Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 7/2019 Dava No 8/2019 Karar Tarihi 19.03.2019
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 7/2019 Dava No 8/2019 Karar Tarihi 19.03.2019
Numara: 7/2019
Dava No: 8/2019
Taraflar: Ali Murat Ersoy ile Mersoy Turizm Otelcilik İşletmeleri Şirketi Ltd.ve diğerleri arasında
Konu: Özel hayatın gizliliği - kurumsal elektronik posta yazışmalarının işveren tarafından açılıp incelenmesi - davada taraf olmayan bir kişinin mahkemede şahadet verip veremeyeceği - layihaların bir parçası olmadıkça mahkemelerin tarafların hukuki argümanlarıyla bağlı olmaması
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 19.03.2019

-D. 8/2019 Yargıtay/Hukuk No:7/2019 (Girne Şirket İstida No:44/2018)


YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan, Bertan Özerdağ, Peri Hakkı


İstinaf eden : Ali Murat Ersoy, İstanbul - Türkiye.
(Müstedi)

-İle


Aleyhine istinaf edilen : No.1- Mersoy Turizm Otelcilik
İşletmeleri Şirketi Ltd.
Çatalköy - Girne.
No.2- Mahmut Bozkurt, Çatalköy -
- Girne.
No.3-Zeynel Bozkurt, Çatalköy-Girne. (Müstedaaleyhler)


A r a s ı n d a


İstinaf eden namına : Avukat Deniz Kızılokgil
Aleyhine istinaf edilenler namına : Avukat Sıla Miroğlu


Gi-rne Kaza Mahkemesi Başkanı Melek Esendağlı ve Yargıç Gökan Asafoğulları'nın Şirket İstida 44/2018 sayılı davada, 19.12.2018 tarihinde verdikleri ara karara karşı Müstedi tarafından yapılan istinaftır.


-------------------






K A R A R


A-hmet Kalkan : İstinaf Eden/Müstedi, tam kadrolu oturum yapan Girne Kaza Mahkemesinin, 9.11.2018 tarihli ara emri istidasının duruşması esnasında, Müstedi Tanığı No.3'ün ibraz etmek istediği ve financemanager@hotellamer.com domain adresinden elde etmiş old-uğunu beyan ettiği e-postalar ile ilgili çıktı ve USB belgelerinin ibrazına izin vermemesi üzerine bu istinafı dosyaladı.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

İstinaf Eden/Müstedi (bundan böyle sadece Müstedi) 9.11.2018 tarihinde Girne Kaza Mahkemesine bir şi-rket istida dosyalayarak (11) paragraf altında direktör kararlarının iptali, sermaye artırımının iptali, Müstedaaleyhler hakkında soruşturma açılması, Şirket işlerinin Bakanlar Kurulu tarafından atanacak müfettiş tarafından araştırılması ve
müfettiş atanma-sı gibi çareler talep etti.

Müstedi aynı tarihte tek taraflı bir ara emri istidası dosyalayarak (4) paragraf altında sırasıyla ve özetle: Müstedaaleyhlerin hisseler ile ilgili her türlü işlemi yapmaktan men edilmelerini, farklı tarihlerde alınan sermaye- artırımı kararlarının durdurulmasını ve Şirket/İstidanın neticesine değin Bakanlar Kurulunca müfettiş atanmasını talep etti.

Yemin varakaları ile desteklenen istidalar Müstedaaleyhlere tebliğ edildi.

Müstedaaleyhler tek taraflı ara emri istidasına k-arşı itirazname dosyaladıktan sonra, 7.12.2018 tarihinde istidaların duruşmasına başlandı.

19.12.2018 tarihli oturumda, Müstedinin 3. Tanığı Alkın Demirli şahadet verirken, Atlas Global Bilgi İşlem Departmanında çalıştığını, Murat Ersoy'un Grup Şirketle-re ait serverlerden yazışmaları almasını istediğini, bunun üzerine financemanager@hotellamer.com mail adresinden yapılan yazışmaları kendi üzerinden harici belleğe indirdiğini, kendi serverlerindeki sunucuda bulunan e-postaları Müstedi Murat Ersoy ile birl-ikte açarak e-postalara baktıklarını söyledikten sonra, karşı tarafın kendilerine transfer vermediği sürece zorla kimseden hiçbir hostingi alamayacaklarını belirterek, box'un orijinalinin tasarrufunda olduğunu söyledi ve USB belleği ibraz etmek istedi.

-Müstedaaleyhler Avukatı belleğin ibrazına, USB'den ibraz edilecek e-postaların tüm e-posta yazışmalarını göstermediği, e-postaların tarihlerinin layihada olmadığı, e-postaların kullanıcı adının belli olmadığı, ibrazı istenen e-postaların Müstedinin Şirketl-er Grubuna ait olmadığı, kullanıcı olarak görülen Berna Kaya'nın Müstedi ile hiçbir alakası bulunmadığı, Alze Şirketinde çalıştığı, bu Şirketin Müstedaaleyh No.2 Mahmut Bozkurt ve Ailesine ait olduğu, bu anlamda e-postaların açılmasıyla Berna Kaya'nın kişi-sel verilerinin korunma hakkının ihlal edileceği, e-postaları ibraz etmek isteyen Tanığın teknik bir tanık olduğu ve içerik hakkında şahadet veremeyeceği nedenleriyle itiraz etti.

