Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 89-91/2014 Dava No 9/2018 Karar Tarihi 06.04.2018
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 89-91/2014 Dava No 9/2018 Karar Tarihi 06.04.2018
Numara: 89-91/2014
Dava No: 9/2018
Taraflar: Tradex Ltd. İle Gökhan Aktaş arasında.
Konu: Hizmet akdinin bildirimsiz feshi - İspat yükümlülüğü - Fesihte yeterli neden.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 06.04.2018

-D. 9/2018 Birleştirilmiş
Yargıtay/Hukuk: 89-91/2014
(Lefkoşa Dava No: 7765-7764/2011)

Yüksek Mahkeme Huzurunda

Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan, Bertan Özerdağ, Peri Hakkı

Yargıtay/Hukuk: 89/2014
(Lefk-oşa Dava No: 7765/2011)

İstinaf eden : Tradex Ltd. Lefkoşa.
(Davalı)
ile

Aleyhine istinaf edilen: Gökhan Aktaş, Değirmenlik.
(Davacı)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına : Avukat Murat Yılmaz adına Avu-kat Sonay
Kande hazır
Aleyhine istinaf edilen namına : Avukat Tekin Söylemez hazır.


Yargıtay/Hukuk 91/2014
(Lefkoşa Dava No: 7764/2011)

İstinaf eden : Tradex Ltd. Lefkoşa.
(Davalı)

i-le

Aleyhine istinaf edilen : Orhan Çalışır, Değirmenlik.
(Davacı)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına : Avukat Murat Yılmaz adına Avukat Sonay
Kande hazır
Aleyhine istinaf edilen namına:- Avukat Tekin Söylemez hazır.



Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcı Pınar Beyoğlu'nun, 7764/2011 ve 7765/2011 sayılı davalarda, 28.4.2014 tarihinde verdiği karara karşı, Davalılar tarafından yapılan istinaflardır.

---------------

K A R A R

Ahm-et Kalkan : Lefkoşa Kaza Mahkemesinde birleştirilerek dinlenen ve yukarıda unvan ve numarası belirtilen davalarda Lefkoşa Kaza Mahkemesinin Davalı aleyhine verdiği hükme karşı İstinaf Eden/Davalı bu istinafı dosyalamıştır.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

9-1/2014 sayılı istinafta Aleyhine İstinaf Edilen/Davacı (Bundan böyle Davacı), 19.12.2011 tarihinde Lefkoşa Kaza Mahkemesinde İstinaf Eden/Davalı(Bundan böyle Davalı) aleyhine 7764/2011 sayılı bir dava dosyalayarak, müstahdemi olduğu Davalının, 2.11.2011 t-arihinde, tek taraflı olarak iş akdini suistimal/sirkat gerekçesiyle feshettiğini Çalışma Dairesinden öğrendiğini; iş akdinin geçerli bir nedene dayanmadan, haksız, yasa dışı ve bildirim sürelerine riayet edilmeden sonlandırıldığını iddia ederek, Talep Tak-ririnde belirtildiği gibi, maaş ve tazminat miktarının ödenmesini talep etmiştir.

Davalı, dosyaladığı Müdafaa ve Mukabil Talep Takririnde, Davacının iddialarını reddederek, feshin haklı nedene dayandığını, Davacının tazminat almaya hakkı olmadığını iddi-a ederek, davanın ret ve iptalini talep etti ve Davacının sirkat ettiği eşyaların bedelini mukabil talep olarak Davacıdan talep etti.

89/2014 sayılı istinaftaki Aleyhine İstinaf Edilen/Davacı da aynı tarihte İstinaf Eden/Davalı aleyhine 7765/2011 sayılı- bir dava dosyalayarak, aynı şekilde haksız fesih nedeniyle işine son verildiğini iddia etti ve İş Yasası altında tazminat talebinde bulundu.

Davalı yine aynı şekilde, Müdafaa ve Mukabil Talep Takriri dosyalayarak Davacının taleplerini reddetti ve sirka-t edilen eşyaların bedelinin ödenmesi için mukabil talepte bulundu.

