Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 48/2015 Dava No 20/2017 Karar Tarihi 08.05.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 48/2015 Dava No 20/2017 Karar Tarihi 08.05.2017
Numara: 48/2015
Dava No: 20/2017
Taraflar: Ceyda Orbay ile 1-Doğu Akdeniz İlkokulu, 2-Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, 3-Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı Yöneticiler Kurulu, 4-Doğu Akdeniz Üniversitesi, 5-Doğu Akdeniz Üniversitesi Eğitim Öncesi Kurumları arasında
Konu: İdari sözleşme - İdari söleşmenin uygulanmasından kaynaklanan ihtilafların özel hukuk kapsamında olması - Haksız fesih - Bildirim süresi - Süresi belirli sözleşmeler - İşçinin feshe dayalı olan ve olmayan hakları ile ilgili tazminat hakkı - Ücret kesintileri.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 08.05.2017

-

-D. 20/2017 Yargıtay/Hukuk No: 48/2015
(Gazimağusa Dava No: 3193/2010)

Yüksek Mahkeme Huzurunda

Mahkeme Heyeti: Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ.


İstinaf eden: Ceyda Orbay,Matbaacı Fikri Sokak, Göçmenköy, -













Lefkoşa
(Davacı)
-ile-

Aleyhine istinaf edilen No. 1- Doğu Akdeniz İlkokulu,
Gazimağusa
No. 2- Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, Doğu
Akdeniz Ünive-rsitesi,
Gazimağusa
No. 3- Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı
Yöneticiler Kurulu, Doğu
Akdeniz Üniversitesi,
Gazi-mağusa
No. 4- Doğu Akdeniz Üniversitesi,
Gazimağusa
No. 5- Doğu Akdeniz Üniversitesi
Eğitim Öncesi Kurumları,
-Gazimağusa. (Davalılar)

A r a s ı n d a.



İstinaf eden hazır değil namına: Avukat Öncel Polili
Aleyhine istinaf edilenler hazır değil namına: Av-ukat Tağmaç Bilgehan ve Avukat Pınar Güzel.

Gazimağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Hasan Dağlı'nın, 3193/2010 sayılı davada, 16.01.2015 tarihinde verdiği karara karşı Davacı tarafından yapılan istinaftır.

--------------

KARAR

-
Ahmet Kalkan: Bu istinafta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Gülden Çiftçioğlu okuyacaktır.

-Gülden Çiftçioğlu: Huzurumuzdaki istinaf, Davacının (İstinaf Eden), Gazimağusa Kaza Mahkemesinde Davalı No.1,2,3,4 ve 5 aleyhine (Aleyhine İstinaf Edilenler) -ikâme etmiş olduğu 3193/2010 sayılı davada, 16.1.2015 tarihinde Mahkemenin verdiği hükümden dolayı, Davacı (İstinaf Eden) tarafından yapılmıştır.

-
-İSTİNAFA İLİŞKİN OLGULAR

Davacı, Davalılar aleyhine ikâme ettiği dava ile,hizmet akdinin haksız nedenlerle feshedilmiş olmasına binaen, feshin yasa dışı ve/veya haksız nedenlerle yapıldığı ve/veya geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediği nedeni ile f-eshin geçersiz olduğu zımnında bir Mahkeme Hükmü, bildirim (ihbar)tazminatı,ihbar sürelerine ait ücretlerin 3 katı tutarı tazminat, kullanılmamış izinlerle ilgili alacak ve eksik ödenen aylarla ilgili maaş alacağının ve eksik ödenen 13. maaş alacağının öde-nmesini ve genel zarar-ziyan talep etmiştir.
Davalı No.2,3 ve 4 ise dosyaladıkları Müdafaa Takririnde, ön itiraz olarak, taraflar arasındaki sözleşmenin idari nitelikli bir sözleşme olduğu gerekçesi ile davanın kaza mahkemesinde ikâme edilemeyeceğini iler-i sürerek, iş bu davanın ret ve iptalini talep etmişlerdir.

Davalı No. 2,3 ve 4 müdafaalarına devamla, dava konusu sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini, Davacıya gönderilen 1.7.2010 tarihli ihbarın sadece bildirimden ibaret olduğunu, herhangi bir söz-leşmeyi ihlâl etmediklerini, Davacının Davalılardan herhangi bir maddi talepte bulunma veya tazminat hakkı olmadığını, dolayısıyla da aleyhlerine herhangi bir dava sebebi bulunmadığını, bu nedenle iş bu davanın masrafla birlikte ret ve iptalini talep etmiş-lerdir.

Davanın dinlenmesine geçilmeden, Davacının Davalı No.1 ve 5 aleyhindeki davayı geri çektiği cihetle, Davacının Davalı No. 1 ve 5 aleyhindeki davası Mahkeme tarafından ret ve iptal edilmiştir.

Davacının Davalı No.2,3 ve 4 aleyhindeki davasının d-inlenmesi esnasında tarafların müşterek olgular hususunda mutabık kalmaları üzerine, Alt Mahkeme, huzurundaki ihtilafsız olgularla ilgili olarak aşağıdaki bulguları yapmıştır:

-3193/2010 sayılı dava ile ilgili Müşterek Olgular:

