Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 89/2012 Dava No 24/2016 Karar Tarihi 21.06.2016
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 89/2012 Dava No 24/2016 Karar Tarihi 21.06.2016
Numara: 89/2012
Dava No: 24/2016
Taraflar: Merc Rent A Car Ltd. ve Mustafa Nail Şali ile Süleyman Cilasın arasında
Konu: Hükmün iptali - Gıyaben verilen hükümlerin iptalinde Mahkemelerin takdir yetkisi - Taraflardan herhangi birisine adaletsizlik olmayacaksa gıyaben verilen hükmün iptaline Mahkemelerin karar verebilmesi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 21.06.2016

-D. 24/2016 Yargıtay/Hukuk : 89/2012
(Girne Dava No: 1079/2008)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan,Gülden Çiftçioğlu,Bertan Özerdağ


İstinaf eden : No.1- Merc Rent A Car Ltd. Ec-evit Caddesi
No.26, Girne.
No.2- Mustafa Nail Şail (Direktör) Ecevit
Caddesi No.26, Girne.
(Davalılar)

ile


Aleyhine istinaf edilen : Süleyman Cilasın -- 44, Mareşal Fevzi
Çakmak Caddesi, Lapta, Girne. (Davacı)



A r a s ı n d a.




İstinaf eden namına : Mustafa Nail Şail şahsen hazır.
Aleyhine istinaf edilen namına : Avuka-t Volkan Eren.



Girne Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Beril Çağdal'ın 1079/2008 sayılı davada, 28.5.2012 tarihinde verdiği karara karşı, Davalı No.2 tarafından yapılan istinaftır.




-----------------





-
K A R A R


Ahmet Kalkan :İstinaf Eden/Davalı No.2, Girne Kaza Mahkemesine dosyaladığı 7.10.2011 tarihli hükmün iptali istidasının reddedilmesi üzerine bu istinafı dosyaladı.


İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

İstinaf Eden/Davalı No.2'nin istinafı ile i-lgili olgular özetle şöyledir.

Aleyhine İstinaf Edilen/Davacı (Bundan böyle taraflar Davacı ve Davalı No.1 ve 2 olarak anılacaktır), Davalı No.1 ve 2 aleyhine, 13.5.2008 tarihinde Girne Kaza Mahkemesinde bir dava dosyalayarak müştereken ve münferiden 25,1-00 stg talep, 1.12.2007 tarihinden itibaren yıllık yasal faiz ve masraflarını talep etti.

Davalılar, 4.11.2008 tarihinde Avukatları vasıtasıyla, davaya Müdafaa Takriri ve Mukabil Talep dosyaladılar.

Davacı, 14.11.2008 tarihinde Avukatı vasıtasıyla, Müd-afaaya Cevap ve Mukabil Davaya Müdafaa dosyalayarak Davalılar Avukatına tevdi etti.

Daha sonra gelişen süreçte davaya duruşma günü verildi. Davanın duruşma olarak tayin edildiği 13.10.2010 tarihinde saat 11.40'ta Davacının hazır, Davalılar ve Avukatların-ının hazır olmadığı bir halde, Girne Kaza Mahkemesi, Davacının davasını ispat etmesine izin verdikten sonra, Davacının şahadeti ışığında, Davalıların gıyabında aleyhlerine münferiden ve müştereken Talep Takririnin 6(a)(b) paragrafları ve 2000 TL dava masra-fı için hüküm ve emir verdi.

Davalılar başka bir avukat vasıtasıyla, hüküm tarihinden yaklaşık bir yıl sonra, 7.10.2011 tarihli istidayı dosyalayarak, 13.10.2010 tarihinde aleyhlerine verilen hükmün iptalini talep ettiler.

Davacının konu istidaya 16.12-.2011 tarihinde itirazname dosyalaması üzerine, istidanın duruşması 22.5.2012 tarihinde yapıldı.