Layihalar teatisi, Müdafaaya Cevap ve Mukabil davaya Müdafaa Takriri dosyalanması ile tamamlandıktan ve Talep Takriri 27.9.2012 tarihinde tadil edildikten sonra, Alt Mahkeme tamamen ayn-ı dava konusunu haiz her iki davayı birleştirerek dinledi.

Alt Mahkemeye sunulan şahadet, emareler ve Mahkemenin bulgularına göre dava ile ilgili olgular özetle şöyledir:

Davalı, kayıtlı bir şirket olup tüzel kişiliği haizdir.

Davacılar, yabancı u-yruklu işçi statüsünde olup mezkur tarihte Davalı tarafından çalışma izinleri çıkarılmıştı.

7764/2011 sayılı davadaki Davacı Orhan Çalışır'ın 5.6.2009-5.6.2012 tarihleri arasında, 7765/2011 sayılı davadaki Davacı Gökhan Aktaş'ın ise 22.4.2009-22.4.2012 -tarihleri arasında, Davalı Şirkette şoför olarak çalışmak için çalışma izinleri bulunmaktaydı.

Davacıların iş akitleri, 22.10.2011 tarihinde suistimal/sirkat gerekçeleriyle, Davalı tarafından bildirimsiz fesih yolu ile sonlandırılmış ve 28.10.2011 tarih-inde Çalışma Dairesine bildirilmiştir.

Davacıların maaşları, iş akitlerinin sonlandırıldığı tarihte aylık 1300 TL idi.

2011 yılında, Sağlık Bakanlığı ve Ticaret Dairesi çalışanlarının yaptıkları denetimlerde, Davalı Şirkette tarihi geçmiş ürünler tes-pit edilmiş ve konu emtialar müsadere edilmiştir.

Huzurundaki şahadeti ve emareleri değerlendiren Alt Mahkeme, Davalı işverenin, Davacıların görevlerini suistimal ettiklerini ve sirkat suçu işlediklerini ve feshin haklı nedene dayandığını ispatlayamadığ-ına, bu konuda şahadet ibraz edemediğine, Davacıların anlaşarak ve/veya meşveretleşerek her hafta ve/veya düzenli olarak yapılması gereken sayımları özen göstermeden yaptıkları ve ürün sayımında çıkan rakamları yazmak yerine, gerçek olmayan rakamları yazma-k suretiyle gerçek dışı sayım ve belge düzenledikleri ve Davalıyı toplamda 18,764.55 TL zarara uğrattıkları iddialarını ispatlayamadığına, Davacıların sözleşmelerinin Davalı tarafından haksız feshedildiğine bulgu yaptıktan sonra, İş Yasası'nın ilgili madde-leri altında gerekli hesaplamayı yaparak, 89/2014 sayılı istinaftaki Davacı lehine Davalı aleyhine 10,338.43 TL ve bu rakam üzerinden 5.12.2013 tarihinden itibaren yıllık %14 yasal faiz,91/2014 sayılı istinaftaki Davacı lehine Davalı aleyhine 11,105.43 TL -ve 5.12.2013 tarihinden itibaren yıllık %14 yasal faiz ödenmesine hüküm ve emir verdi.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davalı Avukatı, her iki istinaf ihbarnamesinde (15) istinaf sebebi sunmuş, istinaf duruşmasında 6 başlık altında Yargıtaya hitap etmiştir.

Bun-ları kısaca özetleyecek olursak:

Muhterem Bidayet Mahkemesi, Davacıların teyit edilmeyen şahadetlerine ve tanıkları Berhan Ongan'ın çalışma izinleri ile ilgili şahadetine inanmakla hata etti(11 ve 12. istinaf sebepleri).
Muhterem Bidayet Mahkemesi, ispat- külfetini hatalı değerlendirdi, Davalının şahadet sunmamasını ve tanık çağırmamasını Davacılar lehine değerlendirmekle hata etti(1 ve 2. istinaf sebebi).
Muhterem Bidayet Mahkemesi, Davacıların haksız fesih iddiaları ve tazminat taleplerini değerlendirirk-en hatalar yaptı(3,4 ve 6. istinaf sebepleri).
Muhterem Bidayet Mahkemesi, huzurundaki şahadeti hatalı değerlendirdi(5,7,8,9,10 ve 14. istinaf sebepleri).
Muhterem Bidayet Mahkemesi, gerekçesiz karar vermekle hata etti(13. istinaf sebebi).
Muhterem Biday-et Mahkemesi, Davalının mukabil talebini reddetmekle hata etti(15. istinaf sebebi).

