Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 7/2012 Dava No 34/2013 Karar Tarihi 31.10.2013
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 7/2012 Dava No 34/2013 Karar Tarihi 31.10.2013
Numara: 7/2012
Dava No: 34/2013
Taraflar: Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu ve Erbank Ltd. ile Kansu Ercantan ve diğer 11 Davalı arasında
Konu: Erbank2ın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesi - Davalıların ilgili bankayı zarara uğrattıkları ve fona devredilmesine sebep oldukları gerekçesiyle zarar ziyan talep eden dava açılması - Ön itiraz - Davacıların, Davacı (1) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun, sigorta kapsamında ödediği tasarruf mevduatalrını tahsil etmek için dava açma hakkı bulunmadığı ön itiraz olarak öne sürmeleri - İlk Mahkemenin ön itiazı kabul ederek davayı iptal etmesi - İlk Mahkeme kararının istinaf edilmesi - Yargıtayın, İlk Mahkemenin ön itirazı kabul ederek davayı iptal eden kararını hatalı bulması. Avukat tutma varakası - Davacı No. 2 Banka adına avukat tutma varakasının olmamasının davanın yok (null and void) sayılmasını gerektirmediği.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 31.10.2013

-D.34/2013 Yargıtay/Hukuk: 7/2012
(Lefkoşa Dava No: 1959/2005)


YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Mehmet Türker.


İstinaf eden: 1. Tasarruf Mevduatı- Sigortası ve Finansal
İstikrar Fonu c/o K,K,T,C, Merkez Bankası,
Lefkoşa
2. Erbank Ltd., 11, İplik Pazarı Sokak, Arasta-
Lefkoşa
(Davacılar)


- ile

Aleyhine istinaf edilen: 1. Kansu Ercantan, Dr. Fazıl Küçük
Bulvarı, Toyota Plaza,
Lefkoşa (Davalı No:1)
2. Mustafa Defteralı, Necati Taş-kın
Sokak, No:3, Gönyeli -
Lefkoşa (Davalı No:2)
3. Kasım Eray Şahoğlu, Osman
Hüdaverdi Sokak, No:5,
Lefkoşa (-Davalı No:3)
4. Mehmet Şahoğlu, Öztek 34 Apt.,
No:32, Yenikent -
Gönyeli (Davalı No:4)
5. Tansu Ercantan, Toyota Plaza,
- Dr. Fazıl Küçük Bulvarı,
Lefkoşa (Davalı No:6)
6. Erhan Arıkan, Temel Apt., No:8 -
Lefkoşa (Davalı No:7)
7. Eroto Tic. Ltd., Dr. Fazıl Küçü-k
Bulvarı, Din Sitesi karşısı,
Lefkoşa (Davalı No:8)
8. Tansu Ercantan Ticaret Şti. Ltd.
c/o Toyota Plaza, Kıbrıs Gazetesi
- Yanı, Hamitköy -
Lefkoşa (Davalı No:9)
9. Kansu Ercantan İşl. Ltd.,
Dr. Fazıl Küçük Bulvarı, Renault
Plaza, Lefkoşa (Davalı No:10)-
10. Ercantan Tic. Şti. Ltd., Dr. Fazıl
Küçük Bulvarı, Toyota Plaza,
Lefkoşa (Davalı No:11)


11. Must-afa & Soner Trading Ltd., Şht.
Ahmet Sokak, 11 Arasta,
Lefkoşa (Davalı No:12)
12. Clikc Shop Ltd., 40 Alirıza
Efendi Caddesi, Ortaköy -
- Lefkoşa (Davalı No:13)
(Davalı:1,2,3,4,6,7,8,9,10,11,
12 ve 13)


A r a s ı n d a.


İstinaf edenl-er tarafından: Avukat Salih Çağdaşer
Aleyhine istinaf edilen 2, 5, 8, 10 ve 12 tarafından: Avukat Oktay Feridun adına ve şahsen Avukat Serhan Çinar
Aleyhine istinaf edilen 6 ve 11 tarafından: Avukat Altan Erdağ
Aleyhine istinaf edilen 1, 7 ve 9 tarafınd-an: Avukat Hasan Balman
Aleyhine istinaf edilen 3 tarafından: Avukat Güner Göktuğ adına Avukat Ayşen Gardiyanoğlu


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Emine Dizdarlı'nın 1959/2005 sayılı davada 23.12.2011 tarihinde verdiği karara karşı
Davacılar tarafından- yapılan istinaftır.


-----------------

H Ü K Ü M


Narin F. Şefik: Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın
Yargıç Mehmet Türker okuyacaktır.

Mehmet Türker: İs-tinaf Eden Davacılar, Aleyhine İstinaf
Edilen Davalıların, Davacı No.(2) Bankadan (Erbank Ltd.)
kendilerine ve/veya üçüncü şahıslara teminatsız ve/veya
yeterli teminat olmaksızın ve/veya usulsüz ve/veya bankacılık
usul, kural veya teamüllerine aykırı olara-k kredi kullandır-
maları ve/veya kullanmaları nedeniyle, Davacı No.(2) Erbank
Ltd.in mali sıkıntı içine girmesine, yönetimine el konma-
sına, mudilere ödeme yapmak zorunda kalmasına ve diğer
mükellefiyetleri yerine getirmek zorunda bırakılarak zarar-
ziy-ana uğramasına ve Davacı No.(1)'e devredilmesine neden
olduklarından, Davalıların Davacıları uğrattıkları zarar-ziyan için 9,562,855YTL, 4,301,569YTL ve bu meblağlar üzerinden 25/7/2003 tarihinden itibaren %80 faiz tutarlarını zarar-ziyan olarak talep etm-ektedirler.

Davalılar, dosyaladıkları müdafaa takrirlerinde, Davacıların iddialarını reddederek, diğer iddiaları yanında, benzer iptidai itirazlarda bulundular.

Tarafların mutabakatı ile Davalıların iptidai itiraz ve
hukuki argümanlarını din-leyen Bidayet Mahkemesi, 39/2001 sayılı
Bankalar Yasası'nın 38. maddesi, 21/2000 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası ve bu Yasa'ya istinaden çıkarılan, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yönetim Kurulunun Görevleri, Yetkileri, Çalışma Usul ve Esasları- Tüzüğü'ne göre, Davacı No.(1) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun, sigorta kapsamında
ödediği tasarruf mevduatlarını tahsil etmek için dava açma
hakkı olmadığı; 26/2/2009 tarihinde 32/2009 sayılı Tasarruf
Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu Yasası-'nın
yürürlüğe girmesi ile Davacı No.(1)'in isminin ünvanda Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu olarak değiştirilmekle davanın ileri gidemeyeceği; Davacı No.(2)
Erbank Ltd.in alacakları için ancak kendisinin dava
açabileceği; dava açılı-rken avukat tutma varakası üzerinde
Erbank Ltd.in kaşesi olmakla birlikte, banka yetkilisi
tarafından imzalanmadığından davanın dosyalanamayacağı; Davalı
şirketlerin isimlerinin ünvanda ve davanın içeriğinde yanlış,
hatalı veya kısaltılmış olarak yazıldığ-ı ve kuruluş onay
belgelerinden farklı olduğundan, Davacıların Davalılar

aleyhindeki davasının ileri gidemeyeceği gerekçeleri ile
davacıların davasını ret ve iptal etmiştir.

İstinaf Eden Davacılar, Bidayet Mahkemesinin hükmünü
hatalı olduğu ned-eniyle istinaf ettiler. İstinaf Edenler,
istinaf sebeplerinin tümü üzerinde ayrı ayrı durduklarından,
istinaf sebeplerini 5 başlık altında incelemeyi uygun bulduk.
İstinaf Edenlerin istinaf sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:

1. Bidayet Mahkemesi, Ta-sarruf Mevduatı Sigorta
Fonu ve/veya Tasarruf Mevduatı Sigortası ve İstikrar Fonunun,
yönetim ve denetimi Fon yönetimine devredilen bir bankayla
ilgili olarak görev ve yetkilerinin, sigorta kapsamında
ödediği tasarruf mevduatlarını tahsil etme ve/veya dav-a etme
hakkı ve/veya bu şekilde işlem yapma yetkisini içermediği
hususunda bulgu yapmak ve bu husustaki ön itirazı kabul
ederek, davayı masraflarla iptal etmekle hatalı hareket etti.