Girne Kaza Mahkemesi 28.5.2012 tarihinde verdiği kararında, özetle: Davalıların istidasının HMUT E.33 n.5'e dayandığını, bu nizama göre duruşma gününden itib-aren 15 gün içerisinde yapılacak bir başvuru ile hükmün iptal edilebileceğini, Davalı No.2'nin bu süreyi geçirdiğini, Davalılar Avukatının Davalılara davanın ve mukabil davanın karşılıklı iptal edildiğini söylediğini, Davalıların, Avukatlarının ihmalkarlığ-ına maruz kaldığı kanaatinde olduğunu, bunun için ayrı bir hukuki süreç başlatmaları gerektiğini belirttikten sonra, Davalıların gıyaplarında verilen hükümden 15 gün geçtikten sonra yapılan müracaat ile hükmün iptalinin uygun olmayacağı görüşünden hareketl-e istidayı ret ve iptal etti.

Davalılar, Girne Kaza Mahkemesinin bu kararına istinaf dosyaladıktan sonra, istinaf aşamasında Davalı No.1 Şirketin hisselerinin başka birisine devri gerçekleştirilmiş ve Şirketin yeni sahipleri hükümlü borcu ödeyerek kapatm-ış, Davalı No.1 kendisiyle ilgili istinafı geri çekmiştir. Davalı No.2 ise aleyhine çıkan hükmün haksız ve mesnetsiz olduğunu, hükümlü borç Davalı No.1 tarafından ödenmiş olsa bile gelecekte aleyhine rücu edilebileceğini, kendisinin böyle bir borcu olmadığ-ını söyleyerek, adaletin tecellisi için istinafında ısrarlı olmuş, istinafını avukatsız olarak şahsen yürütmüştür.


İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davalı No.2'nin istinaf sebeplerini tek başlık altında inceleyeceğiz. Buna göre:

"Muhterem Alt Mahkeme, hükmün iptal-i istidasını ret ve
iptal etmekle hata etti."


TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Davalı No.2 istinafın duruşmasında yaptığı hitabında, Muhterem Alt Mahkemenin Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 33 n.5'de yer alan 15 günlük süreyi hatalı yorumladığ-ını, gıyapta verilen bir hükmün iptalinde müracaat süresinin aşılmasının hükümsüzlük değil usulsüzlük olduğunu, Mahkemenin adaletsizlik ölçüsünü dikkate alması gerektiğini, içtihat kararlarının bu yönde olduğunu, Avukatının ihmalini kabul etmesine rağmen i-stidanın süre aşımından reddedilmesinin hata olduğunu, bu nedenle istinafının kabulünü talep etti.

Davacı Avukatı ise çok kısa hitabında; Alt Mahkemenin istidayı reddetmekle hata etmediğini, hükümden bir yıl sonra hükmün iptalinin adaletsizlik yaratacağ-ını, ortaya yeterli sebep konamadığını, bu nedenle istinafın reddi gerektiğini ileri sürdü.






İNCELEME:

İstinaf sebeplerini, tarafların iddia ve argümanlarını inceleyip değerlendirdik.


"Muhterem Alt Mahkeme, hükmün iptali istidasını ret ve
- iptal etmekle hata etti."

Davalı No.2'nin hükmün iptali istidası Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 33 n.5'e dayanmaktadır. Bu nizama göre, taraflardan birinin duruşmada hazır bulunmadığı hallerde verilen herhangi bir hüküm, duruşmanın sona erdiği t-arihten itibaren 15 gün içinde sunulacak bir dilekçe üzerine, uygun bir meselede mahkemece uygun görülecek koşullara bağlı olarak iptal edilebilir.

Huzurumuzdaki meselede, Davalı No.2'nin hükmün iptali istidasını karardan yaklaşık 1 yıl sonra dosyaladığ-ı konusunda ihtilâf bulunmamaktadır. Alt Mahkeme, Davalı No.2'nin istidasını, nizamın öngördüğü sürede dosyalamaması nedeniyle reddetmiştir.

