Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 97/2002 Dava No 9/2007 Karar Tarihi 29.06.2007
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 97/2002 Dava No 9/2007 Karar Tarihi 29.06.2007
Numara: 97/2002
Dava No: 9/2007
Taraflar: Dr. Michael Subarsky yetkili vekili sıfatı ile Gerhard Neuhuber ile Ahmet Mehmet Gazioğlu & Sons Ltd. vd.
Konu: Avukatlık ücreti talebi
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 29.06.2007

-D.9/2007 Yargıtay/Hukuk 97/02
(Gazimağusa Dava No:1714/97)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Nevvar Nolan, Gönül Erönen, Seyit A. Bensen.

İstinaf eden: Dr. Michael Subarsky yetkili vekili sıfatı ile
Gerha-rd Neuhuber - Gazimağusa
(Davacı)
- ile -

Aleyhine istinaf edilen: 1-Ahmet Mehmet Gazioğlu & Sons Ltd.,
-Gazimağusa
2-Ahmet Gazioğlu, Levent Sok. No:29,
Gazimağusa
(Davalı)
A r a s ı n d a.

İstinaf eden tarafından Avukat Güneş Menteş
Aleyhine istinaf edi-lenler tarafından Avukat Orhan Zihni Bilgehan.


Gazi Mağusa Kaza Mahkemesi Başkanı Mustafa Güzoğlu ve Kıdemli Yargıç Çetin Veziroğlu'nun 1714/97 sayılı davada 28.2.2002 tarihinde verdiği karara karşı Davacı tarafından yapılan istinaftır.

--------------
-
H Ü K Ü M

Nevvar Nolan: Avusturya'da bir şirketle ihtilafı olan ve bu şirketten alacaklı olduğu iddiasında olan davalılar, o şirket aleyhine hukuki işlem yapması için bir avukat olan ve mesleğini Avusturya'da icra eden davacı ile anlaşmaya vardılar. Dava-cının Avusturya'da davalılar adına davalıların ihtilaflı olduğu şirket aleyhine açtığı davalar Avusturya Mahkemesi tarafından reddedildi. Davacı, davalılara verdiği avukatlık hizmetlerinden dolayı 654,107.40 ATS (Avusturya Şilini) alacaklı olduğu iddiası i-le davalılar aleyhine G.Mağusa Kaza Mahkemesinde bir hukuk davası açarak davalılardan 654,107.40 ATS talep etti.

Davalılar Müdafaa ve Mukabil Talep Takrirlerinde, aralarındaki anlaşmaya göre, davacının masraflarını karşı taraftan almayı, davanın kaybedil-mesi halinde davalılardan ücret talep etmemeyi kabul ettiğini, dava kaybedildiği cihetle davacının kendilerinden avukatlık ücreti talep edemeyeceğini ileri sürdüler. Davalılar devamla, davacının mesleki beceri göstermemesi ve/veya davanın yürütülmesinde ih-malkâr ve/veya dikkatsiz davranması sonucu toplam 900,000 ATS zarar ziyana uğradıklarını iddia ettiler ve 900,000 ATS ile davacıya dava açma masrafı ve bilirkişi raporu için ödemiş oldukları 235,800 ATS'yi mukabil talep yolu ile davacıdan talep ettiler.

