talep etmesi üzerine, Mağusa Kaza Mahkemesinin kararını, Tapu ve Kadastro Dairesi tarafından düzenlenen başvuruya konu taşınmaz malın mülkiyet durumunu gösteren Emare 21 (Mavi 314)'deki belgeyi, 67/2005 sayılı Yasa'nın 6. ve 7. maddeler-ini ve İlgili Şahıs eklenmesi ve hakları ile ilgili olan YİM Tüzüğü'nün 8. maddesini göz önünde bulundurarak, "KKTC mevzuatına göre mülkiyet hakkına ya da kullanım hakkına sahip olanların haklarını koruyacak adil ve objektif bir karar verebilmek için...." -Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin başvuruya İlgili Şahıs olarak katılmasına karar vermiştir.

14/2015 No.lu istinafta, İstinaf Eden Davacı ve Avukatı, bu istinafa konu 262/2012 No.lu davada Emare 20 olan Mağusa Kaza Mahkemesinin bu kararının "K-eenlemyekün" olduğunu ve Davacıyı bağlamadığını iddia etmektedir.

Mağusa Kaza Mahkemesinin kararı, KKTC mevzuatına uygun olarak yetkili yargı mercii tarafından geçersiz kılınmadığı sürece, bir mahkeme kararı olarak geçerliliğini korumaktadır. Davacı-nın Mağusa Kaza Mahkemesi kararının geçersiz olduğu ve kendisini veya herhangi bir makam veya organı bağlamadığı iddiası; Anayasa'nın 136. maddesindeki "Yasama ve yürütme organları ile Devlet Yönetimi makamları, mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Bu org-an ve makamlar, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez" kuralı gereğince, tüm idari organları bağlamakta olup, tüm idari organ ve makamlar mahkemenin bu kararına uymak zorunda oldukları nedeniyle, sade-ce Davacının hukuki değeri olmayan geçersiz bir iddiası olarak kalmaktadır.

67/2005 sayılı Yasa'nın 8(1) maddesi şöyledir:

"8. Komisyon, tarafların iddialarını, sunulan belgeleri
ve tanıkları dinledikten sonra bu Yasanın amacı
çerçevesin-de aşağıdaki hususları dikkate alarak,
taşınmaz malın hak sahibi olduğu tespit edilen kişiye
iadesine veya bu kişiye takas teklif edilmesine veya
bu kişiye tazminat ödenmesine karar verir. Başvuranın,
iade, takas ve taşınmaz mal karşılığın-da tazminat
talebine ilaveten kullanım kaybından doğan zararının
ve/veya manevi zararının tazminini de istediği
durumlarda, Komisyon, bu konuları ayrıca karara
bağlayacaktır:
(1) Başvuranın iadesini talep ettiği, yürürlükteki
-yasalar uyarınca mülkiyet hakkı veya kullanım
hakkı herhangi bir gerçek veya devlet dışındaki
tüzel kişiye ait olmayan ve iade edilmesi,
konumu ve niteliği itibarıyla ulusal güvenliği
ve kamu düzenini tehlikeye düşürmeye-cek, kamu
yararına tahsis edilmemiş olan ve askeri bölgeler
veya askeri tesisler dışındaki taşınmaz mallar
Komisyon kararıyla makul bir sürede iade
edilebilir."


8. maddedeki bu düzenlemeye göre, başvuru konusu bi-r taşınmaz malın başvurana iade edilebilmesi için dikkate alınması gereken diğer hususlar yanında bu taşınmaz malın mülkiyet veya kullanım hakkının herhangi bir gerçek veya Devlet haricindeki bir tüzel kişide olmaması gerekir.

67/2005 sayılı Yasa'nın- 7. maddesi başvuruda davalı tarafın kim olacağını ve başvurudaki işlemlere kimin davet edilmesi gerektiğini düzenlemektedir. 7. madde aynen şöyledir:

"7. Bu Yasa tahtında yapılacak olan başvurularda davalı
taraf olarak, Bakanlık ve/veya Bakanlığı -temsilen
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başsavcılığı gösterilir.
Komisyon, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mevzuatına
göre başvuru konusu malın mülkiyet hakkını ya da
kullanım hakkını elinde bulunduran şahsa da, Komisyon
önünde yapılan i-şlemlere katılması için davet yapar.
Komisyona davet edilen şahıs, yönetsel davalarda
ilgili kişilere tanınan haklara sahip olur."


