Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 88/2010 Dava No 24/2013 Karar Tarihi 06.08.2013
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 88/2010 Dava No 24/2013 Karar Tarihi 06.08.2013
Numara: 88/2010
Dava No: 24/2013
Taraflar: Selma Bolayır ile Mehmet Bozdağ ve Ali Murat Bozdağ
Konu: Birikmiş kira borçları talebi - İspat külfeti yerine getirilmediği nedeniyle davanın reddi- Kararın isinafı - İstinaf sebeplerinin gerekçe içermediği nedeniyle istinafın reddi talebi - Yargıtay, kira sözleşmesinin hitamından sonra da evin tahliye edilmediği nedeniyle Davalının kira ödemekle mükellef olduğuna bulgu yaparak istinafı kabul etmesi. Yasal kiracı - Yasal kiracının evi mal sahibine boş olarak teslim edinceye kadar kiralardan mesul olması.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 06.08.2013

-D.24/2013 Yargıtay/Hukuk 88/2010
(Lefkoşa Dava No: 6626/2008)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.
İstinaf eden: Selma Bolayır, Lefkoşa
(Davacı)
-
ile -
Aleyhine istinaf edilen: 1- Mehmet Bozdağ, Lefkoşa
2- Ali Murat Bozdağ, Yedidalga
(Davalılar)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avu-kat Cenk Bolayır
Aleyhine istinaf edilenler namına: Avukat Levent Kızılduman.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcı Füsun Cemaller'in 6626/2008 sayılı davada 14.6.2010 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tarafından yapılan istinaftır.


---------

-
H Ü K Ü M


Narin F. Şefik: Huzurumuzdaki istinaf, Bidayet Mahkemesinin 14.6.2010 tarihli kararından yapılmıştır.

Davacı tarafından, Davalılar aleyhine ikame edilen davada Davacı, Davalı No.1'in 1.1.2005- tarihli yazılı bir kira sözleşmesi tahtında kiracısı olduğunu, bu kira sözleşmesinin 31.12.2005 tarihinde hitam bulduğunu, mukavelenin hitam bulmasından sonra, Davalı No. 1 ile 2006 yılının kirasının ayda 400 YTL olmasına, 2007 yılının kirasının ise 500 Y-TL olmasına anlaştıklarını, Davalıların 2006 yılı kira toplamı için 3,000 YTL ödediklerini, 2006 yılı ile ilgili halen 1,800 YTL birikmiş kira borçları bulunduğunu, 2007 yılı için Mart, Haziran, Temmuz, Ağustos, Ekim, Kasım ve Aralık aylarının kiralarını -ödemediklerini, dolayısıyla 2007 yılına ait 3,500 YTL birikmiş kira borçları bulunduğunu, 2008 yılına ait kiranın hiç ödenmediğini, konu konut 2008 yılının Ağustos ayında tahliye edildiği için, 2008 yılına ait de 500 YTL'den 8 aylık kira bedeli olarak 4,00-0 YTL birikmiş kira borçları bulunduğunu iddia ederek, Davalı No.1'den esas kiracı, Davalı No. 2'den de kefil sıfatı ile bu meblağların yasal faizleri ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.

Davalı No.1 tarafından dosyalanan Müdafaa Takririnde, Davalı No-.1, konu evi babası Süleyman Bozdağ'ın kiralaması hususunda Davacı ile bir anlaşma yapıldığını, babasının çalışma izni olmaması nedeni ile mukaveleyi kendisinin, babasının yerine imzaladığını, mukavelenin kanuni şartları haiz olmadığı cihetle geçersiz oldu-ğunu, kendisinin konu evi Ekim 2005 ve Aralık 2005 tarihinde tahliye ettiğini, 31.12.2005 tarihinde mukavelenin hitam bulduğunu, Davacı ile ondan sonra tekrar herhangi bir anlaşma yapmadığını, bu nedenle, ödenmemiş kira borçlarından kendisinin sorumlu olam-ayacağını ileri sürmüştür.

