Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 5/2014 Dava No 48/2017 Karar Tarihi 14.11.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 5/2014 Dava No 48/2017 Karar Tarihi 14.11.2017
Numara: 5/2014
Dava No: 48/2017
Taraflar: 1-Denizalp Ltd., 2-Öztürk Denizalp, 3-Sevinç Denizalp, 4-Özel Denizalp ile 1-Kamber Denizalp, 2-Gülşen Denizalp arasında
Konu: Limited Şirkete üyelik - Şirkete üye olabilmek için sözleşmenin mevcut olması gerekliliği - Olağanüstü Genel Kurulun çağrılması - Şirket sermayesinin artırılması - Yeni hisselerin ortaklar arasında pay edilmesi - Hisse tahsisi - Hisse tahsisinin iptali halinde tahsis edilene ödenen paranın iadesi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 14.11.2017

-D.48/2017 Yargıtay/Hukuk : 5/2014
(Lefkoşa Dava No:8710/2012)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan,Gülden Çiftçioğlu,Peri Hakkı


İstinaf eden : No-1. Denizalp Ltd. Lefkoşa-.
No-2. Öztürk Denizalp, Lefkoşa.
No-3. Sevinç Denizalp, Lefkoşa.
No-4. Özel Denizalp, Lefkoşa
(Davalılar)

ile

Aleyhine istinaf edilen: No-1. Kamber Denizalp, Lefkoşa.
No-2. G-ülşen Denizalp, Lefkoşa.
(Davacılar)


A r a s ı n d a.


İstinaf edenler namına : Avukat Serhan Çinar hazır.
Aleyhine istinaf edilenler namına : Avukat Kıvanç Riza hazır.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Emine Dizdarlı ve Kaza Mahkemesi- Kıdemli Yargıcı Bertan Özerdağ'ın, 8710/2012 sayılı davada, 4.12.2013 tarihinde verdiği karara karşı, Davalılar tarafından yapılan istinaftır.


-----------------


K A R A R


Ahmet Kalkan :İstinaf Eden/Davalılar, Fasıl 113 Şirketler Y-asası'nın amir hükmü gereği oturum yapan Tam Kadrolu Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 4.12.2013 tarihinde verdiği karara karşı bu istinafı dosyaladılar.


İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

Davacı No.1 ve 2, 19.11.2012 tarihinde Davalılar aleyhine açtıkları davada, ö-zetle: Davalı No.4'ün hiçbir zaman şirkete hissedar olmadığını, 17.7.2001 tarihinde gerçekleştirilen Olağanüstü Ortaklar Kurulu Toplantısına hissedar gibi katılıp oy kullandığını, bu şekilde oluşan kurulda karar alınamayacağını, alınan kararın ve bu karar-a bağlı alınan kararların yasal ve geçerli olmadığını, yapılan değerlendirmelere bağlı olarak Davalı No.4'e hissedar gibi tahsis edilen, sırasıyla 22.10.2002, 15.12.2003 ve 15.12.2007 tarihli 3,896,691 adet hisse tahsisinin geçersiz olduğunu iddia ederek, -Tam Kadrolu Kaza Mahkemesinden, Davalı No.4'e tahsis edilen hisselerin geçersiz olduğunun tespitini, hissedarlar sicilinin düzeltilmesini ve düzeltmenin Şirketler Mukayyitliğinde yapılmasını talep ettiler.

Davalılar, ön itiraz olarak Davacıların talepleri-nin zaman aşımına uğradığını iddia ettikten sonra, diğer iddiaları reddederek, yasal olmayan herhangi bir işlem yapılmadığını, tüm işlemlerin geçerli olduğunu ve Davalı No.4'ün hissedar olduğunu ileri sürerek, davanın reddini talep ettiler.

Alt Mahkemeni-n bulguları ışığında istinaf ile ilgili olgular özetle şöyledir:

Davalı No.1 KKTC Şirketler Mukayyitliği nezdinde kurulmuş ve tescil edilmiş bir limited şirkettir.

Davalı No.1 Şirketin kuruluş sermayesi 5,000,000,000TL idi. Her bir hisse 50,000 TL kıym-etinde olup 100 adet hisseye bölündü. Hisselerin 45 adeti Aleyhine İstinaf Edilen/Davacı No.1'e (bundan böyle sadece Davacı No.1) 45 adeti İstinaf Eden/Davalı No.2'ye (bundan böyle sadece Davalı No.2), 5 tanesi Aleyhine İstinaf Edilen/Davacı No.2'ye (bunda-n böyle sadece Davacı No.2) geri kalan 5 tanesi de İstinaf Eden/Davalı No.3'e (bundan böyle sadece Davalı No.3) aitti.

Davacılar ile Davalı No.2 ve 3, Davalı No.1 Şirketin kurucu hissedarıydılar.

Davalı No.1 Şirket, 17.7.2001 tarihinde, Olağanüstü Orta-klar Kurulu Toplantısı yaptı.

Bu toplantının yapıldığı tarihte Şirketin hissedarları Davacı No.1 ve 2 ile Davalılar No.2 ve 3 idi.

Olağanüstü Ortaklar Kurulu Toplantısının yapıldığı tarihte İstinaf Eden/Davalı No.4 (bundan böyle sadece Davalı No.4) his-sedar değildi.

