Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 92/2011 Dava No 10/2014 Karar Tarihi 18.04.2014
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 92/2011 Dava No 10/2014 Karar Tarihi 18.04.2014
Numara: 92/2011
Dava No: 10/2014
Taraflar: İstanbul Hava Yolları Anonim Şti. ile Gönül Üzgen arasında
Konu: Zarar ziyan talebi - Davacının, Davalının işletmecisi olduğu bir tesiste, daha önceden yere dökülen yemek artıklarını basarak düşmesi neticesi zarar uğraması - İhmal - Kazaya Davalının ihmalkarlığının neden olması - Davalının ihmalkar olmadığını kanıtlama yükümlülüğünün olmaması - Katkısal kusur - Davacının kusurunun &20 olarak saptanması - Şahadet - Şahadetin değerlendirilmesi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 18.04.2014

-D. 10/2014
Yargıtay/Hukuk 92/2011
(Mağusa Dava No: 1023/2007)
Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Şafak Öneri, Narin F.Şefik, Hüseyin Besimoğlu.

İstinaf eden: İstanbul Hava Yolları Anon-im Şirketi,
Lefkoşa c/o Salamis Bay Conti Resort
Hotel Magosa
(Davalı No.1)

ile -
Aleyhine istinaf edilen: Gönül Üzgen, Beşiktaş - İstanbul
- (Davacı)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Tağmaç Bilgehan
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Hasan Hasipoğlu.


Gazimağusa Kaza Mahkemesi Başkanı Tanju Öncül'ün 1023/2007 sayılı davada -28/6/2011 tarihinde verdiği karara karşı Davalı No. 1 tarafından yapılan istinaftır.


------------


K A R A R


Şafak Öneri:Davacı, davalı 1'in işletmecisi olduğu, davalı 5 Salamis Bay Conti Resort Otel'de müşteri olarak bulunduğu 18/8/2002 tarihinde, s-aat 20.00 - 20.15 civa-rında, yemek salonunda, açık büfeden yemeğini alıp masa-sına döndüğü bir sırada, daha önce yere dökülmüş bulunan makarna ve/veya makarna sosuna basarak yere düştü. Meydana gelen bu kaza neticesinde davacı, sağ dizinde meydana ge-len -kırık nedeniyle taraflarca uyuşulmuş 10,000 TL maddi, 15,000 TL manevi zarara uğradı.
Meydana gelen kazaya ve kaza dolayısıyla uğradığı toplam 25,000 TL zarar-ziyana davalıların ihmalinin neden olduğunu ileri süren davacı, huzurumuzda bulunan istinafa kon-u davayı dosyaladı.
Dava celpnamesinde 5 davalı görülmesine rağmen, davacı, dava-nın Alt Mahkemedeki duruşmasında 2, 3 ve 4. davalılar aley-hindeki davayı geri çekti. Davalı 5 hakkındaki dava ise Alt Mahkeme tarafından iptal edildi.

Davacı, talep takriri-nde, davalı 1'in: a) davacının otel içerisinde rahat hareket etmesini sağlayıcı tedbir-leri almayarak, b) davacıya yemek almak için rahat bir ortam sağlamayarak, c) yemek masalarının arasındaki kori-doru temiz tutmayarak, d) masaların etrafını ve yanını te-miz tutmayarak, e) masaların etrafına dökülen yemek artıklarını temizlemeyerek davacıya karşı ihmalde bulun-duğunu ve bu ihmal sonucunda, davacının yere dökülmüş makarna ve/veya yemek artıklarına basarak düşmesine ve zarara uğramasına neden olduğunu iddia -etmiştir.

Davalı 1 ise dosyalamış olduğu müdafaa takririnde, davacının iddialarını reddederek, makul ve basiretli bir iş adamı gibi davranarak davacının otel içerisinde rahat hareket etmesi için her türlü tedbirleri aldığını, rahat yemek alması için ort-am sağladığını, düzenli olarak temiz-lik yaparak masaların etrafını temiz tuttuğunu, kazadan önce salonda yere dökülü makarna ve/veya başka yemek artı-ğı bulunmadığını, her türlü döküntünün makul bir sürede temizlendiğini, davacının kayıp düşmesine kendi d-öktüğü makarna ve/veya yemek artığının sebebiyet verdiğini, kaza-nın oluşumunda hiç bir ihmalinin bulunmadığını, her halü-kârda davacının yere dökülmüş yemek artıklarını görmemekle kendisinin kazaya sebebiyet verdiğini veya katkıda bulun-duğunu ileri sürmü-ştür.