Davalı No. 2 tarafından dosyalanan Müdafaa Takririnde ise, Davalı No.2, sözleşmenin hitam bulmasından sonra, Davacı ve Davalı No.1 arasında kira artışı ile yapılan sözlü anlaşmaların kendi gıyabında yapıldığı cihetle, kefil nit-eliğinin düştüğünü ileri sürmüştür.

Bidayet Mahkemesi davayı dinlemiş ve 14.6.2010 tarihli kararında, taraflar arasındaki sözleşmenin 1 yıl geçerli bir sözleşme olduğunu kabul etmiştir. Bidayet Mahkemesi, Mavi 96'da, Davalı No.1'in imzaladığı sözleşm-enin 31.12.2005 tarihinde sona erdiğini, talep edilen kiraların ise, 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ilişkin olduklarını, bir şahsın bir yerin kiracısı olarak kabul edilebilmesi için, öncelikle o yeri tasarrufunda bulundurması gerektiğini, Davalı No.1'in Ekim--Kasım 2005 tarihinde evi tahliye ettiğini, kira mukavelesi 31.12.2005 tarihinde sona erdikten sonra konu yeri tasarrufunda bulundurmadığını, Davacının, Davalı No.1 ile 1.1.2006'dan sonra kira artışı ile ilgili anlaşma yaptığı yönündeki iddialarını ispat e-demediğini, 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ilişkin olarak Davacının, Davalı No.1 ile herhangi bir anlaşma yaptığı ispat olunmadığından ve evi de tasarrufunda bulundurmadığından, bu dönemlere ilişkin kira bedellerinden sorumlu tutulamayacağına karar vererek, -Davalı No.1 aleyhindeki davayı ret ve iptal etmiştir.

Bidayet Mahkemesi, kira mukavelesi 31.12.2005'de sona erdikten sonra, Davacının artan kira bedelleri ile ilgili Davalı No.1 ile anlaştığını ispat edemediğinden, Davalı No.2'nin 31.12.2005'den sonra k-iralar ile ilgili herhangi bir sorumluluğu olmadığını kabul etmiş ve Davalı No.2 aleyhindeki davayı da ret ve iptal etmiştir.

Bu karara karşı istinaf eden Davacı, 6 istinaf sebebi ile istinaf etmiştir. İstinaf Eden Davacı, Davalı No.2 aleyhindeki davanın- iptal edilmesine karşı dosyalanan 6. istinaf sebebinden, istinafın dinlenmesi aşamasında vazgeçmiştir. Bu nedenle, sadece bir tek 1'den 5'e kadar olan istinaf sebepleri üzerinde durulacaktır. Bu istinaf sebepleri aynen şöyledir:

Muhterem Bidayet Mahkemes-i, huzurundaki tüm şahadet ve
emareler ışığında ve özellikle 1 Ocak 2005 tarihli
sözleşmenin geçerli bir sözleşme olduğu bulgusu
sonrasında, Davalı No.1'in 1 Ocak 2005 tarihli sözleşme
ve/veya taraflar arasındaki sözlü sözleşme tahtında
-Davalıların Davacıya karşı dava konusu taşınmazın
tasarrufunu bırakmış olduğu gerekçesine dayanarak
herhangi bir yükümlülük altında olmadıkları yönünde
yargıya varmakla hatalıdır ve/veya Muhterem Bidayet
Mahkemesi bu hususta yasal prensipler-i yanlış
değerlendirmiştir ve/veya yanlış yasal prensipleri
uygulamıştır.

Muhterem Bidayet Mahkemesi, Davalı No: 1 adına tanıklık yapan iki tanığın şahadetlerini özellikle mülkiyet ve ikamet bakımından desteklememelerine rağmen ve/veya komşuluk ili-şkilerini kanıtlayamamalarına rağmen ve/veya bu yönde hiç destekleyici şahadet sunmamalarına rağmen bu tanıkların şahadetlerine itibar etmekle hataya düşmüştür.

