Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 90/2010 Dava No 2/2011 Karar Tarihi 31.03.2011
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 90/2010 Dava No 2/2011 Karar Tarihi 31.03.2011
Numara: 90/2010
Dava No: 2/2011
Taraflar: Halil Bicenkardeşler ve diğeri ile Belvü Turizm yatırım Şti, Ltd. ve diğerleri arasında
Konu: İstinaf süresinin uzatılması - İstinaf süresinin uzatılmasına ilişkin istidayı ret ve iptal eden karara karşı istinaf - İstinafın kabulü.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 31.03.2011

-D. 2/2011
Yargıtay/Hukuk No: 90/2010
(Girne Dava No: 2129/2008)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti : Narin F.Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.


İstinaf eden :1. Halil Bicenkardeşler c/o Virgo Trans, Ecevit
C-ad. Girne
2. Ayşe Feral Bicenkardeşler c/o Virgo Trans
Ecevit Cad. Girne
(Davalılar)

- ile -

Aleyhine istinaf edilen : 1. Belvü Turizm Yatırım Şti.Ltd.
Karaoğlanoğlu Cad. No.222, -
Alsancak, Girne
2. Kerim Tezkol, Şht. Ercan Cad.
No.8, Alsancak - Girne
3. Ayşe Tezkol, Şht.Ercan Cad. No.8,
- Alsancak - Girne
(Davacılar)

A r a s ı n d a.

İstinaf edenler namına: Avukat Ata Dayanç ve Hasan N.Mesutoğlu
adına Avukat Serkan Mesutoğlu
Aleyhine istinaf edilenler namına: Avukat Mustafa Güryel adına Avukat Harun -Güryel.


Girne Kaza Mahkemesi Başkanı İlker Sertbay'ın 30.6.2010 tarihli istinaf süresinin uzatılmasına ilişkin istidayı 12.07.2010 tarihinde ret ve iptal eden kararına karşı Davalılar tarafından yapılan istinaftır.


-----------------

H- Ü K Ü M

Narin F. Şefik : Bu istinafta Mahkemenin kararını Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.

Ahmet Kalkan: İstinaf Eden/Davalılar, 2129/2008 sayılı davada 12.7.2010 tarihinde istinaf süresinin uzatılmasına ilişkin 30.6.2010 tarihli istidanın Girne K-aza Mahkemesi tarafından reddedilmesi üzerine bu istinafı dosyaladılar.
İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

Aleyhine İstinaf Edilen/Davacılar 8.9.2008 tarihinde Girne Kaza Mahkemesinde İstinaf Eden/Davalılar aleyhine 2129/2008 sayılı davayı ikâme ettiler.

Gi-rne Kaza Mahkemesi 25.3.2010 tarihinde taraf Avukatlarının hazır olduğu bir zamanda dava ile ilgili hükmünü okudu.

İstinaf Eden/Davalılar hükümden sonra süresinde istinaf dosyalamadılar; daha sonra Avukatları vasıtası ile istinaf süresinin uzatılmasını -talep ettiler; tarafların mutabakatı ile Davalılara 7 günlük süre verildi; Davalılar bu süreye de uymadılar ve Avukat değişikliğinde bulunarak yeni Avukatları vasıtası ile 30.6.2010 tarihinde istinafa konu istidayı dosyaladılar ve istinaf süresinin 1 gün u-zatılmasını talep ettiler.

İstidaya ekli yemin varakası, İstinaf Edenlerin Avukatlarından Avukat Hasan N.Mesutoğlu'nun yazıhanesinde çalışan Avukat Serkan Mesutoğlu tarafından düzenlenmiştir.

Yemin varakasının 4. paragrafında davaya ilişkin notların -yazılmadığını ve elde edilmediğini Mahkemenin vermiş olduğu istinaf süresinin uzatılmasına ilişkin emirde belirtilen sürenin dolmasına 1 gün kala dava ile ilgili bilgilendirildiklerini,
bu nedenle istinaf ihbarnamesini dosyalayamadıklarını ileri sürdüler.-

İhbarlı olarak dosyalanan istidanın tayin edildiği 12.7.2010 tarihinde Aleyhine İstinaf Edilen/Müstedaaleyhe tebliğ olmadığı halde Mahkeme, İstinaf Edenler Avukatının aşağıdaki beyanları ışığında istidayı reddetmiştir.