Davayı dinleyen Alt Mahkeme, davalı 1'in göstermesi gereken makul dikkati göstermeyerek, davacının kaza anın-da, daha önceden başkası tarafından yere dökülen yemek artığına basıp düşerek yaralandığı bulgusuna vardı. Mey-dana gelen kazada, davacını-n da %20 katkısal kusuru oldu-ğuna kanaat getiren Alt Mahkeme, sonuçta davacı lehine 12,000 TL özel, 8,000 TL genel zarar-ziyan ve 6,000 TL dava masrafı için hüküm verdi.

Alt Mahkeme kararının hatalı olduğunu ileri süren davalı 1, huzurumuzdaki istinafı -dosyaladı.
İstinaf ihbarnamesinde ileri sürülen istinaf sebepleri 3 başlık altında özetlenebilir:
1- Alt Mahkemenin, kazaya, davalı 1'in ihmalkârlığının neden olduğuna ilişkin bulgusu hatalıdır.
2- Alt Mahkeme, kararını verirken, şahadeti ve hukuki duru-mu yanlış değerlendirerek, keza kararını spekülatif bulgulara dayandırarak hatalı davrandı.
3- Alt Mahkeme, meydana gelen kazada, davalı 1'e %80 oranında kusur bulmakla hata etmiştir.

İstinafın duruşmasında, davalı avukatı tarafından ileri sürülen idd-ialara göre, ihmalkârlık davalarında davalının, ihmalkâr olmadığını kanıtlama yükümlülüğü yok-tur. Davalının üzerine düşen isbat külfeti, kazanın mey-dana gelmemesi için makul ve basiretli bir kişiden bek-lenen tedbirlerin aldığını ortaya koymasıdır. Daval-ı tarafından ibraz edilen şahadet, kaza gecesi, bu tip kazaların önlenebilmesi için yeterli personelin çalış-tırıldığını, bu cümleden olmak üzere, müşteriler tarafın-dan yere dökülen yemek artıklarının 3 dakika içinde kaldı-rılmasını sağlayan bir sistem ku-rulduğunu göstermektedir. Kaza anında davacının basarak düşmesine sebep olan yemek artıkları, Mahkeme önündeki bu şahadete göre, çok kısa bir süre önce yere dökülmüş olması gerekir. Alt Mahkeme, şaha-deti yanlış değerlendirmek ve bunun sonucu olarak spekül-a-tif bulgulara vararak, keza meseleye şamil olmayan Fasıl 138 Oteller Yasası ve 40/2003 sayılı Tüketicileri Koruma Yasası'nı esas alarak, davalıyı kazadan sorumlu tutmakla hata etmiştir. Alt Mahkeme, davacının, kaza anında 10 dakika yerde kalmasına rağmen- otel personelinin olaya müdahale etmediğine ilişkin iddiasını yorumlayarak, tama-men spekülatif bir değerlendirme ile, kazaya sebebiyet veren yerdeki artıkların uzun bir süre yerde kalmış olabi-leceği bulgusuna vararak, hatalı davranmıştır.

Alt Mahkem-e, Fasıl 138 Oteller Yasası ve 40/2003 sayılı Tüketicileri Koruma Yasası'nın bazı maddelerine atıfta bulunarak, davalının, davacıya karşı ihmalde bulun-mama ve bir müşteri olarak ona karşı dikkatli olma yüküm-lülüğü olduğuna vurgu yaparak, konuya şamil Fa-sıl 148 madde 51 altında hüküm vermiştir. Bu nedenle davalının, Alt Mahkemenin ilgisiz mevzuata dayanarak karar verdiği iddiası reddolunur.

Davalı 1'in, dava konusu otelin işletmecisi olarak, Fasıl 148 madde 51(1) ve madde 52(2)(b) altında müşteri-lerine- karşı ihmalde bulunmama yükümlülüğü vardır.
İhmal, Fasıl 148 madde 51(1) altında düzenlenmektedir.

"51. (1) Negligence consists of -
doing some act which in the circumstances a reasonable prudent person would not do or failing to do some act which in th-e circumstances such a person would do, or
failing to use such skill or take such care in the exercise of a profession, trade or occupation as a reasonable prudent person qualified to exercise such profession, trade or occupation would in the circumstance-s use or take,
and thereby causing damage:
Provided that compensation therefor shall only be recovered by any person to whom the person guilty of negligence owed a duty, in the circumstances, not to be negligent."