Muhterem Bidayet Mahkemesi huzurundaki tüm şahadet tahtında Davalı No: 1'in kirasında tuttuğun-u kabul ettiği evi 2005 yılında tasarrufunu bıraktığına inanmakla ve/veya huzurunda emare olarak bulunan sözleşmeye aykırı olarak tasarrufunu boş olarak üçüncü şahıslara devrederek kira ödeme yükümlülüğünden kurtulduğu bulgusuna varmakla hata etmiştir.

Mu-hterem Mahkeme 1 Ocak 2005 tarihli kira mukavelesine dayanarak Davalı No: 1'in kirasında olan evi 2005 yılında Davacıya teslim ettiğine dair Muhterem Mahkeme huzurunda herhangi bir şahadet bulunmadığı halde, işbu mukavele gereğince dava konusu evi boş olar-ak Davacıya teslim edilecek güne kadar Davalıların sorumlu olmaları nedeniyle, Davalı No: 1'i 1 Ocak 2005 tarihli mukavele şartlarına uygun olarak 2006,2007 ve 2008 yıllarına ait ödemesi gereken kira bedellerinden sorumlu tutmayarak hatalı hareket etmiştir-.

Muhterem Mahkeme huzurundaki tüm şahadet ışığında Davalılar aleyhine talep edildiği şekilde hüküm vermekle ve sunulan şahadetteki ihtimaller dengesini dikkate alarak Davacı aleyhine sonuçlandırmakla hatalı hareket etmiştir, çünkü sunulan şahadette 1 Oca-k 2005 tarihli kira sözleşmesi kuralları gereğince Davalılar kendi üzerlerine düşen mükellefiyetleri ve/veya şahadeti Muhterem Mahkeme huzuruna koyup Davacının taleplerinin aksini ispat edememiştir.


Aleyhine İstinaf Edilen, İstinaf Eden tarafından -dosyalanan istinaf sebeplerinin gerekçe içermediklerini ve Emir 35 nizam 4'e uygun kaleme alınmadıklarını, bu nedenlerle, istinafın dinlenmeden ret ve iptal edilmesini talep etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 35 nizam 4'e bakıldığı zaman, bu niz-amda istinaf sebeplerinin ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği ve bu sebeplerinin dayandığı gerekçelere de açık bir şekilde yer verilmesi gerektiği ifade edilmektedir. İstinaf Edenin istinaf sebepleri incelendiği zaman, istinaf sebepleri çok düzgün bir şekilde- kaleme alınmamış olsalar dahi, istinaf sebeplerinin içeriklerinde yeterli gerekçenin var olduğu görülebilmektedir. Bu nedenle, Aleyhine İstinaf Edilen tarafından yapılan bu itiraz reddedilir.

İstinaf Edenin istinaf sebeplerini tek başlık altında inc-eleyeceğiz. Bu başlık şu olacaktır:

"Bidayet Mahkemesi; Davalı No.1'in kira sözleşmesine konu evi, 31.12.2005 tarihinden önce tahliye ettiğini kabul etmekle ve bu hususu kabulünün ardından, evi Davacıya teslim etmemesine rağmen Davacıya karşı sözleşm-e altındaki yasal yükümlülüklerinden kurtulduğunu varsayarak, Davacının Davalı No.1 aleyhindeki davasını iptal etmekle hata yaptı."

Bidayet Mahkemesi, Davacı ve Davalı No.1 arasında 1.1.2005-31.12.2005 dönemi için yapılan sözleşmenin 1 yıl geçerli b-ir sözleşme olduğu bulgusunu yapmıştır. Bu bulguya karşı, herhangi bir istinaf yokluğunda, Bidayet Mahkemesinin bu bulgusu ışığında hareket edilmesi gerektiğinden, Emare No.1 sözleşmenin 1 yıl geçerli bir sözleşme olduğu ve 31.12.2005 tarihinde hitam buld-uğu kabul edilmelidir.

