Yüksek İdare Mahkemesi İstinaf Numara 1-2-3/2005 Dava No 2/2008 Karar Tarihi 18.12.2008
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi İstinaf Numara 1-2-3/2005 Dava No 2/2008 Karar Tarihi 18.12.2008
Numara: 1-2-3/2005
Dava No: 2/2008
Taraflar: Serdar Murat Topal ve diğerleri ile Şirketler Mukayyidi ve diğeri arasında
Konu: Şirket hisse devri - Küçüklere ait şirket hisse devri - Hisse dervinde hangi hukukun uygulanacağı tartışması
Mahkeme: Yim/İst
Karar Tarihi: 18.12.2008

-D.2/2008 Birleştirilmiş
YİM İstinaf No:1/2005-2/2005 ve 3/2005
(YİM Dava No: 8/2001, YİM 42/2001, YİM 65/2001)

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasa'nın 152. Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti: Gönü-l Erönen, Necmettin Bostancı, Narin Ferdi Şefik.

İstinaf eden: 1.Serdar Murat Topal, Murat Cankat Sokak, Ümit
Apt., No.10/6, Yeşilköy, İstanbul - Türkiye
2.Elif Lütfi Topal, Murat Cankat Sokak, Ümit
Apt., No.10/6-, Yeşilköy - İstanbul - Türkiye
3.Ebru Zeynep Topal, En yakın Arkadaşı, Annesi
ve doğal vasisi Safiye Belli vas., Murat
Cankat Sokak, Ümit Apt. No.10/6,
Yeşilköy - İstanbul - Türkiye
- 4.Kyrenia Jasmine Court Hotel and Casino Ltd.,
Naci Talat Cad., Girne
(Davacılar) - ile -

Aleyhine istinaf edilen: 1.Şirketler Mukayyidi vas-ıtası ile
KKTC
2. Resmi Kabz Memurluğu ve
Mukayyitlik Dairesi vasıtası ile
KKTC
(Davalılar)
İlgili Şahıs: Birsu Hilal Altıntaş, Küçük Emir Ömer Topal'ın
- ve küçük Ömer Lütfi Topal'ın doğal vasisi
sıffatıyle, adresi meçhul.

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Ergin Ulunay
Ale-yhine istinaf edilen namına: Savcı Ersoy Ölçter
İlgili Şahıs namına: Avukat Gürsel Kadri ve Avukat Emre Kadri.


İstinaf, Yüksek Mahkeme Yargıcı Seyit A. Bensen'in Birleştirilmiş YİM 8/2001, YİM 42/2001, YİM 65/2001 sayılı davada 14.1.2005 tarihinde verdiğ-i karara karşı Davacı tarafından yapılmıştır.



------------------


H Ü K Ü M


Gönül Erönen: Bu davada Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Narin Ferdi Şefik okuyacaktır.

Narin Ferdi Şefik: Davacılar Birleştirilmiş YİM 8/2001, YİM42/2001 ve YİM6-5/2001 sayılı davalarda KKTC'de ikamet etmeyen, küçük Emir Ömer Topal ve küçük Ömer Lütfi Topal'ın Davacı 4 Kyrenia Jasmine Court Hotel ve Casino Ltd'deki hisselerinin, vasileri olan anneleri Birsu Hilal Altıntaş tarafından 3.7.1997 tarihli devrini, Fasıl -277 madde 19(1)(a) altında Mahkeme emri olmadan yapılamayacağı gerekçesiyle, işleme koymayı reddeden ve bunun neticesi olarak ek sermaye artışı ve bundan doğan yeni hisse kayıtları ile ilgili Davacı 4'ün müracaatlarını işleme koymayan Davalıların kararlar-ının hükümsüz ve/veya etkisiz olduğu doğrultusunda hüküm talebi ile dava ikame etmişlerdir. İşbu istinaf ise Davacıların bu taleplerini reddeden İlk Mahkeme kararından yapılmaktadır.

Davacılar tarafından ikame edilen YİM 8/2001'de Davacılar Davacı No.4 -şirket nezdinde küçük Emir Ömer Topal ve küçük Ömer Lütfi Topal'ın isimlerinden diğer hissedarlara yapılan hisse devirlerini bildiren 22.9.2000 tarihli müracaatı ve buna ekli MŞ 32A forması ile diğer belgeleri işleme koymayı reddeden ve bu hisse devirleri-nin yapılabilmesi için Mahkeme emri talep eden Davalı 1 ve/veya Davalıların kararının tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna dair emir talep etmişlerdir.

YİM 42/2001'de ise davacılar Davacı No.4 şirketin 16.12.2000 tarihli olağanüstü genel kurul kararı i-le Davacı 4 şirketin kayıtlı sermayesinin artırılması neticesinde oluşan 2,420,755 adet hissenin bölüşüldüğünü Davalı 1 ve/veya Davalılara bildiren Davacı 4'ün 18.12.2000 tarihli MŞ 14 formasını ve müracaatını işleme koymayı reddeden Davalı 1 ve/veya Daval-ıların kararının tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna dair emir talep etmişlerdir.

YİM 65/2001 ile ise Davacılar YİM 42/2001'deki ayni talep ile Davalı 2'nin Davacı 4 şirketin murakıbına 16.4.2002'de verdiği 28.3.2002 tarihli yazısının hükümsüz ve etkisi-z olduğuna dair talebini, YİM 42/2001'deki Davalılar ile birlikte Gelir ve Vergi Dairesi Müdürlüğü ve Resmi Kabz Memurluğu ve Mukayyitlik Dairesi Müdürü aleyhinde de talep etmişlerdir.

Her üç dava ile ilgili esasa ilişkin olgular 14.1.2005 tarihli karar-da seri bir şekilde özetlenmiştir. İstinaf maksatları için bu olguları aynen benimseriz. Olgular şöyledir:

"2.Davacı 1,2 ve 3 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup,
İstanbul'da ikamet etmektedir.
3.Davacı 4 şirket ise, KKTC Şirketler Mukayyitliğinde-
kayıtlı bir limited şirket olup, KKTC'de Hotel ve
Casino işletmeciliği ile iştigal etmektedir.
4.Davacı 1, 2 ve 3, Davacı 4 şirketin hissedarıdır.
5.7.6.1992 doğumlu küçük Emir Ömer Topal ve 29.7.1996
doğumlu küçük Ömer Lütfi Topal Türk-iye Cumhuriyeti
vatandaşı olup İstanbul'da ikamet etmektedir.
6.250 adet hisseye sahip küçük Emir Ömer Topal ile 250
adet hisseye sahip küçük Ömer Lütfi Topal da Davacı 4
şirketin hissedarıdır.
7.Davacı 4 şirketin 2 kü-çük hissedarı, anneleri ve yasal
vasileri olan Birsu Hilâl Altıntaş vasıtasıyle
İstanbul'da Beşiktaş 6. Noterliğinde yaptıkları
3.7.1997 tarihli hisse devir mukaveleleriyle
hisselerini diğer şirket hissedarlarına sat-ıp
devrettiler.
8.Yapılan devirler Davacı 4 şirketin Yönetim Kurulunun
11.8.1997 tarihli kararıyle onaylanarak Davacı 4
şirketin Hissedarlar Siciline kaydedilmesine
karar verildi.
9.Bu karar doğrultusunda Davacı 4 şirketin Hi-ssedarlar
Sicilinde (Ortaklar Pay Defterinde) 18.8.1997 tarihinde
gerekli değişiklikler yapılarak küçük Emir Ömer Topal
ve küçük Ömer Lütfi Topal şirket hissedarlığından
çıkarıldı ve söz konusu hisseler, diğer şirket
hissedarları- olan Davacı 1,2 ve 3'e devredilip,
Hissedarlar Sicil Defterine kaydedildi.
10.Yukarıdaki değişiklikler Davalılara bildirilmek
istenmişse de devredenler küçük olduğu nedeniyle
Mahkeme kararı temin edilmesi salık verilmiştir.
11.Bunun üzerin-e T.C İstanbul 10.Asliye Hukuk
Mahkemesinden 11.8.2000 tarihinde bir tesbit kararı
temin edildi.
12.Mahkeme kararında, küçüklere ait hisselerin satışının
gerçekleşmiş olduğu hususunun Türk Yasalarına göre
veli tayin edilmiş olan a-nnenin ayrıca bir
Mahkeme izni almasına gerek ve imkân olmadığının
tesbitine karar vermiştir.
13.Davacılar avukatları vasıtasıyle Davalı 1'e 22.9.2000
tarihli bir yazılı müracaatta bulunarak herhangi bir
Mah-keme kararı gerekmiyor ise de, söz konusu
küçüklerin ve annelerinin sakin olduğu İstanbul
Mahkemesinden ilgili tesbit kararının temin edildiği
ve bu karar KKTC İstanbul Başkonsolosluğu tarafından
onaylandığına gö-re herhangi bir başka ileri işleme
gerek olmaksızın uygulanarak müracaatına ekli M.Ş.32
A formasında öngörülen hissedar değişikliklerinin
Mukayyitlik nezdindeki dosyaya işlenmesini talep
etti.
14.Davalılar, Dava-cı avukatına 30.10.2000 tarihli yanıtı
ile Fasıl 277, Küçükler ve Müsrifler Vesayet Yasasının
19(1)(a) maddesi kuralları gereğince küçüklerin
malının satılması Mahkemeden emir alınması koşuluna
bağlı olduğunu, Mahkeme emri olmadan k-üçüğün adındaki
herhangi bir malın başka herhangi bir şahsa
satılmasının mümkün olmadığını, hisse devri ancak
Mahkeme kararı ile mümkün olabileceğini, dosyalanmış
olan belgelerin bu durumda işleme konmasının mümkün
- olmadığını Davacı avukatına bildirdi.
15.Bu yanıt üzerine Davacılar 11.1.2001 tarihinde
dosyaladıkları YİM 8/2001 sayılı dava ile, diğer
şeyler meyanında, Davacı 4 şirketin ve/veya
Davacıların, Davacı 4 şirket nezd-inde küçük Emir Ömer
Topal ve küçük Ömer Lütfi Topal isimlerine kayıtlı
hisselerin diğer hissedarlara yapılan hisse
devirlerini bildiren 22.9.2000 tarihli yazılı
müracaatı ile diğer ilgili belgeleri işleme koymay-ı
reddeden ve sözkonusu küçük Emir Ömer Topal
ve küçük Ömer Lütfi Topal'ın hisse devirleri için
Mahkeme emri talep eden 30.10.2000 tarihli Davalı
1'in ve/veya Davalıların kararının tamamen
hükümsüz ve et-kisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç
doğurmayacağına Mahkemenin karar vermesini talep
ettiler.

16.Davacı 4 şirket, sermaye ve ekonomik varlıklarını
yeniden değerlendirmesi sonucu 16.12.2000 tarihinde
yapılan Olağanüstü -Genel Kurul Toplantısında
Şirketin yetkili sermayesinin 7.000.000.000.000.TL'
dan 9.420.755,000,000.-TL'sına çıkartılmasına ve
artırılan herbiri 1,000,000.TL. kıymetinde
2,420,755 adet hisseleri Şirket hissedarların-ın hisse
oranlarına göre tahsis edilmesine ve Şirketler
Mukayyitliğine gerekli müracaatların yapılmasına
karar verildi.
17.Bu karar üzerine ek hisseler Davacı 4 Şirketin Üyeler
Sicil Defterinde yer alan hissedarlara ta-hsis edildi.
18.Davacı 4 şirket ve/veya Davacılar 16.12.2000
tarihinde sermaye artışı yapıldığını ve bu artırılan
hisse sermayesinin Davacı 4 şirketin mevcut
hissedarları olan Davacı 1,2, ve 3'e hisseleri
- oranında tahsis edildiğini, Davacı 4 şirket Murakıbı
vasıtasıyle, 18.12.2000 tarihinde Şirketler
Mukayyitliğine bildirdi.
19.Davalılar, Davacı 4 şirketin Murakıbına dava konusu
sermaye artışını ve hisse tahsislerini Dav-acı 4
şirketin dosyasına kaydetmeyi reddettiklerini
12.1.2001 tarihinde sözlü olarak bildirdiler.
20.Bunun üzerine Davacılar 27.3.2001 tarihinde
dosyaladıkları YİM 42/2001 sayılı dava ile, diğer
şeyler meyanında, Davacı -4 şirket 16.12.2000 tarihli
Olağanüstü Genel Kurul kararı ile Davacı 4 şirketin
7,000,000,000,000.-TL. kayıtlı sermayesini
2,420,755,000,000.TL. ilave edilmek suretiyle
9,420,755,000,000.TL'sına artırdığından, -bu ek
sermaye artışını ve bu ek sermaye artışı ile ilgili
her hissenin itibarı kıymeti 1,000,000.-TL. olmak
üzere 2,420,755 adet adi hisseye bölüşüldüğünü
Davalı 1'e ve/veya Davalılara bildiren Davacı 4'ün
- 18.12.2000 tarihli M.Ş.14 formasını ve müracaatını
işleme koymayı reddeden ve reddettiğini 12.1.2001
tarihinde Davacı 4 şirketin Murakıbına sözlü olarak
bildiren Davalı 1'in ve/veya Davalıların kararının
- tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi
bir sonuç doğurmayacağına Mahkemenin karar vermesini
talep ettiler.
21.Davacı 4 şirket, Murakıbı vasıtasıyle 14.3.2001
tarihli bir dilekçeyle yukarıda belirtilen hususlard-a
gerekçeli yazılı cevap talep etti.
22.Davalı 2, Davacı 4 şirket Murakıbına, Davacı 4
şirketin 16.12.2000 tarihinde sermaye artışı sonucu
yapılan tahsislerin Şirketler Mukayyitliği
kayıtlarında görülen hissedarlara yapılmadı-ğı
nedeniyle tahsislerin müracaat edildiği şekilde
yapılamayacağını 28.3.2001 tarihli yazı ile bildirdi.
23.Bu yazı üzerine Davacılar 10.5.2001 tarihinde
dosyaladıkları YİM 65/2001 sayılı dava ile, diğer
şeyler meyanında, Dav-alı 2'nin Davacı 4 şirketin
Murakıbına verdiği 28.3.2001 tarihli yazısında
Davacı 4 şirketin sermaye artışı sonucundaki
tahsislerinin Mukayyitlik kayıtlarında görülen
hissedarlara yapılması gerektiği ve tahsisle-rin
müracaat edildiği şekilde yapılamayacağı kararının
tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir
sonuç doğurmayacağına Mahkemenin karar vermesini
talep ettiler.
24.Her 3 dava Davalılara tebliğ edi-ldikten sonra yapılan
müracaat ışığında her 3 davada ismi geçen ve davadan
etkilenebilecek küçük Emir Ömer Topal ve küçük Ömer
Lütfi Topal, anneleri ve/veya en yakın arkadaşı
sıffatıyle Birsu Hilâl Altıntaş vasıtasıyle her 3
- davaya da İlgili Kişi olarak 1.11.2001
tarihinde dahil edildi."


