Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 60/2011 Dava No 37/2013 Karar Tarihi 07.11.2013
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 60/2011 Dava No 37/2013 Karar Tarihi 07.11.2013
Numara: 60/2011
Dava No: 37/2013
Taraflar: Zeki Koçer ile Avukat Güner Çakın, Ramadan Güney Terekesi Tereke İdare Memuru sıfatıyle ve diğeri arasında
Konu: Çek miktarlarının tereke tarafından ödenmesi talebi - Çeklerin terekeyi bağlayıp bağlamadığı tartışması - Çekler üzerinde hile yapıldığı gerekçesiyle terekeyi bağlamadığı iddiası. İspat külfeti - Şahadet - Şahadetin değerlendirilmesi Hile davalarında layihalarda tam tafsilatın verilmesi gereği - Layihalarda ileri sürülmeyen hususlarda şahadet verilememesi, verilse dahi, Mahkemenin bu şahadeti dikkate almaması gereği.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 07.11.2013

-D. 37/2013 Yargıtay/Hukuk 60/2011
(Lefkoşa Dava No: 5307/2008)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.
İstinaf eden: Zeki Koçer c/o Avukat Savaş Atakan Yazıhanesi -
- Lefkoşa
(Davacı)
- ile -
Aleyhine istinaf edilen: 1) Avukat Güner Çakın, Ramadan Güney
Terekesi Tereke İdare Memuru
sıfatı ile Lefkoşa
- 2) Sadiye Borahan, Ramadan Güney
Terekesi Tereke İdare Memuru
sıfatı ile Tereke Mukayyitliği,
Lefkoşa
(Davalılar)


-A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Serhan Çinar
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Ergin Ulunay.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Mehmet Türker'in 5307/2008 sayılı davada 20.4.2011 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tar-afından yapılan istinaftır.


---------


H Ü K Ü M


Narin F. Şefik: Davacı, merhum Ramadan Güney terekesi Tereke İdare Memurları aleyhine ikame ettiği davasında, müteveffa Ramadan Güney'in Türk Ban-kası Ltd. nezdinde bulunan 7136279 sayılı Türk Lirası hesabından keşide ettiği, 6 adet toplam 1,800 YTL değerinde çekler ile Barclays Bank nezdinde bulunan 267121 No.lu sterlin hesabından keşide ettiği, 1 adet 460,000 sterlinlik çekin tereke tarafından öde-nmesini talep etmektedir.

Tafsilatlı Talep Takririnde, Davacı, tafsilatını verdiği 7 adet çekin Suna Çankaya isimli ve davada taraf olmayan bir kişi tarafından arkası imza edilerek meşru ivaz karşılığı Davacıya ciro edildiğini; çeklerin sahibi -müteveffa Ramadan Güney'in 2 Kasım 2006 tarihinde vefat etmesi üzerine, Davacının, dava konusu çekleri ilgili bankalara ibraz edemediğini ve terekenin kurulmasının beklediğini; terekenin kurulmasının akabinde, 15.8.2008 tarihli bir yazı ile terekeye müraca-at ederek, dava konusu çeklerin bedellerinin ödenmesini talep ettiğini; Davalıların, Avukatları vasıtasıyla gönderdikleri 27.8.2008 tarihli bir yazı ile dava konusu çekleri inkar ederek, çekler üzerindeki imzaların Ramadan Güney'e ait olmadıklarını veya çe-klerin Ramadan Güney'in ölümünden sonra tanzim edildiklerini ve ivazsız olduklarını iddia ederek, çekleri ödemekten imtina ettiklerini ileri sürdü. Davacı, terekenin dava konusu çekleri ödemekle mükellef olduğunu ve alternatif olarak dava konusu çekleri öd-ememekle haksız kazanç ve/veya zenginleşme sağladıklarını ileri sürerek, alternatif olarak konu çek bedellerinin zarar-ziyan başlığı altında ödenmelerini talep etti.