Buna göre, öncelikle Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 33 n.5'te öngörülen sürenin niteliğini ve bu nizam alt-ında dosyalanan istidalarda hükmün iptali kriterlerini belirlememiz gerekmektedir.

Yargıtay/Hukuk 48/93 D.17/94 sayılı Orhan Külah v Mehmet Doğruöz ve Diğeri davasında, Yargıtay usul kurallarının gerektirdiği bir işlemin zamanında yapılmamasının müeyyid-esi ile ilgili görüşünü, Grainshaw v Dunbar davasını esas alarak şöyle açıklamıştır:

Grainshaw v Dunbar (1953) 1 All ER p.350 davasında S.354'de Jenkins LJ. şöyle dedi.

"...................................................
............................-.......................
Bu içtihada göre yargılamada gecikme kendiliğinden önem arz etmez. Gecikmenin önemli olması için karşı tarafa zarar vermesi ve diğer tarafın haklarını etkilemesi gerekir. Taraflardan birinin gıyabında verilen hükmün iptali ve duruşm-anın yeniden yapılması için tüzükte belirtilen müracaat süreleri vardır. Grainshaw v Dunbar davasında süre geçtikten sonra davanın yeniden canlandırma isteği tartışılmıştır. Sonuçta süreyi geçirmenin her şeyin sonu olmadığı eğer karşı tarafa adaletsizlik o-lmayacaksa süre geçtikten sonra dahi davanın canlandırılabileceği karara bağlanmıştı. Diğer bir ifade ile süre emredici değil yönlendirici bir kuraldır veya süreye uymamak hükümsüzlük değil usulsüzlük sonucunu doğrumaktadır. Dolayısıyla süreyi geçiren tara-fa nasıl bir müeyyide uygulanacağı Mahkemenin takdirine kalmıştır."


Görülebileceği gibi, Yargıtay sürenin geçirildiği hallerde karşı tarafa adaletsizlik olup olmayacağını esas almış ve böyle bir usulsüzlüğün sonucunu mahkemenin takdirine bırakmıştır.

İ-ngiltere'de bir tarafın kusuru ile verilen bir hükmün iptalini düzenleyen Yüksek Mahkeme nizamatı Order 36 rule 33'de (şimdi 0.35 r.2), bir tarafın duruşmada hazır olmaması nedeniyle gıyabında verilen hükmün iptali için, 6 gün içinde müracaat edilmesi gere-ktiği düzenlenmiştir.

Bizde duruşmadan itibaren 15 gün olarak belirlenen bu sürenin niteliği, Annual Practice 1954 sayfa 614'te mahkemenin, 0.64 r.7 altındaki yetkiye istinaden 6 gün içinde yapılmayan bir istidayı görme takdir hakkının bulunduğu, Yargıcı-n bu kapsamda süreyi genişletmeye yetkisi olduğu, süre için ayrıca bir istidaya gerek olmadığı belirtildikten sonra, süre geçtikten sonra yapılan bir istidanın mümkün olan en kısa zamanda dosyalanması gerektiği izah edilmiştir. İlgili bölüm aynen şöyledir:-

"Within six days after the trial" - Notwithstanding
Walter v James 34 W.R. 29, the court has a discretion under O.64 r.7 though the application be not made within six days after trial: Schafer v Blyth, [1920] 3 K. B 141, following Bradshaw v Wartow, 3-2, ch,D 40, CA, decided under one of the rules of the Palatine Court of Lancaster, almost identical in terms with the present Rule; the C.A whilst refusing to set aside the judgment, express an opinion (1) that the Judge had power to enlarge the time; and -that it was not necessary to make a substantive application for such enlargement. See, too, Michel v. Wilson 25 W.R 380, Where the time for applying was extended under circumstances of the case, see also 0.64 r.7
The objection that the application is out o-f time
must be made at the earliest possible moment; see London
ss.etc, Corporation v Russian Volunteer Fleet."


İngilter-e'deki Yüksek Mahkeme Nizamatındaki 0.64 r.7'in bizdeki karşılığı emir 57 nizam 2'dir.

