Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 68/2021 Dava No 10/2022 Karar Tarihi 04.08.2022
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 68/2021 Dava No 10/2022 Karar Tarihi 04.08.2022
Numara: 68/2021
Dava No: 10/2022
Taraflar: Longson (EU) Enterprises Ltd. ile Akşan Etüt Müşavirlik ve Mühendislik A.Ş.arasında
Konu: Süre uzatılması(extension) istidası - ek süre verilmesi talebi - istinaf ihbarnamesinin yürürlük süresinin uzatılması talebi - hukuk muhakemeleri usulü tüzüğünde öngörülen sürelerin uzatılmasının koşulları - istinafın reddi
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 04.08.2022

-


D. 10/2022 Yargıtay/Hukuk No: 68/2021
(Mağusa Dava No: 3725/2021)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti : Bertan Özerdağ, Beril Çağdal, Peri Hakkı.

İstinaf Eden : Longson (EU) Enterprises Ltd., Gazimağusa.
- (Davalı)

- ile -


Aleyhine İstinaf Edilen: Akşan Etüt Müşavirlik ve Mühendislik A.Ş., Türkiye.
(Davacı)

A r a s ı n d a.


İstinaf E-den namına: Avukat Serhan Çinar
Aleyhine İstinaf Edilen hazır değil. (İstida tek taraflı)

(7.6.2022 Tarihli İstida Hakkında)


--------------


A R A K A R A R

İstinaf Eden/Müstedi 7.6.2022 tarihinde dosyaladığı istida ile aşağıdaki taleplerde- bulundu;

"a. Yukarıda sayı ve unvanı verilen dava altında dosyalanan istinaf ihbarnamesinin Aleyhine İstinaf Edilen ile ilgili olarak yürürlük süresinin uzatılması için gerekli işlemlerinin laiki ile yapılabilmesine imkan sağlamak için ek süre verilmesi -ve/veya ön görülen sürenin uzatılmasını ön gören bir Mahkeme emri;
b. Yukarıda sayı ve unvanı verilen dava altında verilen karara karşı dosyalanan istinaf ihbarnamesinin Aleyhine İstinaf Edilen ile ilgili olarak yürürlük süresinin 6 ay uzatılması ve/veya- istinaf ihbarnamesinin 6 aylık bir süre için yenilenmesi hususunda mahkeme emri."


İstidaya ekli yemin varakası Müstedi Avukatı, Avukat Oktay Çinar tarafından tanzim edildi. Avukat Oktay Çinar yemin varakasında özetle; 17.5.2021 tarihinde muadil tebli-ğ emri alındığını, tüm işlemler yapılmış olmasına karşın posta marifeti ile gönderim yapılmadığını, Covid nedeniyle getirilen kısıtlamalardan dolayı posta gönderiminde sıkıntı olduğunu, Davalı/Müstedinin, Gazimağusa'daki tebliğ adresi olarak gösterilen Avu-katlık ofisinin (care of ofisi) işlemleri tamamladığı inancında olmasına karşın, yaptığı araştırmada muadil tebliğ emrinin Müstedialeyhe tebliği için tebliğe çıkarma işleminin yapılmadığını tespit ettiğini, tespitten sonra on iki aylık sürenin dolması nede-niyle Mukayyitliğin tebliğ işlemlerini yapmasına izin vermediğini, istinafla ilgili iddialarında haklı olduklarını, istinaf konusunun ciddi olup yüksek meblağı bir talep içerdiğini, verilen kararın esasa ilişkin olguların eksikliğine bağlı teknik noktalard-an dolayı aleyhte olduğunu, istida uyarınca emir verilmezse Müstedinin zarara uğrayacağını ve Müstediye adaletsizlik olacağını beyan etti.