Yüksek İdare Mahkemesi yargıcı huzurunda dinlenen davada Davacılar Davacı 4 şirketteki hisseleri devredilen küçüklerin yasal ikametlerinin Türkiye'de bulunduğunu, dolayısı i-le ahvali şahsiyelerini düzenleyen ve/veya akit yapma yeteneklerini düzenleyen hukuk sisteminin TC hukuku olduğunu, TC hukukuna göre vekilleri ve yasal vasileri olarak anneleri vasıtası ile her çeşit satış ve devir yapma yetenek ve haklarının bulunduğunu, -TC yasalarına göre hisselerin satışı için herhangi bir Mahkeme emrine gerek olmadığını, herhalukarda küçüklerin ikamet yeri olan İstanbul'da TC İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.8.2000'de küçüklerin hisselerinin satışı için Mahkeme emri gerekmedi-ği doğrultusunda bir tesbit kararı verdiğini, küçükler KKTC'de ikamet etmedikleri için Fasıl 277 Küçükler ve Müsrifler Vesayet Yasasının 19. madde hükümlerinin küçüklere uygulanamayacağını, hisse devirlerinin Davacı 4 şirketin Üyeler Sicil Defterine işlenm-iş olduğunu, küçük Emir ve Ömer Davacı 4 şirketin hissedarlığından çıkarıldıkları halde Üyeler Sicil defterinin düzeltilmesi için küçüklerin vasilerinin herhangi bir müracaat yapmadığını, dolayısı ile Şirketler Mukayyidinin kendi nezdindeki şirket dosyası-na gerekli değişiklikleri yapmakla yükümlü olduğunu ileri sürdüler. Davacılar aynı şekilde 66/99 İşletmelerin Sermaye ve Ekonomik Varlıklarının Yeniden Değerlendirilmesi Yasası altında sermaye artışı yapıldıktan sonra sermaye artışı nedeni ile isdar edile-n hisse senetlerinin Davacı 4 şirketin Üyeler Sicil Defterine kayıtlı hissedarları arasında tahsis edildiğini, küçükler üye sicilinde olmadıkları için onlara yeni hisse tahsis edilmediğini ileri sürdüler. Davacılar Şirketler Mukayyitliğine dosyalamış olduk-ları formları Davalıların işleme koymama hakları olmadığını ileri sürdüler.

Davalılar ise bir küçüğün malının satılması için Fasıl 277 madde 19(1)(a) altında Mahkemeden emir alınmasının önkoşul olduğunu, Mahkeme kararı olmadan hisse devri yapılamayacağın-ı, hisse kayıtlarında değişiklik yasal olmadığından 66/99 sayılı yasanın uygulanması neticesinde isdar edilen yeni hisselerin de tüm hissedarlara, küçükler dahil, tahsis edilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. İlgili Şahıs Davalıların görüşlerine katıl-mıştır.

14.1.2005 tarihli kararı ile Yüksek İdare Mahkemesi Yargıcı kararının 50. paragrafında "Mahkeme emri olmaksızın , Davacıların hisse devirleri ve hissedar değişiklikleri ile ilgili olarak dosyalatmış oldukları belgelerin Davalılar taraf-ından işleme konmasına yasal yönden olanak yoktur." bulgusu ile ve yine kararının 51.paragrafında "küçüklere ait hisse devirleri ve hissedar değişiklikleri ile ilgili diğer belgelerin, Mahkeme emri olmaksızın işleme konmaması yönündeki davalıların ka-rarları hatalı" olmadığına karar vererek YİM 8/01'de Davacıların başarılı olamayacaklarına, YİM 8/01'de başarılı olamadıkları için YİM 42/01 ve YİM 65/01'de ayni gerekçelerle başarılı olamadıklarına karar vererek her üç davayı da red etmiştir.

Da-vacılar 14.1.2005 sayılı karardan istinaf etmişlerdir. Davacıların istinaf sebepleri aynen şöyledir:


"1.İlk Mahkeme Şirketler Mukayyitliğinde Davacı No. 4
ve/veya Davacılar tarafından yapılan Müracaat ve MŞ
32A formasıyle yapıl-an bildirim için Bölüm 277,
Küçükler ve Müsrifler Vesayet Yasasının 19(1)(a)
maddesi altında Mahkemeden Emir gerektiği bulgusunu
yapmakla hatalar işledi. Çünkü huzurundaki Emareler
ışığında Bölüm 113, Şirketl-er Yasası Hükümlerini
ve/veya Bölüm 113 Şirketler Yasası Hükümlerini,
Bölüm 277 Küçükler ve Müsrifler Vesayet Yasası
Hükümleriyle birlikte yanlış değerlendirdi ve yanlış
yorumladı. Bölüm 113 hükümlerine göre böy-le bir
Mahkeme Emri gerekmemektedir ve herhalükarda
Şirketler Mukayyitliğine yapılan müracaat ve
bildirimler için gerekmemektedir. Kaldıki Bölüm 113
özel bir Yasa olduğundan ve/veya Bölüm 277'den sonra
- yapıldığından, Bölüm 277'nin ilgili Hükümlerini
açıkça ve/veya zımnen kaldırdığından, Mahkeme Emri
gerekmemektedir.