Müstedi Avukatı ise taleplerinin iyi niyetli olduğunu, financemanager@hot-ellamer.com'un hesap şifresinin değiştirildiğini, bugün itibarıyla İnternete bağlanarak şahadet verilmesini istemelerinin kötü niyet taşıdığını, dava ile ilgili e-postalarının layihalarda yer aldığını, Elexus Casinonun özellikle Şans Oyunları Yasası'na ayk-ırılık teşkil eden hareketlerini ortaya koymak istediklerini, Mahkemeden saklanacak hiçbir şeyleri olmadığını, hesabın hotellamer.com'a ait olduğunun açık olduğunu ve bunun da Atlasjet'e ait olduğunu, Lamer Otelcilik ve Turizm İşletmeciliği A.Ş.nin tescili- ve ortaklarının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinden görülebileceğini, Müstedinin bu Şirketin sahiplerinden olduğunu, hosting'in Müstediye ait olduğu bir domain için izin verilmesi gerekmediğini, Berna Kaya'nın kişisel verilerinin korunması iddiasını ileri -sürmekle gerçeklerin adalete aktarılmasının önüne geçilemeyeceğini, Berna Kaya'nın yetkili mercilere yapılmış şikayeti olmadığını, Şahadet Yasası'nın 5. maddesi altında bu belgelerin sunulabileceğini belirterek, dolayısıyla itirazın reddini talep etti.

-Alt Mahkeme itirazı ve verilen cevabı tezekkür ettikten sonra, aşağıdaki gibi karar vermiştir:

"Birinci itiraz USB içerik ile konu belgelerin ibraz edilemeyeceği yönündeydi. Bu doğrultuda Şahadet Yasamıza göre değerlendirme yaptığımızda, bilgisayar ile -ilgili dokümanların olduğu haliyle ibrazının belge niteliğinde olduğu ve bu doğrultuda sair şekilde olabileceği gibi USB içeriğiyle de mahkemeye belge mahiyetinde emare ibrazı yapılabileceği açıktır. USB içeriğinin tutarlı olup olmadığı, belgenin düzenli o-lup olmadığı, belgenin içerikteki sırasının tarihlerinin yeterli olup olmadığı ise içeriğine ne kıymet verileceğiyle ilgilidir. Belge içeriğinin tutarlı olup olmadığı, güvenilir olup olmadığı Şahadet Yasası'na göre karara bağlanması gereken bir husustur. D-olayısıyla belge ibrazında peşinen içeriğinin düzenli olup olmadığı üzerine bir karar verilmesi uygun olmaz. Dolayısıyla belge sırf USB içeriğinde olduğu için belgenin ibraz edilemeyeceği yönündeki itirazı kabul etmeyiz.
İkinci itiraz, e-mail tarihl-erinin spesifik olarak layihada, yemin varakasında bulunmadığı yönündeydi. İbraz edilmek istenen e-maillerin doğrudan, esasa ilişkin değil, sunulan şahadetin desteklenmesi mahiyetinde meydana çıkarılmak istendiğini değerlendirdiğimizde, yemin varakasında s-pesifik e-mail tarihlerinin belirtilmemiş olmasını eksiklik olarak kabul etmeyiz ve bu doğrultuda yapılan itirazı kabul etmeyiz.
Üçüncü ve dördüncü başlık olarak yukarıda saydığımız, özetlediğimiz itiraz sebeplerini bağlantılı olduklarından birlikte -ele almayı uygun buluruz. Buna göre, öz olarak belirtmek gerekirse bu başlık altında hesap kullanıcılarının ve huzurundaki Müstedinin aynı olmadığı ve bu bilgilerin yasal olaral elde edilemeyeceği itibarla ibraz edilmesinin de olanaklı olmadığı yönündeydi.- Bu doğrultuda huzurdaki beyanları incelediğimizde, ibraz edilmek istenen e-mail dokümanlarının financemanager@hotellamer.com hesabından alındığının belirtildiğini dinledik. Yine tarafların bu hesabın domain adresinin Atlasjet'e ait olduğu veya olmadığı ha-kkında farklı iddiaları olduğunu da dinledik. Müstedi tarafa göre bu domain Atlasjet'e aittir ve dolayısıyla Müstedi kendisi konu şirketle ilgisi, bağı ve Şirketteki hakları itibarıyla bunlara ulaştığı ifade edilmektedir. Müstedaaleyhlere göre ise, konu do-main bir başka şirkete aittir ve Müstedinin bu şirketle ilgisi kalmamıştır.
Bu safhada Atlasjet diye adı edilen tüzel kişinin bu şirket istidada ve ara emrinde de Müstedi ve Müstedaaleyhlerle olan bağı, bağlantısı hakkında herhangi bir bulgu yapma o-lanağımız yoktur. Açıktır ki bu istidada Atlasjet diye adı geçen tüzel kişilik taraf değildir. Yine iddialar ve beyanlarla açıktır ki ne bu istidada Müstedi olan Ali Murat Ersoy, ne de Müstedaaleyh olan 1-Şirket; 2-Mahmut Bozkurt;3-Zeynel Bozkurt, ibraz ed-ilmek istenen e-maillerin tarafı değildir. Yine huzurumuzdaki beyanlardan ibraz edilmek istenen maillerin Berna Kaya isimli kişinin hesabından alındığı da beyan ve kabul edilmektedir.
Daha ileriye gitmeden bu tespitlerimiz doğrultusunda Şahadet Yasa-sı ve 32/2014 sayılı Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası hükümlerine göre bir değerlendirme yapmayı gerekli buluruz. Şöyle ki, bizzat kendisi şahsen bilgiye ulaşma ve erişme hakkı olmayan Müstedinin bir başka tüzel kişi (kendi beyanına -göre Atlasjet) vasıtasıyla ve başkalarına ait olan e-mail yazışmalarını elde ederek ibraz etmeyi talep etmesi söz konusudur. Spesifik olarak belirtmek gerekirse 32/2014 sayılı Yasa, madde 5 tahtında kişilerin e-posta yoluyla haberleşmelerinin bir başka kiş-i tarafından kopyalanması ve kaydedilmesi gayriyasal olarak tanımlanmaktadır. Bu doğrultuda, böylesi bir belgenin Müstedi tarafından veya Müstedinin müstahdemi olduğunu ifade eden huzurdaki tanık tarafından ibraz edilmesi ve emare olarak kaydedilmesini uyg-un ve adil bulmayız. Bu yönde yapılan itiraz kabul edilir.
Nihai olarak tablonun tamamlanması bakımından doğru zamanda sunulup,sunulmama üzerine yapılan beşinci itirazı da değerlendirdiğimizde konu belgenin doğru zamanda sunulup sunulmaması, içeriği-ne bu yönde ne şekilde kıymet verileceği ile ilgilidir. Ancak ibraz edilmesi için doğrudan bir men sebebi değildir. Bu yönde yapılan itirazı da reddederiz."