2. Bidayet Mahkemesi, 32/2009 sayılı Yasa yürürlüğe
girdikten sonra-, davanın ünvanında Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu olan Davacı No.(1) isminin, 32/2009 sayılı Yasa'da
Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu olarak
değiştirildiği nedeniyle, Davacı No.(1)'in isminin, tadil edilerek Tasarruf Mevduatı Sigorta-sı ve Finansal İstikrar
Fonu olarak değiştirilmesinin hatalı olduğu bulgusuna
vararak, davayı ret ve iptal etmekle hata yaptı.

3. Yönetim ve denetimi Fona intikal eden Davacı No.(2)
Erbank Ltd.in ayrı avukat tutma varakası olmadığı ve/veya
avukat tu-tma varakasında mührünün bulunmaması sebebiyle dava
açamayacağı kararına varmak ve bu nedenle davayı iptal
etmekle Bidayet Mahkemesi hatalı hareket etmiştir.

4. Bidayet Mahkemesi, Davalı olan bazı şirketlerin isimlerindeki harf hatalarını davanın re-ddedilmesi nedeni olarak kabul etmek ve Davalılar aleyhindeki davayı iptal etmekle hatalı hareket etmiştir.

5. Bidayet Mahkemesi, dava masraflarının Davacılar tarafından ödenmesine karar vermekle hatalı hareket etmiştir.

İstinaf Sebebinin İncelenm-esi:

"Bidayet Mahkemesi, Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu ve/veya Tasarruf Mevduatı Sigortası ve İstikrar Fonunun,
yönetim ve denetimi Fon yönetimine devredilen bir bankayla
ilgili olarak görev ve yetkilerinin, sigorta kapsamında
ödediği tasarruf mevd-uatlarını tahsil etme ve/veya dava etme
hakkı ve/veya bu şekilde işlem yapma yetkisini içermediği
hususunda bulgu yapmak ve bu husustaki ön itirazı kabul
ederek, davayı masraflarla iptal etmekle hatalı hareket etti."

Birinci istinaf sebebi, Bidayet M-ahkemesinin, Davacı No.
(1)'in bu davayı açmaya ve davadaki taleplerde bulunmaya
yetkisi olmadığı bulgu ve kararının hatalı olduğuna ilişkindir.

Davacılar, 39/2001 sayılı Bankalar Yasası'nın 38. maddesi,
21/2000 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu- Yasası, bu Yasa
altında çıkarılan 10/3/2000 tarihli Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yönetim Kurulunun Görevleri, Yetkileri, Çalışma Usul ve Esasları Tüzüğü, 40/2001 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası ve 32/2009 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigortası -ve Finansal İstikrar Fonu Yasası'ndaki düzenlemeler nedeniyle, Davacı No.(1)'in dava açma ve davadaki taleplerde bulunma hak ve yetkisinin varolduğunu ileri sürmektedirler. Davalılar ise,
Davacı No.(1)'in böyle bir hak ve yetkisinin bulunmadığını
iddia e-tmektedirler.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Tüzel Kişiliği haiz
olduğu, 21/2000 ve 40/2001 sayılı Yasalarda belirtilmektedir.
Fonun ismini Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal
İstikrar Fonu olarak değiştiren 32/2009 sayılı Tasarruf
Mevduatı Sig-ortası ve Finansal İstikrar Fonu Yasası da, Fonun
kamu tüzel kişiliğini haiz olduğunu belirtmektedir.

21/2000 ve 40/2001 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu Yasaları ile 32/2009 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu ve Finansal İstikrar Fonu Yasa-sı'nın amacı, her üç
Yasada da "Bankalara yatırılan tasarruf mevduatlarını sigorta
ettirmek ve tasarruf mevduatı sahiplerinin haklarını
korumaktır" şeklinde belirtilmektedir.

21/2000 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası,
40/2001 sayılı Tasa-rruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası ile; 40/2001 sayılı Yasa da 32/2009 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Finansal İstikrar Fonu Yasası ile yürürlükten kaldırılmışsa da, her üç Yasada da amaç tamamen aynıdır. Bu davanın açıldığı tarihte 40/2001 sayıl-ı Yasa yürürlükte idi.
Bu Yasa'nın 3. maddesi aynen şöyledir:


"3. Bu Yasanın amacı, bankalara yatırılan tasarruf
mevduatlarını sigorta ettirmek ve tasarruf mevduatı
sahiplerinin tüm haklarını korumaktır."


Bu Yasa'nın 11. maddes-inin 1. fıkrası ise aynen şöyledir:

"11. (1) Bir bankanın denetim organlarınca mali
bünyesinin zayıfladığı tespit edilerek
Merkez Bankasınca Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Bankalar Yasasının 37'nci-
veya 38'inci maddeleri kapsamına
alınması halinde, bu bankanın hisseleri
ile bankacılık işlemleri yapma ve
mevduat kabul etme izni kaldırılan
bankaların yönetim ve de-netimini Fon
Yönetimi devralır. Böyle bir durumda
Fon Yönetimi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Bankalar Yasasının bu amaca yönelik
vermiş olduğu yetkileri kullanma hakkını
-haiz olur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Bankalar Yasasının 37'nci veya 38'inci
maddelerine göre hisseleri Fona intikal
eden banka hakkındaki ihtiyati tedbir
dahil her türlü icra ve ifla-s takibatı,
başka yasalarda aksine kural olup
olmadığına bakılmaksızın durur."


Bu maddeye göre, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu veya Fon
Yönetimi bir bankanın yönetimini devraldıktan sonra, Bankalar
Yasası'nın bu ama-çla verdiği yetkileri kullanabilir.

39/2001 sayılı Bankalar Yasası'nın 38. maddesi, bir
bankanın Bankacılık İşlemleri Yapma İzninin Kaldırılması
durumunda Fonun bu husustaki bazı yetkilerini düzenlemektedir. Maddenin 3. fıkrası aynen şöyledir:

- "38. (1) ...........................................
...........................................
(2) ...........................................
...........................................
(3) Fon, yöneti-m ve denetimi kendisine intikal
eden bankada mevduat sahipleri ile diğer
alacaklıların haklarını kor-umaya yönelik
tedbirleri alır. Bankacılık işlemleri
yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan
bankanın 39'uncu maddede sayılan ilgililerinin
mal, hak ve alacaklarına Fonun talebi üzerine
- mahkeme tarafından teminat şartı aranmaksızın
ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konulabilir.
Bu şekilde alınan ihtiyati tedbir ve ihtiyati
haciz kararları, karar tarihinden itibaren
altı ay içi-nde dava ve icra-iflas takibine
konu olmaz ise kendiliğinden ortadan kalkar.
Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul
etme izninin kaldırıldığı tarihten itibaren
bankanın alacaklıları, alacakların-ı temlik
edemez veya bu sonucu doğurabilecek işlemleri
yapamazlar. Fon, yönetim ve denetimi kendisine
intikal eden bankadaki sigortalı mevduatı
doğrudan veya ilan edeceği başka bir banka
- aracılığı ile ödeyerek, mevduat sahipleri
yerine bankanın tasfiyesini isteyebilir."



Bu maddenin 3. fıkrasına göre, Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu, yönetim ve denetimini aldığı bankanın mevduat sahiplerini
ve diğer alacakl-ılarının haklarını korumak için gerekli
tedbirleri alma yetkisini haizdir. Aynı Yasa'nın 39. maddesine
istinaden, bankanın mali bünyesinin zayıflamasına ve/veya
tasfiyesine neden oldukları tespit edilen, maddede belirtilen
ve bankaya verdikleri zararla s-ınırlı şahsi sorumlulukları
olabilecek kişiler için, 38. maddenin 3. fıkrası, Fona, mahkemeye başvurarak bu kişilerin mal, hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz (ara emri) talep etme hak ve yetkisi vermektedir.

