Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 68/2001 Dava No 18/2009 Karar Tarihi 11.11.2009
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 68/2001 Dava No 18/2009 Karar Tarihi 11.11.2009
Numara: 68/2001
Dava No: 18/2009
Taraflar: Hakan Uçucu ile Ali Kayışkır Terekesi, Terke İdare Memuru Seval Kayışkır ile Tercan Çalış ve diğerleri arasında
Konu: Trafik kazası nedeniyle tazminat talebi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 11.11.2009

-D. 18/09 Yargıtay/Hukuk No:68/01
(Mağusa Dava No: 2000/99)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti : Mustafa H. Özkök, Gönül Erönen, Seyit A. Bensen.

İstina-f eden : Hakan Uçucu, 51 Ergenekon Sokak, Mağusa
(Davalı)

- ile -


Aleyhine istinaf edilen :1. Ali Kayışkır Terekesi, Tereke İdare Memuru Seval
Kayışkır ile Tercan Çalış vas.,Mağusa
2-. Seval Kayışkır, Mağusa
3. Hakan Kayışkır, yasal vasisi ve/veya en yakın
arkadaşı ve/veya annesi Seval Kayışkır vasıtasıyle,
- Mağusa
4. Esra Kayışkır, yasal vasisi ve/veya en yakın
arkadaşı ve/veya annesi Seval Kayışkır vasıtasıyle,
Mağusa
(Davacılar)

Üçüncü Şah-ıs : KKTC Sağlık ve Çevre Bakanlığı, Lefkoşa


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat İbrahim Özgür
Aleyhine istinaf edilenler namına: AvukatTevfik Pilli.


Gazi Mağusa Kaza Mahkemesi Başkanı Mustafa Güzoğlu ve Kıdemli- Yargıç Çetin Veziroğlu'nun 2000/99 sayılı davada 30.4.2001 tarihinde verdiği karara karşı Davalı tarafından yapılan istinaftır.

------------------------------

H Ü K Ü M

Mustafa H. Özkök: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü sayın Yargıç Seyit A. -Bensen okuyacaktır.

Seyit A. Bensen : Davalının 15.4.1999 tarihinde saat 21.00 sularında AD 839 plaka nolu arabası ile G.Mağusa'da, 9 Mart Caddesinden Deniz Piyade Caddesi istikametine doğru seyretmekte iken aniden yolun sağ tarafına geçerek karşı isti-kametten gelen Ali Kayışkır'ın kullanmakta olduğu CA 456 plaka nolu motosiklete çarpması sonucunda bir trafik kazası meydana geldi. Motosiklet sürücüsü Ali Kayışkır kazada ağır yaralanarak önce G.Mağusa Devlet Hastahanesine, oradan da Lefkoşa Dr. Burhan N-albantoğlu Devlet Hastahanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Sıhhi durumunun iyiye gitmemesi üzerine Sağlık Kurulu kararıyla Ankara Hacettepe Hastahanesine sevkedilen Ali Kayışkır, iyileşemeyerek 25.4.1999 tarihinde Ankara'da vefat etti.

Müteveffa-nın Terekesinin İdare Memurları ile bakımına muhtaç karısı ve iki küçük çocuğu tarafından Davalı aleyhine tazminat davası ikame edildi.

Davacılar Gazi Mağusa Kaza Mahkemesinde ikame ettikleri 2000/99 sayılı davada kazanın Davalının dikkatsizliği ve/veya- ihmalkârlığı sonucu meydana geldiğini iddia ederek tazminat talep ettiler.

Davalı 15.12.1999 tarihinde KKTC Sağlık ve Çevre Bakanlığını 3. şahıs olarak davaya dahil etti.

Davalı dosyaladığı müdafaa takririnde Müteveffa Ali Kayışkır'a çarpması sonucu-nda bir trafik kazası meydana geldiği ve bu kaza neticesinde Ali Kayışkır'ın çok ciddi şekilde yaralanmasına ve ölmesine neden olduğu hususundaki tüm iddiaları ret ve inkâr etti. Müteveffa Ali Kayışkır'ın kazayı yalnız başına yaptığını, Davalı ile herhang-i bir şekilde çarpışmadığını, Ali Kayışkır'ın ölümünün Davalının ihmalkârlığı ve/veya dikkatsizliğinden meydana gelmediğini ve sorumluluğun G.Mağusa ve Lefkoşa Devlet Hastahanelerinde Ali Kayışkır'a yanlış ve/veya hatalı tedavi uygulayan 3. şahısta olduğun-u ileri sürdü. Davacı davanın duruşmasından sonra 3. şahıs aleyhindeki davasını geri çekti ve Mahkeme de 3. şahıs aleyhine olan davayı ret ve iptal etti.