2.İlk Mahkeme huzurundaki Emareler ışığında küçükler
adına Doğal vasileri ve velileri olan anne-leri
tarafından yapılan hisse satışları için ve
bu satışların ve hisse devirlerinin ve
değişikliklerin Davacı No.4'ün Şirketin Üyeler Sicil
Defterine (Ortaklar Pay Defterine) işlenip
kaydedilmeleri -için Mahkeme Emri gerektiği bulgusunu
yapmakla ve/veya görüşünü izhar etmekle ve
dolayısıyle yapılan hisse satışlarının, işlemlerin
ve kayıtların Bölüm 277, 19(1)(a) maddesine
aykırı olduğundan geçersiz olduğu- bulgularını
yapmakla ve/veya görüşlerini izhar etmekle hatalar
işledi. Çünkü dava konusu satışların ve/veya dava
konusu sicilin ve bu sicilde yapılan değişikliklerin
geçerliliği İlk Mahkeme huzurunda ihtilaf -
olmadığından ve/veya bu hususlarda çareler talep
edilmediğinden ve talep edilmiş olsa bile, ilgili
hususlar Kamu Hukuku Sahasında olmayıp, Özel Hukuk
Sahasında olduğundan ve yetkili Mahkemelerde Hukuk
- Mahkemeleri olduğundan, İlk Mahkeme sözkonusu
bulguları ve görüşleri yapmakla yargı yetkisini aştı
ve/veya geçersiz bulgular yaptı ve/veya görüşler
izhar etti.
3.İlk Mahkeme huzurundaki Emareler ışığında Bö-lüm 277,
Küçükler ve Müsrifler Vesayet Yasasının 19.
maddesinin küçüklerin adına kayıtlı hisse satış ve
devirlerinde Mahkeme Emri gerektiği bulgusunu
yapmakla, sözkonusu 19. maddeyi yanlış yorumladı ve
yanlış u-yguladı. Çünkü Davacı Avukatının hitabesinde
özellikle sözkonusu 19(1)(a) maddesinin Türkçe
çevirisinin yanlış yapıldığı argümanına rağmen, bu
hususda Mahkeme bulgu yapmamakla ve/veya bu hususu
önemsiz sayarak mevcut Türk-çe çevirisinde ısrar
etmekle 19. maddeyi yanlış yorumladı. Sözkonusu
19(1)(a) maddesi "Küçüğün herhangibir malının
tasarrufunu satamaz, ipotek edemez veremez veya
başka şekilde elden çıkaramaz" demektedir. -
Dolayısıyle Bölüm 113, Şirketler Yasası hükümleri
ışığında ve/veya Common Law hükümleri ışığında,
somut elle tutulan taşınır malların tasarrufundan
söz edilebilir, ancak hisse gibi taşınır mal olan
m-enkul kıymetler (chose-in-action) elle tutulup
tasarruf edilemeyeceğinden, bu gibi elle tutulamayan
taşınır mal (intangible movables) olan hisse satış
ve devirleri için Mahkeme Emri gerekmemektedir ve
bu gibi- durumlar, sözkonusu 19(2) maddesinin
kapsamındadır.
4.İlk Mahkeme huzurundaki Emareler ışığında Bölüm 277,
Küçükler ve Müsrifler Vesayet Yasasının 19.
maddesinin küçüklerin adına kayıtlı hisse satış ve
dev-irlerinde Mahkeme Emri gerektiği ve dolayısıyle
yapılan hisse satış ve devirlerinin ve Şirketin
Üyeler Sicil Defterindeki kayıtların geçersiz
olduğu bulgularını yapmakla, sözkonusu 19.
maddeyi yanlış yorumladı -ve yanlış uyguladı. Çünkü
sözkonusu 19(1)(a ) maddesi bir hissenin ve/veya
niteliği ne olursa olsun bir menkul malın ve/veya
herhangi bir malın satışı ve devri ile ilgili
Mahkeme kararı veya Emri istemesi mut-lak değildir
ve böyle bir Emir veya karar temin edilmeyen
durumlarda yapılan satışları ve işlemleri geçersiz
hale getirmez. Bölüm 113, Şirketler Yasası
hükümlerine göre hisselerin mülkiyet devir ve
- kayıtlarını gösteren belge ilgili Şirketin Üyeler
Sicil Defteri olduğuna göre ve bu davada da Davacı
No. 4 Şirketin Üyeler Sicil Defterine (Ortaklar Pay
Defterine), ilgili zamanlarda yapılan satış ve
devir- kayıtlarında Mahkeme Emri temin edilmediğine
göre, sözkonusu Üyeler Sicil Defteri ve yapılan
satışlar ve kayıtlar mutlak surette geçerlidir ve
mutazarrır olan herhangibir kişi, mağduriyetini
ispatlaması hali-nde Bölüm 113, Şirketler Yasası
hükümleri uyarınca ve/veya Bölüm 277, Madde 19(2)
uyarınca herhangibir yetkili hukuk Mahkemesinden
çare temin edebilir, idari bir Mahkemenin
bahşedebileceği herhangi bir çare yo-ktur.
5.İlk Mahkeme huzurundaki Emareler ve ihtilafsız
olgular ışığında Bölüm 277, Küçükler ve Müsrifler
Vesayet Yasasının ikameti KKTC'de olmayan küçüklere
teşmil edilemeyeceği bulgularını yapmamakla hatalar
- işledi. Kaldıki Common Law altında bile Devlet
kendi vatandaşı olan ve kendi ülkesinde ikamet eden
çocukların babası olup, onları korumakla yükümlüdür
(Parens Patriae İlkesi).