Emare No.1 Olağanüstü Ortaklar Kurulu Toplantısına göre:

Şirket faaliyetleri ve ekonomik sebepler ve 66/1999 sayılı "İşletmelerin Sermaye ve Ekonomik Varlıklarının Yeniden Değerlendirilmesi Yasası" sonucu ortaya çıkan değer artışlarının s-ermayeye ilave edilmesine;
Yeniden değerlendirme sonucu ortaya çıkan değer artışı dahil, sermayenin 750,493,700,000TL'ye çıkarılmasına;
Bunun sonucu olarak: 555,086,100,000TL olan şirket
sermayenin 750,493,700,000TL'ye çıkarılmasına,
Her biri 50,000TL kı-ymetinde 11,101,722 adet hisse sayısının 15,009,874 adete çıkarılmasına,
Yeni ısdar edilen 3,908,152 adet hissenin mevcut hissedarlarının hisseleri oranında dağıtılmasına karar verilmiş ve hisseler aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Kamber Denizalp 1,08-3,832 adet
ii.Öztürk Denizalp 1,083,832 adet
iii.Gülşen Denizalp 120,426 adet
IV. Sevinç Denizalp 120,426 adet
V. Özel Denizalp 1,499,636 adet

Yukarıdaki kararı, adı geçen kişilerin tümü, Kurul Kararı olarak imzaladılar.

Davalı No.1 Şirketin -hisseleri, hisseler ile ilgili yapılan Olağanüstü Ortaklar Kurulu Toplantısından sonra, aynı kişilerin tümünün de imzaladığı Emare No.1 Yazı, gündem ve alınan kararlar başlığıyla Şirketler Mukayyitliğine hitaben aşağıdaki şekilde düzenlendi:

"I. Şirket -faaliyetleri ve ekonomik sebeplerden dolayı
şirket sermaye artışına karar vermiştir. Yeni ısdar edilen 1,499,636 adet hisseyi şirket çalışanımız olan 095235 kimlik kartı hamili Sn.Özel Denizalp'ın adına olduğunu sizlere bildirir gerekli değişikliklerin Ş-irketler Mukayyitliğinde de yapılmasını rica ederiz."


Emare No.2 MŞ 2680 No.lu Tahsislerin Raporu Formuna göre 1,507,670 adet hisse tahsis edilmiş; 75,383,443,024TL'nin ortaklar tarafından nakit karşılanmak üzere tahsis edildiği belirtilmiştir. Emare No-.2 Hisse Tahsisi Raporunu Direktör sıfatıyla Davacı No.1 ile, Sekreter sıfatıyla Davalı No.2 imzaladı.

17.7.2001 tarihli Emare No.1 Olağanüstü Ortaklar Kurulu Toplantısı Gündem ve Kararları ile Emare No.2 Tahsislerin Raporu Yazısı, Şirketler Mukayyitliği-ne 5.10.2001 tarihinde verilmiştir.

Şirketler Mukayyitliği tarafından düzenlenen 9.10.2001 sayılı MŞ 02680 sayılı Onay Belgesine göre, Davalı No.1 Şirketin sermayesi 750,493,700,000 TL olarak ısdar edilmiş ve ödenmiş sermaye olarak onaylanmıştır(Emare No-.3).

Şirketler Mukayyitliğinin tespitlerine göre:

17.7.2001 tarihli kararda belirtilen veya ısdar edilen 1,499,636 adet hissenin Davalı No.4 adında olduğu yazmasına rağmen, Davalı No.4 Özel Denizalp'a hisse tahsis edildiğine dair karar bulunmamaktadır.-
2001 yılında Davalı No.1 Şirkete ait hisselerin kıymeti 50,000 TL olup, 17.7.2001 tarihli kararda yeni ısdar edilen ve edilmesine karar verilen 1,499,636 adet hissenin her birinin itibari kıymetinin ne olduğu veya söz konusu hisselerin kaç paraya satıldı-ğı kararda belirtilmemiştir.
Olağanüstü Ortaklar Kurulu Toplantısı yapılmadan önce, Davalı No.1 Şirkette bulunan hisselerin tümü o zamanki hissedarlar arasında paylaştırılmıştı. Keza, başka herhangi bir hisse olmadığından, herhangi bir şahsa tahsis edileb-ilecek veya satılabilecek hisse bulunmamaktaydı.
17.7.2001 tarihli kararla ısdar edilmesine karar verilen yeni hisselerin kime tahsis edileceği veya kaç paradan satılacağı hususunda o zamanki hissedarlar kurulunun herhangi bir kararı veya yönetim kurulu k-ararı bulunmamaktadır.

Alt Mahkemenin tespitine göre, Davacı No.1, Davalı No.2 ve Davalı No.4 kardeştirler. Taraflar arasındaki mutabakata göre, Davacı No.1 ve Davalı No.2, Davalı No.4'e kendi hisselerinden %5 oranında hisse vereceklerdi. 1,499,636 adet -hisse 17.7.2001 tarihli Olağanüstü Ortaklar Kurulu Toplantısı neticesinde Davalı No.4'e tahsis edildi.

