Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 64/2011 Dava No 16/2011 Karar Tarihi 30.06.2011
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 64/2011 Dava No 16/2011 Karar Tarihi 30.06.2011
Numara: 64/2011
Dava No: 16/2011
Taraflar: Tüfekçi Ltd. ile Mehmet Karalım ve diğerleri arasında
Konu: Çeklerin bozdurulmasının durdurulması talebi - Çeklerin durdurulmasının yasal olarak mümkün olmadığı gerekçesiyle talebin reddi - Red kararının istinaf edilmesi - İstinafın reddi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 30.06.2011

-D.16/2011
Yargıtay/Hukuk 64/2011
(Lefkoşa Dava No: 4542/2010)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti : Narin F.Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.


İstinaf eden : Tüfekçi Ltd. Haspolat - Lefkoşa.
- (Davacı)

- ile -

Aleyhine istinaf edilen :1. Mehmet Karalım n/d Mehmet Salih
Karalım, 16.Sokak, No. 30,
Organize Sanayi Bölgesi - Lefkoşa.
2. Universal -Bank Ltd. Mehmet Akif
Cad.- Lefkoşa.
3. Kıbrıs İktisat Bankası Ltd. 151
Bedreddin Demirel Cad. Lefkoşa.
(Davalılar)

A r a s ı n d a.


İstinaf -eden namına: Avukat Mustafa B.Asena
Aleyhine istinaf edilenler hazır değil. Tebliğ yok ex parte.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Peri Hakkı'nın 4542/2010 sayılı davada 7.6.2011 tarihinde verdiği karara karşı Davacı tarafından yapılan istinaftır.
-

-----------------

H Ü K Ü M

Narin F. Şefik : Bu istinafta Mahkemenin kararını Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.

Ahmet Kalkan: İstinaf Eden/Davacı, 6.6.2011 tarihli tek tarflı ara emri istidasının Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 7.6.2011 -tarihinde reddedilmesi üzerine bu istinafı dosyaladı.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

İstida İlk Mahkemede tek taraflı dinlenip reddedildiğinden, istinafın duruşması Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 35 nizam 5 altında, verilen karardan etkilenen olmadığ-ı cihetle tek taraflı olarak dinlenmiştir.

İstinaf Eden/Davacı 9.7.2010 tarihinde Lefkoşa Kaza Mahkemesinde Davalılar aleyhine Emir 2 nizam 1 altında bir dava dosyaladı.

İstinaf Eden/Davacı (Bundan böyle sadece Davacı olarak anılacaktır.) davanın dosy-alandığı tarihten yaklaşık 1 yıl sonra 6.6.2011 tarihinde Mahkemeye tek taraflı bir istida dosyalayarak aşağıdaki şekilde talepte bulundu.

Davalı No.2'nin, bu dava dinlenip bir neticeye bağlanıncaya kadar, Davacı tarafından Davalı No.1'e, Yakın Doğu Bank- Ltd.deki borcunu ödemesi için verilen Davalı No.2'ye ait ve Davacı tarafından keşide edilen 25.000 Stg. kıymetindeki 512806 ve 512807 numaralı çeklerle ilgili olarak herhangi bir işlem ve/veya takas ve/veya bozulması ile ilgili herhangi bir muamele yapmak-tan ve/veya yasal süreci başlatmaktan ve/veya yasal işlem yapmaktan men edilmesi;

İstidaya ekli yemin varakası direktör tarafından düzenlenmiştir.

Yemin varakasında özet olarak, Davacı ile Davalı No.1'in Kasım 2008 ayı içerisinde yazılı bir sözleş-me yaptıklarını, bu sözleşmeye göre, Davalı No.1, Yakın Doğu Bank Ltd.den almış olduğu 650.000 Stg. krediyi Davacıya verecek, Davacı kendisine verilen bu miktarı, Davalı No.1'e kendi şahsi hesabından herbiri 25.000 Stg. kıymetinde 30 adet çek kesip tevdi e-decekti;

Sözleşme gereği Davalı No.1 bu çekleri sadece Yakın Doğu Bank Ltd.den aldığı kredinin faizleri ile birlikte ödenmesi için kullanacaktı;

Davacı, ayrıca teminat olarak eski Sercem Asfalt Şantiyesi olarak ifade edilen gayrimenkulu tapuda Davalı- No.1'e devredecekti;