6.İlk Mahkeme huzur-undaki Emareler ve ihtilafsız
olgular ışığında Bölüm 277, Küçükler ve Müsrifler
Vesayet Yasasının 19. maddesinin KKTC'de ikamet
etmeyen küçüklere uygulanmayacağına dair Bölüm
277'de herhangi bir Hüküm olmadığı- bulgusunu ve
yorumunu yapmakla hatalar işledi. Çünkü bir Yasa
tüm olarak yorumlandığına göre Bölüm 277'nin 2.
maddesindeki Bölgesel Yargı Yetkisi ve Yabancılarla
ilgili Ahvali Şahsiye Yargı Yetkisini düzenl-eyen
9/76 sayılı Mahkemeler Yasasının 33. maddesinin
hükümleri ışığında, Bölüm 277, 19. madde
hükümlerinin sadece KKTC'de ikamet edenlere
şamil olduğu açık ve kesindir.
7.İlk Mahkeme KKTC'de kayıtlı Dav-acı No.4 Şirketin
hisseleriyle ilgili herhangi bir işlemin yapılıp
yapılmayacağının KKTC hukukunun tayin ettiği bulgu
ve yorumunu yapmakla hatalar işledi. Çünkü KKTC Lex
Loci olarak KKTC'de kayıtlı bir Şirketin s-tatüsünü
belirler ve bunu belirlerken uygulanan yasada Bölüm
113, Şirketler Yasası hükümleridir.
Bölüm 113 dışında başka bir Yasanın uygulanmasını
öngören herhangi bir Milletlerarası Özel Hukuk
kuralı-da yoktur.
8.İlk Mahkeme huzurundaki Emareler ışığında
Milletlerarası Özel Hukuk Hükümlerine göre ve/veya
Milletlerarası Mal Hukukuna göre uygulanması gereken
hukukun taşınır mallar içinde lex rei sitae (lex
- situs) olduğu bulgusunu yapmakla hatalar işledi.
Çünkü KKTC Hukuk Sisteminde Common Law'un bir
parçası olarak uygulanmakta olan İngiliz
Milletlerarası Özel Hukuk Hükümleri menkul kıymet
niteliğinde chose-i-n-action olan ve/veya elle
tutulamayan taşınırlar, yani intangible movables
olan hisselerin satış ve devirlerinin Proper
Law of Assignment (Uygun Temlik Hukuku) tarafından
belirlenmesini öngörmektedir ve herha-lükarda bir an
için hisseler taşınır mal oldukları nedeniyle Lex
Situs hükümlerine tabi oldukları varsayılacak olsa
bile, İlk Mahkeme ilgili hukuki ve olgusal unsurun
vasıflandırılmasını (Characterisation) ya-nlış yaptı,
çünkü ilgili vasıflandırılma (Characterisation)
hisse satışının veya devrinin yapılabilmesi için
gerekli olan aktisel yapma yeteneği (Capacity to
Contract) ile ilgili olması gerekirdi ve bu husus -
Ahvali Şahsiyeyi düzenleyen domicile (Yasal
İkametgah) tarafından belirlendiğine göre ve
küçüklerle vasileri olan annelerinin domicile (Yasal
İkametgahı) açık ve kesin olarak Türkiye'de olduğuna
gö-re vasinin (velinin) küçüklerin mallarını
satabilmesiyle ilgili akitsel yeteneğinin de Türk
Hukukuna bağlı olduğu ve Mahkeme Emri gerekmediği
bulgusunun yapılması gerekirdi ve herhalükarda
Mahke-me Emri gerekli ise bile böyle bir Mahkeme
Emrininde küçüklerin ve annelerinin ikamet ettiği Mahkemeden temin edilmiş olduğu bulgusunun yapılması gerekirdi.
9.İlk Mahkeme T.C. vatandaşı olan, yasal ve olağan
ikametgahları Türkiye'de olan k-üçük hissedarların
anneleri olan vasileri (velileri) vasıtasıyle lex
Loci Contractus olan Türkiye'de yaptıkları Hisse
Satış ve Devir Sözleşmelerinin Türk Hukukuna göre
geçerli olduğuna hükmetmemekle ve dolayı-sıyle
yapılan hisse devirlerinin Davacı No.4 Şirketin
Üyeler Sicil Defterine (Ortaklar Pay Defteri)
yapılan kayıtlarının geçerli olduğuna hükmetmemekle
hatalar işledi.
10.İlk Mahkeme huzurundaki Emareler ve- ihtilafsız
olgular ışığında, Davacının talep ettiği çareleri
bahşetmemekle ve davayı reddetmekle hatalar işledi."


Huzurumuzdaki meselede yapılan istinafı incelerken tek yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesinin davaları red eden kararının- Davacılar tarafından ileri sürülen ve yukarıda sıralanan istinaf sebeplerinde yer aldığı şekilde hatalı olup olmadığına bakmamız gerekir. İstinaf sebepleri içerisinde tekrarlar olduğu cihetle tüm istinaf sebeplerini birlikte incelemeyi uygun görürüz.
-
İlk olarak Fasıl 113'ün Fasıl 277'nin çocuklara ait mal devri ile ilgili kısmının, Davacıların iddia ettiği şekilde, zımnen kaldırılıp kaldırılmadığını inceleriz. İstinaf eden, Fasıl 113 Şirketler yasasının Fasıl 277 Küçükler ve Müsrifler Vesayet yasas-ından sonra yürürlüğe girdiğini ve dolayısı ile Fasıl 113'ün Fasıl 277'i tadil ettiğinin kabul edilmesi gerektiğini, Fasıl 277'deki madde 19'un Fasıl 113 maksatları için uygulanamayacağını ileri sürmüştür. Fasıl 113 16.2.1951 tarihinde Fasıl 277 ise 3.1.-1936 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Konuları tamamen ayrı olan bu iki yasa ile ilgili olarak Fasıl 113 Şirketler Yasasının, Fasıl 277 Küçükler ve Müsrifler Vesayet Yasasını tadil ettiğini kabul etmek mümkün değildir. Fasıl 113'de Fasıl 277'nin herhangibi-r kuralının tadil edildiğine dair bir ibare yoktur. Fasıl 277 genel bir yasadır ve direkt ayni konuda başka bir yasa yapılmadığı müddetçe bu yasanın tadil edildiği söylenemez. Daha sonra yürürlüğe giren bir yasanın yürürlükte olan bir yasayı tadil ettiğin-i söylemek için iki yasanın birlikte durmalarının mümkün olmaması ve iki yasanın birlikte ele alındıkları takdirde tutarsız ve çelişki içerisinde olmaları gerekir. Daha sonra yürürlüğe giren Fasıl 113'de çocukların hisselerinin devri için özel bir maddesi-nin olmaması , Fasıl 113'ün Fasıl 277'nin çocukların mal varlıklarının devri ile ilgili maddesini tadil ettiği veya Fasıl 277'nin 19. maddesinin şirketlere veya Fasıl 113'e uygulanamayacağını söylemek mümkün değildir. Bahsi geçen iki yasanın birlikte yürü-rlükte bulunması iki yasayı tutarsız veya çelişki içerisine koymamaktadır. Fasıl 113 hükümlerinde yer almasa da çocuklar ile ilgili hisse devri gerçekleşeceği zaman buna Fasıl 277'nin hükümlerinin uygulanması iki yasanın birlikte durabileceğini ve hiç bi-r çelişki doğurmayacağını göstermektedir. Bu nedenle Fasıl 113'ün Fasıl 277'deki 19. maddeyi zımnen tadil ettiği iddiası red edilir.

İstinaf eden Fasıl 113 altında yapılacak bir hisse devri için Fasıl 277 madde 19(1)(a) altında Mahkeme emri gerekmediğini -ileri sürmektedir. Davacılar hisseleri devir edilen iki küçüğün KKTC vatandaşı değil de TC vatandaşı olduklarını, dolayısı ile küçüklerin ikamet ettikleri ülkenin yani TC hukuk sisteminin bu devire uygulanması gerektiğini iddia etmektedirler. Bu durumda- dava konusu hisse devri için hangi hukuk sisteminin uygulanması gerektiğine öncelikle karar verilmesi gereklidir.

Bu davada Davacı 4 şirket KKTC'de kayıtlı bir şirkettir. Davada konu edilen ve deviri tartışılan hisseler bu şirketin hisseleridir. Dav-acı 4 şirketteki küçük Emir Ömer Topal ve küçük Ömer Lütfi Topal adlarına kayıtlı hisselerinin, veli ve doğal vasileri olduğu belirtilen anneleri Birsu Hilal Altıntaş vasıtası ile satılmalarının geçerliliği tartışılmaktadır. Gerek küçükler gerekse annele-ri TC vatandaşıdırlar ve daimi ikametleri de TC dedir. KKTC'de mukim değillerdir.