Alt Mahkeme, olgular ışığında: Davalı No.1 Şirket hissedarları tarafından yapılan yanlışlığın Genel Kurul esnasında yapılan bir usulsuzlük veya yanlışl-ık olmadığını, Şirket Direktörlerinin Davalı No.4'e herhangi bir hisse devri yapmalarını öngören herhangi bir karar olmadığını, Davalı No.1 Şirket tarafından Davacı No.1 ve Davalı No.2'ye yetki verilmediğini, Direktörlerin devredebilecekleri hisse olmadığı-nı veya başka hisse olmadığını, bu şekilde yapılan tahsisin gayriyasal (illegality) olduğunu, işlemlerin başlangıçtan itibaren hükümsüz olduğunu, hissedar olmayan Davalı No.4'ün Olağanüstü Ortaklar Kurulu Toplantısında oy kulanamayacağını, hissedar olmayan- Davalı No.4'ün, hissedarlar tarafından ödenmesi gereken 75,383,443,024TL ile ilgili ödeme yapmadığını, gayriyasal işlemler hiç doğmadıklarından zaman aşımına bağlı olarak hissedarlık statüsünün kazanılamayacağını belirtti ve Davalı No.4'e yapılan ek hisse- tahsislerinin şirket sicil defterinden düzeltilmesi gerektiği sonucuna ulaşarak, Davacıların talepleri doğrultusunda hüküm verdi.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davalılar Avukatı, dosyaladığı istinaf ihbarnamesinde, 10 istinaf sebebi ileri sürdü.

İstinaf duru-şmasında bu istinaf sebeplerini 5 başlık altında topladı. Buna göre:

Muhterem Alt Mahkeme, Davalı No.1 Şirketin Yönetim Kuruluna hisse devri yapılması için yetki verilmediğine, yapılan işlemlerin gayriyasal olduğuna, toplantının geçersiz olduğuna ve yapıl-an tahsislerin iptali gerektiğine bulgu yapmakla hata etti(İstinaf sebepleri,1,2,6,7,8,9).
Muhterem Alt Mahkeme, Davalı No.4'ün 17.7.2001 tarihinde Davalı No.1 Şirketin hissedarı olmadığı ve dolayısıyla 17.7.2001 tarihinde yer alan Direktörler Kurulunun us-ulüne uygun bir şekilde toplantı yapmadığı bulgusu hatalıdır.
Muhterem Alt Mahkeme, Davalı No.4'ün hisse tahsisine para ödemediğine bulgu yapmakla hata etti(4. istinaf sebebi).
Muhterem Bidayet Mahkemesi, Davacıların davasının zaman aşımına uğradığına bul-gu yapmamakla hata etti.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Davalılar Avukatının, istinafın duruşmasında ileri sürdüğü argümanların özeti şöyledir:

Emare No.1 bir genel kurul kararıdır. Bu karar neticesinde, sermayenin ne kadar artırılacağı, hangi hi-ssedara ne kadar verilmesi gerektiği hususlarında tüm hissedarlar oy birliği ile imza attılar. Bu karar ile Davalı No.4 hissedar olarak kabul edildi ve kendine hisse tahsis edildi. Ortaklar Kurulu Toplantısı böyle bir karar almaya yetkili olduğundan, ortad-a yasa dışı herhangi bir işlem bulunmamaktadır. Direktörler, Ortaklar Kurulu Toplantısının kararını uyguladıklarından, Direktörün yaptığı işlemlerde hata yoktur.

Bu meselede, Davacıların itirazı sermaye artışına değil, hisselerin tahsisinedir. 66/1999 s-ayılı Yasaya bağlı sermaye artışı dışındaki sermaye artışının, hissedarlara bedeli karşılığında tahsis edileceği kararı alındığından, Davalı No.4'e tahsis edilecek hisseler mevcuttu. Davalı No.4, bu hisseleri Kurul kararıyla bedelini ödeyerek aldı. Bu nede-nle Alt Mahkemenin tahsis edilecek hisse bulunmadığı bulgusu hatalıdır. Yapılan işlemlerde yasa dışılık bulunmamaktadır.

Davaya konu kararlar şirket hissedarlarının oy birliği ile alındığından, Direktörlerin bu konuları uygulamaları için ayrıca yetki alm-aları gerekmezdi. Kaldı ki, kararı uygulayan Direktörler aynı zamanda kurucu hissedarlar olduğundan, bu karara itiraz edemezlerdi. Davalı No.4'ün genel kurulda varlığı, tüm ortakların oy birliği ile aldıkları kararları ortadan kaldırmaz.

Yıllık şirket bi-lançolarında sermayenin tümünün bedelinin ödenmiş olduğu bildirildiği gibi, MŞ32 formunda bedellerin ödendiği belli olduğundan, Alt Mahkemenin, Davalı No.4'ün hisse bedelini ödemediği şeklindeki bulgusu hatalıdır.

Davalı No.4'ün hissedar olduğu 2001 yılı-ndan beri hissedarların bilgisinde olduğu halde, Alt Mahkemenin yasal olmayan işlem yapıldığı gerekçesiyle zaman aşımını reddetmesi hatalıdır.

Davacılar Avukatı ise hitabında özetle:

Zaman aşımı konusunda Alt Mahkemenin hata yapmadığını, yasa dışı işlem-ler için zaman aşımı sürelerinin işlemediğini, usulsüzlük olduğu kabul edilse bile sürenin yanılgının öğrenildiği tarihten başladığını, Davacı No.1'in hisselerin devredildiği yanılgısı içerisinde olduğunu, tasfiye istidası aşamasında devir ve tahsis olmadı-ğını gördüğünü ve anladığını, dolayısıyla da taleplerinin zaman aşımına uğramadığını ileri sürmüştür.

