Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 95/2015 Dava No 16/2018 Karar Tarihi 07.06.2018
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 95/2015 Dava No 16/2018 Karar Tarihi 07.06.2018
Numara: 95/2015
Dava No: 16/2018
Taraflar: Tekjen Finans Ltd. ile Necati Veysi Dağseven arasında
Konu: Mersum Borç Senedinin kesin delil olması - adi/alelade borç senedi ve ispat koşulları -
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 07.06.2018

-D. 16/2018 Yargıtay/Hukuk No: 95/2015
(Lefkoşa Dava No: 565/2012)


Yüksek Mahkeme Huzurunda.


Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan,Gülden Çiftçioğlu,Bertan Özerdağ


İstinaf eden : Tekjen Finans Ltd. Lefkoşa.
(Davacı)-


- ile -

Aleyhine istinaf edilen : Necati Veysi Dağseven, Lefkoşa.
(Davalı)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Hasan Alkan ve Avukat Altan Erdağ
Aleyhine istinaf edilen namına : Avukat Faik Dana

Lefkoşa Kaza Mahk-emesi Başkanı Beril Çağdal'ın 565/2012 sayılı davada, 14.4.2015 tarihinde verdiği karara karşı Davacı tarafından yapılan istinaftır.


----------------

K A R A R

Ahmet Kalkan : Bu istinafta iki karar okunacaktır.

Ahmet Kalkan : Bu mesel-edeki olgular daha önce okuma fırsatı bulduğum Sayın Yargıç Gülden Çiftçioğlu'nun kararında belirtildiğinden, olgulara ayrıca değinmeyi gereksiz görürüm.

Sayın Yargıç Gülden Çiftçioğlu'nun kararında özetlediği istinaf sebepleri ile hemfikirim ve kendi i-ncelememi de aynı başlıklar altında ele alacağım.

Sayın Yargıç Gülden Çiftçioğlu'nun kararında, 1. İstinaf başlığı altında incelenen ve Emare No.1 27.10.2010 tarihli Borç Senedinin, mersum borç senedi olmadığı sonucuna ulaşılırken, mersum borç senedinin- yıllık kapitalize faiz içermemesi gerektiği görüşüne katılmamakla birlikte, Emare No.1 Senedin, Fasıl 149 Sözleşmeler Yasası'nın 78. maddesine aykırı bir şekilde faizin yanında yasal vergilerin ödenmesi zorunluluğu getirmesi nedeniyle mersum borç senedi o-lmadığı yönündeki görüşü ile hemfikir olduğumdan, 1. istinaf sebebinin reddedilmesi gerektiği sonucuna katılırım.

2. İstinaf başlığı altında incelenen ve Alt Mahkemenin, Davalıya nakit olarak 75,000 euro ödenmediği cihetle Emare No.1 Senedin batıl olduğ-u bulgusu ile ilgili kararım şöyledir:

Alt Mahkeme, "Contra proferentem" prensibini esas alarak yazılı bir belge iki türlü yorumlanabilirse, belgeyi hazırlayanın aleyhine olan yorumun tercih edilmesi gerektiğini Birleştirilmiş Yargıtay/Hukuk 43/2000 ve -88-89/2000 D.7/2002 sayılı Başak Sigorta Anonim Şti. ve 1. Zübeyir Yanal, 2.Şeker Sigorta davasını referans göstererek şöyle demiştir:

"Bu prensip doğrultusunda Emare No.2'nin Davacı
iddialarını teyit eder şekilde yorumlanması doğru bir yaklaş-ım olmayacağından, Emare No.2'nin ödemenin çekle yapıldığını gösterdiği neticesine varmaktayım.

Bu doğrultuda 75,000 euronun ödenmesi ile ilgili
olarak Davacının Talep Takririnde ödemenin nakit yapıldığını ileri sürdüğü, Davacı tanıklar-ının da bu
yönde şahadet sundukları; Emare No.2'nin ise çekle ödeme
yapıldığını gösterdiği, ve ödemeyle ilgili Talep
Takririndeki iddialarla Davacı tanıklarının sözlü
şahadetlerinin Emare No.2 ile örtüşmediği sonucuna
- varılması kaçınılmazdır.

Bu noktada direktör Tekin Arhun'un kendi ifadesiyle
gayeleri arasında her türlü kredi vermek, çek iskontosu
yapmak ve milyon dolarlık portföyü olan Davacı Şirketin
75,000 euroyu nakit olarak elden Dava-lıya vermiş olması
inanırlığının olası olmadığı görüşündeyim.

Netice olarak Davacının 75,000 euronun Davalıya
nakit olarak verildiği iddiasının ispat edilemediği
kanaatine varır bu yönde bulgu yaparım.(Mavi 243)"

Bu bulgunun -doğruluğunu saptayabilmek için davadaki layihalara kısaca göz atmak gerekmektedir.

Davacının Talep Takririnin 3. paragrafı aynen şöyledir:

"3. Davacı Müdafaa Takririnin 2. ve 3. paragraflarındaki iddiaları reddeder. Davacı cevaben ise Talep Takririni-n 2. ve 3. paragraflarını tekrar eder ve tekrar pahasına Davacının finans işleri ile iştigal etmekte olduğunu, Davalının Talep Takririnin 3. paragrafında tafsilatı verilen mersum ve/veya alelade borç senedi gereğinde senet tarihi olan 27.10.2010 günü 75,00-0 EURO (Yetmiş Beş Bin EURO) borç para aldığını iddia eder."


Davalı Müdafaa ve Mukabil Talep Takririnin 3. paragrafında borçlanmayı ret ve inkâr ettikten sonra, müdafaa ve müdafaasının esasını teşkil eden 4. paragrafı aynen şöyledir:

"4.Davalı, yuka-rıdaki iddialarına ilaveten ve halel
gelmeksizin Davacı ile işbu dava ile ilgili
tarihlerdeki ilişkisi ile ilgili gerçeklerin aşağıda
belirtildiği şekilde olduğunu iddia eder."

Davalı takriben Mart 2010 tarihinde So-ner Yetkili isimli şahsa Davalının hissedarı ve Direktörü olduğu Habitat Construction Ltd. isimli şirkete ait ve aşağıda tafsilâtı verilen 7 adet çeki keşide edip vermişti:




Çek No. Çek Tarihi Banka Çek Tutarı

a.412654 07/08/2010 -Türk Bankası €15,000
b.412655 07/09/2010 Türk Bankası €15,000
c.412656 07/10/2010 Türk Bankası €15,000
d.412658 07/12/2010 Türk Bankası €15,000
e.412659 07/01/2011 Türk Bankası €15,000
f.412660 07/02/2011 Türk B-ankası €15,000
g.412661 07/03/2011 Türk Bankası €15,000


