Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 84/2011 Dava No 11/2015 Karar Tarihi 13.04.2015
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 84/2011 Dava No 11/2015 Karar Tarihi 13.04.2015
Numara: 84/2011
Dava No: 11/2015
Taraflar: Melih Ergüven ve diğerleri ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu arasında
Konu: Borç senedi ve ipoteğe dayanan alacak - İpotekli malların aleni müzayede ile satış talebi - Zamanaşımı - Borç senedinin 6 yıllık, ipoteğin ise 15 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmaları - Müşteri-Banka ilikisi - Bankanın müsteri hesaplarına el koyma (lien) hakkı - Hesap aktarımları - Hesap aktarımlarında müşterinin yazılı veya sözlü onayının alınması gereği.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 13.04.2015

-D.11/2015 Yargıtay/Hukuk No: 84/2011
(Lefkoşa Dava No: 5633/2007)


Yüksek Mahkeme Huzurunda.



Mahkeme Heyeti : Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu



İstinaf eden : 1. Melih Ergüven, Alayköy - Le-fkoşa.
2. Nilgün Ergüven, Alayköy - Lefkoşa.
3. Mustafa Ergüven, Alayköy - Lefkoşa.
(Davalılar)

ile


Aleyhine istinaf edilen : Tasar-ruf Mevduatı Sigorta Fonu c/o KKTC
Merkez Bankası, Lefkoşa.
(Davacı)


A r a s ı n d a.



İstinaf eden namına : Avukat Ezer Özsoy adına Avukat Ongun
- Talat hazır.
Aleyhine istinaf edilen namına : Avukat Salih Murat Çağdaşer
hazır.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Bertan Özerdağ'ın 5633/2007 sayılı davada, 31.5.2011 tarihinde verdiği karara kar-şı, Davalı No.1 ve 2 tarafından yapılan istinaftır.



K A R A R


Hüseyin Besimoğlu : Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.

Ahmet Kalkan : Lefkoşa Kaza Mahkemesi, 31.5.2011 tarihinde, Davacı lehine ve -Davalılar No.1 ve 2 aleyhine 115,219.84 stg meblağ, hükümde öngörüldüğü gibi %17.5 nispetinde faiz, Davalı No.1 adına kayıtlı, Emare No.2 İpoteğe konu taşınmaz malın, aleni müzayede ile satışı ve 5000 TL dava masrafı için hüküm vermiş, Davalı No.1 ve 2'nin- mukabil davalarını reddetmiştir. Bunun üzerine, Davalı No.1 ve 2 hükme karşı istinaf, Davacı ise mukabil istinaf dosyalamıştır.


İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

İstinaf ile ilgili olgular özetle şöyledir.

Bundan böyle İstinaf Eden sadece Davalılar No.1 ve- 2, Aleyhine İstinaf Edilen ise Davacı olarak anılacaktır.

Davacı, KKTC Merkez Bankasının 31.3.2002 tarih ve 473 sayılı kararı ile Kıbrıs Endüstri Bankası Ltd.in yönetimini devralarak mevduat sahiplerini ödediği ve diğer yükümlülüklerini yerine getirdiği- gerekçesiyle, Kıbrıs Endüstri Bankası Ltd.in alacaklarını temlik alan sıfatıyla, Davalılar aleyhine 12.12.2007 tarihinde istinafa konu davayı dosyaladı.

Davalı No.3 aleyhindeki dava, 12.12.2008 tarihinde, tebliğ olmadığından ret ve iptal edildi.

Daval-ılar No.1 ve 2, 23.5.2008 tarihinde, davaya karşı müdafaa ve mukabil dava; Davacı ise 19.11.2009 tarihinde, müdafaaya cevap ve mukabil davaya müdafaa dosyaladı.

21.12.2010 tarihinden itibaren taraflar karşılıklı tadilat talebinde bulundular. Layihaların- teatisi, tadilatlardan sonra 30.3.2011 tarihinde tamamlandı.

Davacı davasında, özetle; Davalı No.1'in takriben 27.2.1998 tarihinde, mersum ve/veya alelade bir borç senedi ile Kıbrıs Endüstri Bankası Ltd.den ilk talepte ödenmek üzere, 3 ayda bir kapitali-ze yıllık %17.5 faizi ile birlikte ödenmek üzere 50,000 sterlin borç para aldığını, Davalı No.2 ve 3'ün bu borca kefil olduklarını ve talep takririnde tafsilatı verilen Davalı No.1 adına kayıtlı taşınmaz malın mezkur borca karşılık ipotek edildiğini, Daval-ı No.1'in bu meblağı banka nezdindeki cari hesabında kullandığını, 31.12.2000 tarihi itibarı ile borcun 116,174.84 stg olduğunu ileri sürerek, bu miktar üzerinden hüküm talep etti.

Davalılar No.1 ve 2, dosyaladıkları müdafaa takriri ve mukabil talepte, D-avacının iddialarını reddederek, Davacının, Davalı No.1'in cari hesabından yetkisizce para çekerek limit aşımına sebep olduğunu, Davalıların Davacıya borçları olmadığını, Davalı No.1'in 5 ayrı hesabında bulunan toplam 93,299,066,047 TL tutarındaki mevduatı-na haksızca el koyduğunu belirterek, bu miktarın faizleri ile birlikte ödenmesini talep ettiler.

Davacı, müdafaaya cevap ve mukabil davaya müdafaa takririnde, Davalıların iddialarını reddederek, mevduatların Davalıların borçlarına mahsup edildiğini ileri- sürdü.