Davalılar, Müdafaa Takririnde, dava konusu çeklerin Ramadan Güney tarafından tanzim edil-mediğini veya imzalanmadığını, merhum Ramadan Güney öldükten sonra geri tarih atılarak tanzim edildiklerini veya sahtekârlıkla tanzim edildiklerini veya çekler Ramadan Güney'in sağlığında tanzim edilmiş olsalar bile, keşide edenin ölüm nedeni ile geçersiz -hale geldiklerini ve/veya ivazsız oldukları için geçersiz ve yasa dışı olduklarını ve bankalara da hiçbir zaman sunulmadıkları için ödeme mükellefiyeti bulunmadığını ileri sürdüler. Ayrıca, sterlin çekinde alacaklı (payee) kısmı boş olduğundan ve hamiline -ibaresini de içermediğinden, çek veya poliçe olarak geçerli olamayacağını ve ciro edilemeyeceğini iddia ettiler. Davalılar, dava konusu çeklerde ismi geçen Suna Çankaya'nın merhum Ramadan Güney ile yakın ilişkide bulunan birisi olduğunu ve merhum Ramadan -Güney'in imzasız çekler ile çek defterlerinin onun tasarrufunda bulunduğunu; Ramadan Güney'in ölümünden sonra merhumun çeklerini doldurarak imzasını taklit ettiğini, yani sahtelediğini; bu nedenle, dava konusu çeklerin ivazsız ve geçersiz olduklarını; hiçb-ir zaman bankaya da sunulmadıkları için ödeme mükellefiyetleri bulunmadığını ileri sürerek davanın ret ve iptal edilmesini talep etmişlerdir.

Dava açısından önem arz eden bir husus olan, çeklerin ciro tarihi, Tafsilatlı Talep Takririnde yer almamıştır. A-ncak dava dosyası içerisinde munzam tafsilat talebine, Davacı Avukatının verdiği 8.12.2010 tarihli yanıtta, sterlin çekinin Ekim 2006 yılının ilk yarısında Davacının İstanbul'daki iş yerinde iskonto edildiği, 6 adet Türk Lirası çekinin ise, 2006 Ekim ayınd-an itibaren Ramadan Güney'in vefat tarihine kadar Davacıya İstanbul'daki ofisinde iskonto edildiği belirtilmiş ve çeklerin tümünün bedelinin Davacı tarafından Suna Çankaya'ya nakit olarak ödendiği ifade edilmiştir.

Bidayet Mahkemesi davayı dinlemiş -ve 20.4.2011 tarihli kararında Emare olarak ibraz edilen 7 adet çekin üzerinde yer alan keşideci imzasının Ramadan Güney'e ait olduğunu kabul edip, bulgu yapmıştır. Bidayet Mahkemesi, çeklerin üzerinde yazılan rakamlar üzerinde oynandığını ve her çekin üze-rine 3 sıfır ilave edilerek sahtekârlık yapıldığını; her çekin üzerinde bulunan parafe imzanın, imza niteliğinde olduğunu, ancak bu imzaların Ramadan Güney'e ait olmadığını; bu yönden de çeklerin sahtelendiğini kabul ederek bulgu yapmıştır. Bidayet Mahkeme-si müdafaa takririnde sahtekarlık ile ilgili yer alan iddianın yetersiz olduğu argümanı ile ilgili olarak, Davalının Müdafaa Takririnde, çeklerin sadece sahtelendiği iddiasının yer almasının yeterli olduğunu belirtmiş ve sahtelemenin ne şekilde yapıldığı i-le ilgili tafsilat bulunmamasının, bu konuda şahadet verilmesine veya bulgu yapılmasına bir engel oluşturmadığına karar vermiştir. Bidayet Mahkemesi, devamla çekler üzerinde sahteleme yapıldığı için, Fasıl 262 madde 24 altında sahtelenmiş poliçelerden doğa-cak hakların ileri sürülemeyeceğine karar vermiş ve yine, Fasıl 262 madde 64 altında üç sıfır eklenerek, çeklerin değiştirildiğini kabul ederek, bu çeklerle ilgili merhum Ramadan Güney terekesinin herhangi bir yükümlülüğü olamayacağına karar vermiştir. İv-az konusunda, ispat külfetinin Davalılarda olduğunu kabul eden Bidayet Mahkemesi, huzurundaki şahadeti teferruatlı bir şekilde inceledikten sonra, çeklerin gerek Suna Çankaya'ya verilmesinde, gerekse Suna Çankaya tarafından Davacıya verilmesinde herhangi b-ir ivaz bulunmadığını kabul etmiştir. Mahkeme, sterlin çekinde payee (alacaklı) kısmının boş bırakılmış olmasının çekin geçerliliğini etkilemediğini, çekin olduğu şekli ile ciro edilebileceğini kabul etmiştir. Bidayet Mahkemesi, devamla, Fasıl 262 madde 2-9 kapsamında Davacının holder in due course, gerçek hamil olmadığını, iyi niyetli olmadığını kabul etmiştir. Alternatif iddia altında ise, Davacının haksız zenginleşme talebini ispat edebilmesi halinde, çekin keşidecisinin vefatından sonra da çek miktarlar-ı için hüküm alabilme şansı olduğunu kabul etmekle birlikte, Davacının bu başlık altında ispat külfetini yerine getiremediği için bu başlık altındaki talebi de reddetmiştir.

