Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 93/2002 Dava No 8/2007 Karar Tarihi 29.06.2007
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 93/2002 Dava No 8/2007 Karar Tarihi 29.06.2007
Numara: 93/2002
Dava No: 8/2007
Taraflar: Mehmet Kahveci n/d Mehmet Hasan ile Ersan Keleşoğlu
Konu: Çek - Çeke, Çekin yürürlüğe konduğu yer hukukunun uygulanması gereği.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 29.06.2007

-D 8/07Yargıtay/Hukuk 93/02
(Girne Dava No: 55/99)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Nevvar Nolan, Gönül Erönen, Seyit A. Bensen.

İstinaf eden: Mehmet Kahveci n/d Mehmet Hasan - Girne
(Davalı No 1)
-ile-

Aleyhine is-tinaf edilen: Ersan Keleşoğlu - Girne
(Davacı)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden tarafından Avukat Talat Kürşat ve oğlu adına Avukat Zehra Yalkut
Aleyhine istinaf edilen tarafından Avukat Kıvanç M. Rıza adına Avukat Yazgı Özbeşer

-Girne Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı İlker Sertbay ve Yargıç Gülen Özkamil'in 55/99 sayılı davada 24.10.2002 tarihinde verdikleri karara karşı Davalı No 1 tarafından yapılan istinaftır.

--------------
H Ü K Ü M

Nevvar Nolan: Bu istinaft-a Mahkemenin hükmünü Sayın yargıç Gönül Erönen okuyacaktır.

Gönül Erönen: Huzurumuzdaki istinafa konu olgulara kısaca değinmekle başlamayı uygun görmekteyiz:

Girne Kaza Mahkemesinde karara bağlanan 55/99 sayılı davada Davalı 2 olarak yer alan Emlak Komi-syoncusu, Davalı 1'e Girne Beylerbeyi'ndeki bir taşınmaz malı satma teklifinde bulunmuştur. Davalı 1 ve Davalı 2 arasındaki anlaşmaya uygun olarak, Davalı 2 esas malsahibinin vekili sıfatıyle konu taşınmaz malı Davalı 1 ve eşi adına müştereken kaydettirmes-i karşılığında Davalı 1 de istinafa konu 25.9.1998 tarihli 12,500 sterlin tutarındaki çeki "crossed" olarak (iki paralel çizgi) ve "account payee" kaydı ile Davalı 2 adına ısdar edip verdi.

Davalı 2 mezkur çekin arkasını ciro edip,ivaz karşılığı, Lefkoşa-'da Davacı/Aleyhine İstinaf Edilene verdi. Davacı, dava konusu çeki paraya çevirmezden önce bu çekin Davalı 1'den herhangi bir problemi olup olmadığını Davalı 1'e sorup bozulabileceğini öğrenmesi üzerine, çeki Bankası olan İktisat Bankasına götürdü. Bankas-ının Davacıya çekin Davacı adında olması daha iyi olur demesi üzerine 2. kez Davalı 1'i aradı ve dava konusu çekin kendi adına yazılıp değiştirilememesinin mümkün olup olmadığını sordu. Davalı 1, Davalı 2 ile arasında olan ilişkide "kalıcı bir kayıt" olmas-ı bakımından değişiklik yapmayacağını Davacıya söylemiştir.

Davalı 2'nin yurt dışına kaçtığını öğrenmesi üzerine polise başvurması sonucu malın devrini sağlayan vekaletnamenin sahte olduğunu öğrenen Davalı 1, çekin ödenmesini durdurmuştur.

Bunun netice-sinde Davacı konu çeki ödenmek üzere KKTC'deki İktisat Bankası Girne şubesi vasıtasıyle Midlands Bank'a ibraz ettiğinde konu çek Davalı 1 tarafından "stop payment" yapıldığı nedeni ile ödenmemiştir.

Sahte vekaletname ile devri sağlanan taşınmaz malın esas- mal sahibi Dr.Özkay Alp ve eşinin,Girne Kaza Mahkemesinde açtığı 767/98 sayılı davada Mahkemenin verdiği karardan sonra, konu taşınmaz mal Davalı 1'in isminden silinip yasal mal sahipleri adına kaydedilmiştir.