Davacı borcun ödenmesinde kusurlu davranırsa, Davalı No.1'in teminat olarak verilen şantiyeyi satıp alacağına mahsup etme hakkı olacaktı;

Davacı sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen Davalı No.1 istida konusu -512806 ve 512807 nolu çekleri Davalı No.2 bankaya ibraz etti ve tahsile çalışmaktadır;

Davalı No.1 sözleşme şartlarına aykırı çekleri Yakın Doğu Bankasındaki borcun ödenmesi için kullanmayarak, Davacıyı zarara sokmaya çalışmaktadır.

Davalı No.2 Banka-nın konu çekleri takas işlemine koymasının engellenmemesi halinde, Davalı No.1 sözleşme dışında hareket ederek çekleri tahsil edecek veya çeklerin ödenmemesi halinde Davacı aleyhine yasal işlem başlatılacaktır.

İstida ve yemin varakasını tek taraflı tez-ekkür eden İlk Mahkeme özetle; 22/89 ve 34/2006 sayılı Yasalar ile değiştirilen Fasıl 262 Poliçeler Yasası'nın 73.,74. maddeleri ve Anayasa Mahkemesinin 4/91 sayılı kararı ile çeklerin durdurulmasının yasal olarak mümkün olmadığı gerekçesi ile istidanın r-eddine karar vermiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davacı istinaf ihbarnamesinde (2) istinaf sebebi ileri sürmekle beraber istinafın duruşmasında iki istinaf sebebini tek başlık altında toplayarak hitap etmiştir. Buna göre istinaf sebeplerini tek başlık altında- özetlemek mümkündür.

I. Muhterem Bidayet Mahkemesi, 6.6.2011 tarihli istidayı
reddetmekle hata etti. Şöyle ki;
Çekler sözleşme karşılığında kullanılan kredinin ödenmesi kaydıyle garanti amaçlı verilmişti.
Mezkur çekler bu meselede para olarak değe-rlendirilemez.
Bu meselenin koşullarına göre İlk Mahkeme prensipleri hatalı yorumlamıştır.
İlk Mahkeme Anayasa Mahkemesinin 4/91 sayılı kararını yanlış tefsir etti.

İSTİNAF EDENİN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Davacı Avukatı, istinaf duruşmasındaki hitabında ö-zetle, İlk Mahkemenin Anayasa Mahkemesinin 4/91 sayılı kararı ışığında istidayı reddettiğini, Anayasa Mahkemesinin kararı ile ilgili bir ihtilâf olmadığını, mezkûr kararda açık olmasa bile çeklerin aynı zamanda bir akit olduğunu ifade eden cümleler bulundu-ğunu, çek akit olduğuna göre, çek bedelinin çekin ivazı olduğunun belirtildiğini, halbuki bu davada taraflar arasındaki sözleşmede ivazın, çekin bedeli olmadığını, çeklerin sözleşmenin bir parçası olduğunu, Davacı adına borçlandığı miktarı Davacıya veren D-avalı No.1'e bu borcun ödenmesine teminat olarak çeklerin verildiğini, bu amaçla sözleşme yapıldığını, Davalı No.1'e bu amaçla eski Sercem Asfalt Şantiyesinin mülkiyetinin devredildiğini, çeklerin, borcu ödemek gayesiyle kullanılmaması halinde, Davacının m-ukaveleye aykırı şekilde zarara uğrayacağını, konu çeklerin mukavele gereği borcun ödenmesi dışında kullanılamayacağını bu nedenle Yargıtayın bu konumdaki çeklerle ilgili yorumu genişletmesi gerektiğini, kişilerin haksız kazanç sağlamalarına imkân verilmem-esi için çeklerin durdurulmasının gerekli olduğunu ileri sürmüştür.


İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ:

Davacı Avukatının iddia ve argümanlarını belirttikten sonra şimdi daha önce istinaf sebepleri başlığı altında özetlediğimiz istinaf sebebini inceleme-miz gerekmektedir.

İstinaf sebeplerini tek başlık altında ele alacağız.

