Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 63/2012 Dava No 42/2013 Karar Tarihi 25.11.2013
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 63/2012 Dava No 42/2013 Karar Tarihi 25.11.2013
Numara: 63/2012
Dava No: 42/2013
Taraflar: Derviş Babayiğit ile Simtaş Mermer Sanayi Ticaret Şirketi Limited arasında
Konu: Tadilat - Tadilatın şartları - Müdafaa Takririnin tadili talebi - Alt Mahkeme, talep edilen değişikliğe izin verilmesi halinde zaman aşımı iddiasının gerçek olması durumunda Davacının davasını kaybedeceği bulgusuyla talebi reddetti - Red kararının istinafı - İstinafın kabul edilerek Alt Mahkeme kararının iptal edilmesi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 25.11.2013

-D. 42/2013 Yargıtay/Hukuk No: 63/2012
(Girne Dava No: 1867/2010)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Şafak Öneri, Narin F.Şefik, Hüseyin Besimoğlu.

İstinaf eden: Derviş Babayiğit, Girne
(Dava-lı)

ile

Aleyhine istinaf edilen: Simtaş Mermer Sanayi Ticaret Şirketi Limited, Girne
(Davacı)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Mustafa Güryel için Leyla Bahar
Aleyhine istin-af edilen namına: Avukat Akan Gürkan.


Girne Kaza Mahkemesi Yargıcı Alev Ulunay'ın 1867/2010 sayılı davada 9/4/2012 tarihinde verdiği karara karşı Davalı tarafından yapılan istinaftır.


---------------

K A R A R

Şafak Öneri: Davacı/aleyhine istinaf e-dilen, Davalı/istinaf edene, 5/1/2009 tarihli üç ayrı fatura altında toplam 17,834 Stg. değerinde inşaat malzemesi sattığını iddia ederek, Girne Kaza Mahkemesinde, 1867/2010 sayılı davayı dosyaladı.
Davaya müdafaa takriri veren davalı, mezkur tarihte ada -dışın-da bulunduğunu ve inşaat işleri yapmadığını ileri sürerek, dava konusu inşaat malzemelerini satın aldığını reddetti.
Müdafaaya cevap takririnde, dava konusu malzemelerin, fatura tarihinden önce davalıya teslim edildiği ileri sürülmesine rağmen, herha-ngi bir tarih belirtilmedi. Mahkemedeki talimat safhasında, dava konusu malın 2006-2007 tarihlerinde davalıya teslim edildiği iddia edilmesi üzerine, davalı huzurumuzda bulunan istinafa konu tadilat istidasını dosyalayarak, Alt Mahkemeden müdafaa takririni-n 4. paragrafının sonuna, "Kaldı ki Davalının davaya konu emtiaları satın ve teslim aldığı kabul edilse dahi (ki kesinlikle reddedilir); sevk irsaliye-leri tahtında davaya konu emtiaların Davalıya 2006-2007 yıl-larında teslim edildiği iddia olunduğu veçhil-e, Davacının ala-cağının zaman aşımına uğradığı ve Davacının böyle bir talepte bulunamayacağı iddia ve beyan edilir" cümlesinin eklenmesi suretiyle tadilini talep etti.

İstidayı dinleyen Alt Mahkeme: a- talep edilen değişikliğe izin vermesi halinde zama-n aşımı iddiasının gerçek olması du-rumunda zaman aşımı nedeniyle davacının davasını kaybedeceği, bunun da davacıya zarar vereceği; b- davalının tadil etmek istediği hususları önceden bildiği ve/veya bilmesi gerektiği gerekçeleri ile reddetti.

Alt Mahke-me kararının hatalı olduğunu iddia eden davalı/istinaf eden, huzurumuzda bulunan istinafı dosyaladı.

HMUT Emir 25 altında, yapılacak tadilatlarla ilgili pren-sipler, önceki birçok istinaf kararında detaylı olarak ince-lenmiştir.
Yargıtayın, tadilat konu-sundaki İngiliz içtihatlarını da benimseyerek vaz ettiği yerleşmiş prensiplere göre, mahkeme-ler, bir davada, taraflardan birisinin davasının takdim edil-mesinde makul surette gerekli olan tadilata, tadilat yapmakta çok geç kalınmış olmadıkça ve yapılmak i-stenen tadilat dolayı-sıyla karşı tarafa zarar verilmeyecekse veya karşı tarafın müktesep hakları olumsuz etkilenmeyecekse, tadilatın sebebiyet verdiği masrafları ödemek şartı ile izin verilmelidir. Kötü niyetle yapıldığı kanıtlanan veya çok gecikmeye sebe-biyet verme ihtimali olan veya karşı tarafın haklarını gayrimakul bir şekilde haleldar edebilecek veya dava ile ilgisiz veya gereksiz veya sadece kanuni bir nokta ileri sürülmek istenen tadilatlara izin verilmeyebilir. Karşı tarafın dikkate alın-ması gerek-en müktesep hakkı, o ana kadar doğmuş ve mevcut olan hukuki menfaatleri anlamında olup, ileri sürülen veya ileri sürülmek istenen bir iddianın davanın sonucuna yapması muhte-mel etkileri, karşı tarafın müktesep hakları ile ilgili değil-dir.