40/2001 sayılı Yasa'-nın 11(1) ve 39/2001 sayılı Yasa'nın 38(3) maddeleri, bir bankanın hisselerinin Fona intikal etmesi ve bankanın, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılması ve bankanın yönetim ve denetiminin Fona intikal etmesi halindeki yetkiler-ini düzenlemektedir. Erbank Ltd.in hisselerinin Fona intikal ettiği veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırıldığına dair bir karar, emareler arasında bulunmamaktadır. Ancak, Emare 37 Merkez Bankası kararına göre, 39/2001 sayılı -Bankalar Yasası'nın 37. maddesinin 3. fıkrasına istinaden yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmiştir.

KKTC'de yürürlükteki yasal mevzuata göre, bir alacak,
zarar-ziyan, sözleşme ve/veya herhangi bir hukuki ilişkiden
neşe-t eden bir talep için, bir kişinin mal, hak ve alacaklarına
herhangi bir tedbir almak, o kişi aleyhine olan taleplerle
ilgili olarak yetkili mahkemede dava açmak ve açılan bu
davada ara emri talep etmekle mümkün olabilmektedir. Bankalar
Yasası'nın 38. m-addesinin 3. fıkrası da, Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonuna, 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası'nda her davacıya tanınan bir hak olan, açılan bir davada ara emri, fıkranın tabiri ile ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz talep etme yetkisini tekrarlamaktadır.

- Bidayet Mahkemesi, Bankalar Yasası'nın 38(3) maddesine
göre, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun, yönetim ve denetimine
el konan Bankanın tasfiyesini istemek zorunda olmadığını
ancak tasfiye istenmemesi halinde aynı Yasa'nın 38(5)
maddesine göre, Fonun, Ba-nkalar Yasası'nın 40. maddesine göre hareket ederek, Davacı No.(2) Bankayı başka bir bankayla birleştirmesi ve/veya başka bir Bankaya devretmesi ve Bankayı 40. madde kurallarına göre idare etmesi gerektiği bulgusuna vardıktan sonra 21/2000 sayılı Tasarruf -Mevduatı Sigorta Fonu Yasası'nın 6. maddesi gereğince Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan 10/3/2000 tarihli Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yönetim Kurulunun Görevleri, Yetkileri ve Çalışma Usul ve Esasları Tüzüğü'nün 3. maddesinde belirtilen, Fon Yönetim -Kurulunun görev ve yetkileri arasında, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun sigorta kapsamında ödediği mevduatları tahsil etmek ve/veya dava etmek hak ve yetkisi bulunmadığına karar vermiştir.

21/2000 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası
40/20-01 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası ile
yürürlükten kaldırılmış olmasına rağmen, 40/2001 sayılı Yasa'nın 17. maddesine göre, bu Yasa'dan önce çıkarılan tüzükler yürürlükte kalmaya devam ettiğinden, 21/2000 sayılı Yasa'nın 6. maddesi gereğince -çıkarılan 10/3/2000 tarihli Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yönetim Kurulunun Görevleri, Yetkileri ve Çalışma Usul ve Esasları Tüzüğü, 40/2001 sayılı Yasa ile birlikte yürürlükte kalmaya devam etmiştir.

10/3/2000 tarihli Tasarruf Mevduatı Sigorta Fo-nu Yönetim Kurulunun Görevleri, Yetkileri ve Çalışma Usul ve Esasları Tüzüğü'nün 3. maddesi şöyledir:

"3. (1). Fon hesaplarını denetlemek.
(2). Fonda oluşan miktarları nemalandırmak
amacıyla, belirlenecek esaslar çerçeve-
- sinde Türk Lirası ve Döviz olarak
değerlendirmek.
(3). Bakanlar Kurulunca yönetim, denetim
ve/veya hisseleri Fona devredilen
bankalara Bakanlıkça onaylanacak yetkili
yönetici atamak-.
(4). Yönetim, denetim ve/veya hisseleri Fona
devredilen bankada mevduat sahipleri ile
diğer alacaklıların haklarını korumaya
yönelik tedbirler almak.
(5). Mevduat izni kaldırılan bankaların
- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bankalar
Yasası'nın 39. Maddesinde sayılan
ilgililerin mal, hak ve alacaklarına
mahkeme tarafından teminat şartı aranmak-
sızın ihtiyati tedbir veya ihtiyati
- haciz konmasını talep etmek.
(6). Yönetim ve denetimi fona intikal eden
bankadaki sigortalı mevduatı ödeyerek,
mevduat sahipleri yerine bankanın
tasfiyesini istemek.
(7). Yönetim, d-enetim ve/veya hisseleri Fona
devredilen birden fazla banka bulunması
durumunda, bu bankaları birleştirebilir
veya bir başka banka ile birleştirilebilir.
(8). Fon, hisselerini devraldığı banka mali
- bünyesini güçlendirdiği takdirde, bankaya
ait hisseleri Bakanlıkça belirlenecek
usuller çerçevesinde elden çıkarmak
zorundadır.
(9). Yönetim, denetim ve/veya hisseleri fona
intikal e-den bankalar hakkında tasfiye
istenmesi ve mahkemenin tasfiye talebini
onaylaması halinde, Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu Yönetim Kurulu tasfiye
işlemlerinin tamamlanması süresini
aşmay-acak bir süre için ve sadece tasfiye
amacına yönelik olmak kaydıyla hizmet
satın alabilir."



Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yönetim Kurulunun görevleri içerisinde, 39/2001 sayılı Bankalar Yasası'na uyumlu olarak,
3. mad-denin 6. fıkrasında, yönetim ve denetimi Fona intikal eden bankadaki sigortalı mevduatı ödeyerek, mevduat sahipleri
yerine bankanın tasfiyesini istemek ve 7. fıkrasında
bankaları birleştirmek ve devretmek yetkisi bulunmaktadır.
Davalılar/Aleyhine İstinaf- Edilenler, yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen bir banka için, bu iki alternatiften bir tanesinin yerine getirilmesi gerektiğini
belirterek, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun sigortalı mevduatını ödediği bankalar ile ilgili baş-ka bir yetkisi bulunmadığı noktasında ısrar etmişlerdir.

Tüzüğün 3. maddesinin 8. fıkrasında, Fonun, hisselerini devraldığı bankanın mali bünyesi güçlendiği takdirde, bankaya ait hisseleri elden çıkarabileceği yer almaktadır. Bu meyanda, Tasarruf Mev-duatı Sigorta Fonu Yönetim Kuruluna yetki verilmiş bulunması, Davalılar/Aleyhine İstinaf Edilenler tarafından iddia edildiği gibi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun sigortalı mevduatını ödediği, yönetimi ve denetimi Fona intikal etmiş bir bankayı birleştir-mek veya devretmek zorunda olduğu iddiasını ortadan kaldırmaktadır.


Bankalar Yasası'nın 38(3) maddesine göre Fon, yönetimini
devraldığı bir bankanın sigortalı mevduatını ödeyip tasfiyesini isteyebilir. Yani bankanın tasfiyesini isteyip istememe, Fo-nun yetkisi dahilindedir. Fon bankanın tasfiyesini isteyebileceği gibi, tasfiyesini istemeden de bankayı yönetebilir. Tasfiye kararı alınması halinde, Fon tasfiye kurulunun imtiyazlı alacaklısı olarak tasfiye kuruluna katılır. Madde 38(5)'e göre ise, ta-sfiye kararı alınmamışsa, banka hakkında Yasa'nın 40.
maddesi kuralları uygulanır. 40. madde, bankaların birleşmek
istemesi halinde Merkez Bankasından izin alarak, izin
tarihinden 3 ay içinde birleşmeyi gerçekleştirebileceklerini,
aksi halde verilen birle-şme izninin geçersiz olacağını
düzenlemektedir. Maddeye göre, birleşmeyi bankanın istemesi,
merkez bankasından izin alması ve üç ay içinde de bankanın
yetkili organlarının karar alarak devir ve birleşme işlem-
lerini başlatması gerekir.