İstidanın duruşmasında Müstedi adına Avukat Oktay Çinar şahadet verdi. Şahadetinde, istinafın Covid 19 Pandemisi -nedeniyle kısıtlamaların olduğu dönemde dosyalandığını, dosyalandıktan sonra istinaf ihbarnamesinin yurtdışında kayıtlı adresi olan Müstedialeyhe tebliğ için Gazimağusa Kaza Mahkemesinden muadil tebiğ emri alındığını, Gazimağusa'daki avukatlık ofisi (care -of) tarafından muadil tebliğ emri ile ilgili tebliğ işlemlerinin yapılmadığını, Covid nedeniyle oluşan kısıtlamalardan bu karışıklığın meydana geldiğini, istinafın iptal olacağına dair kendilerine Mukayyitlik tarafından ihbar gönderilmediğini veya ulaşmadı-ğını, çok haklı istinaf sebeplerinin bulunduğunu, talep edilen emir verilmezse Müstedinin haksızlığa uğrayacağını beyan etti.

Müstedi Avukatı ise hitabında, Hukuk Muhakameleri Usulü Tüzüğünde usulen bir şeyin yapılması için öngörülen sürenin dolmasından- sonra da sürenin uzatılabileceğine ilişkin gerek Emir 57 ve gerekse Emir 1(B)'de Mahkemelere yetkiler verildiğini, Emir 33 uyarınca tebliğin yapılamaması hususunda iyi bir sebep bulunduğu durumlarda Mahkeme veya Yargıç tarafından tebliğ için ek sürenin ve-rilebileceğini, istinaf henüz iptal edilmediğinden, istinafın yürürlük süresinin uzatılması hususunda herhangi bir engel bulunmadığını ileri sürdü.

Müstedinin istidasındaki taleplerini incelemeden önce hukuki duruma değinmekte fayda bulunmaktadır.

Huku-k Muhakemeleri Usulü Tüzüğüne (HMUT) 2021 yılında yapılan tadilat ile istinafların yürürlük süreleri ile ilgili yeni bir düzenleme getirilmiştir. HMUT E.35 n.33 aynen şöyledir;


-"RG.Ek.III
4.3.2021
A.E.120
33.(1) -Hiçbir istinaf ihbarnamesinin yürürlük süresi ısdar edildiği günden başlamak üzere 12 ayı geçmez. Ancak, istinaf ihbarnamesinde adı yazılı herhangi bir aleyhine istinaf edilene tebliğ yapılmamış ise, istinaf eden 12 aylık süre sona ermeden önce istinaf ihb-arnamesinin yenilenmesine emir verilmesi için İstinaf Mahkemesine başvuruda bulunabilir; Mahkeme de, söz konusu tarafa tebliğin yapılması için makul çabanın gösterildiğine veya başka iyi bir sebep olduğuna kanaat getirdiği takdirde, yenilendiği gün dahil o-lmak üzere istinaf ihbarnamesinin altı aylık bir süre için yenilenmesine ve bu gibi yenilenme işleminin, yenilenen istinaf ihbarnamesinin yürürlük süresi sona ermeden, zaman zaman bu şekilde tekrarlanmasına emir verebilir.
Bu gibi durumlarda, istinaf ihba-rnamesi üzerine ".../../20.. tarihli emir ile yenilendi" sözleri veya eş anlamda sözler mukayyit tarafından kırmızı mürekkeple yazılır; ve bu suretle yenilenen istinaf ihbarnamesi, esas istinaf ihbarnamesinin ısdar edildiği tarihten itibaren yürürlükte ka-lır.

(2) Bir istinaf ihbarnamesi yenilendikten sonra esas istinaf ihbarnamesi üzerine yazılan ve istinaf ihbarnamesinin yenilendiğini gösteren yazılar aynen istinaf ihbarnamesinin tebliğ için kullanılan her daire sureti üzerine de yazılır."
-
-İlgili emir istinaf ihbarnamesinin yürürlük süresini 12 ay ile sınırlandırmaktadır. Bunlarla birlikte, bu süre dolmadan önce yapılan bir başvuru sonucunda Yüksek Mahkeme ihbarnamenin yürürlük süresinin uzatılmasına emir verebilir.