1- Davacı DAÜ İngilizce Öğretmenliği Bölümünde Lisans Onur
derecesi ile mezun olmuş, Surrey Üniversitesinde Yüksek
Lisans eğitimi almıştır.
2- Davacıya Davalılar tarafından referans mektubu
ve-rilmiştir. Davacı akademik personel değildir.
3- Davacı öğretmen olup, takriben ve/veya 2008 yılı güz
döneminde 31/07/2010 tarihine kadar Doğu Akdeniz Kolejinde
öğretmen olarak çalıştı. Davacı 04/07/2008 tarihli Kuzey
Kıbrıs Eğitim Vakfı Üniver-site Öncesi Eğitim Kurumları
Eğitim Hizmetler Personeli Sözleşmesi tahtında istihdam
edilmiştir.
4- Davalı No.1 Doğu Akdeniz İlkokulunun tüzel kişiliği
yoktur. Bu okul, Davalı No.2 ve/veya Davalı No.4'ün tüzel
kişiliği olmayan bir alt kurul-uşudur ve 2011 Haziran
sonunda da kapanmıştır.
5- Davacının yukarıda belirtilen sözleşmesi 01/08/2008 -
31/07/2010 tarihleri arasında geçerliydi.
6- Davalı No.4 tarafından Davacıya gönderilen 01/07/2010
tarihli bir yazıyla, sözleşmesinin yenile-nmeyeceğine karar
verildiği ve 31/07/2010 tarihinde iş ilişkisinin kesilmiş
olacağı Davacıya bildirildi. Bu Yazıda belirtilen karar,
30/06/2010 tarih ve 09-10/27-3 sayılı Vakıf Yöneticiler
Kurulu kararıdır.
7- Davacı yukarıda belirtilen ve -01/07/2010 tarihli yazıyı
aldıktan sonra söz konusu karara karşı YİM 109/2010 sayılı
davayı açtı. Bu davada benzeri davalarda olduğu üzere meşru
menfaat olmadığı cihetle reddedildiği söylevi ile geri
çekildi.
8- Davacı, DAÜ-SEN ile Kuzey Kı-brıs Eğitim Vakfı Üniversite
Öncesi Eğitim Kurumları arasında imzalanan, 19/11/2008
tarihli Toplu İş Sözleşmesinden faydalanmaktaydı. Bu Toplu
İş Sözleşmesi Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı, Üniversite
Öncesi Eğitim Kurumları Başkanı ve DAÜ--SEN Başkanı
tarafından imzalanmış, özlük hakları dışındaki konular
31/08/2010 tarihine kadar yürürlükteydi.
9- Davacıya iş ilişkisi kesildikten sonra izin ücreti olarak
671.30.-TL, 1476.86.-TL ihbar ücreti (ihbar tazminatı) ve
2022.01.-TL -de 13. maaş ücreti olarak toplamda 4170.17.-TL
ödeme yapılmıştır. Davacının maaşından, 01/01/2010
tarihinden itibaren kesinti yapılmıştır. Bu hususta
Davalılar, Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan ve
05/05/2010 tarihli Resmi Gazete'de yayı-mlanan Tüzüğe
ve/veya Tüzük şartlarına dayanmaktadırlar. Bu Tüzük, ilgili
maaş baremlerinde değişiklik yapmak suretiyle, Davacının ve
benzeri personelin maaşlarından takriben % 9 oranında
kesinti yapılmasına ve/veya maaşların buna göre yeni-den
düzenlenmesine ilişkindir.
10.Davacı, Eylül 2010 ayından itibaren, Emare No.28'de
görüldüğü cihetle, Ankara'da başka bir okulda istihdam
edilmiştir.

Huzurundaki iddiaları ve yasal durumu değerlendiren Alt Mahkeme, kararında, öncelikle yet-ki hususundaki ön itirazı değerlendirip, huzurundaki istihdam sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğu bulgusuna vardıktan sonra, Davalı No.2,3 ve 4'ün Davacının sözleşmesini tek taraflı idari ve icrai karar ile, kamu gücünü kullanarak idari sözleşmede yer -alan hükümlere aykırı bir şekilde sözleşmeyi sonlandırdırdığı, diğer bir ifade ile feshettiği ve davaya bakmakla yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olması gerektiği bulgusunu yaptıktan sonra, davanın daha ileri götürülmeden reddi gerektiği sonucuna- vararak, davayı ret ve iptal etmiştir.

Alt Mahkeme, meselenin Yargıtaya havalesi ve yetki bulgusunda hatalı olması halinde, Davalı No.3'ün tüzel kişiliği olmadığı gerekçesi ile Davacının Davalı No.3 aleyhindeki davasının ise ret ve iptal edileceğini kar-ara bağlamış; ( bu bulgu aleyhine istinaf söz konusu değildir) Davalı No.2 ve 4 (Bundan böyle Davalılar olarak anılacaktır) açısından ise meselenin esasını irdelemiştir.

Alt Mahkeme bu bağlamda, Emare No.21 İstihdam Sözleşmesine göre, Davacının (6) haftal-ık ihbar süresine tabi olduğunun görülmekte olduğunu, buna karşın ihbar süresi ile Davacının izinlerinin iç içe girdiğini belirtmiş, hal böyle iken iş bu
davada fesih bildirim sürelerine riayet edilmediği ve Emare No.20 Fesih Bildiriminin usulüne uygun ge-çerli bir ihbar olmadığı ve Emare No.20 Fesih Bildiriminin geçerli bir bildirim olarak değerlendirilemeyeceği hususunda bulgu yapmıştır. Alt Mahkeme ayrıca, feshin yeterli bir nedene dayanıp dayanmadığını inceleyerek, Emare No.20 Fesih Bildiriminde, akadem-ik gerekçelerle Davacının hizmetine ihtiyaç duyulmadığından bahsedilmekle birlikte, böyle bir gerekçenin Sözleşmenin 6 (1) maddesinde yer almadığı, dolayısıyla da sözleşmenin feshinin yeterli nedene dayanmadığı ve Davalıların feshin yeterli bir nedene daya-ndığını ispat edemedikleri kanaatine varmış ve Davacının sözleşmesinin haksız nedenlerle feshedildiği hususunda bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme akabinde, Davacının almaya hak kazandığı tazminat meselesini inceleyerek, Davacının Talep Takririnin 25(A) paragr-afı tahtında feshin geçersizliği hususunda Mahkeme hükmü veya emri veya ilâmı almaya hak kazandığı hususunu ve Davacının kendisine yapılan ödemeler düşüldükten sonra, bakiye olarak almaya hak kazanacağı ihbar tazminatını 2470.58 TL; ihbar sürelerine ait ü-cretlerin 3 katı tutarı tazminat miktarını ise 11,842.32 TL; yapılan ödemeler düşüldükten sonra kullanılmamış izinlerle ilgili olarak Davacının alacağını da 143.25 TL saptamıştır.13. maaş olarak ödeme yapıldığını dikkat alarak, bu kalem altındaki alacağını-n 6.54 TL olduğunu karara bağlamıştır.

Alt Mahkme, Talep Takririnin 18. paragrafına istinaden, Davacının almaya hak kazandığı maddi tazminat miktarının işsiz kaldığı 2 aylık süreye ilişkin maaş kadar olması gerektiğini belirterek, Davacının Davalılardan -toplam 2 aylık maaş tutarı olan 5959.12 TL maddi tazminat talebinde bulunma hakkı olduğu hususunda bulguda bulunmuştur.

İlâveten, Alt Mahkeme kararında, Davacının fesih nedeniyle manevi veya genel zarar-ziyana uğradığı hususunda mahkeme önünde yeterli şah-adet olmadığı hususunda bulgu yapmıştır.