Davacı, durdurulan bu çekin karşılığını al-mak için işbu istinafa konu olan Girne Kaza Mahkemesindeki 55/99 sayılı davayı dosyaladı. Mahkeme, 24.10.2002 tarihinde vermiş olduğu kararda Davacıyı davasında haklı bularak Davalılar aleyhine müştereken ve münferiden 12.500 sterlin, bu miktar üzerinden D-avacının çeki ödenmek üzere ibraz ettiği tarih olan 28.9.1998 tarihinden tamamen ödeninceye kadar yasal faiz ve dava masraflarının, ödenmesine hüküm ve emir vermiştir.

Davalı 1 bu karardan istinaf etmiştir.

İşbu istinaftaki ihtilafın esas konusu İngilt-ere'deki bir banka üzerine ciro edilmiş bir çek ile ilgili olarak hangi ülkenin hukuğunun geçerli olduğu ve uygulandığı noktasına dayanmaktadır. Nitekim İstinaf Edenin esas istinafı bu noktaya odaklanmaktadır.

İstinaf Eden bu istinafta özellikle dava kon-usu çekin ilgili tarihlerde KKTC'de geçerli yasalara göre ciro edilebileceğini,konu çekin İngiliz yasalarına göre ciro edilemiyeceğini,böyle bir cironun geçersiz sayılacağını iddia etmektedir.

İstinaf Eden/Davalı 1'e göre:

1. Çekin keşidecisi olan Daval-ı 1 ve çeki kabul eden Davalı 2 arasındaki hukuki ilişki, ciro edilmiş konu çek dolayısıyle Davacı ile Davalı 1 arasında herhangi bir hukuki veya yasal ilişki oluşturmaz.

2.Konu çek bir İngiliz bankası üzerinden keşide edilen ve ödeme yeri İngiltere'de ol-duğu için, bir İngiliz çekidir ve iki paralel çizgi ile ""crossed" olan konu çek İngiltere'deki yasal duruma göre başkasına ciro edilemez. Dolayısıyle Davalı 1'in Davacıya karşı hukuksal bir sorumluluğu yoktur.

3.İngiliz Bankası üzerine keşide edilen ve D-avalı 1'e ciro edilmiş olan çek 1992 de değiştirilmiş İngiltere yasalarına göre yasal bir çek değildir ve bu yüzden İngiltere'deki bankalarda ödenmesi söz konusu değildir. Bu nedenle Kıbrıs çeki olmayan konu çek durdurulmuş olmasaydı bile mevcut yasal duru-ma göre ödenmeyecekti.

4.Genel akit prensipleri bu meseleye uygulandığında çekin ödeneceği yer İngiltere olduğu için İngiliz yasaları geçerlidir. Bu nedenle Davalı 1 bu çekten sorumlu tutulamaz.

Aleyhine İstinaf Edilen/Davacıya göre ise:

1.Ciro edilmiş- çek İngiltere bankası üzerinden keşide edilmiş olsa bile, icrası yani çekin ısdar edildiği, yürürlüğe konulduğu yer KKTC olduğu için KKTC'deki yasalar uygulanmaktadır ve KKTC de ciro edilmiş konu çek yasaldır.

2. Çeklerle ile ilgili özel yasalar mevcut o-lduğu için genel akit prensipleri bu çekle ilgili olgulara uygulanamaz.

3. 1992'den önceki yasal durumda "Account Payee" ibaresi ile keşide edilen bir çekin üzerine iki paralel çizgi(crossed) yapılması gerek İngiltere gerekse KKTC'de çekin geçerliliğine y-asal bir etkisi yoktu. Ancak "Account Payee only" denmesi üzerine konu çek ciro edilmezdi.(başkasına devredilemezdi) İngiltere'de 1992'den sonraki yasal durumda ise "only" kelimesi olsun veya olmasın konu çek ciro edilemez.

Bu istinafa konu olgular KKTC'd-e ceryan etmiş olup İngiltere'deki 1992 yasal değişiklikten sonra meydana geldiği görülmektedir.