-"51. (1) İhmal -
Makûl ölçüde ihtiyatlı bir kişinin, ayni koşullar içinde, yapmayacağı bir eylemi yapmayı veya yapacağı bir eylemi yapmamayı; veya
Bir meslek icra ederken veya bir ticaret veya iş yaparken, söz konusu meslek, ticaret veya işi icra etme veya- yapma yeteneğine sahip ve makûl ölçüde ihtiyatlı bir kişinin göstereceği özen ve beceriyi göstermekte kusur etmeyi,
ve böylelikle başkalarına zarar vermeyi anlatır:
Ancak, bir ihmalle ilgili olarak tazminat, sadece, ihmal gösteren kişinin ihmalden zara-r gören kişiye karşı, ihmalin gösterildiği koşullar içinde, ihmal göstermeme ödeviyle yükümlü olduğu durumlarda, tahsil edilebilir."


Maddenin yorumu, geçmiş birçok içtihat kararında incelenmiştir.
İyi yerleşmiş prensiplere göre, bir şahsın, bir başka ş-ah-sa karşı dikkatli olması gerekiyorsa, böyle bir şahsın, başka şahıslara zarar verebileceğini makul surette önceden görebileceği (resonably foresee) eylem ve ihmallerden kaçınması için makul dikkat göstermesi gerekir.
Makul dikkat, alelade makul bir şah-sın göstereceği dik-kattir. (Bak: Hukuk/İstinaf 12/1972) Bu dikkatin ölçüsü, makul ölçüde ihtiyatlı bir kişinin aynı koşullarda göste-receği dikkattir. Makul ölçüde ihtiyatlı kişinin aynı ko-şullarda yapacağı bir şeyi yapmamak veya yapmayacağı bir şeyi ya-pmak, ihmal oluşturur.
Davalının, davacıya karşı ihmal göstermeme ödevi ile yü-kümlü olduğu durumlarda, davacının bir zarara uğraması halinde, davacı, ilk nazarda (prima facie) bir davası olduğunu gösterdiği takdirde, davalının tazminat yükümlü-lüğünden k-urtulabilmesi, ihmali bulunmadığı hususunda ma-kul, kabul edilebilir bir izahat vermesine bağlıdır. Ward V. Tesco Stores Ltd. 1976 1 All Er 219 davasında çoğunluk kararına imza atan LJ Lawton şunları söylemektedir:

"In this case the floor of this superma-rket was under the managament of the defendants and their servants. The accident was such as in the ordinary course of things does not happen if floors are kept clean and spillages are dealt with as soon as they occur. If an accident does happen because th-e floors are covered with spillage, then in my judgment some explanation should be forthcoming from the defendants to show that the accident did not arise from any want of care on their part; and in the absence of any explanation the judge may give judgmen-t for the plaintiff. Such burden of proof as there is on defendants in such circumstances is evidential, not probative. The trial judge thought that prima facie this accident would not have happened had the defendants taken reasonable care. In my judgment -he was justified in taking that view because the probabilities were that the spillage had been on the floor long enough for it to have been cleaned up by a member of the staff.


Bu davada, marketin zemininin düzenlenmesi- Davalı ve müstahdemlerine aitti. Buradaki kaza, zeminin temiz tutulması ve birşey döküldüğü zaman, döküldüğü an işlem görmesi halinde, normal koşullarda meydana gelmez. Eğer yere dökülen birşey nedeni ile kaza olursa, bana göre, Davalı tarafından, kazanın- onun ihmali nedeniyle olmadığı doğrultusunda bir izahat vermesi gerekir. Davalı üzerindeki ispat külfeti bu koşullarda şahadet sunmaktır, ispata müteallik değildir. Alt Mahkeme, ilk nazarda, Davalı makul ihtimam göstermiş olsa bu kazanın olmayacağını düşü-ndü. Kanaatimce bu görüşe varmakta haklıydı, çünkü olasılık, yere dökülen maddenin bir müstahdem tarafından temizlenmesi için yeterli bir zaman, orda kaldığı yönündedir."