Neticede Alt Mahkeme, yetki itirazında hatalı olması durumunda, "Davacı lehine Davalı No.2 ve 4 aleyhine müştereken ve münferiden:

a. Talep Takririnin 25(A) paragrafı;
b. Bildirim tazminatı olarak 2470.58.- -TL meblağ ve iş bu
meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden itibaren tamamen
tediye tarihine değin yasal faiz;
c. İş Yasası'nın 13(3) maddesi altında 11,842.32.- TL
meblağ ve iş bu meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden
- tamamen tediyesine değin yasal faiz;
d. Kullanılmamış izinler için 143.25- TL meblağ ve iş bu
meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden tamamen tediye
tarihine değin yasal faiz;
e. 6.54 TL tutarında 13.maaş ikramiyesi ve 31.7.2010 -







tarihinden tamamen tediye tarihine değin yasal faiz;
f. Talep Takririnin 18. paragrafına istinaden 5701.86 TL
(5959.12 TL olacak) maaş kaybı ve iş bu meblağ







üzerinden 31.7.2010
tarihinden tamamen tediye tarihine







değin -yasal faiz.
g. Dava masrafları için;
h. Dava masraflarının usulüne uygun yapılacak masraf







listesi tahtında Davalılar tarafından ödeneceği







hususunda;
hüküm ve emir verileceğini karara bağlamıştır (Mavi







100, 11-1).
-





-İSTİNAF SEBEPLERİ

İstinaf Eden/Davacı Avukatı, istinaftaki hitabında, Davacının istinaf sebeplerini aşağıdaki (3) başlık altında toplamıştır:

1-Alt Mahkeme, Da-vacı ile Davalılar arasındaki istihdam sözleşmesini idari bir sözleşme olarak değerlendirerek,
Davalıların Davacıya gönderdiği Emare No.20'deki İhbarı, İdarenin kamu gücünü kullanarak, sözleşme hükümleri dışında sözleşmeyi tek taraflı fesheden idari-icrai- nitelikli kararı olarak değerlendirmek ve ihtilafın çözümünde yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğu kararına varmakla hata etmiştir.

2- Alt Mahkeme, Davacının zarar-ziyanını asgariye indirmek için çaba sarf etmediği yönünde bulgu yapmakla veya- bu konudaki ispat külfetini Davacıya yüklemekle ve 1 yıllık ücret tutarı için Davacı lehine hüküm ve emir vermemekle hata etmiştir.

3- Alt Mahkeme, Davacının maaşından yapılan kesinti ile ilgili talebini, KKTC Anayasası'nın 147. maddesinden hareketle
re-ddetmekle hata etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen/ Davalı Avukatının hitabı dikkate alındığında, mukabil istinaf sebepleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:

1-Alt Mahkemenin konu meselenin YİM yetkisinde olduğu gerekçesine binaen davayı reddetmesi hatalı olm-amakla birlikte, gerekçesi yanlıştır. Şöyle ki: Alt Mahkeme süresi sona eren bir sözleşmenin hukuken feshi mümkün olmamakla
birlikte, Alt Mahkeme sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği yönünde bulgu yapmamak ve sözleşmenin feshedildiği hususunda bulgu yapm-akla hata etmiştir.

2- Konu dava, Kaza Mahkemesinin yetkisinde olsa bile, taraflar arasındaki sözleşme kendiliğinden sonra erdiği ve ortada fesih söz konusu olmayacağı cihetle, Alt Mahkemenin sözleşmenin haksız nedenlerle feshedildiği hususunda bulgu yapa-rak, feshin geçersizliğine ve hükümde belirtildiği şekilde tazminata karar vermesi hata olmuştur.

3- Konu dava Kaza Mahkemesinin yetkisinde olsa bile, kendiliğinden sona ermiş veya uzatılmamış bir sözleşmenin ihlâlinden söz edilemeyeceği cihetle, Alt Mahk-emenin dava konusu sözleşmenin Davalılar tarafından ihlal edildiği ve bundan ötürü Davacının maddi veya manevi kayıpları nedeni ile tazminat veya maddi tazminat talep etme hakkı olduğu bulgusu hatalıdır.


TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI
-
-İstinaf Eden/Davacı Avukatı istinaftaki hitabında, 1. istinaf sebebi ile ilgili olarak, Yargıtay/Hukuk 125/2012 Dağıtım 24/2015 sayılı içtihatta, süresi biten ve yürürlükte olmayan bir sözleşmeyi Davalıların kamu gücü kullanarak sonlandırmasının mümkün ol-madığının ifade edildiğini belirterek, Davacıya gönderilen yazının icrai nitelikli bir karar olmadığını, mevcut olgulara göre Davalı No.4'ün Davacıya gönderdiği Emare No.20 Fesih Bildiriminin, sözleşme hükümlerine göre istihdam sözleşmesini sona erdirdiğin-i ve İhbar niteliğinde olduğunu iddia etmiştir.


İstinaf Eden/Davacı Avukatı, 2. istinaf sebebi bağlamında, Talep Takririnin 18. paragrafındaki iddiaları tekrarlamıştır. Bu bağlamda, istinaftaki hitabında Davacının sözleşmenin haksız feshedilmiş olması -gerekçesi ile 1 yıllık maaş tutarı olan 49,371.24 TL talep ettiğini, Alt Mahkemenin Davacının 2 ay gibi kısa sürede yeni bir iş bulduğu gerekçesi ile Davacıya ödenmesi gereken maddi tazminat miktarınının işsiz kaldığı 2 aylık sürede alacağı maaş tutarı ola-n
5959.12 TL kadar olduğu hususunda bulgu yapmakla hata ettiğini ileri sürmüştür.

Davacı Avukatı, 3. istinaf sebebi bağlamında istinafta yaptığı hitabında, Alt Mahkemenin, Davacının maaşından yapılan kesinti ile ilgili vermiş olduğu kararının hatalı old-uğunu iddia etmiştir. Davacının, Toplu İş Sözleşmesine göre alması gereken bir maaş olduğunu; Davalıların Tüzük yaparak Davacının maaşını düşürdüklerini; Toplu İş Sözleşmesinin Tüzüğe nazaran öncelikli olduğunu iddia etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen/Dav-alı No.2,3 ve 4 Avukatı ise gerek istinaf gerekse mukabil istinaf maksatlarıyla yaptığı hitabında, Alt Mahkemenin davayı reddetmekle doğru yaptığını ancak gerekçesinin yanlış olduğunu; süresi sona eren bir sözleşmenin feshedilmesinin mümkün olmadığını; Al-t Mahkemenin, sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği yolunda bulgu yapması ve bu bulguya dayanarak davanın YİM yetkisinde olduğu gerekçesi ile davayı reddetmesi gerektiğini; İdarenin bir kimse ile sözleşme yapmasına veya yapmamasına ilişkin işlemlerin "ayr-ılabilir işlemler" kategorisinde veya idari karar niteliğinde olduğunu ve meselenin YİM yetkisinde olduğunu ileri sürmüştür.


