Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 69/2015 Dava No 13/2017 Karar Tarihi 07.04.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 69/2015 Dava No 13/2017 Karar Tarihi 07.04.2017
Numara: 69/2015
Dava No: 13/2017
Taraflar: 1. KKTC Tarım ve Orman Bakanlığı, 2.KKTC Bakanlar Kurulu ile Özkul Özyiğit arasında
Konu: Mülkiyet hakkı - Mülkiyet hakkının kısıtlanması - Kusursuz sorumluluk - Mülkiyet hakkının kısıtlanması halinde devletin tazmin etmesi yükümlülüğü - Her hüküm aksine başka kural olmadıkça hüküm tarihinden itibaren yasal faize tabi olması.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 07.04.2017

-D.13/2017Yargıtay/Hukuk No: 69/2015
(Lefkoşa Dava No: 1407/2011)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA

Mahkeme Heyeti: Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ


İstinaf eden No: 1- KKTC Tarım ve Orman Bakanlığı vasıtasıyla
- KKTC Başsavcılığı - Lefkoşa
No. 2- KKTC Bakanlar Kurulu vasıtasıyla KKTC
Başsavcılığı, Lefkoşa.
(Davalılar)
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: Özkul Özyiğit, Lefkoşa.
(Davacı)
A r a s ı n d -a.

İstinaf eden namına: Savcı Meryem Beşoğlu
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Özkul Özdevim.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Düriye Elkıran'ın, 1407/2011 sayılı davada, 13.3.2015 tarihinde verdiği karara karşı, Davalılar tarafından yapılan -istinaftır.


---------------

K A R A R


Ahmet Kalkan: Bu istinafta iki karar bulunmaktadır. Kararlar sırasıyla okunacaktır.
Gülden Çiftçioğ-lu :Huzurumuzdaki istinaf, Davacının (Aleyhine İstinaf Edilen) Lefkoşa Kaza Mahkemesinde Davalılar ( İstinaf Edenler) aleyhine ikame etmiş olduğu 1407/2011 sayılı davada, Mahkemenin 13.3.2015 tarihinde verdiği hükümden dolayı Davalılar tarafından yapılmışt-ır.

Davacının Davalılar aleyhindeki Tafsilatlı Talep Takriri aşağıda belirtilen iki dava sebebini içermekle birlikte, Davacı Avukatı, davanın dinlenmesi sırasında (Mavi 21), Davalılar aleyhindeki ihmal iddiasını ileri götürmeyeceğini mahkemeye beyan eder-ek, davasını 1. dava sebebi ile sınırladı. Bunun üzerine Alt Mahkeme de, meseleyi sadece 1. dava sebebi bağlamında inceleyerek karara bağladı.

Dava sebebi, Davalıların kararları sonucu Davacının Akdoğan'daki çiftliğinde ürettiği yumurtaların satışının düş-mesi ve stoklarının satılamadığı cihetle bozularak, resmi makamlar nezdinde imha edilmek suretiyle Davacının zarar-ziyana uğradığı;

Dava sebebi ise, Davalıların kusurlu davranışları veya ihmalkarlıkları veya dikkatsizlikleri veya kanuni vazife vecibelerin-i ihlâli neticesi Davacının zarar-ziyana uğradığı;

Meselenin daha iyi anlaşılır hale gelmesi için Davacının 1. dava sebebi ile ilgili Tafsilatlı Talep Takririnin 5,6,7 ve 8.paragrafına, ardından Müdafaa Takririnin 5. ve 6. paragrafına ve Müdafaaya Cevap -Takririnin 3. paragrafına göz atmak yararlı olacaktır.

Davacının Talep Takririnin 5,6,7 ve 8. paragrafları aşağıdaki gibidir:

5- Davacı iddia eder ki; 2005 yılı takriben Ekim ve/veya Kasım
ve/veya Aralık aylarında ve/veya takip eden aylarda,
İnci-rli köyü Mağusa'da ortaya çıkan ve kümes hayvanlarında
ve/veya göçmen kuşlarda ve/veya ölülerinde yapılan
tahlillerin, İncirli köyü ve bölgesini kuş gribi (H5 N1)
hastalığı görülmesi üzerine, Davacının bütün uğraşlarına
rağmen tarih ve sayı-sını tespit edemediği, fakat bilgisinde
olan KKTC Bakanlar Kurulunun bir kararı ve/veya Anayasa'nın
124. maddesi uyarınca KKTC Bakanlar Kurulunca Davacının
yukarıda parag. 1'de belirtilen tesislerinin de içinde
bulunduğu bir bölgeyi, kanatl-ı hayvan ve ürünlerinin
tüketilmemesi ve/veya kanatlı hayvan hareketlerinin
durdurulması yönünde süresi üç ayı geçmemek üzere
olağanüstü durum ilanında bulundu. Bu karar uyarınca bu
bölgedeki kanatlı hayvan hareketleri yasaklanmış ve/veya
- kanatlı hayvan ve ürünlerinin tüketilmemesi ve/veya kanatlı
hayvan ve ürünlerinin tüketilmesinin ölüme de neden
olabileceği hususları da basın yolu ile, keza müteaddit
Devlet bildirileri ile halka duyurulmuştu.

6- Davacı iddia eder ki; yuka-rıdaki şekilde İncirli köyünde
tespit edilen ve tahlil neticesi pozitif çıkan H5 N1 kuş
gribi hastalığı nedeniyle, KKTC Hükümeti ve/veya Bakanlar
Kurulu ve/veya ilgili makamlar Bulaşıcı Hastalıklar Yasası
(Fasıl 45 ve 17/1959 sayılı Yasalar-) tahtında muhtelif
tarihlerde ve ezcümle 9.01.2006, 18.01.2006, 19.01.2006,
25.01.2006, 08.02.2006 tarihli ve başka muhtelif tarihli
kararlar alarak, kuş gribinin yayılmasını önlemeye matuf
çalışmalar yanında, İncirli köyüne 10 km. mesafed-e bulunan
tüm köyleri ve Davacının çiftliğinin de bulunduğu Akdoğan
köyü dahil çevre köyleri bu şekilde yasak ve tehlikeli
bölge ilan etmek ve/veya tarih ve sayısını tespit
edemediğimiz bir karar almak suretiyle bu bölgelerdeki

kanatlı h-ayvan ve/veya tavukları ve/veya açıktaki kanatlı
hayvanları toplatarak Veteriner Dairesine itlaf ettirmiş
ve daha sonra ise, takriben 01.03.2006 tarihli 551-2006

Karar numarası ile İncirli köyündeki kuş gribi şüphesi
nedeniyle maddi zarara -uğrayan ve İncirli köyüne 10 km.
mesafe içerisinde bulunan köylerdeki üreticilerin tazmin
edilmesi hususunu Bakanlar Kurulunca karara bağlayarak
gereğini İFA ile ilgili kişileri tazmin etti.

7- Davacı iddia eder ki; Davalı No.1'in kararı ve/ve-ya
kararları ve/veya Davalıların bu karar ve/veya kararları
nedeni ile Ekim 2005'ten itibaren yaptıkları açıklamaları
ve/veya dava konusu kararlar neticesi basın organlarının
konuya olan duyarlı yayınları sonucu, Davacının
Akdoğan'daki -çiftliğinde ürettiği yumurtaların satışı
düştü ve/veya satışları kısa dönemde ciddi oranda geriledi
ve/veya tamamen durma noktasına gelerek ciddi stok
birikimi meydana geldi ve bu stoklar satılmadığı cihetle
bozularak, resmi makamlar nezdin-de imha edilmek suretiyle
Davacının özel zarar-ziyana uğramasına neden oldu.


8- Davacının yukarıdaki gerçekler ışığında uğradığı zarar-
ziyanın tafsilatı şöyledir: Davacı, Şubat 2006 tarihinde
120,000 adet ve Nisan 2006 tarihinde 570,000- adet, yani
toplam 690,000 adet yumurtayı KKTC resmi makamları
nezdinde gömmek suretiyle imha etmiş ve bu yüzden o
zamanki yumurta adet fiyatı 0.14TL/kuruş olması hasebi ile
de (690,000 X 0.14 : 96,000 TL) Doksan Altı Bin Türk
Lira-sı zarar-ziyana uğramıştır.


Davalıların Müdafaa Takririnin 5,6 ve 7. paragrafları ise şöyledir:


5- Tafsilatlı Talep Takririnin 5'inci paragrafı reddedilir.
Dava konusu olayın olağanüstü ve tüm dünyayı etkileyen
salgın-öldürücü ve bulaşıcı b-ir vakıa olduğu, Davalıların
bu olayda herhangi bir sorumluluğunun olamayacağı ve
Davalıların yasal gereklilik ve/veya mevzuat uyarınca
alınması gereken kararları alarak yapılması gereken
işlemleri yaptığı dolayısıyla yasal herhangi bir-
sorumluluklarının olmadığı iddia edilir. AB Konsey
Direktifleri 82/894/ EEC,91/494/EEC, 93/11/EEC; AB Konseyi
Parlamento Direktifleri 2001/82/EC ile AB Komisyon Kararı
84/90/EEC uyarınca kuş gribi-Avian Influenza (A.I.) ile
mücade-lede sair uygulamalar yanında öncelikle tüm kanatlı
kümes hayvanlarının ve bunların yem ve sularının kapalı
alanlarda bulundurulması, salgın durumunda kimlerin
iletişim görevinde olacağı ve ne yapılması gerektiği,
gömme çukurlarının ner-elerde oluşturulacağı, mücadelede
bulunacak ekiplerin kimler olduğu belirlenmelidir.
Herhangi bir bölgede (A.I.) kuş gribi vakası tespit
edildiği zaman enfeksiyonun görüldüğü yerin etrafında en
az üç kilometre yarı çapında bir koruma al-anı
oluşturulması ve kanatlı hayvanların itlaf edilmesi
gerekmektedir. Koruma alanı enfeksiyonun görüldüğü yerin
en az on kilometre yarı çapı olan gözetim alanı içerisinde
yer almalıdır. Gözetim alanında ise hiçbir kanatlı
hayvanın- et yumurta ve ürünlerinin kümes hayvanı ölüsü
karkası ve virüs yayabilecek yem, araç-gereç, atık vs.nin
işletmelerden, bölgeden çıkarılması yasaklanmalı ve yine
bölgeye getirilmesi engellenmelidir. Bölgedeki tüm
çiftlikler denetlenerek- uygun şekilde barındırılmayan
kanatlılar ve işletmeler için uygun olan tedbir ve
yaptırımlar uygulanır. Gönüllü olarak imha ettirmek
isteyen kişi ve kurumlara ise gereken gözetim sağlanır ve
kayıt tutulur. Kamuoyu basın, kitapçık, broş-ür, levha vs.
ile bilgilendirilmelidir. Davalı No.2 bu kurallara uygun
olarak;
a- 9.1.2006 tarihinde dünyayı tehdit eden kuş gribi vakası
ve bu hastalığın ülkeler arasında yayılmasında en
büyük etken olan hastalık taşıyıcı göçm-en kuşların
hastalık etkenlerini ülkeye bulaştırma ihtimali
dikkate alınarak önleyici tedbir olarak Fasıl 45
Bulaşıcı Hastalıklar (Hayvanlar) Yasası'nın 4.
maddesinin verdiği yetki ile Kanatlı Hayvanlar
Arasında- Bulaşıcı Hastalıkların Yayılmasının Önlenmesi
Emirnamesini onaylayarak Resmi Gazete'de
yayınlanmasına emir vermiştir.

b- Fasıl 45 Bulaşıcı Hastalıklar (Hayvanlar) Yasası madde
4 uyarınca; kasabalarda, köylerde ve diğer yerleş-im
yerlerinde açıkta kümes hayvanı besleyicilerinin karar
tarihi itibarı ile üç gün içerisinde kümes
hayvanlarını kapalı kümeslere almaları ve kapalı
alanlarda beslemeleri, bu süre içerisinde kapalı
alanlara alı-nmayan kümes hayvanlarının Veteriner
Dairesinin gözetiminde ilgililerce toplatılması ve
belirlenecek yöntemle imha edilmesine ayrıca kanatlı
hayvan hareketlerinin durdurulmasını ilan etmiştir.

c- Yine Davalı No.2 18.1.2006 tari-hinde Fasıl 45 sayılı
Yasanın verdiği yetkiye dayanarak göçmen kuşlarının ve
özellikle kuş gribi yönünden riskli olan su kuşlarının
uğrak yeri olan sulak alanlar ile göletleri enfekte
ihtimalleri de dikkate alınarak halk-ın ve/veya her
türlü hayvanın hiçbir surette yaya ve araçla
göletlerin çevresinde bulunmasını ve uymayanların
yetkililerce engellenmesi kararı alıp ilan etmiştir.

d- Yine Davalı No.2 tarafından 1.2.2006 tarihinde
ulusl-ararası salgın haline gelen ve ülke gündeminde
yer alan kuş gribi sorunuyla ilgili tüm bilgilerin bir
merkezde toplanması, alınacak önlemlerin bu merkez
tarafından yürütülmesi ve buna yönelik bilgilerin
doğru ve güvenili-rliği açısından tek merkezde
toplanılmasının gerekliliği açısından belirlenen
birimlerin katılımıyla "kuş gribi koordinasyon
merkezi" kurulması onaylanmış ve bu merkez
kurulmuştur.

e- Yine Davalı No.2 tarafından, 8.2.2-006 tarihinde,
uluslararası boyutta insanlığı rahatsız eden kuş gribi
sorunu nedeniyle tavukçuluk sektörüne yönelik ek
kararlar alınmıştır. Buna göre; tavukçuluk sektöründe
entegre tavukçuluk tesislerinin; mevcut kümesle-rin
bölge ve yerleşim planını, her kümesin işletme amacı
ve kapasitesine yönelik bilgi ve belgeler, tesislerde
ölen hayvanların imha edilme yöntemine ilişkin plan,
olası bir hastalık halinde hayvanların imhasına
iliş-kin plan ve uygulanan aşı programlarının yer
aldığı bir dosya düzenleyerek, Veteriner Dairesine
sunmalarına, Veteriner Dairesinin de tavukçuluk
işletmelerini düzenli olarak denetlemesi, numune alıp
kontrol etmesi, ölü veya şüpheli hayvanlar-ın
durumlarının araştırılması, kümes randımanının tespit
edilmesi ve gerekli tüm denetimleri ve tedbirlerin
yapılması ve diğer ilgili konularda
yetkilendirilmesine emir verilmiştir.
Yapılan çalışmalar ve alınan kararlar ile ilgili
- olarak daha ayrıntılı bilgi ve belge işbu davanın
duruşması aşamasında Muhterem Mahkeme huzurunda ibraz
edilecektir.