Davacılar Avukatı devamla, Davalı No.2'nin şahadetinde sermaye artışı yapıp Davalı No.4'e tahsis yapmadıklarını, kendi hisselerinin %5'ini devrettiğini-, Davalı No.4'ün de diğer %5'i Davacı No.1'den aldığını söylediğini ancak ortada herhangi bir devir olmadığını, sermaye artışından tahsis yapılabilmesi için, hisselerin tahsis edildiğine dair karar alınması, ödenip kayda geçtikten sonra hisseler sicil deft-erine adının yazılması gerektiğini, bu işlemlerin yapılmadığını, Alt Mahkemenin teker teker ele aldığı konuları inceleyip karara bağladığını ve hatalı olmadığını belirttikten ve Alt Mahkemedeki hitabına atıfta bulunduktan sonra, istinafın reddini talep ett-i.

İNCELEME:

Şahadet ile ilgili tutanaklar, emareler ayrıca tarafların iddia ve argümanları incelenip değerlendirildi.

Davalılar Avukatı, istinaf sebeplerini 4 başlık altında ele almış olmakla birlikte, tüm istinaf sebeplerini tek başlık altında inc-elemenin uygun olacağına kanaat getirdik. Buna göre, istinaf sebeplerini inceleyeceğimiz ana başlık şöyledir:

- Muhterem Alt Mahkeme Davacılar lehine hüküm vermekle
hata etti:-

Öncelikle Davalı No.4'ün 17.7.2001 tarihinde yapılan Olağanüstü Ortakl-ar Kurulu toplantısına kadar gelinen süreçte, Davalı No.1 Şirketin üyesi ve hissedarı olup olmadığını belirlememiz gerekmektedir.

Limited şirketlerde üyelik, Fasıl 113 Şirketler Yasası'nın 27. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, limited şirketin -ana sözleşmesini paylara iştirak edecekleri hususunda imzalayan kişiler limited şirketin üyesi olmayı kabul etmiş sayılırlar ve şirketin tescili üzerine, şirket üye siciline üye olarak geçirilirler. Bundan ayrı olarak, limited şirketin üyesi olmayı kabul e-den ve adları şirket üye siciline geçirilen öteki kişiler de şirketin üyesi olurlar.

İstinafa konu davanın olgularına göre, Davalı No.4, Şirketin ana sözleşmesini imzalayan kurucu üyelerden değildir. Davalı No.1'in ana sözleşmeyi imzalayarak üyeliği kabu-l etmiş olan hissedarları, Davacı No.1 ve 2 ile Davalı No.2 ve 3'tür.

Olağanüstü Ortaklar Kurulu toplantısının yapıldığı tarihe kadar Davalı No.4'ün adı herhangi bir şekilde üye siciline kaydedilmediği gibi, 17.7.2001 tarihinden evvel de Davalı No.4'e ta-hsis edilmiş veya onun adına devredilmiş hisse bulunmamaktaydı.

Şirketler Yasamızın mehazı ve benzeri olan The Companies Act 1948'in benimsediği esasa göre, üye kayıt sicilinde kayıtlı üyeler hariç, şirkete üye olabilmek için bir sözleşmenin mevcut olma-sı gerekmektedir. Böyle bir sözleşme üyelik tescilinin oluşmasını sağlar. Herhangi bir şekil şartı aranmayan böyle bir sözleşme açık veya zımni, yazılı ve sözlü olabilmektedir.

Halsbury's Laws of England, 3 ed, volume 6 sayfa 207'de konuyla ilgili olarak -şöyle denmektedir:

"The Companies Act 1948, except in the case of the
subscribers to the memorandum of association, requires an agreement to become a member and entry in the register of members in order to constitute membership, no particular form of a-greement is required. As in the case of other agreements. It may be express or implied and either written or oral."

Mevcut durumda, Davalı No.4'ün, daha önce belirttiğimiz gibi adına tahsis edilmiş ve devredilmiş hisse veya üye yapılması için düzenlenmiş- bir sözleşme olmadığından, Olağanüstü Ortaklar Kurulu Toplantısında hissedar veya şirket üyesi sayılması hukuken imkansızdır. Bu sonuca göre, Alt Mahkemenin Davalı No.4'ün şirket üyesi veya hissedarı olmadığına ilişkin bulgusunda hata yoktur.

Bu safhada-, Olağanüstü Ortaklar Kurulu Toplantısını ve burada alınan kararları incelememiz gerekmektedir.

Fasıl 113 Şirketler Yasası'nın 126. maddesine göre, limited şirket direktörleri, şirket tüzüğündeki herhangi bir kurala bakılmaksızın, bir olağanüstü genel kur-ul toplantısı yapılması isteğinde bulunulduğu tarihte, limited şirket genel kurul toplantısında oy kullanma hakkı veren ve o tarihte limited şirketin ödenmiş sermayesinin onda birinden az olmayan kısmına sahip üyelerin; veya şirketin sermayesi paylara bölü-nmemiş olan bir limited şirket olması halinde, isteğin yapıldığı tarihte limited şirket genel kurul toplantısında oy kullanma hakkına sahip tüm üyelerin, toplam oylama hakkının onda birinden az olmayan kısmını temsil eden üyelerin isteği üzerine, derhal li-mited şirket üyelerini olağanüstü bir genel kurul toplantısına çağırırlar.