Alt Mahkemenin yukarıdaki yönlendirici kararından (ruling) sonra, Müstedi Avukatının, e-postalar-ın tanıtma yapılması talebi, Alt Mahkeme tarafından, başkasına ait e-postaların ibraz edilmek istenmesinin gayriyasal olduğuna karar verildiğinden, e-postaların tanıtma yapılmasına da izin verilemeyeceği nedeniyle reddedilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Mü-stedinin dosyaladığı istinaf ihbarnamesinde, kendi içerisinde gerekçelendirilmiş 3 istinaf sebebi mevcuttur.

İstinaf sebepleri incelendiğinde 2. ve 3. istinaf sebeplerinin genel nitelikli olduğu, esas itibarıyla 1. istinaf sebebinde ayrıntılı gerekçeler-in yer aldığı görülmektedir. Buna göre, istinaf sebeplerini tek ana başlık altında incelemeyi uygun bulduk. Şöyle ki:

Muhterem Alt Mahkeme, financemanager@hotellamer.com adresinden elde edilen elektronik postaların USB içerisinde veya doküman çıktılarının- emare veya tanıtma olarak ibrazına izin vermemekle hata etti.


TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Müstedi Avukatının istinaftaki hitabında ileri sürdüğü iddialar özetle ve başlıklar halinde şöyledir:

E-postaları sunmak isteyen Tanık, Alt Mahkemenin da-ha önceki rulingine bağlı olarak postaları sistemden alan kişidir.

Adı geçen e-posta adresi, tüm tarafların ilgili olduğu Atlasjet'e ait olup yapılan yazışmalar Elexus Casino ile ilgilidir. E-postaların tümü "CC" olarak davada taraf olan Zeynel Bozkurt'a- gönderilmiştir. Davalıların şahsi hesaplarına para aktarıldığını gösteren e-postalar doğrudan dava ile alakalıdır.

Mahkeme huzurundaki şahadete göre, e-postaların Atlasjet'in serverinde tutulmasına Müstedaaleyhler rıza gösterdiğinden, Atlasjet'in serve-rlerinde tutulan e-postaların Mahkemeye sunulmasında engel yoktur.

İbrazı istenen dokümanlar bilgisayar çıktısı nitelikleri itibarıyla şahadet niteliğinde olup, içeriğine ne değer verileceği tüm şahadetle birlikte değerlendirilmelidir.

İbrazı istenen- e-postalar, nitelikleri itibarıyla kişisel verilerin korunmasını gerektirecek içeriği haiz değildir.

Müstedaaleyhler Avukatı, 89/2007 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Yasası'na atıfta bulunmasına rağmen, Muhterem Alt Mahkeme, itirazı, 32/2014 sayılı Y-asa kapsamında özel hayatın gizliliği esasından değerlendirerek reddetti. Bu durum itirazın genişletilmesi anlamında olup, Müstedinin bu konuya cevap vermesine fırsat verilmedi.

32/2014 sayılı Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası'nın -12. maddesi, bir suça konu haberleşmelerin koruma imtiyazına sahip olmadığını düzenlemektedir. Yurt dışına para aktarılarak Şans Oyunları Yasası'nın 12. ve 13. maddelerine aykırı işlemlere konu e-postaların ibrazına izin verilmeliydi.

Müstedi, %50 hiss-edarı olduğu Şirket ile ilgili Türkiye'de sürdürülen soruşturmalarda hesap vermektedir. Bir suça konu meselede Şirketiyle ilgili haberleşmeleri Mahkemeye ibraz edememesi adil olmadığı gibi, 32/2014 sayılı Yasaya aykırı bir durum söz konusu değildir.

Kiş-isel Verilerin Korunması Yasası'nın 19. maddesine uygun olarak, kontrolör niteliği olan kişinin serverden alınan bilgileri Mahkemeye sunmasında yasal engel yoktur.

Müstedi, %50 hissedarı olduğu Şirketin kayıtlarına, direktör olmadığı için ulaşamamaktadı-r. En iyi şahadeti sunma imkanına sahip olmayan Müstediye ikincil şahadet nitelikli belgeleri sunma fırsatı verilmemesi hatadır.

İstinaf kabul edilerek, belgelerin ibrazına izin verilmelidir.

Müstedaaleyhler Avukatının istinaftaki hitabında ileri sür-düğü iddialar, özetle ve başlıklar halinde şöyledir:

Türkiye'de veya Masak'ta başlatılan bir soruşturma yoktur. Müstedi kendisi gidip ifade vermiştir.

Bazı bilgilerin Mahkemeye iletilmesi mümkün olabilir. Ama öncelikle bu bilgi veya belgelerin uygun -şekilde temin edilmesi gerekir.

6/2012 sayılı Elektronik Haberleşme Yasası'nın 4. maddesine göre, elektronik haberleşmeye müdahale edilmesi ancak yürürlükteki mevzuatta öngörülen kurallar uyarınca ve mahkeme izni ile mümkündür.
Bu meselede 3. bir kişi-ye ait, nasıl elde edildiği belli olmayan e-postalar sunulmak istenmektedir. Alt Mahkemenin 32/2014 sayılı Yasanın 5. maddesi kapsamında buna izin vermemesi yerindedir.

Müstedi bu e-postaları sunmadan önce nasıl elde edildiği ile ilgili şahadet sunmadı.- Sahibinin rızası ile ve/veya yasal olarak elde edilmiş olduğu belirtilmeden sunulmak istenen e-postaların illegal olarak elde edildiği kabul edilmelidir.

Mahkeme huzurundaki dava bir hukuk davası olduğundan, ceza davası muamelesi göremez. Sermaye artır-ımı yapılıp yapılamayacağını konu alan bir başvuruyu suçla bağlantılı göstermek, doğru ve adil bir yöntem değildir.