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Davalı Avukatı Yargıtaydaki hitabında, özetle: Muhterem Alt Mahkemenin, huzuruna getirilmeyen şahadete dayanan bulgu yaptığını, Davacıla-rın dava sebebine göre ispat etmeleri gereken en önemli unsurun hizmet akitleri olduğunu, bunların Mahkemeye sunulmadığını, neden sunulmadığının makul izahının yapılmadığını, Talep Takririnin usulsuz şekilde genişletildiğini, maaş bulgularını sosyal sigort-a kaydı veya maaş bordrosu olmadan yaptığını, ispat külfetini yerine getirmeyen Davacılar lehine hüküm verdiğini, feshin haksız olduğunu iddia edenin Davacılar olduğunu ve bu nedenle ispat külfetinin Davacılar tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, Dav-acıların 4 gün tutuklu kaldıklarını, teminata bağlandıklarını ve 6-7 ay polise ispat-ı vücutta bulunduklarını kabul etmelerine rağmen bu hususun dikkate alınmadığını, Davacıların işverenin güvenini sarsıcı hareketlerinin dikkate alınmadığını, hearsay şahad-etle bulgu yapıldığını, Davalının iş yerinde son kullanım tarihleri geçmiş mal bulundurduğu bulgusunun hatalı olduğunu, gerekçesiz karar verildiğini iddia ederek, istinafın kabulünü talep etti.

Davacılar Avukatı ise, Alt Mahkemenin kararına katıldığını -belirttikten sonra hizmet akdinin haklı feshedildiği iddiasının ispat külfetinin Davalıda olduğunu, işverenin bu konuda şahadet sunmadığını, Davalının, Davacıların yanında çalışmadığına dair beyanı olmadığını, hizmet akdinin neden sunulmadığının makul gere-kçesinin Çalışma Dairesi görevlisi tarafından sunulan şahadetle ortaya konduğunu, çalışma izni olan Davacıların yazılı hizmet akitlerinin olduğunun ispatladığını, Davacıların güven sarsıcı fiillerinin Davalı tarafından ortaya konması gerektiğini, ciddi ve -önemli olayların haklı kıldığı şüphe olması halinde işverenin iş akdini feshedebileceğini, şüphenin ise belirli objektif vaka ve emarelere dayanması gerektiğini, subjektif değerlendirmeler ile bu sonuca varılamayacağını, Alt Mahkemenin meseleyi doğru değer-lendirdiğini ve istinafın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

İNCELEME:

İstinaf sebepleri, tarafların iddia ve argümanları incelenip değerlendirildi.

(6) başlık halinde sunulan istinaf sebeplerine bakıldığında, bunların iki ana başlık altında incele-nebileceği anlaşılmaktadır.


Buna göre:

Muhterem Bidayet Mahkemesi, Davacılar lehine hüküm vermekle hata etti.
Muhterem Bidayet Mahkemesi, Davalının mukabil talebini reddetmekle hata etti.

Bunları sırasıyla inceleyecek olursak:

Muhterem Bidayet M-ahkemesi, Davacılar lehine hüküm vermekle hata etti.

Bu başlık altında, davadaki ispat külfetini, şahadetin değerlendirilmesini, hizmet akdinin ibraz edilmemesinin hukuki sonuçlarını ve hükmedilen tazminatları inceleyeceğiz.

Davacıların davası, iş ak-dinin haksız feshi nedeniyle tazminat talebine dayanmaktadır.