Bidayet Mahkemesinin, Davacının Davalılar aleyhindeki davasını tümü ile ret ve -iptal eden 20.4.2011 tarihli kararından huzurumuzdaki istinaf yapılmıştır. İstinaf ihbarnamesinde 16 istinaf sebebi ileri sürülmüş olmakla birlikte, İstinaf Eden/Davacı istinaf sebeplerini 3 başlık altında toparlamıştır. Bu istinaf sebepleri şunlardır:

D-avalının Müdafaa Takririnde, sahtekârlık ve/veya hile ile ilgili yeterli tafsilat verilmediği halde, Bidayet Mahkemesi, bu başlıklar altında şahadet sunulabileceğini kabul etmekle ve sunulan şahadeti inceleyerek çeklerin sahtelenmiş olduğuna karar vermekle- hata yapmıştır. (1,8,9,11,12)

Bidayet Mahkemesi, huzurundaki şahadeti yanlış değerlendirerek, Davacının Suna Çankaya'ya çek bedellerini ödediğini söylemesine ve Suna Çankaya da bu meblağları aldığını söylemesine rağmen, Suna Çankaya'nın çek bedellerini ö-dediğini kabul etmemekle ve Davacı ve Suna Çankaya arasında ivaz bulunup bulunmadığı noktasına ek olarak Ramadan Güney'in çekleri Suna Çankaya'ya vermesinde ivaz olup olmadığı noktasını da araştırmakla ve çekler için ivaz verilmediğini kabul etmekle hata y-apmıştır. (13,14,15,16)

Bidayet Mahkemesi, huzurundaki şahadeti yanlış değerlendirerek, Davacı tanıklarına inanmamakla hata yapmıştır. (2,3,4,5,6,7,10)

Birinci istinaf sebebi maksatları için, Davalının Müdafaa Takririne bakıldığı zaman, dava konusu -çeklerin merhum Ramadan Güney tarafından tanzim edilmediği ve öldükten sonra geri tarih atılarak tanzim edildiği ve sahtekârlıkla tanzim edildiği, Suna Çankaya'nın dava konusu çekleri merhum Ramadan Güney'in ölümünden sonra doldurduğu, imzasını taklit etti-ği, yani sahteleyerek tanzim ettiği iddialarının yer aldığı görülmektedir. Bidayet Mahkemesi huzurunda verilen şahadet ise, dava konusu çekler üzerindeki rakamlara üç adet sıfırın daha sonra eklendiği ve çeklerin üzerinde yer alan paraf imzalarının da Ram-adan Güney'e ait olmadığı doğrultusunda olmuştur. Bu konudaki şahadeti inceleyen Bidayet Mahkemesi, çeklerin verilen şahadet doğrultusunda sahtelendiğini ve/veya ilave yapılarak değiştirildiğini kabul ederek, hile yapıldığı yönünde bulgu yapmıştır.

- İstinaf Eden, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 19, nizam 5 altında, bir layihada hile yapıldığının iddia edilmesi halinde, bununla ilgili detaylara layihada yer verilmesi gerektiğini, Davalının Müdafaa Takririnde hiçbir tafsilat bulunmadığını, bu neden-le, bu konudaki şahadeti dinlemekle ve/veya tezekkür etmekle ve bu konuda bulgu yapmakla Bidayet Mahkemesinin hata yaptığını ileri sürerek, iddialarını Yargıtay/Hukuk 33/76 ve Yargıtay/Hukuk 14/92 (D.18/93)'e dayandırmıştır.