6- Tafsilatlı Talep Takririnin 6. ve 7. paragraflarındaki tüm
iddialar ret ve inkar edilir. 23,24 Ocak 2006 tarihinde
-İncirli köyünde kuş gribi-Avian Influenza (A.I.) vakası
görülmüştür. Kuş gribi vakasının görülmesi üzerine ulusal
ve uluslararası kontrol zorunluluğu gereği kuş gribi acil
eylem planı yürürlüğe girmiştir. Buna göre koruma alanı ve
gözetim a-lanı oluşturularak gereken çalışmalar
başlatılmıştır. Davacının tesisi koruma alanında değil
gözetim alanında olan tesislerden birisiydi. Gözetim
alanında kanatlı hayvanlar zorunlu olarak itlaf
edilmemiştir. İtlaf zorunluluğu üç kilometre ç-apı içindi.
Davacının bozulan yumurtalarının ve/veya iddialarının
ve/veya Dünya çapında bir tehlike ve/veya salgın ve/veya
virüsün sorumluluğunun Davalılara yükletilmesi mümkün
değildir. Davalılar iddia eder ki, Davacı gibi birçok tesis
- sahibi, kendi isteği ile bozulan ve sağlığı tehdit eden
kanatlı hayvan ve/veya yumurtalarını gömerek sorumluluk
örneği göstermişlerdir. Davacının oluşan bir zarar-ziyanı
varsa (ki işbu husus reddedilir) Davalıların herhangi bir
sorumluluğu- bulunmamaktadır.

Davacının Müdafaya Cevap Takririnin 3. paragrafı ise şöyledir:

3. Davacı iddia eder ve der ki, Davalıların da Müdafaa
Takririnde kabul ve teslim ettikleri gibi, hiçbir kanatlı
hayvanın et ve yumurta ürününün Davacının işletmesi-nden
ve/veya bölgeden çıkarılması yasaklandığı cihetle Talep
Takririnde tafsilatı verilen yumurtalar Davacının elinde
kaldığı ve/veya satılma imkanı ortadan kalkması sonucu
bozularak imha edilmiş, bu nedenle de yasa ile de olsa
mülkiyet- hakkının kullanılmasına getirilen kısıntı ve/veya
belirtilen sınırlamalar sonucu Davacı zarar-ziyana uğradığı
veçhile tam bir tazminat hakkı doğmuş ve bu tazminat
Davalılar tarafından ve/veya Devlet tarafından ödenmesi
gerekmektedir.
Alt- Mahkeme huzurunda dinlenen dava esnasında, taraflar, ihtilafsız olgular hususunda mutabık kalarak bu olguları mahkemeye aktarmıştırlar. Alt Mahkeme, kararında, tarafların mutabık kaldıkları ihtilafsız olguları aşağıdaki şekilde sıralamıştır:

- Davacı, A-kdoğan'da faaliyet gösteren tavuk çiftliğinin
ve/veya yumurta üretim tesislerinin sahibi ve/veya
kontrol ve yöneticisi idi.

- Davacı, ilgili zamanlarda, Akdoğan köyünde tahsis ve
tasarrufunda bulunan çiftliğinde yumurta üretimi
- yapmakta ve/veya ürettiği yumurtaları KKTC nezdinde
özellikle Lefkoşa, Mağusa ve Girne'deki market, bakkal
ve pastanelere pazarlamakta idi.

- Davacının üretim çiftliği takriben 18.000 adet tavuk
kapasiteli ve 4 kat 4 sı-radan oluşan yem, su ve gübre
otomasyonu mevcut, fanlı, soğutuculu sistemde üretim
yapıyordu.

- Davacı 2005 yılı Ekim ayında 16,000 adet ve/veya o
civarlarda yeni sürü yumurta sahibi idi.

- Davacının günlük takriben 14,8-00 adet yumurta üretimi
vardı.

- 23-24/1/2006 tarihlerinde de İncirli köyünde kuş gribi
(Avian Ifluenza) (AI) vakası görülmüştür.

- Akdoğan köyü koruma alanında olan bir köydür ve
Davacının tesisi de Akdoğan'da bulunduğu ci-hetle koruma
alanında olan bir tesistir.

- Davacıya ait 570,000 adet yumurta 5/4/2006 tarihinde
Akdoğan Belediyesi ve KKTC Veteriner Dairesi Veteriner
Hekimi gözetiminde gömülmek suretiyle imha edilmiştir.

- AB Konsey direktifle-ri 82/894/EEC, 91/494/EEC,
93/119/EEC, AB Konseyi Parlamento Direktifleri
2001/82/EEC ile AB Komisyon kararı 84/90/EEC uyarınca
kuş gribi - Avian Influenza (AI) ile mücadelede sair
uygulamalar yanında, öncelikle tüm kanatlı -kümes
hayvanlarının ve bunların yem ve sularının kapalı
alanlarda bulundurulması, salgın durumunda kimlerin
iletişim görevinde olacağı ve ne yapılması gerektiği,
gömme çukurlarının nerede oluşturulacağı, mücadelede
- bulunacak ekiplerin kimler olduğu belirlenmelidir.
Herhangi bir bölgede (AI) kuş gribi vakası tespit
edildiği zaman, enfeksiyonun görüldüğü yerin etrafında
en az üç kilometre yarı çaplarında bir koruma alanı
oluşturulması v-e kanatlı hayvanların itlaf edilmesi
gerekmektedir. Koruma alanı enfeksiyonunun görüldüğü
yerin en az on kilometre yarı çapı gözetim alanı

içerisinde yer almalıdır. Gözetim alanında ise hiçbir
kanatlı hayvanın et, yumurta ve- ürünlerinin kümes
hayvanı ölüsü, karkası ve virüs yayabilecek yem, araç-
gereç, atık vs.nin işletmelerden, bölgeden çıkarılması
yasaklanmalı ve yine bölgeye getirilmesi
engellenmelidir. Bölgedeki tüm çiftlikler denetlenerek-
uygun şekilde barındırılmayan kanatlılar ve işletmeler
için uygun olan tedbir ve yaptırımlar uygulanır.
Gönüllü olarak imha ettirmek isteyen kişi ve kurumlara
ise gereken gözetim sağlanır ve kayıt tutulur.
Kamuoyu, -basın, kitapçık, broşür, levha vs. ile
bilgilendirilmelidir.


- Davalı No.2, yukarıdaki kurallara uygun olarak; 9/1/2006
tarihinde dünyayı tehdit eden kuş gribi vakası ve bu
hastalığın ülkeler arasında yayılmasında en büyük etken -
olan hastalık taşıyıcı göçmen kuşların hastalık
etkenlerini ülkeye bulaştırma ihtimali dikkate alınarak
önleyici tedbir olarak Fasıl 45 Bulaşıcı Hastalıklar
(Hayvanlar) Yasası'nın 4. maddesinin verdiği yetki ile
Kana-tlı Hayvanlar Arasında Bulaşıcı Hastalıkların
Yayılmasının Önlenmesi Emirnamesini onaylayarak, Resmi
Gazete'de yayınlanmasına emir verdi.

- Fasıl 45 Bulaşıcı Hastalıklar (Hayvanlar) Yasası madde 4
uyarınca kasabalarda, köylerde ve- diğer yerleşim
yerlerinde açıkta kümes hayvanı besleyicilerinin, karar
tarihi itibarı ile üç gün içerisinde kümes hayvanlarını
kapalı kümeslere almaları ve kapalı alanlarda
beslemeleri, bu süre içerisinde kapalı alanlara
- alınmayan kümes hayvanlarının Veteriner Dairesinin
gözetiminde ilgililerce toplatılması ve belirlenecek
yöntemle imha edilmesini, ayrıca kanatlı hayvan
hareketlerinin durdurulmasını ilan etti.[ İhtilafsız






olguya konu Em-are No.4'teki 9.1.2006 tarihli Bakanlar






Kurulu
kararı ve bu karar doğrultusunda çıkarılan






Emirname
şöyledir:

KARAR NUMARASI: S-76-2006
KANATLI HAYVANLAR ARASINDAKİ BULAŞICI HASTALIKLARIN
YAYILMASININ ÖNLENMESİ EMİRNAMESİ

Baka-nlar Kurulu, son zamanlarda dünyayı tehdit eden
kuş
gribi vakasındaki gelişmeleri ve bu hastalığın
ülkeler arasındaki yayılmasında en önemli etken olan
hastalık taşıyıcı göçmen kuşların, hastalık etkenlerini
ülkemize bulaştırabi-lecekleri ihtimalini dikkate
alarak, önleyici tedbir olarak Fasıl 45 sayılı Bulaşıcı
Hastalıklar (Hayvanlar) Yasası'nın 4'üncü maddesinin
verdiği yetkiye dayanarak, ekteki Kanatlı Hayvanlar
Arasındaki Bulaşıcı Hastalıkların -Yayılmasının
Önlenmesi Emirnamesini onaylayarak Resmi Gazete'de
yayımlamasına karar verdi.

9.1.2006

BULAŞICI HASTALIKLAR (HAYVANLAR) YASASI
(Fasıl 45; 17/1959)

(KANATLI HAYVANLAR ARASINDAKİ BULAŞICI HASTALIKLARIN YAYILMASININ ÖNLE-NMESİ EMİRNAMESİ)

Bakanlar Kurulu, Fasıl 45 sayılı Bulaşıcı Hastalıklar (Hayvanlar) Yasası'nın 4'üncü maddesinin verdiği yetkiye dayanarak; kasabalarda, köylerde ve diğer yerleşim yerlerinde açıkta kümes hayvanı besleyicilerinin, bu Karar tarihi itibarıy-la üç gün içerisinde kümes hayvanlarını kapalı kümeslere almalarını ve kapalı alanlarda beslemelerini; bu süre içerisinde kapalı alanlara alınmayan kümes hayvanlarının Veteriner Dairesinin gözetiminde Veteriner Dairesi görevlileri, Kaymakamlıklar, Belediye-ler ve/veya köy Muhtarlıkları tarafından toplatılmasını ve Veteriner Dairesince saptanacak yöntemle imha edilmesini; ayrıca kanatlı hayvan hareketlerinin durdurulmasını ilân eder.]

- Davalı No.2, 18/1/2006 tarihinde Fasıl 45'in verdiği
yetkiye da-yanarak, göçmen kuşların ve özellikle kuş
gribi yönünden riskli olan su kuşlarının uğrak yeri
olan sulak alanlar ile göletleri enfekte ihtimalleri de
dikkate alınarak halkın ve/veya her türlü hayvanın
hiçbir surette yaya ve -araçla göletlerin çevresinde
bulunmaması ve uymayanların yetkililerce engellenmesi
kararı alıp ilan etmiştir ( Emare No.4 ).

[İhtilafsız olguya konu Emare No.4'teki Bakanlar Kurulu






kararı ve bu karar doğrultusunda çıkarılan Emi-rname






aşağıdaki gibidir.

KARAR NUMARASI: S-135-2006
KUŞ GRİBİ VAKASININ ÖNLENMESİNE İLİŞKİN EK TEDBİRLER

Bakanları Kurulu, S-76-2006 sayılı ve 9.1.2006 sayılı kararı ile kuş gribi vakasına yönelik alınan önleyici tedbirlere ek olarak, Fasıl 45- sayılı Bulaşıcı Hastalıklar
(Hayvanlar) Yasası'nın verdiği yetkiye dayanarak, ilişikteki Emirnameyi onaylayarak Resmi Gazete'de yayınlanmasına karar verdi.