Sunulmak istenen e-postaların tarafları bu davada taraf olmadığından, alakasız kişiler ile yazışmaların ibraz edilmesine izin vermeyen Al-t Mahkeme, şahadet kurallarını doğru bir şekilde uygulamıştır.

E-postaları ibraz etmeye çalışan Tanık, Atlas Global Bilgi İşlem Departmanında çalışan biri olduğunu söylemektedir. Atlas Global veya Atlasjet Mahkeme huzurundaki uyuşmazlığın tarafı değildi-r. Müstedi Atlasjet'in Direktörü olsa dahi 3. şahsa ait mailleri izinsiz elde etme ve kendi menfaatleri için sunma yetkisine sahip değildir.

İbrazı istenen e-postaların domain'i Atlasjet'e ait olmakla birlikte, Atlasjet'in serverinin, Atlasjet'in taraf -olmadığı davada kullanılması doğru ve yasal değildir.

E-postaları sunulmak istenen Berna Kaya, Müstedinin veya Atlasjet'in müstahdemi olmadığı gibi, konu kişinin bu postaların sunulmasına izin verdiğine ilişkin şahadet yoktur.

Atlasjet'e ait domain'i-n şifresinin Müstedaleyhler tarafından değiştirilmesi olanağı olmadığından, Müstedinin USB ile e-posta sunma çabası, e-postaların Berna Kaya'nın şifresiyle elde edildiğini gizleme çabasından başka bir şey değildir.

Muhterem Alt Mahkemenin değerlendirmes-inde ve vardığı sonuçta hata yoktur. İstinaf reddedilmelidir.

İNCELEME:

Dosyanın içeriğini, ibraz edilmek istenen e-postaları, tarafların iddia ve argümanlarını inceleyip değerlendirdik.

Muhterem Alt Mahkeme, financemanager@hotellamer.com adresinden- elde edilen elektronik postaların USB içerisinde veya doküman çıktılarının emare veya tanıtma olarak ibrazına izin vermemekle hata etti.

Kararımızın "OLGULAR" bölümüne iktibas ettiğimiz Alt Mahkeme kararından anlaşılacağı gibi, Alt Mahkeme, Müstedaaley-hler Avukatının, belgelerin USB içeriğinde veya sair şekilde sunulamayacağına, e-postaların layihalarda yer almadığına ve doğru zamanda sunulmadığına yönelik itirazlarına itibar etmemiştir.

Bu neticeden hareket ettiğimizde, USB içeriğinin veya e-posta ç-ıktılarının belge niteliği olup olmadığını incelememiz gerekmemektedir.

Alt Mahkemenin, financemanager@hotellamer.com hesabından alınan e-posta çıktılarının ibrazına izin vermeme gerekçesini üç ana sebebe dayandırdığını görmekteyiz. Bunları sıralayacak -olursak:

Bu safhada, Atlasjet'in Müstedi ve Müstedaaleyhlerle olan bağını saptama olanağı yoktur.
Atlasjet Mahkeme huzurundaki uyuşmazlığın tarafı olmadığı gibi, Müstedi veya Müstedaaleyhler ibrazı istenen e-postaların tarafı değildir.
Berna Kaya isiml-i kişinin hesabından alındığı kabul edilen e-postaların, bilgiye ulaşma ve erişma hakkı olmayan Müstedi tarafından başka bir tüzel kişi (Atlasjet) vasıtasıyla alınması ve kopyalanması 32/2014 sayılı Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası'n-ın 5. maddesi kapsamında gayriyasaldır.

İstinaf sebepleri ışığında, Alt Mahkemenin kararını incelemeye geçmeden önce, Müstedi Avukatının bir iddiasını öncelikle karara bağlamayı uygun bulduk.

Müstedi Avukatı hitabında, itirazın 89/2007 sayılı Kişisel- Verilerin Korunması Yasası altında yapıldığını, Mahkemenin kararını 32/2014 sayılı Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası üzerinden verdiğini, kendilerine cevap hakkı verilmeyen veya duruşmada konu edilmeyen hukuki bir noktadan karar üret-ilmesinin hata olduğunu, daha ileri gitmeden istinafın bu noktadan kabul edilmesi gerektiğini ileri sürdü.

Bilinen temel hukuki gerçeklerden biri, hukuk davalarında mahkemenin tarafların talepleri ve layihaları ile bağlı olduğu, ancak tarafların hukuki -argümanları taleplerinin bir parçası olmadığı müddetçe sunulan hukuki argüman ile bağlı olmadığıdır. Bir uyuşmazlığın karara bağlanmasında mahkemenin, tarafların hukuki argümanlarına bağlı kalarak karar üretmesi zorunluluğu yoktur. Önemli olan, mahkemenin,- huzurundaki şahadet ile saptadığı olguları, doğru, yasal ve hukuki zemin üzerine uygulamasıdır. Bu meselede, Müstedaaleyh Avukatı, itirazında kişisel verilerin korunması hakkının ihlâl edildiğini iddia etmiştir. Kişisel veri tanımı özel hayatın gizliliğin-e ilişkin verileri de kapsadığından, Alt Mahkemenin 32/2014 sayılı Yasa üzerinden karar vermiş olması, Davacı Avukatına söz hakkı vermediği şeklinde bir sonucun çıkarılmasına sebep olmaz. Bu durumda, Müstedi Avukatının, kararın dayandırıldığı hukuki mesne-t hakkında kendisine söz hakkı verilmediği iddiasının yersiz olduğu anlaşılmaktadır. Müstedi Avukatının bu doğrultudaki iddia ve istinaf sebebi reddedilir.