7. maddeye göre, Komisyonun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mevzuatına göre, başvuru konusu taşınmaz malın mülk-iyet hakkını veya kullanım hakkını elinde bulunduran kişiyi, başvurudaki işlemlere katılması için davet etmesi gerekir.

Taşınmaz Mal Komisyonu Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini başvuruya İlgili Şahıs olarak katma kararı verirken, ilgili şahıs o-larak eklenmesi için yapılan bu talep ışığında, Başsavcılık tarafından yapılan Abdullah Paşa Vakfının başvuru konusu taşınmaz mal ile ilgili mülkiyet iddiasını, Mağusa Kaza Mahkemesinin kararını, yani başvuru konusu taşınmaz malın Abdullah Paşa Vakfına ait- olduğuna dair tespit kararını, Tapu ve Kadastro Dairesi tarafından düzenlenen ve Komisyona verilen Emare 21 Mavi 314'teki belgeye göre, başvuru konusu taşınmaz malın mülkiyet hakkını elinde bulunduranın Abdullah Paşa Vakfı olduğunu dikkate alarak karar ve-rmiştir. KKTC Anayasası'nın 136. maddesine göre, yasama ve yürütme organları ile Devlet yönetimi makamları Mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Taşınmaz Mal Komisyonu, Mahkeme kararı ile Abdullah Paşa Vakfına ait olduğu tespit edilen ve Tapu ve Kadastro D-airesinin düzenlediği Emare 21 belgeye göre de şimdiki mal sahibi görülen, başvuru konusu gayrimenkûlün mülkiyet hakkını elinde bulunduran Abdullah Paşa Vakfının emaneten yöneticisi olan Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini, 67/2005 sayılı Yasa'nın 7. m-addesinde aranan mülkiyet hakkını elinde bulunduran şahıs olarak başvuruya İlgili Şahıs olarak eklemiştir. Diğer bir anlatımla Komisyon, KKTC mevzuatına göre verilen geçerli ve bağlayıcı bir mahkeme kararına ve Tapu Dairesinin şimdiki mal sahibinin Abdulla-h Paşa Vakfı olduğunu gösteren Emare 21 belgeye göre ve KKTC mevzuatı gereğince, malın mülkiyet hakkını elinde bulunduran kişi olan Abdullah Paşa Vakfının emaneten yöneticisi Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini, 67/2005 sayılı Yasa'nın 7. maddesine uyg-un olarak İlgili Şahıs yapmıştır. Komisyonun, mülkiyet hakkını elinde bulunduran Abdullah Paşa Vakfının mütevellisi olmadığı nedeniyle, emaneten yöneticisi olan Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini başvuruya İlgili Şahıs olarak eklemesiyle Davacının huk-uki durumunda bir değişiklik olmamaktadır. Taşınmaz Mal Komisyonu, Abdullah Paşa Vakfını, KKTC mevzuatına uygun olarak, Mağusa Kaza Mahkemesi tarafından verilen bir tespit kararına ve Tapu Dairesinin düzenlediği belgeye istinaden, KKTC mevzuatı gereğince m-alın mülkiyet hakkını elinde bulunduran kişi statüsü ile başvuruya İlgili Şahıs yapmıştır. İlgili Kişi, "malın mülkiyet hakkını elinde bulunduran kişi" hukuki statüsünü, Komisyonun ilgili şahıs ekleme kararı ile elde etmemiştir. Tam aksine var olan bu huku-ki durumu nedeniyle, Komisyon tarafından başvuruya İlgili Şahıs olarak eklenmiştir. Bu hukuki statüye göre, Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin başvuruya eklenmesi etkili bir işlem olmayıp Davacının hukuki durumunda değişiklik yapmayan, yasal hak ve m-enfaatlerini etkilemeyen ve icrai niteliği olmayan bir karardır.

Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin kararında belirttiği gibi, 67/2005 sayılı Yasa'nın 8(1) maddesine göre bu Yasa kapsamındaki bir taşınmaz malın iade edilebilmesi için, sair şeyle-r yanında, "yürürlükteki yasalar uyarınca mülkiyet veya kullanım hakkının herhangi bir gerçek veya Devlet dışındaki kişiye ait olmaması" gerekir. Ancak Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin, Mağusa Kaza Mahkemesi kararının Komisyonu da bağlayıcı olduğunu -kabul etmesine rağmen, Komisyonun Mağusa Kaza Mahkemesinin kararını ve Tapu Dairesinin, mal sahibini gösteren belgeyi göz önüne alarak Abdullah Paşa Vakfının emaneten yöneticisi Vakıflar ve Din İşleri Dairesini mülkiyeti elinde bulunduran kişi statüsü ile -başvuruya kattığını göz önünde bulundurmadan ve Mağusa Kaza Mahkemesi kararı ile Tapu Dairesinin düzenlediği belgeyi hiç dikkate almadan, Davacının başvurusunda malın iadesini istediğini, Komisyonun Abdullah Paşa Vakfının temsilcisi olarak Vakıflar Örgütü -ve Din İşleri Dairesini başvuruya katma kararının, başvuruda malın Davacıya iadesi yönünde karar verme şansını ortadan kaldırdığını ve 67/2005 sayılı Yasa'nın 7. maddesindeki düzenlemeye göre, bu kararın Abdullah Paşa Vakfını "Mülkiyet hakkını elinde bulun-duran şahıs" konumuna soktuğu nedeniyle Davacının başvurusunda hiçbir zaman malın iadesini elde edemeyeceği sonucunu doğurduğu kararına vararak, Komisyonun kararının icrai bir karar olduğu yönündeki saptaması yukarıda belirttiklerimiz ışığında hatalıdır.

- Taşınmaz Mal Komisyonu, kararının 5. paragrafında, Davacının 67/2005 sayılı Yasa'nın 6. maddesi altında lehine bir karar ısdar edilebilmesi için herhangi bir makul şüpheye mahal bırakmayacak şekilde iddialarını ispat etme yükümlülüğü bulunduğu ve Dava-cının başvurusundan etkilenebilecek Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin de başvuruya eklenmesi ile adil ve objektif bir karar verilebilmesi için işlemin yapıldığı hususunda gerekçe belirtmiştir.

Komisyonun gerekçesi değerlendirildiğinde, Ko-misyonun Davacı aleyhine nihai bir karar vermediği ve tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin Davacı aleyhine netice doğurduğu gerekçesi ile dikkate almadığı Mahkeme kararını ve
araştırma belgelerini Davacının ispat külfeti safhasında değerlendireceğinden, -tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin vardığı sonuç bu nedenle de hatalıdır.

Belirttiklerimizden anlaşılacağı üzere, 12/2015 sayılı istinaftaki İstinaf Eden Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi ve 13/2015 sayılı istinaftaki İstinaf Eden KKTC Başsav-cılığı
1, 2 ve 3. istinaf sebeplerinde başarılı olmuşlardır.

12/2015 ve 13/2015 sayılı istinaflarda İstinaf Edenlerin 4. istinaf sebebinin incelenmesi:

4. İlk Mahkemenin, Komisyonun Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini başvuruya İlgili Şahı-s ekleme kararını yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları yönünden incelemesi hatalıdır. Çünkü bu karar tek taraflı hukuki sonuçlar doğuran bir karar ve/veya işlem (Unilateral Administrative Act) değildir. Davacının yasal hak ve menfaatlerini etkilemem-ektedir.

Kararımızda daha önce de atıfta bulunduğumuz idare hukuku içtihatlarına göre, bir idari kararın iptal davasına konu ve Yüksek İdare Mahkemesinin denetimine tabii olabilmesi için kişinin hukuki durumunda değişiklik yapacak nitelikte kişinin -hak ve menfaatlerini doğrudan etkileyen, icrai, etkili ve sonuç doğurucu bir idari karar olması gerekir. Bu nitelikleri taşımayan bir idari işlem veya karar, KKTC Anayasası'nın
152(1) maddesi tahtında başvuru konusu yapılamaz ve idari yargı denetimine tab-i olamaz. Ancak, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin Taşınmaz Mal Komisyonunun Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini başvuruya İlgili Şahıs ekleme kararının Davacının yasal hak ve menfaatlerini etkileyici icrai nitelikli bir karar olduğu bulgusuna var-dıktan sonra bu kararı yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurlar bakımından incelemesi kaçınılmazdı ve bu incelemeyi yapmakla herhangi bir hata yapmamıştır.