Davalı No.2,3 ve 4 Avukatı hitabına devamla, Alt Mahkemenin yetkisizlik nedeni ile davayı reddetmekle hata etmediğini, ancak Ema-re No.20 Yazıyı bir fesih kararı olarak değerlendirmekle hata ettiğini, çünkü ortada feshin olmadığını; sözleşmenin sona erdiğini; Alt Mahkemenin yetkisinde olsa bile davanın reddinin gerekli olduğunu; Alt Mahkemenin yetki ile ilgili kararında hatalı olmas-ı halinde, Davacının sözleşmesinin haksız nedenlerle feshedildiği yönünde bulgu yaparak Davacı lehine belirtilen şekilde tazminat verilmesi gerektiği kanaatine varmasının hata olduğunu ileri sürmüştür.

Davalılar Avukatı ayrıca, Alt Mahkemenin huzurundak-i davayı görmeye yetkili olsa dahi, süresi biten sözleşmenin ihlâlinden söz edilemeyeceğini belirterek, Alt Mahkemenin sözleşmenin ihlâl edildiği kanaatine vararak maddi tazminata hükmetmesinin hata olduğunu ileri sürmüştür.

Davalılar Avukatı ilâveten hi-tabında, maaş kesintisinin 5.5.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan bir tüzük uyarınca yapıldığını iddia ederek, Alt Mahkemenin kararının doğru olduğunu iddia etmiştir. Davalılar Avukatı devamla, Toplu İş Sözleşmesinin mevzuata uygun olması ve mevzuatta-n daha fazla haklar vermesi halinde, işçi lehine olan fazlalıkların uygulandığını,ancak Toplu İş Sözleşmesi mevzuata aykırı kurallar içeriyorsa, mevzuata üstünlük sağlayamayacağını iddia etmiştir.


İNCELEME
-

-Bu safhada, 1. istinaf sebebi ile 1. mukabil istinaf sebebini birlikte incelemek uygun olacaktır.

Alt Mahkeme, kararında, Davacı ile Davalı No.2,3,4 arasında yapılan hizmet sözleşmesinin idari bir hizmet sözleşmesi olup olmadığı hususunda, YİM/İstinaf 1-/2009 D.4/2010 sayılı içtihatta belirtilen kriterlerin mevcut olup olmadığının aranması gerektiğinden hareket ederek, huzurundaki meselede taraflardan en az birisinin yönetsel veya yürütsel yetkiler kullanan bir idari organ olduğu; hizmet akdi konusunun k-amu hizmetinin yürütülmesine ilişkin olduğu; özel hukuku aşan hükümler içerdiği sebeplerine dayanarak, taraflar arasındaki sözleşmenin idari bir sözleşme olduğu sonucuna varmıştır.

Alt Mahkemenin YİM/İstinaf 1/2009 D.4/2010 sayılı içtihatta serdedilen kr-iterleri takip ederek, Davacı ile Davalı No.2,3 ve 4 arasında yapılan istihdam sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğu hususunda bulgu yapmasında herhangi bir hata yoktur.

Alt Mahkeme, kararında, taraflar arasındaki istihdam sözleşmesinin idari bir sözle-şme olmasından hareketle, Yüksek İdare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna varılmasının mümkün olmadığını vurguladıktan sonra, Davalılar tarafından Davacıya gönderilen Vakıf Yöneticiler Kurulunun 30.06.2010 tarih ve 09-10/27-3 sayılı kararını bildiren 0-1.7.2010 tarihli Emare No.20 Yazının niteliğini inceleyerek, idari - icrai bir karar olduğu hususunda bulgu yapmıştır.

Taraflar arasındaki istihdam sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğuna bulgu yapılmasında hata olmadığı sonucuna vardıktan sonra, Davac-ıya gönderilen Emare No.20 Yazının idari- icrai nitelikte olup olmadığı irdelenmelidir.

YİM 108/2009 D.6/2012 sayılı kararda vurgulandığı üzere, İdarenin kamu gücünü kullanarak, idari sözleşmede yer alan hükümlere aykırı bir şekilde sözleşmeyi sonlandırm-ası durumunda ihtilafın çözüm yeri idari yargıdır. Buna karşın İdare, idari karar veya işlemi gerçekleştirirken akit taraf olarak hareket ediyorsa, o zaman çözüm yeri kaza mahkemeleridir.

Diğer bir anlatımla, idari sözleşmelerin uygulanmasından ve/veya fe-shinden kaynaklanan ihtilaflar bağlamında zarar- ziyan ve tazminat talepleri özel hukuk kapsamındadır.

Nitekim YİM 62/2003 ( D 12/2008 ) sayılı kararında şöyle demiştir:
"Sözleşmeden doğan hakların kaale alınmaması, sözleşmeye uyulmaması veya sö-zleşmeden doğan hakların verilmemesi keyfiyeti, akitler hukuku açısından bir hukuki ihtilaftır. Bu ihtilafların çözüm yeri ise bu mahkeme değildir."


Alt Mahkeme huzurundaki ihtilafsız olgulara göre, Davalı No.4 tarafından Davacıya gönderilen 1.7.2010 tar-ihli bir yazı ile, sözleşmesinin yenilenmeyeceğine karar verildi ve 31.7.2010 tarihinde iş ilişkisinin kesilmiş olacağı Davacıya bildirildi. Bu Yazıda belirtilen karar, 30.6.2010 tarih ve 09 -10/27-3 sayılı Vakıf Yöneticiler Kurulu kararıdır. Davacı yukarı-da belirtilen Emare No.20 1/7/2010 tarihli yazıyı aldıktan sonra, söz konusu karara karşı YİM 109/2010 sayılı davayı açtı ancak dava, benzeri davaların meşru menfaat olmadığı cihetle reddedildiği söylevi ile geri çekildi (Mavi 78).

Alt Mahkeme huzurundaki- ihtilafsız olgulara göre, Emare No.21 İstihdam Sözleşmesinin süresi sona ermişti.
Süresi biten ve yürürlükte olmayan konu Sözleşmeyi Davalıların kamu gücünü kullanarak sonlandırdığından ve Davacıya gönderilen yazının idari - icrai nitelikli bir karar oldu-ğundan söz edilemez ( Bkz:Yargıtay/Hukuk 125/2012 D. 24/2015 ).

Alt Mahkeme huzurundaki taraflar arasında akdedilmiş olan Emare No.21 İstihdam Sözleşmesinin 3.2 maddesine göre, Sözleşme 1.8.2009 - 31.7.2010 tarihleri arasında geçerli idi.

Aynı Sözleşmen-in 6.7 maddesine göre, Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu, iş bu Sözleşmenin yukarıda madde 3.2'de belirtilen tarihte feshedilmiş olacağını, sözleşme bitiş tarihinden altı hafta önce personele yazılı olarak bildirecekti.