Müstedi Avukatının bu iddialarını karara bağladıktan sonra, tarafların üzerinde durduğu kişisel v-erilerin korunması, özel hayatın gizli alanının korunması hakkı, haberleşmenin gizliliğinin ihlali ile ilgili hukuki duruma ve Şahadet Yasası'nın bilgisayardan elde edilen belgelerin şahadet niteliği ile ilgili düzenlemesine kısaca değinmeyi uygun bulduk. -

Alt Mahkemenin kararını dayandırdığı 32/2014 sayılı Yasanın 5. maddesi, (6) fıkra halinde düzenlenmiş olup "Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl" suçunu tanımlamaktadır. Bu maddeye göre, kişiler arasındaki mektupla, telgrafla, telefonla, elektronik posta yol-uyla ve benzer yollarla yapılan haberleşmenin gizliliğini ihlâl ederek içeriğini öğrenen veya kaydeden kişinin, bu fiili mahkeme ve yargıç tarafından verilen bir kararı yerine getirmek amacıyla işleyen bir kamu personeli olmaması halinde hafif bir suç işle-yeceği belirtilmiş, tüm tarafların rızası olmaksızın bunları ifşa eden kişinin ise ağır bir suç işleyeceği, sırasıyla ve fıkralar halinde düzenlenmiştir.

Kişiler arasındaki elektronik haberleşmenin gizliliği ihlal edilerek içeriğinin öğrenilmesi, kaydı- ve ifşa edilmesinin suç sayılması, doğal olarak bu tür eylemlerin gayriyasal sayılması sonucunu doğuracaktır. Bir hukuk davasında ibrazı istenen e-postaların gayriyasal elde edildiğine bulgu yapabilmek için, belgeleri elde edenin bu belgeler nedeniyle hab-erleşmenin gizliliğini ihlâl suçundan daha önce mahkum olması veya belgelerin haberleşmenin gizliliğinin ihlâl edildiği sonucunu doğuracak şartlar altında elde edildiğinin, hukuk davalarındaki ispat koşulu ihtimaller dengesi prensipleriyle mahkeme tarafın-dan belirlenmesi gerekir.

Müstedi Avukatının Yargıtaydaki hitabında üzerinde durduğu 32/2014 sayılı Yasanın 12. maddesi, ceza davaları bakımından "Suç Oluşturmayan Haller" başlığı altında, suçun işlendiği durumlarda, mağdurun veya yakınlarının veya yetk-ili makamların haberleşmeye ilişkin verileri kullanmalarının suç olmadığını düzenlemektedir. Bir hukuk davasında herhangi bir suçun işlendiğine bulgu yapılması mümkün olmadığından, 12. madde hukuk davaları bakımından istisna kural niteliğinde değildir. Bu -nedenle Müstedi Avukatının, "12. madde altında e-postaların ibrazına izin verilmesi gerekirdi" iddiası ileri gidemez.

Fasıl 9 Şahadet Yasası'nın 5A maddesinin (1). fıkrasına göre, bilgisayardan elde edilen belgenin içeriğinde yer alan bir beyan, herhang-i bir ceza veya hukuk işleminde şahadet olarak kabul edilir.

Aynı maddenin (2). fıkrası, beyan içeren belgenin bir faaliyetle ilgili olması halinde, bu faaliyetin kâr amaçlı olup olmadığına bakılmaksızın, bilgisayar kayıtları belli bir dönem içerisinde,- bu faaliyetle ilgili doğal ve yasal olarak toplanan bilgileri işlemek amacıyla yapılmış ise, bu şartlar altında elde edilen kayıtlardaki bir beyanda yer alan bilgiler veya bu bilgilerden kaynaklanan aynı tür bilgiler ise, bahse konu dönem içerisinde veya -belli dönem içinde, bilgisayarın düzenli çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın, belgenin içeriğini, ortaya çıkışını veya içeriğinin doğruluğunu etkileyecek nitelikte değilse, beyanda yer alan bilgiler, bilgisayarın normal faaliyetlerinin gerçekleşmesi sırası-nda elde edilen bilgilerden kaynaklanmış ise, bahse konu bilgisayar kayıtlarının sözlü şahadet olarak kabul edileceğini düzenlemektedir.

Şahadet Yasası'nın 5A maddesinden açıkça anlaşıldığı gibi, bilgisayardan elde edilen dokümanlar delil olarak kullanı-labilmekte, mahkemeye ibraz edilebilmektedir.

Alt Mahkeme e-postaların USB ile sunulamayacağına yönelik itirazı reddettiği için, e-postaların doküman niteliğini incelemeye gerek olmadığını belirtmiştik. Buna göre, ibrazı istenen e-postalar emare olarak -kabul edildiği takdirde, içeriği sözlü ve yazılı beyanlar gibi kıymet görecektir. (Mehaz hukuk açısından durum aynıdır. E-mail Content is treated in same way as verbal and writen expressions and statements and is admissible in a court of law).

Şahadet Y-asası'nın 5(A) maddesi bu tür dokümanın ibrazını mümkün hale getirdiğine göre, bilgisayardan elde edilen
e-postaların özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması hakkının ihlâl edilerek elde edildikleri belirlenmediği sürece, yetkili kişi tarafı-ndan emare olarak ibraz edilmesine şahadet hukuku bakımından engel bulunmamaktadır.

89/2007 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Yasası'na göre, "Kişisel veri" kimliği belirli veya kimliği belirlenebilir bir kişiye ilişkin tüm bilgileri ihtiva eder. Ayn-ı Yasaya göre, "Kontrolör" kendi başına veya başkalarıyla birlikte, kişisel verilerin işleme tabi tutulmasının amaç ve yöntemlerini belirleyen, kişisel veri dosya sistemini oluşturma, işletme, denetim hak ve yetkisine sahip olan kamu kurum ve kuruluşları i-le gerçek ve tüzel kişileri anlatır.

Kişisel verilerin korunması hakkı, kişisel verilere yönelik yetkisiz erişimler sonucunda meydana gelebilecek maddi ve manevi zarara karşı bireyin korunması ve bireyin kendisine ait kişisel bilgilerin geleceğini belir-leme hakkını sağlamaktadır. (Bkz. O.Şimşek (2008) Anayasa Hukukunda Kişisel Verilerin Korunması.)