İstinafta taraflarca sunulmuş olan hukuki argümanlardan
da görülebileceği ve taraflarca da kabul edildiği gibi, dava konusu çekin KKTC'deki yasalar tahtında -ciro edilmesini engelleyen bir ibare veya ifade olmadığı cihetle konu çek yasal bir şekilde ciro edilebilir,(bak Fasıl 262 Poliçeler Yasasının 8.maddesi) ancak İngiltere'deki yasalara göre ciro edilemez idi.

İstinafa konu olguları göz önünde tutarak Bida-yet Mahkemesinin nasıl bir değerlendirmeye gittiğine bakmamız gerekecektir.

Bidayet Mahkemesinin 24.10.2002 tarihinde vermiş olduğu kararında konu çekin ciro edilmesinin geçerli olup olmadığı konusunda hangi ülkenin yasal mevzuatı dikkate alınması ile i-lgili değerlendirmesine ve varmış olduğu bulgulara bakmak gerekecektir.

Bidayet Mahkemesi kararının bir kısmında gerek Davacı ve gerekse Davalı No 1'in ileri sürdükleri hususları dikkate aldıktan sonra Davacının ileri sürdüğü argümanları doğru kabul etti,-keza Davacıya yapılan ciro işleminin geçerli olup olmadığına karar verirken KKTC'deki yasal mevzuatın dikkate alınması gerektiğine karar verdi.

Bidayet Mahkemesi, Davacıya yapılan ciro işleminin geçerli bir işlem olup olmadığına karar verirken şöyle demi-ştir:

"Yukarıda da izah ettiğimiz veçhile "Account Payee" ibaresi taşıyan çekler 1992 yılına kadar İngiltere'de ciro edilebilirdi. Eğer sadece " account payee" ibaresi taşıyan çeklerin transfer edilemeyeceği iddiası doğru olsaydı emare 2 olarak sunulan ya-sanın 1992 yılında İngiltere'de geçirilmesine ve "only" kelimesi ile birlikte olsun veya olmasın "Account Payee" ibaresini taşıyan çeklerin ciro edilmek suretiyle başka birisine devrinin engellenmesine gerek olmayacaktı.
Bu durumda emare 1 çekin davalı no -2 tarafından Davacıya yapılan ciro işleminin geçerli olduğunu kabul eder ve bu hususta bulgu yaparız."

İngiltere'deki hukuki durumun Bidayet Mahkemesinin belirttiği şekilde olduğu görülmektedir. Dolayısıyle çekin düzenlendiği tarihte İngiltere'de Cheques -Act 1992 ile tadil edilmiş mevzuat tahtında ilgili çek geçerli bir çek sayılmadığı için, Davacının İngiltere'deki yasalar altında çeki tahsil etmeye imkanının olmıyacağının da teslim edilmesi gerekir. Bunu zaten taraflar kabul etmektedirler.

Bu durumda, i-şbu istinafta cevaplandırılması gereken şu sorular ortaya çıkmaktadır: Davalı 1 tarafından KKTC'de ısdar edilmiş ve Davalı 2 tarafından yine KKTC'de Davacı adına ciro edilmiş çekin varlığı, Davacı ile Davalı 1 arasında hukuki bir ilişkinin ve Davacının ala-cak hakkının doğmasına yeterli mi?

Alternatif olarak, çek İngiliz yasaları tahtında Davalı 1'in hesabından İngiltere'de bulunan banka üzerinden tahsil edilemiyeceği nedeniyle böyle bir çekin karşılığının tahsili için Davalı 1'in Davacıya karşı herhangi b-ir hukuki sorumluluğu var mıdır?

Bir çek imzalanıp doldurulduğunda hukuki geçerliliği başlamış demektir. Dolayısıyle doldurulup imzalandıktan sonra ısdar edilmiş veya yapılmış bir nevi akit sayılmakta. Bu akit taraf olan ve çekin geçerliliğini ve öd-eneceğini kabul eden,bunu teyit etme açısından konu çek üzerine imzasını atan kişilerin tümünü kapsamaktadır. Bu husus tüm tarafları birbirine sorumlulukla bağlamaktadır. Aksi taktirde yasa koyucu Fasıl 262 nin 48. maddesi tahtında tüm taraflara bir çekin -reddedilmesinde veya çekin ödenmemesinde veya onore edilmemiş olduğu hallerde bu hususun bir ihbarla hem çeki keşide edene ve hem de ciro eden herkese bildirilmesi gerektiği ve bunun yapılmaması halinde kendisine ihbar verilmeyen herkesin çek üzerindeki so-rumluluğunun ortadan kalkacağına dair ilgili kuralları koymıyacaktı.