Davalı No.4'ün Da-vacıya gönderdiği Emare No.20 1/7/2010 tarihli yazının, idari sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre istihdam sözleşmesinin 31.7.2010 tarihinde sona ereceğini Davacıya ihbar eden nitelikte, diğer bir ifade -ile yukarıda belirtildiği şekilde Emare No.21 Sözleşmenin 6.7 maddesi uyarınca Davacıya gönderilmiş bir fesih ihbarı olduğu görülmektedir.

Emare No.21 İstihdam Sözleşmesinin yenilenmemesinin, diğer bir ifade ile sözleşmenin feshinin, sözleşmenin uygulan-masından kaynaklanan bir işlem olduğu, sözleşmenin uygulanmasından ayrı olarak, Davalıların idari- icrai bir işleminin veya idari- icrai bir kararının olmadığı açıktır (Bkz:Y/H 119/2011 D. 6/2013).

Belirtilenler ışığında, Alt Mahkemenin Emare No..20'deki- İhbarı, İdarenin kamu gücünü kullanarak, sözleşme hükümleri dışında sözleşmeyi tek taraflı fesheden idari- icrai nitelikli kararı olarak değerlendirip ihtilafın çözümünde yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğuna ilişkin bulgusu ve kararı hatalıd-ır.
Dolayısıyla, Davacının 1. istinaf sebebinin kabulü gereklidir.

Alt Mahkeme kararının hatalı olduğu, diğer bir ifade ile ihtilafın çözümünde Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisinin olmadığı saptandığı cihetle, Alt Mahkemenin kararını hatalı kabul etmeyen -ancak gerekçesini hatalı kabul eden 1. mukabil istinaf sebebinin reddi gereklidir ve reddedilir.

Davalılar Avukatı, 2. mukabil istinaf sebebi bağlamında,
Alt Mahkemenin, ortada herhangi bir fesih olmamasına rağmen Davacının sözleşmesinin haksız nedenlerle- feshedildiği yönünde bulgu yapmakla hata ettiğini ileri sürmüştür.

Alt Mahkeme, kararında, yetkisizlik nedeni ile davayı ret ve iptal ettikten sonra, meselenin Yargıtaya havalesini göz önüne alarak, yetkisizlik bulgusunda hatalı olması durumunda, Davacı-nın talepleri ile ilgili inceleme yaparak bulgulara ulaşmıştır.

Alt Mahkemenin yaptığı bulgulara göre, ihbar süreleri ile Davacının izin süreleri iç içe geçmekte idi ve sonuçta da Emare No.21 Sözleşmede akdin feshi için geçerli bildirim süresi olarak beli-rtilen (6) haftalık bildirim süresine Davalılar uymamışlardı. Fesih bildiriminde geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediği nedeni ile fesih haksız fesih idi.

Davalıların mukabil istinaf yolu ile yakınma konusu yaptıkları, Alt Mahkemenin feshin haks-ız olduğu bulgusuyla ilgilidir.

Davalılar Avukatının istinaftaki hitabına göre, süresi biten ve yürürlükte olmayan konu Sözleşmenin feshinden söz edilemeyeceği cihetle, ortada da haksız fesih söz konusu değildi.

Alt Mahkeme, kararında, huzurundaki mesel-enin süresinin belirli bir hizmet sözleşmesi kapsamında olduğunun yanı sıra, Davacının kullanılmamış izinleri bulunduğu hususlarında bulguda bulunmuştur. Akabinde İş Yasası'nın 50 (1)(2) maddesine atıfta bulunarak, süresi belirsiz hizmet akitlerine uygulan-an İş Yasası'nın 50(2) maddesinin, işçi lehine yorum ilkesi çerçevesinde, süresi belirli hizmet akitlerine de uygulanabileceğine vurgu yapmıştır.

Alt Mahkeme, kararında, Emare No.21 İstihdam Sözleşmesinin 6.3 maddesine göre, Davalıların 6 haftadan önce y-azılı bildirim yapması koşulu ile sözleşmeyi feshedebileceklerini, buna karşın, fesih bildiriminin Davacıya 1.7.2010 tarihinde yapıldığını ve sözleşmenin 31.7.2010 tarihinde sona erdirildiğini,izin süreleri ile ihbar sürelerinin iç içe girdiğini ve böyleli-kle Davalılar tarafından bildirim sürelerine riayet edilmediğini belirtmiş ve fesih bildiriminin sözleşmenin sonlandırıldığı tarihten 6 hafta önce yapılmadığı, dolayısıyla Emare No.21 İstihdam Sözleşmesinin feshinde geçerli bildirim sürelerine uyulmadığı v-e sonuçta feshin haksız fesih olduğu hususlarında bulgu yapmıştır.

Müdafaa Avukatı istinaftaki hitabında, Emare No.21 İstihdam Sözleşmesinde belirtilen (6) haftalık geçerli bildirim süresine riayet edilmediğini kabul etmekle birlikte, Yargıtay/ Hukuk 125/-2012 D.24/2015 kararına atıfta bulunarak, süresi biten sözleşmenin feshinden söz edilemeyeceğini belirtmiş ve Alt Mahkemenin haksız fesih hususunda bulgu yapmakla hatalı olduğunu iddia etmiştir.

Akdin feshinde geçerli bildirim sürelerine riayet edilmeme-sinin sonuçları "İşveren ve İşçinin Sorumluluğu" yan başlığı altındaki İş Yasası'nın 13(1) maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
1)




İşveren, yazılı fesih bildiriminde dayandığı fesih
nedenini belirtmek zorundadır. İşçi, fesih
- bildiriminde neden gösterilmediğini veya gösterilen
nedenin yeterli olmadığını veya feshin yasadışı veya
haksız nedenlerle yapıldığını veya akdin feshinde
geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediğini ileri
sürer-ek, yetkili mahkemeden feshin geçersizliğine
karar vermesini isteyebilir. Bu istem, fesih
bildiriminin tebliği tarihinden başlayarak yetmiş beş
gün içinde yapılmazsa başvuru hakkı düşer. İşçinin
feshe dayalı olan ve olma-yan diğer hakları ile işten
durdurulduğu andan başlayıp mahkemenin sonuçlandığı
döneme ait maddi ve manevi kayıplar için tazminat
isteme hakkı saklıdır.


Yukarıdaki düzenlemeden görüleceği üzere, akdin feshinde geçerli bildirim -sürelerine riayet edilmemesi, İş Yasası'nın 13(1) maddesi tahtında akdin feshini haksız fesih kapsamına sokmaktadır.