Davayı dinleyen Alt Mahkemenin bulgularına göre olgular şöyledir:

Davalı No.1, 27 Şubat 1998 tarihli Emare No.1 Borç Senedini imzaladı.

Davalı No.1, Emare No.1 Borç Senedini imzaladıktan sonra, Emare No.2 167/98 sayılı İpotek Takrirnamesini imz-alayarak, adına kayıtlı Lefkoşa Alayköy'de, Koçan No.8, Pafta/Harita No.XXI/43.W.1. Parsel No.K 762'de kain 18 dönüm, 2 evlek 1500 ayakkareden müteşekkil taşınmaz mal ile yine aynı yerde, Koçan No.9, Pafta/Harita No.XXI/43.W.1, Parsel No.K 764'de kain 2 dö-nüm 2 evlek 2600 ayakkareden müteşekkil taşınmaz mallarını borca karşılık teminat gösterdi.

Davalı No.1, Emare No.1 Borç Senedine göre Davacıdan 50,000 stg borçlandı. Davalı mezkur borcunu, 27.2.1998 tarihinden itibaren %17.50 nispetindeki faizi ile birl-ikte her yılın Mart, Haziran, Eylül ve Aralık ayları sonunda ana paraya eklenecek şekilde ilk talepte ödeyecek, yapılan ödemeler öncelikle faizlere mahsup edilecekti.

Davalı No.2 mezkûr Borç Senedi ve İpotek Senedini kefil sıfatıyla imzaladı.

Davalı No.-1'in aynı dönemde, Kıbrıs Endüstri Bankası nezdinde 40256 No.lu sterlin cari hesabı vardı ve bu hesaptan çalışıyordu (Emare No.4).

Davalı No.1, 2.3.1998 tarihli yazı ile, Bankanın Ergüven Tavukçuluk Ltd.in 1892 No.lu hesabına, 40256 No.lu cari hesaptan n-akit transfer yapmasına izin ve yetki verdi(Emare No.3).

Banka hesap ekstrelerini alıp inceleyen, kontrol eden itiraz etmeyen ve Kıbrıs Endüstri Bankası Ltd. ile çalışmaya devam eden Davalı No.1, hesaplardaki işlemleri kabul etti.

Davalı No.1'in yazıl-ı talimatı ile yapılan havale işlemleri geçerli ve Davalı No.1'i bağlayıcı banka işlemleridir.

Davalı No.1'in, Kıbrıs Endüstri Bankası Ltd. nezdinde bulunan 8548,8749,9007 ve 8640 No.lu 4 adet mevduat hesabının varlığı ispatlanırken, 8563 No.lu mevduatın- varlığı ispatlanamadı.

Davalı No.1'e ait mevduat hesaplarının başka borçlara tahsis edildiği ispatlanamadı.

Davalı No.1'in mevduatlara dayalı talebi, Fasıl 15 Zamanaşımı Yasası'nın 3(ç) maddesine göre 6 yıl içerisinde yapılmadığından zamanaşımına uğra-dı.

Alt Mahkeme, yukarıdaki olgular ışığında Davacı lehine Davalılar aleyhine, başlangıçta belirttiğimiz gibi hüküm verirken, Davalı No.1 ve 2'nin mukabil taleplerini ise reddetti.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Alt Mahkemenin hükmüne karşı istinaf dosyalayan Dava-lı No.1 ve 2'nin istinaf ihbarnamesinde 3 istinaf sebebi olmasına rağmen, Davalılar Avukatı, 2 istinaf sebebi üzerinde durdu. İstinaf ihbarnamesinde gerekçeleri ile birlikte yer alan bu istinaf sebeplerinin ana başlığı şöyledir:

Muhterem Bidayet Mahkemesi-, işbu istinafa konu 31.5.2011 tarihli kararında, Davalılar tarafından dosyalanan Mukabil Talep Takriri gereğince hüküm ve/veya emir vermemekle ve/veya Davalıların Mukabil Talep Takririndeki taleplerini reddetmekle hata etmiştir.
Muhterem Bidayet Mahkemes-i, Davacı lehine ve Davalılar aleyhine işbu istinafa konu kararındaki meblağ ve/veya faiz ve/veya ipotekli malların aleni müzayede yoluyla satışı yönünde emir ve/veya hüküm vermekle hata etmiştir.


Davacı ise Alt Mahkemenin hükmüne karşı mukabil istinaf- dosyalayarak, Alt Mahkemenin, Davalı No.1'in mevduatlarına faiz ödenmesi gerektiği ile ilgili bulgusunun hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Davacının mukabil istinaf sebebini tek başlık altında inceleyeceğiz.


TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

Davalı No.1- ve 2 Avukatı istinaftaki hitabında, özetle: Alt Mahkemenin Davalı No.1'e ait 5 adet mevduat hesabı olmasına rağmen 4'ünün ispat edildiği bulgusuna varmakla hata ettiğini, layihalarda zamanaşımı iddiası yapılmamasına rağmen mevduat ile ilgili taleplerinin -zamanaşımına uğradığı bulgusu yapılmasının hatalı olduğunu, varlığı ispatlanan mevduat hesaplarındaki paranın faizleri ile birlikte Davalı No.1'e ödenmesi gerektiğini, Davacının taleplerinin haksız olduğunu, limit aşımı yetkisi verilmemesine rağmen limit a-şımına gidildiğini, emare borç senedi karşılığında nakit para ödenmediğini, Davacının hukuken kabul edilmemesi gereken şahadet ibraz ettiğini, Alt Mahkemenin bu şahadeti dikkate alarak davanın ispatlandığı bulgusu yapmakla hata ettiğini, mevcut gerçekler ı-şığında istinaflarının kabulü gerektiğini ileri sürmüştür.