Bu düzenlemenin, Hukuk -Muhakemeleri Usulü Tüzüğü E.4 n.1'deki celpnamenin yürürlük süresi ile ilgili düzenlemelerle pararlel bir düzenleme olduğu açıktır.

Yargıtay olarak bir çok kararımızda celpnamelerin yürürlük süresinin uzatılması ve bunun koşullarına değindik.

Nitekim, -Yargıtay/Hukuk 129/2010 D. 23/2011 sayılı istinafta (Emrah Karasu ile Müteveffa Ergün Eksoz n/d Ergün Eksozcu n/d Ergün Hasan Terekesi'nin Tereke İdarer Memuru sıfatıyla ve/veya mezkûr terekeyi temsilen Zehra Eksoz n/d Zehra Eksozcu arasında) celpnamenin y-ürürlük süresinin süre dolduktan sonra uzatılması yoluna gidilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğünde, ilk hali doğruydu "Mahkemenin Dava Yönetimi Yetkileri" başlıklı E.1(B)'nin 2. nizamının (a) bendinde, Mahkemelerin dava yönetimi yetkileri arasında,- "herhangi bir nizam veya mahkeme emri gereği uyulması gereken süreyi, riayet süresi sona erse dahi, uzatabileceği veya kısaltabileceği" belirtilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğünde "Müddet" başlıklı Emir 57'nin 2. Nizamı, süre uzatma konusunda mah-kemelere geniş takdir yetkisi tanımaktadır. Bu nizam şöyledir:


"2.Mahkeme veya yargıç, herhangi bir işin veya işlemin yapılması için bu nizamlarla tayin edilen veya herhangi bir uzatma emri ile tespit edilen süreyi, hakkaniyet bakımından meselenin gerek-tirdiği koşullarla (eğer varsa) uzatmak veya kısaltmak yetkisine sahiptir ve sürenin uzatılmasına ilişkin başvuru tayin edilen veya müsaade edilen sürenin sona erdiği tarihe kadar yapılmamış olsa bile bu gibi uzatmalara emir verebilir; ancak herhangi bir l-âyiha veya belgenin teslim edilmesi veya herhangi bir yemin takriri, cevap veya belgenin dosyalanması veya herhangi bir işin yapılması için gerekli sürenin bu nizamlardan herhangi biri veya mahkeme veya yargıcın talimatı veya emri ile saptandığı veya sınır-landırıldığı hallerde, söz konusu sürenin uzatılması için yapılan başvurunun ve böyle bir başvuru üzerine verilen emrin gerektirdiği masrafları, mahkeme veya yargıç tarafından başka türlü bir emir verilmedikçe, başvuruyu yapan taraf ödeyecektir."
--
Yargıtay/Hukuk No: 183/2017 D. 28/2018 (Ramadan Kaymak ve diğeri ile As-Can Sigorta Şti.Ltd. ve diğeri arasında) sayılı istinafta Emir 57 uyarınca süre uzatılması ile ilgili prensipler aşağıdaki gibi ifade edilmiştir;
- -
"Herhangi bir işin veya işlemin yapılması için Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü'nde belirlenen süreleri uzatmak ve kısaltmak yetkisi, hakkaniyet ölçütünde Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü E.57 ile mümkün kılınmaktadır.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü E.57 -n.2'ye göre, mahkeme veya yargıç, herhangi bir işin veya işlemin yapılması için bu nizamlarla tayin edilen veya herhangi bir uzatma emri ile tespit edilen süreyi hakkaniyet bakımından meselenin gerektirdiği koşulara göre uzatmak veya kısaltmak yetkisini ha-izdir.

Aynı nizam altında, sürenin uzatılmasına ilişkin başvuru, tayin edilen veya müsaade edilen sürenin sona erdiği tarihe kadar yapılmamış olsa bile, bu gibi uzatmalara mahkeme veya yargıcın emir verebileceği düzenlenmektedir.