Bir kira sözleşmesinin hitam bulmasından sonra, taraflar arasında yeni bir sözleşme yapılmadığı takdirde, kiracı, konu malın 17/81 sayılı Yasa kapsamında bir mal olması halinde, yasal kiracı konumuna girmektedir. Davacının Tale-p Takririnde, Davalı No.1'in yasal kiracı konumuna girdiği yer almamakla birlikte, Müdafaa Takririne Cevap layihasında, Davalı No.1'in yasal kiracı olduğu iddia edilmiştir. Davacının taleplerinin, esasen Tafsilatlı Talep Takririnde yer alması gerekmektedir-. Ancak huzurumuzdaki istinafa konu davada, Davalı, Bidayet Mahkemesi huzurunda, Davacının layihalarının esasa ilişkin olgular yönünde eksik olduğunu iddia etmiş ve Bidayet Mahkemesi, davanın esasa ilişkin olgularında herhangi bir eksiklik bulunmadığı konu-sunda karar vermiştir. Her ne kadar da, Bidayet Mahkemesi huzurunda ifade edilen layihalardaki esasa müteallik eksiklik, 2008 yılı için anlaşıldığı iddia edilen kira miktarının belirtilmemesi olsa da, Bidayet Mahkemesinin, Mavi 93'de, Talep Takririnde Dava-lının anlayamayacağı ve bu nedenle de davasına hazırlanamayacağı bir husus bulunmadığı, dolayısıyla, esasa ilişkin olgularda herhangi bir eksiklik bulunmadığı yönünde bulgusu vardır ve bu bulguya karşılık istinaf yapılmamıştır. Davacının esasa müteallik o-lguları eksik bıraktığı noktasında istinaf olmadığından, esasa müteallik olgularda eksiklik bulunduğunu kabul etmek ve bu konuda hata yapıldığını söylemek mümkün değildir.

Bu durumda, 31.12.2005 tarihinde 1 yıl geçerli kabul edilen kira mukavelesi bittik-ten sonra, Davalı No. 1'in yasal kiracı konumuna girdiği iddiasının Davacı tarafından doğru bir şekilde ileri sürüldüğü kabul edilmelidir.

Bidayet Mahkemesi, Davalı No.1'in konu evden 31.12.2005 tarihinden önce ayrıldığını ve orada ikamet etmediğini- kabul etmiştir. Huzurunda şahadet veren tanıkları gören ve izleyen Bidayet Mahkemesinin, huzurunda verilen şahadeti değerlen-dirme açısından, Yargıtay'dan çok daha iyi bir konumda olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle, izleme ve dinleme fırsatı bulduğu tan-ıkların şahadeti neticesinde, Davalı No.1'in dava konusu evde sözleşmenin 31.12.2005 tarihinde hitamından önce yaşamaktan vazgeçtiğini kabul eden Bidayet Mahkemesinin bu bulgusuna müdahale edilmesi gerektiği konusunda ikna olmuş değiliz.

Sözleşme 31-.12.2005 tarihinde hitam bulduktan sonra, Davalı No.1'in konu evde 31.12.2005 tarihinden önce yaşamaktan vazgeçmiş olduğunu kabul eden Bidayet Mahkemesi, Davacının, Davalı No.1 ile kira artışı için anlaştığını ispat edemediğini ifade ederek, Davalı No.1'i-n ödenmemiş kiralarla ilgili bir sorumluluğu olmadığına karar vermiştir.

Bir kira sözleşmesi hitam bulduktan ve yasal kiracı statüsüne girildikten sonra, kiracının mal sahibine karşı sorumluluklarından kurtulabilmesi için evi tahliye edip Davacıya ia-de etmesi gerekmektedir.