Davacı Avukatı ise hitabında, özetle: Davalıların, emare borç senedi, hesap özeti ve ipotek takrirnamelerini imzalamış olduklarını, bunu duruşmada kabul ettiklerini, Davacının davasını ispat ett-iğine ilişkin bulguda hata olmadığını, Alt Mahkemenin zamanaşımı bulgusunda hata yapıp yapmadığını Yargıtayın belirleyeceğini, bu konuda takdiri mahkemeye bıraktığını, mevduatlardan 8563 No.lu hesabın Davalı No.1'in borcuna mahsup edildiğini, Bankanın bunu- yapma hakkı olduğunu, Alt Mahkemenin, hesap cüzdanlarındaki paranın hesap cüzdanlarındaki faiz üzerinden ödenmesi bulgusunun hatalı olduğunu, Bankanın 2002 yılında TMSF'ye devredildiğini, Davalı No.1'in mevduatını 2008 yılında aleyhine dava açılması ile t-alep ettiğini ve mevduatlardaki faizin uygulanabilir olmadığını iddia ederek, istinafın reddini talep etmiştir.

İNCELEME:

İstinaf sebepleri başlığı altında istinaf sebeplerini izah ederken Davalının istinaf sebeplerini iki başlık altında, Davacının mu-kabil istinaf sebebini ise tek başlık altında inceleyeceğimizi belirtmiştik.

Bu istinaftaki olguları dikkate aldığımızda, taraflar arasındaki ihtilafa bağlı olarak, banka - müşteri ilişkisi, borç senedi, cari hesap ve mevduat hesaplarının nitelik ve hu-kuki anlamlarının incelenmesi gerekeceğinden, istinaf sebeblerini tek başlık altında ele almayı uygun gördük. Buna göre:

Muhterem Alt Mahkeme, Davalılar aleyhine hüküm vermek ve mukabil talebi reddetmekle hata etti.

Tarafların iddialarını bütünsellik i-çerisinde inceleyebilmek için, öncelikle, Alt Mahkemenin Davalıların mukabil talebini reddetme sebebi olan zamanaşımı bulgusunu incelemeyi gerekli gördük.

Alt Mahkeme, kararında, zamanaşımı ile ilgili olarak şöyle demiştir:

"Davacı davasını Aralık 2-007'de dosyalamış, Davalı No.1
ve/veya Davalılar mukabil talep takririni ise, 23 Mayıs 2008'de dosyalamışlardır. Mukabil talep takririnde talep edilen mevduatların hesap tarihleri ve faiz talep edilen tarihler yukarıda belirtildiği gibi en geç Haziran 20-00 ayına tekabül etmektedir.

Mukabil talep ayrı bir dava sebebi olduğu cihetle zamanaşımı süresi hesaplanırken mukabil talep ile ilgili layihanın dosyalandığı tarih hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir.

Buna göre mukabil talep takriri ile ilgili -tarihler dikkate alındığında dava sebebi doğduktan takriben 8 yıldan kısa bir süre önce açılmıştır. Davalılar dava açmak için kendilerine yasanın tanıdığı süreyi geçirmişler, talepleri zamanaşımına uğramıştır"(Mavi 111).


Alt Mahkeme, kararında, zamanaşı-mının başlama tarihi ve başlama tarihi ile ilgili olguların esasa ilişkin olgular olduğunu ve layihalarda yer alması gerektiğini kabul etmesine rağmen, Davalılar, zamanaşımının hesaplanan tarihten itibaren başlamadığını veya daha ileri bir tarihten başlama-sı gerektiğini iddia etmediklerinden, mevduat taleplerinin zamanaşımına uğradığı sonucuna varmıştır(Mavi 112).

Dava layihalarında zamanaşımı iddiasının yer almadığı taraflarca kabul edilmektedir.

Zamanaşımının ne olduğu ayrıntılı olarak Yargıtay/Hukuk -24/2011 (D.5/2012) sayılı Yargıtay kararında anlatılmış ve Anayasa Mahkemesinin 13/77 sayılı kararından atıfla şöyle denmiştir:


"Hukuk davalarında davalı, davacının hakkının süre aşımı
nedeniyle düştüğünü müdafaasını ileri sürmediği hallerde davacı dav-alı aleyhine hüküm alabilir. Mahkemeler bu gibi davalarda süre aşımını resen nazarı itibara almazlar."


Görülebileceği gibi zamanaşımının dikkate alınabilmesi için, karşı tarafın talebinin zamanaşımına uğradığını ileri süren tarafın bunu müdafaasında açı-kça ileri sürmesi gerekmektedir. Layihalarda ihtilâf konusu yapılmayan zamanaşımı iddiasını, mahkeme, hak düşürücü süre gibi resen dikkate alıp değerlendiremez.

Zamanaşımının müdafaa takririnde ileri sürüldüğü hallerde ise, bu iddiayı bertaraf etmek istey-en tarafın, talebinin zamanaşımına uğramadığını ileri sürmesi gerektiği Yargıtay/Hukuk 65/2009 D.31/2012'de açıkça belirtilmiştir. Konu kararda şöyle denmiştir:

"Zamanaşımı müdafaasını ortadan kaldırmak isteyen tarafın
buna spesifik olarak layihasında -yer vermesi gerekir. Talebinin zamanaşımına tabi olmadığına talep takririnde yer verilmediği takdirde, müdafaa takririnde dava konusunun zamanaşımına uğradığı müdafaası yapılması halinde, Davacının müdafaaya cevap layihasında açık bir şekilde talebinin zam-anaşımına tabi olmadığını belirtmesi gerekir"(sayfa 8).