"I. Muhterem Bidayet Mahkemesi, 6.6.2011 tarihli istidayı
reddetmekle hata etti. Şöyle ki;
Çekler sözleşme karşılığında kullanılan kredinin ödenmesi kaydıyle garanti amaç-lı verilmişti.
Mezkur çekler bu meselede para olarak değerlendirilemez.
Bu meselenin koşullarına göre İlk Mahkeme prensipleri hatalı yorumlamıştır.
İlk Mahkeme Anayasa Mahkemesinin 4/91 sayılı kararını yanlış tefsir etti."


Anayasa Mahkemesinin 4/91 (D.4-/91) sayılı kararı Fasıl 262 Poliçeler Yasası'nda yapılan değişikliklerden sonra çekin tanımını ve niteliğini ortaya koyan en temel içtihatlardan biridir.

Huzurumuzdaki meseleyi ilgilendirdiği oranda Anayasa Mahkemesinin mezkûr kararından aşağıdaki kısım-ları iktibas etmeyi gerekli gördük.

Anayasa Mahkemesi mezkûr kararında çeki şöyle tanımlamıştır.

"Fasıl 262 Poliçeler Yasası 73. maddesine göre çek bir
banka üzerine, çekilmiş ve ilk talepte ödenen bir poliçedir. Poliçe ise aynı Yasa'nın 3(1) maddes-ine göre, sair şeyler meyanında koşulsuz bir ödeme emridir." (Bkz. Sayfa 3)

Görülebileceği gibi "çek"ler tıpkı poliçeler gibi koşulsuz bir ödeme emri olup çek veya poliçelerde ödeme emrinin koşula bağlanması mümkün değildir. Nitekim Yasa'nın 3(2) maddes-i bu koşullara uymayan veya para ödenmesine ek olarak herhangi bir şey yapılmasını emreden enstrümanın poliçe sayılamayacağını düzenlemiştir.

Anayasa Mahkemesi poliçeler ve çeklerin bu özelliğini normal sözleşmelerden ayırmış ve şöyle denmiştir.

"Pol-içeler, bir tür yazılı sözleşme oldukları halde,
mahiyetleri icabı, genel akitler yasası olan Fasıl 149'dan ayrı bir bölümde Poliçeler ismini taşıyan Fasıl 262 ile özel bir şekilde düzenlenmiştir."(Bkz. Sayfa 4)


Anayasa Mahkemesi 8/2005 (D.5/06) sayıl-ı kararında da çeklerin klasik anlamda sözleşme olmadıklarını Anayasa Mahkemesinin 4/91 sayılı kararına atıfla bir kez daha tekrarlamıştır.

Anayasa Mahkemesi 4/91 sayılı kararında çekin sözleşme niteliğinden hareketle çekin durdurulmasının mümkün olup ol-madığını incelemeden önce, 29/89 sayılı değişiklikten sonra çeklerle ilgili görüşünü şöyle belirtmiştir.

"74.madde, yukarıda (a) ve (b)'de özetlenen durumlar
dışında bir çekin muhatap bankaya ibraz edilmesiyle bankanın çeki ödemek zorunda olacağını dü-zenlemektedir. Diğer bir ifade şekliyle çeki yazan, çeki yazıp elinden çıkardıktan sonra, ivazın gerçekleşmediği gerekçesi ile çekin bozulmasını artık durduramaz."


Anayasa Mahkemesi kararında bahsi edilen (a) ve (b)'deki durumlar çekin kaybolması ve çek-i yazanın ölmesi halleridir. Her iki halin meselemizle ilgisi yoktur.

Anayasa Mahkemesi kararında çeklerin durdurulması ile ilgili, daha önce Yasa ile verilen bu hakkın 29/89 sayılı Yasa ile alındığını belirterek son sayfada şöyle demiştir.

"Çekin bozu-lmasının durdurtulmasını mümkün kılan yasal bir
düzenleme olmadığına hatta aksine bir düzenleme olduğuna göre böyle bir durdurtma hakkının bir tür sözleşme olan
çekten "doğan bir hak" olamayacağı açıktır."


Yukarıda ana hatlarını verdiğimiz 4/91 sayılı- Anayasa Mahkemesi kararındaki çek tanımlamasını Fasıl 262 Poliçeler Yasası'nın madde 73(1)'deki çek tanımlaması ile birlikte yorumladığımızda çeklerin aşağıdaki 4 özelliğe haiz oldukları anlaşılmaktadır.