-Davayı dinleyen Kaza Mahkemesi, davalıların, davacının Avusturya'da davalılar adına açtığı davalarda avukatlık ücretini karşı taraftan almayı kabul ettiği ve davaların kaybedilmesi halinde davalıların davacıya herhangi bir ücret ödemeyecekleri hususunda da-vacı ile davalılar arasında mutabakat olduğu iddiasını inandırıcı bulmadı. Kaza Mahkemesi, davalıların, verdiği hizmetlerin karşılığı davacının davalılardan avukatlık ücreti talep etmeyeceği, iddiasının doğru olmadığı bulgusuna vardı. Kaza Mahkemesi bu bul-gusundan sonra layhalar ve şahadet ışığında davayı incelemeye devam etti ve kararında özetle aşağıdakilere yer verdi.
" Davacının sadece bir hizmet yaptığını kanıtlaması yeterli değildir, davalılara yaptığı hizmetin karşılığının ne olduğunu da kanıtlaması- gerekir. Bir kişi yaptığı hizmetlerin karşılığını iki yoldan birisi ile talep edebilir:
Sarih ya da zımni bir sözleşmeye dayanarak,
Quantum Meruit prensibine dayanarak.
........................................
Taraflar arasında Avusturya'da bir hizmet- sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşmenin davacı tarafından Avusturya'da ifa edildiği bulgumuza karşın, taraflar arasında, bu hizmetin karşılığının Avusturya Avukatlar Ücret Tarifesine göre ödeneceğine dair ne sarih ne de zımni bir sözleşme olduğu görülmemek-tedir. (Davacı şahadetinde Avusturya Avukatlar Ücret Tarifesine göre davalılardan ücret talep etmiştir).
...................................................
Bir taraf talebini desteklemek için veya bir müdafaa nedeni olarak yabancı hukuka dayanırsa, day-anılan yasa, tüzük veya kuralların ilgili maddeleri, bölümleri ve dayanılan içtihatlar ayrıntıları ile belirtilerek, dayandığı yabancı hukuka layhasında yer vermelidir. Yabancı hukukun ne olduğu hususu olgusal bir sorun olarak kabul edilmekte ve diğer olgu-ların ispat edildiği gibi ispat edilmesi gerekir. Yabancı kanunun iddia ve ispat edilmemesi halinde KKTC yasalarının uygulanması gerekmektedir. Farklı olduğunu iddia eden bunu ispatla yükümlüdür...........Yabancı hukukun Talep Takririnde yer almadığı görül-mektedir, yabancı kanunun davacı tarafından iddia ve ispat edilmediği sonucuna vardıktan sonra hemen belirtilmesi gereken husus, bu meselede KKTC hukukunun uygulanması gerektiğidir. Ancak avukatlık ücret tarifesinin söz konusu olduğu meselelerde bunun da b-ir yararı olmaz; Avusturya avukatlık ücreti tarifesi ile KKTC avukatlık ücreti tarifesinin aynılığını kabul etmek mümkün değildir, çünkü bir avukatın ücreti sadece bağlı olduğu baronun tabi olduğu yasa ya da örf ve adetle düzenlenmektedir. Davacı, esasa il-işkin olgu olarak dayanacağı kendi barosunun yasa ve kurallarını layhasında belirtmemesi nedeniyle tam anlamıyla mesnetsiz ve çaresiz kalmaktadır..........Bir an için Avusturya Avukatlar Masraf Tüzüğü ile KKTC Avukatlar Masraf Tüzüğünün ayni olduğunu varsa-yalım ve incelememizi sürdürelim. Yukarıda davacı ile davalılar arasında avukatlık ücret tarifesine göre taraflar arasında bir sözleşme olmadığı hususunda bulguya vardığımızı belirtmiştik. Bu bulguya varmamış olsaydık bile, KKTC masraf tarifesine göre bir -masraf tarh ve tesbiti yapma imkânı bulamayacaktık, emare masraf listesi Avusturya Mahkemesi tarafından onaylanmamıştır, Avusturya'daki dava dosyaları huzurumuzda değildir, davaların geçirdiği safhaları bilmiyoruz.
.............................
Bu duru-mda geriye davacının hizmetlerinin karşılığını Quantum Meruit prensibi ya da Sözleşmeler Yasasının 70. maddesi tahtında alıp alamayacağı sorunu kalmaktadır....
... Davacı Tafsilatlı Talep Takririnde sözleşmeye dayanmaktadır, Quantum Meruit prensibine dayan-an bir talebi yoktur. Böylesi bir durumda Quantum Meruit'e dayanarak davacıya bir tazminat tespit etmemiz olası değildir.....Bir an için yanıldığımızı ve davacının Quantum Meruit prensibine de dayandığını varsayarak konuyu inceleyelim..........Emare masraf- listesinin davacı tarafından hazırlandığını, herhangi bir mahkeme tarafından onaylanmadığını, dava dosya veya dosyalarının huzurumuzda olmadığını, dava veya davaların geçirdiği safhaların bilinmediğini anımsarsak, tazminat tesbit etme girişimimiz tahmine -dayanan bir yargının ötesine gidemez......Tüm bu belirtilenler ışığında davacının davasının reddedilmesi kaçınılmazdır".