Alt Mahkeme, kararında, Yargıtay/Hukuk 65/2009 D.31/2002'de ifade edilen prensibi Bullen and Leake Jacobs Precendents of Pleadings adlı eserinin 12. baskı sayfa 193'ten iktibasla, Davalıların mev-duat ile ilgili mukabil taleplerinin zamanaşımına uğramadığını iddia etmedikleri nedeniyle, mukabil talep takririndeki taleplerinin zamanaşımına uğradığı sonucuna ulaşmıştır.

Herşeyden önce, Davalıların mukabil talebinin zamanaşımı müdafaası bakımından k-usurlu olduğu sonucuna ulaşabilmek için Davacının, Davalıların mukabil taleplerine karşı zamanaşımı defini ileri sürmesi gerekmektedir. Davacı, Davalılar No.1 ve 2'nin mukabil taleplerine karşı zamanaşımı iddiasını müdafaa olarak ileri sürmediğinden, Daval-ıların mukabil talebe müdafaada kendi taleplerinin zamanaşımına uğramadığı veya belirtilen tarihte uğramadığı iddiasını yapmalarına gerek yoktu. Mevcut gerçekler ışığında, Alt Mahkeme, layihalarda ihtilaf konusu yapılmamış zamanaşımı konusunu hitaplardaki -beyanlar tahtında ele alıp incelemek ve Davalılar No.1 ve No.2'nin mukabil taleplerinin zamanaşımına uğradığı bulgusunu yaparak, mukabil talebi ret ve iptal etmekle hata etmiştir.

Alt Mahkemenin zamanaşımı nedeniyle Davalıların mukabil davasını reddetmes-inin hatalı olduğu sonucuna ulaştıktan sonra dava ve mukabil davadaki iddia ve talepleri birlikte değerlendireceğimizden, bu safhada, müşteri-banka ilişkisi, cari hesap, hesaplara para aktarımı ve hesapların birleştirilmesi konusuna değinmeyi uygun gördük.-

Davacı davasında, Davalı No.1'in Emare No.1 Borç Senedi ve ipotek işlemlerini gerçekleştirdikten sonra borçlandığı miktarları cari hesaplarında kullandığı iddiasını yaptığına göre, öncelikle cari hesabın niteliği üzerinde durmamız gerekir.

Ross Cranst-on'un Principles of Banking Law adlı eserinin 171. sayfasında cari hesap şu şekilde anlatılmaktadır:


"Current Account:
Bank accounts have varying characteristics. The most
basic account is the savings account.Savings accounts cannot be overdrawn and- generally notice has to be given of withdrawal. Current accounts are payable on demand, either by withdrawal or by the customer instructing the bank to make payment to a third party. They can be overdrawn, by way of overdraft."


Bu alıntıdan görülebilec-eği gibi banka hesapları çeşitlilik arzetmektedir. Mevduat (tasarruf) hesaplarında mevduat üzerinde çekim yapılamazken, cari hesaplarda talep üzerine veya çekimle veya müşterinin talimatı ile 3. kişilere ödeme yapmak suretiyle, limite göre, bankadaki mevdu-atın üzerinde çekim yapılabilmektedir.


Cari hesaplarda müşteri ile banka arasındaki ilişki alacaklı-borçlu ilişkisidir. Bu konuda aynı eserin aynı sayfasının 2. paragrafında şöyle denmiştir:

"The relationship between customer and bank in relation to
-the current account is fundamantally that of creditor
and debtor."


Bankacılığın sistemi gereği overdraft hesaplar, müşterinin emri ya da talimatıyla bankanın ödemesi şeklinde çalışmaktadır. Taraflar arasında böyle bir anlaşmanın olması halinde, bankan-ın gerekli ödemeyi yapması görevidir. Gerekli ödemenin yapılmaması sorumluluğu gerektirecek bir sonuç doğurabilir.

Bu konuda aynı eserde şöyle denmektedir:

-"Moreover, a bank has a duty to effect payment on the
order of the customer. There are many decisions where banks have been held liable for wrongful dishonour-for not paying a customer's cheque - but these are simply illustrative of the principle that ba-nks have a contractual duty to pay on demand when they hold a customer's current account.(Bkz 172)

-
Cari hesap, müşteri ve banka arasında akdi bir işlemdir. Yukarıdaki iktibaslardan görülebileceği gibi, mevduat üzerinde para çe-kilebilmesi için müşterinin talimatı veya talebi gerekmektedir. Bununla birlikte, bankanın müşterisinin birden fazla hesabı olması halinde, borç-alacak ayarlaması yapmak için hesapların birleştirilmesi mümkün olabilir.

Bu hususta aynı eserin 176. sayfası-nda, Combination of Accounts başlığı altında şöyle denmektedir:

"The common law confers on banks a privilege not available
to a customer's other creditors-the right of combination. This enables it to apply a credit balance in favour of the customer on -any account against a debit balance on the customer's other accounts with the bank. A bank can thus recoup itself without any thought of litigation. The bank must give notice, for until the customer knows that the right is to be exercised it is entitled to- have its payment orders effected."



Buna göre, Common Law ile bankalara verilen bu imtiyaz, müşterinin diğer alacaklılarının- birleştirme haklarını kapsamaz. Bu hak bankalara müşterilerin diğer hesaplarından borçlu hesabını ayarlama yetkisini vermekte, böylece bankanın herhangi bir davalaşmaya maruz kalmadan kendi alacağını alma olanağı yaratılmaktadır. Müşterinin ödeme emirler-ini etkilememesi için, banka bu hakkını kullanacağında müşterisi haberdar edilmelidir.