Keza, takriben Ekim 2010 başlarında Davalı, Türk Bankası Ltd. nezdinde şahsına ve eşine ait hesaptan 12.11.2010 tarihli ve 854275 numaralı TL 4300 tutarındaki çekini Mustafa Nazlı isimli -şahsa keşide edip vermişti.
Bir süre sonra yukarıda adı geçen Soner Yetkili'nin yukarıda mezkur çekler üzerinde belirtilen ödeme tarihleri gelmeden çekleri ciro edip üçüncü kişilere ve/veya Davacıya ve/veya Davacı vekillerine ve/veya yetkililerine verdiği- Davalının bilgisine geldi.
Davacı ve/veya Davacı nam ve hesabına hareket eden kişi veya kişiler ve/veya Davacı vekilleri ve/veya yetkilileri, yukarıda mezkur çeklerden 412654 ve 412656 numaralı olanların karşılığını Davalının bankasından usulü veçhile öd-endi ancak 412655 numaralı çek karşılığı olmadığı cihetle Davalının bankası tarafından Davacıya ve/veya Davacı yetkilisine ve/veya temsilcisine ödenmedi ve/veya iade edildi(dishonoured).
Davacı takriben Ekim 2010 ortalarına doğru Davalı ile temas kurarak -412655 numaralı çekin ve yukarıda paragraf 4.i'de mezkur diğer çeklerinin ve/veya yukarıda belirtilen vadesi henüz gelmemiş çeklerinin elinde bulunduğunu, 412655 sayılı çekinin karşılıksız çıktığını söyledi ve Davalıyı konuyu görüşmek üzere ofisine çağırdı-. Davalı Davacının ofisine ancak takriben 27.10.2010 tarihinde gitti. Davalı Davacının ofisine gittiği zaman Davacı Davalıdan yukarıda mezkur karşılıksız çekinin karşılığını derhal ödemesini talep etti ve Davalıya, aksi takdirde Davalıyı polise şikayet ede-ceğini ve/veya Davalının çek yasağına ve/veya hapse girmesini sağlayacağını ve/veya Davalıyı rezil edeceğini söyledi. Bunun üzerine Davalı Davacıya ve/veya Davacı yetkilisine ve/veya Tekin Arhun isimli şahse çekin karşılığını ödeyecek parası olmadığını söy-ledi.


Davalının yukarıda izah edildiği gibi çekin karşılığını ödeyemeyeceğini söylemesi üzerine Davacı yetkilileri ve/veya Tekin Arhun Davalıya karşılıksız çekini ve yukarıda paragraf 4.i'de tafsilatı verilen diğer çeklerini (ödenmiş olan iki çek hariç)- geri almak istediği takdirde ve/veya Davacının kendisini polise şikayet etmesini istemediği ve/veya çek yasağına ve/veya hapse girmesini sağlamasını istemediği ve/veya çeki karşılıksız çıktı diye rezil etmesini istemediği takdirde Davalının derhal bir sen-et imzalaması ve ilaveten Davalının geri alacağı çekler yerine ve senede teminat olarak da ileri tarihli yeni çekler imzalaması keza Mustafa Nazlı'ya yazılı olan yukarıda mezkur çeki Davalının önüne koyarak tarihinin 12.11.2011, miktarının ise yüzkırkdörtb-inüçyüz Türk Lirası olarak değiştirilmesi gerektiğini söyledi ve/veya Davalıyı tehdit etti.
Davalı devamla Davacının talebine uygun olarak senet imzalaması, yeni ileri tarihli çekler imzalaması ve Mustafa Nazlı'ya yazılı çekinin tarihini ve miktarını yukar-ıda belirtildiği şekilde değiştirip Davacıya tevdi etmesi üzerine yukarıda paragraf 4.i'de listelenen çeklerinden halen ödenmemiş ve/veya tarihi gelmemiş olanlarını Davalıya iade edeceğini beyan etti.
Davacı keza Davalıya senede teminat olarak
- verilecek çekleri ve Mustafa Nazlı'ya yazılı çeki
işleme koymayacağını ve niyetinin Davalıdan hem
senet hem de çekler tahtında ödeme talebinde
bulunmak olmadığını beyan etti.
viii.İlgili tarihte herhangi bir çeki ile ilgili olarak te-merrüde düşerek Bakanlar nezdinde ve/veya emniyet kuvvetleri nezdinde Davalı aleyhine bir takibat veya dava mevcut değildi. Davalı Davacının yukarıda belirtilen baskısı ve/veya tehdidi neticesinde korktu ve Davacının kendinde yarattığı korku ile ve/veya Da-vacının yukarıda belirtilen baskısı üzerine ve Davacıya teminat olarak vereceği çekleri ve Mustafa Nazlı'ya yazılı çeki işleme koymayacağı beyan ve/veya söz vermesi üzerine ve/veya neticesinde dava konusu senedi ve aşağıda tafsilatı verilen ileri tarihli ç-ekleri imzaladı ve Mustafa Nazlı'ya yazılı çekin tarih ve miktarını yukarıda belirttiği şekilde değiştirdi ve Davacıya ve/veya Davacı yekililerine ve/veya Tekin Arhun'a verdi.



Çek No. Çek Tarihi Banka Çek Tutarı

a.5063 20/10/2011 - C.West $6,300
b.5065 23/10/2011 C.West $5,850
c.3734 17/11.2011 HSBC $6,605
d.1109240 27/11/2011 T.Bankası €5,310
e.3735 17/12/2011 HSBC $6,605
f.3736 17/01/2012 HSBC $6,605-
g.3737 17/02/2012 HSBC $6,605
h.3738 17/03/2012 HSBC $6,605
i.3739 17/04/2012 HSBC $72,665"


Müdafaa Takririnin 4(i) paragrafında yer alan ve Davalının hissedarı ve direktörü olduğu Habitat Constr-uction Ltd.e ait toplam 7 adet çekten (a) ve (b) olarak sıralanan ve ödenmiş olduğu kabul edilen çekler dışında (c)'den (g)'ye kadar sıralı çeklerin toplam bedeli 75,000 euro olup, Davalı, Emare No.1 Senedi bu çeklerin iadesi karşılığında imzaladığını kabu-l etmektedir.

Bu durumda Alt Mahkemenin kabul ettiği gibi, "ödemenin çekle yapılmış olması Emare No.1 Senedi ivazsız hale getirir mi?" sorusunun cevabının verilmesi gerekmektedir.

Emare No.1 Borç Senedi mersum borç senedi olmadığına göre, taraflar ar-asındaki ihtilâfın, Emare No.1'in alelade borç senedi olduğu esasından incelenmesi gerekmektedir.

Alelade borç senedinin içeriği ve böyle bir senette beyan edilen olgular hukuken kesin delil teşkil etmez. Buna göre, Emare No.1 Borç Senedinin içerdiği tü-m hususların ihtimaller dengesi ilkeleri ışığında Davacı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Bu konuda, meseleye benzerliği bakımından, Yargıtay/Hukuk 43/1995 D.7/1997 sayılı Akten Ltd. ve diğerleri ile Ertuğrul Akbel davasına atıfta bulunurum.

Fas-ıl 149 Sözleşmeler Yasası'nın 25. maddesine göre ivazı olmayan anlaşmalar geçersizdir. Ancak aynı maddenin 1(b) fıkrasına göre, geçmişte verilmiş bir ivaz da geçerli ivaz olabilir. Burada önemli olan böyle bir vaadde bulunanın, karşılığında gönüllü olarak -bir şeyler yapan kişiyi tazmin etmeyi kabul etmesidir.

Huzurumuzdaki mevcut olgulara göre, Davacı, Davalının hissedarı ve direktörü olduğu Habitat Construction Ltd.in karşılığı olmayan 75,000 euro tutarındaki Müdafaa ve Mukabil Talep Takririnin 4(i) par-agrafında (c)'den (g)'ye kadar sıralı çekleri vermesi karşılığında, Davalı Emare No.1 Senedi imzalamıştır.

Taraflar, Davalının hissedarı ve direktörü olduğu şirkete ait karşılıksız çeklerin iadesi karşılığında aralarında yaptıkları anlaşma gereğince Em-are No.1 Borç Senedini imzaladığına göre, Davalının elde ettiği karşılık kapsamında borç senedinin ivazsız olduğunu söylemek mümkün değildir. (Bu konuda yukarıda belirttiğim Yargıtay/Hukuk 43/1995 D.7/1997 sayılı karara atıfta bulunurum.)