-Byles on Bills of Exchange 22.baskı sayfa 5 de "Effect of Drawing or Endorsing" başlığı altında şöyle demektedir:

"The legal effect of drawing a bill, payable to a third person is a conditional contract by the drawer to pay the payee, his order, or the b-earer, as the case may be conditionally on the acceptor's failing to do so. The effect of accepting a bill, or making a note, is an absolute contract, on the part of the acceptor of the one, or maker of the other, to pay the payee, his order, or the bearer- as the instrument may require. The effect of indorsing is a conditional contract, on the part of the indorser, to pay the immediate or any succeeding indorsee, or bearer, in case of th-e acceptor's or maker's default."

-Ticaretin ve iş alanlarının global boyutta olduğu günümüzde bir çekin bir çok el ve ülke arasında dolaştığı dikkate alındığında, ihtilaf olması halinde hangi ülke mevzuatının uygulanması gerektiği konusunda Mahkemeler tercih yapmak zorunda bırakılmaktadır.- Gelişen dünya ticareti karşısında bu durum kaçınılmazdı.

Ülkemizde Poliçeler Yasamızın temelinde takip edilen Bills of Exchange 1882'nin 72. maddesi akit yapıldığı yerin önemini vurgulamakta ve ciro işlemini de akit yapma olarak kabul etmektedir.(lex loc-i contractus - where the contract is made) Konu 72.madde ise şöyledir:

72.(1)The validity of a bill as regards requisites in form is determined by the law of the place of issue, and the validity as regards requisites in form of the supervening contracts,- such as acceptance, or indorsement, or acceptance supra protest, is determined by the law of the place where such contract was made.Provided that

Where a bill is issued out of the United Kingdom it is not invalid by reason only that it is not stamped in -accordance with the law of the place of issue,
Where a bill issued out of the United Kingdom conforms, as regards requisites in from, to the law of the United Kingdom, it may, for the purpose of enforcing payment thereof, be treated as valid as between all- persons who negotiate hold, or become parties to it in the United Kingdom.
(2) Subject to the provisions of this Act, the
interpretation of the drawing,indorsement,
acceptance, or acceptance supra protest of a bill,
is determined by the law of the -place where such
contract is made."

Durum uluslarası hukuk açısından incelendiğinde,Conflict of Laws,Scoles and Hay 1992 2nd -edtn.sayfa 792'de şöyle denmektedir:
"The conclusion from these considerations is that the transfer of such an instrument is to be governed by the law regulating the transfer of tangibles the law of the situs of the instrument at the time of the transfer"-

Bills of Exchange 1882 Yasası geçmeden önce Common Law otoriteleri, bir poliçe ile ilgili olarak hangi ülkenin hukukunun geçerli olduğunu tesbit etmeye çalışırken çeki ısdar eden (drawer) veya yapan (maker) kişinin bağlı olduğu veya çekin keşide edildiği- veya kabul edildiği ülkenin yasalarını uygulamayı yeğlerdi. Locus regit actum (law of the place of acting) prensibi uygulanmakta idi. Bu husus Bills of Exchange Act 1882'de bir şekilde 'codified' olmuştur ve takip eden içtihatlarla teyit edilmiştir. Huzur-umuzdaki meselede İngiliz bankası üzerinde keşide edilmiş çekin ciro edildiği yer(place of acting) yani yasal bir şekilde Davalı 2 tarafından Davacıya çek üzerinde hak devreden işlemin yapıldığı yer, KKTC'dir.