18.1.2006

BULAŞICI HASTALIKLAR (HAYVANLAR) YASASI TAHTINDA EMİRNAME
(Fasıl 45; 17/1959)

-Bakanlar Kurulu, Fasıl 45 sayılı Bulaşıcı Hastalıklar (Hayvanlar) Yasası'nın verdiği yetkiye dayanarak, göçmen kuşların ve özellikle kuş gribi yönünden riskli olan su kuşlarının uğrak yeri olan sulak alanlar ile göletleri enfekte ihtimallerini de dikkate a-larak, halkımızın ve/veya her türlü hayvanın hiçbir surette yaya veya araçla göletlerin çevresinde bulunulmamasını; ve uymayanların yetkili kişilerce engellenmesini ilân eder.]

- Davalı No.2 tarafından 1/2/2006 tarihinde Uluslararası
salgın halin-e gelen ve ülke gündeminde yer alan kuş
gribi sorunuyla ilgili tüm bilgilerin bir merkezde
toplanması, alınacak önlemlerin bu merkez tarafından
yürütülmesi ve buna yönelik bilgilerin doğru ve
güvenilirliliği açısından belirl-enen birimlerin
katılımıyla kuş gribi koordinasyon merkezi kurulması
onaylanmış ve bu merkez kurulmuştur.

- Davalı No.2 tarafından 8/2/2006 tarihinde Uluslararası
boyutta insanlığı rahatsız eden kuş gribi sorunu nedeni
ile- tavukçuluk sektörüne yönelik ek kararlar
alınmıştır. Buna göre tavukçuluk sektöründe entegre
tavukçuluk tesislerinin; mevcut kümeslerin bölge ve









yerleşim planı, her kümesin işletme amacı ve
kapasitesine yönelik bilgi ve -belgeler, tesislerde
olan hayvanların imha edilme yöntemine ilişkin plan,
olası bir hastalık halinde hayvanların imhasına
ilişkin plan ve uygulanan aşı programlarının yer
aldığı bir dosya düzenlenerek, Veteriner Dairesine
- sunulmalarına, Veteriner Dairesinin de tavukçuluk
işletmelerini düzenli olarak denetlemesi, numune alıp
kontrol etmesi, ölü veya şüpheli hayvanların
durumlarının araştırılması, kümes randımanının tespit
edilmesi ve ger-ekli tüm denetimlerin yapılmasına ve
tedbirlerin alınmasına ve diğer ilgili konularda
yetkilendirilmesine emir verilmiştir.
[İhtilafsız olguya konu Emare No.4'teki Bakanlar Kurulu






kararı aşağıdaki gibidir:

KARAR NU-MARASI: S-297-2006




KUŞ GRİBİ İLE İLGİLİ GELİŞMELERDEN ETKİLENEN








TAVUKÇULUK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN ÖNLEMLER

Bakanlar Kurulu, dünyamızda global bir sorun haline gelen kuş gribi ile ilgili gelişmelerden etkilenen tavukçuluk sektörüne yönelik aşağıd-aki kararı aldı:

I. TAVUKÇULUK SEKTÖRÜNÜN ALACAĞI ÖNLEMLER:

Entegre tavukçuluk tesisleri, işletmelerine ilişkin
aşağıdaki bilgileri ihtiva eden bir dosya düzenleyerek
Veteriner Dairesine sunarlar:

(A) Mevcut kümeslerin bölge ve yerleşim plan-ları
(B) Her kümesin işletme amacı ve kapasitesine ilişkin
bilgi ve belgeler
(C) Tesislerinde ölen hayvanların imha edilme yönetimine
ilişkin plan
(Ç) Olası bir hastalık halinde hayvanların imhasına
ilişkin plan
(D) Uygula-nan aşı programları


II. VETERİNER DAİRESİNİN ALACAĞI ÖNLEMLER:

(A) Tavukçuluk işletmeleri düzenli olarak denetlenecek
(B) Numuneler alınıp kontrol edilecek
(C) Kesime gönderilecek hayvanlar kesim öncesi kümeste
yerinde denetlenecek
(Ç) Küm-esteki ölü veya şüpheli hayvanların durumları
araştırılacak
(D) Kümeslere konulan civciv sayıları ölen miktarlar ve
çıkış sayıları kontrol edilip, kümes randımanı tespit
edilecek
(E) Kümeslerdeki piliçlerin gelişim durumları- incelenecek
(F) Kesimhanelerde kesimler Veteriner Dairesine bağlı
Veteriner Hekim denetiminde yapılacak
(G) Kesim ve kesim tarihleri, paketleme/üretim tarihleri,
soğuk depolara giriş ve çıkış tarihleri denetim
altında olaca-k
(Ğ) Soğuk depoların ısı dereceleri ve muhafaza şartları
denetlenecek
(H) Bunlara ilaveten kesimhanelerdeki ve kümeslerdeki
gerekli tüm denetimler Veteriner Dairesine bağlı
Veteriner Hekimler tarafından yapılacak.

8.2.-2006]

- 22/3/2006 tarihi itibarıyla 1 adet sofralık yumurtanın
fiyatı 0.135 kuruş idi.

Alt Mahkeme, kararında, ihtilafsız olguları yukarıdaki şekilde belirledikten sonra,Davacıya ait toplam 690,000 adet yumurtanın kuş gribi nedeniyle satılamadığ-ından dolayı bozulduğu ve belediye ekiplerince imha edildiği hususunda bulguda bulunmuştur (Mavi 124,125).

Alt Mahkeme kararında (Mavi 125) devamla, 23-24 Ocak 2006 tarihinde İncirli köyünde kuş gribi (Avian Influenza) vakası görülmesi üzerine Ku-ş Gribi (Avian Influenza) hastalığı ile yüksek düzeyde bilinç sağlanması, salgın olasılığına karşı gerekli hazırlığın yapılması, bu hazırlıkların idamesi ve salgın durumunda çevresel korumanın sağlanması için gerekli ulusal önlemlerin tanımlanması ve herha-ngi bir kuş gribi salgını karşısında uygulanması için hazırlanmış bulunan Emare No.1 Avian Influenza Acil Eylem Planının ve Emare No.2 Kuş Gribi Eylem Planının yürürlüğe konduğu hususunda bulguda bulunmuştur.

İlâveten Alt Mahkeme kararında, Emare No.1 ve -2'nin
(Eylem Planının) kuş gribi salgınının görüldüğü ve 3 kilometre yarı çaplı alan içine giren koruma ve 10 kilometre yarı çaplı gözetim alanlarındaki faaliyetlere ilişkin düzenlemeler içerdiği, bu düzenlemelerin Emare No.1 Eylem Planının Madde 4.1'd-e Hareket Kısıtlamalarının Getirilmesi başlığı altında sıralanmış olup huzurundaki dava ile alakalı olan kısımlarının:
- Yetkili resmi veteriner hekimin izni olmadan hiçbir et,
yumurta veya kümes hayvanı ölüsü, karkası işletmeden
çıkarılma-malıdır.
- Yumurta ve/veya yumurta ürünleri ile ilgili onaylanmış
imalathane veya işletmelere gönderilecekler ve izin
verilenler dışında yumurtalar işletmeden
çıkarılmaz
şeklinde olduğu hususunda bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme kararında (Mavi- 126) devamla, Bakanlar Kurulunun, Emare No.4'teki Emirnameler ile Anayasa'nın 36. maddesi ile korumaya alınmış mülkiyet hakkının kullanılmasına kısıtlama getirdiği hususunda bulguda bulunduktan ve Yargıtay/Hukuk 101/2007 Dağıtım 8/ 2009'a atıf yaptıktan - sonra, Davacının gözetim alanında bulunan çiftliğinde ürettiği yumurtaları esasen çiftliğinden çıkaramaması ve ancak yetkili resmi veteriner hekimin iznine bağlı olarak çıkarılabilmesinin Davacının mülkiyet hakkının kullanılmasına getirilen bir kısıtlama -olduğu hususunda bulgu yapmıştır.

İlâveten Alt Mahkeme kararında, Davacının kuş gribi salgını nedeniyle gözetim alanı ilan edilen bölgede bulunan çiftliğinde ürettiği yumurtaları, çiftliği dışına çıkarabilmesine ilişkin getirilen kısıtlamalar sebebiyle sa-tamaması ve bu sebepten bozulan yumurtaların imhası dolayısıyla uğradığı zararın tazmin edilmesi gerektiği hususunda bulgu yapmıştır (Mavi 130).


Neticede Alt Mahkeme, 570,000 adet yumurtanın imha edildiğinin ihtilaflı olmadığı (Mavi 124) ve 120,000 yumur-tanın da Belediye ekiplerince gömülmek suretiyle imha edildiği hususlarında bulgu yapmış, bilahare (Mavi 124), Davacıya ait 690,000 adet yumurtanın kuş gribi nedeni ile satılamadığından dolayı bozulduğu ve belediye ekiplerince imha edildiği hususlarında da- bulguya varmasının ardından (Mavi 125), toplam 690,000 adet yumurtanın imha edildiği yönündeki bulgusuna bağlı olarak 1 adet sofralık yumurtanın bedelinin 0.135 kuruş olduğuna ilişkin taraflar arasında varılmış uzlaşıyı dikkate alarak, imha edilen 690,000- adet yumurta için ödenmesi gereken tazminat miktarının 93,150 TL olduğu hususunda bulgu yaptıktan sonra (Mavi 131), Davacı lehine Davalılar aleyhine, müştereken ve münferiden 93,150 TL meblağ ve dava masrafları için hüküm ve emir vermiştir. Davacının faiz- talebine ilişkin şahadet sunulmadığı ve bunun ispatlanmadığı cihetle, faiz talebini ret ve iptal etmiştir (Mavi 131).

İstinaf Eden/Davalıların istinaf ihbarnamesi 8 sebep içermekle birlikte, istinaf sebepleri aşağıdaki tek başlık altında ele alınabilir:
- Alt Mahkeme, Davacının gözetim alanında bulunan tesisinden yumurta çıkarabilmesi ve satmasının mümkün olduğu ve Davacının herhangi bir izin talebinde bulunmadığı yönündeki şahadeti dikkate almayarak, yumurta satışının izne bağlanmasını mülkiyet hakkının k-ullanımına getirilen kısıtlama kabul edip, Davacının gözetim alanında bulunan çiftliğinin bölgesine getirilen kısıtlamalardan dolayı satış yapamadığı
ve bu sebepten bozulan yumurtaların zararından Davalıların sorumlu olduğu hususunda bulgu yaparak, Davacı- lehine Davalılar aleyhine hüküm ve emir vermekle hata etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen/Davacının Mukabil İstinafı ise aşağıdaki tek başlık altındadır:
Alt Mahkeme, Davacı lehine, zarar-ziyanın doğduğu tarihten itibaren faiz vermemekle hata etmiştir.

İ-stinaf Eden KKTC Başsavcısını temsilen hitapta bulunan Savcı, özetle: Davacının ihmalkarlık veya kusur iddialarını geri çektiğini, geriye sadece İdarenin kusursuz sorumluluğunun kaldığını, yumurtaların zorunlu olarak itlafı ile ilgili bir kararın olmadığın-ı, Emare No.6'ya göre, tesis sahibinin " ben yumurtalarımı imha etmek isterim" demesi üzerine veteriner hekim ve belediye başkanının gidip yumurtaları imha ettiğini, Bakanlar Kurulu Kararlarının Fasıl 45 altında alındığını, yumurtaların imhası ile ilgili B-akanlar Kurulu Kararı olmadığını, genel düzenleyici işlemlerin olduğunu, Davacının bölgesindeki yumurtalar ve tavuklar için zorunlu itlaf olmadığını, İncirli Bölgesi içerisinde, yani 3 km içerisinde canlı kanatlı hayvan itlaf edildiğini, ancak Davacının bu-nunla ilgisi olmadığını, Davacının tesisinin 10 km gözetim alanı içerisinde olduğunu, yani bu bölgede zorunlu olarak hayvan itlaf edilmediğini, Davacının getirilen kısıtlamalardan dolayı yumurtaların elinde kaldığını ve yok etmek zorunda kaldığını ve Devle-tin sorumlu olduğunu iddia ettiğini, Devletin ise "ben senin yumurtlarını zorunlu olarak imha etmedim. Senin satışını da kısıtlamadım, piyasada zaten senin bu yumurtaları satman mümkün değildi, bu salgın hastalık dolayısıyla yumurtaların satılmadı ve o yüz-den imha ettin, ben sorumlu değilim" demekte olduğunu ileri sürmüştür.

İlâveten Savcı, Davacının her halükarda Alt Mahkeme huzurunda, yumurtalarını bölgeden çıkarmak izin talep ettiği ve bu talebe rağmen Veteriner Dairesinin izin vermediği hususunda şaha-det ortaya koymadığını ve ayrıca KKTC'nin diğer bölgelerinde yumurtaların satıldığı ve sırf kendi tesisi bu bölgede olduğu için yumurtalarını satamadığı hususunda da şahadet ortaya koyamadığını iddia etmiştir.