Alt Mahkeme, da-ha önce iktibas ettiğim bulgusundan görülebileceği gibi, ödemenin çekle yapıldığı sonucuna ulaşmıştır. Çekin koşulsuz ödeme emri niteliği olduğundan, ödemenin çekle yapılmış olması Davalının Emare No.2 Ödeme Fişindeki imzalı ödeme ikrarının şahadet değerin-i ortadan kaldırmaz veya ödeme fişindeki nakit kutusu işaretlenmediği gerekçesiyle yok sayılamaz.

Davada belirlenmiş olgular ve Yargıtay/Hukuk 43/1995 D.7/1997 sayılı kararda belirtilen prensipler çerçevesinde Davalının hissedarı ve direktörü olduğu ve- Soner Yetkili isimli kişiye düzenlediği, Habitat Construction Ltd.in 75,000 euro tutarındaki karşılıksız çekleri alması karşılığında Davalının Davacıdan 75,000 euro para borçlandığını gösterdiğinden, Emare No.1 Borç Senedinin ivazsız ve geçersiz olduğuna -ilişkin Alt Mahkeme bulgusunun hatalı olduğu ve 2. istinaf sebebinin kabul edilmesi gerektiği görüşündeyim.

3. istinaf başlığı altında dava konusu Senedin hile ve yanıltma ile imzalatıldığının hata olduğu ileri sürülmektedir.

Davada ispatlanmış olgu-ların sonucu olarak, Emare No.1 Senedin tutarı ile Habitat Construction Ltd. tarafından Soner Yetkili'ye kesilmiş ve karşılıksız çıkan Müdafaa Takririnin 4(i) paragarafında belirtilen ve (c)'den (g)'ye kadar sıralı 5 adet çekin toplam tutarı aynıdır. Bu du-rum senedin ivazı olduğunu ortaya koymaktadır. Emare No.1 Senet bu çeklerin karşılığında imzalandığından, senedin ivazı olmadığı veya hile ile imzalandığı iddiasının ileri gitmesi mümkün değildir. Davalının Emare No.1 Senedi imzalamakla elde ettiği fayda i-le Emare No.1'in ifasından kaynaklanacak borç yükümlülüğü karşılaştırıldığında, Emare No.1 Senedin tarafların iradesini, aralarındaki iş ilişkisini ve hesaplaşmayı yansıttığı, bunun sonucu olarak da taraflar arasındaki anlaşmanın ifasının hile veya yanıltm-a sonucunu doğurmayacağı görüşündeyim.

Bu görüşüme bağlı olarak 3. istinaf sebebinin kabul edilmesi gerekmektedir.

Buraya kadar serdettiğim görüşlerim ışığında, Alt Mahkemenin Davacının davasını reddetmekle hata ettiği ve Davacının davasını ispatladı-ğı görülürken, Davacının lehine, davadaki gibi hüküm verilmesi gerekmektedir.

4. ve 5. istinaf başlıklarına gelince:

Her iki istinafın özü, Alt Mahkemenin, Davalının mukabil davası gereğince Davacı aleyhine hüküm vermekle hata ettiğine yöneliktir.

-Davalı, mukabil davasının 10(a) paragrafında, 27.10.2010 tarihli senedin batıl olduğuna karar verilmesini talep etmektedir.

Yukarıda 27.10.2010 tarihli Emare No.1 Borç Senedinin geçerli olduğu sonucuna vardığımdan, Alt Mahkemenin Davalının mukabil ta-lebinin 10(a) paragrafı gereğince verdiği kararın hatalı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği görüşündeyim.

Davalı, Mukabil Talebinin 10(b) paragrafında, Talep Takririnin 4(ii) ve 4(viii) paragraflarında tafsilatı verilen çeklerin ve/veya mezkur çeklerden- her birinin batıl (void) olduklarına ve Davalı aleyhine herhangi yasal bir sonuç doğurmadıklarına dair mahkemenin karar vermesini talep etmektedir.

Mukabil Talep Takririnin 10(b) paragrafındaki talepten görülebileceği gibi Davalı, konu çeklerin aleyhin-e herhangi bir yasal sonuç doğurmamasına karar verilmesini talep etmektedir.

Mukabil Talep Takririnin 4(ii) paragrafında belirtilen ve Davalının Ekim 2010 tarihinde şahsına ait hesaptan 12.11.2010 tarih ve 854275 numaralı Mustafa Nazlı isimli şahsa keşi-de edilen, 4300 TL'lik çektir.

Mukabil Talebin 4(vi) paragrafında, Mustafa Nazlı tarafından Davacıya verilen ve karşılığı olmadığı için polise verileceği tehditi ile korkutularak Davalı tarafından çek tarihinin 12.11.2011, miktarının ise yüzkırk dörtbin -üçyüz TL olarak değiştirildiği iddia edilen çekin, Mukabil Talep Takririnin 4(viii) paragrafında ise Davalının Davacıya olan borcunun teminatı olarak tedavüle sürülmeyeceği taahhüdü ile düzenleyip verdiği iddia edilen 9 adet çekin tafsilatı verilmektedir. -

Bu çeklerden 1109240 No.lu Türk Bankası çeki ile ilgili talep geri çekilmiştir.

Alt Mahkeme, huzurundaki şahadeti ve emareleri değerlendirdikten sonra, geri çekilen Türk Bankasının 1109240 No.lu çeki hariç, tüm çeklerin Emare No.1 Senede teminat olar-ak tutulacağı sözü karşılığında verildiğine, Davacının bu söze uyma niyeti olmadan çekleri temin ettiğine, hileli şekilde elde edilen bu çeklerin Davalı aleyhine bir sonuç doğurmadıklarına, aynı şekilde 8 adet çek ile Mustafa Nazlı'ya yazılı çekin polise ş-ikeyet baskısı, tehdidi ve korkutması ile Davacıya verildiğine bulgu yapmıştır.

Davacının 4. ve 5. istinaf başlığı altındaki yakınmasını ikiye ayırabiliriz. Birincisi, Alt Mahkemenin davada taraf olmayan 3. kişiler tarafından keşide edilen çeklerin batı-l olduğu bulgusuna varılmayacağı, ikincisi ise konu çeklerin hile, korkutma, baskı, tehdit ve yanıltma ile yapıldığının hatalı olduğudur.

İstinafa konu davada iptali istenen çeklerden biri olan ve Davalı tarafından Mustafa Nazlı'ya kesilen çek, Mustafa -Nazlı tarafından Davacıya verilmiş, karşılığı olmayan bu çekle ilgili olarak Davalının muhatabı Davacı olmuştur. Yine olgulara göre, çekin miktarı ve tarihi, Davacıya geçtikten sonra Davalı tarafından değiştirilmiş, mezkûr çekin Mustafa Nazlı ile ne maddi -anlamda ne de kıymetli evrak anlamında ilgisi kalmamıştır. Bunun sonucu olarak, Davalı ile Davacı arasındaki ilişkiye bağlı olarak hile ve baskı ürünü olduğu iddia edilen çek ile Mustafa Nazlı'nın alakası kalmadığından bu şahsın davada taraf olmasına gerek- bulunmamaktadır.

Diğer çeklerin, Davalının hissedar ve direktörü olduğu Habitat Construction Ltd.e ait olduğu görülmektedir.

Çekleri düzenleyen Davalı çekleri kişisel olarak düzenlediği Emare No.1 Senede teminat olarak kestiğini iddia etmektedir.