Aleyhine İstinaf Edilen,- bu argümana cevaben, Davalıların hile iddiaları bulunmadığını, hile ile ilgili şahadet verilebilmesi için Müdafaa Takririnde tafsilat bulunması gerektiğini, Davalıların, Müdafaa Takririnde hile ile ilgili tafsilat verilmediğini kabul ederek, iddialarının -ve sunulan şahadetin tamamen çekin geçerliliği ile ilgili olarak Fasıl 262 madde 64 altında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 19, nizam 5 ve Hukuk İstinaf 33/76' ile Yargıtay/Hukuk 14/92 (D.18/93)'de ser-dedilen prensipler ışığında, Davalıların Müdafaa Takririnin hile iddiasını ileri sürmek için yeterli olmadığı, layihada sahtekarlık ile ilgili tafsilat verilmediği zaman bu başlık altında verilen şahadetin değerlendirmeye tabi tutulmasının hatalı olduğu a-çıktır. Aleyhine İstinaf Edilenin, bu prensibi kabulü ışığında, 1. başlık altında yer alan 1. ve 12. istinaf sebebinin incelenmesine gerek kalmamıştır. Bu durumda, İstinaf Eden 1. ve 12. istinaf sebeplerinde başarılı olmuştur ve Bidayet Mahkemesinin çekler-in üç sıfır eklenerek veya paraf imza atılarak sahtelendiği noktasındaki bulgularının hatalı olduğu kabul edilir.

1. istinaf başlığı altında toparlanan 1. ve 12. istinaf sebepleri kabul edildikten sonra, 1. başlık altında yer alan 8,9 ve 11. istinaf -sebeplerine bakıldığı zaman, burada İstinaf Edenin, çeklerin üzerindeki paraf imzaların Ramadan Güney'e ait olmadığı ve paraf imza ile imzanın aynı değerde olduğu doğrultusundaki Bidayet Mahkemesinin bulgularının hatalı olduğunu iddia ettiği görülmektedir.-

Paraf imza, kişiye ait imzanın bütünü, açık şeklini ihtiva etmeyen, genelde isminin veya soy isminin veya her ikisinin baş harflerini ihtiva eden ve o kişinin elinden çıktığını göstermeye yönelik kısa imza şeklidir. Bir çek üzerinde yer alan paraf, çek -üzerinde yapılan değişikliğin, keşide eden tarafından onaylandığını ve yapıldığını gösterir. Bidayet Mahkemesi paraf ile imzayı eşit değerde tutmakla hata yapmış değildir. Bu nedenle, 9. istinaf sebebi ret ve iptal edilir.

8. ve 11. istinaf sebepleri, şa-hadet ile ilgili 3. istinaf başlığı altında değerlendirilecektir.

Üçüncü başlık altındaki istinaf sebebi, Bidayet Mahkemesinin huzurundaki şahadet ile ilgilidir. İstinaf Eden, Bidayet Mahkemesinin, huzurundaki şahadeti yanlış değerlendirdiğini ve Davacı -ve tanıklarına inanmamakla hata yaptığını ileri sürmektedir. Birçok kararda ifade edildiği gibi, tanıkları dinleme ve izleme fırsatı bulan, Bidayet Mahkemesidir. Bidayet Mahkemesinin huzurunda dinlediği ve dinledikten sonra bulgu yaptığı şahadet ile ilgili- olarak Yargıtay gerekli olmadığı takdirde müdahale etmez. Yargıtay ancak Bidayet Mahkemesinin huzurundaki şahadeti yanlış değerlendirdiği, dikkate alması gerekmeyen hususları dikkate aldığı veya dikkate alması gereken hususları dikkate almadığı takdirde m-üdahale etmektedir. Huzurumuzdaki istinafa konu davanın tutanakları incelendiği zaman, Bidayet Mahkemesinin huzurundaki şahadeti detaylı bir şekilde incelediği görülmektedir. Bidayet Mahkemesinin huzurunda verilen şahadet ile ilgili yapmış olduğu bulgular-ın hatalı olduğuna, İstinaf Eden tarafından ikna edilmiş değiliz. Bu nedenle Bidayet Mahkemesinin şahadet ile ilgili bulgularına müdahale etmeyiz ve İstinaf Edenin 3. başlık altında topladığı istinaf sebepleri ile 1. başlık altında yer alan 8. ve 11. istin-af sebeplerini ret ve iptal ederiz.