Bir şirketin hisse senetlerinin devri, şirketin kayıtlı adresinin bulunduğu yerin hukuku tarafından belirlenmelidir. Bir şirketin en yakın alakasının kayıtlı bulunduğ-u yer ile olduğu kabul edilmelidir. Hissedarların detayları kayıtlı adresteki üye sicil defterinde tutulmaktadır. Şirket hisselerinin devri sicil defterinde kayıt değişikliği ile yapılmaktadır. Bu nedenle sicil defterinin tutulduğu yerin hukuk sistemin-in bu devirlere uygulanması gerekir. Bu konuda Cheshire and North's Private International Law 10th edition sayfa 555'de şu sözler yer alır:

"A share of stock is intimately connected with the place where the issuing company has its residence, since the g-eneral rule is that it can be effectively transferred only by substitution of the name of the transferee for that of the transferor in the register of shareholders.The register is normally kept by the company at its principal place of business....by Engli-sh Law entry on the register constitutes , and alone constitutes, legal ownership. The rule of private international law is that shares are deemed to be situated in the country where they can be effectively dealt with as between the shareholder and the c-ompany. In other words , shares that are transferable only by an entry in the register are deemed to be situated in the country where the register ...is kept. "

Alıntının devamında verilen örnek ise şu şekildedir.

"If, for instance, the certificates- of a company incorporated in New York have been transferred in England, New York law must decide whether the mode in which the transfer has been effected entitles the transferee to be registered as a shareholder. The corporate rights of the transferee de-pend entirely upon that law."


Davacı 4 KKTC'de kayıtlıdır ve üye sicil defteri KKTC'de tutulmaktadır. Bu durumda hisse devrinin formaliteleri ile ilgili uygulanacak hukuk KKTC hukuku olmalıdır. Küçüklerin anneleri vasıtası ile yapılan satış sözleşmesi-nin geçerliliği Türk hukuku altında tartışılması gerektiği halde , hisse devrinde uygulanacak hukuk KKTC hukuku olmalıdır.KKTC hukukunun yani lex situs'un uygulanacağına karar verdikten sonra, şirket hisse devirleri ile ilgili KKTC'deki mevzuata bakmak ger-ekir.


Fasıl 113 Şirketler Yasası altında bir şirkette hissedarlar hisselerini şirket tüzüğüne uygun koşullar ile devredebilirler. Madde 71 bu konuda sarihtir:


71 "The shares or other interest of any member in a company shall be personal estate, trans-ferable in manner provided by the articles of the company, and shall not be of the nature of real estate."


Yine madde 79 şirket mühürünü taşıyan bir pay senedinin ilk nazarda o kişinin o hisselerin sahibi olduğunu gösterdiğini belirtir.

73 "A certifi-cate, under the common seal of the company,
specifying any shares held by any member, shall be
prima facie evidence of the title of the member to
the shares."


Yine Madde 113 üye sicil defterinin bu yasanın sicile kaydedilmesini öngördüğü- ve yetkilendirdiği herhangi bir konu hususunda ilk nazarda yeterli kanıt teşkil ettiği belirtilmektedir.


113 "The register of members shall be prima facia
evidence of any matters by this Law directed
or authorised to be inserted -therein."

Fasıl 113 incelendiği zaman şirket hissedarlarının üye sicil defterine kayıt edilmeleri gerektiği ve şirket üyelerinin burada kayıtlı olmalarının esas olduğu görülür. Bu kayıtlardaki isimler Şirketler Mukayyitliğine dosyalanan raporlarda göster-ilmekle birlikte o safhada Fasıl 113'ün hiçbir maddesi Şirketler Mukayyidine hissedarların kayıtları ile ilgili herhangi bir müdahale hakkı vermemektedir.

Şirket hisselerinin herhangi birinin adına kaydını Şirketler Mukayyidinin red etmesi için Şirketl-er Mukayyidine bu meyanda yetki verecek mevzuat olmalıdır. Fasıl 113 dışında Şirketler Mukayyidine şirketler ile ilgili yetki veren yasalar vardır. 69/02 sayılı Yabancı Sermaye Yasasının 4. maddesi bunlardan birisidir. Bu yasada Şirketler Mukayyitliği nezd-inde işlem yapılmadan önce Bakanlığın görüşü alınması koşulu konmuştur. Yine 7. madde ile stratejik önem taşıyan alanlarda yabancı gerçek veya tüzel kişilerin şirket kurması veya böyle bir şirkete ortak olmaları Bakanlar Kurulunun iznine tabi kılınmıştır.- Fasıl 113'de küçükler adına kayıt olacak hisseler ile ilgili bir koşul olmadığı gibi, Fasıl 277 dışında hiç bir yasada bu konuda bir madde mevcut değildir. Dolayısı ile Şirketler Mukayyidine küçüklerin hisselerinin devri konusunda, Fasıl 277'e uyulmadığı- takdirde Fasıl 113'de veya başka bir yasada red yetkisi veren herhangi mevzuat olmadığı ilk etapta kabul edilmelidir.


Fasıl 113 altında Şirketler Mukayyidinin yetkilerinin ne şekilde yorumlanmasını gösterir nitelikte bir karar olarak Yargıtay /Asli Ye-tki 6/98' e bakıldığı zaman bu kararda Şirketler Mukayyidinin ,Şirketler Mukayyitliğine ibraz edilen MŞ Form 32 ve ekindeki kayıtları sorgusuz kabul etme mecburiyeti olmadığı ve Şirketler Mukayyidinin, Mukayyitliğe ibraz edilen evrakların en azından şirket-in ana sözleşme ve tüzüğüne uygun olup olmadığına bakma ve takdir hakkı kullanma yetkisi olduğu görülür. Şirketler Mukayyitliği birtek dosyalama merci değildir. Halsbury's Laws of England , 3rd edition, Vol. 6 , p.111'de bir şirketin kaydı esnasında Ş-irketler Mukayyidinin yetkilerinin ibraz edilen ana sözleşme ve Tüzüğün Şirketler Yasasına uygun olup olmadığına bakma yetkisini de ihtiva ettiği belirtilmektedir.


"The memorandum and articles ,...., must be delivered
to the registrar of companies.....-.and he must retain
and register them. The duty of the registrar as to
registration is not, however, purely ministerial. He
should consider whether the requirements of the Act
have been complied with and refuse registration if he
conceives that -they have not."