-Herhangi bir hileli işlemin vasıtası olan ve belgeyi düzenleyen aleyhine hileli işleme bağlı olarak dava açılması halinde, davayı açan kişinin mezkur belgelerin hile ürünü olduğunu iddia etme ve hileli işlemi ortadan kaldırma hakkı vardır. Burada önemli ol-an, yapıldığı iddia edilen hile, baskı veya tehdidin yapılan işlemle bağlantılı olmasıdır. Bunu örneklemek gerekirse, hilenin borç senedi, vekaletname veya yapılan tapu muamelesi ile ilişkili ve bunlara etki eder nitelikte olması gerekir. Bu konuda Yargıta-y/Hukuk 20/1998 D.9/2001 M.Toros ve diğerleri ile Ferda Amcaoğlu davasına atıfta bulunurum.

Bu meselede, mukabil talep ile batıl olduklarına karar verilmesi talep edilen çekler Emare No.1 Senedin Davalı tarafından imzalanması karşılığında teminat olarak- düzenlendiği iddia edildiğine göre, hileli işleme maruz kalan kişinin hileli işlemin hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmak için böyle bir işlemin iptalini talep etme hakkı vardır. Habitat Construction Ltd.in bu davaya taraf olmaması, dava konusu borç ilişk-isinin tarafı olan Davalının bu yönde mukabil talepte bulunmasına engel teşkil etmez.

Fasıl 149 Sözleşmeler Yasası'nın 17(1) maddesine göre, hile, bir sözleşmede öteki tarafı veya öteki tarafın vekilini kandırmak veya sözleşme yapmaya ikna etmek niyeti-yle taraflardan birisince veya onun göz yummasıyla veya vekilince yapılan ve Yasada belirlenen eylemleri içerir.

Bu meselede konu çekler Emare No.1 Borç Senedi imzalanırken teminat olarak tutulmak amacıyla verildiğinden, mesele ile doğrudan ilişkili old-ukları ve Davalının mukabil taleple hukuki sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep etme hakkı olduğu kanaatindeyim. Bu kanaatimin sonucu olarak Davalının konu çeklerle ilgili talepte bulunamayacağı iddiasının reddedilmesi gerektiği görüşündeyim.

İstin-af Edenin bu başlık altındaki ikinci iddiasına gelince: Emare No.1 Senedin Habitat Construction Ltd.in karşılıksız çıkan 75,000 euroluk çeklerin verilmesi karşılığında, Davalının şahsi sorumluluk altına girdiği ve konu Senetle Davacıdan 75,000 euro borçlan-dığı sonucuna ulaşmış ve aralarındaki iş ilişkisine bağlı olarak bu ilişkide ivazın olduğu sonucuna ulaşmıştım. Ancak Davacı Emare No.1 Senetle yetinmeyerek iptali istenen konu çekleri almıştır.

Alt Mahkemenin çok doğru bir yöntemle inceleyip karara bağ-ladığı şekliyle, konu çeklerden Mustafa Nazlı'ya kesilen çekin tarih ve miktarı ile oynanmış; diğer çekler, ileri tarihli olarak, Davalıdan tedavüle sürülmeyeceği sözü ile teminat olarak alınmıştır.

Tarafların karşılıklı olarak yaptıkları bu anlaşma so-nucunda, çeklerin tedavüle sürülmeme taahhüdü ile Davacıya verildiğini ve Davacının gerçekte uymaya niyeti olmayan bir beyan yaparak hileli davranışta bulunduğunu ve çekleri ivazsız elde ettiğini göstermektedir.

Tüm olgular ve şahadet incelendiğinde, A-lt Mahkemenin konu çekler ile ilgili bulgularına müdahaleyi gerektirecek hata yapmadığına ikna olduğum gibi, Davacının makul olarak kabul edilebilecek iş ilişkisi çerçevesinde elde ettiği Emare No.1 Borç Senedinden ayrı olarak ivazsız şekilde elde ettiği ç-eklerin Davalı aleyhine hukuki sonuç doğurması veya geçerliliğini muhafaza etmesi mümkün değildir.

Buna göre, Alt Mahkemenin mukabil talebin 10(b) paragarafı gereğince Davalı lehine hüküm vermesinde hata olmadığı görüşündeyim.

Bu görüşüme bağlı olara-k 4. ve 5. istinaf başlıklarının reddedilmesi gerekir.

Tüm yukarıdakiler ışığında, Davacının davasında talep ettiği şekilde lehine hüküm verilmesi, Alt Mahkeme hükmünün 1,2(a) ve 3. paragraflarının iptali gerektiği görüşündeyim.

Gülden Çiftçioğlu: Huzu-rumuzdaki istinaf, Davacının (İstinaf Eden) Lefkoşa Kaza Mahkemesinde Davalı (Aleyhine İstinaf Edilen) aleyhine ikâme etmiş olduğu 565/2012 sayılı davada, 14.4.2015 tarihinde Mahkemenin verdiği hükümden dolayı Davacı (İstinaf Eden) tarafından yapılmıştır.
-
İSTİNAFA İLİŞKİN OLGULAR

Alt Mahkeme huzurundaki meselede, Davacı, Davalı Aleyhine Emir 2 Nizam 6 tahtında dosyaladığı celpnamede, Davalının 27.10.2010 tarihinde Lefkoşa'da şahitler huzurunda yapılan mersum veya alelade bir borç senedi gereğince Davacıda-n nakden 75,000 euro borç para aldığını ve mezkur borcu ilk talepte ödemeyi taahhüt ettiğini, ilk talepte ödememesi halinde tüm borcun muaccel hale geleceğini, mezkur borç üzerine senet tarihinden itibaren her yıl sonunda ana paraya kapitalize edilmek üzer-e %7 nispetinde faiz ödemeyi kabul ve deruhte eylediğini, keza mahkemeye müracaat edilmesi halinde Davalının mezkur borcuna ve faizlerine ilaveten bütün dava masraflarını ve borcun yasal vergilerini de ödemeyi kabul ve deruhte ettiğini, Davalının Davacının- müteaddit taleplerine rağmen mezkur borcuna karşılık hiçbir şekilde ödeme yapmadığını dolayısıyla Davacının mezkur senet tahtındaki alacağının işbu dava ile muaccel hale geldiğini iddia ederek, Davacı lehine Davalı aleyhine:
75,000 euro;
Mezkur meblağ üze-rinden 27.10.2010 tarihinden itibaren tamamen tediye tarihine kadar her yıl sonunda ana paraya kapitalize edilmek üzere %7 nispetinde faiz;
İşbu dava masraflarını talep etmiştir.