Müşteri - banka ilişkisinin daha iyi anlaşılabilmesi için Halesowen Presswork and Assemblies Ltd v Westminister Bank Ltd. davasında konan prensiplere atıfta bulunmak is-tiyoruz:


A banker right of lien arose whenever a customer was indepted to a banker as a banker on the customer's general balance of account and lien continued so long as the customer remained so indepted.
if a banker agreed with his customer to open tw-o or more accounts the banker had, by virtue of his lien, the right to more either assets of liabilities from one account to the other without the customer's consent, unless the banker had expressly or impliedly agreed with his customer that he would not d-o so, whether for a limited or for an indefinite period or such period as the banker/customer relationship subsisted." (All England Law Reports 1970 (1) sayfa 33).


Anlaşılacağı gibi, bankanın müşterinin hesapları üzerindeki el koyma (lien) hakkı, müşteri-si borçlu olduğu zaman doğmaktadır. Keza banka, müşterisi ile anlaşıp birden fazla hesap açması halinde, bankanın lien hakkı kapsamında bir hesaptan diğer hesaba müşterinin rızası olmadan aktarma yapma yetkisi vardır. Meğer ki, taraflar arasında bunun yapı-lamayacağına ilişkin açık veya zımni anlaşma olsun.

Buraya kadar belirtilenler, banka-müşteri ilişkisinde müşterinin kendi mevduat ve borçları ile ilgili bankaya tanınan yetkileri kapsamaktadır. Banka-müşteri ilişkilerinde, müşterinin cari hesapları aras-ındaki transferler bu kapsamda değildir. Bu tür transferlerde müşterinin yazılı veya sözlü talimatı veya onayı gerekmektedir.

Bir bankanın hangi hallerde müşterisine ait bir hesaptan başka şahısların hesap veya borçlarına para aktarılacağı hususu ise, Ya-rgıtay/Hukuk 2/89 sayılı içtihat kararında belirlenmiştir. Konu kararda kişiler arasındaki hesap aktarmaları ile ilgili şöyle denmektedir:


"Elbette ki belirli bir miktar para fiili olarak el
değiştirmeden bir hesaptan bir hesaba aktarılabilir ve bu iş-lemler kağıt üzerinde görülse bile bu işlemin geçerliliğine halel gelmez, yeter ki aktarma işlemine ilgili şahıs ve şahıslar rıza göstersin veya bu doğrultuda talimat versin."


Aynı kararda değişik kişilerin hesapları ile ilgili şöyle denmiştir.

"Bir k-işinin-ki bu tüzel kişi de olabilir-birkaç hesabı
varsa bir hesaptan diğer hesaba aktarmalar şifahi direktifle de yapılabilir. Ancak aktarmalar değişik kişilerin hesaplarına yapılacaksa talimat yazılı olur."


Tarafların istinaf sebeplerini, yasal mevzua-t ve bankacılık kuralları ışığında inceleyip değerlendirdik.

Davalılar Avukatı hitabında, Davacının emare olarak sunduğu belgelerin düzenleyenler tarafından ibraz edilmediğini, istintak haklarının engellendiğini, bu nedenle bu emarelerin kabul edilebilir- nitelikte olmadığını ileri sürmüştür.

Alt Mahkeme konu belgelerin ibrazına izin verirken, Davalılar Avukatının iddialarını, bankacılık belgelerinin niteliklerine istinaden reddetmiştir. Davalı No.1, Emare No.1 Borç Senedini ve Emare No.2 İpotek Takrirna-mesini Davalı No.2 ile birlikte imzaladıklarını ve Emare No.3 talimat ile 40256 No.lu cari hesabından 1892 No.lu hesabına para aktarılmasına yetki verdiğini şahadetinde kabul etmiştir. Buna göre, Alt Mahkeme, Emare No.1 ve 2 Borç Senedi ve İpotek Takrirnam-esini kabul etmekle hata etmemiştir.

Davacının talep takriri dikkatlice incelendiğinde, 2. paragrafta, Davalı No.1'in borçlanılan miktarı Kıbrıs Endüstri Bankası Ltd. nezdindeki cari ve/veya çek hesabında kullandığını iddia ettiği açıkça görülmektedir. -

Anlaşılacağı gibi, Davalı No.1 ve 2 aleyhine açılan dava sadece Emare No.1 Borç Senedine dayandırılmamış, Davalı No.1'in cari hesabına aktarılan ve Davalı No.1'in kullandığı kredilere de istinat ettirilmiştir.

Davalı No.1 tarafından düzenlenmiş Emare- No.3 talimat belgesinde, Davalı No.1'in, 40256 No.lu hesabından Ergüven Tavukçuluk Ltd.'in 1892 No.lu hesabına nakit transfer yapma yetkisi verdiği açık surette ortadadır.

Alt Mahkemeye sunulan Emare No.4 ekstreler, Davalı No.1'e ait 40256 No.lu cari he-saba aittir. 40256 No.lu cari hesabın Davalı No.1'e ait olduğu mevcut şahadetle ispatlanmıştır. Buna göre, Emare No.1 Borç Senedinde belirtilen miktarın yazılı veya sözlü talimat doğrultusunda veya Davalı No.1'in rıza veya onayı ile cari hesabına alacak -olarak aktarılması borçlanma için yeterli olup, paranın nakten Davalıların eline verilmesine gerek yoktur.

Emare No.4 ekstreye göre, 13.4.1998 tarihinde 50,000 stg, Davalı No.1'in 40256 No.lu cari hesabına aktarılmıştır.

