Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 72/2008 Dava No 10/2009 Karar Tarihi 30.04.2009
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 72/2008 Dava No 10/2009 Karar Tarihi 30.04.2009
Numara: 72/2008
Dava No: 10/2009
Taraflar: KKTC Başsavcısı ile Zerrin İlkay arasında
Konu: Kira muavelesi- Binaya yapılan zarar ziyanın tazmini - Kira alacağı
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 30.04.2009

-D.10/09 Yargıtay/Hukuk No:72/2008
(Lefkoşa Dava No: 5129/2007)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Mustafa H. Özkök, Gönül Erönen,Seyit A. Bensen.

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı - Lefkoşa
(Davalı)

-ile-

Aleyhine is-tinaf edilen: Zerrin İlkay - Lefkoşa
(Davacı)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Kıdemli Savcı Gülser Akanyeti
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Kıvanç M.Rıza


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcı Nüvit Gazi'ni-n 5129/07 sayılı davada 30.6.2008 tarihinde verdiği karara karşı Davalı tarafından yapılan istinaftır.

-----------------

H Ü K Ü M

Mustafa H.Özkök: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü sayın Yargıç Gönül Erönen okuyacaktır.
Gönül Erönen: Davacı, -21.11.2007 tarihinde dosyalamış olduğu dava ile, Davalı ile yapmış olduğu Temmuz 2006 tarihli mukavele gereğince Davalının dava konusu binayı, 15.7.2006 tarihinden itibaren 1 yıl için Davacıdan kiraya aldığını ve davalının dava konusu binaya, normal kulla-nmadan mütevellit yıpranma dışında meydana gelen ve Davalının ihmal ve/veya hatasından mütevellit zararları tümüyle tazmin ve/veya tamir etmediğinden dolayı zarar ziyan ve 2 aylık kira alacağını talep etmektedir.

Davalı ise, Davacının iddia ve taleplerin-i kabul etmeyerek davanın masraflarla reddini talep etmektedir.

Davanın dinlenmesine 14.4.2008 tarihinde başlandı ve Davacı davasını isbat için (2) tanık dinletti. Davalı da müdafaa maksatları için (4) tanık çağırıp dinletti. Davanın dinlenmesi sırasınd-a Mahkemeye (5) adet emare ibraz edilmiştir.

Daha sonra taraflar Mahkemeye hitap etmişlerdir.

Mahkemeye sunulan şahadete göre taraflar arasında takriben 1992 yılından beri ve en son Temmuz 2006 tarihinde kira mukavelenamesi yapıldığı ve Davalının dava- konusu binayı 15.7.2006 tarihinden itibaren 1 yıl iş yeri (ofis) olarak kullanmak için Davacıdan kiraladığı ve mezkur bina için her ayın sonunda ödemek üzere 31.12.2006 tarihine kadar her ay için 750 sterling ve ondan sonraki her ay için de 450 sterling k-ira ödemeyi kabul ve deruhte ettiği, konu mukavelenamenin 7. paragrafına göre Davalının normal kullanmadan mütevellit yıpranma dışında mecura vuku bulacak ve kendi ihmal ve/veya hatasından mütevellit herhangi bir hasarı tazmin ve/veya tamir etmekle mükelle-f olduğu, mezkur mukavelenamenin 8. paragrafına göre de Davalının dava konusu binayı tahliye edip Davacıya teslim edeceğinde normal kullanmadan mütevellit yıpranma dışında söz konusu binayı iyi ve kullanılır bir şekilde ve her türlü pislik ve zibilden arın-dırılmış olarak teslim etmekle mükellef olacağı, 16.7.2007 tarihinde dava konusu binanın anahtarlarının Davalı tarafından Davacıya teslim edildiği ve 15.7.2007 tarihine kadar olan kira bedellerinin ödendiği, ancak kira mukavelesi tahtındaki vecibelerine uy-gun olarak eve gerekli tamirat ve bakımın yapılması için dava konusu binanın anahtarının 16.7.2007 tarihinden birkaç gün sonra Davalı tarafından geri alındığı ve bazı tamirat ve temizlik işlemleri yapıldıktan sonra Davalının dava konusu binayı 21.08.2007 t-arihinde Davacıya teslim ettiği görülmektedir.


Huzurundaki şahadeti değerlendiren Bidayet Mahkemesi Davacının talep takririnin 6( i)'den xıx'e kadar olan taleplerinde Davalıdan zarar ziyan almaya hakkı olduğu bulgusuna vararak Davacı lehine hüküm vermiş-tir. Keza talep takririnin 6. paragrafında xx talebinde ise huzurunda yeterli şahadet olmadığı kanaatine vardı. Davacının konu binada sözü edilen hasarın keşif ve değerlendirilmesi için 250 YTL ödediğinin sadece talep takririnde iddia edildiğini ancak bu k-onu ile ilgili huzurunda şahadet bulunmadığından bu husustaki Davacının talebini kanıtlanmadığı cihetle reddetmiştir.