Aynı esaslardan hareket ettiğimizde, KKTC'de de durum aynıdır. Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 33 n.5 altında öngörülen 15 günlük süre geçtikten sonra dosyalanan- bir istida söz konusu olduğunda, mahkeme hakkaniyet bakımından gerekli olduğuna kanaat getirmesi halinde, süre uzatılması için ayrıca bir istida dosyalanmasına gerek olmadan, hükmün iptali istidasını görme yönünde takdir hakkına sahiptir.

Hukuk Muhakeme-leri Usulü Tüzüğü E.33 n.5 altında dosyalanan hükmün iptali istidasında uygulanacak kriterlerin neler olduğu, Bir.Hukuk/İstinaf 28/71 ve 35/71 Ahmet Şakir ile Birtan Hüseyin'in babası ve en yakın akrabası sıfatıyla Hüseyin Ahmet davasında Yüksek Mahkeme ta-rafından şöyle belirlenmiştir: (Bkz. 1971-1973 Yüksek Mahkeme Kararları, Hukuk İstinaf, Taner Erginel, sayfa 77)

"Emir 33 n.5, bu emrin İngiltere'de Yüksek Mahkeme
Nizamatındaki mukabili 0.35 r.2'dir. (eski 0.36 r.33) ki
bu da aynı mahiyettedir.
- Bu iki emirden de anlaşılacağı gibi, verilen bir
hükmün iptali Mahkemenin takdirine bağlıdır. Mahkeme
uygun gördüğü ahvalde dava masrafları ve diğer başka
hususlar hakkında şart koşarak hükmün iptali için emir
verebilir. Mahkemeye verilen d-iğer takdir hakları gibi
bunun da adli esaslara dayanması icap etmektedir. Mesela
hükmün iptali için emir vermeden evvel mahkeme, diğer
şeyler meyanında, şu hususları araştırmalıdır.

Davalının Mahkemeye gelmemesinin sebebi.
İstidayı yapmakta gecik-me var mı? Bilhassa bu geçikme neticesi öteki tarafın haklarına halel geldi mi? veya üçüncü şahısların davaya katılmalarına tesir etti mi? Şunu da izah etmek yerinde olur ki, taraflar hükümden evvelki durumlarına konabilse biraz gecikme Mahkemenin davanın -tekrar dinlenmesi için bir emir vermesine engel teşkil etmez.
Davacı, davanın yeniden dinlemesi için karar verildiği takdirde dava masrafları için verilecek emirle giderilmeyecek bir zarara uğradı mı?
Dava tekar dinlendiği takdirde davalının muvaffak olm-a şansı bariz şekilde az mı? Davalının müdafaası zayıf olsa bile kendisine müdafaa hakkı tanınmalıdır. Bu husus hakkında bak, Grainshaw v Dunbar (1953) I All Er.350 davası."


Yukarıdaki kriterler Yargıtayın birçok kararında aynen benimsenmiştir.

Bu esa-slardan hareketle huzurumuzdaki istinafa konu olguları ve Alt Mahkemenin ret kararını incelememiz gerekmektedir.

Alt Mahkeme Davalı No.2'nin Avukatı tarafından yanıltıldığı ve davanın karşılıklı olarak iptal edildiği bilgisinin verilmesi üzerine, aşikâr- surette avukat ihmalkarlığına maruz kaldığını kararında kabul etmiştir (Mavi 29). Bu durum, Davalı No.2'nin Avukatı tarafından yanıltılması sonucu, kendi kusuru olmadan mahkemede hazır olmadığını ve bu istidayı dosyalamakta dolayısıyla geç kaldığını göste-rmektedir.

Buna göre, daha önce belirttiğimiz prensipler ışığında, Davalı No.2'nin mümkün olan en kısa zamanda hükmün iptali için müracaat edip etmediğini belirlememiz gerekmektedir.