Hitap eden Savcı ayrıca, Fasıl 45 altında çı-karılan Emirname ile hayvan besleyicilerinin karar tarihi itibarı ile 3 gün içerisinde kümes hayvanlarını kapalı kümeslere almalarının ve kapalı alana alınmayan kümes hayvanlarının Veteriner Dairesinin gözetiminde toplatılacağının kamuoyuna duyurulduğunu, -Fasıl 45 altında çıkarılan Emirnamelerin yumurta satışının izne bağlanması ile ilgili olmadığını iddia etmiştir.

Yukarıdakilere ilâveten, Savcı hitabında; Davacının, Akdoğan Bölgesine giriş-çıkışın denetime tabi olmasından dolayı yumurtalarının satılamadı-ğını, dolayısıyla Devletin bundan sorumlu olduğunu iddia ettiğini, Mahkemenin de bu yönde bulgu yaptığını, Alt Mahkeme huzurundaki şahadete göre, Hacıali ve Taşkent Tavukçuluğun gönüllü olarak imhalarının söz konusu olduğunu, satış yapılamamasının ve bu yu-murtaların piyasaya sürülememesinin Davacıya veya Davacının bulunduğu bölgeye mahsus bir husus olmadığını, Lefkoşa veya diğer bölgelerdeki tesislerin de yumurtalarını satamadıklarını, Veteriner Dairesinin listelerinin mahkemeye emare olarak sunulduğunu bel-irterek, Alt Mahkemenin yaptığı hukuki değerlendirmenin hatalı olmasının yanı sıra, huzurunda yeterli şahadet olmadan bulgu yapmakla hata ettiğini ileri sürmüştür.

Mukabil istinaf maksatları açısından, Alt Mahkemenin faiz vermemesi ile ilgili talebinin do-ğru olduğunu iddia etmiştir.

İstinaf Eden Davacı Avukatı ise, istinaftaki hitabında, 690,000 civarında yumurtanın imha edildiğini, Hacıalinin ise 106,000 yumurtasının imha edildiğini, geriye kalan ürünlerinin ise satıldığını, alınan tedbirlerin sınırlamal-ar getirdiğini ve bu tedbirler ve sınırlamalar sonucu bu yumurtaların bozulduğunu ve imha edildiğini, şahadette köyün giriş-çıkışına nöbetçiler konduğunun görüldüğünü, Emare No.2'nin 4(1) maddesi uyarınca, ancak onaylanmış imalathanelere yumurta satışının -olabileceğini, gözetim bölgesinden yumurtanın izinle çıktığını, dolayısıyla da kendilerinin yasaklanarak "bu malları satamazsınız" dendiğini ve yumurtaların bozulması üzerine imha edildiğini, kendilerinin iddiasının Devletin kusursuz sorumluluğu olduğu yö-nünde olduğuna ve bu bağlamda Anayasa'ya göre, Devletin sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürmüştür.

Alt Mahkemenin kararına dayanak yaptığı Anayasa'nın 36. maddesi aşağıdaki gibidir:

Mülkiyet Hakkına Ait Genel Kural
Madde 36
(1)Her yurttaş, mülkiyet ve m-iras haklarına sahiptir. Bu haklar, kamu yararı amacıyla ve yasa ile sınırlanabilir.
(2)Mülkiyet hakkının kullanılmasına, kamu güvenliği, genel sağlık, genel ahlak, kent ve ülke planlaması veya herhangi bir malvarlığının kamu yararı için geliştirilmesi ve- faydalı kılınması veya başkalarının haklarının korunması için kesin olarak gerekli kısıntı veya sınırlamalar yasa ile konabilir.
(3)Malvarlığının ekonomik değerini fiilen azaltan kısıntı ve sınırlandırmalar için derhal tam bir tazminat ödenir; anlaşmazlık- halinde tazminatı hukuk mahkemesi saptar.
(4)Yukarıdaki (2). ve (3). fıkra kuralları, herhangi bir verginin veya para cezasının tahsili, herhangi bir hükmün yerine getirilmesi, sözleşmeden doğan bir yükümün yerine getirilmesi veya can veya malın tehlikede-n korunması amacı ile yasa ile konmuş kuralları etkilemez.
(5)Devletin, 159. maddede belirtilen taşınmaz mallar üzerindeki hakkı saklıdır.


Alt Mahkemenin kararı irdelendiğinde:
Emare No.4'teki Emirnameleri açık olarak, Emare No.1 ve 2'deki Eylem Planını -da zımni olarak Davacının 10 km'lik gözetim alanında bulunan çiftliğinde ürettiği yumurtaların satışını resmi veteriner hekimin iznine bağlayan tasarruflar olarak kabul ettiği,
Davacının 10 km'lik gözetim alanında bulunan çiftliğinde ürettiği yumurtaların -satışının resmi veteriner hekimin iznine bağlanmasını ise, Anayasa'nın 36. maddesi bağlamında mülkiyet hakkının kullanılmasına getirilen kısıtlama olarak kabul ettiği,
Mülkiyet hakkının kullanılmasına getirilen kısıtlama kabul ettiği yumurtaların satışın-ın izne bağlanmasının ise, Davacının malvarlığının ekonomik değerini fiilen azalttığını kabul ettiği görülmektedir.

Davanın ikâme edildiği tarihte, 28 Haziran 1880 tarihinde yürürlüğe giren Fasıl 45 Bulaşıcı Hastalıklar (Hayvanlar) Hayvanlar Arasında Bul-aşıcı Hastalıkların Yayılmasının Önlenmesi Yasası yürürlükte idi. Bu Yasadaki tek değişiklik ise 17/1959 sayılı Yasa ile yapılmıştı.

KKTC Anayasası 1985 yılında yürürlüğe girdikten sonra, Anayasa'nın 36. maddesi çerçevesinde, Fasıl 45'te herhangi bir deği-şiklik yapılmış değildir. Bununla birlikte, Fasıl 45 irdelendiğinde, zorunlu hayvan itlafını, mülkiyet hakkına getirilen sınırlama bağlamında, malvarlığının ekonomik değerini fiilen azaltan sınırlama olarak kabul ettiği ve doğacak zarar-ziyanı tazmin etmey-i amaçladığı, ancak mülkiyet hakkının kullanılmasına getirilen sınırlama bağlamında malvarlığının ekonomik değerini azaltan sınırlamalarla ilgili herhangi bir hüküm veya tazminat hükmü içermediği görülmektedir.

Nitekim, Fasıl 45 Bulaşıcı Hastalıklar Yasas-ı'nın aşağıdaki 8. maddesi, hayvan itlafını mülkiyet hakkına getirilen sınırlama bağlamında, malvarlığının ekonomik değerini fiilen azaltan sınırlama olarak kabul edip tazmin edilmeyi gerektiren bir tedbir olarak öngörmüştür.

Fasıl 45 madde 8. "Boğazlan-an Hayvanlar İçin Tazminat" yan başlığı altında şöyledir:

8. Gerçekten hastalıklı olmayan herhangi bir hayvan, bu
Yasanın verdiği yetkilere dayanılarak boğazlanırsa,
böyle bir hayvanın sahibinin, hayvanın boğazlandığı
ilçede taşınmaz mal vergi-si ödeyen kişilerden eşit
oranda toplanacak olan boğazlanan hayvan kıymetinin
dörtte üçüne eşit olan ancak on lirayı geçmeyen bir
para miktarını elde etmeye hakkı olur.
Ancak, böyle bir hayvan sahibi, yargı yetkisi olan



bir Mahkem-ede, Kaymakamın veya temsilcisinin
huzurunda, kendine ait olan ve gerçekten hastalıklı
olmayan bir hayvanın boğazlandığını ve söz konusu
hayvanın kıymetini, Mahkemeyi tatmin edecek biçimde
kanıtlamadıkça ve bu Yasa kural-ları uyarınca istemde
bulunmaya, mahkemece haklı görüldüğü para miktarı için
ilçenin temsilcisi olarak Kaymakam aleyhine hüküm
almadıkça, söz konusu hakka sahip olamaz; Yine ancak,
tazminat istemine konu teşkil eden hayv-anın, herhangi
bir kişinin, bu Yasa kurallarına kasten aykırı
davranması sonucu onun tavsiyesi veya gerekli görmesi
üzerine boğazlandığının Mahkemeyi tatmin edecek
biçimde kanıtlanması halinde Mahkeme, tazminat olarak
- verilmesi kararlaştırılan paranın, tazminatın talep
edildiği ilçe halkını olanaklar çerçevesinde bağışık
tutarak bu Yasa kurallarına bu biçimde aykırı davranan
kişi tarafından ödenmesini emredebilir.

Alt Mahkeme huzurunda-ki olgulara göre, Davalı No.2 Bakanlar Kurulu Fasıl 45 tahtında yukarıda bahsedilen 2 Emirnameyi çıkarmıştır. Şöyle ki:
9.1.2006 tarihli Emirname ;
18.1.2006 tarihli Emirname.
Bunların dışında başka herhangi bir emirname çıkarılmış değildir.
Yukarıdaki E-mirnamelerden görüleceği üzere, Bakanlar Kurulunun çıkardığı bu Emirnameler hiç bir şekilde yumurta satışının izne bağlanmasına yönelik değildi.
İlâveten bu Emirnameler hiçbir şekilde mülkiyet hakkının kullanılmasına sınır veya kısıtlama getirmemekte idi.
-
9.1.2006 tarihli Emirname, üç gün içerisinde, kapalı alanlara alınmayan kümes hayvanlarının Veteriner Dairesinin gözetiminde, Veteriner Dairesi görevlileri, kaymakamlıklar, belediyeler ve/veya köy muhtarlıkları tarafından toplatılmasını ve Veteriner Dair-esince saptanacak yöntemle imha edilmesini öngörüyordu.
18.1.2006 tarihli Emirnamede de halkın veya hayvanların göletlerin çevresinde bulunmamasını, uymayanların yetkili kişilerce engellenmesini emrediyordu.

Fasıl 45 uyarınca ısdar edilmiş olan yukarıdak-i bahse konu 9.1.2006 tarihli Emirname, zorunlu hayvan itlafı öngörerek mülkiyet hakkına getirilen sınırlama bağlamında, malvarlığının ekonomik değerini fiilen azaltan bir sınırlamayı öngörüyordu.

Nitekim Alt Mahkeme huzurundaki olgulara göre, zorunlu ola-rak itlaf edilen hayvanlarla ilgili tazminat, etkilenen kişilere ödenmişti.

Bununla birlikte, gerek 18.1.2006 tarihli gerekse 9.1.2006 tarihli yukarıdaki Bakanlar Kurulu Emirnameleri, hiçbir şekilde kişilerin mülkiyet hakkının kullanılmasına sınırlama ve-ya kısıntı getirmemekte idi. Ayrıca her iki Emirname hiçbir şekilde yumurta satışını izne bağlamamakta idi.
Bu durum ışığında, Alt Mahkemenin, Bakanlar Kurulunun çıkardığı Emare No.4'teki Emirnamelerin, Davacının mülkiyet hakkının kullanılmasına kısıtlama -getirdiklerini kabul etmekle hata ettiği sabittir.

Alt Mahkemenin, kararında, Emare No.4'teki Emirnameleri Davacının mülkiyet hakkının kullanılmasına kısıtlama getirdiği hususunda bulguda bulunmasının yanı sıra, Davacının gözetim alanında bulunan çiftliği-nde ürettiği yumurtaları esasen çiftliğinden çıkaramadığı ve ancak yetkili resmi veteriner hekimin iznine bağlı olarak çıkarılabildiği hususunda bulgu yapıp, bunun Davacının mülkiyet hakkının kullanılmasına getirilen bir kısıtlama olduğu hususunda bulguda -bulunmasından istihraç edilen husus, Mahkemenin bu yasağın yer aldığı Emare No.1 Eylem Plânını da (ki bu Plan KKTC Tarım ve Orman Bakanlığı Veteriner Dairesi tarafından hazırlanmış olup, düzenlemede yasal dayanak olarak 7/1992 sayılı Veteriner Dairesi Yas-ası gösterilmiştir) Davacının mülkiyet hakkının kullanılmasına kısıtlama getiren bir tasarruf olarak kabul ettiğidir.

Yumurta satışının izne bağlayan Emare No.1 veya 2'deki Eylem Planı adı altındaki hukuki tasarruf, KKTC Tarım ve Orman Bakanlığı Veteri-ner Dairesi tarafından "KKTC İçin Avian Influenza Acil Eylem Plânı Ekim 2005" ismi altında hazırlanmış bir hukuki tasarruftu.

Bu hukuki tasarrufun hukuki dayanağının 7/1992 sayılı Veteriner Dairesi(Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası olduğu, Ema-re No.1 Eylem Plânında (sayfa 3) belirtilmiş idi.
Bu hukuki tasarruf hiçbir şekilde Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmış değildi.