Huzurumuzdaki meselede, genel kurulda oy verme hakkı bulunan Davacı No.1, Davacı No.2, Davalı No.2 ve Davalı No.3, toplantıda hazır bulunduklarından, toplantı yeter sayısı ve topl-antı yapma çağrısında hukuki sorun bulunmamaktadır.

Burada üzerinde durulması gereken husus, oy verme hakkı olmayan ve mezkur tarihte hissedar veya üye vasfı bulunmayan Davalı No.4'ün toplantıya hissedar sıfatıyla katılması ve oy kullanmasıdır.

Yasanın 1-35(1) maddesine göre, bir karar suretinin olağanüstü karar sureti olarak önerilmesinin tasarlandığı yolunda usulüne uygun biçimde bildirimde bulunulmuş bir genel kurul toplantısında, asaleten oy kullanma hakkına sahip üyelerin bizzat verdiği oyların veya v-ekaleten oylamaya izin verildiğinde, temsilen oy kullanma hakkına sahip üyelerin dörtte üçünden az olmayan bir çoğunlukla kabul edilen bir karar sureti olağanüstü karar sureti sayılır.

Emare No.1 Olağanüstü Ortaklar Kurulu Kararı, asalaten oy kullanmaya -hakkı olan Davacı No.1 ve 2 ile Davalı No.2 ve 3 tarafından imzalanmış, bunlardan ayrı olarak ortak sıfatını haiz olmayan Davalı No.4 de imza atmıştır.

Yasaya uygun şekilde yapılan toplantıda alınan dava konusu olağanüstü karar, tüm kurucu hissedarların- oy birliği ile alındığından, Davalı No.4'ün karar çoğunluğuna etki etmeyecek şekilde oy kullanması toplantı veya alınan kararların bütünüyle yok sayılması sonucunu doğurmamaktadır.

Ancak Davalı No.4'ün katılımıyla alınan Olağanüstü Ortaklar Kurulu Kararı-nın tüm hukuki sonuçlarını belirlemek için, Kararın içeriğinin ayrıntılarıyla incelenmesi gerekmektedir.

Kararımızın "OLGULAR" bölümünde belirttiğimiz gibi, olağanüstü toplantıda iki karar alınmıştır.

Bunlardan birincisi, 66/1999 sayılı Yasa gereği ort-aya çıkan değer artışlarının sermayeye ilave edilmesi; ikincisi, yeniden değerlendirme sonucu ortaya çıkan değer artışı dahil, sermayenin 750,493,700,000 TL'ye çıkarılmasıdır.

Bu kararların sonucu, Olağanüstü Ortaklar Kurulu Kararında şöyle belirtilmişti-r.

555,086,100,000TL olan şirket sermayesi 750,493,700,000TL'ye çıkarılmıştır.
Herbiri 50,000TL kıymetinde 11,101,722 adet hisse sayısı 15,009,874 adete çıkarılmıştır.
Yeni ısdar edilen 3,908,152 adet hissenin ise mevcut hissedarların hisseleri oranın-da dağıtılmasına karar verilerek:
a.Kamber Denizalp'e 1083,832 adet
b.Öztürk Denizalp'e 1083,832 adet
c.Gülşen Denizalp'e 120,426 adet
d.Sevinç Denizalp'e 120,426 adet ve
e.(O tarihte hissedar olmayan) Özel Denizalp'e 1,499,636 adet hisse da-ğıtılmıştır.

66/1999 sayılı İşletmelerin Sermaye ve Ekonomik Varlıklarının Yeniden Değerlendirilmesi Yasası, Gelir Vergisi Yasası ve/veya Kurumlar Vergisi Yasası kapsamında bulunan ve bilanço esasına göre defter tutmakta olan ve gerçek usulde vergilendir-meye tabi olan gerçek veya tüzel kişilere ait işletmelerin sermaye ve/veya ekonomik varlıklarının yeniden değerlendirilmesi suretiyle güncelleştirilmeleri amacıyla çıkarılmış, belli bir hesaplama yöntemi ile belirlenecek yeni hisselerin bedelsiz olarak his-sedarlara verilmesi sağlanmıştır.

Yukarıda belirttiğimiz Olağanüstü Kurul Kararından sonra, Şirketler Mukayyitliğine 5.10.2001 tarihinde verilen tahsis raporunu düzenleyen Şirket Direktörü Davacı No.1 Kamber Denizalp, yeni tahsis edilen 3,908,152 adet hi-sseyi şöyle belirtmiştir.

Bedelleri nakden ödenmek üzere beher değeri 50,000TL'den 1,507,670 adet hisse,
Paradan gayri bir bedel karşılığında tahsis olunan beheri 50,000TL'den 2,400,482 adet hisse.

Emare No.2'ye göre, 2,400,482 adet hisse, 66/1999 sayıl-ı Yasa kapsamında, 120,024,156,976 TL kıymetle kayıtlı hissedarlara, yukarıda belirtildiği şekilde dağıtılmıştır.

Geriye kalan 1,507,670 adet hisse ise, 75,383,443,024TL kıymetle ortaklar tarafından nakit karşılanmak üzere tahsis olunmuş, bu miktarın 1,4-99,636 adeti hissedar ve/veya ortak sıfatıyla Özel Denizalp'e tahsis edilmiştir.