Bunun neticesinde Bidayet Mahkemesi, Davacı lehine ve Davalı aleyhine 6200YTL zarar ziyan, 2 aylık kira bedeli olan 900 sterling veya mu-adili olan (TL) ve dava masrafları için hüküm vermiştir.

Davalı bu karardan istinaf etmiştir.

Davalı İstinaf Edenin istinaf ihbarnamesi 14 sebep içermekle birlikte Davalıyı temsil eden Savcı bunların tümünü kira ve zarar ziyan yakınmalar ile ilintili- iki başlık altında toplamıştır.

Şöyle ki:
1. Dava konusu bina Davacıya 16.7.2007 tarihinde tahliye edilerek boş olarak Davacıya teslim edilmiş olmasına rağmen bu tarihten sonra Davalının mükellefiyetleri sona ermediği hususunda Bidayet Mahkemesinin kara-rı hatalıdır.

2. Bidayet Mahkemesi, talep takririnin herhangi bir dava sebebi içermediği ve 6. paragrafındaki zarar ziyan kalemlerin de esasa ilişkin açıklama veya şahadet olmadığı halde sunulmuş olan şahadete değer vererek Davacı lehine 6200YTL tutarınd-a zarar ziyan hükmü vermekle, hata etmiştir.
Davacı Aleyhine İstinaf Edilen ise E.35 N.10 altında ihbar vererek, Bidayet Mahkemesince verilen ve istinaf konusunu teşkil eden hükmün değiştirilmesi gerektiğini iddia etmiştir. Şöyle ki: talep takririnin 7. p-aragrafında Davacı tarafından sözü edilen hasarın keşif ve tesbiti için ödenmiş olan 250YTL ile ilgili Davalı tarafından müdafaa takririnde reddedilmediği dolayısıyle kabul edilmiş addolunması gerektiği halde bu konuda da Davacı leyhine hüküm vermemekle ha-ta etmiştir.

Birçok içtihat kararlarında belirtildiği gibi şahadete verilecek değeri takdir etmek Bidayet Mahkemesinin görevidir. Tanıkları şahadet verirken yakından izleme olanağına sahip olduğundan Bidayet Mahkemesi Yargıtay'dan daha avantajlı durumda-dırlar. Bu nedenle genelde Yargıtay, Bidayet Mahkemelerinin görüş ve bulgularına müdahale etmemektedir, meğer ki bu görüş ve bulguların yanlış veya dayanaksız olduğu hususunda İstinaf Eden tarafından ikna edilmiş olsun. Bu itibarla huzurumuzdaki istinafı -incelemiş bulunuyoruz.

Huzurumuzdaki meselede Bidayet Mahkemesinin kararı incelendiği zaman huzurunda şahadet veren tanıklara ne gibi değer verdiği konusunda açıklık getirmiştir ve neden inandığı ve inanmadığı konusunda da görüşlerini belirtmiştir.

Bi-dayet Mahkemesi huzurunda verilmiş olan şahadet incelendiğinde ise bu neticeye varması için huzurunda yeterli şahadet olduğu kanaatindeyiz ve sunulan şahadete inanmaması gerektiği veya vardığı neticede yanlış yaptığı hususunda müdahalemizi gerektirecek -şekilde ikna olduğumuz söylenemez.

Bidayet Mahkemesi, kararının bir kısmında Davacıya konu bina anahtarlarının teslimi ile ilgili şöyle demiştir :
"Emare 3, 16.7.2007 tarihli Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanlığı adına Davalı tanığı No.2 Hüseyin Arifoğlu ta-rafından imzalanmış olan ve binanın anahtarlarının mal sahibinin haklarına halel gelmeksizin teslim edildiğini belirten ve Davacının da haklarına halel gelmeksizin teslim aldığına dair imza ettiği yazıdır. Emare 4 ise 21.8.2007 tarihli Kamu Hizmeti Komisyo-nu İdari İşler ve Sicil İşleri Müdürü tarafından imzalanmış olan 16.07.2007 tarihinden kısa bir süre sonra anahtarın birinin Kamu Hizmeti Komisyonun icar mukavelesi tahtındaki vecibelerine uygun olarak eve gerekli tamirat ve bakımın yapılması için geri alı-ndığını ve müştereken yapılan bir teftişten sonra ev ve anahtarın mal sahibine, eşinin huzurunda teslim edildiğini, mal sahibinin anahtarı ve evi, tamirat ve bakım ile ilgili hak ve taleplerine ve 16.7.2007'den itibaren kira ödenmesi ile ilgili hak ve tale-plerine halel gelmeksizin teslim aldığını belirten yazıdır."