Emare No.1 ve 2'deki Eylem Plânı adı altındaki hukuki tasarruf hiçbir şekilde Fasıl 45 tahtında yapılmış değildi. Emare No.-4'teki Emirnameler ile de ilgili değildi.

Emare No.1 Eylem Plânında, bu Planın yasal dayanağının 7/1992 sayılı Veteriner Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası olduğu belirtildiği gibi, bu Plan hazırlanırken Avrupa Birliğinin mevzuatının (AB- Konsey Direktifleri 82/894/EEC, 91/494/EEC, 93/11/EC, AB Konseyi Parlamento Direktifleri 2001/82/EC, Komsiyon Kararı 84/90/EEC) da dikkate alındığı belirtilmişti.
Emare No.1 Eylem Plânının 4.1 maddesi, hareket kısıtlaması olarak, yumurta ve/veya yumurta -ürünleri ile ilgili onaylanmış imalathane veya işletmelere gönderilecekler ve izin verilenler dışında, yumurtaların işletmeden çıkartılamayacağı hükmünü içermekte idi.

Emare No.1 Eylem Plânında, hareket kısıtlamaları çerçevesinde de, resmi veteriner hekim-in, şüpheli işletmeye vardığı zaman, işletme sahibine veya temsilcisine madde 4.1'de belirtilen kısıtlamaları zorunlu kılan bir bildirimde bulunacağı (Form A.I.O2 ve O3 ) öngörülmüştü.

Emare No.2 ise Kuş Gribi Eylem Planı başlığı altında kuş gribi eylem p-lanının amacını ve kuş gribi salgını görülmesi durumunda alınacak önlemleri içermekte idi.

Buna göre bu önlemler, bir bölgede kuş gribi salgınının görüldüğü ve 3 km yarı çaplı alan içine giren tüm yerleşim birimleri ile kanatlı hayvan üretim çiftliklerind-eki kanatlıların imha edileceği varsayılarak hazırlanmıştı.

10 km yarı çaplı alan içinde alınacak önlemler altında ise, "yetkili resmi veteriner hekimin (RVH) izni olmadan, hiçbir kanatlı hayvan, et, yumurta ve ürünleri ile kümes hayvanı ölüsü, karkası, v-irüsü yayabilecek yem, araç-gereç veya atık işletmelerden ve bölgeden çıkarılamaz veya bölgeye getirilemez" hükmü mevcuttu.

Benzer şekilde Emare No.2 Eylem Plânı, 10 km yarı çaplı alan içinde alınacak önlemler başlığı altında, sair hükümler yanında aşağıd-aki hükmü içermekte idi:
Yetkili resmi veteriner hekimin izni olmadan hiçbir kanatlı hayvan, et, yumurta ve ürünleri ile kümes hayvanı ölüsü, karkası, virüsü yayabilecek yem, araç- gereç veya atık, işletmelerden ve bölgeden çıkarılmaz veya bölgeye getiril-emez.
...........................

Alt Mahkeme kararında, Davacının gözetim alanında bulunan çiftliğinde ürettiği yumurtaları esasen çiftliğinden çıkaramamasının ve ancak yetkili resmi veteriner hekimin iznine bağlı olarak çıkarabilmesinin Davacının m-ülkiyet hakkının kullanılmasına getirilen bir kısıtlama olduğu hususunda bulgu yapmıştır( Mavi 127, 128).

Emare No.1 ve 2 Eylem Planı ile yumurta satışının genel olarak izne bağlanması aşağıdaki 2 gerekçe tahtında Anayasa'nın 36. maddesi kapsamında mülkiy-et hakkının kullanılmasına getirilen kısıtlama veya sınırlama olarak telakki edilemez.

1- Emare No.1 ve 2 Eylem Planı yumurta satışını
engellememekte; sadece yumurta satışını izne
bağlamaktadırlar. Yumurta satışının engellenmemesi,
yumurta -satışının sadece izne bağlanması bir kısıtlama
olarak telakki edilebilse dahi, hiçbir şekilde mülkiyet
hakkının kullanılmasına getirilen bir kısıtlama olarak
telakki edilemez.

2- Her halükarda, yumurta satışının genel olarak izne
bağlanmas-ı hiçbir şekilde Yasa tahtında veya Fasıl 45
uyarınca getirilmemişti. Bu yasak, KKTC Tarım ve Orman
Bakanlığı Veteriner Dairesinin hukuki bir tasarrufu
olan Emare No.1 ve 2 Eylem Planı ile getirilmişti.

Dolayısıyla, Alt Mahkemenin Emare No.1 -ve 2 Eylem Planı tahtında genel olarak yumurta satışının izne bağlanmasını Anayasa'nın 36. maddesi kapsamında Davacının mülkiyet hakkının kullanılmasına getirilen sınırlama olarak kabul etmesi ve ardından da Davacının mülkiyet hakkının kullanılmasına getir-ilen sınırlama dolayısıyla malvarlığının fiilen ekonomik değerinin azaldığı hususunda bulgu yapması hatalıdır.

Öte yandan, Alt Mahkeme huzurundaki şahadetten, Emare No.1 ve 2 Eylem Plânı tahtında Davacıya herhangi bir uygulama işleminin (bireysel işlem) y-apılmadığı görülmektedir.

Daha önce de vurgulandığı üzere, Emare No.1 Eylem Plânında, hareket kısıtlamaları çerçevesinde de, resmi veteriner hekimin şüpheli işletmeye vardığı zaman işletme sahibine veya temsilcisine, madde 4.1'de belirtilen kısıtlamaları- zorunlu kılan bir bildirimde bulunacağı
(Form A.I.O2 ve O3 )öngörülmüştü.

Alt Mahkeme tutanakları irdelendiğinde, resmi veteriner hekimin Davacıya, Emare No.1 Eylem Plânının madde 4.1'inde belirtilen kısıtlamanın uygulanmasını zorunlu kılan Form A.I.O2 -ve O3 çerçevesinde bir bildirimde bulunduğu
görülmemektedir. Diğer bir anlatımla, Emare No.1 ve 2 Eylem Planı tahtında Davacıya bir uygulama işlemi (bireysel işlem) yapılmış değildir.

Davacıya Emare No.1 Eylem Plânının, 4.1 maddesi (Form A.I.O2 ve O3 ) ç-erçevesinde bir bildirimde bulunulduğu iddiası yokluğunda, Davacının gözetim alanında bulunan çiftliğinde ürettiği yumurtaları çiftliğinden çıkarmasının yetkili resmi veteriner hekimin iznine bağlı olduğunu söylemek olası değildir.

Yine Alt Mahkeme tutan-akları irdelendiğinde, Davacının, ürettiği yumurtaları çiftliğinden çıkarabilmek için yetkili resmi veterinerden izin talep ettiği hususunda herhangi bir şahadet olmadığı gibi, talep edilen iznin reddedildiği hususunda da herhangi bir şahadet söz konusu de-ğildir.

Resmi veteriner hekimin Davacıya Form A.I.O2 ve O3 çerçevesinde bir bildiriminin olmadığı noktasında, her halükarda Davacının ürettiği yumurtalarını çiftliğinden çıkarabilmek için yetkili resmi veterinerden izin talep ettiği ve bu talebin redded-ildiği hususunda şahadet yokluğunda, Alt Mahkemenin, Davacının gözetim alanında bulunan çiftliğindeki ürettiği yumurtaları Emare No.1 ve 2 Eylem Planı uyarınca çiftliğinden çıkaramadığı ve ancak yetkili resmi veteriner hekimin iznine bağlı olarak çıkarabi-leceği hususundaki bulgusu hatalıdır.

Her halükarda, Davacı kendisine böyle bir bildirimde bulunulduğunu kanıtlamış veya yetkili resmi veterinerden yumurtalarını satışa sunmak için izin talep edip ve bu talebinin reddedildiğini kanıtlamış olsa idi dahi, -Davacının yumurta satışının Form A.I.O2 ve O3 çerçevesinde, Davacıya yapılacak bir bildirimle izne bağlanması veya talep edilen iznin verilmesinin reddi, KKTC Tarım Bakanlığı Veteriner Dairesinin, Davacının meşru menfaatlerini olumsuz yönde etkileyen idari- ve icrai bir kararı olacaktı.

Bu durumda da, Davacı, Anayasa'nın 152. maddesi uyarınca Yüksek İdare Mahkemesine başvurup, sözü edilen idari ve icrai kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesini sağlamadık-ça, Form A.I.O2 ve O3 çerçevesinde, Davacıya yapılacak bir bildirimle Davacının yumurta satışının izne bağlanmasından dolayı uğradığı zararın
veya yetkili resmi veterinerden talep ettiği iznin reddi dolayısıyla uğradığı zararın tazmini için kaza mahkemes-inde dava açmak hakkına sahip olmayacaktı.

KKTC Tarım ve Orman Bakanlığı Veteriner Dairesinin hukuki bir tasarrufu olan Emare No.1 ve 2 Eylem Planı uyarınca, A.I.O2 ve O3 formu çerçevesinde, Davacının şahsına yapılacak herhangi bir uygulama veya yetkili v-eterinerden talep edilen iznin reddi Davacı tarafından ispat edilmiş olsa idi dahi, bu uygulama Davacı açısından bir sınırlama veya kısıtlama getiren ve bu bağlamda Davalı No.2'nin, Davacının meşru menfaatlerini doğrudan doğruya olumsuz yönde etkileyen ida-ri ve icrai kararı olarak telakki edilebilecekti. Ancak hiçbir şekilde Anayasa'nın 36. maddesi anlamında mülkiyet hakkının kullanılmasına getirilen bir sınırlama veya kısıtlama olarak da telakki edilemeyecekti.

Öte yandan, Belediye Başkanı Adem Ademgil ta-rafından hazırlanıp imza edilen ve ihtilafsız olarak mahkemeye sunulan Emare No.8 ve 9 Tutanağa göre, kuş gribi nedeni ile satılamayan ve kırık ve çatlak olup bozulan 570,000 ve 120,000 yumurta pis kokular yaydığı nedeni ile imha edilip gömülmüştür.

Davac-ının, Davalılar veya Belediye aleyhine, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası uyarınca Davalıların kusurlu davranışlarına veya eylemlerine veya dikkatsizliğine veya ihmalkarlığına veya kanuni vazife ve vecibelerini ihlaline dayanan bir davası mevcut olmadıkça ve- bu husustaki ispat külfetini yerine getirmedikçe, Davacının uğradığını iddia ettiği zarar-ziyan için hüküm ve emir verilmesi olası değildi.


Yukarıda belirtilenler ışığında; Alt Mahkeme, Davacının Davalılardan imha edilen 690,000 yumurta için 93,150 TL -tazminat almaya hakkı olduğu hususunda bulgu yapmak ve Davacı lehine Davalılar aleyhine yukarıda belirtilen şekilde hüküm ve emir vermekle hata etmiştir.

Netice itibarıyla; İstinaf Edenin istinafında başarılı olduğu cihetle istinafının kabulü ve Alt Mahk-emenin 13.3.2015 tarihli kararının iptalinin gerekli olduğu kanaatindeyim. İlâveten, istinaf kabul edildiği cihetle de mukabil istinafın incelenmesine gerek kalmadığı kanaatindeyim.


Bertan Özerdağ: Bu istinafta bundan böyle İstinaf Eden/Davalılar sadece- Davalılar, Aleyhine İstinaf Edilen/Davacı ise sadece Davacı olarak anılacaktır. Bu İstinaf Alt Mahkemenin 13.3.2015 tarihli hükmüne karşı dosyalandı.

OLGULAR

Davacı Gazimağusa - Akdoğan köyünde bulunan tavuk ürünleri ve yumurta üretim tesisinin veya t-avuk çiftliğinin sahibi ve/veya işletmecisidir.
Takriben 2005 yılının Kasım - Aralık aylarında KKTC'de kuş gribi vakalarının görülmesi üzerine, Davalılar 8.2.2006 tarihli kararı alarak yayınladıkları emirname ve eylem planları ile, Davacının tesisinin b-ulunduğu bölgede kanatlı hayvan ve ürünlerinin tüketim ve satışının kısıtlanmasına yönelik tedbirler aldılar.

Alınan tedbirler çerçevesinde, Davacının tesisinin bulunduğu bölgede üretilen tavuk ve/veya tavuk ürünlerine, sadece belirlenmiş imalatçılara ö-nceden izin alınmak koşulu ile satılabileceği yönünde bir kısıtlama getirilmiştir.
Davacı, bu karar veya faaliyetler nedeniyle kamuoyunda Akdoğan'da üretilen tavuk ve yumurta ürünleri aleyhine oluşan ortam nedeniyle üretmiş olduğu yumurtaların satışının -düştüğü veya durma noktasına geldiği ve/veya ciddi stok birikimi meydana geldiği ve/veya bu stokların satılamadığı cihetle bozulduğu, bunun sonucunda Şubat 2006 ayında 120,000 adet ve Nisan 2006 ayında ise 570,000 adet yumurtayı resmi makamlar nezdinde imh-a etmek zorunda kaldığı, imha etmek zorunda kaldığı toplam 690,000 adet yumurtanın 0.14 TL beher değerinden 96,000 TL toplam olmak üzere zarar-ziyana uğradığı iddiası ile bu davayı dosyaladı.