İstinaf Eden, 2. başlık altında, Bidayet Mahkemesinin huzurundaki şahadeti yanlış değerlendirdiğini ve ivaz konusunda yanlış karar verdiğini ileri sürmüştür.

Bidayet Mahkemesi, Davacının, dava konusu çekleri, Sun-a Çankaya'dan meşru ivaz karşılığında aldığı iddiasını kabul etmemiş ve çekleri Suna Çankaya'nın Davacıya ciro ettiği safhada ve herhangi bir safhada Davacının, Suna Çankaya'ya herhangi bir ödeme yapmadığını kabul etmiştir. Bidayet Mahkemesi Ramadan Güney-'in çekleri Suna Çankaya adına keşide ettiği zamanda, Suna Çankaya'nın çekler için ivaz vermediğini kabul etmiştir. Yukarıda ifade edildiği gibi, Bidayet Mahkemesi, huzurunda dinlediği şahadeti en iyi değerlendire-bilecek durumdadır. Bu nedenle, Bidayet Ma-hkemesinin şahadet ile ilgili vardığı bulgulara müdahale edilmez. Bidayet Mahkemesinin, Davacının Suna Çankaya'ya ödeme yapmadığını kabul eden bulgusunda hatalı olduğuna ikna olmuş değiliz. İstinaf Eden/Davacı Suna Çankaya'ya çek bedellerini ödediğini ifad-e ettiği ve Suna Çankaya da bu paraları aldığını kabul ettiği halde, Bidayet Mahkemesinin paranın ödenmediği konusunda bulgu yapmakla hata yaptığı İstinaf Eden tarafından iddia edilmektedir.

Bidayet Mahkemesi, tereke aleyhine bir talebin Fasıl 9 mad-de 7 altında teyit edilmesi gerektiği hususunu (Yargıtay/Hukuk 27/2010 (D.4/2012)) göz önünde tutarak, terekenin çek tutarlarından sorumlu bulunması halinde şahsi sorumluluğu kalmayacak olan Suna Çankaya'nın şahadetine inanmamakla ve dolayısıyla Suna Çank-aya'nın şahadetinin Davacının şahadetini teyit edici olarak nitelendirmemekle hata yapmış değildir.

Davacı, Suna Çankaya'ya çek bedellerine karşı ödeme yaptığını, Suna Çankaya da Davacıdan para aldığını kabul etmesine rağmen, Suna Çankaya'nın Davacıd-an herhangi bir meblağ aldığını gösteren herhangi bir makbuz ve/veya evrak mahkemeye ibraz edilmiş değildir. Davacının iddia ettiği şekilde broker'lik faaliyeti gösteren bir iş sahibi olarak yaptığı işleri de evraklarla teyit edebilecek durumda olması ve -ödenen paranın miktar ve tarihi ile ilgili evrak sunması gerekirdi. Böyle bir şahadet yokluğunda da, Bidayet Mahkemesinin, Davacı ve Suna Çankaya'ya inanmamakla ve herhangi bir paranın Davacı tarafından Suna Çankaya'ya ödenmediğini kabul etmekle hata yapt-ığını kabul etmeyiz.

Bu durumda, çekin Davacı tarafından ciro edilme safhasında ivaz vermediği bulgusunda Bidayet Mahkemesi hata yapmamıştır. Fasıl 262 madde 29 altında, gerçek hamil olduğunu iddia eden kişinin ivaz vermesi gerekir. Çekin keşidesi s-afhasında, Suna Çankaya tarafından, çeke karşı ivaz verilip verilmediği, Davacının talebini ilgilendirmemektedir. İstinaf Eden, Bidayet Mahkemesinin iki safhada ivaz aramakla hata yaptığı iddiasında haklıdır, ancak bu noktada ayrı bir istinaf sebebi yoktur-. Netice itibarıyla, İstinaf Edenin 2. başlık altında toplanan istinaf sebepleri tümü ile ret ve iptal edilir.

İstinaf Edenin 1. ve 12. istinaf sebepleri kabul edilmiş, diğer istinaf sebepleri ret ve iptal edilmiştir. Bunun neticesinde, 7 adet çekin de- merhum Ramadan Güney tarafından Suna Çankaya lehine keşide edildiği, çekler üzerinde rakamların 3'er sıfır eklenerek ve Ramadan Güney dışında bir kişi tarafından paraf edilerek değiştirildiği ve bu şekilde Davacıya verildikleri, Davacı tarafından bu çekle-re tuta Suna Çankaya'ya para ödenmediği doğrultusunda, Bidayet Mahkemesinin olgu ve bulguları ortada durmaktadır.