Yukarıda ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin süresi sona ermekle birlikte, Davalı No.4'ün Davacıya gönderdiği Emare No.-20 1/7/2010 tarihli Yazı, Emare No.21 İstihdam Sözleşmesinin 6.7 maddesi uyarınca Davacıya gönderilmiş bir fesih ihbarı niteliğindedir. Daha önce vurgulandığı üzere, Emare No.21 İstihdam Sözleşmesinde belirtilen (6) haftalık geçerli bildirim sürelerine ria-yet edilmediği, Müdafaa tarafından kabul ve teslim edilmektedir.

Sonuç olarak, Alt Mahkemenin akdin feshinde geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediğini dikkate alarak, akdin feshinin haksız fesih kapsamında olduğu sonucuna varmasında hata yoktur.

B-elirtilenler ışığında, Alt Mahkeme, Davacının Talep Takririnin 25(A) paragrafı tahtında feshin geçersizliği hususunda Mahkeme hükmü veya emri veya ilâmı almaya hak
kazandığı hususunda bulgu yapmak ve Davacının kendisine yapılan ödemeler düşüldükten sonra- bakiye olarak almaya hak kazanacağı ihbar tazminatını 2470.58 TL; ihbar sürelerine ait ücretlerin 3 katı tutarı tazminat miktarını ise 11,842.32 TL; yapılan ödemeler düşüldükten sonra kullanılmamış izinlerle ilgili olarak Davacının alacağını 143.25 TL ola-rak saptamak ve mahsuben aldıkları düşüldükten sonra 13. maaş ikramiyesi ile ilgili alacağını 6.54 TL saptamakla ve bu meblağlar üzerinden 31.7.2010 tarihinden itibaren tamamen tediye tarihine değin yasal faiz saptamakla hata etmiş değildir.

Yukarıdak-iler ışığında, Davalıların 2. mukabil istinaf sebebi reddedilir.
-
-Bu safhada, 2. istinaf sebebi ile 3. mukabil istinaf sebebinin birlikte ele alınması uygun görülmektedir.

İstinaf Eden/Davacı Avukatı 2. istinaf sebebi bağlamında, Davacının sözleşmenin haksız feshedilmiş olması gerekçesi ile 1 yıllık maaşını talep ettiği-ni; Alt Mahkemenin Davacıya ödenmesi gereken toplam maddi tazminat miktarının işsiz kaldığı süre ile sınırlı olduğunu belirterek, Davacının 2 ay gibi kısa sürede yeni bir iş bulduğundan hareketle, Davacının almaya hak kazandığı maddi tazminat miktarını top-lam 5959.12 TL olarak saptamakla hata ettiğini ileri sürmüştür.




Davalılar Avukatı ise, istinaf ve mukabil istinaf maksatları açısından hitabında, Alt Mahkemenin huzurundaki davayı- görmeye yetkili olsa dahi, taraflar arasındaki sözleşmenin süresinin sona erdiği cihetle, süresi biten sözleşmenin ihlâlinden söz edilemeyeceğini ileri sürerek, Alt Mahkemenin sözleşmenin ihlâl edildiği kanaatine vararak tazminat tespit etmekle hata ettiğ-ini ileri sürmüştür.


Davacının istinaf konusu yaptığı husus, Talep Takririnin 18. paragrafındaki talebinin reddi ile ilgilidir.

Davacı, Talep Takirinin 18. paragrafında, diğer taleplerine halel gelmeksizin, sözleşmesinin Davalılar tarafından haksız ol-arak feshedildiğini iddia ederek, sözleşmesi feshedilmiş olmasaydı, Davalıların kendisine sözleşme tahtında, 1 yıl için 49,371.24 TL tutarında maaş ödeyeceklerini, dolayısıyla da Davalıların kendisine 1 yıl için ödeyecekleri ücret olan 49,371.24 TL tutarın-da zarara uğratıldığını ileri sürerek talepte bulunmuştur.
Davalıların mukabil istinafı ise, sözleşme kendiliğinden sona erdiği cihetle, Davacının maddi veya manevi kaybından söz edilemeyeceği çerçevesindedir.

Alt Mahkeme kararında, Davacının sözleşmesi-nin sonlandırıldığı tarihten itibaren, 2 ay sonra yeni işe başladığını, Davacının iş bulduğu anda zararının sona ermekte olduğunu belirterek, Davacının (2) ay sonra iş bulduğunu dikkate almış ve almaya hak kazandığı toplam maddi tazminat miktarını 5959.12 -TL (Mavi 109) olarak saptayarak, bu meblağa ve bu meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden itibaren tamamen tediye tarihine değin yasal faiz için hüküm ve emir verileceğini karara bağlamıştır.

Süresi belirli hizmet akitlerinde, İş Yasası'nın 12 (2)(D) madde-si uyarınca, işçi, akdin haksız feshi durumunda akit döneminin geriye kalan her ayına karşılık 1 haftalık ücreti talep edebilmektedir. Buna ilâveten, hizmet akdi süresi belirli veya belirsiz olsun, Yasanın 13 (1) maddesi tahtında bir işçi feshe dayalı ola-n ve olmayan diğer hakları ile işten


durdurulduğu andan başlayıp mahkemenin sonuçlandığı tarihi kapsayan döneme ait maddi ve manevi kayıpları için tazminat isteme hakkını haizdir (Bkz: Yargıtay/Hukuk 99/2012 D. 29/2016; Yargıtay/Hukuk 153/ 2015 D.41/201-6).

Alt Mahkeme, kararında, Davacının fesih nedeni ile manevi veya genel zarar- ziyana uğradığı hususunda mahkeme önünde yeterli şahadet olmadığı hususunda bulgu yapmıştır. İlâveten Alt Mahkeme huzurundaki şahadete göre, Davacının 2 ay sonra işe başladığı- hususunda bulgu yaparak Davacının 2 aylık maaş miktarı kadar tazminat talep edebileceği kanaatine varmıştır.

Alt Mahkemenin huzurundaki şahadet dikkate alındığında, Davacının fesih nedeni ile manevi veya genel zarar- ziyana uğradığına ilişkin mahkeme önü-nde yeterli şahadet olmadığı hususunda bulgu yapması hatalı olmamıştır.

Öte yandan, Alt Mahkeme huzurundaki meseledeki hizmet akdi, süresi belirli hizmet akdi idi ve taraflar arasındaki istihdam sözleşmesi Davalılar tarafından, süresinin bitiminde diğer b-ir deyimle, 31.7.2010 tarihinde feshedilmek suretiyle sonlandırılmıştı ve akit döneminin geriye kalan herhangi bir ayı söz konusu değildi. Dolayısıyla, Davacının feshe dayalı herhangi bir zararından bahsedilemez.