Çek bir banka üzerine çekilmiş ve ilk talepte öden-en koşulsuz bir ödeme emridir.
Çekler yazılı bir sözleşme oldukları halde mahiyetleri itibarıyle normal sözleşmelerden farklıdır.
Çeki yazan, çeki yazıp elinden çıkardıktan sonra ivazın gerçekleşmediği gerekçesi ile çekin bozulmasını, yasada belirtilen ha-ller dışında durduramaz.
Çekin bozulmasının durdurulmasını mümkün kılan yasal bir düzenleme olmadığından durdurma hakkı bir tür sözleşme olan "çekten doğan bir hak" değildir.

Davacı Avukatının buraya kadar sıraladığımız hususlar ile ilgili herhangi bir hu-kuki ihtilafı yoktur. Davacı avukatının esas iddiası yukarıda 4. paragrafta izah edilen hukuki neticenin genişletilmesi ile ilgilidir.

Davacı Avukatı huzurumuzdaki meselede çekten doğan bir hakka istinaden durdurma talep etmediğini, durdurma talebinin çek-lerin konu edildiği, Kasım 2008'de imzalanan sözleşmenin ihlalinden kaynaklandığını ve Yargıtayın bu ayrımı yaparak Davacının zararını önlemesi gerektiğini iddia etmektedir.

Buna göre, bir mukaveleye konu olan ve teminat olarak verilen çeklerin mezkûr "m-ukaveleden doğan bir hakka" dayalı olarak Davacının çekleri durdurma hakkının olup olmadığını incelememiz gerekmektedir.

Davacı Avukatına göre çek veya çekler bir mukaveleye konu olur ve bir maksat için verilirse, verilme maksadına aykırı kullanılan çekle-r mukavelenin ihlâl sebebi olacağından mukaveleden doğan bir hakka istinaden durdurulabilmeleri gerekir.

Anayasa Mahkemesinin kararı dikkatli bir şekilde incelendiğinde bu iddiaya olumsuz cevap verildiği görülecektir.

Daha önce karardan iktibas ettiğimiz- gibi çekler yazılı bir sözleşme niteliğinde olmalarına rağmen Fasıl 149 Sözleşmeler Yasası'ndan ayrı olarak Fasıl 262 Poliçeler Yasası altında özel olarak düzenlenmişlerdir.

Yasa koyucunun nitelikleri gereği özel bir yasa altında düzenlediği çekleri, tar-afların kendi aralarında anlaşarak Fasıl 149 Sözleşmeler Yasası kapsamına dahil etme ve çekin niteliğini ortadan kaldırma hak ve yetkileri yoktur.

Bir mukaveleye taraf olanlar mukavelenin ifasını şarta bağlayabilirler. Ancak mukveleye konu edilen çeklerin- bozdurulmasını Fasıl 262 Poliçeler Yasası'na göre koşula bağlayamazlar.

Daha önce ifade ettiğimiz gibi çekler yazılıp verildikten sonra koşulsuz ödeme emri niteliğinde olduklarından taraflar arasındaki mukavelenin koşulları çeklerin bu niteliğini ortada-n kaldırmaz.

Sözleşmeye konu çeklerin sözleşme maksadı dışında kullanılması, sözleşmeden doğan bir hakka istinaden sözleşmenin ihlali veya fesih sebebi olabilir. Ancak çekler Fasıl 262 Poliçeler Yasası'nda özel olarak düzenlendiklerinden başka bir mukavel-eden doğan bir hakka dayanarak çeki düzenleyene ödemeyi durdurma hakkı bahşetmezler.

Taraflar arasında akdedilen mukavele, çeklerin Fasıl 262 Poliçeler Yasası altındaki niteliğini ortadan kaldırmadığı cihetle İlk Mahkemenin Anayasa Mahkemesinin 4/91 sayıl-ı kararını esas olarak verdiği karar hatalı değildir.

Tüm yukarıdakiler ışığında İstinaf Eden istinafında başarılı olmadığından istinafın reddi gerekmektedir.






SONUÇ:


İstinaf reddedilir.

Masraf emri verilmez.





Narin F.Şefik Hüseyin -Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç


30 Haziran, 2011



10






Full & Egal Universal Law Academy