Bidayet Mahkemesinin, çekleri keşide eden kişi dışındaki birisi tarafından, çeklere 3'er sıfır ilave edildiği ve parafe edildikleri doğr-ultusundaki bulgusu, Mahkemenin hile yapıldığı bulgusuna varmasına yol açmıştır. İstinaf Edenin böyle bir bulguya hile ile ilgili tafsilat yokluğunda varılamayacağı iddiasında haklı olduğunu Aleyhine İstinaf Edilen de kabul etmiş ve bu iddiasının, hile bul-gusu yapılması için değil de, Fasıl 262 madde 64 kapsamında dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

Bidayet Mahkemesinin, bu konudaki bulgusu Mavi 214'de aynen şöyledir:

"Bu tanığın doğru ve inanılır bulduğum şahadeti
ışığında Emare 2 -çekteki 460,000.00 Stg. rakamın-
daki 3.4.ve 5. sıfırlar ve yine Emare 3,4,5,6,7
ve 8 çeklerdeki 300,000.00 YTL rakamındaki 3.4.
ve 5. sıfırlar farklı olup sonradan çeklere
eklenmiş ve Emare tüm çekler bu üç sıfır eklenerek sahtel-enmiştir. Emare 2 çek kökündeki 460 rakamı
ile Emare 16 çek kökündeki 460 rakamı ve yine Emare 3,4,5,6,7 ve 8 çeklerdeki 300 rakamı ile Emare 17
çek köklerindeki 300 rakamları ise uyuşmaktadır.
Bu hususlarda bulguya varırım."

Bu- durumda, Bidayet Mahkemesinin, dava konusu çeklerin 3 sıfır eklenip parafe edilmek üzere sahtelendiği bulgusu, Fasıl 262 madde 64 kapsamında çekleri keşide eden kişi dışında bir 3. kişi tarafından çeklerin değiştirildiği doğrultusunda kabul edilmelidir.

-Madde 64 aynen şöyledir:

"64. (1) Where a bill or acceptance is materially
altered without the assent of all parties liable on
the bill, the bill is avoideed except as against a
party who has himself made, authorised, or assented
to -the alteration, and subsequent indorsers:
Provided that:-

Where a bill has been materially altered, but
the alteration is not apparent, and the bill is in
the hands of a holder in due course such holder may
avail himself of th-e bill as if it had not been
altered, and may enforce payment of it according
to its original tenor.
(2) In particular the following alterations are
material, namely, any alteration of the date, the
sum payable, the time of paymen-t, the place of
payment, and where a bill has been accepted
generally, the addition of a place of payment
without the acceptor's assent."

"64. (1) Bir po1içe veya kabul poliçe üzerinde
sorumlu olan tüm tarafların rızası olmadan
- esasa ilişkin bir şekilde değiştirildiğinde,
poliçe, değişikliği bizzat yapan veya
değişikliğe bizzat yetki veren veya rıza
gösteren taraf ile müteakip cirantalar dışında
diğer taraflar poliçe ile ilgili yükümlülük--
lerini yerine getirme zorunluluğundan
kurtulurlar. Ancak :-
Bir poliçeye esasa ilişkin değişiklikler
yapıldığında ve yapılan değişiklik açıkça
görülmediğinde, ve poliçe poliçede mevcut
olabilen h-erhangi bir kusurdan haberi olmadan poliçeyi alan birinin elinde bulunduğunda,
bu kişi poliçede değişiklik yapılmamış gibi poliçeden yararlanabilir ve değişiklikten
önceki ilk şeklindeki vade ve koşullara göre ödenmesini icbar edebil-ir.
(2) Özellikle tarihin, ödenecek miktarın, ödeme vaktinin, ödemenin yapılacağı yerin değiş-
tirilmesi, ve poliçe genel olarak kabul
edilmiş bir poliçe ise, kabul edenin rızası olmaksızın bir ödeme yerinin eklenmesi esasa ilişkin değişikliklerdi-r."