Hukuk Muhakemeleri Us-lulü Tüzüğü E.57 n.2'de uzatmalar için dikkate alınması gereken temel ölçüt, hakkaniyet bakımından böyle bir uzatma veya kısaltmanın gerekli olmasıdır.

Hakkaniyet, takdir hakkının temeli olup, hukuk ilkeleri çerçevesinde kullanılır. Süre uzatmak için gö-sterilen sebebin makul ve tatmin edici olması gerekir. Dolayısıyla keyfi olarak süre uzatmaya gidilemeyeceği gibi, aynı şekilde keyfi olarak da talep reddedilemez. Makul ve tatmin edici sebebin varlığı, uzatma taleplerinin unsuru olarak, Alt Mahkemenin de -dikkate aldığı Yargıtay/Hukuk İstinaf 10/1975 ve Yargıtay/Hukuk 26/2002 D.5/2003 sayılı kararlarda belirtilmiştir."


Buna göre, sürenin dolmasından sonra yapılan bir süre uzatılması başvurusundaki temel ölçüt, hakkaniyettir. Hakkaniyet, mahkemelerin takd-ir yetkisinin temeli olup hukuk ilkeleri çerçevesinde kullanılmalıdır. Takdir hakkı keyfiyet içermez, bu nedenle, süre dolduktan sonra uzatılacak sürelerde keyfi bir karar verilmemeli, makul ve tatmin edici sebeplerin bulunması halinde sürenin uzatılmasına- izin ve emir verilmelidir.

Burada unutulmaması gereken temel husus, Tüzük'de belirlenen sürelerin ve bu sürelere uyulmasının amir olduğudur. Tüzük belirli bir işlemin belirli bir sürede yapılmasını düzenliyorsa tarafların Tüzük tarafından belirlenen bu -süreler dahilinde ilgili işlemi yapması gerekirdi. Ancak hakkaniyet gereği takdir hakkı kullanılması gereken makul ve tatmin edici istisnai sebeplerin varlığı durumunda, bu süreler dolduktan sonra da Tüzük'de öngörülen sürelerin uzatılması yönünde mahkeme -takdir yetkisini kullanmalıdır.

Bu hususta -Edwards v. Edwards (1967) 2 All E.R. 1032, s.1034 -referanslı kararda usul kurallarında belirlenen sürelerin uyulmasının gerekliliği vurgulanmaktadır. Kararın ilgili kısmı aynen şöyledir;

-"So far as procedural delays are concerned, parliament has left a discretion in the courts to dispense with the time requirements in certain respects. That does not mean, however, that the rules are to be regarded as, so to speak, antique timepieces of an -ornamental value but no chronometric significance, so that lip service only need be paid to them. On the contrary, in my view, the stipulations which Parliament has laid down or sanctioned as to time are to be observed unless justice clearly indicates that- they should be relaxed."
-
"Usule ilişkin gecikmeler söz konusu olduğunda, meclis, mahkemelere belirli açılardan süre gerekliliklerinden vazgeçme konusunda bir takdir yetkisi bırakmıştır. Ancak bu, kuralların, tabiri caizse, süs değeri taşıyan, ancak kronometrik açıdan önemi olmaya-n antika saatler olarak kabul edilmesi ve böylece onları sözde destekler gibi görünmesi gerektiği anlamına gelmez. Aksine, benim görüşüme göre, meclisin zaman konusunda koyduğu veya onayladığı koşullar, adalet gereği gevşetilmesi gerektiği açıkça belirtilm-ediği sürece yerine getirilmelidir."