Yargıtay/Hukuk 118/2010 (D.13/2012)'de "bir kiracının kiracılık sıfatının ortadan kalkması için, iki yol bulunduğunu belirtmiştir. Buna göre; birincisi, evi tahliye edip boş olarak mal sahibine teslim etmesi, diğeri de Mahk-eme emri ile tahliye edip, mal sahibine teslim etmesidir".

İlgili konutu başka bir kişinin kiraladığının ileri sürülmesi halinde de yine aynı kararda ifade edildiği gibi, "...esas olan taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı olarak ortadan kalkm-ası ve mal sahibi ile devralan şahsın arasında yeni bir kiracılık ilişkisinin kurulmasıdır. Kira sözleşmesi ortadan kalkmadan tarafların mükellefiyetleri de ortadan kalkmaz."

Davalı No.1, Davacı ile kira sözleşmesinin sona ereceği, kendisinin soru-mluluğunun biteceği ve artık Davacının muhatabının babası olacağına dair herhangi bir görüşme yaptığını iddia etmiş değildir. Davalı No.1'in iddiaları, konu sözleşmeyi babasının çalışma izni olmadığı için kendisinin imzaladığı, kirayı daima babasının ödedi-ği, kendisi konu evi tahliye ettiği tarihten sonra, babasının evde ikamet etmeye ve Davacıya kirayı ödemeye de devam ettiği, bu nedenle, ödenmeyen kiralardan, artık kendisinin değil, babasının sorumlu olduğu doğrultusundadır.

Davacı, kendisinin Dava-lı No.1'i muhatap kabul ettiğini, Davalı No.1'i sözleşme hitamından sonra da muhatap kabul ederek, kira artışlarını onunla konuştuğunu, kirayı kimin ödediğini farkında olmadığını, kendisinin Davalı No.1'in babası Süleyman Bozdağ'la yeni bir kira ilişkisine- girmediğini, Süleyman Bozdağ'ı hiçbir şekilde muhatap kabul etmediği için sözleşmeyi Davalı No.1 ile imzaladığını, ödenmemiş kiralardan halen Davalı No.1'in sorumlu olduğunu iddia etmektedir.

Davalı No.1, Davacı ile imzaladığı kira sözleşmesinin 3-1.12.2005 tarihinde hitam bulmasından sonra, sözleşmenin son bulduğunu belirterek, Davacıya evi teslim etmiş değildir. Ev babası ve ailesi tarafından kullanılmaya devam edilmiş, kira 31.12.2005 tarihinden önce ödendiği şekilde Davacıya ödenilmiştir. Bu şar-tlarda, Davalı No.1'in, Davacı ile imzaladığı kira sözleşmesinden doğan mükellefiyetlerden kurtulduğunun kabul edilmesine imkan yoktur. Davalı No.1'in konu evde ikamet etmediği nedeniyle Davacının kiracısı olamayacağı ve bu durumda kira ödemesine gerek olm-adığı doğrultusundaki Bidayet Mahkemesi kararı hatalıdır. Prensip, evin mal sahibine boş teslim edilmesine veya başka bir kişi ile Yargıtay/Hukuk 84/97'de ifade edildiği gibi, yeni yazılı veya sözlü bir sözleşme yapılmasına veya doğduğunun kabul edilmesine- kadar kiracı ve/veya yasal kiracının sorumlulukları devam ettiği yönündedir.

Bidayet Mahkemesi, Davacı ile Süleyman Bozdağ arasında yeni bir sözleşme meydana gelip gelmediği ile ilgili herhangi bir bulgu yapmış değildir. Bidayet Mahkemesi, istinaf- olması ihtimaline karşı, huzurundaki tüm iddiaları değerlendirip bulgu yapması gerektiği halde, sadece Davalı No.1'in, talep edilen kiralardan sorumlu olamayacağına karar vermiş, Davacı ile Süleyman Bozdağ arasında yeni bir sözleşme doğup doğmadığını ince-lemediği gibi, Ağustos 2008'e kadar her yıl, kira bedelinin artıp artmadığını da incelememiş ve bu konuda da bulgu yapmamıştır.