Davacı davasında, 2006 Mayıs ayına kadar tavuk sayısında indi-rime gittiğini, bu nedenlerle 5500 adet tavuğu bedava veya maliyetinin çok altında elden çıkarmak zorunda kaldığını, bu nedenle de her tavuktan 9.50 TL zarar etmek suretiyle toplam 52,250 TL zarara uğradığını iddia ederek, bu zararının da ödenmesini talep -etti.

Davacı yine davasında, bu kısıtlamadan dolayı Mayıs 2006 - Aralık 2006 aylarında 8 ay süre ile eksik üretim yaptığını ve bu nedenle de 43,400 TL zarara uğradığını ileri sürerek bu meblağı da talep etti.

Davalılar ise müdafaalarında, emirname -ile öngörülen kısıtlamaların yasal mevzuata dayandığını, Davacının işletmesindeki tavuk ürünleri ile ilgili imha kararı alınmadığını, öngörülen kısıtlamaların Davacının ürünlerinin satışına engel olmadığını, Davacının herhangi bir zarara ve/veya Davalıları-n kararlarından dolayı bir zarara uğramadığını iddia etti ve buna bağlı olarak Davalıların sorumluluklarının olmadığı iddiasıyla davanın ret ve iptalini talep ettiler.

Davanın duruşmasına geçilmezden önce, taraflar bazı olguları daraltarak ihtilaflı ve -ihtilafsız olguları belirledi. Bu bağlamda Davacı haksız fiile dayanan taleplerinde ısrarcı olmadı ve davadaki taleplerinden sadece 690,000 adet yumurtanın imha edilmesine sebebiyet verdiklerini iddia ettiği Davalıların, bu husustaki kusursuz sorumluluk pr-ensibinden dolayı tazminat ödemeleri gerektiğine dayanan dava sebebinde ısrarcı oldu.

Davayı dinleyen Alt Mahkeme 690,000 adet yumurtanın imha edildiğine ve kusursuz sorumluluk prensibinden yola çıkarak fedakarlıkların denkleştirilmesi ilkesine istinade-n imha edilen yumurtalarla ilgili Davalıların sorumlulukları bulunduğuna bulgu yaptı. Alt Mahkeme, bu bulgusuna bağlı olarak, ilgili dönemde Davacının işletmesindeki yumurtaların satışına getirilen kısıtlamalardan dolayı 690,000 adet yumurtayı satamamasına- istinaden zarara uğradığına ve bu zararın Davalılar tarafından tazmin edilmesi gerektiğine karar verdi. Alt Mahkeme, bu bulguları ışığında, Davacı lehine ve Davalılar aleyhine 93.150 TL tazminat ödenmesine emir verdi.
Davalıların istinafı bu tazminat k-ararına dayanmaktadır. Davacının mukabil istinafı ise Alt Mahkemenin hükmettiği tazminatın faizler ile ödenmesine emir vermemekle hata yaptığı iddiasına dayanmaktadır.

İSTİNAF SEBEPLERİ

Davalılar, istinaflarında 8 adet istinaf sebebi ileri sürmekle b-irlikte, istinaflarını 2 başlık altında toplamışlardır. Bu istinaf başlıklarını aşağıdaki şekilde özetledim:

Muhterem Alt Mahkeme, Davacının uğradığı iddia edilen zarardan dolayı Davalıların kusursuz sorumlulukları olduğuna karar vermekle hata yaptı.

Mu-hterem Alt Mahkeme, Davacının uğradığı zarar-ziyan ile ilgili Davalıların sorumlu olduğuna karar vermekle hata yaptı.

Davacı ise mukabil istinaf olarak tek bir istinaf sebebi ile sürmüştür:

1. Muhterem Alt Mahkeme, Davacı lehine takdir ettiği
tazmin-ata ilaveten 5.4.2011 tarihinden itibaren faiz
ödenmesine emir ve hüküm vermemekle hata yaptı.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

Davalılar adına KKTC Başsavcısını temsilen mahkemeye hitapta bulunan Savcı özet olarak aşağıdaki argümanlarda bulundu:

Da-vacı, Davalılar aleyhine bir tazminat davası ikame etmiştir. Kamuoyunda "Kuş Gribi" diye bilinen hastalığın önlenmesi amacıyla Bakanlar Kurulunun karar ve/veya emirnameleri ile bazı kısıtlamalar getirilmiştir. Bu sınırlandırmalar hastalığın yayılmasını vey-a kamunun zarar görmesini engellemek ve kamu menfaatini korumak amacıyla yapılmıştır.

Bu kısıtlamalarla Davacının ürünlerini satmasına kati bir engel getirilmemiş, sadece tavuk ve tavuk ürünlerinin satışı, önceden izin alınması, satışın belirlenmiş imala-thanelere yapılması ve hastalığın yayıldığı bölgeden geçirilmemesi koşuluna bağlanmıştır.

Dolayısıyla bu kısıtlamalar Davacının ürettiği ürünleri satmasının önünde herhangi bir engel değildi. Bu nedenle Davalıların kusursuz sorumluluğu bulunmamaktadır. D-avalıların kusursuz sorumlulukları olmadığı gibi, Davacının zararının oluşmasında kusuru veya sorumlulukları da yoktur. Davalıların sorumluluklarının olmaması karşısında aleyhlerine tazminat ödenmesi kararı hatalıdır.

Davacı mukabil istinafında haklı değ-ildir ve faize hükmedilmemesi gerekir.

Bu iddialarla istinafın kabul edilerek hükmün iptal edilmesi ve mukabil istinafın ise ret ve iptali gerekmektedir.

Davacı Avukatı ise istinafındaki hitabında özet olarak:

Anayasa'nın 36(1) paragrafındaki kurallar-a ve Yargıtay içtihatlarına göre, kişilerin mülkiyet haklarına getirilen kısıtlamalardan dolayı, devletin kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır.

Yayınlanan emirnameler, kararlar veya eylem planları ile Davalılar Davacının ekonomik aktivitesini durdurmuş, kı-sıtlamış ve ürünlerini satamayacak bir duruma sokmuştur. İlgili Emirname veya Karar veya Eylem Planları ile, sadece yetkili veterinerden önceden izin alınması koşulu ile belirli yerlere tavuk et ve ürünlerinin satışına izin verileceği belirtilmiştir. Bu kı-sıtlama nedeniyle, Davacı ürünlerini müşterilerine satamayacak duruma getirilmiş ve mal varlığı fiilen azaltılmıştır. Bu nedenle, uğranılan zarardan dolayı Davalılar, kusursuz sorumluluk ilkesine istinaden sorumludurlar. Neticede bu sonuca varan ve tazmina-ta hükmeden Alt Mahkeme kararında hatalı değildir.
Mukabil istinaf altında ise Alt Mahkeme, verdiği tazminat hükmünün faiz ile ödenmesini emretmemekle hata yapmıştır.

Bu nedenlerle İstinafın reddi ve mukabil istinafın ise kabul edilerek verilen hüküm üze-rinden faiz ödenmesine emir verilmesi gerekmektedir.

İNCELEME

İstinafın incelenmesine Davalıların istinaf sebeplerinden başlanmıştır:

Muhterem Alt Mahkeme, Davacının uğradığı iddia edilen zarardan dolayı Davalıların kusursuz sorumlulukları olduğuna -karar vermekle hata yaptı.

Muhterem Alt Mahkeme, Davacının uğradığı zarar-ziyan ile ilgili Davalıların sorumlu olduğuna karar vermekle hata yaptı.

İstinafın başında, meselenin daha iyi analizini yapabilmek amacıyla birtakım olguların belirlenmesinde f-ayda vardır:

Takriben Aralık 2005 yılı sonu ve 2006 yılı Ocak ayı başlarında KKTC'de kuş gribi (Avian Influenza) diye bilinen, tavuklar üzerinden yayılan ve insanlara geçtiği zaman ölümcül bir hadde gelebilen bir hastalık tespit edilmiştir.

Bu hastalığın- ortaya çıkması sonrasında Devlet bazı tedbirler alarak emirnameler yayınlamıştır.


Bakanlar Kurulu, Fasıl 45 Bulaşıcı Hastalıklar Yasası'nın 4.maddesine istinaden, 9.1.2006 tarih ve S-76-2006 numaralı karar ile Kanatlı Hayvanlar Arasındaki Bulaşıcı Hasta-lıkların Yayılmasının Önlenmesi Emirnamesini, 18.1.2006 tarih ve S-135-2006 numaralı karar ile Kuş Gribi Vakasının Önlenmesine İlişkin Ek Tedbirler Emirnamesini, 1.2.2006 tarih ve S-232-2006 numaralı karar ile Kuş Gribi Koordinasyon Merkezi Kurulması ile -ilgili karar ve 8.2.2006 tarih ve S-297-2006 numaralı karar ile Kuş Gribi İle İlgili Gelişmelerden Etkilenen Tavukçuluk Sektörüne İlişkin Önlemlerle ilgili kararı yayınlamıştır. Davalılar, AB Konsey Direktifi 82/894/EEC, 91/494/EEC, 93/119/EEC;AB Konsey Pa-rlamento Direktifi 2001/82/EEC ile AB Komisyon kararı 84/90/EEC uyarınca kuş gribi -Avian Influenza (AI) ile mücadelede takip edilecek uygulamalar uyarınca yapılması gerekenler ışığında Emare No. 1 KKTC için Avian Influenza Acil Eylem Planı Ekim 2005 ve Em-are No. 2 Kuş Gribi Eylem Planı başlıklı Eylem Planlarını yayınlamıştır. Tarafların arasındaki ihtilaf, bu Emirnameler ve Davalıların bu Emirnamelere bağlı AB Mevzuatı ve Eylem Planları uyarınca gerçekleştirdikleri uygulamaların kapsamı ile ilgilidir.

Me-zkur Eylem Planları ile kuş gribi hastalığının yayıldığı bölgenin 3 km yarı çaplı alanında üretilen tüm tavuk ve tavuk ürünleri imha edilmiş, hastalığın yayıldığı bölgenin 10 km yarı çaplı alanı, gözetim alanı olarak ilan edilmiştir. Alt Mahkemenin kararın-da dikkate aldığı bu bölgedeki tavuk ve yumurta çiftliklerinin faaliyetlerine getirilen ve bu davadaki ihtilafla bağlantılı olan kısıtlamalar ise şöyledir:

Yetkili Resmi Veteriner hekimin izni olmadan hiçbir et, yumurta veya kümes hayvanı ölüsü, karkası i-şletmeden çıkarılmamalıdır.

Yumurta ve/veya yumurta ürünleri ile ilgili onaylanmış imalathane veya işletmelere gönderilecekler ve izin verilenler dışında yumurtalar işletmeden çıkarılamaz.

Davacının işletmekte olduğu çiftlik kuş gribinin yayıldığı 3 km -yarı çaplı alan içine giren koruma alanında değildir. Mezkur çiftlik konum itibarı ile emirname ile belirlenen 10 km yarı çaplı gözetim alanı içerisine giren bir işletmeydi.

Alt Mahkemede taraflar olguları daraltmak amacıyla ihtilaflı ve ihtilafsız olgula-rı belirlemişlerdir. Yukarıda tespit ettiğimiz olgular haricinde burada sıralanması gereken tarafların uzlaştıkları ihtilafsız olgular özetle şöyledir:

Kuş gribi nedeniyle Davalılar yasalar uyarınca gerekli önlemleri almıştır. Bu önlemler yasalara uygun, -doğru ve gerekli önlemlerdi.

Davacı bu dönemde satamadığı 570,000 adet yumurtayı ilgili makamlar nezdinde imha etmiştir. İmha edilen yumurtaların ilgili dönemdeki ünite başına değeri 0.135 kuruş idi.

Davacı, Davalılar aleyhindeki haksız fiil taleplerine -konu kusur ve ihmal iddialarını geri çekti. Davacının bu iddialarına dayanan tazminat talepleri de geri çekildi ve vazgeçildi.

Bu olgularla Davacının uğradığını iddia ettiği zararlarla ilgili Davalılar aleyhindeki tazminat talepleri, kusursuz sorumluluk p-rensibine dayanan bir talep olarak kısıtlandı.

Bu ihtilafsız olgulardan sonra taraflar Alt Mahkemede, ihtilaflarını üç husus ile kısıtladı. Bunlar Alt Mahkemenin sıraladığı şekli ile aşağıdaki gibidir:

Davacı 120,000 adet yumurtayı imha etti mi?

Dav-acı herhangi bir zarara uğradı mı?

Bu meseleden dolayı Davalıların, Davacıya karşı kusursuz sorumlulukları altında bir sorumlulukları var mıdır?

Alt Mahkeme, tarafların yukarıda belirtilen ihtilaflarını inceleyerek bir sonuca vardığından, bu İstinafta d-a istinaf sebepleri bu ihtilaflı hususlarla birlikte değerlendirile-cektir.