39/2001 s-ayılı Bankalar Yasası'nın 40. maddesi gereğince
Merkez Bankası tarafından çıkarılan 25/1/2002 tarihli
"Bankaların Birleşme ve Devir Tebliği"nin kapsamı için 3.
maddenin 1. fıkrasında şöyle denmektedir:

"3(1). Bu tebliğ hükümleri 39/2001 sayılı Banka-lar Yasası
altında faaliyet gösteren ve bu tebliğ kapsamında birleşme
ve/veya devir yapmak isteyen bankaları kapsar."

Görüleceği üzere, bu tebliğ de birleşme ve devrin isteğe bağlı olduğunu belirtmektedir. Bu tebliğin 19. maddesinde de, Tasarruf -Mevduatı Sigorta Fonuna intikal eden bankaların birleşme veya devirlerinde, Merkez Bankasının, Bankalar Yasası
ve ilgili mevzuat uyarınca, bu tebliğde belirtilen esaslar dışında farklı işlem tesis etmeye ve ilave tedbirler almaya yetkisi olduğu belirtilme-ktedir. Bu madde de, Fona intikal eden bir bankayı, Fonun başka bir banka ile birleştirmesi veya devretmesi zorunluluğunu getirmemiştir.

21/2000 sayılı Yasa altında çıkarılan ve 40/2001 ve 32/2009 sayılı Yasalarla da yürürlükte olduğu belirtilen
1-0/3/2000 tarihli Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yönetim Kurulunun Görevleri, Yetkileri, Çalışma Usul ve Esasları Tüzüğü'nün 3. maddesinin 7. fıkrası; yönetim, denetim ve/veya hisseleri Fona devredilen bankaları "birleştirebilir" demek sureti ile birleştirm-eyi Fon Yönetim Kurulunun takdirine bırakmıştır. Bankalar Yasası madde 38(5), madde 40, 25/1/2002 tarihli Merkez Bankası "Bankaların Birleşme ve Devir Tebliği" ve 21/2000 sayılı Yasa altında çıkarılan 10/3/2000 tarihli Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yönet-im Kurulunun Görevleri, Yetkileri, Çalışma Usul ve Esasları Tüzüğü birlikte değerlendirildiğinde; Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve/veya Yönetim Kurulunun tasfiyesini istemediği Davacı No.(2) Bankayı başka bir banka ile birleştirmesi ve/veya başka bir bank-aya devretmesinin yasal bir zorunluluk olmadığı, böyle bir kararı alıp almamanın Fon Yönetim Kurulunun yetkisinde olduğu ortaya çıkmaktadır.

10/3/2000 tarihli Tüzüğün 3. maddesinin 4 ve 5. fıkralarında, Bankalar Yasası'nın 38. maddesinin 3. fıkrası-ndaki gibi, Fon Yönetim Kurulunun, "Yönetim, denetim ve/veya hisseleri Fona devredilen bankada, mevduat sahipleri ile diğer alacaklıların haklarını korumaya yönelik tedbirleri almak" ve yönetimin, devraldığı bankanın "Bankalar Yasası'nın 39. maddesinde say-ılan ilgililerin mal, hak ve alacaklarına mahkeme tarafından ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konmasını talep etmek" yetkisi olduğu belirtilmektedir. 40/2001 sayılı Yasa, bu Tüzüğü yürürlükte bırakmıştı. Davanın
açıldığı 2005 yılında 40/2001 sayılı Ya-sa ile birlikte
bu tüzük de yürürlükte idi. 12/3/2009 tarihinde 32/2009
sayılı Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar
Fonu Yasası yürürlüğe girerek, 40/2001 sayılı Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu Yasası yürürlükten kaldırılmıştır.
Ancak bu Yasa-'nın 19. maddesi de daha önceki Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu Yasaları altında çıkarılan tüzükleri yürürlükte bırakmıştır. 32/2009 sayılı Yasa'ya göre de Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu, Kamu Tüzel Kişiliğini haiz bir Fondur. Yani -bu Yasa'da da Fonun Kamu Tüzel Kişiliği
devam ettirilmiştir. Bu Yasa'nın 7. maddesinin 5 ve 6. fıkralarına göre de Fonun, yönetim, denetim ve/veya hisseleri Fona devredilen banka ve/veya bankalarda tasarruf mevduat sahiplerinin haklarını korumaya yönelik- tedbirleri alma, mevduat izni kaldırılan, yani Fona intikal eden bankaların, Bankalar Yasası'nın 39. maddesinde belirtilen ve şahsi sorumluluğu olabilecek kişilerin mal, hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz, yani ara emri talep etmek ve- sağlamak yetkileri bulunmaktadır. Daha önce de belirttiğimiz gibi ara emri talebi de ancak dava açmakla ve davadaki taleplere istinaden yapılabilir.

Erbank Ltd.in yönetim ve denetimi, Emare 37'den de görülebileceği gibi, 39/2001 sayılı Bankalar Yas-ası madde 37(3) altında, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmiştir. Bankacılık izninin kaldırıldığı veya hisselerinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal ettiğine dair, İlk Mahkeme önünde bir iddia veya emare bulunmamaktadır. Ancak Erbank Ltd.-in yönetim ve denetimini devralan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, bankadaki sigortalı mevduatları ödeme yönüne gitmiştir. İkame ettiği dava ile de bankanın mevduatları ödeyememesine neden olduğunu iddia ettiği kişilerden zarar-ziyan talep etmektedir.

Sig-orta ettiği mevduatı ödemiş bulunan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, bankadaki mevduatların kaybına neden olduklarını iddia ettiği Davalılar aleyhine, sigortaladığı banka ile birlikte, tazminat davası ikame etmiştir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu burada su-brogation-halefiyet hakkını kullanmaktadır. (Bak: Ünal Tekinalp, Banka Hukukunun Esasları)

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun, sigortalı mevduatı ödedikten sonra önündeki alternatiflerinden bir tanesinin, mevduat sahipleri yerine, bankanın tasfiyesini ist-emek olduğu iddia edilmiştir. Mevzuatımızda tasfiye işlemleri Fasıl 113 Şirketler Yasası madde 211'e göre yapılmaktadır. Bu madde altında hangi nedenlere dayanarak tasfiye talep edilebileceği bellidir. Hisseleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından- devralınmamış bir bankanın tasfiyesi, madde 211 (e) ve (f) bendlerine göre, yani borçlarını ödeyemeyecek duruma geldiği veya tasfiyenin adil ve uygun olduğu nedenlerine istinaden talep edilebilir.

Fasıl 113 madde 211 aynen şöyledir:

"211. Bir şirket -aşağıdaki hallerin herhangi birinde
Mahkeme tarafından tasfiye edilebilir -


(a)şirketin, Mahkeme tarafından tasfiye edilmesi için özel bir karar alması halinde;(b)kuruluş genel kurul raporunun mu-kayyide teslim edilmesinde veya kuruluş genel kurul toplantısının yapılmasında temerrüt edilmesi halinde; (c)şirketin kurulduğu tarihten başlayarak bir yıl içinde işe başlamaması veya tam bir yıl süre ile faaliyetini durdurması halinde; (d) özel bi-r şirket ise üye sayısının ikinin altına ve başka herhangi bir şirket olması durumunda da yedinin altına düşmesi halinde;(e)şirketin borçlarını ödemede acze düşmesi halinde;(f)Mahkemenin, şirketin tasfiye edilmesinin adil ve hakkaniyet kurallarına -uygun olacağı kanısına varması halinde."
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun tasfiye talebi, madde 211 altında olması gerektiğinden, iddia edildiği gibi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun sadece tasfiye ve birleştirme yetkileri olduğu kabul edileme-z. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun bankanın acze düştüğünü göstermek istemesi halinde, banka aleyhine dava ikame etmesi kaçınılmazdır.