Konu ile ilgili Cheshire and North's Private -International Law 12.baskı sayfa 820 ve 823'de şöyle denmektedir:

"If a transfer of a negotiable instrument has been made abroad and its validity is disputed in an English action, the court is confronted with a problem of choice of law. What the choice sh-ould be depends on the manner in which the problem as analysed. It may be regarded as raising a question of form or interpretation to be governed by the Bills of Exchange Act 1882; or as the transfer of a chattle in which case the law of the situs will be -applicable; or as an assignment of a contractual right and therefore subject to the law governing the contract...................
.....................
"Secondly, we must contrast the transfer of a foreign bill ..........The rule here is that whether a tra-nsfer is valid or not is determined by the law of the place where the transfer is effected i.e. in the words of the Act, "where such contract is made." This rule applies equally to a promissory note and to a cheque."

Bu konuda Koechin v. Kestebaum L.R. 1-927,KBD,891
- ...The logical inference from the authorities favours this view. The decision of the majority of the Court of Common Pleas in Bradlaugh v. De Rin (1868) L.R. 3 C.P 538, although reversed by the Exchequer Chamber (1870) L.R. 5C.P 473 on a quest-ion of fact is clear that an indorsement made in France must be interpreted by French law. To the same effect was the decision of the Court of Appeal in Embriricos v. Anglo-Austrian bank.(1905) 1 K.B.677. In that case, where Alcock v. Smith (1892)1 Ch. 238- was followed. It was laid down that "the rule of international law, that the validity of a transfer of movable chattels must be governed by the law of the country in which the transfer takes place, applies to the transfer of bills of exchange or cheques b-y indorsement".


- (Bak ayrıca In re Marseilles Extension Railway and Land Company -Smallpage and Brandons's Cases- Ch Div 1885,598; -Lebel and Another v. Tucker Law Reports 1867-68 QBD, 85-) -


-İçtihatlar, farklı yaklaşımların var olduğunu göstermekle birlikte, uluslararası hukuk genellikle ihtilaflı hallerde çekin ısdar edildiği, yani yürürlüğe konulduğu yer hukukunun uygulanmasını baz almaktadır.

Bunun nedeni de açıkca anlaşılabilir.

Bir çek- bir ülkede ısdar edilip başka bir ülkede tahsil edileceği hallerde; her ülkenin çek ile ilgili özel kurallar ısdar edebileceği de dikkate alındığında, ülkeler arasındaki yasa ve hukuk farklılığı nedeni ile "akit'in" yapıldığı, yani çekin ısdar edildiği ül-ke hukukunun mu yoksa çekin ödeneceği, yani icra edileceği, ülke hukukunun mu dikkate alınması gerektiği ile ilgili ihtilafların ve anomalilerin doğması ve sorunlarla karşılaşılması kaçınılmaz olmaktadır.

1882 Bills of Exchange Act 1882 madde 73 çek "a -cheque is a bill of exchange drawn on a banker payable on demand" olarak tarif edilmiştir. Yani ödenecek yere ibraz edildiği an ödenmesi gereken bir poliçe sayılmaktadır.

Çeklerle ilgili genel prensiplerde tasarrufunda çek bulunduran veya ismine yazılı -bir çek bulunduran kişi hukuken çekin içeriğindeki meblağı almaya hakkı olan kişidir.

Çeklerle ilgili genel prensipler tahtında çeki ısdar eden veya daha sonra çeki ciro eden kişi,çekin içeriği ile ilgili sorumludur çünkü imzasını atmakla çekin geçerlil-iğini kabul etmekte olduğunu ve çek altında kendisini bağladığını ve talep edilmesi halinde belirtilen rakamın ödeneceğini bu şekilde teyid etmektedir.

Byles on Bills of Exchange 22nci baskı sayfa 8'de yer alan poliçenin başkasına devredilmesinin (transf-er) veya bir poliçenin geçerliliği(negotiability) hakkında yapılan kısa bir açıklamayı burada serdetmeyi uygun görmekteyiz:

It may therefore be laid down as a safe rule that when an instrument is by the custom of the trade transferable, like cash by deli-very, and is also capable of being used upon by the person holding it pro tempore, than it is entitled to the name of a negotiable instrument, and the property in it passes to bona fide transferee for value though the transfer may not have taken place in m-arket overt."