Kaza Mahkemesi tarafları ve tanıklarını dinledikten sonra kazayı Ali Kayışkır'ın yalnız başına yapm-adığı, müteveffaya atfedilen herhangi bir kusur olmaksızın, kazanın tamamen Davalının dikkatsizliği ve ihmalkârlığı sonucu müteveffaya çarpması ile meydana geldiği ve mesuliyetin tamamıyle Davalıya ait olduğu sonucuna vardı.

Davacıların tazminat taleple-rini de tezekkür eden Kaza Mahkemesi, müteveffanın terekesi lehine müteveffanın hayatını kaybetmesi nedeni ile 1,000,000,000 TL ve müteveffanın bakımına muhtaç karısı Seval Kayışkır ile iki küçük çocuğuna 48,725,000,000TL ve yasal faiz için hüküm verdi.

-Kaza Mahkemesinin hükmünden Davalı istinaf etti. İstinaf Eden Davalı, istinaf ihbarnamesinde 12 istinaf sebebi ileri sürdü, ancak istinafın duruşmasında 9 ve 11. istinaf sebepleri üzerinde duracağını belirterek diğer istinaf sebeplerini geri çekti. 9 ve 1-1. istinaf sebepleri aynen şöyledir.


"9. İhmalkârlık davalarında Davacının :
Kazanın Davalının ihmalkârlığı nedeni ile vuku bulduğunu ve
Bu ihmalkârlık neticesi müteveffanın vefat ettiği hususunun isbat edilmesi gerekirken Muhterem Bidayet Mahkemesi h-uzurunda müteveffa Ali Kayışkır'ın işbu kaza sonucu bedensel olarak yaralandığı ve işbu yaralar ve/veya kaza sonucu vefat ettiği yönünde hiçbir tıbbi belge ve/veya rapor ve/veya şahadet olmamasına ve/veya ölümün işbu kaza sonucu olduğu hususunun kanıtlanma-masına rağmen Bidayet Mahkemesinin Ali Kayışkır'ın işbu dava konusu kaza sonucu vefat ettiği bulgu ve kararına varmakla hata etti ve/veya ispat külfetini yanlış ve/veya hatalı uyguladı ve/veya değerlendirdi.
Muhterem Bidayet Mahkemesi çoğaltıcı rakamı 12 -olarak belirleyip işbu çoğaltıcı rakam üzerinden genel zarar ziyanı tesbit etmiş olmakla hata etti ve/veya genel zarar ziyanı fahiş olarak tesbit etti."



İlk önce 9. istinaf sebebini inceleyelim. İhmalkârlık davalarında Davacının davasında başarılı olm-ası için:

(a). Kazanın Davalının dikkatsizliği ve/veya ihmalkârlığı nedeniyle
meydana geldiğini ve
(b). Ölümün kaza neticesinde vuku bulduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Yani
Davacı sadece kazanın Davalının dikkats-izliği ve/veya ihmalkârlığı yüzünden
meydana geldiğini ispat etmekle yetinmemeli, müteveffanın aldığı yaralar
neticesinde öldüğünü de ispat etmesi gerekir. Bu iki hususu verilen şahadet
ışığında incelendikten sonra İlk Mah-keme bunların ispat edildiği kararına vardı.

Dava zabıtları incelendiğinde, Davacı kazanın Davalının dikkatsizliği ve/veya ihmalkârlığı nedeni ile meydana geldiğini ispat etmiştir. İlk Mahkemenin de bu hususta bulgusu vardır.

İkinci hususla ilgili ol-arak, Davacı Mahkemeye ibraz etmiş olduğu (Emare 4) ölüm kayıt belgesi ile müteveffa Ali Kayışkır'ın 25.4.1999 tarihinde Ankara'da öldüğünü ispat etmiştir. Ali Kayışkır'ın vefat ettiğine ilişkin taraflar arasında herhangi bir ihtilâf yoktur. Davalı ölümün -kaza neticesinde olmadığını, Davacılar ise aksini iddia etmişlerdir. Bu iddialardan görüleceği üzere taraflar arasındaki ihtilâf, Ali Kayışkır'ın trafik kazası neticesinde almış olduğu yaralar neticesinde ölüp ölmediği hususundadır. Şimdi de müteveffanın ö-lümünün kaza neticesinde alınan yaralardan dolayı meydana gelip gelmediği hususunun ispat edilip edilmediğini incelemek gerekir.