Bu olguya göre, Alt Mahkemeni-n, Davalı No.1'in senet tarihinde mezkur meblağı nakden aldığı yazmasına rağmen, Davalı No.1'in rıza ve onayı ile cari hesabına aktarılan meblağı 13.4.1998 tarihi itibarıyla aldığı ve 50,000stg borçlanmış olduğu bulgusunda hata yoktur.

Davalı No.1 cari -hesabında limit artırımına gidilmesine yetki vermediğini iddia etmiş olsa da, sürekli olarak kontrol ettiği hesaplarda dönem dönem limiti aştığı ve bu paraları kullandığı emareler ile sabit olduğundan, bu iddiasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

Bunun-la birlikte, Davacı Tanığı No.1 Elif Bostancıoğlu'nun şahadetine göre, 31.12.2000 tarihi itibarıyla görünen bakiye borç miktarı, limit aşımından ziyade, faizlerin işlenmesinden kaynaklanmıştır.

Borçlular ve kefilleri, borçlandıkları miktarları faizleri i-le birlikte ödemekle yükümlüdürler. Bu rakamın faizleri ile birlikte borçlanılan rakamın üzerine çıkması borçluları sorumluluktan kurtarmaz. Bu sonuçtan hareket ettiğimizde, Alt Mahkemenin, "Davalıların iddialarının doğru kabul edilmesi halinde hiçbir bank-a veya alacaklı verdiği kredinin üzerinde bir rakamı veya faizi borçludan alması mümkün olmayacaktı. Belirtilenler ışığında bu safhada limit aşımı olduğu cihetle Davacının Davalıların hesabına kaydettikleri borcun 50,000stg üzerinde olan kısmını talep edem-eyeceklerini öngören bir emir vermenin mümkün olmadığı hususunda da bulguya varırım ve bu husustaki hesapta kısıtlayıcı emirlerin verilmesi talebini reddederim" şeklindeki bulgusunda hata olmadığı anlaşılmaktadır.

İspatlanmış olgulara göre, Davacının dav-ası bakımından, Davalıların 10.1.2001 tarihi itibarıyla 115,219.84 stg borçları olduğu bulgusunda hata olmadığı görülmekle birlikte, Davalılar aleyhine hükmedilecek miktarın belirlenebilmesi için daha önce zamanaşımı bulgusunun hatalı olduğu sonucuna vardı-ğımız mukabil dava ile ilgili iddiaları incelememiz gerekmektedir.

Davalılar mukabil taleplerinde, Kıbrıs Endüstri Bankası Ltd. nezdinde 8548,8749,9007,8640 ve 8563 No.lu mevduat hesaplarında toplam 93,299,066,047 TL tutarında paraları olduğunu, Davacın-ın bu meblağı her mevduat hesabının öngördüğü faizi ile birlikte Davalılara ödemesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir.

Alt Mahkeme, Davalı No.1'in 8548,8749,9007 ve 8640 No.lu mevduatlarının bankada mevcut olduğunun ispatladığı ancak 8563 No.lu mevduatın b-anka hesap defteri olmadığı gerekçesi ile ispat edilemediği bulgusuna varmıştır.

Davacı, mukabil davaya müdafaada, bu mevduatların Davalı No.1'in başka borçlarına tahsis edildiğini ileri sürmüştür.

Davacı Tanığı No.1 Elif Bostancıoğlu bu konuda ayrınt-ılı şahadet vermiş ve konu mevduatların sterline çevrilerek Davalının reeskont hesaplarına aktarıldığını söylemiştir.

Ayrıntılı olarak sunulan şahadet şöyledir:

"S: Peki Elif Hanım, ilgili dönemde Davalı No.1'in veya
No.2'nin ilgili ban-kada mevduatları var mıydı?
C: Evet, mevduatları vardı.
S: Nelerdi bu mevduatlar?
C: Yani bankada fona devredilirken vardı bu mevduatları. Tam olarak dönemini bilemiyorum. 4 adet mevduat hesabı görülmektedir. 8749 numaralı bir mevduat vardır ki, o sterlin-e çevrilerek 808749 numara ile 13,129 stg olarak görünmektedir kayıtlarda fona devirde. Ancak bu miktar 180120 numaralı şahsın reeskont hesabına aktarılmıştır. Ayrıca 8640 numaralı 8 milyar 612 milyon 532 bin 815 eski TL'den
S: Hangi tarihte?
C: Söyleyeyim-. 23.11.00 tarihinde 8 milyar 612 milyon 532 bin 815 eski TL bu dövize çevrilmiş 1.10.00 tarihinde 9012 sterlin karşılığı bu da şahsen 180121 ve 180123 No.lu reeskont kredi hesaplarına aktarılmıştır, bu mevduat. Ve bu hesaplar kapandı. Yine 9007 numaralı b-ir mevduatı bulunmaktaydı 23 Kasım 2000 itibarıyla. Bu da 13 milyar 454 milyon 305 bin 987 idi. Ki bunun da döviz karşılığı 14,078 sterlindir. Bu da 180123 ve 180120 numaralı dolar reeskont hesaplarına aktarılmıştır ve 8548 mevduat hesap numarası 23.11.200-0 tarihi ile 21 milyar 577 milyon 061 bin 254 eski TL. Bunun da karşılığı 22578 stg'e şahsın 180121 ve 180119 numaralı reeskont kredi hesaplarına aktarılmıştır bu mevduatlar.
S: Peki bir mevduat hesabı daha yokmuydu bu şahısların? 4 tane saydınız bize değ-il mi?
C: Evet.
.........................................................................................................................
S: Şimdi 1892 No.lu borç hesabını sormuştum size. Onu aldınız?
C: 1892 numaralı TL borç hesabına bu bahsettiğiniz 5.- mevduattan aktarma yapılmıştır.
S: Yani bir 5. mevduat daha vardır.
C: Evet 2000 yılında yapıldı bu.
S: Bunun nedir numarası? Bunun mevduat numarası nedir?
C: 8563.
S: 8563 No.lu mevduat hesabı daha vardır?
C: Evet.
S: Peki bu mevduat hesabına ne oldu -dediniz?
C: 2000 yılında bankanın fona devrinden 2 yıl önce 1892 numaralı borçlu cari hesabına aktarılmıştır.
S: Öyle gözükür evrakta sizin.
C: Evet aktarılarak o hesap da kapatılmıştır.
.........................
S: Tamam fona devirden olan bu işlemi gö-steren?
C: Herhangi bir şey yoktur elimde. Elimde birşey yoktur ona dair.
S. Yani bununla ilgili yetki verildiğiyle ilgili bir evrağınız yoktur.
C: Bununla ilgili evrağım yoktur.
S: Kaç yılındaydı bu az önce söylediğiniz 1892 No.lu hesabın kapatılması?
-C: 2 Haziran 2000
S: Banka fona ne zaman devredildiydi?
C: Mart 2002, 31 Mart 2002.
S: Peki ne kadardı burada yatırılıp kapatılan miktar?
C: 43 milyar 016 milyon 864 bin 420
S: Peki bütün bu saydığınız mevduat hesapları ile ilgili?
C: Evet.
S: Sizin bu e-vraklardan gördünüz bu mevduatların varlığını? Yani bu dava konusu borçla ilgili gördünüz?
C: Bu mevduatların varlığını Endüstri Bankasının sisteminden gördük, neyin nereye aktarıldığını.
S: Neyin nereye aktarıldığını gene ekstreler üzerinde gördünüz yani-?
C: Ekstreler üzerinde gördük tabi.(Mavi 44)


Yukarıda iktibas edilen şahadet özeti istintak esnasında sorulan sorulara karşılık verilen cevapları içermesine ve Davalı Avukatının belirtilen reeskont hesaplarının olmadığına dair iddia ileri sürmemesine -rağmen Alt Mahkeme, kararında, "Davacı, Davalı No.1'in mevduatlarını banka nezdinde bulunan diğer borçlara tahsis edildiğini ve o borçlar için kullanıldığını iddia etmiştir. Davacı olumlu iddiayı yapan taraf olarak bu iddiasını ispat etme yükümlülüğü kendi-sinde olmasına rağmen bu iddiasını ne şahadetle ne de emarelerle ispat etmeyi başaramamıştır. Davacı bu iddiasını sunacağı diğer hesaplarla ilgili ekstrelerle ortaya koyması gerekirdi ancak talep takririnde ve müdafaaya cevap layihasında bu konuda açık bir- iddia yapmamakla birlikte bu konuda şahadet de sunabilmeyi başarmamıştır" diyerek Davacının iddialarını reddetmiştir.

Müdafaaya cevap takririnde, Davalıların mevduat hesaplarının borçlarına aktarıldığının ileri sürülmesine ve yukarıda özetini verdiğimiz- şahadetin Davalı Avukatının istintak sırasındaki soruları neticesinde ortaya çıkmasına rağmen, Mahkeme şahadeti değerlendirmeden, hesapları incelemeden, bankanın yetkisini değerlendirmeden Davacının iddialarını ispatlayamadığı sonucuna varmıştır.

Bu me-selede Davacı Avukatı, Alt Mahkemenin bu bulgusunun hatalı olduğunu mukabil istinaf olarak ileri sürmedi, sadece Alt Mahkemenin mevduatlara faiz uygulanması gerektiği bulgusunun hatalı olduğunu ileri sürdü. Buna göre, Alt Mahkemenin yukarıdaki bulgusu kesi-nleşmiş oldu.

Yargıtay olarak istinaf edilmemiş bir konuda karar vermeyeceğimize göre, mevduatların akıbetini mukabil talepteki iddialar bakımından değerlendirerek, mahkemenin resen kullanılabileceği yetkiler üzerinden karara bağlamamız gerekmektedir.
-
Alt Mahkeme, Davalı No.1'in 8563 No.lu mevduatını, hesap defteri sunamadığı nedeniyle reddetmiştir. Bilindiği üzere, hesap defteri, kişinin o bankada bir hesabı olduğunu gösteren, ancak bakiye konusunda kesin delil olmayan bir belgedir.

Davacı Tanığı No-.1 Elif Bostancıoğlu, 8563 No.lu hesabın varlığını kabul etmekle birlikte, hesabın 2000 yılında, Davalı No.1'in 1892 No.lu hesabına aktarılarak kapatıldığını söylemiştir. Bunun aksini gösteren kabul edilebilir şahadet veya güncel hesap defteri bulunmadığı -gibi, mevcut şahadetin neticesi, Davalı No.1'in 1892 No.lu hesaba transfer yapılmasına yetki verdiği yönündedir. Bunun yanısıra, 1892 No.lu hesabın akıbeti bu davanın konusu değildir ve bankanın alacağını almak için hesaplarını birleştirme hakkı vardır. Me-vcut olgular ışığında, bu dava maksatları bakımından 8563 No.lu mevduat hesabının varlığından söz edilemez. Bu nedenle Alt Mahkeme farklı gerekçe ile 8563 No.lu banka mevduat hesabını reddetmekle hata etmemiştir.