"Av.Serkan Mesutoğlu: İstidadak-i gibi emir talep ederim.
Mahkeme sorar : Bu dosya ile ilgili gerçekleri
biliyormusunuz?
C: Evet.
S: Daha önce süresinin geçirilmiş olduğu ve istinaf
edilmediği, bilahare başka bir Avukat tayin edildiği,
bu Avukatın yaptığı istida s-onrasında
Davacı/Müstedaaleyhin itiraz etmemesi üzerine istinaf
dosyalanması için bir haftalık ek süre verildiği buna
rağmen dosyalanmadığı, bu kez yine Avukat değişikliği
yapılarak yine Mahkemeden istinaf süresinin
uzatılması- için emir talep edildiğinin
farkındamısınız?
C: Evet.
S: Hukuk Usulu Muhakemeleri Tüzüğü ve Mahkeme prosederü
bu kadar gayrı ciddi bir şekilde ve bu kadar keyfi
bir biçimde davranılmaya ve suistimal edilmeye müsait
mi? Davalı Müs-tedilerin böyle davranmaya hakları var
mı?
C: Muhakkak haklısınız.

Mahkeme : Beyanlar sonrası bu istidanın bu safhada red
ve iptal edilmesinin adil ve uygun olacağı
kanaatinde olduğumdan istida red ve iptal
- edilir.
Masraf emri verilmez."


İSTİNAF SEBEPLERİ:

İstinaf Edenler Avukatı dosyaladığı istinaf ihbarnamesinde 4 istinaf sebebi ileri sürmüştür. İstinaf sebepleri sırasıyle şöyledir.


"1. Muhterem Bidayet Mahkemesi Davalıların Müstedilerin
30/06-/10 tarihinde yapmış olduğu istinaf süresinin uzatılmasıyla ilgili talebini red ve iptal etmekle hatalı karar vermiştir.
Çünkü: Muhterem Bidayet Mahkemesi Davalı Müstedinin istida ve istidasına ilişik yemin varakasındaki tüm gerçekleri nazarı itibara almad-an suistimal yapıldığını iddia ederek Davalı Müstedinin istidasını reddetmekle hatalı hareket etmiştir.
2. Muhterem Bidayet Mahkemesi Davalı Müstedinin
istidasını red ve iptal eden kararını gerekçesiz
olarak red ve iptal etmekle hatalı karar -vermiştir.
3. Muhterem Bidayet Mahkemesi Davalı Müstedilerin Avukat
değişikliği yaparak haklarını elde etmek için yeni
Avukat tayin edildiği hususunu göz önüne almadan
Davalı Müstedinin istidasını reddetmekle hatalı karar
vermişti-r.
Çünkü: Yukarıda sayı ve ünvanı verilen davada esas
karar aleyhine istinaf yapılması hususunda iki
Avukata da talimat vermiş olmasına rağmen Avukatların
ihmal ederek istinaf süresini kaçırmaları hususunu gözönüne almadan Davalı Müstedi-nin istidasını red etmekle hatalı karar vermiştir.
4. Muhterem Bidayet Mahkemesi her halûkarda Davalı
Müstedinin istidasındaki haklı ve masum gerekçeleri
gözönüne almadan, keza hak ve nisfet kurallarını
uygulamadan Davalı Müstedinin is-tidasını red ve
iptal etmekle hatalı hareket etmiştir."

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ:

Yukarıda belirttiğimiz istinaf sebeplerini iki başlık altında değerlendirmeyi uygun bulduk.

İlk Mahkeme yemin varakasındaki gerekçeleri, Avukat değişik-liğinin yarattığı yeni durumu ve Müstedilerin haklı, masum taleplerini dikkate almadı;
İlk Mahkeme suistimal yapıldığı nedeniyle istidayı red ve iptal etmekle hata etti.

Öncelikle I. başlığı değerlendirmeyi uygun bulduk.

İstida ile ilgili duruşma zabıt-ları incelendiğinde ihbarlı istida olarak dosyalanan istinaf süresinin uzatılması istidasının görüşüldüğü 12.7.2010 tarihinde Davalı/
Müstedaaleyhlere tebligat yapılmadığı ve bu durumun Mahkeme tarafından kayıtlara geçirildiği görülmektedir.

Hal böyleyke-n Müstedi Avukatı istida gereğince emir verilmesini talep etmiştir.