Davacılar, Mahkemeye ibraz edemedikleri yazılı iş akitlerinin varlığını ispatlamak için, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çalışma İzinleri Merkezi Sorumlusu olarak görev yapan Berhan Ong-an'ı tanık olarak dinlettiler.

Tanık Berhan Ongan'ın Emare No.1 olarak sunduğu belgelere göre, 7764/2011 sayılı davadaki Davacı Orhan Çalışır'ın 5.6.2009-5.6.2010, 5.6.2010-5.6.2011 ve 5.6.2011-5.6.2012 tarihlerini kapsayan; 7765/2011 sayılı davadaki Da-vacı Gökhan Aktaş'ın 22.4.2009-22.4.2010, 22.4.2010-22.4.2011, 22.4.2011-22.4.2012 tarihlerini kapsayan çalışma izni mevcut olup, bu izinlere göre işveren Davalı Şirkettir.

Aynı Tanığın Emare No.2 olarak sunduğu Yabancı İşçilerin İşten Ayrılma Bildirgel-erine göre, Davalı 7764/2011 sayılı davadaki Davacı Orhan Çalışır'ın 22.10.2011 tarihinde; 7765/2011 sayılı davadaki Davacı Gökhan Aktaş'ın aynı tarihte suistimal/sirkat nedenleriyle işten ayrıldıkları bildiriminde bulunmuştur.

Her iki Davacının, Davalı- Şirket tarafından yapılan bildiriminde meslekleri şoför olarak bildirilmiştir.

Tanık Berhan Ongan'ın şahadetine göre, Çalışma Bakanlığındaki kayıtların içeriğinin değiştirilmesi olanağı bulunmadığı gibi, hizmet akdine dayalı ilişki yokluğunda çalışma -izni alınması da yasal olarak mümkün değildir.

Alt Mahkeme, Çalışma Dairesi Görevlisi Berhan Ongan'ın resmi belgelere dayanarak sunduğu şahadete itibar ederek, Davalı Şirket ile Davacılar arasında hizmet aktine dayalı iş ilişkisi olduğuna, bu iş ilişkis-inin Davalı tarafından Çalışma Dairesine 28.10.2011 tarihinde verilen Emare No.2 bildirgelerle 20.10.2011 tarihi itibarıyla sonlandırıldığına bulgu yapmıştır. Alt Mahkemenin, yukarıdaki hususlar ışığında yaptığı bulgusunda hatalı olduğuna ikna edilmiş deği-liz.

Davalı Avukatı, yazılı hizmet akdinin sunulmamasının esaslı eksiklik olduğunu ileri sürmüş ve bu hususun Alt Mahkeme tarafından dikkate alınmadığını iddia etmiştir.
22/1992 sayılı İş Yasası'nın 9(1) maddesinin 1. fıkrası, süresi üç aydan uzun olan- hizmet akitlerinin yazılı olarak yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Aynı maddeye göre hizmet akdi, işçi ve işveren tarafından üç nüsha olarak imzalanmalı, akdin aslı işverenin dosyasında muhafaza edilmek üzere Daireye gönderilmeli, diğer nüshalar ise işvere-n ve işçide kalmalıdır.

Davacılar, tasarruflarında yazılı iş akdi bulunmadığı için hizmet akdinin Dairedeki aslını ibraz etmesi için Çalışma Dairesinde görevli Berhan Ongan'ı tanık olarak celbettiler.

Tanık Berhan Ongan, Davacıların iş akitlerinin bin-lerce dosya arasından bulunup ibraz edilmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir.

Görülebileceği gibi, Davacılar, tanık çağırmak suretiyle, hizmet akdinin aslının Mahkemeye sunulamamasının makul izahını yapmışlar ve çalışma izinlerini sunmak suretiyle hiz-met akdinin varlığını kanıtlamışlardır.