Halbury's Laws of England Vol II, 3rd edtn, sayfa 183 para 347'de "Account Payee" yan başlığı altında şöyle denmektedir:

"Account payee" The marking to a particular account, as "account payee" or "account of A.B," has no warrant or recogni-tion in the Bills of Exchange Act, 1882. It does not affect the transferability of the cheque. Nor, it is submitted, does it affect its negotiability. This particular crossing has been in use too long for it to be disregarded,and it must be taken to convey- an intimation to the collecting banker that the proceeds of the cheque are only to be placed to the specified account. It is therefore the custom of most banks to decline to take the cheque for any other account, and a disregard of the intimation would pr-obably be deemed negligence. It would not, however be negligence for an English bank to collect a cheque so marked for a foreign bank, being its customer, where the "account payee" originally referred to the foreign bank's customer"

The Practise and Law o-f Banking, H.P. Sheldon 9th edtn 1962 sayfa 44 de şöyle denmektedir:
"Account Payee"- These words and variants such as "payee's a/c" "Account A.B." etc.,are often added to the crossing of a cheque. Such expressions have no statutory significance, since the-y are not sanctioned by the Bills of Exchange Act.,1882; and if added, as they frequently are in practice, to order or bearer cheques, they do not in any way affect their negotiability."

Özetle değinmek gerekirse içtihatlardan da görüleceği üzere "not neg-otiable" ibaresi içermeyen; "crossed" olarak "only" kelimesi taşımayan bir çek üzerinde sadece "Account payee" ibaresinin bulunması; o çekin başkasına devredilmesine yani ciro edilmesine,veya çekin geçerliliğine (negotiability) etki yapan bir durum yaratm-amaktadır.

Tüm bu hususlar ışığında davaya has olgulara bakıldığında konu çekin, Davacıya ciro edilmesi ve cirantanın (Davacının) dava etme hakkını engelleyen bir durumun olmadığı görülmektedir. Davacıya yapılan ciro işlemi KKTC yasalarına göre geçersiz- sayılmış olsa idi bu durum taraflar arasında hak devreden geçerli bir aktin var olmadığına delalet edecekti ve neticede geçerli bir aktin yokluğunda Davacının çek altında dava edebilme hakkını doğrudan etkileyecekti. Kaldı ki,Davalı 1 İngiltere bankası üz-erine keşide edilmiş konu çek nedeniyle Davacının KKTC'de dava açma hakkı olmadığı hususunda Müdafaa Takririnde herhangi bir iddia veya olgu ileri sürmemiştir.

Fasıl 262 madde 50'nin 2.nci fıkrasının (c) bendine göre çeki keşide edenin söz konusu çekin- ödenmesini durdurması halinde Fasıl 262 madde 48 tahtında bundan etkilenecek tüm kişilere ihbar göndermesi gerekmemektedir.

KKTC'nin Fasıl 262 nin 50(2)(c) maddesi aynen şöyledir:
50.(1).......

(2)Notice of dishonour is dispensed with-
.......-............
(c) As regards the drawer in the following
cases namely-
..........
..........
(v)where the drawer has countermanded payment.

Başka bir deyişle,çeki ısdar eden kişinin "stop payment" yap-ması halinde, bu durum ciro edilmiş şekli ile çeki elinde tutan kişiye karşı ödeme mükellefiyetini ortadan kaldırmamaktadır.

Bu noktadan hareket ettiğimizde çekin ısdar edildiği ve de geçerliliğini koruyarak ciro edildiği yer KKTC'dir ve doğal olarak bu -çek ile ilgili ihtilafta İngiltere'nin yasaları değil,KKTC yasaları uygulanacaktır.

Yukarıda belirtiklerimize değinerek konuyu özetleyecek olursak, Bidayet Mahkemesinin de belirttiği şekilde,"Account Payee" ibaresinin olmasına rağmen,Fasıl 262 tahtında sö-z konusu ciro edilmiş çek, geçerli bir çek sayılmaktadır.Bu konuda daha fazla birşey söyleme gereğini de duymamaktayız.