Mevcut gerçekler ışığında meseleyi değerlendirdiğimizde, Olağanüstü Kurul Kararında Özel Denizalp'in imzasının olup olmadığına bakılmaksızın, Şirket Ortaklarının oy birliği -ile şirket sermeyesini 555,086,100,000TL'den 750,493,700,000TL'ye yükseltmesinde, buna bağlı olarak şirketin hisse adetini 3,908,152 adet artırılmasında, 2,400,482 adetinin 66/1999 sayılı Yasa kapsamında sicilde kayıtlı ortaklar arasında bedelsiz pay etmes-inde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından, kararın bu kısmının iptal edilmesi gerekmemektedir.

Burada üzerinde durulması gereken, ortaklar tarafından nakit karşılığı ödenmek üzere 1,507,670 adet hissenin, 1,499,636 adetinin ortak sıfatıyla Daval-ı No.4 Özel Denizalp'e tahsis edilip edilmeyeceğinin belirlenmesidir.

Hisse tahsisinin ne şekilde yapılacağı Şirketler Yasası'nın 45-53 maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Hisse tahsisinde esas olan sermaye artışına katılıma davet ve katılma davetinin ka-bulüdür. Bu husus, Yargıtay/Hukuk No.48/2013 D.44/2016 sayılı Yüksel Oktay ile Offsetsan Limited ve diğeri davasında durum şöyle izah edilmiştir:


"Şirketlerde hisse tahsisi taraflar arasında yapılmış
sermaye artışına katılma davet - icap (offer) ve se-rmaye artışına katılıma davetin kabulü (acceptance) ile yapılan bir sözleşmedir. Bu bağlamda sermaye artışı, bir tahsis sözleşmesidir. .....................................................
........... Halsbury's Laws of England 3.ed.vol.6 sayfa 235 paragra-f 493'de, tarafları bağlayıcı bir anlaşmanın, hisse alan tarafın başvurusunun kabul edildiği hususunda bilgilendirilmesi ile kurulmuş olduğu belirtilmiştir. Tahsis sözleşmesi için temel husus, teklifin yapılması ve bu teklifin kabul edilmesidir. Başvuranın- adına hisselerin kaydı dahi, böyle bir kabul olmadıkça, tahsis sözleşmesinin yapılmış olduğunu göstermez."


Bu esastan hareket ettiğimizde, Davalı No.4'e, tahsis sözleşmesi altında yapılmış hisse tahsisi olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Karar mevcut his-sedarlar arasında sermaye artışını ve paylaşımını öngördüğü için tahsis anlaşmasının sadece hissedarlar arasında geçerli olabileceği, mezkur tarihte ve halen hissedar olmayan Davalı No.4'e hissedar muamelesi yapılarak hisse tahsisi yapılmayacağı, böyle bir- tahsis yapılsa bile geçersiz olacağı aşikar surette ortadadır.

Bu sonuca bağlı olarak, Davalı No.4'e yapılan hisse tahsisinin geçerli olmadığı ve adına yapılan tahsislerin iptal edilebileceği hukuki bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır.

Bu s-afhada, böyle bir sonucun ve bu sonuca bağlı işlemin sonuçlarının usulsüzlük veya hükümsüzlük mü olduğuna karar vermemiz gerekmektedir.

Alt Mahkeme, çok bilinen Foss v. Harbottle davasındaki prensiplerin bu davaya uygulanamayacağını belirtmiştir.

Fos-s v Harbottle davasında belirlenen prensiplere göre, şirketteki iç meselelerle ilgili yapılan hatalar ve/veya aksaklıklar ve/veya formaliteler düzeltilebilmekte, ancak bu kural bireysel ve/veya kişisel üyelik (membership) hakları ile azınlık haklarını etki-lediği takdirde uygulanmamaktadır.

Alt Mahkeme bu prensiplere değindikten sonra, kararında,
Yönetim Kurulu, Hissedarlar Kurulu ve Direktörler Kurulunun yasal yetkilerine temas ettikten sonra aşağıdaki gibi bulgu yapmıştır:


"Yukarıda değindiğimiz huk-uki prensipler ışığında Şirket
Direktörlerinin hisse devri yapmalarına olanak tanıyan zımni (implied) bir yetkileri yoktur. Bu durumda Şirket Direktörlerine açık bir yetki verilmesi gerekmektedir. Huzurumuzdaki meselede, Davalı No.1 Şirketin Yönetim Kuru-luna hisse devri yapmaları için verilen hiçbir yetki yoktur ve/veya bu konuda herhangi bir Yönetim Kurulu kararı yoktur. Önceden verilen hiçbir yetki olmadığına göre, Şirket Direktörleri kardeşleri olsa dahi hisse devri ve/veya tahsisi yapamazdılar. Direkt-örlerin zımni (implied) ve/veya açık (express) yetkileri olmaksızın yapılan anlaşmalar ve/veya işlemler hükümsüz ve/veya geçersizdir ve/veya Direktörler yetkilerini aştıkları nedeniyle geçersiz sayılmaktadır. Foss v. Harbottle davasındaki kural veya prensi-p Genel Kurulundaki Şirketin iç meselelerindeki aksaklıkları gidermek için kullanılmaktadır ve bu kural hükümsüzlük olduğu hallerde meydana gelen aksaklığı ortadan kaldırmamaktadır. Bu nedenle Foss v.Harbottle'daki kural bu meseleye şamil değildir ve/veya -Davalı No.1 Şirket hissedarları tarafından yapılan yanlışlık Genel Kurul esnasında yapılan bir yanlışlık ve/veya irregularity (aksaklık) değildir. Şirket Direktörlerinin Davalı No.4'e herhangi bir hisse devri yapmalarını öngören bir karar yoktur ve/veya ko-nu ile ilgili alınan bir karar yoktur ve/veya Davalı No.1 Şirket tarafından Direktörlere ve/veya Davacı No.1 ile Davalı No.2'ye bir yetki (authority) verilmemiştir ve/veya Direktörlerin devredebilecekleri hisse yoktur ve/veya devredebilecek boşta herhangi -bir hisse yoktur. Bu nedenle Şirket Direktörleri zımni yetkilerini aştıkları nedeniyle yapılan hisse devrinin ve/veya tahsisinin bir irregularity olmadığı ve/veya Şirket Direktörleri tarafından söz konusu işlemler bir illegality'dir. Bunun neticesinde Şirk-et Direktörleri tarafından yapılan hisse devri ve/veya tahsisi ve/veya buna bağlı işlemler başlangıcından itibaren hükümsüz ve/veya geçersizdir (void ab inito). Bu hususta bulgu yaparız."


Yasanın 51. maddesine göre, şirketlerde hisse tahsisleri ile ilgil-i kararlar, Şirketler Mukayyitliğine, bir ay içinde kayıt için teslim edilir. Buna göre, Davacı No.1'in, direktör sıfatıyla doldurduğu Emare No.2 Hisse Tahsisine İlişkin Raporu, Şirketler Mukayyitliğine sunma yetkisi ve yükümlülüğü vardır. Davacı No.1 bunu- yapmakla yetkisini aşmış değildir. Bu meselede hisse tahsisi kararı alan, Ortaklar Kuruludur. Şirketin Ana Sözleşme ve Tüzüğü ibraz edilmediğinden, Ortaklar Kurulunun böyle bir karar almaya yetkisi olmadığı sonucuna varamayız. Bir kişiye hataen hisse tah-sisi yapılması halinde, doğal olarak bu kişiden para veya menkul değer alınabileceğinden, tahsis kendiliğinden yok hükmünde sayılamayacağı gibi, ortada gayriyasal bir toplantı yapıldığı sonucunu doğuracak maddi veya hukuki bir olgu bulunmamaktadır. Yönetim- Kurulu veya Ortaklar yeterli çoğunlukta kararlar almaları halinde, bu tip kararları düzeltmek için mahkemeye başvurma yetkisine sahiptirler. Bu anlamda, Genel Kurulun Davalı No.4'e yaptığı hisse tahsisi usulsüz bir işlem olup, iptal edilebilir niteliktedi-r. Alt Mahkeme, Ortaklar Kurulunun almaya yetkili olduğu ve oy birliği ile aldığı bir kararı yok hükmünde saymakla hata etmiştir.

Bu meselede, Davacıların da kabul ettiği gibi, Davalı No.4'ü hissedar varsayarak, tahsis işlemleri yapıldı. Şirketin tasfiye-si için dosyalanan istidanın görüşülmesi sırasında, Davalı No.4'ün hissedar olmadığı anlaşıldı ve Davacı No.1 aynı zamanda Direktör olduğundan, Davacı No.2 ile birlikte hatanın düzeltilmesi için mahkemeye başvurdu.

Yasanın 174. maddesine göre, bir direkt-ör veya müdürün yaptığı işler, tayin ve niteliklerinde daha sonra meydana çıkan herhangi bir eksikliğe rağmen geçerli kabul edilir. Meğer ki bu karar ortadan kaldırılsın veya mahkeme kararıyla düzeltilsin.

Davacı No.1, Lefkoşa Kaza Mahkemesinde Şirketin- tasfiyesi ile ilgili dosyalanan 27/2010 sayılı istidada, Davalı No.4 ile ilgili herhangi bir sicilin olmadığını öğrenmesi üzerine yapılan hatalı işlemlerin düzeltilmesi için bu davayı dosyaladı.

Yasanın 111. maddesi, Davacı No.1'e hem hissedar hem de di-rektör sıfatıyla böyle bir davayı açma yetkisi vermektedir.

Alt Mahkemenin 17.7.2001 tarihli olağanüstü genel kurul işlemlerinin gayriyasal olduğu bulgusu hatalı olduğundan, Davacıların davasının ileriye gidebilmesi için, Davalıların zaman aşımı iddialar-ının incelenmesi gerekir.

Bu meselede hisse tahsisinin iptalini gerektiren sebep Davalı No.4'ün hissedar kabul edilerek işlem yapılmış olmasıdır. Davacı No.1 ve diğer tarafların içine düştükleri yanılgı veya hata, hissedar olarak kabul ettikleri Davalı N-o.4'e hisse tahsis etmeleridir.

Haliyle Davalı No.4'ün hissedar olduğundan hareketle, tasfiye istidasının dosyalandığı 2010 yılına kadar gelindi. Davalı No.4'ün hissedar olmadığı, böyle bir sicilin bulunmadığı tasfiye istidası ile anlaşıldığından, bu tür- davalar için öngörülen 6 yıllık zaman aşımının yanılgının veya hatanın öğrenildiği tarihten başlaması gerekir.