Davalı dosyaladığı Müdafaa ve Mukabil Talep Takririnde
iddiaları ret ve ink-ar ederek, 27.10.2010 tarihli senedin mersum senet olduğunu belirterek, senedin herhangi bir yasal geçerliliği olduğunu ret ve inkar ederek, Davalının Davacıdan iddia edilen miktarda veya şartlarda veya ahar surette borç para aldığı iddiasını ret ve inkar -etmiştir. Davalı ilaveten, Müdafaa ve Mukabil Talep maksatları bakımından Müdafaa ve Mukabil Talep Takrirlerinde tafsilatı verilen 7 adet çeki keşide edip verdiğini ve ayrıca Davalının şahsına ve eşine ait Türk Bankası Ltd. nezdindeki hesaptan 12.11.2010 -tarih ve 854275 No.lu 4300TL tutarındaki çeki Mustafa Nazlı isimli şahsa keşide edip verdiği, Soner Yetkili'nin bir süre sonra mezkur çekler üzerinde belirtilen ödeme tarihleri gelmeden konu çekleri ciro edip üçüncü kişilere veya Davacıya veya Davacının ve-killerine verdiğinin Davalının bilgisine geldiğini, mezkur çeklerden 412654 ve 412656 No.lu olanların karşılığının Davalının bankasından usulü veçhile ödendiğini, 412655 No.lu çekin ise, karşılığı olmadığı cihetle Davalının bankası tarafından Davacıya öden-mediğini veya iade edildiğini, Davacının takriben Ekim 2010 ortalarına doğru Davalı ile temas kurarak 412655 numaralı çekin ve vadesi henüz gelmemiş çeklerin elinde bulunduğunu ve 412655 No.lu çekin karşılıksız çıktığını söyleyerek Davalıyı ofisine çağırdı-ğını, Davalının 27.10.2010 tarihinde Davacının ofisine gittiği zaman Davacının Davalıdan karşılıksız çekinin karşılığını hemen ödemesini talep ettiğini ve Davalıya ödenmediği takdirde polise şikayet edeceğini ve Davalının çek yasağına gireceğini ve hapse g-irmesini sağlayacağını veya Davalıyı rezil edeceğini söylediğini, bunun üzerine Davalının da Davacıya veya Davacı yetkilisi Tekin Arhun'a çekin karşılığını ödeyecek parası olmadığını söylediğini, bunun üzerine Davacı yetkilileri veya Tekin Arhun'un Davalı-ya karşılıksız çekini ve günü gelmeyen çeklerini geri almak istediği takdirde ve Davacının kendisini polise şikayet etmesini istemediği takdirde veya çek yasağına veya hapse girmesini sağlamasını istemediği takdirde veya "karşılıksız çeki çıktı" diye rezil- etmesini istemediği takdirde Davalının derhal bir senet imzalaması ve ilaveten Davalının geri alacağı çekler yerine ve senede teminat olarak da ileri tarihli yeni çekler imzalaması ve keza Mustafa Nazlı'ya yazılı olan çeki Davalının önüne koyarak tarihini- 12.11.2011, miktarını ise 144,300 TL olarak değiştirmesi gerektiğini söylediğini ve Davalıyı tehdit ettiğini, Davacının talebine uygun olarak senet imzalaması, yeni ileri tarihli çekler imzalaması ve Mustafa Nazlı'ya yazılı çekin tarihini ve miktarını bel-irtilen şekilde değiştirip Davacıya tevdi etmesi üzerine ödenmemiş veya tarihi gelmemiş çekleri Davalıya iade edeceğini beyan ettiğini, keza Davalıya senede teminat olarak verilecek çekleri ve Mustafa Nazlı'ya yazılı çeki işleme koymayacağını ve niyetinin -Davalıdan hem senet hem de çekler tahtında ödeme talebinde bulunmak olmadığını Davalıya beyan ettiğini, ilgili tarihte herhangi bir çek ile ilgili olarak bankalar nezdinde veya Emniyet Kuvvetleri nezdinde Davalı aleyhine herhangi bir tahkikat veya davanın -mevcut olmadığını, Davalının Davacının belirtilen baskısı veya tehdidi neticesinde korktuğunu ve Davacının belirtilen baskısı üzerine ve Davacıya teminat olarak vereceği çekleri ve Mustafa Nazlı'ya yazılı çeki işleme koymayacağı beyanı ve söz vermesi üzeri-ne dava konusu senedi ve tafsilatı verilen çekleri imzaladığını ve Mustafa Nazlı'ya yazılı çekin tarihini ve miktarını değiştirerek Davacıya veya Tekin Arhun'a verdiğini iddia etmiştir.
Davalı Müdafaa ve Mukabil Talep Takririnde, Davacı ile olan ilişkisi-nin belirtilen şekilde olmasına karşın, Davacının Mustafa Nazlı'ya ve Talep Takririnde tafsilatı verilen çekleri bankalara ibraz ettiğini ve ödenmesini talep ettiğini; karşılıksız çıkmaları üzerine konuyu polise intikal ettirip Davalı aleyhine bahsi geçen -çeklerle ilgili cezai takibat yapılmış bulunmakta olduğunu iddia ederek, Davacıdan talep edilen miktarda borç para almadığını ve tafsilatı verilen çeklerin ve Mustafa Nazlı'ya yazılı çekin ivazdan yoksun olduğunu, konu senedin ve mezkur çeklerin belirtildi-ği şekilde hile, baskı, yanıltma, tehdit, korkutmayla ve kanunsuz olarak Davalıya Davacı tarafından imzalatıldığını ve dava konusu senedin ve tafsilatı verilen çeklerin batıl (void) veya geçersiz kılınabilen (voidable) bir senet ve çekler olduğunu iddia ed-erek, Davacının veya ajanlarının Davalıya yaptığı hile, baskı, yanıltma, tehdit ve korkutmanın tafsilatını vermiştir.
Davalı ilâveten, Mukabil Talep maksatları açısından Müdafaa Takririndeki iddialarını ve özellikle 27.10.2010 tarihli dava konusu senet v-e paragraf 4 (ii) ve 4 (viii)' de belirtilen çeklerin hangi ahval ve şerait tahtında Davalıya imzalatıldıkları hususundaki iddialarını aynen tekrar ederek, belirtilenler ışığında, Davalı lehine Davacı aleyhine:
27.10.2010 tarihli dava konusu senedin batıl -(void) olduğuna ve Davalı aleyhine herhangi yasal bir sonuç doğurmadığına dair mahkeme ilamı (declaration); ve
Yukarıda paragraf 4 (ii) ve 4 (viii)'de tafsilatı verilen çeklerin ve/veya mezkur çeklerden her birinin batıl (void) olduklarına ve Davalı aleyhi-ne herhangi yasal bir sonuç doğurmadıklarına dair mahkeme ilamı (declaration); veya
Muhterem mahkemece uygun görülecek herhangi başka bir çare; ve
İşbu Mukabil Talep masraflarını talep etmiştir.

Davacı, Müdafaaya Cevap ve Mukabil Talebe Müdafaa
Takriri v-ererek, Müdafaa ve Mukabil Talep Takririnde ileri sürülen ve Talep Takriri ile bağdaşmayan tüm iddiaları ret ve inkâr ederek, Talep Takririnde belirtilen mersum veya alelade borç senedi gereğince 75,000 euronun senet tarihi olan 27.10.2010 tarihinde ödeme -fişi imza edildikten sonra, Davalıya bir tamam teslim edildiğini ileri sürerek, Müdafaa Takririnde bahsi geçen çeklerin hile veya baskı yolu ile Davalıya imzalatıldığını reddederek, mezkur çek ve senedin Davalının rızası ile kanunlara uygun olarak imza edi-ldiğini iddia etmiş ve Mukabil Talebin reddini talep etmiştir.


Huzurundaki davayı dinlemesini müteakiben Alt Mahkeme, kararında, Emare No.1 Senedin mersum senet olmadığı hususunda bulgu yaptıktan sonra, Davacı yetkililerinin şahadetlerinden, Davalının ma-ddi açıdan zor bir durumda olduğunun bilinci içinde oldukları neticesine vararak, Direktör Tekin Arhun'un bu bilinçle Davalıya, dava konusu senedi ve Müdafaa Takririnde tafsilatı verilen ileri tarihli çekleri imzalamaması halinde aleyhinde polise şikayette- bulunup çek yasağına ve hapse girmesini sağlayacağını, Davalıyı rezil edeceğini söyleyip, Davalının dava konusu senedi ve Müdafaa ve Mukabil Dava Takririnin 4 (ii) ve 4 (viii) paragrafında belirtilen çekleri imzalamasını sağladığı hususunda bulgu yapmıştı-r. Akabinde Alt Mahkeme, kararında, dava konusu senet ve tafsilatı verilen çeklerin batıl olduğuna ve Davalı aleyhine herhangi yasal sonuç doğurmayacağına dair bir tespit kararı verilmesinin uygun ve adil olduğu hususunda bulgu yapmıştır.
Alt Mahkeme devam-la, dava konusu senedin ivazı ile ilgili 75,000 euronun Davalıya Davacı tarafından nakit olarak verildiği iddiasının ise ispat edilemediği kanaatine vararak, bu yönde bulgu yapmıştır.