Alt Mahkeme 1.ihtilaflı hususu inceleyerek, 120,000 adet yumurtanın imha edilmiş olduğunun ispat edildiğine bulgu yaptı.

İstinaf duruşmasında, istinaf sebepleri arasında Dava-cının 120,000 adet yumurtayı imha ettiğinin ispat edilemediği iddiası yer almasına karşın, Savcı bu hususta bir hitapta bulunmadı ve istinafını kusursuz sorumluluk olmadığına dayandırarak, Alt Mahkemenin sadece bu bulgusunda hata yaptığını ileri sürdü. Tar-afların Alt Mahkemede belirlediği ve Alt Mahkemenin Davacı lehine karar verdiği ilgili ihtilaf hakkında herhangi bir argüman sunulmadığından, bu ihtilaflı konu ile ilgili Alt Mahkemenin bulgusunun incelenmesine gerek yoktur.

Bu bağlamda, Davacının 120,-000 adet yumurtayı ilgili dönemde imha ettiği kabul edilerek, incelemeye devam edilir.

Alt Mahkeme, 2.ihtilaf konusu olarak Davacının herhangi bir zarara uğrayıp uğramadığını da incelemiştir. Bu hususta istinafa konu kararda Alt Mahkeme, Davacının zarara -uğrayıp uğramadığı hususundaki incelemesinde, Davacının imha edilen 690,000 adet yumurta nedeniyle beheri 0.135 kuruştan toplam 93,150 TL zarara uğradığına bulgu yapmıştır. Bununla birlikte, istinaf duruşmasında, Davacının zarara uğrayıp uğramadığı ihtilaf-ı ve/veya Alt Mahkemenin Davacının zarara uğradığı bulgusunda hata olduğuyla ilgili herhangi bir argüman ortaya konmamış veya ileri sürülmemiştir. Bu bulgu istinaf konusu yapılmasına karşın bu bulguya yönelik herhangi bir karşı argüman ileri sürülmediğinde-n, bu zararın oluştuğu ve bu bulgunun doğru olduğu kabul edilerek incelemeye devam edilir.

Belirtilenlerden sonra, tarafların temel ihtilafı olan Davalıların kusursuz sorumluluklarının olup olmadığı incelenecektir.

Alt Mahkemenin kararında Davalıların s-orumlulukları hususundaki bulgusu şöyledir: (Mavi 130)

"Belirttiklerim ve tespitlerim doğrultusunda Davacının, kuş gribi salgını nedeniyle gözetim alanı ilan edilen bölgede bulunan çiftliğinde ürettiği yumurtaları, çiftliği dışına çıkarabilmesine ilişkin- getirilen kısıtlamalar sebebiyle satamaması ve bu sebepten bozulan yumurtaların imhası dolayısıyla uğradığı zararın tazmin edilmesi gerektiği kanaatine varır bu hususta bulgu yaparım."


Alt Mahkemeye göre, bu meselede Devletin getirdiği kısıtlamalar ned-eniyle ortaya çıkan zarardan dolayı Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Alt Mahkeme, kusursuz sorumluluğun, fedakarlıkların denkleştirilmesi türünde bir sorumluluk olduğundan hareket ederek mezkur bulgusunu yapmıştır.

Alt Mahkemenin bu bulgusunu-n doğru olduğunu öne süren Davacı, Davalıların kuş gribini önlemek amacıyla almış olduğu karar ve/veya önlemlerin yol açtığı külfetlerin tümünün bu karar veya kısıtlamaların toplumun tamamına sağlayacağı yarar veya nimetlere rağmen Davacıya yükleneceğinden-, fedakarlık-ların denkleştirilmesi ilkesine istinaden tazminat ödenmesi gerektiğini iddia etmektedir.
İstinafın esası incelemeden ileri sürülen hukuki iddiaları değerlendirmekte fayda görmekteyim. Şöyle ki:

Mevzuatımızda Türkiye Cumhuriyeti'ndeki kanunl-arın öngördüğü şekilde, bir "tam yargı davasına" benzer bir hukuki çare bulunmamaktadır. Bu nedenle, İdarenin hukuka aykırı eylemleri veya kararları veya ihmalleri ile ilgili iptal davası açılıp bu hususta bir karar verilmeden, İdareden tazminat talep edil-mesine olanak yoktur. İdari eylem veya karar veya ihmallerle ilgili olarak Yüksek İdare Mahkemesinin vereceği kararlara istinaden tazminat davası açılabileceği, Anayasa'nın 152(6) paragrafında açıkça düzenlenmektedir.

Devletin, gerçekleştirdiği uygulamal-ar nedeniyle, mevzuattan, haksız fiilden veya sözleşmeden doğan borç ve sorumlulukları söz konusu olabilir. Konusu zarar-ziyan olan talepler, bir idari kararın ve işlemin hukuka aykırılığından doğmadığı müddetçe, bu çarelerin karara bağlanma yeri kaza mahk-emeleridir. Talep hukuka aykırı bir işlemden veya karardan kaynaklandığında, ilgili işlem veya kararın öncelikle Yüksek İdare Mahkemesinde iptali gerekir.

Davacı davasında, bu kapsamda İdarenin düzenleyici işlemi olan emirnamelerin ve/veya kararların v-eya eylem planlarının hukuka aykırılığını ve/veya buna bağlı olarak iptalini talep etmemektedir.

Bu davanın dosyalandığı dönemde, 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası yürürlükte olmadığından, Davacı emirnamenin ve/veya kararların ve/veya eylem planlarının ipt-ali için dava açma hakkını haiz değildi veya böyle bir hukuki çaresi yoktu. Davacı aynı zamanda davasında, emirname veya kararların hukuka veya yasalara aykırı olduğunu iddia etmemiştir.

Belirtilen nedenlerle ve Davacının düzenleyici işlemin iptalini veya- hatalı olduğunu veya hukuka aykırı bir işlemin bulunduğunu iddia etmediğinden, Davacının Devletten tazminat talep edebilmesi için, önce idari bir dava açmasına gerek yoktu.

Bu meselede Davacı, Davalıların bir salgını önlemek maksadıyla mevzuat kapsamınd-a kanatlı hayvan ve ürünlerinin satışına getirdiği sınırlama ile ilgili işlemlerinin hukuka aykırı olduğu ve iptali gerektiği doğrultusunda bir talepte bulunmamaktadır. Davacının talebi, çiftliğin bölgesindeki kanatlı hayvan ve hayvan ürünlerine getirilen -kısıtlamanın kendisinde yarattığı zarar-ziyanın ödenmesidir.

Meseleye bu açıdan bakıldığında, Davalıların mevzuattan kaynaklanan sorumluluğunun olup olmadığının incelenmesi gerekir.

Bu sorumluluk, ya düzenlendiği gibi imha edilen hayvanların bedelinin -ödenmesi şeklinde oluşur veya kısıtlamalar neticesinde oluşacak zarar-ziyandan meydana gelir. Birincisinde, sorumluluğu ayrıca ispat koşulu aranmamakta, imha edilen hayvanların bedelinin ödenmesi mükellefiyeti mevzuattan doğmaktadır. İkincisinde ise Davacı-, zarar -ziyanının kısıtlamadan kaynaklanan uygulamalardan oluştuğunu, ihtimaller dengesi prensipleri çerçevesinde ispatlamalıdır.

Alt Mahkemenin kararında dayandığı "kusursuz sorumluluk", hukuk terminolojisinde objektif sorumluluk olarak da adlandırılı-r. Bunun nedeni, sorumluluğun bir kusura bağlı olmaksızın veya Devletin hukuka uygun eylem ve işlemlerinden dolayı uğranılan zararın kusurlu olup olmadığına bakılmak-sızın, Devletin tazmin etme yükümlülüğünün bulunmasıdır. Kusursuz sorumluluk, olayla ilgil-i subjektif kusura bakılmaksızın, eylem ve işlemlerin sonrasında doğan zararı tazmin etme yükümlülüğüdür. Kusursuz sorumlulukta, zararın, tazmin etme yükümlüğünde olan tarafın kusurundan kaynaklandığının ispat edilmesi gerekmez.

Davacı, kusursuz sorumlul-uk ilkesinin mevzuatımızda Anayasa'nın 36.maddesine dayandığını ileri sürmektedir. Alt Mahkeme; mezkur Emirname, Karar, Eylem Planları ve uygulamalar ile Davacının Anayasa'nın 36.maddesinde öngörülen mülkiyet hakkına bir sınırlandırma getirildiğine, getiri-len bu kısıtlama nedeniyle kusursuz sorumluluk kapsamında Davalıların Davacıyı tazmin etmesi gerektiğine bulgu yapmıştır.

KKTC Anayasası'nın 36.maddesi mülkiyet hakkını ve mülkiyet hakkına getirilen sınırlandırmaları düzenlemektedir. İlgili Anayasa mad-desi aynen şöyledir:

"Mülkiyet Hakkına Ait Genel Kural
Madde 36
(1)Her yurttaş, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, kamu yararı amacıyla ve yasa ile sınırlanabilir.
(2)Mülkiyet hakkının kullanılmasına, kamu güvenliği, genel sağlık, genel a-hlak, kent ve ülke planlaması veya herhangi bir malvarlığının kamu yararı için geliştirilmesi ve faydalı kılınması veya başkalarının haklarının korunması için kesin olarak gerekli kısıntı veya sınırlamalar yasa ile konabilir.
(3)Malvarlığının ekonomik değ-erini fiilen azaltan kısıntı ve sınırlandırmalar için derhal tam bir tazminat ödenir; anlaşmazlık halinde tazminatı hukuk mahkemesi saptar.
(4)Yukarıdaki (2). ve (3). fıkra kuralları, herhangi bir verginin veya para cezasının tahsili, herhangi bir hükmün -yerine getirilmesi, sözleşmeden doğan bir yükümün yerine getirilmesi veya can veya malın tehlikeden korunması amacı ile yasa ile konmuş kuralları etkilemez.
(5)Devletin, 159. maddede belirtilen taşınmaz mallar üzerindeki hakkı saklıdır."

Anayasa'nın 36.m-addesi, Devletin kamu yararı amacıyla kişilerin malvarlığının ekonomik değerini fiilen azaltmak suretiyle mülkiyet hakkına getirmiş olduğu kısıtlamalar nedeniyle Devlete, belirli bir kusur olmaksızın kişileri tazmin etme yükümlülüğü getirerek, kişilere, ku-sursuz sorumluluk ilkesi altında Devletten tazminat talebinde bulunma hakkı tanımaktadır.

Anayasa'nın 36(1)(2) fıkraları uyarınca mülkiyet hakkına getirilecek kısıtlamaların yasa ile düzenlenmesi gerektiği öngörülmektedir. Bu düzenlemelerin sağlanması iç-in dayanılan Fasıl 45 Bulaşıcı Hastalıklar (Hayvanlar) Yasası'nın 4.maddesinin mesele ile ilgili kısmı aynen şöyledir:

"Bakanlar Kurulunun Yetkileri4.(1)Bakanlar Kurulu, aşağıdaki amaçlar veya onların herhangi biri için, zaman zaman, uygun gördüğü gene-l veya özel nitelikte emirnameler isdar edebilir :- (a)(b)hayvan hastalığına bulaşmış bir ilçe, yer veya bölgeye hayvanların giriş veya çıkışının yasaklanması veya düzenlenmesi;(c)hayvan hastalığına bulaşmış bir ilçe, yer veya bölgede bul-unan hayvanların tecrit edilmesinin veya birbirinden ayrı tutulmasının belirlenip düzenlenmesi;
(d)(e)(f)(g)(h)hayvanların satışa çıkarıldığı genel veya özel yerlerde pazar veya panayır kurulmasının veya hayvan satışı yapılmas-ının yasaklanması veya düzenlenmesi,(i)anayollarda, caddelerde veya başka yerlerde hayvan taşınmasının, sevkedilmesinin veya güdülmesinin yasaklanması veya düzenlenmesi;(j)hastalığı yayma olasılığı bulunan hayvan, hayvan gübresi veya diğer şeyl-erin nakledilmesinin, güdülmesinin, gönderilmesinin veya taşınmasının yasaklanması veya düzenlenmesi;(k) (ı)genellikle hayvanları etkileyen bulaşıcı veya salgın hastalıkların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine girmesinin veya orada yayılmasının he-rhangi bir biçimde önlenmesi;"
Bakanlar Kurulu, bu Yasanın verdiği yetkiye istinaden yayınladığı 8.2.2006 tarih ve S-297-2006 karar numaralı "Kuş Gribi ile İlgili Gelişmelerden Etkilenen Tavukçuluk Sektörüne İlişkin Önlemler" kararında, sektöre ilişkin ö-nlemler almış ve Veteriner Dairesine görev tevdi etmiştir.