Kamu Tüzel Kişiliğini haiz olan Davacı No.(1)'in,
atıfta bulunduğumuz bu yasal mevzuat içerisinde, yönetim ve den-etimi Fona intikal eden Davacı No.(2)'nin alacakları ve/veya zarar-ziyanı için dava açma hak ve yetkisinin varolduğu açıkça
anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle, Bidayet Mahkemesinin; tasfiye kararı vermediği nedeniyle Fonun Davacı No.(2) Bankayı başka bir bank-a ile birleştirmesi ve/veya başka bir bankaya devretmesi gerektiği, Fonun bunu yapmamakla Bankalar Yasası'nın 38 ve 40. maddesine aykırı davrandığı, Davacı No.(1)'in bu davayı ikame etmeye hak ve yetkisi olmadığı, Davacı No.(1)'in ödediği mevduatları geri -talep edemeyeceği, Davacı No.(2)'nin yöneticilerinin bankayı zarar-ziyana uğrattıkları nedeniyle Davacı No.(1)'in Davalılardan zarar-ziyan talebinin 39/2001 sayılı Bankalar Yasası'nın 38. maddesine göre mümkün olmadığına ilişkin bulguları ve buna istinaden- davayı ret ve iptal etmesi hatalıdır. Dolayısıyla Davacıların 1. istinaf sebebi kabul edilir.


İstinaf Sebebinin İncelenmesi:

"Bidayet Mahkemesi, 32/2009 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra, davanın ünvanında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu olan -Davacı No.(1) isminin, 32/2009 sayılı Yasa'da Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu olarak değiştirildiği nedeniyle, Davacı No.(1)'in isminin, tadil edilerek Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu olarak değiştirilmesinin hat-alı olduğu bulgusuna vararak, davayı ret ve iptal etmekle hata yaptı."

40/2001 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası,
32/2009 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar
Fonu Yasası ile yürürlükten kaldırılmıştır.

Bidayet Mah-kemesi, yasaların genel olarak ileriye
dönük uygulandığını, yasada açık bir ifade olmadığında
yasanın geriye dönük uygulanmasının tefsir prensiplerine
aykırı olduğunu, davaya taraf olan kişilerin haklarının
ilgili dönemdeki yasaya göre değerlendirilmesi g-erektiğini,
dava dosyalandıktan sonra veya davanın duruşması esnasında
veya duruşmadan önce yapılan değişikliklerin tarafların
haklarını ve açılmış davayı etkilemeyeceğini, bu nedenle
40/2001 sayılı Yasa'ya göre dava açan Davacı No.(1)'in
Tasarruf Mevduatı- Sigorta Fonu olan isminin 32/2009 sayılı
Yasa geçtikten sonra dava ünvanında tadilat yapılarak,
Davacı No.(1)'in isminin, 32/2009 sayılı Yasa'daki gibi
Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu
olarak değiştirilmesinin yanlış, hatalı ve gere-ksiz oldu-
ğunu, davanın ünvan değiştirilmeden açılmış olduğu 2005
yılındaki mevzuata göre ve mevcut ünvanı ile devam etmesi
gerektiğini belirterek, bu nedenle de davanın ileri
gidemeyeceği sonucuna varmıştır.

40/2001 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigort-a Fonu Yasası
ve bu Yasa'yı yürürlükten kaldıran 32/2009 sayılı Tasarruf
Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu Yasası incelen-
diği zaman, yürürlükten kaldırılan 40/2001 sayılı Yasa'nın
bütün hükümleri 32/2009 sayılı Yasa'da aynen yer almaktadır.
40-/2001 sayılı Yasa'da Fona verilen tüm hak ve yetkiler,
32/2009 sayılı Yasa'da da tamamen aynıdır. Önceki Yasa'da
varolan Fonun Kamu Tüzel Kişiliği, yeni yapılan Yasa'da
aynen korunup devam etmektedir. Bu davanın açıldığı tarihte
yürürlükte olan 40/2001 -sayılı Yasa'nın tüm hükümleri
32/2009 sayılı Yasa'da da yer almaktadır. 32/2009 sayılı
Yasa'ya eklenen bazı maddeler ise, bu davayı ilgilendirmeyen
kredileri de güvence altına almaya yönelik bazı düzenleme-
lerdir. Fonun ismi ise, Yasa'nın değişen ismine- bağlı
olarak Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu
olarak değişmiştir. 32/2009 sayılı Yasa'nın geçici 2.
maddesi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun birikmiş kaynak-
larını, Kamu Tüzel Kişiliği yeni Yasa altında da devam eden
ve ismi Tasa-rruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar
Fonu olan Fona aktarmıştır. 19. maddede ise, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu Yasası ile yapılan işlemlere halel
gelmeksizin, bu Yasa'nın yürürlükten kaldırıldığı belirtilmek-
tedir. Yasa'nın bu düzenlemesinden,- Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonunun, 32/2009 sayılı Yasa'da Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun, tadil edilmiş ismi ile yasal olarak devamı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Fasıl 1 Tefsir Yasası'nın 10. maddesine göre, bir yasada varolan -bir hükmün ilga edilip, yerine, yeni yasada aynı veya büyük ölçüde benzer bir hüküm konması halinde, yasa koyucunun zincirde kopukluk öngörmediğinin kabul edilmesi gerekmektedir. (Gör. Yargıtay/Ceza 84/2002 D.3/2004). Esasen Aleyhine İstinaf Edilen/Daval-ılar, Davacı No.(1) olan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun isminin 32/2009 sayılı Yasa'ya uygun olarak, Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu olarak tadil edilmesi için yapılan istidaya itiraz etmeyerek, Davacı No.(1)'in isminin tadil edilm-esini kendi beyan ve rızaları ile kabul etmişlerdir. 40/2001 sayılı Yasa'daki tüm hükümler 32/2009 sayılı Yasa'da da yer aldığından, bu iki Yasa arasındaki zincirde bir kopukluk olmadığından, Davacı No.(1) Fonun isminin yeni Yasa olan 32/2009 sayılı Yasa'd-aki Fonun ismine göre tadil edilmesinin davanın ileri götürülmesine yasal bir engel teşkil etmemektedir. Bidayet Mahkemesi, bunun aksine karar vermekle hata yapmıştır. Bu nedenlerle, İstinaf Edenlerin 2. istinaf sebebinin de kabul edilmesi gerekmektedir.-

İstinaf Sebebinin İncelenmesi:

"Yönetim ve denetimi Fona intikal eden Davacı No.(2) Erbank Ltd.in ayrı avukat tutma varakası olmadığı ve/veya avukat tutma varakasında mührünün bulunmaması sebebiyle dava açamayacağı kararına varmak ve bu nedenle d-avayı iptal etmekle Bidayet Mahkemesi hatalı hareket etmiştir."

Bidayet Mahkemesi, Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü
Emir 2 Nizam 14 gereğince, KKTC'de ikamet eden bir Davacının
dava açabilmesi ve davanın kabul edilebilmesi için dava ile
birlikte, ist-isnalar dışında, Davacı tarafından tanzim
edilmiş bir avukat tutma varakasının da dosyalanması
gerektiğini, Davacıların dava celpnamesine ekli iki avukat
tutma varakası olmakla birlikte, her iki avukat tutma
varakasını da Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonun-un mühürleyip
imzaladığını, avukat tutma varakasının birinde, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonunun (Davacı No.1) mührünün yanında
Davacı No.(2)'ye ait bir kaşe bulunduğunu, ancak bu avukat
tutma varakasının üzerinde Davacı No.(2)'nin yetkililerinin
imzasının- bulunmadığını, bu nedenle Davacı No.(2) Banka
adına avukat tutma varakası olmadığından, davanın ilk baştan
dosyalanamayacağı bulgusuna varmış ve bu hususu davayı iptal
nedenlerinden biri olarak kabul etmiştir.