Mahkeme huzurunda aksi olmayan şahadete göre, Davalı No.2 Temmuz 2-011 tarihinde icra dosyalandığında aleyhine verilen hükmü öğrendi, bilahare yeni avukatı tarafından 2.8.2011 tarihinde hükmün iptali istidası dosyalandı. Bu istida Davalı No.2 yurt dışında tedavide olduğu bir sırada Avukatı tarafından geri çekildi. Davacı,- durumu öğrenir öğrenmez, 7.10.2011'de bu istinafa konu istidayı dosyaladı.

Mevcut olgular, Davalı No.2'nin aleyhindeki hükmü öğrenir öğrenmez hükmün iptali için en kısa zamanda işlem başlattığını ve gecikmedeki kusurun kendisinden kaynaklanmadığını açık -surette ortaya koymaktadır.

Buna göre, hakkaniyet çerçevesinde adil bir sonuca ulaşabilmemiz için, davanın yeniden dinlenmesi için karar verildiği takdirde, böyle bir emirle Davacının giderilemeyecek zararının olup olmadığını incelememiz gerekmektedir. -

"OLGULAR" kısmında belirttiğimiz gibi, hükümden sonra, hükümlü borç Davalı No.1 tarafından tamamıyla ödenmiş ve Davalı No.1'in istinafı geri çekmesiyle, Davalı No.1 bakımından hüküm kesinleşmiştir.

Bu gerçek, Davalı No.2 bakımından hükmün iptal edilm-esi halinde, Davacının giderilemeyecek bir zararının olmadığını, duruşmanın sadece Davalı No.2 bakımından devam edeceğini açık surette ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, Davalı No.2 aleyhindeki hükmün iptali halinde, Davacının giderilemeyecek bir zararının b-ulunmadığı sonucuna varmak kaçınılmazdır.

Son olarak, davanın tekrar dinlenecek olması halinde, Davalının başarı şansının bariz şekilde az olup olmadığını incelemeyi uygun gördük.

Ancak bu konuyu incelemeden bir hususa temas etmemiz gerekmektedir.

-Taraflardan birinin, duruşma için tayin edilen günde hazır olmaması nedeniyle, onun aleyhine hüküm verilen hallerde, özellikle süresi içerisinde dosyalanan bir hükmün iptali istidasının gerçekler kısmında veya ekli yemin varakasında iyi bir müdafaa sebebi- olduğunu gösterme zorunluluğu yoktur. Böyle bir istidada önemli olan, aleyhine hüküm verilen tarafın duruşmada neden hazır olmadığının makul izahını ortaya koymasıdır.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü E.33 n.5 altında, istida dosyalanmasına sebep olan s-onucun, duruşmadaki prosedürün yerine getirilmesindeki bir kusurdan kaynaklandığı unutulmamalıdır. Duruşma aşamasına kadar layihalar teatisi tamamlanmış ve duruşma için gün verilmiştir. Bu süreçte Davalıların müdafaası dosyalanmış ve o aşamaya kadar layiha- iptaline yol açacak herhangi bir durumu ortaya çıkarmamıştır. Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü E.33 n.5 altında dosyalanan bir istidayı, ispat-ı vücut veya müdafaa takriri dosyalanmaması nedeniyle verilen hükümlere karşı dosyalanan istidalardan- farklı tutmamız gerekir. Bu konuda mehaz İngiltere'deki birçok karara atıfta bulunan ve durumu mukayeseli inceleyen Demetrios A.Demetriades v Nicolas Yiangou, 1976, 1 CLR, sayfa 143 davasına atıfta bulunuruz.

Bu meselede hüküm tarihinden uzun bir zaman- geçtiğini ve istidanın süresinde dosyalanmadığını dikkate aldıktan sonra, Bir.Hukuk İstinaf 28/1971 ve 35/1971 sayılı kararda belirtilen prensiplerden ayrılmamanın ve özellike geçen sürenin hakkaniyete olan etkisi açısından yukarıda belirttiğimiz şekilde-, Davalı No.2'nin müdafaasının başarı şansının değerlendirilmesinin uygun ve adil olacağına kanaat getirdik (Ayrıca Bkz.Hukuk İstinaf 31/73 ve Yargıtay/Hukuk 95/1985(D.6/1986).