Veteriner Dairesi, bu yetkiye istinaden, Fasıl 45 Bulaşıcı Hastalıklar Yasası ve yukarıda belirtilen AB mevzuatında belirlenen amaçlara ulaşılması için yayınlanmış olan Emare No. 1 ve 2 Eylem Pla-nları ile Avian Influenza vakalarına uygun dava konusu önlemleri almış ve kısıtlamaları getirmiştir.
Bu aşamada Davalıların yayınladığı emirname, karar ve eylem planlarının, Fasıl 45 Bulaşıcı Hastalıklar (Hayvanlar) Yasası'nın 4.maddesine uygun olduğunu -ve belirtilen amaçlara ulaşılması için ısdar edildiğini ifade etmek gerekir.

Anayasa böyle bir kısıtlamanın yasa ile konabileceğini öngörmekle birlikte, Yasanın verdiği yetkiye dayanarak yayınlanan emirname veya karar veya eylem planlarının da bu kurala -uygun olarak yayınlandığı kabul edilir (Bkz. Yargıtay/Hukuk 101/2007 Dağıtım 8/2009 Gürsel Selengin v. KKTC Başsavcısı).

Davalılar, Fasıl 45 Bulaşıcı Hastalıklar Yasası'nın 4.maddesine dayanarak yayınladıkları emirnameler ve/veya kararlar ve/veya eylem pl-anları ile, 3 kilometre yarı çapında olan hayvanların imha edilmesine direktif vermişlerdir. Bu bağlamda, 3 km yarı çapında olan tüm hayvanların imha edilmesi mülkiyet hakkının fiillen azaltılması niteliğinde olup, Fasıl 45 Bulaşıcı Hastalıklar Yasası ve b-u Yasaya bağlı alınan karar ve eylem planları bu noktada Anayasa'nın 36(1) ve (2) kapsamında bir düzenlemedir.

Davalılar, 3 km yarı çaplı alanda bulunan tüm tavuk ve tavuk ürünlerini imha etmiş ve bunların bedelleri, zarar gören kişilere, tazminat olarak- Davalılar tarafından ödenmiştir. Davalılar 3 km yarı çapındaki hayvanlarla ilgili birtakım eylemler gerçekleştirmiş olup, bu bağlamda ödenen tazminatların, herhangi bir kusura bağlı olmaksızın, kusursuz sorumluluk ilkesine istinaden ödenmiş olduğu ve Anay-asa'nın 36(3) kapsamında tazmin edilmiş olduğu aşikardır.

Davacının işletmesi ve Davacının imha edilen tavuk ve tavuk ürünleri, belirlenen 3 km yarı çaplı bölgede bulunmadığından tazmin edilmemiştir. Davacının işletmesi, hastalığın olduğu bölgenin 10 km- yarı çapında olduğundan Davacının işletmesindeki tavuk ve tavuk ürünlerinin, hastalığın yayıldığı 3 km yarı çaplı bölgeden geçişi yasaklanmış ve ürünlerin satışı bazı kısıtlamalara tabi tutulmuştur. Bu kısıtlamalarda, 3 km yarı çapında olan işletmelerdeki- tavuk ve tavuk ürünlerinde olduğu gibi, ne karşı tarafın bir zarara uğrayacağı veya uğradığı öngörül-mekte, ne de Davalılara doğrudan tazmin etme yükümlülüğü verilmektedir.

Anayasa'nın 36(1)(2) fıkralarında öngörülen, "konulacak kısıtlamaların yasayla y-apılması" kuralından hareketle, bu kısıtlamalar nedeniyle tazminat ödeme yükümlülüğü, Fasıl 45 Bulaşıcı Hastalıklar Yasası'nın 5.maddesi ile sağlanmış olup, hastalıklı ilan edilen bölgede imha edilen tavuk ve tavuk ürünlerinin bu Yasa kapsamında tazmin edi-lmesi de Anayasa'nın 36(3) bendi uyarınca gerçekleştirilmiş bir uygulamadır.

Davacı davasındaki iddialarını, mezkur Emirnameler veya Kararlar veya Eylem Planları ile kısıtlama getirildiğine, getirilen kısıtlama ile Davacının tavuk ürünlerini satamadığı-na ve zarara uğradığına dayandırmaktadır. Davanın dayandırıldığı iddialara bakıldığında, Davacı, Devletin imha ettiği tavuk ve tavuk ürünlerinin bedelini 36(3) altında ödemesi gerektiğine dayanmakla Devletin tazmin yükümlülüğünü 3 km yarı çap içerisindeki- işletmelerin zararı ile aynı tutmakta, bu zararın kusursuz sorumluluk kapsamında olduğunu iddia etmektedir.

Bu noktada göz önünde bulundurulması gereken husus, Davalıların 3 km yarı çapında olan işletmelerdeki tavuk ve tavuk ürünlerini tespit edip- mecburen imha ettiği ve buna bağlı olarak, Yasanın öngördüğü şekilde imha edilen hayvan sahiplerinin tazmin edildiğidir. Halbuki Davacının işletmesinde mecburen imha edilmiş tavuk veya tavuk ürünü yoktur. Mezkur emirnameler veya kararlarla veya eylem plan-ları ile her ne kadar da kısıtlamalar getirilmiş olsa da, Davacının işletmesindeki ürünlerin satışını yapması mümkündü. Bu konuda getirilen kısıtlamalar, tavuk ve tavuk ürünlerinin hastalık bulaşmadan tüketiciye ulaşmasını sağlamak amacını gütmekte ve Dava-cının bu ürünleri satmasına bir zorluk getirse dahi satışını tamamen engellememektedir. Davalılar tarafından 10 km yarı çapındaki bölgede bulunan işletmelere getirilen kısıtlamalar itlaf gibi, malvarlığını doğrudan fiilen azaltma sonucunu doğurmamaktadır. -

Bu nedenle Davacının, ürün satışının izne bağlanmak suretiyle getirilen kısıtlamaya bağlı olarak tavuk ürünlerini satamadığını, satamadığı için imha etmek zorunda kaldığını, böylelikle zarara uğradığını ve bu kısıtlama ile malvarlığının fiilen azaldığı-nı ispat etmesi gerekli ve kaçınılmazdır.

Benzer şekilde Yargıtay/Hukuk 101/2007 Dağıtım 8/2009 Gürsel Selengin v. KKTC Başsavcısı davasında, Davacının davasında başarılı olabilmesi için Davacının mülkiyet hakkının kısıtlandığını, Davacının bundan dolay-ı bir zararının olduğunu ve zarar ile getirilen kısıtlama arasında bir bağın olduğunu ispat etmesi gerektiği ifade edilmiştir:

"Davacının davasında başarılı olabilmesi için öncelikle Anayasa'nın 36(2) maddesinde öngörüldüğü gibi mülkiyet hakkının kullanıl-masında bir sınırlama ve/veya kısıtlama getirildiğinin kanıtlanması ve bu sınırlama veya kısıtlama getirildiği kanıtlandıktan sonra bu sınırlama veya kısıtlama sonucu mal varlığının ekonomik değerinin fiilen azaldığını kanıtlaması gerekir."

Anayasa'nın 3-6(2) ve (3) fıkraları ile ilgili Yargıtayın belirttiği prensipler uyarınca, Davacının, konan kısıtlama-larla ilgili tazminat alabilmesi için, uğranılan zarar ile konan kısıtlama arasında bir illiyet bağının bulunduğunu ispat etmesi gerekir. Alt Mahkemenin -kararında da, bu prensibe yer verilmiş olup, Alt Mahkeme bu prensibi doğru bir şekilde dikkate almıştır.

Davacı davasında, konan kısıtlamalar nedeniyle üretmiş olduğu yumurtaları satamadığını, imha etmek zorunda kaldığını ve bu nedenle zarar gördüğünü il-eri sürmekte olup yukarıda belirttiklerime istinaden Davacının 690,000 adet yumurtayı imha ettiğini ve 690,000 yumurtanın bedeli olan 93,150 TL'lik bir zarara uğradığını ispat ettiğini tespit etmiştim.

Yukarıda ifade edildiği gibi, bu kısıtlamalara bağl-ı olarak doğrudan alınan bir karar ile Davacının ürettiği yumurtalar imha edilmemiştir ki Davalılar bu açıdan iddialarında haklıdırlar. Buna karşın, Davalılar, Davacının işletmesinin olduğu bölgeyi gözetim bölgesi ilan etmişlerdir. Bu bölgede üretilen ürün-lerin, önceden izin alınarak ve belirlenen imalatçılara satılmak kaydı ile üretilen ürünlerin satılabileceği yönünde bir kısıtlama koymuşlardır. Davalıların koyduğu kısıtlamalar sonucu Davacının ürettiği ürünlerin satış faaliyetlerine ciddi bir kısıtlama g-etirilmiş, ürünlerin satışı veya pazarlanması zorlaştırılmıştır. Konan bu tedbirlerle tüketim ömrü kısa olup kolay bozulabilen (perishable) ve saklanamayan bu ürünlerin, bu kısıtlamalardan dolayı satılamamasına sebebiyet verilmiştir.

Davalılar, kanatlı h-ayvanların itlaf bölgesi dışındaki bölgelerde, Davacının çiftliğinin de bulunduğu 10 km yarı çap içerisinde bulunan çiftliklerin ürün satışını izne bağlamakla, itlaf bölgesi dışında kalan üreticiler ile Davacı arasında eşitsizlik yarattığı ve Davacı aleyh-ine bir kısıtlama oluşturduğu açıktır.

Mevcut şahadet ışığında, Davacının getirilmiş olan kısıtlama nedeniyle ürünlerini satamadığı, imha ettiği ve sınırlama bölgesinde olmasına rağmen herhangi bir şekilde tazmin edilmediği anlaşıldığından, zarar-ziyanı-nın karşılanması gerekir.

Davacı getirilen kısıtlamalar nedeniyle malvarlığının fiilen azaldığını ispat edebilmeyi başarmıştır. Tüm bunlar ışığında, Davacının getirilen kısıtlamalar ile zarara uğradığına ve dolayısıyla kısıtlama ile zarar arasında illiye-t bağı olduğuna bulgu yapan Alt Mahkeme kararında hata yapmış değildir.

Belirtilen olgularla Davacı zarara uğramış olduğunu ispat edilebildiğinden, uğradığı zarar-ziyanı Davalılardan almaya hakkı bulunmaktadır. Neticede, Davacının Davalılardan tazminat- almayı hak ettiğine bulgu yapan Alt Mahkemenin hatalı bir karar vermediği kanaatindeyim.

Davalılar istinaflarında başarılı olamadığından, Davacının istinafının incelenmesi gerekmektedir.

1. Muhterem Alt Mahkeme, Davacı lehine takdir ettiği
tazmi-nata ilaveten 5.4.2011 tarihinden itibaren faiz
ödenmesine emir ve hüküm vermemekle hata yaptı.

Davacı, Alt Mahkemenin Davalılar aleyhine verdiği hüküm ile ilgili herhangi bir faiz ödenmesine emir vermediği cihetle bu istinafı dosyaladı.

Mahkeme hü-kümlerinde uygulanması gereken faizler 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 42.maddesinde düzenlenmektedir:

Borç ve hükümlerde faiz42(1)Bir borcun faizinin bir sözleşme veya bir yasadan doğduğu hallerde, bu borcun ödenmesi için açılan davada, mahkeme, -faizin başladığı günden itibaren borcun tamamen ödeneceği güne kadar sözleşme veya yasada öngörülen oranda faiz ödenmesine hükmeder.
Ancak, bu faiz oranı yürürlükteki herhangi bir yasada öngörülen faiz oranını aşamaz.2(1).5/1988
35/1987
(2).........-...
(3)Bu maddenin (1)'nci fıkrası uyarınca aksine hükmedilmedikçe, her hüküm, borçlunun, hükmün verildiği günden başlayarak son ödeme gününe kadar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Merkez Bankası Yasasının 24'nci maddesi uyarınca saptanıp yürürlüğe konulan -mevduat yıllık azami faiz oranında bir faiz ödemesini gerektirir.
Buna göre, herhangi bir yasadan veya sözleşmeden doğmayan veya haksız fiile dayanmayan tazminat taleplerine ilişkin faiz ile ilgili olarak 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 42 (3) fıkra-sı kurallarının uygulanması gerekir.

Alt Mahkeme, takdir ettiği tazminat ile ilgili hüküm tarihinden itibaren faiz ödenmesine emir vermemekle birlikte her hüküm aksine başka bir kural olmadıkça hüküm tarihinden itibaren yasal faize tabidir. Alt Mahkemen-in vermiş olduğu hükümde faizin yazılmamış olması hükmün faizsiz ödeneceği sonucunu doğurmadığı gibi, yazılmaması bir hata veya eksiklik değildir.

Belirtilenlerden hareketle, Davacı istinafında başarılı olamamıştır ve mukabil istinafın reddedilmesi gere-ktiği kanaatindeyim.

Ahmet Kalkan:

Her iki kararı daha önceden okuma fırsatı buldum. Sayın Yargıç Bertan Özerdağ'ın kararı ile hemfikirim.
Netice itibarıyla istinaf ve mukabil istinaf oy çokluğu ile reddedilir.
Masraf emri verilmez.



Ahmet Kalkan- Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç Yargıç Yargıç


7 Nisan 2017











48






Full & Egal Universal Law Academy