Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 47/2015 Dava No 19/2017 Karar Tarihi 08.05.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 47/2015 Dava No 19/2017 Karar Tarihi 08.05.2017
Numara: 47/2015
Dava No: 19/2017
Taraflar: Pamir Konuklu ile 1-Doğu Akdeniz İlkokulu, 2-Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, 3-Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı Yöneticiler Kurulu, 4-Doğu Akdeniz Üniversitesi, 5-Doğu Akdeniz Üniversitesi Eğitim Öncesi Kurumları arasında
Konu: İdari sözleşme - İdari sözleşmelerin uygulanmasından kaynaklanan ihtilaflar özel hukuk kapsamında olması - Haksız fesih - Bildirim süresi - Süresi belirli sözleşmeler -İşçinin feshe dayalı olan ve olmayan hakları ile ilgili tazminat hakkı - Ücret kesintileri.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 08.05.2017

-D.19/2017 Yargıtay/Hukuk No:47/2015-
-Gazimağusa Dava No: 3185/2010)
Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ


İstinaf eden : Pamir Konuklu, Onlar İnşaat, No.5, Site 1,











Tuzla- Gazimağusa
- (Davacı)

-ile-

Aleyhine istinaf edilen No. 1- Doğu Akdeniz İlkokulu,
Gazimağusa
No. 2- Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, Doğu
Akdeniz Üniversitesi,
- Gazimağusa
No. 3- Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı
Yöneticiler Kurulu, Doğu
Akdeniz Üniversitesi,
Gazimağusa
- No. 4- Doğu Akdeniz Üniversitesi,
Gazimağusa
No. 5- Doğu Akdeniz Üniversitesi
Eğitim Öncesi Kurumları,
Gazimağusa.
-(Davalılar)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden hazır değil namına: Avukat Öncel Polili
Aleyhine istinaf edilenler hazır değil namına: Avukat Tağmaç Bilgehan ve Avukat Pınar Güzel

Gazimağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Hasan Dağlı'nın 3185/2010 sayılı d-avada, 16.01.2015 tarihinde verdiği karara karşı Davacı tarafından yapılan istinaftır.

---------------

K A R A R

-
-Ahmet Kalkan: Bu istinafta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Gülden Çiftçioğlu okuyacaktır.

Gülden Çiftçioğlu: Huzurumuzdaki istinaf, Davacının (İstinaf Eden)Gazimağusa Kaza Mahkemesinde Davalı No.1,2,3,4 ve 5 aleyhine -ikâme etmiş olduğu 3185/2010 sayılı davada, 16.1.2015 tarihinde Mahkemenin Davalı No.2 ve 4 (-Aleyhine İstinaf Edilenler) aleyhine- verdiği hükümden dolayı, Davacı (İstinaf Eden) tarafından yapılmıştır.
-

-İSTİNAFA İLİŞKİN OLGULAR

Davacı, Davalılar aleyhine ikâme ettiği dava ile,hizmet akdinin haksız nedenlerle feshedilmiş olmasına binaen, feshin yasa dışı ve/veya haksız nedenlerle yapıldığı ve/veya geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediği nedeni ile f-eshin geçersiz olduğu zımnında bir Mahkeme Hükmü, bildirim (ihbar)tazminatı,ihbar sürelerine ait ücretlerin 3 katı tutarı tazminat, kullanılmamış izinlerle ilgili alacak ve eksik ödenen aylarla ilgili maaş alacağının ve eksik ödenen 13. maaş alacağının öd-enmesini ve genel zarar- ziyan talep etmiştir.

Davalı No.2,3 ve 4 ise dosyaladıkları Müdafaa Takririnde, ön itiraz olarak, taraflar arasındaki sözleşmenin idari nitelikli bir sözleşme olduğu gerekçesi ile davanın kaza mahkemesinde ikâme edilemeyeceğini i-leri sürerek, iş bu davanın ret ve iptalini talep etmişlerdir.

Davalı No.2,3 ve 4 müdafaalarına devamla, dava konusu sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini, Davacıya gönderilen 1.7.2010 tarihli ihbarın sadece bildirimden ibaret olduğunu, herhangi bir s-özleşmeyi ihlâl etmediklerini, Davacının Davalılardan herhangi bir maddi veya manevi tazminat talebinde bulunma veya tazminat hakkı olmadığını, dolayısıyla da aleyhlerine herhangi bir dava sebebi bulunmadığını, bu nedenle iş bu davanın masrafla birlikte re-t ve iptalini talep etmişlerdir.