Yukarıda aktarılan karar özetinden açıkça görülebileceği gibi Kaza Mahkemesi davacının davasını reddeden kararını iki ana gerekçeye -dayandırmıştır. Birinci gerekçe, davacı ile davalılar arasında, davacının davalılara Avusturya'da verdiği avukatlık hizmetlerinin, Avusturya Avukatlar Ücret Tarifesine göre ödeneceğine dair ne sarih ne de zımni bir sözleşme olmadığı bu nedenle davacının ve-rdiği avukatlık hizmetlerinin karşılığını davalılardan Avusturya Avukatlar Ücret Tarifesine dayanarak talep edemeyeceği bulgusudur. İkinci gerekçe ise Tafsilatlı Talep Takririnde davacının Quantum Meruit prensibine dayanan bir talebi olmadığı bu nedenle Qu-antum Meruit'e dayanarak davacıya bir tazminat verilemeyeceği bulgusudur. Kararın sonucunu etkileyen bu iki ana bulgu dışında Mahkemenin, bu bulgularına rağmen, yanılmış olabileceği ihtimali ışığında yaptığı ileri incelemelerde vardığı başka bulgular ve gö-sterdiği gerekçeler de vardır. Ancak, bu iki ana bulgu ve bu bulgulardan kaynaklanan gerekçeler dışındaki bulgu ve gerekçelerin hatalı olup olmadıkları, bu iki ana bulgu ve gerekçenin hatalı olmaları halinde Yargıtay'da inceleme konusu olabilir. Bu safhada- davacının istinaf ihbarnamesinde yer alan istinaf sebeplerini aynen aktarmayı uygun görürüz.
"1- Muhterem Bidayet Mahkemesi, davacının davasını KKTC Usulü (Prosedure) ile Şahadet (Evidence) yasalarına ve İçtihatlarına göre isbat etmek zorundadır bulgusuna- varmış olmasına rağmen, davacının davasını Avusturya'daki Avukatlık Masraf Tüzüğü ile KKTC Avukatlık Masraf Tüzüğünü ele alıp Avusturya Mahkemesi dava dosyası huzurlarında olmadığı gerekçesiyle ve Avusturya Mahkemelerince tasdiklenmemiş Emare 9'a bakarak -davaların geçirdiği safhaları bilmeden davacının yaptığı hizmetleri takdir ve tesbit etmemiz mümkün değildir, şeklinde bir bulgu yapıp, davacının davasını isbat edemediği gerekçesiyle reddetmekle hatalı hareket etmiştir. Çünkü; Mahkeme huzurunda davacının -şahadeti açık ve sarihtir. Mahkemece Emare olarak kabul edilen Emare 9 ortadadır keza; "Davalıların iddia ettiği gibi, davacının, davalılardan yaptığı hizmetlerin karşılığı Avukatlık ücreti talep etmeyeceği iddiasının doğru olmadığı ortaya çıkmaktadır" dey-ip, bu hususta bulgu yaptıktan sonra, davacının davasını reddetmekle hatalı hareket etmiştir.

2- Muhterem Bidayet Mahkemesi, huzurundaki dava bir Ceza davası imiş gibi, makûl şüpheden ari isbat gerekirmiş gibi hareket etmekle ve sivil davalarda isbat kü-lfetinin ihtimaller dengesi (on a balance of probabilities) üzerinden huzurundaki şahadeti değerlendirmemekle hatalı hareket etmiştir. Çünkü, davacının sarsılmaz şahadeti ve tüm ibraz edilen emareler incelendiğinde, keza; taraflar arasındaki muvaffakat ve/-veya mutabakatlar çerçevesinde, davalıların davacıya Avukatlık Ücreti ve dava masrafları için mahsuben para göndermiş olmaları hususu ortada olduktan sonra, Emare 9'u ve davacının şahadetini bir tarafa atıp, Emare 9'un bir mahkeme tarafından onaylanmadığı,- dava dosyalarının huzurlarında olmadığını, dava veya davaların geçirdiği safhaların bilinmediğini ileri sürüp, davacının davasını reddetmekle hatalı hareket etmiştir.

3- Muhterem Bidayet Mahkemesi, Quantum Meruit Prensibi ile Sözleşmeler yasasının 70.c-i maddesi tahtında talebinde haklı olup, olamayacağı hususunu incelerken, keza; "Davacının Davalılara bu hizmeti herhangi bir karşılık beklemeden yapmadığı bulgusuna vardığımız anımsanacak olursa, bu husus Davacının davasının Sözleşmeler Yasasının 70. Madd-esi kapsamına girmesine yeterli olacaktır." Dedikten sonra "Bu durumda yapılacak iş, a) Davalılara verilen hizmetin düzeyini belirlemek ve b) Bu hizmetlerle ilgili uygun miktarda tazminata hükmetmektir." Bulgusuna vardıktan sonra, "Maalesef huzurumuzda bu -konuda da yeterli done yoktur. Emare (9) masraf çizelgesi Davacı tarafından şahsen hazırlanmış bir belge olup, bize yardımcı olamaz." Deyip huzurlarındaki tüm şahadeti, emareleri ve bilhassa emare 9'u bir tarafa bırakıp ve/veya ihtimaller ve/veya ihtimalle-r dengesi üzerinden davacı leyhine karar vermeyip davacının davasını reddetmekle hatalı hareket etmiştir.