Bu alıntı Şirketler Mukayyidinin Şirketler Yasasına uyulmadığı takdirde bir şirket kaydını yapmayabileceğini gösterir . Kurulmak istenilen şirketlerin ana sözleşme ve tüzüklerinin Fasıl 113'e aykırılık konusunu incelemeye yetkisi olan bi-r Şirketler Mukayyidinin kendisine sunulan evrakların yürürlükte bulunan herhangi bir yasaya aykırı olup olmadığına da kuşkusuz bakmaya yetkisi olmalıdır. Şirketler Mukayyidinin yürürlükteki tüm mevzuata uyulup uyulmadığını incelemeye yetkisi olmaması mü-mkün değildir. Nitekim R v Registrar of Joint Stock Co. ex parte More (1931) 2KB 197 davasında kurulmak istenilen şirketin gayelerinin şirketler yasası dışındaki bir mevzuata aykırı olması nedeni ile Şirketler Mukayyidinin şirketi kayıt etmeme kararı d-oğru bulunmuştur. Netice itibarı ile KKTC yasalarına açıkça aykırı bir işlem gösteren bir evrağın Şirketler Mukayyidi tarafından işleme konmamasının doğru bir hareket olduğu ve böyle bir evrağı işleme koymayan Şirketler Mukayyidinin hata yapmadığı kabu-l edilmelidir.

Şirketler Mukayyidi Davacı 4 ile ilgili ibraz edilen MŞ 32'de gösterilen hisse devrinin Fasıl 277 madde 19'a aykırı olduğunu ileri sürerek işlemi kabul etmemiştir.


Fasıl 277 madde 19 aynen şöyledir:


"19. (1) A guardian of the prope-rty of an infant shall not
without an order of the Court to that effect-
(a) sell, mortgage, exchange or otherwise part with the
possession of any property of the infant;

(b)lease any of immovable property of the infant "for
- a term exceeding five years;
(c)purchase immovable property on behalf of the infant;
or
(d)invest money belonging to the infant except on
mortgage of immovable property adequately secured.

(2) Any disposal of th-e property of an infant in
contravention of this section may be declared by the
Court to be null and void, and upon such declaration
the Court may make such order in relation thereto as
may appear requisite for restoring- to the infant the
property so disposed of."


İstinaf eden madde 19(1)(a)'da malın tasarrufunun satışı diye bir ibare bulunduğunu, şirket hissesinin elle tutulabilir bir eşya olmadığını, bu nedenle şirket hissesinin madde 19(1)(a) kapsa-mında ele alınamayacağını ileri sürmüştür. Madde 19(1)(a) incelendiği zaman burada "malın tasarrufunun satışı" diye bir ibare olmadığı görülür. Bu bentte malın el değiştirme alternatifleri sıralanmıştır ve küçüğe ait bir malın satışı, ipotek verilmesi , t-akas edilmesi ve sair şekilde bir küçüğün malının tasarrufundan vazgeçilmesi şıkları sıralanmıştır. Küçüğe ait "malın tasarrufunun satışı" ibaresi burada yer almamaktadır. Bu nedenle istinaf edenin bu iddiası red edilir.

İstinaf eden şirket hisselerinin F-asıl 277 madde 19 altında taşınır mal kapsamında kabul edilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür. İstinaf eden şirket hisselerinin menkule olmadığını ve elle tutulamayan taşınır mal olduğunu, bu tür elle tutulamayan bir malın satış ve devirlerinin Pr-oper Law of Assignment yani devire uygulanacak hukuğa göre yapılması gerektiğini, bu hukukun ise devrin en yakın ilişkisi olduğu hukuk sisteminin olduğunu, yani akitin bağlı olduğu hukuk olarak TC hukukunun uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.

İl-k Mahkeme şirket hisselerinin Yargıtay/Hukuk 1/97 D. 19/98'de taşınır mal olduğuna hükmedildiğini belirterek bu davada da şirket hisselerini taşınır mal olarak değerlendirmiştir.

Gerek Yargıtay/Asli Yetki 10/91 D. 1/93 gerekse Yargıtay/Hukuk 1/97 D. 19-/98'de bir limited şirketin hisseleri menkule mal olarak değerlendirilmiştir. Bu iki davada kabul edilen ve şirket hisselerinin taşınır mal olduklarını kabul eden görüşü aynen bu davada da benimseriz ve Davacıların şirket hisselerinin madde 19 kapsamınd-a taşınır mal olmadığı iddiasını reddederiz.

Bir küçüğe ait malın satılabilmesi için Mahkemeden emir gerektiği 19. maddede açıkça belirtilmektedir. Küçük Emir ve Küçük Ömer'e ait hisseler yukarıda belirttiğimiz şekilde taşınır mal kapsamında ele alınmal-arı gerektiğinden Fasıl 277 'nin 19. maddesi kapsamında mal oldukları cihetle bu hisselerin devri için de Mahkeme emri gerektiği sarihtir.

İstinaf eden bir an için Mahkeme emri gerektiğinin kabul edilmesi halinde dahi KKTC Mahkemelerinin bu konuda yet-kili Mahkeme olamayacağını, Fasıl 277'nin yetki verdiği Mahkemenin küçüklerin ikamet ettikleri bölgenin Mahkemesi olduğunu ve bu davaya konu hisselerin sahibi küçüklerin KKTC'de değil TC'de ikamet ettiklerini ifade etmiştir. Her halukarda TC İstanbul Mahke-mesinden de izin gerekmediği doğrultusunda bir tesbit kararını da ibraz ettiklerini ileri sürmüşlerdir.

Bu davada konu edilen devir ile ilgili hangi Mahkemeden emir alınması gerektiği konusunu incelediğimiz zaman madde 2'ye bakılması gerekir.


"2. In t-his Law-
"Court" means-
(a)in proceedings for the appointment or removal of a
guardian, and the custody of, and right of access to, an
infant, the President of the District Court or a District
Judge of the District Court within the jurisdiction -of
which an infant or Prodigal resides; and
(b)in all other cases, a member of the District Court
within the jurisdiction of which an infant or prodigal
resides;"


Fasıl 277 için yetkili Mahkeme küçüklerin ikametlerinin bulunduğu -yerin Mahkemesidir. Küçüklerin KKTC'de ikamet etmedikleri tartışmasız bir husustur. Küçükler TC'de ikamet etmektedirler. Davacılar küçüklerin ikamet ettikleri İstanbul'dan emare 16 olarak bir Mahkeme tesbit kararı ibraz etmişlerdir. Emare 16 olarak ibr-az edilen bu tesbit kararı, küçüklerin annelerinin "Mahkemeden izin almasına gerek ve imkan olmadığının tesbiti" yönünde bir karardır. Fasıl 277 de gerekli olduğu belirtilen karar bir tesbit kararı olmadığı gibi, KKTC'deki mevzuat altında bir Mahkeme emr-inin gerekip gerekmediğine yabancı bir ülke Mahkemesinin bir tesbit kararı ile karar vermesi mümkün değildir. Fasıl 277 madde 19 altında satışa izin veren bir Mahkeme emri gerektiği açıkca ifade edilmektedir, karar verilmesi gereken husus izin verecek bu- Mahkemenin hangi Mahkeme olacağıdır.