2009 yılından beri çalışma izni ile çalışan Davacıların, 3 aydan uzun süren hizmet akitlerinin yazılı olması gerektiğini düzenleyen İş Yasası'nın 9(1) maddesi ile birlikte, yazılı iş akti verilmeden çalışma iznini-n çıkarılamayacağı hukuki gerçeğini dikkate aldığımızda, Alt Mahkemenin hizmet akdinin varlığı konusunda bulgu yapmak için huzurunda yeterince şahadet olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Alt Mahkeme, yazılı hizmet akdinin mevcudiyeti konusunda bulgu yapmak-la hata etmiş değildir.

Davalı Avukatı, yazılı iş akdinin yokluğunda, sunulan hearsay şahadet ile sözleşmenin içeriği ile ilgili bulgu yapıldığını iddia etmektedir.

Yukarıda izah ettiğimiz gibi, Davacılar ellerinde sözleşme olmamasının nedenini Mahke-meye izah etmişler ve Mahkeme de yapılan izahatı makul bularak Çalışma Dairesi görevlisinin şahadeti ile yazılı hizmet akdinin mevcudiyetine bulgu yapmıştır.

Buna karşın Davalı, İş Yasası'nın 9(1) maddesine göre işveren olarak tasarrufunda bulunması ger-eken yazılı hizmet akdini Mahkemeye ibraz etmemiş, neden ibraz etmediğinin makul izahını yapmamıştır.

Bu safhada Davacıların, hizmet akdinin taraflarından biri sıfatıyla sundukları şahadete inanan Alt Mahkemenin bulgularında hata olup olmadığını incelem-emiz gerekmektedir.

İş Yasası'nın 10. maddesi yazılı akdin şeklini düzenlemektedir. İlgili 10. madde şöyledir:

Yazılı "10. Bu Yasanın ilgili kuralları uyarınca, hizmet
Akdin akitlerinin yazılı yapılacağı hallerde aşağıdaki
Şekli konula-rın bulunması zorunludur:
9.25/2000 1.İşverenin ve işçinin adı ve soyadı ile kimlik
kartlarının numarası, işçinin yabancı uyruklu
olması halinde pasaport numarası;
2.Yapılacak işin niteliği;
3.İşyeri adresi;
- 4.Süresi belirli hizmet akitlerinde akdin süresi;
5.Çalışma saatleri, ücret, ödeme şekli ve zamanı;
6.İşçinin, Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı
numarası;
7.Tarafların ileri sürdükleri özel koşullar;-
8.Hizmet akdinin yapıldığı yer ve tarih;
9.İşe başlama tarihi; ve
10.Tarafların imzası."


Maddenin içeriğinde 1'den 10'a kadar sıralanan ve bir hizmet akdinde bulunması zorunlu sayılan unsurların ispatlanıp ispatlanma-dığını incelediğimizde karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır.

Davalı Şirket tarafından sunulan ve Davacılar Tanığı Berhan Ongan tarafından Emare No.2 olarak sunulan İşten Ayrılma Bildirgesinde, 5. unsur hariç tüm unsurlar yer almakta ve Davacıların hi-zmet akitlerinin zorunlu koşullarının Davalının yazılı bildirgesi ile ispatlandığı açıkça anlaşılmaktadır.

Bu durumda eksik kalan 5. unsur olan çalışma saatleri, ücret ödeme şekli ve zamanıdır.

Ülkemizde hiçbir işçinin asgari ücretin altında çalıştır-ılamayacağı yasal gerçeğinden hareketle, Davacıların 2011 yılına ait asgari ücret tutarında 1300TL aldıkları doğrultusundaki şahadetlerinin değerlendirilmesinde veya dikkate alınmasında hata yoktur.

Alt Mahkemenin, yazılı sözleşmenin yokluğunda, sözleşm-enin içeriğini değiştiremeyecek nitelikteki şahadete itibar edip Davacıların yazılı hizmet akdi ile aylık 1300TL ücret karşılığında Davalı tarafından istihdam edildiklerine ilişkin bulgusunda hata yoktur.

Davalı Avukatı, Alt Mahkemenin, bildirimsiz fesi-h ile ilgili ispat yükümlülüğünü hatalı değerlendirdiğini iddia etmiştir.