Varlığı ispatlanan 8548,8749,9007 ve 8640- No.lu mevduat hesaplarına gelince....

Davacı Tanığı No.1 Elif Bostancıoğlu'nun yukarıda iktibas ettiğimiz şahadetinde belirttiği gibi, Bankanın Fona devredildiği tarihteki kayıtlara göre, mevduatlar sterline çevrilmiş olup, 8749 No.lu hesapta 13,129 stg,- 8640 No.lu hesapta 9012 stg, 9007 No.lu hesapta 14,078 stg ve 8548 No.lu hesapta 22,578 stg bulunmaktaydı.

Davalı No.1'in yukarıdaki mevduatlarının sterline çevrilmesi sonucunda hesaplarda toplam 58,797 stg tutarında para bulunduğu anlaşılmaktadır. Yine- Davacı Tanığı No.1 Elif Bostancıoğlu'nun şahadetine göre, bu işlem 23 Kasım 2000 tarihinde gerçekleşmiştir. Kısacası, Alt Mahkeme huzurundaki şahadete göre, 23 Kasım 2000 tarihi itibarıyla Davalı No.1'in mevduatındaki para sterline çevrilmiş olup, Davalı -No.1'in TL mevduatı bulunmamaktaydı.

Davalılar mevduatlardaki paralarını, defterde yazıldığı gibi TL cinsinden ve o dönemdeki yüksek faiz üzerinden talep etmektedirler.

Herşeyden önce vadeli mevduatlar aylık, 3 aylık, 6 aylık veya yıllık olmalarına gö-re vadesinde yenilenen senetlerdir. Banka Fona devredildikten sonra, Fonun senetteki faiz oranını kabul edip işlemleri uzattığına dair şahadet olmadığından, mevduatların aynı faiz oranından devam etmesi mümkün değildir. Ancak Davalıların mevduatlarına faiz- ödenip ödenmeyeceği konusuna değinmeden önce, bu mevduatların akıbetini belirlememiz gerekmektedir.

Alt Mahkeme huzurundaki emarelere göre Davalı No.1, Davacıya, hesapları arasında farklı para birimi olsa bile, döviz alımı veya satışı yaparak aktarma ye-tkisi vermiş veya bu şekilde yapılan aktarmalar bilgisine gelmesine rağmen itiraz etmemiştir(Emare No.4).

Alt Mahkemenin bulgusuna göre, konu mevduatların Davalı No.1'in başka borçlarına aktarıldığı ispatlanamamıştır. Bu durumda, Davacının 10.1.2001 tarih-i itibarıyla 115,219.84 stg alacağı olmasına rağmen, 23 Kasım 2000 tarihi itibarıyla Davalı No.1'in mevduatlarında toplam 58,797 stg tutarında parası bulunmaktaydı. Davalı No.1'in mevduatının sterline tahvil edildiği tarih ile bu davaya konu borcun hesapla-ndığı tarih arasında çok kısa bir tarih aralığı olduğundan, Davalı No.1'in mevduat hesaplarının Davacının alacağı olan hesapla birleştirilmesi halinde, Davalı No.1'in faiz kaybına uğraması söz konusu olmayacaktır.

Bankanın borçlu müşterisinin mevduatları- üzerindeki yetkileri ile ilgili daha önce belirttiğimiz hususlar ışığında, Davacının, Davalı No.1'e ait mevduatları, borçlu hesabı ile birleştirme hakkı olduğuna göre, Mahkemenin, Davacının alacağını, mevduatlardaki hesapların birleştirilmesi ve borcun ba-kiyesinin ayarlanmasından sonra ortaya çıkan rakam üzerinden belirlemesi gerekmektedir.

Tüm yukarıdakiler ışığında, Davacı, müdafaaya cevap ve mukabil talebe müdafaa takririnde, Davalıların mevduat hesaplarını borçlarının kapatılması için kullandığını i-leri sürdüğünden, Davacının alacağı, Davalı No.1'in mevduatlarının birleştirilmesi ile ortaya çıkacak bakiye üzerinden belirlenmesi gerekirdi. Buna göre Davalı No.1'in mevduatlarındaki 58,797 stg tutarındaki miktar, 40256 No.lu borç hesabı ile birleştirild-ikten sonra, Davacı lehine (115,219.84 stg - 58,797 stg) bakiye 56,422.84 stg meblağ üzerinden hüküm verilmesi gerekmektedir.


Bu sonuçtan hareketle, 1. istinaf sebebinin reddine, 2. istinaf sebebinin kısmen kabulüne ve Davacının mukabil istinafının redd-ine karar verilmesi gerekmektedir.

Davalıların, 29/2013 sayılı Borç İlişkilerinden Kaynaklanıp Tahsili Geciken ve/veya Tahsil Edilemez Hale Gelen Borçların Yapılandırılması Yasası tahtında borçlarını yapılandırma hakkı mahfuz olup, bu hususta tarafların -argümanlarını dinlemediğimiz için bu konuda tek dereceli yargılama niteliğinde karar vermemeyi uygun bulduk.


SONUÇ:


Netice itibarıyla;

Davalıların istinafı kısmen kabul edildiğinden,

Alt Mahkemenin hükmünün A paragrafının iptal edilerek miktarın -56,422.84 stg olarak düzeltilmesine;
Mukabil istinafın reddine KARAR verilir.


İstinaf masrafları, Aleyhine İstinaf Edilen/Davacı tarafından ödenecektir.




Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu
Yargıç Yargıç - Yargıç



13 Nisan, 2015











22






Full & Egal Universal Law Academy