Neticede Alt Mahkeme kararında, Davacının davasının iptal edilmesinin v-e Davalının Mukabil Talebi doğrultusunda hüküm verilmesinin uygun ve adil olacağı kanaatine vararak, Davacının davasını ret ve iptal ettikten sonra, Mukabil Talep doğrultusunda dava konusu senet ve çeklerin batıl olduklarına ve Davalı aleyhine herhangi yas-al bir sonuç doğurmayacaklarına dair tespit kararı vermiştir.


İSTİNAF SEBEPLERİ

İstinaf sebeplerini aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

1-Alt Mahkeme, dava konusu 27.10.2010 tarihli borç senedinin mersum borç senedi olmadığı hususunda bulgu yapmakla- hata etti.

2-Alt Mahkeme, Davalıya 75,000 euronun ödenmediği cihetle, konu senedin batıl olduğu hususunda bulgu yapmakla hata etti.

3-Alt Mahkeme, dava konusu senedin hile veya yanıltma ile imzalatıldığı cihetle senedin batıl olduğu hususunda bulgu ya-pmakla hata etti.

4- Alt Mahkeme, Davalının Mukabil Talebi tahtında hüküm verirken bu davaya taraf olmayan 3. kişiler tarafından keşide edilen veya bu davaya taraf olmayan 3. kişilerin lehdar olduğu dava konusu çeklerin batıl olduğu bulgusuna varmak ve bu- doğrultuda Davalının Mukabil Talebi uyarınca hüküm ve emir vermekle hata etti.

5- Alt Mahkeme, dava konusu çeklerin hile, korkutma, baskı, tehdit ve yanıltma ile yapıldığı cihetle batıl olduğu hususunda bulgu yapmakla hata etti.



TARAFLARIN İDDİA VE AR-GÜMANLARI

İstinaf Eden Davacı Avukatı istinaftaki hitabında, hüküm tarihi itibarı ile % 9'u aşan bir faizden söz edilemeyeceği cihetle, Alt Mahkemenin davaya konu senedin mersum senet olmadığı hususunda bulgu yapmakla hata ettiğini ileri sürmüştür.

Dav-acı Avukatı istinaftaki hitabında ayrıca, Alt Mahkemenin huzurunda bu hususta tatmin edici şahadet olmamasına rağmen, davaya konu senedin ve çeklerin hile, yanıltma, baskı, tehdit ve korkutma yoluyla imzalatıldığı ve batıl olduğu yönündeki bulgusunun hatal-ı olduğunu iddia etmiştir. İlaveten, Davacı Avukatı istinaftaki hitabında, 75,000 euronun verildiğini iddia ettiklerini, 75,000 euronun verildiğinin Davacı No.2 Tanığının sözlü şahadeti ve Emare No.2 Ödeme Fişi ile ispat ettiklerini, ödeme fişini düzenleye-n ve imzalayanın Davalının kendisi olduğunu, ödeme fişinin Davacı tarafından bastırılmış matbu evrak olmasının önemli olmadığını, Emare No.2 Ödeme Fişindeki çek ve nakit diye iki kutu bulunmasına rağmen bu kutuların hiç birinin işaretlenmediğini, ancak alt-ında çek alanın ismi ve imzası bölümünde Davalının ismi ve imzasının bulunduğunu, Davacı No.2 Tanığının sözlü şahadeti ve Emare No.2 Yazılı Belge ile 75,000 euronun verildiğinin ispat edildiğini iddia etmiştir.
Davacı Avukatı hitabına devamla, davada ta-raf olmayan kişilere ait çeklerin iptal edilmesinin Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 9 Nizam 10 tahtında hatalı olduğunu, her halükarda HSBC Bank çeklerinin ciro edilip edilmediğinin fotokopi emarelerden de görülmediğini, arka yüzlerinin fotokopilerini-n dahi olmadığını, Credit West çeklerinin ise fotokopilerinin dahi sunulmadığını, kim tarafından kime keşide edildiği belli olmayan çekler olduğunu, bu çeklerin var olup olmadığının belli olmadığını, dava dosyasından da bunların belli olmadığını, Alt Mahke-menin mevcudiyeti dahi belli olmayan bu çekleri iptal etmekle hata ettiğini iddia etmiştir. Ayrıca, bir çekin keşidecisinin ise Davalı yanında Şirin Dağseven olduğunu, bunun da batıl olduğu hususunda tespit kararı vermekle Alt Mahkemenin hata ettiğini ile-ri sürmüştür.

Aleyhine İstinaf Edilen Davalı Avukatı ise hitabında, özetle: Bir senedin Akitler Yasası'nın 79.maddesi dışında herhangi bir şart ihtiva etmesi durumunda senedin mersum senet olmaktan çıktığını, dava konusu senette "önce faizlere mahsup edil-ecek" diye bir şartın mevcut olduğunu veya kapitalize şartının mevcut olduğunu, bu şartların da senedi mersum senetlikten çıkardığını, Davacının Davalıya herhangi bir miktar nakit para verdiğinin ispat edilemediğini, Emare No.2 Ödeme Fişinin Davacı tarafın-dan hazırlandığını, fişin altında ödemenin çekle yapıldığına dair bir imza olduğunu, şahadetin ise nakden ödeme yapıldığı yönünde olduğunu, bu bağlamda emarenin (Mavi 246) bu paranın çekle ödendiği doğrultusunda olduğunu, Alt Mahkemenin Emare No.2 Ödeme Fi-şini Davacı aleyhine yorumlamakla hata etmediğini ileri sürmüştür.
Davalının, şahadetinde, konu çekleri ve senedi hangi şartlarda imzaladığını açıkça belirttiğini, Davalının çaresiz durumunda konu senet ve çekleri imzaladığı hususunda Mahkeme huzurunda şah-adet olduğunu belirterek, Alt Mahkemenin bulgularında herhangi bir hatanın olmadığını ileri sürmüştür.




İNCELEME


1.istinaf sebebinin -irdelenmesi:
1-Alt Mahkeme, dava konusu 27.10.2010 tarihli borç senedinin mersum borç senedi olmadığı hususunda bulgu yapmakla hata etti.
1.istinaf sebebi bağlamında mesele incelendiğinde, dava konusu 27.10.2010 tarihli borç senedinin mersum borç senedi o-lup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.

Alt Mahkeme, kararında, Emare No.1 Senedin içerdiği şartların mersum senet kavramı için yasa koyucunun öngördüğü koşullarla uyumlu olup olmadığını incelemeye tabi tuttuktan sonra, dava konusu tarihte, Fasıl 149 S-özleşmeler Yasası madde 78 açısından euro para birimi için Merkez Bankasınca tespit edilmiş kredi oranının yıllık %9 olduğunu, senette yer alan %7 oranının Merkez Bankasınca tespit edilmiş olan oranın altında olduğu görülmekle birlikte, senette mahkemeye m-üracaat edilmesi halinde "geçmiş günlerin faizlerinin her yıl sonu kapitalize edilerek yasal vergileri ve dava masrafları" ile ödenmesinin deruhte edildiğinin görüldüğünü belirtmiş, bu ilâvenin yasa koyucunun "mersum senet" kavramına getirdiği şekil şartla-rı ile uyumlu olmadığını ifade ederek, Emare No.1 Borç Senedinin mersum senet olmadığı hususunda bulgu yapmıştır.