Bidayet Mahkemesinin de temas ettiği Hu-kuk Muhakemeleri
Usulü Tüzüğü Emir 2 Nizam 14 aynen şöyledir:

"14. Dört bin Türk Lirası'nı aşan bir taleple
ilgili bir celpname mühürlenmek üzere bir avukat
tarafından sunulduğunda, Davacının KKTC'de yaşadığı
ve okuma yazma bilme-diği durumlarda söz konusu
celpname ile birlike bir Mukayyit veya tasdik
memuru tarafından veya Avukat Katibi olmayan iki
yetenekli tanık tarafından veya Form 4'e göre
hazırlanmış bir Avukat Tutma belgesinin de
sunulması ger-ekir, böyle bir belge sunulmazsa
celbname mühürlenmez.

Ancak haklı nedenler gösterildiği takdirde
(bu nedenlerin zapta geçirilmesi gerekir) ve
Yargıcın izni ile, celpname yukarıda belirtildiği
şekilde bir Avukat tutma- belgesi ile birlikte
sunulmamış olmasına rağmen mühürlenebilir. Ancak,
gereken Avukat tutma belgesi daha sonra Yargıcın
uygun göreceği bir süre içinde dosyalanır."


Davacılar tarafından dosyalanan dava celpnamesinin arkasında, Dav-acı No.(1) olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonunun Davacı olarak görüldüğü, Fon tarafından mühürlenip
Fon yöneticileri tarafından imzalanan bir avukat tutma
varakası vardır. Diğer bir avukat tutma varakasında Davacı
olarak Erbank Ltd. (Davacı No.2) görül-mektedir. Bu avukat
tutma varakasında, Davacı No.(1) Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonunun mührü, Erbank Ltd.in mühür ve/veya kaşesi ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu mührü üzerinde Fon yöneticilerine ait imza bulunmaktadır. Davacı No.(2) Erbank Ltd.in yönet-im ve denetiminin, davanın açıldığı tarihte Fona devredildiği ihtilafsızdır. Diğer bir anlatımla dava dosyalanırken, Davacı No.(2) Erbank Ltd. için avukat tutma varakası tanzim edildiği zaman, Davacı No.(2) Erbank Ltd.in yönetim ve denetimi Davacı No.(1) -Fona devredilmiş durumda idi. 39/2001 sayılı Bankalar Yasası'nın 38. maddesi, davanın açıldığı tarihteki 40/2001 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası ve daha sonra bu Yasa'yı ilga eden 32/2009 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikra-r Fonu Yasası'na göre, Fona intikal eden bir bankanın tüzel kişiliği devam etmekte, ancak tüm hak ve yetkileri ile birlikte yönetim ve denetimi Fona intikal etmektedir. Davacı No.(2) Erbank Ltd.in Tüzel kişiliği devam etmekle birlikte, yönetimi Fona intik-al ettiği için yapacağı her türlü hukuki işlem ve faaliyette Fon yönetimi yetkilidir. Fon, Davacı No.(2) Erbank Ltd.in tüzel kişiliğinin yönetimini devralan, Davacı No.(2)'yi yönetme yetkisi olan ayrı Kamu Tüzel
Kişiliği haiz olup, Fonun ve/veya Fon adına- yöneticilerinin
ilgili yasaların Fona verdiği Davacı No.(2)'yi yönetme
yetkisine istinaden, Davacı No.(2) için imza atmaya
yetkilidir. Davacı No.(2) için tanzim edilen avukat tutma
varakasında, Davacı No.(2)'nin kaşesi yanında, Davacı No.(2)'nin yöneti-minde yetkili ve Davacı No.(2) için imza atmaya yetkili Davacı No.(1) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun mührü ve Fon yönetici ve/veya yetkilerinin imzası olduğu nedeniyle, Davacı No.(2) tarafından tanzim edilen avukat tutma
varakasının Hukuk Muhakemeleri -Usulü Tüzüğü Emir 2 Nizam
14'e uygun olup varolduğu kabul edilmelidir. Davacı No.(2) Erbank Ltd.in avukat tutma varakasında, Erbank Ltd.in kaşesi bulunmaktadır. Davacı No.(1) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu yöneticileri, Davacı No.(2)'yi yönetme yetkisi b-ulunan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun yetkilileri sıfatı ile Davacı No.(2)'nin avukat tutma varakasını imzalamışlardır. Ancak bir an için, Davacı No.(2) Erbank Ltd. yetkililerinin avukat tutma varakasını imzalamadıkları, bunun bir eksiklik olduğu, avuk-at tutma varakasında eksiklik olduğu kabul edilse bile, bu husus hükümsüzlük doğuran bir eksiklik olmayıp bir usulsüzlük olup, davanın açılamayacağı veya davanın yok sayılması (Null and void) sonucunu doğurmamaktadır. (Gör. Birleştirilmiş Yargıtay/Hukuk 5-5-56, 57/2004 D.7/2009). Dolayısıyla
Bidayet Mahkemesinin Davacı No.(2) Banka adına avukat tutma
varakası olmadığı, davanın ilk baştan dosyalanamayacağı ve
davanın iptal edilmesi gerektiği bulgusu hatalıdır.

Belirtilenler ışığında İstinaf Edenlerin- üçüncü istinaf
sebeplerinin de kabul edilmesi gerekmektedir.

İstinaf Sebebinin İncelenmesi:

"Bidayet Mahkemesi, Davalı olan bazı şirketlerin isimlerindeki harf hatalarını davanın reddedilmesi nedeni olarak kabul etmek ve Davalılar aleyhindeki davay-ı reddetmekle hatalı hareket etmiştir."

İstinaf Eden/Davacılar Avukatı, bazı Davalı Şirketlerin
isimlerinde harf hatası olduğunun ve bazı şirketlerin
isimlerindeki Limited kelimesinin veya Şirket kelimesinin
kısaltılmış bir şekilde yazıldığının doğr-u olduğunu, ancak
bu yazımların büyük bir hata olmadığını, Aleyhine İstinaf
Edilen/Davalıların ispat-ı vücut dosyaladıklarını, protestolu
ispat-ı vücut dosyalamadıklarını, ispat-ı vücut ve avukat
tutma varakalarından da görüldüğü üzere, Davalı Şirketlerin
-doğru isimle temsil edilerek, itiraz etmeden davaya dahil
olduklarını, dolayısıyla Bidayet Mahkemesinin, şirketlerin
isimleri yanlış yazıldığı bulgusu ve bu nedenle davayı iptal
etmesinin hatalı olduğunu iddia etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen/Davalı- Şirketlerin Avukatları
ise, Davalı Şirketlerin onay belgelerindeki kayıtlı isimleri
ile Emir 2 Nizam 1 altında açılan davadaki celpnamede ve/veya
dava ünvanında ve daha sonra dosyalanan tafsilatlı talep
takririndeki isimlerinin farklı olduğunu, bir şirket-in
isminde fazladan bir kelime olduğunu, diğer şirketlerin
isimlerindeki bazı kelimelerin kısaltılarak yazıldığını,
bir şirketin ismindeki iki harfin de yer değiştirilerek
yazıldığını, bu şekilde isimleri yanlış yazılan Davalı
Şirketler aleyhindeki davan-ın ileri gidemeyeceğini, Bidayet
Mahkemesinin bu nedenle davayı iptal etmesinin hatalı
olmadığını ileri sürmektedir.

Bu istinaf sebebini karara bağlarken, öncelikle Davalı
Şirketlerin onay belgelerindeki isimleri ile dava layiha-
larındaki isimlerin-in yazılışlarına bakılması gerekmektedir.