Bu kapsamda bireyin öz iradesiyle yaşamını şekillendirmesine ilişkin olarak kendisine ait bilgilerin ne zaman ve ne kadarını açıklayacağına karar vermesi, g-enel kişilik hakkı kapsamında değerlendirilmektedir. Bu nedenle kişisel verilerin korunması hakkı, özel hayatın gizliliği hakkı ile de aynı kapsamda değerlendirilmekte (Bkz. Dr.Türkay Henkoğlu, Bilgi Güvenliği ve Kişisel Verilerin Korunması.), özünde ise b-ireyin kendisine ait kişisel verileri üzerinde kontrol imkânının sağlanmasını temin etmektedir (Stone, Gueutal,Gardner ve Mclure 1983, A Field experiment comparing information-privacy values, beliefs and attitudes acros several types of organizations).

-Buna göre, kişinin kendi ve özel hayatı ile ilgili verileri üzerinde kontrol imkanının sağlanmış olması, korumanın ölçüsünü belirler.

Kişisel Verilerin Korunması Yasası'ndan sonra çıkarılan 32/2014 sayılı Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması- Yasası, Anayasa'da yer alan özel hayatın gizliliğini ve haberleşme özgürlüğünü korumak ve bu temel hakları ihlâl edenlerin işlemiş sayılacakları suçları ve alacakları cezaları düzenlemek amacıyla çıkarılmıştır.

Bu Yasaya göre, "elektronik posta", bilgi-sayarlar veya bir ağ içerisindeki belli gönderim merkezleri arasında elektronik bilgi iletişimini sağlamak için gönderilen ileti, "kişisel veri" ise gerçek veya tüzel kişiyle ilgili her türlü kişisel bilgidir.

Burada korunmaya çalışılan değer, kişisel -verilerin, özel hayat ile ilgili bilgilerin yetkisiz kişiler tarafından elde edilmesi, öğrenilmesi veya ifşasıdır.

Kişisel veriler ve bireyin özel hayatı 89/2007 ve 32/2014 sayılı Yasalarda belirlenen esaslar dahilinde güvence altına alınmıştır. Bu esa-slar dahilinde yapılacak bir değerlendirme sonucunda, yetkili kişinin elinde bulunan e-postaların ibrazının uygun olup olmadığına karar verebilmek için, mahkemenin temel hareket noktası, Yasalar, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile korunan bu ha-kların korunmasını sağlamaktır.

Mahkeme, ibrazı istenen e-postaları, kişisel verilerin korunmasının veya özel hayatın gizliliğinin ihlâlı sonucunu doğurabilecek şartlar altında elde edildikleri durumlarda ve/veya yetkisiz kişiler tarafından sunulmak i-stenmesi halinde ibrazına izin vermemeli, ihlâl içermeyen şartlar altında elde edilen ve adaletin tecellisi için ibrazı gerekli olan, dava ile ilgili e-postaların ibrazına izin vermelidir.

Bu safhada saptamamız gereken, bu tür dokümanın emare olarak sun-ulmasında mahkemenin uygulaması gereken ölçüttür.

Haberleşmeye konu belgelerin ibrazında kullanılacak ölçütü saptarken, Özel Hayatın Gizli Alanı ve Kişisel Verilerin Korunması Hakkının ihlâli ile ilgili mevzuatımız kapsamında kabul edilen Avrupa İnsan H-akları Sözleşmesi'ni ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konularda verilmiş kararlarını yol gösterici rehber olarak dikkate alabiliriz.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesinin 1. fıkrasına göre, herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve ya-zışmasına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.

Bu çerçevede iş yerlerinden gerçekleştirilen kişisel telefon görüşmelerinin ve İnternet kullanımının izlenmesiyle elde edilmiş veriler de benzer şekilde bu hak kapsamında incelenir(Barbulescu ve Ro-manya C.No 61496/08, 12/1/2016 paragaraf 36).

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre, mesleki hayat çerçevesinde yürütülen faaliyetlerin, "özel hayat" kavramı dışında tutulamayacağı belirtilmektedir. Mesleki hayata getirilen sınırlamalar, birey-in, sosyal kimliğini, yakınlarında bulunan insanlarla olan ilişkilerini geliştirme şeklinde yansıttığı ölçüde Sözleşmenin 8. maddesi kapsamına girebilmektedir. Burada unutulmaması gereken, insanların büyük çoğunluğunun dış dünya ile olan ilişkilerini geliş-tirme olanaklarını daha çok mesleki hayatları çerçevesinde yürüttükleri faaliyet kapsamında elde etmekte olduğudur (Bülent Polat, Özpınar v Türkiye B.No.20999/04 19.10.2010 paragraf 45, Niemietz ve Almanya B.No:13710/88, 16.12.1992 paragraf 29). Esasen bu -sonuç, 32/2014 sayılı Yasadaki kişisel veri tanımı ile tamamen uyumludur. Dolayısıyla, mesleki hayata ilişkin, haberleşme dahil getirilen sınırlamaların Sözleşmenin 8. maddesi kapsamında değerlendirilmesi somut olaydaki duruma göre yapılmalıdır. Bu durum y-ukarıda belirtilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında açıkça ifade edilmiştir.

Buna göre, üçüncü kişilerin müdahalelerine karşı bireylere ne gibi koruma imkanı sağlanacağı, her olayın kendine özgü koşullarına göre değerlendirilmelidir.

Yukar-ıda belirtilen kararlara göre, özel hukuk kapsamında kişilerin birbirleri ile olan uyuşmazlıklarının çözümüne ilişkin meselelerde, uyuşmazlıkların adil yargılamanın gereklerine uygun yapılıp yapılmadığı ve usul yönünden kişi güvencesinin gözetilip gözetilm-ediği dikkate alınır. Bu anlamda denetleme görevine davayı gören mahkemeler de dahildir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde özellikle alt mahkemelerin özel hukuk ilişkileri kapsamındaki uyuşmazlıkların çözümü sırasında bu güvencelerin korunmasında önemli- roller üstlendikleri belirtilmiş ve özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunmasına yapılacak yersiz müdahalelerin engellenmesi, pozitif yükümlülük olarak kabul edilmiştir (Bkz. Sorensan ve Rasmussen v Danimarka B.No: 52562/99,52620/99, 11/1/2006,- para 57,Poloma Sanchez ve diğerleri v İspanya B.No: 28955/06,12/9/2011 paragraf 59).