Davacı tanığı Ali Arslan Mahkemeye vermiş olduğu şahadette, dava konusu kazanın, Davalı yönetimindeki araba ile müteveffa A-li Kayışkır'ın sürmekte olduğu motosiklet arasında meydana geldiğini, trafik kazası neticesinde müteveffa Ali Kayışkır'ın ayağının kırıldığını ve döndüğünü gördüğünü, hemen yardıma koşan Hüseyin Elal'ın arabasına koyup Hastahaneye gönderdiğini belirtmiştir-. Davalı tanığı Hüseyin Elal da şahadetinde Müteveffa Ali Kayışkır'ın ayağından yaralandığını ve G.Mağusa Devlet Hastahanesine arabasıyla götürdüğünü belirtmiştir.

Davacı Seval Kayışkır'da vermiş olduğu şahadette Mavi 36'da şöyle demektedir.

" S: Ali- Kayışkır'a ne oldu?
C: Vefat etti.
S: Nasıl vefat etti?
C: Araba çarptığından dolayı ayağından yara aldı."


Yine Mavi 37'de şöyle demektedir.

" S: Kaza esnasında siz oradamıydınız?
C: Değildim, evde idim.
S: Haberi aldınız?
C: -Haber aldım Hastahaneye gittim ve filim odasında idi, ayağının kırık
olduğunu, Dr. Haluk dedi Lefkoşa'ya havale edeceğiz dedi.
S: Sonunda ne oldu Ali?
C: Ali Lefkoşa Hastahanesinde yattı, 5 buçuk gün yoğun bakımda yattık,
Ankara-ya havale edildi.
S: Ankara'da ne oldu?
C: Vefat etti.
S: Cenazesi.
C: Geldi, Veyselliler Bölgesinde Belediye Mezarlığına defnettik."


Davacı Seval Kayışkır'ın şahadetinden görüleceği üzere müteveffa Ali Kayışkır'ın kaza neticesinde al-dığı yaralardan dolayı Lefkoşa Devlet Hastahanesinde yoğun bakıma alındığını, bilahare Ankaraya havale edildiğini ve ayağından aldığı yaralar neticesinde vefat ettiğini belirtmiştir. Davalı avukatı müteveffa Ali Kayışkır'ın kaza neticesinde aldığı yaralard-an dolayı ölmediğine ve başka nedenlerden öldüğüne ilişkin Davacı Seval Kayışkır veya diğer tanıklara yapılan istintaklarda herhangi bir soru sormadığı gibi tekzip edici şahadet de Mahkeme huzurunda mevcut değildir. Davalı şahadetinde bu konuya hiç temas e-tmemiştir.

Davacı Seval Kayışkır'ın müteveffanın ölümünün dava konusu kazada aldığı yaralar sonucunda meydana geldiğine ilişkin söylediklerine karşın soru sorulmadığına ve Davalı da şahadetinde buna herhangi bir şekilde temas etmiş olmadığına göre Davac-ının söylediklerinin gerçek olduğu müdafaa tarafından kabul edilmiş addolunur. Bu durumda kaza neticesinde ayağından aldığı yaralar neticesinde Ali Kayışkır'ın vefat ettiğine ilişkin Davacı Seval Kayışkır'ın şahadetini doğru olarak kabul etmek gerekir. Bu -böyle olduğuna göre İlk Mahkemenin Davacı Seval Kayışkır'ın şahadetini doğru olarak kabul etmekle ve ona göre değerlendirmekle herhangi bir hata yapmış değildir. Bu nedenle 9. istinaf sebebi reddolunur.