Davalı No.(8)'in Emare 23 onay belgesine göre kayıtlı
ismi, Eroto Ticaret Limited'tir. Emir 2 Nizam 1 altındaki
dava celpnamesinde Eroto Ticaret Şirketi Ltd., daha sonra
dosyalanan tafsilatlı talep takririn-de ise Eroto Tic. Ltd.
olarak yazılmıştır. Yani Davalı No.(8)'in Emir 2 Nizam 1
dava celpnamesindeki ismi yazılırken "Şirketi" kelimesi
fazladan yazılmış, Limited kelimesi kısaltılarak Ltd.
olarak yazılmıştır. Tafsilatlı talep takririnde ise
Ticaret ve -Limited kelimeleri, Tic. ve Ltd. olarak
kısaltılarak yazılmıştır. Davalı No.(9)'un Emare 22 onay
belgesinde kayıtlı ismi Tansu Ercantan Ticaret Şti.
Ltd.tir. Davalı No.(9)'un gerek Emir 2 Nizam 1 celpnamede,
gerekse tafsilatlı talep takririnde is-mi onay belgesinde
kayıtlı olduğu gibi yazılmıştır. Yani Davalı No.(9)'un
ismi ihtilaf konusu değildir.

Davalı No.(10)'un Emare 21 onay belgesine göre kayıtlı
ismi Kansu Ercantan İşletmeleri Limited'tir. Emir 2 Nizam
1 celpnamede Kansu Ercantan İşl-etmeleri Ltd., tafsilatlı
talep takririnde ise Kansu Ercantan İşl. Ltd. olarak
yazılmıştır. Yani işletmeleri kelimesi İşl., limited
kelimesi de Ltd. olarak kısaltılarak yazılmıştır.

Davalı No.(11)'in Emare 20 onay belgesine göre ismi
Ercantan Tica-ret Şti. Ltd.tir. Emir 2 Nizam 1 celpnamede,
Ercantan Ticaret Şirketi Ltd., tafsilatlı talep takri-
rinde ise Ercantan Tic. Şti. Ltd. olarak yazılmıştır.
Yani Emir 2 Nizam 1'de Şti. kelimesi tam olarak "Şirketi",
tafsilatlı talep takririnde ise Ticaret ke-limesi, kısaltıl-
mış olarak "Tic." yazılmıştır.

Davalı No.(12)'nin Emare 19 onay belgesindeki ismi
Mustafa & Soner Trading Co. Limited'tir. Emir 2 Nizam 1
celpnamede ve tafsilatlı talep takririnde ise Mustafa & Soner
Trading Ltd. olarak yazılmıştı-r. Yani gerek Emir 2 Nizam 1
celpnamede, gerekse tafsilatlı talep takririnde "CO." kelimesi
yazılmamış ve Limited kelimesi de kısaltılmış şekilde "Ltd."
olarak yazılmıştır.

Davalı No.(13)'ün Emare 17 onay belgesindeki kayıtlı
ismi Click Shop Limite-d'tir. Emir 2 Nizam 1 celpnamede
ve Tafsilatlı Talep Takririnde Click kelimesindeki "C" ve
"K" harfleri yer değiştirmiş bir şekilde "Clikc" olarak
ve Limted kelimesi de kısaltılmış olarak yazılmıştır.

Bidayet Mahkemesi Davalı Şirket isimlerinin yan-lış
ve/veya hatalı ve/veya kısaltılmış olarak yazıldıkları ve
tafsilatlı talep takririnde yer alan Davalı Şirket isimle-
rinin onay belgelerindeki kayıtlı isimlerinden farklı
oldukları nedeniyle, Davalılar aleyhindeki davanın ileri
gidemeyeceği bulgusuna -vararak, bu nedenle de davanın ret
ve iptal edilmesine karar vermiştir.

Bir davada Davacı olan veya dava edilen bir şirketin
isminin, açılan davada veya her layihanın başlık ve/veya
ünvanında tam ve doğru olarak yazılması gerektiği kabul
edilen yerl-eşmiş bir hukuki prensiptir.

Bu hususla ilgili olarak Bullen and Leake and Jacob's
Precedents of Pleadings 12th Edition sayfa 24'te, Title of
Pleadings başlığı altında şöyle denmektedir:

"Every pleading must bear on its face the
titl-e of the action, which consists of the names
of each plaintiff and of each defendant. In this
respect, save for a few rare exceptions, the
statement of claim or other pleading must
correspond exactly with the writ of summons.
Thu-s, the Christian names and forenames and the
surname of every plaintiff and of every defendant
should be stated in full and correctly on the
writ of summons and every pleading. In the case
of a limited liability company, the full name o-f
the company should be accurately stated; in the
case of a corporation, the full corporate name
should be used, and statutory corporations must
receive their full statutory title; and in the
case of a firm, the firm name should be- stated
in full, adding 'trading as a firm.' "

Sayfa 179'da ise şöyle denmektedir:

"A Limited company or a corporation sues or
is sued in its corporate name which must be set
out fully in the writ and in the title of each
- pleading."
Aynı eserde, sayfa 330 ve 331'de şöyle denmektedir:

"Pleading. Public companies and other corporations
aggregate, whether incorporated by charter, by
prescription, by Act of Parliament, or by statutory
regis-tration, sue and are sued by their corporate
name. This must be set out in full on the writ
and in the heading of every pleading, though in
the body of the pleading it is sufficient to say
'the plaintiffs' or 'the defendants' or '-the
plaintiff company' or 'the defendant company',
as the case may be."


Bu prensiplere Yargıtay/Asli Yetki 6/87 D.6/87'de atıfta
bulunularak benimsenmiştir.

Robert R. Pennington, LL.D. Company Law Second Edition sayfa 17'de Pu-blicity in respect of the company's name başlığı altında şöyle denmektedir:

"A company, when incorporated, must exhibit its
name outside every place where its business is
carried on, must have a common seal on which its
name appears,- and must mention its name in all
business letters and publications and in all bills
of exchange, cheques, promissory notes, orders for
money or goods, receipts and invoices signed or
issued on its behalf (e). It suffices that the
- word 'limited' as part of the company's name
appears in the contracted form, 'Ltd' or 'Ld' (f),
but the omission of the word 'limited' (g) or of
any other word forming part of the company's name (h)
results in an infringement of the Co-mpanies Act.
The rule is enforced by criminal sanctions against
the company and its officers (i), and additionally
an officer or agent of the company who signs or
authorises the signature of a bill of exchange,
cheque, promissory -note or order for money or goods
on its behalf which does not contain its name is
liable on the instrument to the holder of it if the
company does not satisfy the obligation which it
embodies (k). An instrument is not invalid if the
- company's name is not fully or correctly set out
in it, however, provided that there is no likelihood
of another company or firm being mistaken for the

one which is intended by the instrument (l). This
also applies to docume-nts connected with litigation (m)."


Butterworths Company Law Third Edition, sayfa 221'de Company Names - Publication başlığı altında ise şöyle denmektedir:

"9.06 The name of a company must be kept painted or
affixed on the outside of the o-ffice of the company
or place of its business in a conspicuous place
and in legible letters. If the company has a common
seal, the name must also be engraved in legible
characters on the seal. Further, as already
mentioned, the -name must be shown on various types
of business documents issued by a company.
Breach of these requirements renders the company
and any officers in default liable to a fine. More
seriously, if any officer of a company or any person
- on its behalf signs or authorises the signature on
behalf of a company of any bill of exchange,
promissory note, endorsements, cheque or order for
money or goods in which the name of the company is
not stated as required, he is pe-rsonally liable to
the holder of the bill of exchange, etc for the
amount thereof unless it is duly paid by the company.
Misstatement of the name of a company in such a
document (even of a minor nature such as omission
of an am-persand) may result in personal liability
even if the holder has not been misled thereby.
The use of conventional abbreviations for corporate
status such as 'ltd', 'plc' or 'Co' are not, however,
treated as being misstatements for thi-s purpose.
The inadvertent misspelling of a word in a company's
name has been held not to result in personal liability
provided there was no danger of confusion arising
from the error."