1, 2 ve 3. istinaf sebeplerini incelerken Taşınmaz Mal Komisyonunun Vakıflar Örgütü ve Din -İşleri Dairesini başvuruya davet eden veya İlgili Şahıs olarak ekleyen kararının Davacının yasal hak ve menfaatlerini etkilemeyen, icrai nitelikli bir karar olmadığını saptadığımızdan ve icrai niteliği olmayan bu karar idari yargı denetimine tabi olmadığın-dan Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin bu kararın yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları ile ilgili bulgularının incelenmesine gerek kalmamıştır.

Bu nedenlerle 12/2015 ve 13/2015 sayılı istinaflardaki
4. istinaf sebebinin reddedilmesi gerek-mektedir.

YİM/İstinaf 14/2015 sayılı istinafta İstinaf Eden/ Davacının istinaf sebebinin incelenmesi:

"Muhterem Mahkeme, Taşınmaz Mal Komisyonu ve/veya Davalı
tarafından 23.11.2012 tarihinde alınan 419 sayılı ve
takriben 01.11.2010 tarih-inde Davacı tarafından
dosyalanan ve 23.07.2010 tarih ve 167/2010 sayılı
başvurusundaki talepleri gereğince İskan İşleri ile
görevli Bakanlığı ve/veya Bakanlığı temsilen Başsavcılık
müdafaa veya Görüş takriri dosyalamakta kusur
ettiği-nden İskan İşleri ile görevli Bakanlığı ve/veya
Bakanlığı temsilen Başsavcılık aleyhinde hüküm
verilmesi ve istida masrafları için gerekli emrin
ısdarını talep eden ihbarlı istidanın görüşülmesini
ve/veya karara bağlanmasını ve/veya onun m-ucibince
karar verilmesini reddeden ve/veya erteleyen kararın
ve/veya bu karar gereğince yapılan işlemlerin tamamen
hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve herhangi bir
sonuç doğuramayacağına dair bir karar vermemekle
ve/veya Muhterem T-aşınmaz Mal Komisyonunun Davacının
01.11.2010 tarihli ihbarlı istidasını 11 kez ertelemekle
ve/veya keyfi bir şekilde ve/veya makul sebep yokken
ertelemekle ve istidanın esasını inceleyip istidayı
neticelendirmemekle görevini ihmal ve/veya- suistimal
edip yapılması gereken ve/veya ihmal olunan eylemin,
yani istidanın esasını karara bağlama işleminin,
yapılması gerektiğine dair bir karar vermemekle hataya
düşmüştür."


Bu istinaf sebebi ile ilgili argümanında İstinaf Ede-n/ Davacı Avukatı; Anayasa Mahkemesinin 3/2006 D.3/2006 sayılı kararına göre, Komisyonun "Administrative Tribunal" niteliğinde olduğunu, Komisyonun yürütsel ve yönetsel yetki kullanan bir organ veya makam olduğunu ve kararlarına karşı Yüksek İdare Mahkemes-ine başvurulabileceğini, 67/2005 sayılı Yasa'ya göre Komisyon kararlarına karşı tarafların Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkı bulunduğunu, Yargıtay/Asli Yetki 32/2012 D.1/2014 No.lu karar ile de Komisyonun idari bir organ kabul edilerek kararlarına ka-rşı başvuru yapılabilecek yetkili Mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğunun ve usule ilişkin kararlarının denetiminin de Yüksek İdare Mahkemesi yetkisinde olduğunun vurgulandığını belirttikten sonra, Komisyonun 23/11/2012 tarihli kararı ile Davacının baş-vurusundaki istidasını 14/1/2013 tarihine ertelemesinin, Davacının haklarını etkileyen icrai bir karar olduğu halde, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin bu kararı icrai nitelikte olmayan, etkisiz bir karar kabul etmekle, bu tehir kararının idari dava ko-nusu yapılamayacağı sonucuna varmakla ve buna bağlı olarak istidanın görüşülüp karara bağlanmasını reddetmekle ve istidayı ertelemekle hata yaptığını iddia etmektedir. İstinaf Eden/Davacı Avukatına göre, 167/2010
No.lu başvurusunda 33,163.369 Euro tazminat- talep eden
Davacı Komisyonun bu kararı ile ekonomik olarak olumsuz etkileneceğinden, ertelemenin ve/veya istidayı sonuçlandırmamanın Davacının haklarını olumsuz yönde ve/veya meşru menfaatini olumsuz yönde etkileyen icrai nitelikli bir karardır.