11. istinaf sebebi çoğaltıcı rakam ile ilgilidir. -Davalı avukatı İlk Mahkemenin çoğaltıcı rakamı daha düşük saptamayıp 12 olarak saptamasından yakınmaktadır. Müteveffa ölüm tarihinde 43 yaşında olup, berber olarak çalışmakta idi. Müteveffa geride 34 yaşında dul bir eş ile 8 ½ yaşında Hakan ve 4 ½ yaşında -Esra isimli iki küçük bırakmıştır. 27/78 sayılı Yargıtay/Hukuk kararında vurgulandığı gibi ölüm sonucu hükmolunacak tazminat miktarının saptanmasında çoğaltıcı rakamını riyazi bir doğrulukla saptama olanağı yoktur. Mahkemeler çoğaltıcı rakamın saptanmasınd-a, müteveffanın yaşı, çalışma hayatının ne kadar bir süre olabileceği, sağlık durumu, işinin türü (rizikolu olup olmadığı) müstakbel kazancının artıp artmayacağı, bakıma muhtaç kişilerin yaşları, dul eşin evlenme şansı, hayatın beklenmedik olayları, hükmol-unacak tazminatın derhal ve yekün olarak verileceği v.s. önemli hususları değerlendirerek bir rakam takdir ederler.

Yüksek Mahkeme İstinaf Mahkemesi olarak, İlk Mahkemenin tesbit ettiği tazminat miktarına kolay kolay müdahale etmez, meğer ki İlk Mahkeme-nin yasal prensiplerde bir hata işlediği veya olguları yanlış uyguladığı veya tesbit olunan tazminat miktarının çok yüksek veya çok düşük olduğu hususunda ikna olunsun.

İlk Mahkeme kararında, çoğaltıcı rakamın saptanmasında uygulanacak prensipleri doğru- olarak belirledikten sonra huzurundaki davanın olguları ışığında çoğaltıcı rakamı 12 olarak takdir etmiştir. Çoğaltıcı rakam meseleden meseleye değişkenlik arzeden bir husustur. Örneğin bazı Yargıtay/Hukuk davalarında yer alan kararlarda aşağıdaki çoğaltı-cı rakamların uygulandığı görülmektedir:

27/78 sayılı Yargıtay/Hukuk davasında müteveffa 43, eşi 50 yaşında idi, çoğaltıcı rakam 7'den 10'a çıkarıldı.

4/73 sayılı Hukuk/İstinafta müteveffanın yaşı 46 idi, ortalama 18-20 yıl ömrü olduğu kabul ediler-ek İlk Mahkemenin tesbit ettiği 10 çoğaltıcı rakamı uygun bulundu.

56,58,59 ve 80/87 (D.51/88) sayılı Yargıtay/Hukuk davasında müteveffa 44, eşi 40 yaşındaydı, tesbit edilen 12 çoğaltıcı rakamı çok veya az bulunmadı.

5/75 sayılı Hukuk/İstinaf davası-nda müteveffa 42, eşi 35 yaşındaydı, tesbit edilen çoğaltıcı rakamı 11.4'dür.

Müteveffanın yaşının 44 olduğu 56,58,59 ve 80/87 (D.51/88) sayılı Yargıtay/Hukuk davasında çoğaltıcı rakamın 12 olarak takdir edildiği görülmektedir.

Yukarıda belirttiğimiz- gibi çoğaltıcı rakam aritmetik işlemle kesin olarak saptanabilen bir rakam değildir. Çoğaltıcı rakamı, davayı dinleyen İlk Mahkeme çoğaltıcı rakamın saptanmasında göz önüne alınacak faktörleri değerlendirdikten sonra takdir eder. Huzurumuzdaki davada İlk -Mahkeme çoğaltıcı rakamın saptanmasında uygulanacak prensipleri doğru olarak belirledikten ve değerlendirilmesi gereken faktörleri değerlendirdikten sonra çoğaltıcı rakamı 12 olarak takdir etmiştir. İlk Mahkeme 12'nin altında bir rakamı da çoğaltıcı rakam -olarak takdir edebilirdi; ancak 12 çoğaltıcı rakamı Yargıtayın müdahalesini gerektirecek kadar yüksek olmadığı cihetle İlk Mahkemenin bu takdirine müdahale etmemeyi uygun görürüz. Belirtilenler ışığında 11. istinaf sebebi de reddedilir.

Diğer istinaf se-bepleri geri çekildikleri cihetle ret ve iptal edilirler.

Sonuç olarak istinafın reddine, istinaf masraflarının da İstinaf Eden tarafından ödenmesine karar verilir.

İstinaf masrafları yazılı yapılacak bir müracaat üzerine Başmukayyit tarafından sapta-nacaktır.



Mustafa H.Özkök Gönül Erönen Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç

11 Kasım, 2009



7



-


Full & Egal Universal Law Academy