Bir davacı, -talep takririnde, ileri sürdüğü iddiaları kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı ise, talep takririnde yapılan iddialara cevap verir. Davalı, iddia edilenlere cevap dışında, başka bir olgu ileri sürüp sürmemekte serbesttir.

Yukarıdakiler ışığında, Alt Mahkemeni-n, istidayı iptal ederken dayandığı gerekçeleri hatalı olduğundan istinafın kabulu gerekir.

Sonuç olarak istinaf kabul edilerek, Alt Mahkeme kararı iptal edilir. Zayi olan masrafların ödenmesi koşulu ile yapıl-mak istenen tadilata izin verilir. İstinaf -masraflarının, aleyhine istinaf edilen tarafından ödenmesine emir verilir.


Ek Görüş

Narin F. Şefik: Davalının zaman aşımı müdafaasının tadilat yolu ile müdafaa takririne eklenmesine izin verilmesi ve bu müdafada başarılı olması halinde, Davacı davasını- kaybedecek-tir. Yani tadilata izin verilmesinin, Davacının davasının iptal edilmesine neden olabileceği ihtimal dahilindedir.

Yargıtay/Hukuk 65/84 (D.8/85)'de ifade edildiği gibi, tadilat emri verilirken, "karşı taraf masrafla tazmin edilmeyecek ka-dar incinmediği (injured) sürece yapılması istenen tadilatın yapılmasına izin verilir. (Gör: Tildesley v. Harper 10, Ch. D. Pp.396 ve 397). Daha sonra karara bağlanan Clarapede v. Commercial Union Association (1883) 32 W.R. p.263 davasında tadilatla ilgili- ilke daha da genişletilerek karşı tarafa adaletsizlik olmayacaksa tadilata izin verilmesi ve karşı taraf masrafla tazmin edildiği sürece ona adaletsizlik yapılamayacağı vurgulandı. Tabiidir ki bazı durumlarda masrafların ödenmesi ile karşı tarafa tevlit e-dilecek zarar ortadan kalkmayabilir. Bu gibi durumlarda tadilat istemine itibar edilmeyebilir. (Gör: Steward V. North Metropolitan Tramways Co. 16. Q.B.D. 180)."

Tildesley v Harper (1878) 10 Ch D 393 davasında, sayfa 397'de şu görüşe yer verilmiştir:

"-The object of these rules is to obtain a correct
issue between the parties and when an error has
been made, it is not intended that the party
making the mistake should be mulcted in the loss
of the trial.

A party should be fined for his mista-ke,
but the fine should be measured by the loss to
the other side and not by the importance of
the stake between the parties."


(-Bu kuralların nedeni taraflar arasındaki esas ihtilafı bulmaktır ve bir hata yapıldığı zaman, hata yapan tarafın davayı kaybetmekle cezalandırılması hedeflenmez.
Hata yapan taraf hatası için cezalandırılmalıdır, ancak ceza, karşı tarafa yapılan zarar-a göre belirlenmeli, taraflar arasındaki ihtilafın boyutuna göre değil.)

Aynı konuda Halsbury's Laws of England 3rd edition volume 24 sayfa 209'da ise, şu sözler yer almaktadır:

"Amendment in case of omission to plead statute.
If a defendant, to- whom a defence of the statute
is open, omits through inadvertence to plead it, the
court, if of opinion that the plea of the statute
is in the circumstances not improper, may allow an
amendment of the pleadings so that the defendant may
avail himself o-f the defence, in cases where costs
will be an entire compensation to the plaintiff for
the default which necessitated the amendment."


-(Davalıya bir yasa altında bir savunma verilmişse ve Davalı layihasında bu yasaya atıfta bulunmayı unutmuşsa, Mahkemenin bu yasanın layihada yer almasının uygun olduğunu ve masraf emrinin Davacıyı tadilatı gerekli kılan hatadan dolayı bir tamam tazmin edec-eğini kabul etmesi halinde Davalının bu müdafaadan faydalanması için layihanın tadil edilmesine izin verebilir.)