Görülebileceği üzere, usul kurallarında belirtilen sürelerin gevşetilmesi ile ilgili mahkemelere tanınan takdir yetkisiyle adalet gereği gevşetilmesi gerekli olmadıkça bu sürelere uyulmasının sağlanması gereklidir.
-
Ayrıca Tüzük'de belirlenen süre dolduktan sonra süre uzatılmasına ilişkin yapılan bir başvuru mahkeme huzurunda çok istisnai durumların mevcudiyeti bulunmadığında başarısız olmalıdır. (-unless there are some very exceptional circumstances, and there were none before this Court in this case, an application of this kind cannot succeed -Georghios Christofi v. Polyvios Socratous (1963) 2 CLR. 71)

Belirttiklerimizden hareketle, hukuki durumu şöyle özetleriz; Tüzük'de bir işlemin yapılması için belirlenen süre dolduktan sonra mahkemelerin süre uzatmasına emir verme hususunda takdir yetkile-ri bulunmaktadır. Mahkemeler bu yetkilerini adalet gereği hakkaniyet ölçütünde, makul ve tatmin edici sebeplerin ve çok istisnai durumların varlığı halinde kullanmalıdır.

Huzurumuzdaki istidada makul ve tatmin edici bir sebep içeren istisnai bir durumun -bulunup bulunmadığı irdelendiğinde, Müstedinin istinaf ihbarnamesinin temelinde, yürürlük süresi içerisinde covid nedeniyle kısıtlamalar getirildiğinden, muadil tebliğle ilgili işlemleri yapamadığı ve ayrıca Gazimağusa'daki tebliğ adresi olarak bildirilen -avukatlık ofisinin (care of) muadil tebliğ işlemlerini takip etmediğine veya tamamlamadığına dayanmakta olduğu anlaşılmaktadır.

Müstedi Avukatının Gazimağusa kazasındaki tebliğ adresi olan ofisin (care of) verilen muadil tebliğ emri ile ilgili posta işle-mlerini yapmamasının, içtihadımızda serdedilen prensipler çerçevesinde makul ve tatmin edici çok istisnai bir durum yaratmadığı kanaatindeyiz.


Müstedi ayrıca, Covid 19 pandemisi nedeniyle getirilen kısıtlamaların bu işlemlerin yürütülmesini aksattığını -iddia etmiştir. İstinaf dosyalandığı dönemde Covid 19 pandemisi nedeniyle ülkemizde bazı kısıtlamaların getirildiği doğru olmakla birlikte, Müstedi tarafından sunulan şahadet, getirilen bu kısıtlamaların, tebliğ işlemlerinin yürütülmesine veya muadil tebli-ğ emrinin postalanmasına men yarattığı hususunda ikna edici olmadığı gibi ileri sürülen bu hususun süre uzatılmasına izin ve emir verilebilmesi için makul ve tatmin edici bir gerekçe yaratmadığı kanaatindeyiz.

Müstedi, istinaf ihbarnamesinin yürürlük s-üresinin dolacağına ilişkin bir ihbarın Mukayyitlik tarafından kendilerine iletilmediğinden de yakınmaktadır. Tüzük gereği böyle bir bildirim yapılması Tüzük'de belirlenen ve usulen zorunlu bir husus olmamakla birlikte, bu konuda sunulan şahadetin böyle bi-r bildirim yapılıp yapılmadığını belirleyecek kapsamda olmadığını da ayrıca belirtiriz. Bu nedenle, bu iddia da sürenin uzatımasına izin ve emir verilebilmesi için makul ve tatmin edici bir sebep oluşturmamaktadır.

Ayrıca Müstedinin mukabil davasında baş-arılı olamamasına istinaden dosyaladığı istinaftaki taleplerin yüksek miktarlı olması da bu istidada başarılı olunabilmesi açısından makul ve tatmin edici bir gerekçe ve istisnai bir durum oluşturmamak-tadır.

Belirttiklerimiz sonucunda, Müstedi istinaf i-hbarnamesinin yürürlük süresinin uzatılması için makul ve tatmin edici bir sebebi bulunduğuna ve çok istisnai bir durumun mevcut olduğuna ilişkin ispat külfetini yerine getiremediğinden, istidanın reddi gerekmektedir. İstida reddedilir. Masraf emri verilme-z.




Bertan Özerdağ Beril Çağdal Peri Hakkı
Yargıç Yargıç Yargıç


4 Ağustos 2022


-







11



-


Full & Egal Universal Law Academy