Uyuşmazlık konusu davayı yürüten mahkemelerce verilen kararlarda, üçüncü kişilerin müdahalelerine karşı bireylere korunma imkanı sağlanmadığı durumlarda, bu yükümlülükl-er gereği gibi yerine getirilmemiş kabul edilecektir. Mahkemeler aracılığı ile bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunmasız bırakılması kabul edilmemiştir.

Belirtilen prensiplere göre, özellikle iş hayatı bakımından kurumsal e-posta hesaplarının görüleb-ilmesi, öğrenilmesi şeklindeki müdahalelerin, işverenin, şirketin veya kurumun meşru amacıyla ölçülü olup olmadığı mahkeme tarafından değerlendirilmeli, ulaşılan sonuç hakkında hüküm verilirken, ilgili ve yeterli gerekçeler sunulmalıdır(Bkz. Poloma Sanchez- ve diğerleri v İspanya).

Görülebileceği gibi, iş hayatı ile ilgili oluşturulan kurumsal e-posta hesaplarının görülmesi veya elde edilmesi şeklinde tezahür eden davranışlarda temel ölçüt, e-posta hesabına erişim hakkı olan işverenin, şirketin, kurumun ve-ya yetkililerin meşru amaçlarıyla ölçülü davranmalarıdır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre, çatışan alanların belirlenmesi, doğru dengenin kurulması ve müdahalelerin meşru amacıyla ölçülü olup olmadığının değerlendirilmesi davaya bakan mahkemelerin- görevidir.

Bu çerçevede yapılan değerlendirmelerde kurumsal e-posta hesaplarının kişisel amaçlar için kullanılması makul bir beklenti olarak kabul edilmediği gibi, kurumsal e-postalar üzerinden kullanılan yazışmaların kişisel olanlar dahil korunması ko-nusunda çalışan veya bu haberleşme alanını kullananların makul bir beklenti içinde olmaları kabul görmemiştir. Neticede kurumsal e-postalar, işin yürütülmesi ile alakalı olup, şirket yetkililerinin işlerin yürütülmesi ile ilgili kontrol ve bilgi edinme hak-ları çerçevesinde bu
e-postalara erişimleri meşru amaçla ölçülü müdahale olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla bu tür e-postalar korunma kapsamında sayılmaz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kurumsal adresler üzerinden yapılan e-posta yazışmalarına işv-erenin müdahalesi veya izlemesi ile ilgili verdiği ve çok bilinen Barbulescu v Romanya davasına atıfta bulunuruz.
Tüm yukarıdakilerin neticesi olarak kurumsal e-postaların ibrazına izin verilebilmesi için, mahkemenin, kurumsal e-posta hesabına müstedinin- erişim hakkı olduğuna ve e-postaların elde edilmesi şeklindeki müdahalenin meşru amaçla ölçülü olduğuna ikna olması gerekir.

Yukarıda belirttiğimiz esaslar çerçevesinde meselenin incelenmesine gelince:

Huzurumuzda bulunan 'A' işaretli e-postaları em-are olarak ibraz etmek isteyen Müstedi Tanığı No.3 Alkın Demirli e-postaları Atlasjet serverinden indiren kişi olup bu kapsamda şahadet vermektedir.

Müstedi Alkın Demirli şahadetinde Atlas Global Bilgi İşlem Departmanında çalıştığını, Müstedinin kendisi-nden Grup Şirketlere ait serverlerden yazışmaları almasını istediğini, financemanager@hotellamer.com adresindeki yazışmaları kendi sunucularında bulunan serverlerden indirip açtığını ve Müstediye gönderdiğini söyledikten sonra, USB'ye kaydettiği e-postalar-ı emare olarak sunmak istemiştir.

İbrazı istenen e-postalar 'A' işaretli olarak huzurumuzda bulunmaktadır. Bu e-postaların financemanager@hotellamer.com adresi üzerinden gönderildiği, Berna Kaya isimli kişinin kullandığı konu hesap üzerinden gönderilen e--posta haberleşmelerinin Şirket İstida ve Ara Emri İstidasına konu Elexus Casinoya ait elexuscasino.com ile yapıldığı ve Şirket İstidanın taraflarından Zeynel Bozkurt'a gönderilen karbon kopyaları(C.C) içerdiği anlaşılmaktadır.

İbrazı istenen e-postalar- emare olmadığı için, içeriklerine verilecek değer ile ilgili inceleme yapacak değiliz.

Berna Kaya'nın kullanımında olan financemanager@hotellamer.com üzerinden yapılan haberleşmeler kurumsal nitelikli e-posta hesabı üzerinden yapıldığı için, domain sah-ibi şirket ve şirket yetkililerinin işin yürütülmesi ile ilgili konular kapsamında ilgili şirket direktörlerine, sahiplerine veya erişime yetkili yöneticilere karşı koruma kapsamında sayılamayacağından, iş ile ilgili bilgilerin alınmasına ve kullanılmasına- yönelik istemler meşru amaçla ölçülü talepler olarak kabul edilmelidir.

Ancak bu olgu tek başına e-postaların emare olarak ibrazı için yeterli değildir. Daha önce ifade ettiğimiz gibi, Müstedinin kurumsal e-postalara erişim hakkı olup olmadığının da be-lirlenmesi gerekir.

Berna Kaya'nın kullandığı financemanger@hotellamer.com kurumsal hesabın elektronik haberleşmeleri Atlasjet'in serverlerinde tutulmaktadır.

Atlasjet'in Müstedi ile ilişkisi olduğunu ve büyük ortaklardan biri olduğunu Müstedaaleyhle-r dosyaladıkları layihalarda kabul etmekte ancak kurumsal posta hesabının Alze Şirketine ait olduğunu ve Müstedinin bu Şirketle alakası olmadığını ileri sürmektedirler.