An-ayasa Mahkemesinin 3/2006 D.3/2006 sayılı kararı ve Yargıtayın Asli Yetki 32/2012 D.1/2014 sayılı kararı ile Taşınmaz Mal Komisyonunun yürütsel ve yönetsel bir organ olduğu ve usul kararları dahil icrai nitelikli kararlarının Yüksek İdare Mahkemesinin dene-timine tabi olduğunun açıklığa kavuştuğunu, daha önceki istinaf sebeplerini incelerken belirtmiştik. Her idari makamın kararları gibi Komisyonun da kişinin hukuki durumunda değişiklik yapmayan, hak ve menfaatlerini etkilemeyen, icrai nitelikte olmayan kara-rları
idari yargı denetimine tabi değildir.

Taşınmaz Mal Komisyonu, 23/11/2012 tarihli kararında, başvuran Davacının default istidası gereğince hüküm verilmesi talebini reddetmemiş, ancak Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin başvuruya İlgili Şah-ıs olarak katılmasına karar vererek, istidayı 14/1/2013 tarihine ertelemiştir.

İcrai nitelikte idari işlemler, idarenin tek yanlı iradesiyle hukuki sonuçlar doğuran, hukuk düzeninde değişikliklere yol açan, kişilerin hakları ve yükümlülükleri üzerin-de etkili olan işlemlerdir. İcrai olmayan kararlar ise, bir idari merciin kararı olmakla birlikte herhangi bir hukuki sonuç doğurmayan, hukuki durumda değişiklik yapmayan, ilgili kişilerin haklarını etkilemeyen idari kararlardır (Gör: Kemal Gözler İdare Hu-kuku İkinci Baskı Cilt 1 sayfa 702-703).

Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi, Komisyonun istidayı erteleme kararının etkisiz ve icrai niteliği olmayan bir karar olduğunu belirterek, Davacının Talep Takririnin a) paragrafındaki talebini reddederken şö-yle demiştir:

"Komisyon, anılan tehir dolayısıyla, bu davadaki
Davacı olan ilgili başvurudaki Başvuranın hüküm talebini
o safha için kabul etmemiştir. Ancak bundan anlaşılacağı
üzere hüküm talebi ret de edilmemiştir. Yani, Başvuranın
hukuki- statüsüne yönelmeyen bir irade açıklaması
gerçekleşmiş ve bu irade açıklaması, yani erteleme kararı,
Başvuranı fiilen etkilemiş olmakla birlikte hukuki statü
boyutunda etkilememiştir. Diğer bir deyişle, tehir kararı
nedeniyle Başvuranın men-faatleri etkilenmiş görünmektedir.
Ancak menfaatin etkilenmiş olması, anılan işlemin veya
tehir kararının 'etkili' olmasını doğurmamaktadır (Bu
konuda gör:Onur Karahanoğulları, İdarenin Hukukla
Kavranması, Yasallık ve İdari İşlemler adlı eser, -2'nci
bası, sayfa 265). Daha açıkçası, istidanın Komisyon
tarafından tehir edilmesi özlü karar 'etkisiz işlem'
konumundadır. Bu nedenle, konu tehir kararının icrai bir
karar olmadığı ortaya çıkmaktadır. Belirttiklerimden
hareketle, yani -23.11.2012 tarihli Komisyon kararının,
istidanın 14.1.2013 tarihine ertelenmesine dair kısmının
icrai nitelikli olmamasından dolayı, Davacının Talep
Takririnin (a) paragrafındaki