İstinaf eden Fasıl 277'nin Küçük Emir ve Küçük Ömer'e uygulanmasının mümkün olmadığını, yasa tahtında, izin müracaatının yapılabileceği bir Mahkemenin olmadığını ileri sürmüştür. Fasıl 277 açıkça ilgili Mahkemenin k-üçüklerin ikamet ettikleri yerin Mahkemesi olduğunu belirtir. Bu davaya konu küçükler KKTC haricinde ikamet etmektedirler. Bu durumda yetkili Mahkemenin tesbiti için Fasıl 277 değil 9/76 Mahkemeler Yasası altında konunun irdelenmesi gerekmektedir.

9/7-6 Mahkemeler Yasası madde 24 altında hukuk meselelerinde Kaza Mahkemelerinin bölgesel yetkisi izah edilmektedir.


"24(1)Kaza Mahkemesi, Anayasa veya yasalar uyarınca Yüksek
Mahkemeye ilk mahkeme olarak yetki veren kurallar saklı
kalmak koşu-luyla:
(a) dava sebebinin tamamen veya kısmen, mahkemenin
yetki alanı sınırları içinde doğmuş olması:
(b) davalının veya davalılardan herhangi birinin,
davanın ikame edildiği zamanda, Kaza Mahkemesi
yetki alanı içinde ik-amet etmesi veya iş yapmış
olması;
(c) dava sebebinin tamamen veya kısmen Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Devleti sınırları dışında Kıbrıs'ta
doğmuş olması ve davacının, davanın ikame edildiği
zaman Kaza Mahkemesinin -yetki alanı içinde ikamet
etmesi, halinde 25'inci madde kurallarına uygun
olarak davaya bakıp karara bağlamaya yetkilidir.
Ancak, tarafların dava açıldığı zaman Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti Devleti sınırları dışın-da ikamet
etmesi halinde yetkili mahkeme Lefkoşa Kaza
Mahkemesidir.
Bir davanın konusu taşınmaz malın taksimi veya satışı veya taşınmaz mal ile ilgili bir mesele ise, dava, taşınmaz malın bulunduğu yerin Kaza Mahkemesinde görülür."

Ma-dde 24(1) altında bu dava maksatları için KKTC'de gerekli izin alınması için yetkili Mahkeme vardır. Tekil kullanılan bir kelime çoğulu, çoğul kullanılan bir kelime tekili de kapsadığı cihetle tarafların herhangi birinin KKTC haricinde ikamet etmesi halin-de 9/76 Mahkemeler Yasasına göre bu konu ile ilgili yetkili Mahkemenin Lefkoşa Kaza Mahkemesi olduğu kabul edilmelidir. Yine izin talebi ile ilgili bir müracaatta dava sebebi KKTC'de kayıtlı bir şirketin hisse devri ile ilgili olduğundan, bu noktadan da K-KTC'de yetkili Mahkeme olduğu açıktır. Bu durumda Fasıl 277 madde 19'un şart koştuğu ve küçüklerin mal devri için gerekli olan izni verebilecek yetkili bir Mahkemenin olmadığı iddiası red edilir.

Netice itibarı ile Şirketler Mukayyidinin Davacı 4'den k-üçüklerin hisselerinin devri ile ilgili Fasıl 277 madde 19 altında bir Mahkeme emri istemekle hata yapmadığını, doğru hareket ettiğini kabul ederiz.

İstinaf eden ayrıca İlk Mahkemenin üye sicil defterindeki değişiklikler ile ilgili bulgu yapmasının yanlış- olduğunu ileri sürmüştür. İlk Mahkemenin bu konu ile ilgili bulgusuna baktığımız zaman bu konunun kararın 42. ve 43. paragraflarda incelendiğini görürüz.

"42.Davacı 4 şirket, Mahkeme emri olmaksızın, küçükler adına
aktedilen hisse satış mukavelesini ka-bul edip Şirketin Hissedarlar Sicil Defterinde gerekli değişiklikleri yapıp hisse devirleri ile hissedarlıktan çıkarılma işlemlerini yapmaması gerekirdi. Davacı 4 şirketin, Mahkeme emri olmaksızın, yapmış olduğu işlemler yasanın 19(1)(a) maddesine aykırıdı-r.
43.Bu durumda Davalıların, küçüklere ait hisselerin diğer
hissedarlara satışı ile ilgili Mahkeme emri olmaksızın,
Davacı 4 şirketin yasaya aykırı olarak Hissedarlar Sicil
Defterinde yapmış olduğu hisse devirleri ile
hissedarlık-tan çıkarılma işlemlerini geçerli bir işlem
olarak kabul edip Davacı 4 şirketin Şirketler
Mukayyitliğindeki dosyasına işlemeleri mümkün değildir. "


İstinaf eden Mahkeme emri olmaksızın yapılan hisse satış ve devrinin geçersiz olduğuna ve şi-rket üye sicil defterindeki kayıtların geçersiz olduğuna dair İlk Mahkemenin bulgularının hatalı olduğunu ileri sürmektedir. İlk Mahkeme kararında ,Mahkeme emri olmadan, yasaya aykırı yapılan işlemleri Şirketler Mukayyidinin geçerli bir işlem olarak kab-ul ederek Mukayyitlik nezdindeki dosyaya işlemesinin mümkün olmadığını ifade etmektedir. İlk Mahkemenin üye sicil defterinin düzeltilmesi gerektiği ile ilgili veya Fasıl 113 madde 111 altında bir emri yoktur. İlk Mahkemenin hisse devri ve üye sicil defter-indeki kayıt durumu ile ilgili kararında tüm söyledikleri, Fasıl 277 maksatları için, Mahkemenin esas verdiği karara, yani Şirketler Mukayyidinin hata yapmadığına, dayanıklık teşkil eden bulgulardır. Zaten Fasıl 113 madde 111 altındaki üye sicil defteri-ni düzeltme yetkisi Kaza Mahkemesine ait bir yetkidir. İstinaf edilen İlk Mahkemenin kararı özel hukuk sahasına giren bir karar değildir. İlk Mahkeme Şirketler Mukayyidinin Davacı 4 şirketteki hisse devrini kabul etmeyen kararının iptali için açılan dava-da birtek Şirketler Mukayyidi tarafından verilen kararın hatalı olmadığına karar vermiştir. Bu kararda hata yoktur ve bu nedenle bu konu ile ilgili istinaf da reddedilir.

Netice itibarı ile İlk Mahkeme Yargıcının vermiş olduğu kararda müdahalemizi ger-ektirecek bir hata olmadığına , davaları red etmekle hata ettiği hususunda ikna edilmediğimize ve bu nedenlerle istinafın red edilmesi gerektiğine karar veririz.

Sonuç itibarı ile istinaf red ve iptal edilir. Masraflar istinaf eden aleyhine verilir.
-

Gönül Erönen Necmettin Bostancı Narin Ferdi Şefik
Yargıç Yargıç Yargıç





18 Aralık, 2008
















22






Full & Egal Universal Law Academy