Bunun için zabıtlara baktığımızda, kolaylıkla sonuca ulaşabileceğimiz anlaşı-lmaktadır.

Bu meselede Davalı No.1 kayıtlı limited şirket olup bir tüzel kişi, Davalı No.2 ise gerçek kişidir.

Talep Takririnde Davalı No.2, Davalı No.1'in Direktörü ve/veya sahibi sıfatıyla dava edilmiştir (Mavi 6).

Davacı davasını ispat ederken sun-duğu şahadette, Davalı No.2 ile şirketi temsilen anlaştığını açık surette belirtmiş, iki adet yazılı anlaşma olduğunu iddia ettiği halde, bunları mahkemeye sunmamıştır(Mavi 13).

Alt Mahkeme sadece bu şahadet ile Davalı No.1 ve 2 aleyhine münferiden ve müş-tereken hüküm vermiştir.

Mevcut şahadetle, Davalı No.2'yi temsilen direktör sıfatıyla Davacı ile sözleşme yaptığı iddia edilen ve şahsen sorumluluğunu ortaya koyan şahadet sunulmadan aleyhine hüküm ısdar edilen Davalı No.2'nin müdafaasında başarılı olma ş-ansının bariz şekilde çok olduğu açıktır.

Mevcut olgular tahtında Alt Mahkeme, Davalı No.2'nin Avukatı tarafından yanıltıldığına, gecikmenin Davalı No.2'den kaynaklanmadığına inanmakla birlikte, diğer kriterleri incelemeden istidanın Hukuk Muhakemeleri U-sulü Tüzüğü'nün
Emir 33 n.5 ve uygun olarak 15 gün içersinde dosyalanmadığı gerekçesiyle, hükmün iptali istidasını reddetmiş olup, bu hakkaniyetin gereği adil bir sonuç değildir. Bu nedenle, Alt Mahkeme Davalı No.2'nin dosyaladığı hükmün iptali istidasın-ı reddetmekle hata etmiştir.

Yukarıdakiler ışığında, Davalı No.2 aleyhinde gıyabında verilen meblağlarla ilgili hükmün iptali gerekmektedir.

Davalı No.2 hükmün iptali talebi yanında, Davanın eski haline getirilerek takipsizlikten iptal edilen mukabil d-avanın tekrar canlandırılmasını da talep etmektedir.

Yukarıda belirtilen prensipler ışığında, Davalı No.2'nin davada kişisel ve akti sorumluluğu olduğu ispat edildiği takdirde, Davalı No.2'nin Davacı aleyhindeki mukabil iddialarını ileri sürebilmesi gere-kmektedir.

Mevcut olgular tahtında, Alt Mahkeme tarafından takipsizlik nedeniyle iptal edilen mukabil Davanın da yeniden canlandırılması uygun ve adil olacaktır.

Buna göre Davalı No.2 aleyhindeki hükmün iptaline ilişkin istinafın kabulü gerekmektedir. -







NETİCE:

Tüm yukarıdakiler ışığında Davalı No.2 istinafında başarılı olmuştur. Buna göre:

Davalı No.2 aleyhine verilen hükmün iptaline; dava ve mukabil davanın sadece Davalı No.2 bakımından devam etmek üzere Alt Mahkemeye iade edilerek başka -bir Yargıç tarafından görülmesine;
Alt Mahkemenin verdiği dava masrafları Davalı No.1 tarafından ödendiğinden, Davacı lehine zayi olan masraflarla ilgili emir verilmemesine;
İstinaf masraflarının Davacı tarafından ödenmesine
KARAR verilir.





Ahmet Ka-lkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç Yargıç Yargıç



21 Haziran, 2016












13






Full & Egal Universal Law Academy