Davalı No.1, Müdafaa Takririnde, Davacı ve Süleyman Bozdağ arasında yeni bir kira münasebeti doğduğunu ileri sürmüş olmas-ına rağmen, Bidayet Mahkemesi bu konuyu incelememiştir. Bu konu ile ilgili Bidayet Mahkemesi huzurundaki şahadete bakıldığı zaman, Davacının şahadetinde, açıkça, 2004 yılında evi Davalıların babası Süleyman Bozdağ'a kiraladığını belirtmekle birlikte, daha -sonra Süleyman Bozdağ ile muhatap olmak istemediği için, Davalıların kabulü ile, kira mukavelesini Davalı No.1'in kiracı, Davalı No.2'nin ise kefil olarak imzaladıkları, kendisinin hiçbir şekilde Süleyman Bozdağ ile muhatap olmayı kabul etmediği görülür. D-avacının şahadetinden, kesinlikle Süleyman Bozdağ ile muhatap olmak istemediği ve Süleyman Bozdağ ile sözleşme yapmayı kabul etmediği anlaşılmaktadır. Davacı, Süleyman Bozdağ'ın evinde ikamet ettiğini bilmekle beraber, kiracı olarak Davalı No. 1'i, kefil o-larak da Davalı No.2'yi kabul etmiştir. Bu şahadetten, Davacı ile Süleyman Bozdağ arasında 1 Ocak 2006 tarihi itibarıyla yeni bir kira sözleşmesi meydana geldiğini kabul etmeye olanak yoktur.

Davalı No.1, şahadetinde, Müdafaa Takririnde olduğu gibi-, babasının çalışma izni olmadığı için emare sözleşmeyi kendisinin imzaladığını, esasen kiracının babası olduğunu ileri sürmüşse de, Davalı No.1 Avukatı bu yönde Davacıyı istintak etmemiştir. Davalı No.1 sözleşmeyi babası adına imzaladığını söylemektedir. -Halbuki Emare No.1 sözleşmeye bakıldığı zaman, sözleşmeyi Davalı No.1'in şahsen imzaladığı görülmektedir.

Yasal mevzuat, bir kira ilişkisinin sona ermesi için, evin tahliye edilip boş olarak davacıya teslim edilmesini veya taraflar arasında anlaşılar-ak sözleşmenin bitirilmesini veya mal sahibi ile evde oturan kişiler arasında yeni bir kira mukavelesinin imzalanmasını veya taraflar arasında sözlü bir mukavelenin ortaya çıktığının kabul edilmesini gerektirir. Davacı, şahadetinde, kesinlikle Süleyman Boz-dağ ile muhatap olmayı kabul etmediğini söylemiştir. Davalılar, bu şahadete karşı Süleyman Bozdağ'ı şahadete çağırmamışlar-dır. Bidayet Mahkemesinin huzurundaki tüm şahadet ışığında, Davacı ile Süleyman Bozdağ arasında yeni bir kira ilişkisinin oluştuğunu -gösterecek şahadet bulunmadığı kabul edilmelidir. Dava konusu ev tahliye edilip, Davacıya 1.1.2006 tarihinde teslim edilmediği cihetle, 1.1.2005 tarihli kira sözleşmesi bittikten sonra, Davalı No.1'in, Ağustos 2008 tarihinde evi boş olarak Davacıya teslim -edene kadar, Davalı No.1'in Davacıya karşı, ödenmeyen kiralardan sorumlu olduğu kabul edilmelidir.

Davalı No.1'in ödemekle mükellef olduğu kira miktarı nedir? Emare No.1 sözleşmeye göre evin kirası ayda 350 YTL idi. Davacı bu kiranın 2006 yılında 400 YTL-, 2007 yılında ise 500 YTL olduğunu iddia etmiş ve bu doğrultuda şahadet vermiştir.