Kaldı ki, dava konusu İngiltere bankası üzerinden keşide edilmiş bir "İngiliz çeki" olması nedeni ile KKTC yasaları altında bir "forei-gn bill" niteliğinde kabul ettiğimizde dahi (bu konuda Fasıl 262 4.maddesi),böyle bir çekin ciro edilmesinin yani çekin başka birine devredilmesinin geçerli olup olmadığı,cironun yapıldığı ülkenin yasalarına göre tefsir edilmektedir.(where the contract is -made - Bak.Koechin v. Kestebaum L.R.1927, KBD,891)

İlaveten şu hususu da belirtmek gerekir.Çeki ısdar eden kişi ile ciro eden kişi veya kişiler birbirlerine bir nevi "kefil" sayılmaktadırlar. Her biri çekin kabul edileceği ve iyi niyetle çeki elinde tut-an(holder in due course) cirantaya(indorsee)ödeneceği konusunda taahhüt etmiş sayılırlar. Herhangi bir şekilde ilgili çekin reddedilmesi veya çekin ödenmemesi veya onore edilmemiş olması durumunda gerekli prosedur, örneğin ihbarın verilmemesi halinde, çekl-e ilgili sorumlulukları ortadan kalkar. Bu hususta Fasıl 262'in 55. maddesi açıktır.

Fasıl 262 55(1)(a)ve(b) şöyle diyor:
"(1) The drawer of a bill by drawing it-

(a)engages that on due presentment it shall be accepted
and paid according to its te-nor, and that if it be
dishonoured he will compensate the holder or any
indorser who is compelled to pay it, provided that the
requisite proceedings on dishonour be duly taken;
(b)is precluded from denying to a holder in due course
the- existence of the payee and his then capacity to
indorse."

Huzurumuzdaki meselede Davalı 1 tarafından ilgili Bankaya "stop payment" talimatı verilmiş olması Fasıl 262 madde 50(2)(c,(v) altında Davacının ihbar gönderme gereğini ortadan kaldırmıştır. B-u durumda,çeki ısdar eden,yürürlüğe koyan ve halen çekin geçerliliğini kabul eden Davalı 1'in, yukarıda belirttiğimiz prensipler tahtında KKTC yasaları altında geçerli sayılan bir ciro işlemi sonucu çeki elinde tutan Davacıya olan sorumluluğu ortadan kalkm-amıştır.

Davalı 1 tarafından çekin ısdarı(issue) ve de Davalı 2 tarafından ciro edildiği yer olan KKTC'de geçerli yasalar tahtında Davacının, aktin yerine getirilmemesi nedeniyle, Davalı 1'den talepte bulunma hakkı vardır. Tabiidir ki yine KKTC yasaları -tahtında Davalı 1 , Davacıya ödeyeceği meblağı, çeki ciro eden Davalı 2'den talep edip alma ve tazmin edilme hakkına da sahip bulunmaktadır.

Çekin, İngiliz yasaları tahtında İngiltere'deki ilgili bankada bozulamıyacağı hususu Davalı 2 tarafından ciro edi-ldiği yer olan KKTC'de geçerli yasaların uygulanmasına engel teşkil etmemektedir. İstinaf konusuna benzer olgular İngiltere'de gerçekleşmiş olsa idi,yani çek İngiltere'de ısdar (drawn) ve ciro edilmiş olup, KKTC de ödenecek olsa idi, muhakkakki konu ve bu- konumdaki Davacının konu çekin bedelini talep etme hakkı olup olmadığı hususları İngiltere'de geçerli yasa ve hukuki prensipler kapsamında değerlendirilmiş olacaktı.

Yukarıdaki tüm değerlendirmelerimizi özetleyecek olursak, ilgili çek KKTC'de ciro edildi-ğine ve "akit" KKTC'de tamamlandığına göre bu aktin konusu olan çeke KKTC'de yürürlükte olan mevzuat uygulanacaktır.

Neticede Davalı 1, istinaf konusu çekle ilintili hususlarda KKTC yasalarına ve bunun doğurduğu neticelere, tabidir.

Bu durumda Bidaye-t Mahkemesinin kararı hatalı değildir ve müdahalemizi gerektirecek bir durumun varit olmadığı görüşündeyiz.

Bu görüş ve kararımız ışığında yapılan istinaf rededdilir.

İstinaf masrafları Mahkeme Mukayyidi tarafından tesbit edildikten sonra İstinaf Eden ta-rafından Aleyhine İstinaf Edilene ödenecektir.




Nevvar Nolan Gönül Erönen Seyit A.Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç


29 Haziran, 2007











2






Full & Egal Universal Law Academy