Mersum Borç Senedi 21/1989 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekli ile Fasıl 149 Sözleşmeler Yasası madde 78'de aşağıdaki şekilde tanımlanmaktad-ır:
"Mersum Senet""Borç-lu" "Alacaklı" nın tanımlanması ve senedin gerekleri
2.21/89.78."Mersum Senet ", bir kişinin belli bir para miktarını, senette belirtilen ancak KKTC Merkez Bankasınca saptanan yıllık kredi faiz oranını aşmayan faizleriyle birlikte,- ve konu ile ilgili herhangi bir yargısal işlem başlatılmış olması halinde yargısal işlem giderleri de dahil olmak üzere ve ilk talepte veya kararlaştırılmış veya kararlaştırılacak ileriki bir tarihte senette belirtilen bir kişiye ödemeyi üstlendiğine dair-, sözleşme yapma yeteneğine sahip, iki tanık huzurunda başka bir kişiye yazılı olarak verdiği bir söz veridir.
Söz veride bulunan kişiye "borçlu", kendisine söz veride bulunulan kişiye ise "alacaklı " denir.

Yukarıdan görüleceği üzere, bir sene-din mersum senet sayılabilmesi için, madde 78'in aradığı niteliklerin hepsini haiz olması gerekir. Bu bağlamda, senedin yazılı olması, iki şahit huzurunda imzalanması ve faiz miktarının da Akitler Yasası'nın 78. maddesinin 21/1989 sayılı Yasa ile tadil olu-nan şekli ile orada öngörülen faiz oranını aşmaması gerekir.

Bilindiği üzere, madde 78 hükümleri sıkı bir şekilde uygulanır. Bu bağlamda Yasanın mersum bir senet ile ilgili olarak öngördüğü formalitelere tam ve katı bir şekilde uyulması gereklidir. Mersum- borç senetleri de bu çerçevede dar (sıkı) tefsire tabi tutulur( Bkz: 1970 I CLR,s.11; Yargıtay/Hukuk:14/1979; Yargıtay/Hukuk 72/1987 D.27/1988; Yargıtay/Hukuk 2/1989 D.34/1989; Yargıtay/Hukuk:11/1999 D.2/2000).

Yargıtay/Hukuk 2/1989 D.34/1989'da belirti-ldiği üzere, 7.4.1989 tarihinde yürürlüğe giren 21/1989 sayılı Sözleşmeler (Değişiklik) Yasası ile mersum borç senedinin taşıyabileceği faiz oranı KKTC Merkez Bankasınca saptanan yıllık kredi faiz oranını aşmayan bir miktar olarak belirlenmiştir.
Bu duru-mda, madde 78 hükümleri sıkı bir şekilde uygulandığında, bir senedin mersum senet olarak değerlendirilmesi için senetteki faiz oranının KKTC Merkez Bankasınca saptanan yıllık kredi faiz oranını aşmaması gerekir.
Emare No.1 Borç Senedine bakıldığında, Daval-ının, mahkemeye müracaat edilmesi halinde, mezkur borcuna ilâveten geçmiş günlerin faizlerini her yıl sonu kapitalize ederek ödemeyi deruhte ettiği görülmektedir.
Böyle bir durumda, Emare No.1 Borç Senedi, madde 78'in öngördüğü şekil şartlarını yerine g-etirmemekte idi ve mersum borç senedi olarak değerlendirilmesine olanak yoktu.

İlâveten senet, yasal vergi taahhüdü içermekte idi. Bu durumda da Emare No.1 Borç Senedi, madde 78'in öngördüğü şekil şartlarını yerine getirmemekte idi ve mersum borç senedi -olarak değerlendirilmesine olanak yoktu.

Belirtilenler ışığında, Alt Mahkeme Emare No.1 Borç Senedini mersum borç senedi olarak değerlendirmemekle hata etmiş değildir.

2. istinaf sebebinin irdelenmesi:
Alt Mahkeme, Davalıya 75,000 euronun ödenmediği cihe-tle, konu senedin batıl olduğu hususunda bulgu yapmakla hata etti.


Alt Mahkeme kararında, 75,000 euronun nakit olarak Davalıya verildiği hususundaki Davacı tanıklarının şahadetine itibar etmemiş ve Davacının Davalıya 75,000 euroyu nakit olarak verdiği i-ddiasının ispat edilemediği hususunda bulguda bulunmuştur.

Fasıl 149 Sözleşmeler Yasası'nın 25(1) maddesi uyarınca karşılıksız (ivazsız) bir anlaşma geçersizdir.
Diğer bir anlatımla; değeri olan karşılık (ivaz) (valuable consideration)tüm basit sözleşmele-rin oluşması için elzemdir.

Bu hususta Halsbury's Laws of England, 3rd ed, vol 8, s.113'de şöyle denmektedir:
197. Nudum Pactum : Valuable consideration is essential to the formation of all simple contracts, whether written or oral.

Chitty on Contracts- 23.rd vol 1, General Principles, para 101, s.50 de "consideration" başlığı altında şöyle denmektedir:
The general rule: Consideration is one of the three essential elements which a plaintiffs must prove in order to establish the prima facie existence of -contract.

Yukarıdan görüleceği üzere, Emare No.1 Senedi mersum borç senedi olarak kabul edilmemesi ve alelade borç senedi olarak kabul edilmesi karşısında, Davacı/İstinaf Edenin senette öngörülen ivazı ispat etmesi gerekir.
Konu ivaz çerçevesinde de, para-nın nakit ödendiğini iddia eden taraf, olumlu iddiayı yapan taraf olarak iddiasını ispatla yükümlüdür ( Bkz: Yargıtay/Hukuk 2/1989 D.34/1989 ).

Alt Mahkeme ödeme fişinde yapılan ödemenin nakit yapıldığının belirtilmediğini dikkate alarak, Davalının şahade-tine itibar ederken, Davacı ve tanıklarının şahadetine itibar etmemiştir.

Alt Mahkeme huzurundaki Emare Ödeme Fişi incelendiğinde, paranın nakit olarak ödenmesi halinde işaretlenecek bölümün işaretlenmediği ve boş olduğu görülmektedir.

Alt Mahkeme huzur-undaki şahadet irdelendiğinde, bu bölümün neden doldurulmayıp boş bırakıldığı hususunda Davacı ve tanıkları tarafından herhangi bir izahat verilmediği görülmektedir.

Bu durum ışığında, Alt Mahkemenin Davalının şahadetine itibar edip, Davacı ve tanıklarını-n şahadetine itibar etmeyerek Davalının Emare No.1 Borç Senedi tahtında, Davacıdan 75,000 euro nakit para almadığı hususunda bulgu yapmasında hata yoktur.
Sonuç olarak, Emare Senette öngörülen ivaz yerine getirilmediğine göre, Emare Senedin geçerliliğinden- söz etmek ve Davalıyı bu senetten ötürü sorumlu tutmak mümkün değildi.
Dolayısıyla, Alt Mahkeme, Davacının davasını ret ve iptal etmek ve Davalının Mukabil Talebinin 10 (a) paragrafı doğrultusunda, 27.10.2010 tarihli senedin bidayetten batıl ve geçersiz -olduğu hususunda tespit kararı vermekle hata etmiş değildir.

2. istinaf sebebi kabul edildiği cihetle, 3. istinaf sebebinin incelenmesine gerek görülmez.

4. istinaf sebebine gelince:

"Alt Mahkeme, Davalının Mukabil Talebi tahtında hüküm verirken bu dava-ya taraf olmayan 3. kişiler tarafından keşide edilen veya bu davaya taraf olmayan 3. kişilerin lehdar olduğu dava konusu çeklerin batıl olduğu bulgusuna varmak ve bu doğrultuda Davalının Mukabil Talebi uyarınca hüküm ve emir vermekle hata etti".