Alt Mahkeme, Atlas Global'ın esas istidada taraf, tarafların ise e-postaların tarafı- olmamasını, itirazı kabul gerekçelerinden biri olarak sunmuştur.

İbrazı istenen e-postalar doküman şahadet niteliğinde olmakla birlikte, Şahadet Yasası'nın 5A maddesine göre içerikleri sözlü şahadet olarak kabul edilebilmektedir.

Bir iddiayı ispat- vasıtası olarak kullanılan bu tür dokümanların davada şahadet veren tanıklardan farkları yoktur. Tanıklar belli bir yasal yükümlülük altında olgular hakkında sorgulanarak şahadet verir, dokümanlar ise yargıcın veya mahkemenin incelemesi için üretilen belg-elerdir. Uyuşmazlık konusu olgular, yasal olarak alınabilecek şahadet ve belgelerle ispatlanır veya ispatlanamaz(Bkz. Cockle's Cases and Statutes on Evidence, 8.ed. sayfa 2).

Şahadet hukukunun temel ilkeleri çerçevesinde bir olguyu ispat etmek için, dava-da taraf olmayan birinin mahkemeye gelip taraflardan biri lehine şahadet vermesine veya belge ibraz etmesine engel yoktur. Yeter ki sunulmak istenen şahadet ve belgenin yasal olarak şahadet kıymeti ve uyuşmazlıkla ilgisi olsun.

Bu çerçevede Atlas Global-'ın davada taraf olmaması, Atlas Global yetkililerinin veya müstahdemlerinin mahkemeye gelip bir taraf lehine şahadet sunmasına engel teşkil etmez.

Bu esastan hareket edildiğinde, Atlasjet'in Şirket İstidaya taraf olmaması e-postaların sunumuna engel t-eşkil etmediğinden, Alt Mahkemenin bu yöndeki bulgusu hatalıdır.

Mevcut şahadete göre, Atlasjet serverinden hosting (barındırma) hizmeti verilmekte olup, karşı tarafın izni olmadan hosting hizmeti alınması olanağı yoktur.

Hosting veya Türkçe karşılığ-ı "Barındırma", bir web sitesinde yayınlanmak istenen sayfaların, resimlerin veya dokümanların İnternet kullanıcıları tarafından erişebileceği bir bilgisayarda (server) tutulmasıdır.

Konu e-postalara Müstedinin erişim hakkı olabilmesi için, kurumsal e-p-osta hesabının hangi şirkete ait olduğu ve bu şirketle olan ilişkisinin belirlenmesi gerekir.

Alt Mahkeme, kararında, ara emri safhasında Atlasjet'in Müstedi ve Müstedaaleyhlere olan bağını saptama olanağı olmadığına bulgu yapmıştır.

Müstedaaleyhle-r, Müstedinin Atlasjet'in sahiplerinden ve/veya hissedarlarından biri olduğunu Şirket İstida layihalarında kabul ettikleri gibi, Müstedinin bu doğrultudaki iddialarını açıkça reddetmemişlerdir.

Dolayısıyla Alt Mahkemenin Müstedinin Atlasjet ile olan bağ-ının bu safhada saptanması olanağı olmadığı yönündeki bulgusu hatalıdır.

Bu husus saptandıktan sonra, huzurumuzdaki istinaf bakımından en önemli nokta, Müstedinin financelmanager@hotellamer.com e-posta adresine erişim hakkı olup olmadığıdır.

Alt Mahk-eme, bilgiye ulaşma ve erişim hakkı olmadığı gerekçesiyle Müstedinin, Berna Kaya'nın kullandığı financemanager@hotellamer.com ait e-postaları elde etmesini 32/2014 sayılı Yasanın 5. maddesi kapsamında gayriyasal olarak kabul etmiş ve e-postaların ibrazına -izin vermemiştir.

Müstedi kurumsal e-posta adresi niteliğindeki financelmanager@hotellamer.com domainin (alan adının) Atlasjet dahil kendi Şirketler Grubuna ait olduğunu, Müstedaaleyhler ise adresin sahibinin Alze Şirketi olduğunu ve Müstedi ile alakası- olmadığını ileri sürmektedirler.

Alt Mahkemenin Müstedinin e-postalara erişim hakkı olup olmadığını belirleyebilmek için, financelmanager@hotellamer.com e-posta adresinin ait olduğu domain hesap sahibini ve bu hesap ile Müstedi arasındaki ilişkiyi tesp-it etmesi gerekirdi.

Alt Mahkemenin, e-postaların domain sahibini saptamadan, Müstedi ile domain sahibi arasındaki ilişkiyi belirlemeden, Müstedinin ve Atlasjet'in çalışanı Tanık No.3'ün e-postalara erişim hakkı olmadığına ve haberleşmenin gizliliğini i-hlal ederek e-postaları gayriyasal şekilde elde ettiklerine bulgu yapması hatalıdır.

Bu sonuca göre, istinafın kabul edilmesi, e-postaların ibrazına ilişkin hususların yeniden görüşülmesi ve Müstedinin e-postalara erişim hakkının olup olmadığının belirl-enebilmesi için dosyanın Alt Mahkemeye iadesi gerekmektedir.

NETİCE:

Yukarıdakiler ışığında:
İstinafın kabul edilmesine,
Alt Mahkemenin e-postaların ibrazına izin vermeyen yönlendirici kararının (ruling) iptal edilmesine,
E-postaların emare olarak ibr-azı ile ilgili uyuşmazlığın görüşülüp karara bağlanabilmesi için dosyanın Alt Mahkemeye iadesine,
KARAR verilir.

İstinaf masrafları, Aleyhine İstinaf Edilenler tarafından ödenecektir.




Ahmet Kalkan Bertan Özerdağ Peri Hakkı
Yargıç - Yargıç Yargıç



19 Mart, 2019











24






Full & Egal Universal Law Academy