Alt Mahkeme, bildirimsiz fesih hakkını kullandığını iddia edenin işveren Davalı olduğunu, dolayısıyla hizmet akdini haklı bir sabebe dayanarak feshettiğini iddia eden Davalının bu- iddiasını ispat etmesi gerektiğine bulgu yapmıştır.

Bu meselede bildirimsiz fesih hakkını kullanan ve işçinin hizmet sözleşmesini tek taraflı olarak sonlandıran Davalıdır.

İş Yasası'nın 13. maddesi işveren ve işçinin sorumluluğunu düzenlemektedir.

-Bu maddenin 1. fıkrasına göre, işçi, fesih bildiriminde neden gösterilmediğini veya gösterilen nedenin yeterli olmadığını veya feshin yasa dışı veya haksız nedenlerle yapıldığını veya akdin feshinde geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediğini ileri sü-rerek, yetkili mahkemeden feshin geçersizliğine karar verilmesini isteyebilmektedir.

Aynı maddenin (2). fıkrası, feshin yeterli nedene dayandığıyla ilgili ispat külfetini işverene yüklemiştir.

İş Yasası'nın 13. maddesi kapsamında, Alt Mahkemenin ispa-t külfeti ile ilgili bulgusunda hata olmadığı anlaşılmaktadır.

Alt Mahkeme, Davalının, suistimal veya hırsızlık iddiaları ile ilgili şahadet sunmadığı gerekçesiyle ispat yükümlülüğünü yerine getirmediğine bulgu yapmıştır.

Alt Mahkemenin bu bulgusunun- doğru olup olmadığını saptamak için Mahkeme huzurundaki şahadeti incelememiz gerekmektedir. Davalı Avukatının istintakta sorduğu sorulara verilen cevaplar dahil, Mahkemenin, huzurundaki şahadet Davacıların görevlerini suistimal ettiklerini veya hırsızlık -yaptıklarını ortaya koyabilecek nitelikte ise Davalının ispat yükümlülüğünü yerine getirdiği sonucuna ulaşılması gerekir. Dolayısıyla, Davalının tanık çağırmaması tek başına ispat külfetini yerine getirmediği sonucunu doğurmaz.

İş Yasası'nda işverenin bi-ldirimsiz fesih hakkı, 15. maddede düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, süresi belirli olsun veya olmasın hizmet akitlerinde işveren dilerse 1'den 9'a kadar sıralanan sebeplerle hizmet akdini, süresinin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin yazı-lı olmak koşuluyla feshedebilir.

Davalı, Çalışma Dairesine gönderdiği Emare No.2 İşten Ayrılma Bildirgesinde, işten ayrılma sebebini hırsızlık/suistimal şeklinde izah etmiştir.

Yasanın 15. maddesinin 3. fıkrasında işçinin hırsızlık yapması bildirimsi-z fesih sebebi olarak kabul edilmektedir.

İşçinin çalıştığı yerde veya başka herhangi bir yerde hırsızlık yapması iş aktinin feshi için haklı sebep teşkil etmektedir.

Hırsızlık sebebiyle işçinin durdurulması için işçinin hırsızlık suçundan ille de ya-rgılanıp mahkum olması gerekmez.

Ülkemizde ve iş hukuku bakımından mehaz ülke olan Türkiye Cumhuriyeti'ndeki içtihatlarda, işçinin, işveren ile aralarındaki güven ilişkisini zedeleyecek somut olaylara dayalı hareketlerinin, iş ilişkisinin devamı için ge-rekli olan uygunluğu ortadan kaldırdığı ve işverenden katlanmasını beklenmeyecek bir durum yarattığı kabul edilmektedir.

Böyle durumlarda soruşturma tamamlanmış ve işçinin suç işlediği tespit edilmemiş olsa dahi, somut olaylar işçi ile işveren arasında -güvene dayalı ilişkiyi sonlandıracak niteliğe bürünmüş ve işverende katlanması beklenmeyecek bir durum meydana getirmiş ise, böyle bir sonuç bildirimsiz feshe haklı sebep oluşturabilir.