Davacı No.1 ve 2, Şirketler Yasası'nın 111. maddesinin verdiği yetkiyi 6 yıllık süre içerisinde kullanıp sicil düzeltmesi için mahkemeye başv-urduklarından zaman aşımı iddiasının ileri gitmesi mümkün değildir.

Bu sonuca göre, Alt Mahkeme, kararın hükümsüzlüğünden hareketle zaman aşımını reddetmiş olmakla birlikte, usulsüzlük olarak kabul ettiğimiz işlemlerin öğrenilmesinden itibaren 6 yıllık s-üre geçmediğinden, Alt Mahkemenin zaman aşımı iptidai itirazının reddedilmesi gerektiği bulgusuna müdahale etmemiz gerekmemektedir.

Alt Mahkeme, Davalı No.4'ün hisselere karşılık herhangi bir bedel ödemediği sonucuna ulaşmıştır.

Alt Mahkemenin bulgusu -şöyledir:

"Mahkeme huzurundaki Emare 2 Form M.Ş.12 incelendiğinde
Yeniden Değerlendirme ve Mali Düzenleme Yasası altında 120,024,156,976TL'sinin 66/1999 sayılı Yasa gereği yeniden değerlendirme sonucu değer artışından karşılanmak üzere ve/veya 66/1999 s-ayılı Yasaya istinaden ödenmiş olduğunu ve 75,383,443,024TL'sının ise ortaklar tarafından nakit karşılanmak üzere tahsis olunduğu görülmektedir. Dolayısıyla 75,383,443,024TL'e 17.7.2001 tarihli karar ışığında tüm ortaklar tarafından ödenmesi gereken bir me-blağdır. Davalı No.4 (tutanakların 26. sayfasında) söz konusu tarihte hissedar olmadığına göre bu meblağ Davalı No.4 tarafından ödenmiş değildir ve/veya hisse devrinden önce ödediğini iddia ettiği bedel Şirkete ödenen (paid to) meblağ değildir."


Burada ö-ngörülen 75,383,443,024 TL'nin Davalı No.4'e usulsüz olarak tahsis edilen 1,499,636 adet hisse için belirlenmiş değer olduğu ve şirketin ısdar edilmiş 750,493,700,000TL'lik sermayenin ödendiği (Emare No.3), diğer tüm gerçek hissedarlar tarafından (Emare No-.1 ve 2) yazılı olarak ve imzalarıyla kabul edildiğinden, Davalı No.4'ün para ödemediği bulgusunda hata olduğu aşikardır. Alt Mahkemenin kararında belirttiği "75,383,443,024 TL'nin ortaklar tarafından nakit karşılanacağı" ibaresi (Emare No.2), Davalı No.4'-le ortaklar arasında kabul edildiğinden, Davalı No.4'ün para ödemediği sonucunu doğurmaz veya bu ibare Davalı No.4'ün para ödemediğinin delili olamaz.

Alt Mahkemenin Palmer's Company Law, 24th Edition, sayfa 398, para 24-17 "ultra vires allotment" başlığ-ı altından yaptığı iktibasta, hisse tahsisi hükümsüz olması veya iptal edilmesi hallerinde tahsis edilene ödenen paranın iadesi gerekmektedir. Yasanın 49. maddesinde de usulsüz tahsislerin sonuçları düzenlenmektedir.

Huzurumuzdaki meselede Davalı No.4'ün- para iadesi talebi olmadığı gibi, ne kadar para ödediğine bulgu yapılabilecek şahadet olmadığından bu hususta karar vermemeyi uygun gördük.

Tüm yukarıdakilere istinaden, 17.7.2001 tarihinde gerçekleştirilen Olağanüstü Ortaklar Kurulu toplantısında, hiss-edar olmayan Davalı No.4'e yapılan tüm hisse tahsis işlemlerinin usulsüz ve geçersiz olduğu ve düzeltilmesi gerektiği ispatlanmış olgularla sabit olduğundan, Alt Mahkeme Davalı No.4'e yapılan hisse tahsislerinin geçersiz olduğuna bulgu yaparak, sicilin düz-eltilmesine emir vermekle hata etmiş değildir.

Davalılar, istinaflarında kısmen başarılı olmakla birlikte, sonuca etki edecek netice alamadılar.



NETİCE:

Tüm yukarıdakiler ışığında, istinaf kısmen kabul edilir.

Netice olarak,


Alt Mahkeme hükm-ünün sadece 2. paragrafının iptal edilerek, aşağıdaki şekilde düzenlenmesine; hükmün geriye kalan tüm paragraflarının aynen geçerli olmasına KARAR verilir.

"2. 17.7.2001 tarihinde yapılan Olağanüstü Ortaklar
Kurulunun yeni ısdar edilen 1,499,636 adet h-issenin Davalı No.4'ün adına olduğunu öngören kararının, söz konusu hisselerin Davalı No.4'e tahsis edilmesi ve/veya verilmesi ve/veya Davalı No.4'ün adına tescil edilmesi için yeterli ve/veya geçerli olmadığına dair tespit kararı;"


İstinaf masrafları -ile ilgili emir verilmez.




Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Peri Hakkı
Yargıç Yargıç Yargıç


14 Kasım, 2017











21






Full & Egal Universal Law Academy