The All England Law Reports 1981 (3) sayfa -202'de
Banque de I'Indochine et de Suez SA v Euroseas Group Finance Co Ltd and others davasında ise şöyle denmektedir:

"...It seems to me that in those circumstances
the general principle, which I derive from the
words of Scrutt-on J, is that where there is an
abbreviation of a word which is not merely
an accepted abbreviation but is treated as
equivalent to that word, and where there is
no other word which is abbreviated to that
partic-ular abbreviation, and where there is
no question of the companies registrar
accepting for registration two companies,
both of which have the same name, except
that one contains the full word and the
other th-e abbreviated word, then in those
circumstances there is absolutely no
possibility of any confusion arising by
reason of the abbreviation, and in those
circumstances where the abbreviation is used
it is proper -to hold that the company has
its name mentioned in the relevant document
in legible characters, as required by s 108
(I)(c) of the 1948 Act."


Atıfta bulunduğumuz bu eserlerdeki prensiplere göre,
Davacı veya Dava-lı olan bir şirketin isminin dava ünvanında
tam ve doğru olarak yazılması, isminde herhangi bir eksiklik
olmaması ve herhangi bir fazlalık da olmaması gerekir.
Açılan davada şirketin isminin tam ve doğru bir şekilde
yazılması esastır. (It is esential -that the name of the
Limited company or corporation should be fully and accurately
stated in the writ)

Ancak yine bu eserlerde ve atıfta bulunulan kararlarda, şirketin ismindeki Limited kelimesinin "Ltd", Company kelimesinin "Co." Public kelimesi "Pl-c." olarak kısaltılmasının
bir eksiklik olmadığı, şirketin ismindeki bir kelimenin, dikkatsizlikle, yanlışlıkla, herhangi bir kasıt olmadan yazım hatası ile yanlış yazılmasının şirketin ismi açısından bir eksiklik olmadığı, şirketin ismindeki bu yanlışlığı-n karışıklık yaratma tehlikesi olmadığı takdirde şirketin yetkililerine
şahsi bir sorumluluk yüklemediği belirtilmektedir.

Bu eserlerde atıfta bulunulan bazı kararlarda,
Limited kelimesinin "Ltd." olarak kısaltılmasının şirketin
ismi açısından bir- eksiklik olmadığı ve Ltd.in yeterli
olduğu da belirtilmektedir. (The abbreviation "Ltd" is sufficient for this purpose) Gör. Stacey & Co. Ltd. V. Wallis (1912), 106 L.T.544.)

Yine bir enstrüman (Poliçe, çek v.s) düzenlenirken şirket ismi tam ve do-ğru detayda yazılmasa da, bu enstrümanı düzenleyenin niyeti başka bir firma veya şirketin yanılma olasılığını yaratacak şekilde kasıtlı değilse, bu enstrümanın
geçersiz olmayacağı da belirtilmektedir.

Yargıtay/Hukuk 18/98 D.25/98 sayılı kararda Yarg-ıtay, Fasıl 113 Limited Şirketler Yasası'nın 18 ve 19. maddesini yorumlayarak şöyle demiştir:

"Kıbrıs Yasaları, Bölüm 113, madde 18 ile 19'u
yorumlayarak Bakanlar Kurulunun mevcut bir şirket
ismine çok benzer bir isimle yeni bir şirket-in
kurulmasına izin vermeyeceğini söyleyebiliriz.
Mevcut bir şirketin ismine çok benzer bir isimle
yeni bir şirketin kurulması halkı yanıltıcı,
yanlış yönlendirici olur gerçeği ile Bakanlar
Kuruluna bu yetki verilmiştir. Bir- şirketin
isminde 'şirket' (yani company) sözcüğüne yer
vermesi bir zorunluluk değildir ve günümüzde
ismi içinde 'şirket' sözcüğü yer almayan
şirketler de vardır. Leonard Fairclough (Cyprus)
Ltd. ismi altında bir şirket ka-ydedildikten
sonra, bu şirketten tamamen farklı Leonard
Fairclough (Cyprus) Co. Ltd. ismi altında ikinci
bir şirketin kaydının yapılmış olduğuna, hele
bir de Leonard Fairclough (Cyprus) Company Ltd.
ismi ile üçüncü bir şirke-tin kaydının yapılmış
olduğuna ve böylece üç farklı şirket olacağına
ihtimal veremiyoruz."


Şirket isimleri ile ilgili bu hukuki prensipler ve Yargıtayın yorumu dikkate alındığında, Davalı No.(9), (10), (11) ve (13) şirketlerin isimlerind-eki kısaltmaların ve Davalı No.(8) Eroto Ticaret Limited'in ismindeki fazladan "şirketi" ve Davalı No.(12) Mustafa & Soner Trading Co. Limited'in ismindeki Co. kelimesinin yazılmamasının, yani Davalı şirketlerin isimlerindeki bu yanlışlıkların, isimleri bi-rbirine çok benzer şirketler kurulamayacağını da göz önünde bulundurduğumuzda, karışıklık yaratma tehlikesi oluşturduğunu, başka bir firma veya şirket için yanılma olasılığını yarattığını kabul etmek mümkün değildir.

Davalı şirketler dava edildikte-n ve dava kendilerine tebliğ edildikten sonra, onay belgelerindeki kayıtlı doğru isimleri ile avukat tutma varakası imzalayarak ve şartsız ve/veya protestosuz ispatı-vücut dosyalayarak davada temsil edilmişlerdir. Halbuki davanın ünvanında olan bu yanlışl-ıklara, Davalıların dava açılır açılmaz ve ispat-ı vücut kaydı yaptırmadan itiraz etmeleri gerekmekte idi. Davalıların isimlerindeki bu yanlışlıklar bir usulsüzlük olsa bile, Davalılar kayıtsız şartsız ispat-ı vücut kaydı yaptırmakla, davanın ünvanındaki -usulsüzlükten doğan haklarından feragat etmişlerdir. (Gör: Hukuk İstinaf 33/70)

Belirttiğimiz hukuki durum ve nedenlerle, Alt Mahkemenin Davalı No.(8), (9), (10), (11), (12) ve (13) şirketlerle ilgili davanın ileri gidemeyeceği bulgusu ve Davalıla-r aleyhindeki davayı iptal eden kararı hatalıdır.

İstinaf Edenler 4. istinaf sebeplerinde başarılı olduklarından, 4. istinaf sebebinin de kabul edilmesi gerekmektedir.

Bu istinaf sebebi kabul edildiğinden, Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Em-ir 35 Nizam 8'in Yargıtaya verdiği yetkiye istinaden, davanın ünvanında ve dava layihalarında isimleri hatalı yazılan Davalı şirketlerin kayıtlı isimlerine uygun olarak isimlerinin tadil edilmesine de emir verilmesini uygun ve gerekli buluruz. Bu nedenle -dava ünvanı ve layihalarda Davalı No.(8)'in isminin Eroto Ticaret Limited, Davalı No.(10)'un isminin Kansu Ercantan İşletmeleri Limited, Davalı No.(11)'in isminin Ercantan Ticaret Şti. Ltd., Davalı No.(12)'nin isminin Mustafa & Soner Trading Co. Limited,
-Davalı No.(13)'ün isminin ise Click Shop Limited olarak tadil edilmesine emir verilir. Tadilatın İstinaf Edenler tarafından 10 gün içinde yapılmasına emir verilir.

5. İstinaf Sebebinin İncelenmesi:

"Bidayet Mahkemesi, dava masraflarının Davac-ılar tarafından ödenmesine karar vermekle hatalı hareket etmiştir."

Alt Mahkemenin davayı iptal eden kararı hatalı bulunup iptal edildiğinden, dava masraflarının Davacılar tarafından ödenmesi ile ilgili kararı da hatalıdır. Dolayısıyla Davacıların 5-. istinaf sebebi de kabul edilir.

Netice itibarı ile İstinaf Edenler, tüm istinaf sebeplerinde başarılı olduklarından, Alt Mahkemenin Davalıların iptidai itirazlarını kabul eden ve Davalılar aleyhindeki davayı ret ve iptal eden kararı ve Davacılar a-leyhindeki masraf emri iptal edilir.

İstinaf masrafları Aleyhine İstinaf Edilen/Davalılar tarafından ödenecektir.



Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Mehmet Türker
Yargıç Yargıç Yargıç




24 Ekim, 2013-
















31






Full & Egal Universal Law Academy