' Taşınmaz Mal Komisyonu ve/veya Davalı tarafından
23.11.2012- tarihinde alınıp bir sureti Emare 2 olarak ilişikte sunulan 419 sayılı ve takriben 1.11.2010 tarihinde Davacı tarafından dosyalanan 23.7.2010 tarih ve 167/2010 sayılı başvurusundaki talepleri gereğince Davalı müdafaa ve görüş takriri dosyalamakta kusur et-tiğinden Davalı aleyhinde hüküm verilmesi ve istida masrafları için gerekli emrin ısdarını talep eden ihbarlı istidanın görüşülmesini ve/veya karara bağlanmasını ve/veya onun mucibince karar verilmesini reddeden ve/veya erteleyen kararın ve/veya bu karar -gereğince yapılan işlemlerin tamamen hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair bir karar; '


özlü talebinin, daha ileri değerlendirmeye yönelmeden
reddi kaçınılmaz hale gelmektedir."


Belirttiğimiz icrai ve i-crai olmayan idari kararların tanımları ışığında, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin aktardığımız bulgusunda ve vardığı neticede herhangi bir hata bulunmamaktadır. İstinaf Eden/Davacının, bu bulgu ve neticeye ilişkin istinaf sebebinin reddedilmesi gere-kmektedir.

14/2015 sayılı istinafta İstinaf Eden/Davacının istinaf sebebinin diğer kısmı, Komisyonun, Davacının başvurudaki
1/11/2010 tarihli ihbarlı istidasını 11 kez ertelemekle ve istidanın esasını inceleyip neticelendirmemekle ihmalde bulunduğu- halde, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin Komisyonun ihmali bulunmadığına dair karar vermesinin hatalı olduğuna ilişkindir.

Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi, Komisyona yapılan başvurularda, 67/2005 sayılı Yasa'ya göre Komisyonun Hukuk Muhak-emeleri Usulü Yasası'nı, 67/2005 sayılı Yasa'ya bağlı olarak çıkarılan Tüzüğü, 2006 Taşınmaz Mal Tüzüğü'nde düzenleme bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Tüzüğü'nün uygun kurallarını uygulayacağının düzenlendiğini belirterek, başvurudaki default istidas-ının diğer mevzuat yanında Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 26 nizam 10'a dayandığını, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü'nün bu maddesinin Komisyona da karar verirken takdir yetkisi verdiğini, Komisyonun istidada talep edilse bile başvurudaki talepler ger-eğince Davalı aleyhine hüküm verme zorunluluğu olmadığını, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 48 nizam 6'daki "Herhangi bir dilekçenin dinlenmesi Mahkeme veya Yargıcın uygun göreceği koşullarda (eğer varsa) zaman zaman ertelenebilir." kuralı gereğince Kom-isyonun uygun gördüğü koşullarda zaman zaman erteleme yetkisi ve serbestiyeti olduğunu belirterek, Komisyonun istidayı tehir etmesinin idari ihmal olmadığı bulgusuna vararak, İstinaf Eden/Davacının Talep Takririnin (b) paragrafındaki:


"b)Muhterem- Taşınmaz Mal Komisyonunun, Başvuranın
1.11.2010 tarihli ihbarlı istidasını 11 kez
ertelemekle ve/veya keyfi bir şekilde ve/veya
makûl sebep yokken ertelemekle ve istidanın
esasını inceleyip istidayı neticelendirmemekle
görev-ini ihmal ve/veya suistimal edip yapılması
gereken ve/veya yapılması ihmal olunan eylemin,
yani istidanın esasının karara bağlama işleminin,
yapılması gerektiğine dair bir karar;"


verilmesi talebini reddetmiştir.

İdari ihmal Yük-sek İdare Mahkemesinin birçok kararında
"İdarenin yasal olarak yapması gereken yönetsel bir işlemi yapmaması" olarak tanımlanmaktadır (Gör: YİM 20/2010
D.17/2012, YİM 161/2012 D.22/2013).

Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin de atıfta bulunduğu Yİ-M 146/2011 D.17/2015 sayılı kararda ihmal ile ilgili olarak şöyle denmektedir:

" 'İhmal' en genel tanım ile, İdarenin hukuki
yükümlülüklerini yerine getirmemesidir.
YİM 136/2001 (D.13/2002) sayılı kararda ihmal şöyle
tarif edilmektedir:
'Anayasa-'nın 152. maddesi anlamındaki 'ihmal'
yürütsel veya yönetsel yetki kullanan bir
makamın veya organın veya kişinin kanunen
yapması gerekli işlemleri bu konuda herhangi
bir karar almaya gerek duymadan yapmaması
deme-ktir.'
İdari bir organ, makam veya kişinin Anayasa'ya göre veya yasal olarak alması gereken bir kararı almadığı veya yapması gereken bir yönetsel işlemi yapmadığının iddia edilmesi halinde, Anayasa'nın 152(2) maddesi altında bu organ, makam veya kişinin ih-malinin olup olmadığının karara bağlanması için Yüksek İdare Mahkemesine başvurulabilir. Böyle bir başvuru üzerine Yüksek İdare Mahkemesi, İdarenin Anayasa'ya göre veya yasal olarak alması gereken bir kararı almadığı veya yapması gereken bir idari işlemi y-apmadığını saptarsa, İdarenin ihmalde bulunduğuna karar verir. Ancak idari organ, makam veya kişi idari bir karar almak veya işlem yapmakta serbest ise, yani bir karar almak veya işlem yapmak için Anayasal veya yasal bir zorunluluğu yoksa, İdarenin bir ihm-alinin olduğundan bahsedilemez."


Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin, 67/2005 sayılı
Yasa'nın 8. maddesi, default istidaları ile ilgili Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 26 nizam 10 ve istidaların ertelenebilmesi ile ilgili Hukuk Muhakemeleri Usul T-üzüğü
Emir 48 nizam 6'ya istinaden, Komisyonun istida safhasında başvurudaki talepler gereğince Davalı aleyhine hüküm verme zorunluluğu olmadığı, Komisyonun zorunluluğunun, başvurunun esasında hak sahipliliği tespiti yapılan kişiye, malın iadesi, takas tek-lif edilmesi veya tazminat ödenmesine karar verme olduğu, istidayı ertelemede takdir yetkisi ve serbestisi olduğu bulgu ve değerlendirmesinde herhangi bir hata olmadığı gibi, bu değerlendirmesi ve Yüksek İdare Mahkemesinin, ihmalin tanım ve oluşumu ile ilg-ili kararları ışığında, Taşınmaz Mal Komisyonunun idare hukuku anlamında ihmalde bulunmadığı saptamasında da herhangi bir hata bulunmamaktadır. İstinaf Eden/Davacının istinaf sebebinin bu kısmının da reddedilmesi gerekir.

Belirttiklerimiz ışığında, -14/2015 sayılı istinaftaki İstinaf Eden/Davacının tüm istinaf sebeplerinin reddedilmesi gerekmektedir.

Netice itibarıyla, 12/2015 sayılı istinafta İstinaf Eden/ İlgili Şahsın ve 13/2015 sayılı istinafta İstinaf Eden Davalının, 1, 2 ve 3. istinaf seb-epleri kabul edilerek, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinin:

"Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesini İlgili Şahıs
olarak başvuruya katan kararın ve/veya bu karar gereğince
yapılan işlemlerin tamamen hükümsüz ve/veya etkisiz
olduğuna v-e herhangi bir sonuç doğurmayacağına"

dair kararı iptal edilir.

12/2015 ve 13/2015 sayılı istinaflardaki İstinaf Edenlerin 4. istinaf sebebi iptal edilir.

14/2015 No.lu istinaftaki Davacı/İstinaf Edenin istinaf sebepleri ret ve iptal edilir.

- İstinaf masrafları, 12/2015 ve 13/2015 sayılı istinaflardaki Aleyhine İstinaf Edilen ve 14/2015 sayılı istinafta İstinaf Eden/Davacı tarafından ödenecektir.




Mehmet Türker Bertan Özerdağ Beril Çağdal
Yargıç Yargıç - Yargıç


29 Kasım, 2016












26






Full & Egal Universal Law Academy