Buradaki ölçüt, işverenin subjektif değerlendirmeleri değildir. İşç-iye olan güveni ortadan kaldıracak somut olayların ihtimaller dengesi prensiplerine uygun olarak ispatlanması halinde, işveren ile işçi arasındaki güven ilişkisinin ortadan kalktığı sonucuna varılmasında hata olmaz.

Huzurumuzdaki istinafa konu davada -ortaya çıkan şahadete göre, Davalının şikayeti üzerine, Davacılar iş yerinde hırsızlık ve suistimal yaptıkları gerekçesiyle polis tarafından tutuklanarak, belli bir süre poliste tutuklu kaldılar. Yapılan soruşturma sonucunda Davacılar aleyhine dava getiril-mediğinden serbest bırakıldılar.

Davacılar şahadetlerinde bu hususu ayrıntıları ile anlatmışlar ve Davalı Şirketin süresi dolmuş malları piyasaya sürdüğünü ve bu durumu yetkili makamlara bildirecekleri veya bildirdikleri şüphesiyle Davalının kendilerine- karşı haksız ithamda bulunduğunu iddia ettiler.

Davacılar, piyasaya sürülen süresi geçmiş malların bulunduğunu ortaya koymak için tanık celbettiler.

Alt Mahkeme bu konuda şahadet veren Lefkoşa Türk Belediyesinde Halk Sağlığı Şubesinde Denetim Birimi -Sorumlusu Gıda Mühendisi Sibel Taçay'ın şahadetine itibar etmiştir. Alt Mahkemenin Tanığın şahadetini değerlendirirken hata ettiği kanaatinde değiliz.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Davacılar, Davalının yaptığı şikayet sonucunda polis tarafından tutukla-nmalarına rağmen aleyhlerine dava getirilmemiş veya mahkumiyet gerçekleşmemiştir. Bu durumda Davalı, kendi şikayetinin olumsuz sonuçlarından yararlanamaz. Dolayısıyla Davalının Davacıların, şüphe edilen hırsızlık ve suistimal eylemini ihtimaller dengesi da-hilinde gerçekleştirdiklerini ortaya koyan somut olgulara dayalı şahadeti Mahkemeye sunması gerekirdi.


Davalı bu konuda tanık çağırmadığından, Davacılar ile arasındaki güven ilişkisini ortadan kaldıracak sebeplerin varlığını ispat etmiş sayılamaz. Bu s-onuçtan hareketle, Alt Mahkeme, Davalının, Davacıların hizmet akitlerini haklı sebeple sonlandırdığını ispatlayamadığı bulgusuna varmakla hata etmiş değildir.

Bu meselede taraflar, işçinin savunmasının alınmadan işten durdurulması konusu üzerinde durmadı-ğından, bildirimsiz fesihte işçinin savunmasının alınmamasının feshe olan etkisi üzerinde durmayı uygun bulmadık.

Alt Mahkemenin Davacılar lehine hükmettiği tazminat miktarı ile ilgili somut istinaf sebebi olmadığı ve yaptığımız inceleme sonucunda bu k-onuda hata yapmadığı anlaşıldığından, Davacılar lehine Davalı aleyhine verdiği hükümlerde hata yoktur.

Yukarıdaki sebeplerle 1. başlık altında incelediğimiz istinafları reddederiz.

Muhterem Bidayet Mahkemesi, Davalının mukabil talebini
reddetmekl-e hata etti.

Davalı, mukabil davasını ispatlayabilecek şahadet sunmadığından ve mevcut şahadetle mukabil davadaki taleplerin ispatlandığı sonucuna varılamayacağından Alt Mahkeme mukabil talebi reddetmekle hata etmiş değildir.

Davalının 2. istinaf ba-şlığı altındaki istinaf sebeplerini reddederiz.



NETİCE :

Tüm yukarıdakiler ışığında istinaf reddedilir.

İstinaf masrafları, İstinaf Eden/Davalı tarafından ödenecektir.


Ahmet Kalkan Bertan Özerdağ Peri Hakkı
Yargıç Yargıç- Yargıç


6 Nisan, 2018











16






Full & Egal Universal Law Academy