İhbarlı bir istidanın, Müstedaaleyhlere tebliğ edilmeden esasının görüşülemeyeceği bilinen temel usul kurallarından birisidir. Karşı tarafa tebliğ edilmemiş bir istidada ne Müstedi Avuka-tının istida gereğince emir talep etmeye ne de Mahkemenin istidaya ekli yemin varakasını, istidaya ilişkin olguları ve Müstedilerin gecikme sebeplerini tezekkür edip istida ile ilgili karar vermeye yetkisi vardır. Bu nedenle İlk Mahkeme, istidanın esasına -girip gecikme sebepleriyle ilgili bulgu yapmamakla hata etmiş değildir. Bu neticeden hareketle 1. başlık altında ele aldığımız istinaf ihbarnamesindeki 2,3 ve 4. istinaf sebeplerini reddederiz.

2. başlık altında ele alacağımız hukuki prosedürün suistimal -edilmesi ile ilgili istinaf sebebine gelince;

İlk Mahkeme istidayı reddederken Hukuk Muhakemeleri Usülü Tüzüğünün hangi emrine istinaden istidayı iptal ettiğini belirtmediği gibi, kararında prosedürün kötüye kullanılmasına sebep olan eylemin ne olduğunu -da belirtmemiştir. İlk Mahkemenin kararı bu anlamda gerekçesizdir. Ancak zabıtlardan anladığımız kadarı ile İlk Mahkeme Müstedi Avukatına sorduğu sorular karşısında aldığı cevaplar doğrultusunda dosyalanan istida ile Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğünün suist-imal edildiği sonucuna ulaşmış ve açıkca belirtmese de bu gerekçe ile istidayı red ve iptal etmiştir.

Genel olarak bir Mahkeme tüm emir ve nizamlardan ayrı olarak, açık surette anlamsız veya can sıkıcı olan veya prosedürü kötüye kullanma maksatlı işlemle-ri durdurma, önleme ve iptal etme doğal yetkisine sahiptir.

Bu konuda The Annual Practice, 1963,(1), sayfa 577'de şöyle denmiştir.

-"Inherent Jurisdiction : Apart from all Rules and Orders, the Court has an Inherent Jurisdiction to stay all proceedings before it which are obviously frivolous or vexatious or an abuse of its process ( Reichel v. Magrath 14 App.Cas.665)

-
Burada önemli olan hangi durumlarda "abuse of court's process" yani Mahkeme prosedürünün kötüye kullanılması bulgusunun yapabileceğini belirlemektir.

Mahkeme prosedürünün kötüye kullanılması çeşitli şekillerde meydana gelebilir, bunu belirleyecek olan M-ahkemedir. Taraflardan birinin genel olarak yapmaya hakkı olmadığı bir işlemi yapması, bir davada karara bağlanmış hukuki bir sorunu başka bir davada tekrardan ileri sürmesi, aynı hukuki sorunu aynı zamanda birden fazla davada ileri sürmesi, hukuki mesnett-en yoksun dayanaksız yargı işlemine başvurması veya diğer tarafa baskı oluşturan veya açıkca adaletsizliğe yol açacak bir müracaatta bulunması Mahkeme prosedürünün kötüye kullanılması sonucunu doğurabilir.

Özellikle bir davadan sonra yeniden dava açma v-eya bir yargısal işleme bağlı olarak tekrardan aynı yargısal işleme başvurma Mahkeme prosedürünün kötüye kullanılmasında sık rastlanan örnekleridir.

Bağlayıcı olmamakla birlikte State Bank of New South Wales Ltd. v. Stenhouse Ltd (1997) Aust Torts Repor-ts 81-420 at 64,89 davasında sıralanan abuse of Courts process ölçüleri şöyledir.

"Whether there is an abuse of process depends very much
on the circumstances -
The guiding considerations are oppression and
unfairness to the other party to the lit-igation and
concern for the integrity of the system of
administration of justice, and amongst the matters to
which regard may be had are-
the importance of the issue in and to the earlier proceedings,including whether it is an evidentiary issue or -an ultimate issue;
the opportunity available and taken to fully litigate the issue;
the terms and finality of the finding as to the issue;
the identity between the relevant issues in the two proceedings;
any plea of fresh evidence, including the natur-e and significance of the evidence and the reason why it was not part of the earlier proceedings; all part of-
the extent of the oppression and unfairness to the other party if the issue is re-litigated and the impact of the re-litigation upon the princip-le of finality of judicial determination and public confidence in the administration of justice; and
an overall balancing of justice to the alleged abuser against the matters supportive of abuse of process."


