Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 71/2011 Dava No 8/2012 Karar Tarihi 22.03.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 71/2011 Dava No 8/2012 Karar Tarihi 22.03.2012
Numara: 71/2011
Dava No: 8/2012
Taraflar: Halil Bicenkardeşler ve diğeri ile Belvü Turizm Yatırım Şti. Ltd. ve diğerleri arasında
Konu: İstinaf süresinin uzatılması - Sürenin uzatılması için istida dosyalanması - İstidanın reddi - Ret kararının istinaf edilmesi - İstinafın kabul edilerek İlk Mahkeme emrinin iptal edilmesi ve karar gününden itibaren istinaf süresinin 7 gün uzatılmasına karar verilmesi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 22.03.2012

-D. 8/2012 Yargıtay/Hukuk : 71/2011
(Girne Dava İstida No: 2129/2008)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA

Mahkeme Heyeti :Narin F.Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan

İstinaf eden :1. Halil Bicenkardeşler c/o VİRGO TR-ANS, Girne
2. Ayşe Feral Bicenkardeşler c/o VİRGO TRANS -
Ecevit Caddesi/Girne.
(Davalılar)

ile

Aleyhine istinaf edilen : 1. Belvü Turizm Yatırım Şti.Ltd.
Karaoğlanoğlu Ca-ddesi No.222,
Alsancak-Girne
2. Kerim Tezkol - Şht. Ercan Caddesi
No.8 Alsancak - Girne
3. Ayşe Tezkol - Şht. Ercan Caddesi
- No.8 Alsancak -Girne.
(Davacılar)

A r a s ı n d a.

İstinaf Edenler hazır taraflarından Avukat Ata Dayanç şahsen ve Avukat Hasan Nidai Mesutoğlu adına hazır
Aleyhine İstinaf Edilenler tarafından Avukat Mustafa Güryel


Girne- Kaza Mahkemesi Başkanı Yargıç İlker Sertbay'ın 2129/2008 sayılı davada 30.6.2010 tarihli istidada 15.6.2011 tarihinde verdiği karara karşı, Davalılar tarafından yapılan istinaftır.

-----------------


H Ü K Ü M

Narin F. Şefik : Bu istinaf-ta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.


Ahmet Kalkan: İstinaf Eden/Müstedi, Girne Kaza Mahkemesinin 15.6.2011 tarihinde, 30.6.2010 tarihli istidasını reddeden kararından, bu istinafı dosyalamıştır.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:-

İstinaf ile ilgili olgular, özetle şöyledir:

30.6.2010 tarihli, istinaf süresinin bir hafta uzatılmasına yönelik emir talep edilen istida, daha önce 12.7.2010 tarihinde, Girne Kaza Mahkemesinde aynı Yargıç huzurunda görülmüş ve reddedilmişti.

İsti-naf Eden/Müstedi, o tarihte, Yargıtay/Hukuk 90/2010 (D.2/2011) sayılı istinafı dosyalamış ve Yargıtay, konu istinafta, Mahkeme prosedürünün kötüye kullanılması sonucunun hangi hallerde oluşacağını belirterek, İlk Mahkemenin kararını hatalı bulmuş ve 12.7.2-010 tarihli emrini iptal etmişti.

Yargıtay/Hukuk 90/2010 (D.2/2011) sayılı kararda, o safhaya kadar gelişen olgular yer aldığından, olguları yeniden bu karara aktarmayı gereksiz görürüz.

30.6.2010 tarihli istidanın iptaline ilişkin emir, 31.3.2011 ta-rihinde, Yargıtay tarafından iptal edilip, istida tekrar canlandırıldıktan sonra Girne Kaza Mahkemesine gönderilmiş ve aynı Yargıç huzurunda görülmeye başlanmıştır.

15.6.2011 tarihinde Girne Kaza Mahkemesinde dinlenen istidanın duruşmasında, Müstedi Avu-katı, istida gereğince emir talep ederek, herhangi bir tanık dinletmemiştir. Müstedaaleyh tarafından hazır bulunan Avukat ise "itirazım yoktur, takdir Mahkemenindir" beyanında bulunduktan sonra, Girne Kaza Mahkemesi istidayı yeniden ret ve iptal etmiştir. -

İlk Mahkemenin kararı aynen şöyledir:

"Mahkeme: İstida, yapılan beyan, verilen cevap tarafımdan
tezekkür edildi. Dava dosyasının içeriği, dosyanın geçirdiği safahatı, istinafa konu kararın 25.3.2010 tarihinde verildiği, süresinde istinaf yapılmadığı- daha önce ve ezcümle 03.6.2010 tarihinde istinaf süresinin uzatılması için istida yapıldığı ve Mahkemenin 22.6.2010 tarihli emri ile istinaf süresinin (1) hafta süre ile uzatıldığı, verilen Emre rağmen süresinde istinaf dosyalanmadığı, bilahare bu kez 30.-6.2010 tarihinde yine istinaf dosyalama süresinin uzatılması için istida yapıldığı görülmektedir. Bugün istinaf süresinin (1) hafta uzatılmasına izin verilmesine yönelik bu istidaya Davacı Müstedaaleyhlerin itirazlarının olmamasına rağmen bu Mahkeme istina-f süresinin uzatılmasını bu safhada adil ve uygun bulmamaktadır. Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nün amaç ve ruhunun, meselelerin kısa sürede ve masrafsız bitirilmesine yönelik olduğu, talep edildiği şekilde emrin verilmesinin meseleyi uzun bir süre daha Y-üksek Mahkemenin gündeminde tutacağı yani meselenin uzun bir süre daha askıda kalmasına sebebiyet verileceği ve bu durumun da HMUT'nün amaç ve ruhuna ve istinaf sürelerinin uzatılması müessesesinin ve Yüksek Mahkemenin bu konu ile ilgili ortaya koyduğu pre-nsiplere de uygun olmadığından istida gereğince Emir verilmez ve istida ret ve iptal edilir."


İstinaf Eden/Müstedi, Girne Kaza Mahkemesinin bu kararından sonra tekrar istinaf dosyalamıştır.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

İstinaf Eden/Müstedi, 5 istinaf sebebi i-leri sürmekle birlikte, tüm istinaf sebeplerini tek başlık altında toplamak mümkündür.

Muhterem İlk Mahkeme, Müstedinin istidasını, Yüksek Mahkemenin gündeminin uzun süre meşgul edileceği nedeni ile ve esas itibarıyla gerekçesiz bir şekilde reddetmekle h-ata etmiştir.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

İstinaf Eden/Müstedi Avukatı; istinafdaki hitabında, istidanın geçirdiği süreç ile ilgili olguları tekrarladıktan sonra, İlk Mahkemenin ne Yargıtay/Hukuk 90/2010 (D.2/2011) sayılı istinaf kararına, ne de -Yargıtay/Hukuk 1/84 (D.10/85) sayılı içtihat kararlarına uyduğunu, istidadaki olgularla ilgili bulgu yapmadan, sadece daha önce uzatılan sürede istinaf dosyalanmaması ve izin verilmesi halinde, meselenin uzun bir müddet Yargıtayın gündeminde yer alacağı ge-rekçeleri ile istidayı reddettiğini, bu yöntemin hatalı olduğunu ve adil olmadığını ileri sürerek, istinafın kabulünü talep etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen/Müstedaaleyh Avukatı, Müstedi Avukatı ile hemfikir olduklarını ve istinafın kabul edilmesi gere-ktiğini belirterek, istida gereğince emir verilmesine itirazları olmadığını belirtmiştir.

İNCELEME:

Taraf Avukatlarının iddialarına özetle değindikten sonra, bu aşamada, istinaf sebebinin incelenmesi gerekmektedir:

Muhterem İlk Mahkeme, Müstedinin i-stidasını Yüksek Mahkemenin gündeminin uzun süre meşgul edileceği nedeni ile ve esas itibarıyla gerekçesiz bir şekilde reddetmekle hata etmiştir:

Girne Kaza Mahkemesinin, aynı istida ile ilgili daha önce Müstedi Avukatına bazı sorular sorduktan sonra, is-tidayı reddetmesi üzerine dosyalanan Yargıtay/Hukuk 90/2010 (D.2/2011) sayılı istinafın kararında, daha ziyade "abuse of court process" yani Mahkeme prosedürünün kötüye kullanılması ile ilgili prensipler belirtilmiş, istinaf süresinin uzatılması ile ilgili- hangi prensiplerin uygulanması gerektiği üzerinde durulmamıştı.

Bu istinafta, İlk Mahkemenin istidayı reddederken veya takdir yetkisini bu yönde kullanırken, yanlış prensiplere dayanıp dayanmadığını incelememiz gerekecektir.

İstinaf süresinin uzatılm-asında, Mahkemelerin çok temkinli davrandıkları bir gerçektir. Bu konuda birçok içtihat kararı olmasına rağmen, Yargıtay/Hukuk İstida/İstinaf 1/84 (D.10/85) sayılı içtihat kararına, muhteviyatında birçok karara atıfta bulunulduğu cihetle temas etmeyi uygun- bulduk.

Mezkûr kararda, Yargıtay/Hukuk 10/75'e atıfta bulunularak şöyle denmiştir:

"Mahkeme kendisine verilen uzatma yetkisini kullanırken,
bir takdir hakkına sahiptir. Ancak işbu takdir hakkını kullanırken hukuk ilkelerine uyarak kullanması gerekir.- Herhangi bir kanunda veya nizamnamede belirlenen bir müddetin uzatılması için makul sebeplerin var olması ve bu hususta mahkemenin tatmin edilmesi gerekir. Herhangi bir meselede makul ve ikna edici sebep yoksa, herhangi bir sürenin mahkeme tarafından uzat-ılmaması gerekir. Çünkü kanun ve kanun gereğince yapılan nizamların esas amacı bu gibi kanun ve nizamlarda belirtilen zamana uyulmasıdır."