Yine bu konuda, Steward v. North Metropolitan Tramways Company (1885-6) 16 QBD 556'da raporu yer alan kararın 558. sayfasında, şu görüşe yer -verilmiştir:

-"With regard to questions of amendment of pleadings,
a rule has been enunciated by the Court, which is
rather a rule of conduct than a rule of rigid law
such as can never be departed from; because I take
it that the Court might depart from it if ther-e were
very exceptional circumstances in any particular
case leading the Court to think that it would not
be right to apply it. It is nevertheless a rule of
conduct which must be generally followed. The rule
was thus laid down in Tildesley v. Har-per (1) by Lord
Bramwell, who there says: "My practice has always been
to give leave to amend, unless I have been satisfied
that the party applying was acting malâ fide, or that
by his blunder he had done some injury to his opponent
- which could not be compensated for by costs or
otherwise." The subject was again discussed in Clarapede
v. Commercial Union Association (2), where I stated the
rule in terms substantially equivalent to those used by
Lord Bramwell. I there -said, "The rule of conduct of
the Court in such a case is that, however negligent or
careless may have been the first omission, and however
late the proposed amendment, the amendment should be
allowed, if it can be made without injustice to the
o-ther side. There is no injustice if the other side
can be compensated by costs: but, if the amendment will
put them into such a position that they must be injured,
it ought not to be made." And the same principle was
expressed, I think perhaps som-ewhat more clearly, by
Bowen, L.J., who says that an amendment is to be
allowed "whenever you can put the parties in the same
position for the purpose of justice that they were in at
the time when the slip was made".
To apply that rule to- the present case; if the
amendment is allowed now, will the plaintiff be in the
same position as if the defendants had pleaded correctly
in the first instance? If the defendants had in the
first instance pleaded as they now ask to be allow-ed to
plead, the plaintiff could have discontinued his action
against the defendants, and then have given notice of
action and brought an action against the vestry; but
now, more than six months having elapsed, he can no
-longer sue the vestry. If, therefore, the amendment
were allowed, theplaintiff could not be put in the
same position, or compensated by costs or otherwise.
It seems to me, therefore, that the Court below were
right, and that this appl-ication should be refused."


(Tadilat talebinde bulunan taraf, hatası neticesinde karşı tarafa verdiği zararı masraf ile tazmin edebilecek durumda olduğu takdirde, tadilata izin verilmelidir.
Ne kadar dikkatsiz olunursa olunsun, tadilat müracaatı ne -kadar geç yapılırsa yapılsın, böyle bir emrin verilmesi karşı tarafa haksızlık yapmadığı takdirde, tadilata izin verilmeli-dir. Karşı tarafın masraflarla tazmin edilmesi mümkün olduğu takdirde haksızlık yapılmayacaktır. Ancak tadilat diğer ta-rafa zarar v-erecekse, tadilata izin verilmemelidir.

Adalet açısından ancak tarafları hata yapıldığı zamandaki konuma getirebilme mümkün olduğu takdirde, tadilat yapılmasına izin verilmelidir.
Tadilata izin verildiği takdirde, davacı aynı konumda olacak mı? Davalı i-lk etapta müdafaasına şimdi ilave etmek istediğini koymuş olsaydı davacı, davalı aleyhindeki davasına devam edemeyecek ve diğer kişi aleyhine dava ikame etme yönüne gidecekti. Şimdi 6 ay geçtikten sonra, davacı diğer kişi aley-hine artık yeni dava ikame ed-emez. Dolayısıyla, tadilata izin verilirse davacı masraflarla aynı konuma konamaz. Bu durumda, alt mahkeme tadilat istidasını reddetmekle doğru yapmıştır.)

Huzurumuzdaki bu meseleyi, bu kurallar ışığında değerlen-dirdiğimiz zaman, Davacının 2009 yılı-na ait faturalara istina-den 2010 yılında ikame ettiği davada, müdafaa takriri dosya-landıktan sonra, faturalara konu malların, esasen Davalıya 2006-2007 yıllarında teslim edildiğini gösteren sevk irsaliye-lerinin ortaya çıktığı, bu nedenle Davalının Davac-ının dava-sının Fasıl 15 madde 3(1)(f) altında zaman aşımına uğradığı doğrultusundaki savunmasını Müdafaa Takririne ilave etmek istediği anlaşılmaktadır.

Davalının Davacının Talep Takririnde 2009 yılına ait faturalar tahdında Davalının teslim aldığını -iddia ettiği malları teslim almadığı müdafaasına karşı, dava ile ilgili evrakların talimat esnasında Davacı tarafından dosyalandıktan sonra, bunların arasında yer alan sevk irsaliyelerinden, Dava-cının, Davalı tarafından satın ve teslim alındığını iddia e-ttiği malzemelerin Davalıya esasında 2006-2007 yıllarında teslim edildiği ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan bu durum karşı-sında, Davalının Müdafaa Takririni tadil etmek için müracaat yapmasına izin verilmesi gerekir.

Belirtilen bu koşullarda, Davalı-ya Müdafaa Takririne Fasıl 15 altında zaman aşımı müdafaasını dahil etmek üzere tadilat yapması için izin verilmesi halinde, Davacıya adalet-sizlik yapılacağını kabul etmek mümkün değildir. Bu nedenle, Bidayet Mahkemesi Davalının tadilat talebini reddetme-kle hata yapmıştır ve Bidayet Mahkemesinin Davalının istidasını redde-den kararının iptal edilmesi gerekir.
-



Şafak Öneri Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu
Yargıç Yargıç Yargıç


25 Kasım 2013












3






Full & Egal Universal Law Academy