Huzurundaki tüm şahadeti değerlendiren Bidayet Mahkemesi Davacıya dava konusu binanın anahtarının teslimi ile ilgili şu bulgulara varmıştır:
"Davacıya dava konusu binanın anahtarları en son 21.-8.2007 tarihinde teslim edilmiştir. Dolayısıyle Davalının 21.8.2007 tarihine kadar ödenmesi gerekli 2 aylık kirayı yani toplam 900 sterlini ödemediği ortadadır. 2 aylık kira ödendiği takdirde Davalının dava konusu binayı 15.9.2007 tarihine kadar işgalinde -bulundurabileceği düşünüldüğü zaman hasarların tamir edilebilmesi için Davacının 25 günlük bir zamanı (21.8.07'den 15.9.2007'ye kadar) olacaktı ki 25 günlük süre hasarların tamir edilebilmesi için yeterli bir süre olur inancındayım. Bu nedenle Davacıya has-arların tamir edilebilmesi için ayrıca bir aylık süre için tazminata yani 450 sterlin zarar ziyana hükmetmek uygun ve adil olmaz kanaatindeyim."


Sunulmuş olan bu şahadetten de görülebileceği gibi, Bidayet Mahkemesi haklı olarak varmış olduğu neticede, D-avalının 16.7.2007 tarihinde anahtarı teslim etmiş olmasına rağmen eve gerekli tamirat ve bakımın yapılabilmesi için de geri aldığı da görülmektedir. Bundan ötürü Bidayet Mahkemesi Davalının Davacıya konu binayı en son 21.8.2007 tarihinde teslim ettiği n-edeniyle Davacının 2 aylık kira bedelini Davacı lehine vermeyi uygun görmüştür. Bu bulguda da herhangi bir hata görmemekteyiz.
Keza Bidayet Mahkemesi, huzurunda bulunan şahadet ve talep takririnde belirtilmiş olan 1'den xıx'e kadar hasarların bulunduğu, -bu hasarların normal kullanmadan mütevellit olmayan ve Davalının ihmal ve hatasından dolayı yapılmış hasarlar olduğuna, keza bu davaya konu binadaki hasarların giderilmediğine kanaat getirerek, yani huzurundaki şahadeti değerlendirerek talep takririnin 6. -paragrafında 1'den xıx'e kadar belirtilen işlerin ve hasarların düzeltilmesi için Davacının 6200YTL almaya hak kazandığı değerlendirme ve bulgusu ile, Davacı lehine hüküm vermiştir. Bu konuda huzurundaki tanıklar tarafından sunulmuş olan şahadete inanmam-ası veya değer vermemesi gerektiği hususunda yeterli herhangi bir neden veya olgu görmemekteyiz.

Neticede, Bidayet Mahkemesinin kararına müdahalemizi gerektirecek şekilde ve nitelikte herhangi bir hatası olmadığı görüşüne vararak istinafının reddedilmesi -gerektiği görüşündeyiz.

Aleyhine İstinaf Edilenin Hukuk Usülü Nizamatları Emir 35 Nizam 10 altında vermiş olduğu ihbarı değerlendirdiğimizde ise, Bidayet Mahkemesi bu talebi reddederken şu görüşlere yer verdiğini görmekteyiz :
"Davacı, dava konusu binad-a sözü edilen hasarın keşif ve tesbiti için 250 YTL ödediğini sadece Talep Takririnde iddia etmiştir. Ancak bu hususta yani 250YTL ödeme yaptığı ile ilgili huzurumda herhangi bir şahadet bulunmamaktadır. Bu nedenle Davacının bu husustaki talebi de kanıtlan-amamıştır kanaatindeyim."

Bu konuda da herhangi bir hata görmemekteyiz. Şöyle ki : Talep Takririnde belirtilen bu talep şahadetle ortaya konulmadığı açıkca görüldüğü cihetle, Bidayet Mahkemesinin Davacı lehine varabileceği bir durum söz konusu olamazdı. -Müdafaa takririnde bu iddia ve talebin reddedilmemiş olması Davacının iddialarını şahadetle ortaya koymak ve kanıtlamakla ilgili mükellefiyetini ortadan kaldırmamaktadır. Tabiyatıyle, şahadet yokluğunda Bidayet Mahkemesi talep takririnde belirtilmiş olan b-u talebi reddetmekle hata ettiği söylenemez.

Bu nedenle Aleyhine İstinaf Edilenin yapmış olduğu hükümde değişiklik talebini de reddederiz.

Netice itibari ile yapılan istinaf reddedilir.

Meseleye has olgular neticesinde masraflarla ilgili herhangi bi-r emir verilmez.





Mustafa H. Özkök Gönül Erönen Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç



30 Nisan, 2009



7






Full & Egal Universal Law Academy