Bidayet Mahkemesi kararında (Mavi 96), Davalı No.1'in dava konusu evden Ekim-Kasım 2005'de ayrıldığını kabul ettikten sonra, 'Davacının Davalı No.1 ile 2005 yılından sonr-a anlaşma yaptığı yönündeki iddiasını da ispat edemediğini' kabul etmiştir.

İstinaf Eden Davacının, Davalı No.1'in ödemesi gereken kira miktarında 2006-2007 yılları bakımından artış olduğu iddiasını kabul etmeyen Bidayet Mahkemesinin, bu bulgusuna karşı -dosyaladığı spesifik bir istinaf sebebi yoktur. Bu durumda, Davalı No.1'in kira ödeme mükellefiyetinin devam ettiği süreçte, kira miktarının artıp artmadığı konusunu, Yargıtay olarak incelememiz mümkün değildir. Davalı No.1'in evin tahliye tarihine kadar D-avacıya ödemesi gereken kiranın, mukavelede yer alan 350 TL olduğu kabul edilmelidir.

Bu durumda, Davalı No.1'in Davacıya eksik ödediği iddia edilen kira miktarları saptanmalıdır. Davacı, Davalı No.1'in 2006 yılı için 3,000 TL ödediğini kabul etmekte-dir. 2007 yılında ise ayda 500 YTL'den 3,500 YTL borcu kaldığı iddiasını ileri sürmüştür. Bu iddia, 12 ay için 500 YTL'den toplam 6,000 YTL ödemesini talep eden Davacıya, 2,500 YTL'nin ödendiğini göstermektedir. Bu durumda, Davacıya 2006 ve 2007 için topla-m 5,500 YTL ödenmiş bulunmaktadır. 1.1.2006-31.8.2008'e kadarki süre için ayda 350 YTL'den Davalı No.1'in ödemesi gereken kira miktarı (32x350)= 11,200 YTL'dir. 5,500 YTL ödenmiş oılduğundan, Davalı No.1'in, Davacıya, halen 5,700 YTL kira borcu bulunduğu k-abul edilmelidir.

Netice itibarıyla, Bidayet Mahkemesinin huzurundaki tüm şahadet ışığında, Davalı No.1 tarafından imzalanan ve 1 yıl geçerli olan kira sözleşmesinin hitamından sonra, Davalı No.1'in konu evi tahliye edip boş olarak Davacıya teslim et-mediği, bu durumda evin ailesinin tasarrufunda bulunmaya devam ettiği süre için, Davacıya karşı kira ödemekle sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerekir. Davalı No.1'in, kira ödemeden sorumlu kabul edilmesi için, konu evde şahsen ikamet etme gereksinimi yokt-ur. Dava konusu evin boş olarak Davacıya teslim edilmesine kadar veya Davacı ile Davalı No.1 dışında bir kişi arasında yeni bir sözleşme oluşmasına kadar, Davalı No.1 Davacıya karşı sorumluluğundan kurtulmamaktadır. Dolayısıyla, Davacının talep ettiği eksi-k kiradan Davalı No.1'in sorumlu olduğu kabul edilmelidir.

Netice itibarıyla, İstinaf Eden istinafında muvaffak olur. Bidayet Mahkemesinin, Davalı No.1 aleyhindeki davasını Davacının ispat edemediği yönündeki bulgusu neticesinde, Davacının Davalı No.-1 aleyhindeki davasını ret ve iptal eden 14.6.2010 tarihli kararı hatalıdır. Bu karar iptal edilir ve aşağıdaki şekilde değiştirilir:

"Davacı lehine ve Davalı No.1 aleyhine 5,700 Türk Lirası için hüküm verilir. Davalı No.1'in bu meblağ üzerinden hüküm ta-rihi itibarıyla yasal faiz ödemesine emir verilir. Dava masrafları Davalı No.1 aleyhine verilir."

İstinaf masrafları, İstinaf Eden lehine verilir.




Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç - Yargıç


6 Ağustos 2013










10






Full & Egal Universal Law Academy