Madde 64 altında, bir çekin esaslı bir şekilde tadil edilmesi halinde ve bu tadilata, çeki keşide edenin izni olmaması halinde, çekin ortadan kalktığı yer almaktadır. 64. maddenin 2. bendinde ise, ödenecek rakamın değiştirilmesinin esasa müteallik -bir değişim olduğu belirtilmektedir. 64. maddenin 1. fıkrasının şart bendine göre, yapılan değişikliğin poliçe üzerinden belli olmaması ve Davacının madde 29 kapsamında meşru ivaz karşılığında çekin hamili olması halinde, böyle bir poliçenin değiştirilmiş- olduğu müdafaası ona karşı ileri sürülememektedir. Huzurumuzdaki meselede, Davacı madde 29 kapsamına girmediği için, çeklerde esaslı bir değişiklik, madde 64 altında çekleri ödeme mükellefiyetini ortadan kaldırmaktadır.

Bidayet Mahkemesi huzurundak-i şahadet ışığında, çeklerde esaslı değişiklik olduğu yönünde şahadet bulunmaktadır. Bidayet Mahkemesi, çeklerin üzerindeki rakamlara üçer sıfır ilave edildiğini kabul etmiştir. 460 sterlin ile 460,000 sterlin arasında büyük bir fark olduğu gibi, 300 YTL i-le 300,000 YTL arasında da çok büyük fark vardır. Bu durumda, dava konusu çeklerin tümünün de madde 64 kapsamında esaslı bir şekilde değiştirildiklerinin kabul edilmesi gerekmektedir. Bu değişiklikler çekin üstünde çok bariz bir şekilde belli olmadıkları h-alde, Davacı holder in due course olmadığı cihetle, çeklerin madde 64(1)'in şart bendi kapsamında, 460 sterlin ve 6 tane 300 YTL olarak ödenmesine emir vermesine dahi imkan yoktur. Bu durumda, Fasıl 262 madde 64 altında terekenin, çekleri ödeme mükellefiye-tinin ortadan kalktığı kabul edilmelidir.

Davacı, kendisine ciro edilen 7 çekten dolayı, terekenin kendisine borcu bulunduğu iddiası ile dava ikame etmiştir. Çeklerin gerçek birer borç ilişkisi göstermeleri halinde, tereke tarafından ödenmeleri ge-rekmektedir. Çeklerin Ramadan Güney tarafından imzalandığı kabul edilmiştir. Hile iddiasının Müdafaa Takririnde yeterli bir şekilde belirtilmediği cihetle, Bidayet Mahkemesi tarafından dikkate alınmaması gerektiği de kabul edilmiştir. Çeklerden B-arclays Bank çekinde, payee sıfatı taşıyan kişinin isminin olmayışının bir sorun teşkil etmediği ve bu çekin hamili tarafından istenildiği şekilde doldurulabileceğine yetki tanındığı doğrultusunda, Bidayet Mahkemesinin bulgusu vardır ve bu konumdaki bir çe-kin Davacıya ciro edilebileceğini, Bidayet Mahkemesi kabul etmiştir. Bu bulgular ile ilgili de istinaf edilmemiştir. Bu nedenle, tüm çeklerin de Suna Çankaya tarafından Davacıya ciro edildiği kabul edilmektedir. Davacı 7 adet çek üzerinde yer alan meblağla-rın kendisine tereke tarafından ödenmesi gerektiğini ve bu çeklerin gerçek bir borç ilişkisi gösterdiğini ispat etmek durumundadır.

Yukarıda ifade edildiği şekilde Davacı, Suna Çankaya'ya çekler için herhangi bir ödeme yaptığını ispat edememişti-r. Bu nedenle, terekenin Davacıya herhangi bir ödeme mükellefiyeti yoktur. Dolayısıyla, Davacının davasını reddeden Bidayet Mahkemesi hata yapmamıştır. Bidayet Mahkemesinin, farklı gerekçelerle de olsa 20.4.2011 tarihli kararı doğrudur.

1. ve 12. is-tinaf sebeplerinde, İstinaf Eden başarılı olmuştur. Diğer istinaf sebepleri tümü ile ret ve iptal edilir. Netice itibarıyla, Bidayet Mahkemesinin 20.4.2011 tarihli kararı aynen onaylanır.


İstinaf masrafları, Aleyhine İstinaf Edilen lehine verilir. -




Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç


7 Kasım 2013




















14






Full & Egal Universal Law Academy