İktibas edilen karardan görüleceği üzere, istinafın uzatılması konusunda Mahkemeye bir takdir hakkı tanınmıştır. Mah-kemenin, bu takdir hakkını kullanırken, makul sebebin varlığına ikna edilmesi gerekmektedir. "Makul sebep", Mahkemenin takdir hakkını kullanırken dikkate alacağı ana unsur olduğuna göre, karşı tarafın süre uzatılmasına itirazı olmaması, tek başına, böyle b-ir emrin verilmesini kendiliğinden mümkün hale getirmez.

Yargıç, ileri sürülen sebeplerin makul olup olmadığını adaletin tecellisi bakımından incelediğini kararında göstermelidir.

İlk Mahkemenin kararı incelendiğinde, istidanın reddi kararının, iki esa-s üzerine dayandırıldığı görülmektedir. Birincisi, istinaf süresi daha önce, 22.6.2010 tarihli emirle, bir hafta süre ile uzatılmasına rağmen, Müstedi istinaf dosyalamadı. İkincisi, böyle bir uzatma verildiği takdirde, meselenin Yüksek Mahkemenin gündemind-e uzun süre daha yer tutacağı ve bu durumun meselelerin kısa sürede ve masrafsız bitirilmesini amaçlayan Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğüne aykırı olacağıdır.

İstinaf süresinin daha önce uzatılmış olması, yeniden uzatılması için istida yapılmasına engel t-eşkil etmez. Burada önemli olan, neden daha önce verilen emre uyulmadığı ve hangi gerekçe ile yeniden uzatma talep edildiğidir.

Taraflar tanık çağırmadıklarına göre, İlk Mahkeme, Müstedinin yemin varakasında ileri sürdüğü sebepleri tezekkür edip, ortaya -konan sebeplerin makul olup olmadığına karar vermesi gerekirdi.

Yemin varakasında, istinaf süresinin dolmasına bir gün kala avukat değişikliği olduğu ve bu sebeple istinafın belirlenen süre içerisinde dosyalanmadığı; bundan dolayı Müstedinin zarara uğrat-ıldığı ileri sürülmektedir.

İlk Mahkeme, yemin varakasında ileri sürülen sebebe kararında yer vermemiştir. İlk Mahkeme, Müstedinin gerekçelerini tezekkür etmeden, sadece, daha önceden verilen istinaf süresinin uzatılması emrine riayet edilmemesini, istida-nın reddi için yeterli saymıştır.

İlk Mahkeme, Müstedinin daha önce karara bağlanan bir konu hakkında tekrar istida yaparak, Mahkeme prosedürünü kötüye kullandığı kanaatinde ısrarlıysaydı, Yargıtay/Hukuk 90/2010 (D.2/2011) sayılı karardaki prensipleri uy-gulayıp bir karar vermek zorundaydı.

Mahkemelerin lüzumsuz gecikmelere yol açacak davranışları tasvip etmemesi, yadırganacak bir durum değildir. Ancak, bu sonucu doğuracak davranışların neler olduğunun kararda yer alması, adil ve uygun bir çare için şart-tır. Davaların makul sürede görülüp karara bağlanması, Adil Yargılama için ne kadar gerekli ise, taraflara, ihtilâflarını Mahkeme huzuruna getirip görüşülmesine fırsat verilmesi de o kadar önemlidir.

İlk Mahkemenin, Müstedinin ileri sürdüğü sebepleri inc-elemeden, ikinci kez süre talep edilmesini, istidayı reddetmek için yeterli sayması hatalıdır. Bu nedenle, İlk Mahkemenin emrinin iptal edilmesi gerekmektedir.

İstidanın geçirdiği talihsiz süreci dikkate aldıktan ve bu istidanın neticelendirilebilmesi iç-in yeterli materyalin mevcut olduğu kanaatine vardıktan sonra, yetkimizi kullanarak istidayı neticelendirmeyi uygun bulduk.

Bu meseleye has olgular ışığında, istinaf süresinin dolmasına bir gün kala meydana gelen avukat değişikliğinin yol açtığı gecikmed-en Müstedinin kusuru olmadığı anlaşıldığından, istinaf süresinin 7 gün süreyle uzatılmasının makûl ve adil olacağı sonucuna varmış bulunuyoruz.


SONUÇ:

Yukarıdakiler ışığında, İstinaf Eden/Müstedi, istinafında başarılı olduğundan, istinaf kabul edilir -ve İlk Mahkemenin emri iptal edilir.

Netice itibarıyla, istinaf süresinin bugünden itibaren 7 gün süreyle uzatılmasına emir verilir.

Masraf emri verilmez.



Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç- Yargıç


22 Mart, 2012







8






Full & Egal Universal Law Academy