Muhterem Bidayet Mahkemesi, Mahkeme huzurundaki emareleri ve/veya emare 17 ve 18'i yanlış değerlendirip bir karara varmakla hatalı hareket etmiştir. -Çünkü Muhterem Mahkeme, "Taraflar arasında Avusturya'da bir hizmet sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşmenin Avusturya'da ifa edildiği "bulgusuna" keza taraflar arasında gerek Avusturya'daki görüşmelerinde, gerekse birbirlerine gönderdikleri mektup veya fax'l-arda ve telefon konuşmalarında kesin olarak masrafların nasıl ödeneceği hususunda bir anlaşma yapmadıklarına dair bulgu yaparız." Dedikten sonra, ellerinde Emare 9'un tasdiklenmiş bir sureti olmadığı gerekçesiyle "davacının hizmetlerinin karşılığını saptam-amızın mümkün olmadığı" hususunda aksi bir bulgu yapıp davacının davasını reddetmekle hatalı hareket etmiştir.

Muhterem Bidayet Mahkemesi, huzurunda sivil davalarda uygulanan isbat külfeti çerçevesinde davacı, gerek şahadeti gerek Mahkemeye sunulan Emarel-er ve tüm davanın ahval ve şartlarını kaale almadan davacının davasını reddetmekle hatalı hareket etmiştir".

Yukarıda verilen istinaf sebeplerine bakıldığında, Kaza Mahkemesinin, davacının davasını reddeden kararında dayandığı yukarıda belirttiğimiz iki a-na bulgu ve gerekçesine karşı, bir istinaf görülmemektedir. Kaza Mahkemesinin, taraflar arasında, davacının avukatlık hizmetlerinin Avusturya Avukatlar Ücret Tarifesine göre ödeneceğine dair ne sarih ne de zımni bir sözleşme olmadığı, bu nedenle davacının -verdiği hizmetlerin karşılığını Avusturya Avukatlar Ücret Tarifesine dayanarak davalılardan talep edemeyeceği, keza davacının Tafsilatlı Talep Takririnde Quantum Meruit prensibine dayanan bir talebi olmadığı ve böyle bir talep olmadığı için de Quantum Meru-it'e dayanarak davacıya bir tazminat verilemeyeceği, bulgularının hatalı olduğu iddiası, istinaf ihbarnamesinde yer alan istinaf sebepleri arasında görülmemektedir. İstinaf ihbarnamesinde, Kaza Mahkemesinin yukarıda verilen iki ana bulgu ve gerekçesinden d-avacının bir yakınması yer almamaktadır.

Davacının istinaf ihbarnamesinde, Kaza Mahkemesinin yukarıda gösterilen iki ana bulgu ve gerekçesinin hatalı olduğu iddiası yer almadığından, bu iki ana bulgu ve gerekçeye karşı istinaf edilmediğinden, davacının i-stinafı reddedilir.

Kaza Mahkemesi davacının davasını reddettikten sonra davalıların mukabil talebini de incelemiş ve huzurunda davacının davaların yürütülmesinde beceriksizliğini veya ihmalkarlığını gösterir herhangi bir kanıt olmadığı, davalıların iddia-larının kuru bir iddianın ötesine gidemediği gerekçesi ile davalıların mukabil talebini de reddetmiştir. Davalılar, davacı Kaza Mahkemesi kararından istinaf ettikten sonra, Hukuk Usul Kuralları O.35, r.10 altında, kararın değiştirilerek, mukabil talepleri -doğrultusunda lehlerine hüküm verilmesi isteminde bulunacaklarına dair yazılı ihbar verdiler. Kaza Mahkemesi, sunulan şahadet ışığında, davacının mesleki beceriksizliğini veya ihmalkarlığını gösterir herhangi bir kanıt olmadığı, davalıların iddialarının ku-ru bir iddianın ötesine gidemediği bulgularına vardı ve Kaza Mahkemesi huzurundaki şahadet, makul olarak bu bulgulara varmasına açıktı. Bu durumda davalıların mukabil istinafı da reddedilir.

Masraflar hususunda herhangi bir emir verilmez.




Nevvar Nola-n Gönül Erönen Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç


29 Haziran, 2007










2






Full & Egal Universal Law Academy