Daha önce de belirttiğimiz gibi, davalı 1'in, Fasıl 148 madde 51 altında davacıya- karşı ihmalde bulunmama yükümlülüğü vardır.
Alt Mahkeme önündeki şahadete göre, davacı, kaza anında yere daha önceden dökülmüş bulunan yemek artıklarına bas-mak suretiyle düşerek zarara uğradığı cihetle, ilk nazarda bir davası olduğunu kanıtlamıştır. Dav-alının normal şart-larda makul ve öngörülü bir otel ve/veya restoran işletme-cisinin davranması gerektiği gibi yerleri temiz tutması ve dökülenleri süratle kaldırması davacıya karşı ihmalde bu-lunmama yükümlülüğünün bir gereğidir. Davalı yerleri temiz tutu-p dökülenleri süratle kaldırdığı hususunda Alt Mahke-meyi tatmin ettiği takdirde, ihmalde bulunmama yükümlü-lüğünü yerine getirmiş sayılarak, meydana gelen zarardan sorumlu olmaz.

Davalı tarafından şahadet veren, 18/8/2002 tarihinde restorandan sorumlu -elemanı Zekeriya Koç'un şahadetine göre, mezkûr tarihte otelde müşteri olarak 700 civarında kişi bulunmaktaydı. Aynı gece bir müzik etkinliği nede-niyle, 400 - 420 otel müşterisi, otelin bir başka bölü-münde yemek almakta idi. Kazanın olduğu restoranda is-e 180 - 200 kişi vardı. Restoranda içki v.s. servisi için her 5 - 6 masaya hizmet etmek üzere 1 garson ve 1 komi görev yapmaktaydı. Garson ve komilerin servis görevi yanında, yere dökülen yemek artıklarının temizlenip kaldırılmasına yardım etmek de vardı. -Bu amaçla, bu 2 personel masalar arasında sürekli dolaşmaktaydı. Bu şekilde her masa, 3 dakikalık sürelerle kontrol edilmek-teydi. Bu organizasyon sayesinde, yere dökülen yemek ar-tıklarının anında kaldırılması için makul önlem alınmıştı.

Davalı Avukatı,- bu tanığın şahadeti ışığında, dava-lının temizlikle ilgili olarak yaptığı organizasyonun müşterilere karşı ihmalde bulunmama yükümlülüğünü yerine getirdiğini gösterdiğini ve kirlilikten dolayı kaza olma-ması için yeterli tedbirin alındığını ortaya koyduğu-nu, restorandın temiz tutulduğunu, kazaya sebebiyet veren yemek artıklarının kaza anında ne kadar süre ile yerde kaldıklarına dair şahadet bulunmadığını, kurulan organi-zasyon sayesinde yere dökülen yemek artıklarının çok kısa bir süre yerde bulunma ihtima-li olduğunu, buna rağmen ka-zanın meydana geldiğini, bu olgulara göre herhangi bir ihmalin söz konusu olmadığını iddia ederek, Alt Mahkeme kararının hatalı olduğunu ileri sürmektedir.

Kazaya sebebiyet veren yemek artıklarının, kaza anına kadar ne kadar -süre ile yerde kaldığı hususu davalının ihmali olup olmadığını tesbitte önem arz etmekte olmasına rağmen, bu konuda Alt Mahkeme önünde direkt şahadet yoktur.
Bunun gibi, davalı tanığının yukarıda özetlediğimiz şaha-detinde ileri sürdüğü tedbir amaçlı orga-nizasyonunun gere-ğinin yerine getirilip getirilmediğine dair, yani garson ve komilerin 3 dakikalık zaman dilimlerinde masaların et-rafında dolaşarak kontrolde bulunduklarına dair de direkt bir şahadet ibraz edilmemiştir.
Alt Mahkeme önünde konu ile ilgil-i tek şahadet, davacının, davacının kızının şahadeti ile desteklenen şahadetidir.
Buna göre, olay gecesi restoran çok kalabalık olup, masa-lar çok sıkışık olarak yerleştirilmiştir. Garson olarak ise çok az sayıda kişi görevlidir. Kaza anında bile, res-tora-n personeli, ancak 10 dakika sonra olay yerine gel-miştir.
Alt Mahkeme, davacı tarafından ibraz edilen bu şahadete itibar ederek, olgularla ilgili bulgu yaparken bu şahadeti esas almıştır. Alt Mahkemenin şahadet ile ilgili bu bulgu-suna karşı herhangi bir -istinaf yoktur.
Alt Mahkeme, davalının ihmalkârlığı ile ilgili olarak ka-rarında şu tesbitleri yapmaktadır:

"Bu aşamada belirtmekte yarar görürüm ki, yere dökülmüş makarnaların ve yemek artık-larının ne kadar süre ile yerde kaldığı önemli olmakla birlik-te ve bu konuda zaman olarak net bir tesbit yapılmamış bulunmakla birlikte, yukarıda da vurgulandığı üzere, konu otelin 5 yıldızlı bir otel olduğu ve olay sonrasında yapılması gereken temiz-likte bile gecikmenin söz konusu bulunduğu göz önüne alındığında, -bu noktanın çok net ortaya konulamamasının fazla da bir önemi olamamaktadır. Ortaya konulanlardan ve olgulardan anlaşılacağı üzere, otel işletmesi, o gece için olaylara geç müdahale eder konumdadır ve bu da "yemek artıklarının ne kadar süre ile orda kaldığ-ı kanıtlanmadı o nedenle sorumluluğum yoktur" özlü iddiayı değer verilebilir olmaktan çıkarmaktadır.

Yukarıda belirtilmesine karşın Davalı (1)'in, dava konusu kazanın olmaması için tüm önlemleri aldığını söylemek de olanaklı değildir. Davalı (1), tüm önl-emleri alıp, 5 yıldızlı bir otel için gerekli hız ve titizlikte temizlik yapsa veya restorantın masa aralarını veya koridorları gerekli sıklıkla gözden geçirse açıktır ki, konu kaza olmayacaktı. Daha ileri giderek, Davalı (1)'in tüm önlemleri aldığı kanıt--lanmış kabul edilse bile, kazanın yine de gerçekleşeceğini düşünmekse, yukarıda dile getirdiklerim ışığında olanaklı değildir. Davacının, 5 yıldızlı bir otelin restoran-tında, yerdeki yemek artıklarına basıp kayıp düşmesini, anlık ve önlenemeyecek bir kaza- olarak yorumlamak ise kabul edilebilir bir husus değildir."


Alt Mahkemenin, davalının olay gecesi olaylara geç müdahale edildiğine dair bulgusu, davacının, Alt Mahkeme tarafından doğru olarak kabul edilen ve istinaf konusu yapılmamış şahadeti ile uyum -içinde olduğundan hatalı değildir.

Davalının ileri sürdüğü, yemek artıklarından dolayı herhangi bir kaza meydana gelmemesi için makul bir işlet-mecinin göstermesi gereken dikkati ve ihtimamı göstererek gerekli organizasyonu kurduğu iddiası, makul ve kab-ul edi-lebilir tedbirlerin alındığı iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, organizasyonun gereğinin yerine getirildiğinin de şahadetle ortaya konması gerekirdi. Bu yapılmadığı cihet-le, Alt Mahkemenin yeterli tedbirlerin alınmadığına dair bulgusu hatalı de-ğildir.

Alt Mahkeme, kararında, davacının katkısal kusuru ile ilgili olarak şunları belirtmektedir:

"Ayrıca doğaldır ki, Davalı (1) için olduğu kadar olmasa da, Davacı için de, açık büfe bir restorandta yerlere yemek dökülebile-ceğini düşünme sorumluluğ-u mevcuttur. Olay anında Davacının, babet ayakkabı giydiği, masa aralarının dar olduğu, olayın, Davacı-nın otele geldiği ilk gün gerçekleştiği hususları yukarıda değerlendirilenlerle birlikte göz önüne alındığında, dava konusu kazanın oluşumunda, Davacının- da katkısal kusuru olduğunu söylemek kanaatimce kaçınılmazdır.

Tüm söylenenler değerlendirildiğinde ve özellikle 5 yıldızlı bir otelde konakla-manın, Davacı açısından yarattığı rahat hareket etme duygusu göz önüne alındığında, Davacının kusurunun %20 ol-arak saptanması kanaatimce doğru ve adil olandır."


Dava ile ilgili tüm olgular dikkate alındığında, kazadan dolayı davacıya kusur yüklenip yüklenemeyeceği tartışma konusu olmakla birlikte, bu konuda davacı tara-fından herhangi bir istinaf dosyalanmadığı-nı dikkate ala-rak herhangi bir şey söylemeyi uygun bulmayız. Katkısal kusur konusunda verilen kararın tüm olgular ışığında makul olduğu görüşündeyiz.

Sonuç olarak istinaf reddolunur.

İstinaf masraflarının, istinaf eden tarafından öden-mesine emir veri-lir.




Şafak Öneri Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu
Yargıç Yargıç Yargıç

18 Nisan 2014













11






Full & Egal Universal Law Academy