Alt Mahk-eme kararında, Davacı Şirket yetkilisi Tekin Arhun'un dava konusu çekleri teminat olarak aldığına ve işleme koymayacağına dair Davalıya sözveride bulunmasında rağmen, Davacı yetkilisinin sözverisine uymayarak hileli davranışta bulunduğu bulgusu yapıp, konu- 8 adet ileri tarihli çekin (Türk Bankası çeki ile ilgili iddiaların geri çekildiği belirtilmiştir) batıl olduğu ve Davalı aleyhine herhangi bir yasal sonuç doğurmayacağı hususunda tespit kararı verilmesinin uygun ve adil olduğu hususunda karara varmışt-ır (Mavi 236).

Yine Alt Mahkeme, kararında, Davalının itibar edip inandığı şahadeti ışığında, Davacı yetkilisinin baskısı, tehdidi, korkutması neticesinde, Davalının konu çekleri imzaladığı ve yukarıda belirtilen çeklerin batıl olduğu hususlarında bulgu -yapmış ve konu çeklerin Davalı aleyhine herhangi bir yasal sonuç doğurmayacağı hususunda tespit kararı verilmesini uygun ve adil bulmuştur (Mavi 237).

Davacı Avukatı istinaftaki hitabında, sair şeyler yanında, konu çeklerin keşidecilerinin davada taraf ol-mayan 3. bir kişi olduğunu, bu kişiler davada taraf olmamakla birlikte, HMUT Emir 9 Nizam 10'a aykırı olarak Alt Mahkemenin konu çeklerin batıl oldukları hususunda tespit kararı verdiğini ve bu şekilde hata ettiğini ileri sürmüştür.
-



Alt Mahkeme huzurundaki davanın dinlenmesi esnasında, Emare No.7 olarak 03735,03737, 03738 No.lu HSBC Bankasına ait, Emare No.8 olarak da 03736, 03739,03734 No.lu HSBC Bankasına ait çeklerin fotokopileri sunulmuştu-r. Müdafaa ve Mukabil dava Takririnde Davalının Direktörü olduğu Habitat Construction Ltd.in keşidecisi olduğu iddia edilen 5063 ve 5065 No.lu 6300 dolar ve 5850 dolar meblağlı Credit West Bank çeklerinin aslı veya fotokopisi ise davanın dinlenmesi esnasın-da mahkemeye sunulmuş değildir.

Alt Mahkeme huzurundaki Emare No.7'deki 03735,03737, 03738'deki ve Emare No.8'deki 03736, 03739, 03734 No.lu HSBC Bankasına ait çeklerin fotokopileri incelendiğinde, keşidecilerinin davaya taraf olmayan Habitat Constructio-n Ltd. olduğu, lehdarın ise yine davaya taraf olmayan Tekin Arhun isimli kişi, yine Emare No.4'teki Türk Bankasına ait 854275 No.lu çekin hesap sahiplerinin/keşidecilerinin Davalı Necati Dağseven yanında davaya taraf olmayan Şirin Dağseven oldukları, lehda-rın ise davaya taraf olmayan Mustafa Nazlı isimli kişi olduğu ve bu bağlamda Alt Mahkeme huzurundaki meselenin davaya taraf olmayan üçüncü kişilerin de hak ve menfaatlerini ilgilendiren bir mesele olduğu görülmektedir.

Nitekim Alt Mahkeme huzurundaki şah-adete göre, davaya taraf olmayan Habitat Construction Ltd.in, yine davaya taraf olmayan lehdar Tekin Arhun aleyhine keşide etmiş olduğu çekler ile ilgili olarak karşılıksız çek kesme suçu ile ilgili ceza davaları ikâme edilmiştir.

Alt Mahkeme, kararında,- Mukabil Talep Takririnde talep edildiği şekilde konu edilen çeklerin her birinin batıl olduğu sonucuna varmıştır.

Yerleşmiş hukuk ilkelerine göre, bir mahkeme bir davada, sadece yargısal işleme taraf olan kişilerin hak ve menfaatlerini ilgilendiren hu-suslarda ve davaya taraf olan kişiler lehine ve aleyhine karar verebilir.
Nitekim Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 9 Nizam 10'a göre, bir mahkeme, sadece huzurunda taraf olan kişilerin hak ve menfaatlerini ilgilendiren hususlarda karar verebilir. T-araf olmayan herhangi bir kişi lehine veya aleyhine ya da böyle bir kişinin menfaatlerini etkileyecek nitelikte bir karar veremez (Bkz Yargıtay/Hukuk 73/1988 ve 74/1988- D.2/1989).
Belirtilenler ışığında, Alt Mahkeme kararında, Mukabil Talebin 10 (b) para-grafı uyarınca konu çeklerin her birinin batıl olduğu hususunda karar vererek davaya taraf olmayan üçüncü kişilerin hak ve menfaatlerini etkileyecek nitelikte bulgu yapmak ve bu bağlamda davaya taraf olmayan üçüncü kişiler lehine veya aleyhine karar vermek-le hata etmiştir.
Bu durum ışığında, Davacı/ İstinaf Eden 4. istinaf sebebinde başarılı olmuştur. Bu nedenle de, Davalının Mukabil Talebinin 10(b) paragrafı uyarınca vermiş olduğu konu çeklerin her birinin batıl olduğuna dair Alt Mahkeme kararının iptal -edilmesi gerekmektedir.

4. istinaf sebebinde başarılı olunduğu cihetle, 5. istinaf sebebinin incelenmesine gerek kalmamıştır.

Yukarıda belirtilenler ışığında;
İstinaf Eden / Davacının istinafında kısmen başarılı olduğu ve Davalının Mukabil Talebinin 10-(b) paragrafı uyarınca konu çeklerin her birinin batıl olduklarına dair Alt Mahkeme kararının iptal edilmesi gerektiği kanaatindeyim.


Bertan Özerdağ : Her iki kararı daha önce okuma fırsatı buldum. Meslektaşım Sayın Ahmet Kalkan'ın kararına katılırım.

-NETİCE:

Tüm yukarıdakiler ışığında oy çokluğuyla, davanın reddi kararına karşı dosyalanan istinafın kabul edilmesine, mukabil talep gereğince 27.10.2010 tarihli senedin geçersiz olduğu kararına karşı dosyalanan istinafın kabul edilmesine, Mukabil Tale-p gereğince batıl olduğuna hükmedilen çeklerle ilgili dosyalanan istinafın reddedilmesine, Alt Mahkemenin dava masrafları ile ilgili verdiği emrin ve Alt Mahkeme hükmünün iptal edilerek:

Davacı lehine Davalı aleyhine,

Talep Takririnin 6 A,B ve D para-garafları gereğince hüküm ve emir verilmesine,

Mukabil Talep gereğince:
Davalı lehine Davacı aleyhine,

854275 No.lu Türk Bankası çekinin ve 5063 ve 5065 No.lu 6300 ABD doları ve 5850 ABD doları tutarındaki Credit West Bank çeklerinin; 6605 ABD dolar-ı tutarındaki 3734,3735,3736,3737,3738 No.lu ve 72,665 ABD doları değerindeki 3739 No.lu HSBC Bank çeklerinin her birinin batıl olduğuna ve Davalı aleyhine herhangi bir yasal sonuç doğurmayacaklarına; ve
Mukabil dava masrafları için, Hüküm ve Emir verilme-sine KARAR verilir.

İstinaf masrafları ile ilgili herhangi bir emir verilmez.



Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç Yargıç Yargıç

7 Haziran, 2018











29






Full & Egal Universal Law Academy