Buna göre Mahkeme prosedürünün kötüye kullanı-lmasında gözönünde bulundurulması gereken esas faktörler karşı tarafın maruz kalacağı baskı ve adaletsizlik ile adalet mekanizmasının güvenirliğinin bozulması için gösterilen endişedir. Bunun saptanması için dikkate alınan kıstaslar genellikle şunlardır.
-
"a) İşlemin şahadet veya nihai sonuç ile ilgili olup
olmadığı dahil davada ve daha önceki işlemler
içerisindeki önemi,
b) Meselenin tam olarak sunulabilmesi için fırsatın
mevcut olup olmadığı ve bu fırsatı kullanıp
kul-lanmadığı;
c) Mesele ile ilgili bulgunun koşulları, şartları ve bu
bulguların nihai olup olmadığı;
Her iki süreçte konu ile ilgili hususların benzerliği ve bağlantısı;
Yeni bir şahadetin var olup olmadığı, eğer varsa bu şahadetin özelliği ve kanıt- olarak önemi; ayrıca neden önceki süreçte böyle bir şahadet verilmediği;
Mesele tekrar dinlenmesi halinde karşı tarafın maruz kalacağı haksızlık ve adaletsizliğin derecesi ve tekrar dinletilmesinin yargısal işlemlerin sonuçların kesin olduğu prensibine ve- kamuoyunun adalet mekanizmasına olan güvenini ne kadar etkilediği;
İstismarı destekleyen olgular ışığında, bunlara karşı istismarcıya uygulanacak genel adalet dengesi;"


Görülebileceği gibi Mahkeme prosedürünün kötüye kullanıldığı sonucuna ulaşılabilmes-i için önceki süreçte yapılan işlemlerle sonra başlatılan işlemlerin sıkı bir testten geçirilmesi gerekmektedir. Bir tarafın dosyaladığı bir dava veya istida, res judicata kurallarının uygulanması hariç, sırf yeniden dosyalandı diye iptal edilemez.

Mahke-me bir layihayı veya istidayı iptal ederken neden iptal ettiğini kararında belirtmeli, taraf Avukatlarından alacağı cevapla yetinmemelidir. Mahkemelerin bu yetkiyi çok tutumlu bir şekilde ve büyük bir dikkatle kullanmaları gerekmektedir.

Bu kural Spalla -v St.George Motor Finance Limited 2004 FCA 1699 at paragraf 70'de şöyle denmiştir.

-"The Courts powers to present an abuse of process are to
be exercised sparingly and with great caution."
-
Süre uzatma istidaları usul ile ilgili istidalardır. Daha önce verilen bir süreye riâyet edilmemesi Müstedinin Mahkemeye müracaat edip ikinci bir süre talep etmesine engel teşkil etmez. Sadece böyle bir istida dinlendikten sonra Müstedinin süre talebinde -bulunmakta geç kalması, makul sebep sunmaması veya kötü niyetli olduğu sonucuna varılması veya Mahkemenin bulgu yapacağı sair sebeplerle istidası reddedilebilir. Bunun dışında ikinci bir istida dosyalanması kendiliğinden Mahkeme prosedürünün kötüye kullanı-lması sonucunu doğurmaz.

Huzurumuzdaki meselede İstinaf Edenlere daha önce istinaf süresini uzatma emri verilmesine rağmen süresinde istinaf dosyalamadılar ve yeniden bu istinafa konu istidayı dosyaladılar.

Mahkeme, kendi doğal yetkisi içerisinde ist-idayı tezekkür edip, prosedürün kötüye kullanıldığı sonucuna ulaşırken, zımnen de olsa Müstedilerin ikinci kez aynı müracaatta bulunmalarını yeterli saymıştır. Dosyalanan ikinci istidanın delile dayalı bir istida mı olduğu, yoksa sırf zaman kazanmaya mı yö-nelik olduğu, daha önce dosyalanan istidadaki bulgular ile yeni dosyalanan istidadaki olguların aynı olup olmadığı, yeni şahadet dinlenmesini gerektirecek bir durumun mevcut olup olmadığı, ikinci istidanın diğer tarafa yaratabileceği haksızlık veya adalets-izliğin ölçüsünü, suistimali destekleyen olguların ne olduğu konusunda hiçbir bulgu veya gerekçe belirtmemiştir.

İlk Mahkemenin kullandığı ölçü Mahkeme prosedürünün kötüye kullanılması sonucuna ulaşması için yeterli olmadığından hatalıdır. Ayrıca Mahkem-e, kararını Avukatın beyanına göre değil kendi gerekçesi ışığında vermeliydi.

SONUÇ:

Tüm yukarıdakiler ışığında istinaf kabul edilir ve İlk Mahkemenin emri iptal edilir.

Masraf emri verilmez.


Narin F.Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kal-kan
Yargıç Yargıç Yargıç

31 Mart, 2011



9






Full & Egal Universal Law Academy