İlâveten, taraflar arasındaki istihdam söz-leşmesinin, Davalılar tarafından, süresinin bitiminde feshedilmek suretiyle sonlandırıldığı dikkate alındığında, fesih nedeni ile Davacının (2) aylık maaş tutarı kadar maddi zarar- ziyana uğradığını ortaya koymaya yeterli şahadetin Alt Mahkeme huzurunda ol-madığı sabittir.



Dolayısıyla, Alt Mahkeme Davacının 2 aylık maaş tutarı kadar maddi zarar- ziyana uğradığı hususunda bulgu yapmak ve Talep Takririnin 18. paragrafına istinaden 5701.86 TL maaş kaybı ve bu meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden itibaren -tamamen tediye tarihine değin yasal faiz için hüküm ve emir verileceğini karara bağlamakla hata etmiştir.

Sonuç olarak; 2 istinaf sebebi reddedilir. 3. mukabil istinaf sebebi ise kabul edilir.

Davacı Avukatı istinaftaki hitabında, 3. istinaf sebebi bağ-lamında, Alt Mahkemenin Davacının maaşından yapılan kesinti ile ilgili vermiş olduğu kararın hatalı olduğunu iddia etmiştir. Davacının Toplu İş Sözleşmesine göre alması gereken bir maaş olduğunu, Davalıların tüzük yaparak Davacının maaşını düşürdüklerini,- Toplu İş Sözleşmesinin Tüzüğe nazaran öncelikli olduğunu iddia etmiştir.

Davalılar Avukatı ise hitabında, maaş kesintisinin 5.5.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan bir tüzük uyarınca yapıldığını iddia etmiştir. Ayrıca yukarıda da vurgulandığı üzere,- Toplu İş Sözleşmesinin mevzuata uygun olması ve mevzuattan daha fazla haklar vermesi halinde, işçi lehine olan fazlalıkların uygulandığını, ancak Toplu İş Sözleşmesi mevzuata aykırı kurallar içeriyorsa, mevzuata üstünlük sağlayamayacağını iddia etmiştir.
-
Davacının Talep Takririnin 21. paragrafı irdelendiğinde, Davalıların Ocak 2010, Şubat 2010, Mart 2010, Nisan 2010, Haziran 2010 ve Temmuz 2010 ayları maaşlarından her ay için 280.44 TL eksik ödeme yaptıklarını, bu kesintileri ışığında Davalılardan 1963.-08 TL tutarında alacağı olduğunu iddia ettiği görülmektedir.

Davalılar ise, Müdafaa Takririnde, yapılan kesintinin mevzuata uygun olduğunu, yasal olduğunu ve maaş kesintisine ilişkin olarak alınmış olan idari kararın bu mahkemenin yetkisinde olmadığını id-dia etmişlerdir.

Alt Mahkemenin kararından görüleceği üzere, Alt Mahkeme, layihalardaki iddiaları ve huzurundaki şahadeti tezekkür ettikten sonra, kesintinin tüzük kuralına veya tüzük değişikliğine dayandığını belirterek, tüzük değişikliği ile ilgili kura-lın KKTC Anayasası'nın 147. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilinceye kadar geçerli olmasına istinaden Davacının talebinin ret ve iptal edilmesi gerektiğine karar vermiştir.

Taraflar arasındaki ihtilafsız olgulara göre, Emare No.21 H-izmet Sözleşmesi tahtında bir çalışan olan Davacı, bunun yanı sıra, Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesinden de yararlanan bir çalışandır. Davacı sonuçta 22/1992 sayılı İş Yasası'na tabidir.

Yukarıdakilere ilâveten, taraflar arasında ihtilafsız olarak sunulan E-mare No.21 Hizmet Sözleşmesinin 8. maddesinde, bu Sözleşmenin dayanağı olarak, 18/1986 sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası ile bu Yasa altında yapılan tüzük veya yönetmelikler gösterilmiştir.

Dolayısıyla, Davacı a-yrıca, 18/1986 sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası ve bu Yasa altında çıkarılan ilgili mevzuat kurallarına da tabi bir çalışandı.


Emare No.21 Hizmet Sözleşmesinde, Davacının kadrosu öğretmen, ücret baremi A5- 02,- ücret ödeme şekli ise "Maaş, bareme karşılık gelen asli ücretin, 1.55 katsayısı uygulanarak, personelin çalıştığı ayın son günü ödenir" şeklinde yer almaktadır.

Emare No.2 Toplu iş Sözleşmesinin 10.02 maddesi ise, Eğitmen ve Öğretmen Personele uygulanaca-k Ücret Politikası altında aşağıdaki düzenlemeyi getirmiştir:

10.02: Eğitmen ve Öğretmen Personele Uygulanacak Ücret Politikası:

a) Ek-I'de verilen Eğitmen ve Öğretmen Baremlerine, 1 Eylül
2008 tarihinden itibaren %10 artış yapılır.
b) 1 Eylül 2008 t-arihinden itibaren tüm Eğitmen ve Öğretmen
Personele Bakanlar Kurulunun saptayacağı esas ve kıstaslar
uyarınca Hayat Pahalılığı Ödeneği verilir. Devlet
tarafından yapılan artış ve konsolidasyonlar, eş zamanlı
olarak Eğitmen ve Öğretmen Pers-onele de uygulanır.
c) Şubat 2009'da tüm Eğitmen ve Öğretmen Personelin maaşlarına
%5 daha artış yapılır.
d) Aralık 2005 - Ağustos 2007 tarihleri arasında Eğitmen ve
Öğretmen Personelin maaşlarında oluşan %28 kayıp,
üniversite denk bütçeye ulaş-tığı zaman, Eğitmen ve Öğretmen
Personele taksitler halinde ödenmek üzere masaya getirilir.


ayHa
Görüleceği üzere, Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesine, Toplu İş Sözleşmesinin 10.02 maddesi vasıtasıyla eğitmen personel ve öğretmenlerin barem tablosu Ek 1- Cetvel ile eklenmiş, Ek 1 Cetvelde ise eğitmen personel ve öğretmenlerin mevcut baremleri ve uygulanacak artış gösterilmiştir.

Öte yandan, Alt Mahkemede taraflar ihtilafsız olgu olarak aşağıdaki beyanı yapmalarını müteakiben Alt Mahkeme de aşağıdaki olgu-ları ihtilafsız olgu olarak saptamıştır:


"Davacının maaşından 1.1.2010 tarihinden itibaren kesinti yapıldığı doğrudur. Bu hususu da Davalılar Bakanlar Kurulunca çıkarılan ve 5.5.2010 tarihli Resmi Gazete'de de yayımlanan Tüzüğe dayandırmaktadırlar. Bu Tü-zük ile ilgili olarak maaş baremlerinde değişiklik yapmak suretiyle Davacının ve benzeri personelin maaşından takriben %9 oranında kesinti yapılmasına ve/veya maaşların bu yeni Tüzüğe göre düzenlenmesi oluşmuştur."

Alt Mahkemeye ihtilafsız olgular arasınd-a sunulan olguda bahsi geçen Tüzük, KKTC Bakanlar Kurulunun , 18/1986 sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası'nın 26 (2) maddesi uyarınca 5/5/2010 tarihli Resmi Gazete'de Sayı 279 tahtında yayımlanan Tüzüktür. Bu Tüzük -Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personelin Kadro ve Çalışma (Değişiklik XX) Tüzüğü olarak isimlendirilmiş olup, esas Tüzük olarak anılan değiştirilmiş haldeki Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personelin Kadro ve Çalışma (Değişiklik) Tüzüğü ile birli-kte okunmaktadır.

Daha önce vurgulandığı üzere, Davacı ile Davalılar arasındaki Emare No.21 Hizmet Sözleşmesi, Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları Eğitim Hizmetleri Personeli İstihdam Sözleşmesi idi. Alt Mahkeme huzurundaki şahadete göre, Davacının maaşı E-mare No.21 Hizmet Sözleşmesi ve Toplu İş Sözleşmesi ile belirlenmekte idi. Dolayısıyla, Davacı konu Tüzük altında muvazzaf kadrolu ve devamlı akademik personel değildi.

Emare No.21 Sözleşmeye ve Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesinin ekindeki barem tablosuna g-öre, Davacı kadro ve maaş açısından, "hizmet sözleşmesinde gösterildiği gibi "öğretmen" kadrosundaydı ve baremi de A5 - 02 idi.
Buna göre, Davacının maaşından yapılan kesintinin tarafların hemfikir kaldıkları yukarıda adı geçen Tüzük değişikliği ile yapıl-mış olması, Davacının 22/1992 sayılı İş Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine tabi olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.

Davacının maaşından kesinti yapıldığı hususu taraflar arasında ihtilafsız olgu mahiyetindedir.

Bu safhada cevaplanması gereken so-ru, Davacının tabi olduğu Toplu İş Sözleşmesi ve Hizmet Sözleşmesi yürürlükte iken,Davacının maaşında yapılan kesintiler açısından 22/92 sayılı İş Yasası'nın korumasından nasıl yararlanacağıdır.

22/92 sayılı İş Yasası'nın 25/1 maddesi, çalışanı maaşından- yapılacak nedensiz kesintiler açısından korumakta olup, İş Yasası'nın "Ücret Kesintisi" yan başlığı altındaki 25. maddesinin (1).fıkrası şöyledir:
"İşveren yasalarda, toplu iş sözleşmelerinde veya hizmet akitlerinde gösterilmiş olan nedenler dışında, mahk-eme kararı olmaksızın işçiye ücret kesintisi yapamaz".

Davacının tabi olduğu Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesi ile Emare No.21 Hizmet Akdi irdelendiğinde, Davalıların ücret kesintisini haklı kılacak herhangi bir nedenin bulunmadığı görülmektedir.

Böyle olg-usal ve hukuksal durum ışığında, Davalıların işveren olarak Davacının maaşından yaptıkları kesintinin İş Yasası'nın 25/1 maddesi uyarınca, Yasada veya Toplu İş Sözleşmesinde veya Hizmet Aktinde gösterilmiş nedenlerden doğduğunu ispatlayamadığı sonucuna var-mak kaçınılmazdır.



Bu nedenle Alt Mahkeme, Davacının statüsüne bağlı olarak, 22/92 sayılı İş Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine bağlı haklarını dikkate almadan, Anayasa'nın 147.maddesi altında Tüzük aleyhine iptal davası açılmamasından hareketle,- maaş kesintisine ilişkin ücret talebini ret ve iptal etmekle hata etmiştir.

Netice itibarıyla Alt Mahkeme; Davacının maaşından yapılan kesintiyi ücret alacağı olarak değerlendirmeyerek, Davacının Talep Takririnin 25 (j) paragrafı altındaki ücret alacağı- talebini reddetmekle hata etmiştir.

Emare No.21 Hizmet Sözleşmesinin faiz ile ilgili hüküm içermediği ve bu taleple ilgili olarak verilebilecek faizin yasal faiz olduğu açıktır.

Belirtilenler ışığında, Davacının 3. istinaf sebebi, Talep Takririnin 25(k)- maddesindeki "1.8.2010 tarihinden itibaren faiz talebi" ile ilgili kısmı hariç, kabul edilir.

Netice itibarıyla, Davacının istinaf ihbarnamesinin 1. ve 3. istinaf sebebi (Talep Takririnin 25 (k) maddesindeki faiz talebi ile ilgili kısmı hariç) kabul edil-ir. 2. istinaf sebebi reddedilir.

Mukabil istinafın 1. ve 2.istinaf sebebi reddedilir. 3.istinaf sebebi ise kabul edilir.

Netice itibarıyla; Alt Mahkemenin yetkisizlik hususunda verdiği kararın iptali ve Davacı lehine Davalı No.2 ve 4 aleyhine aşağıdaki -şekilde hüküm verilmesi gerekmektedir:



SONUÇ

Yukarıda belirtilenler ışığında;
A-
Alt Mahkemenin Davacının davasının yetkisizlik neden


ile ret ve iptal eden kararı iptal edilir.

B- Davacı lehine Davalı No.2 ve 4 aleyhine müştereken ve







-münferiden aşağıdaki şekilde hüküm ve emir verilir:


a.Talep Takririnin 25 (A) paragrafı tahtında feshin







geçersizliği;
b.Bildirim tazminatı olarak 2470.58 TL meblağ ve iş bu
meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden itibaren tamamen
- tediye tarihine değin yasal faiz;
c.İş Yasası'nın 13(3) maddesi altında 11,842.32.- TL
meblağ ve iş bu meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden
tamamen tediyesine değin yasal faiz;

d. Kullanılmamış izinler için 143.25 TL m-eblağ ve iş bu
meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden tamamen tediye
tarihine değin yasal faiz;

e.6.54 TL tutarında 13.maaş ikramiyesi ve 31.7.2010







tarihinden tamamen tediye tarihine değin yasal faiz;
f.Eksik ödenen ayl-arla ilgili olarak 1963.08 TL ücret







alacağı ve yasal faiz;

g.Dava masrafları için Hüküm ve Emir verilir.

C- İstinaf masrafları, Aleyhine İstinaf Edilen/Davalı No.2
ve 4 tarafından ödenecektir.


Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu - Bertan Özerdağ
Yargıç

Yargıç Yargıç


8 Mayıs 2017






































27













Full & Egal Universal Law Academy