Davanın dinlenmesine geçilmeden, Davacının Davalı No.1 ve 5 aleyhindeki davayı geri çektiği cihetle, Davacının Davalı No.1 ve 5 aleyhindeki davası Mahkeme tarafından ret ve iptal edilmiştir.

Davacının Davalı No.2,3 ve 4- aleyhindeki davasının dinlenmesi esnasında tarafların müşterek olgular hususunda mutabık kalmaları üzerine, Alt Mahkeme, huzurundaki ihtilafsız olgularla ilgili olarak aşağıdaki bulguları yapmıştır:
-
1- Davacı Öğretmen olup, takriben ve/veya 2009 yılı güz
döneminden 31/07/2010 tarihine kadar Doğu Akdeniz
İlkokulunda öğretmen olarak çalıştı.

2- Davacı akademik personel değildir. Davacı, 08/09/2009
tarihli Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı Üniversi-te Öncesi
Kurumları Eğitim Hizmetler Personeli Sözleşmesi tahtında
istihdam edilmiştir.

3- Davalı No. 1 Doğu Akdeniz İlkokulunun tüzel kişiliği
yoktur. Bu okul, Davalı No.2 ve/veya Davalı No.4'ün tüzel
kişiliği olmayan bir alt kuruluşudur.-
4- Davacının yukarıda belirtilen sözleşmesi 01/08/2009 -
31/07/2010 tarihleri arasında geçerliydi.

5- Davalı No.4 tarafından Davacıya gönderilen 01/07/2010
tarihli bir yazıyla, sözleşmesinin yenilenmeyeceğine karar
verildi. 31/07/2010 tarihin-de iş ilişkisinin kesilmiş
olacağı Davacıya bildirildi. Bu yazıda belirtilen karar,
30/06/2010 tarih ve 09-10/27-3 sayılı Vakıf Yöneticiler
Kurulu kararıdır.

6- Davacı, DAÜ-SEN ile Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı Üniversite
Öncesi Eğitim Kurumla-rı arasında imzalanan 19/11/2008
tarihli Toplu İş Sözleşmesinden faydalanmaktaydı. Bu Toplu
İş Sözleşmesi Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı, Üniversite
Öncesi Eğitim Kurumları Başkanı ve DAÜ-SEN Başkanı
tarafından imzalanmış, özlük hakları d-ışında bir konuda
31/08/2010 tarihine kadar yürürlükteydi.

7- Davacıya, iş ilişkisi kesildikten sonra izin ücreti olarak
508.17.-TL, 1396.46 TL ihbar tazminatı ve 1919.77 TL 13.
maaş ücreti olarak toplam 3824.40 TL ödeme yapılmıştır.

Huzurun-daki iddiaları ve yasal durumu değerlendiren Alt Mahkeme, kararında, öncelikle huzurundaki yetki hususundaki ön itirazı değerlendirip, huzurundaki istihdam sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğu bulgusuna vardıktan sonra, Davalı No. 2,3 ve 4'ün Davacının -sözleşmesini tek taraflı idari ve icrai karar ile, kamu gücünü kullanarak idari sözleşmede yer alan hükümlere aykırı bir şekilde sözleşmeyi sonlandırdırdığı, diğer bir ifade ile feshettiği ve davaya bakmakla yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olması- gerektiği bulgusunu yaptıktan sonra, davanın daha ileri götürülmeden reddi gerektiği sonucuna vararak, davayı ret ve iptal etmiştir.

Alt Mahkeme, meselenin Yargıtaya havalesi ve yetki bulgusunda hatalı olması halinde, Davalı No.3'ün tüzel kişiliği olmad-ığı gerekçesi ile Davacının Davalı No.3
aleyhindeki davasının ise ret ve iptal edileceğini karara bağlamış; ( bu bulgu aleyhine istinaf söz konusu değildir) Davalı No.2 ve 4 (Bundan böyle Davalılar olarak anılacaktır) açısından ise meselenin esasını irdel-emiştir.

Alt Mahkeme bu bağlamda, taraflar arasındaki Emare No.15 İstihdam Sözleşmesinden görüleceği üzere, Davacının (6) haftalık ihbar süresine tabi olduğunu, sözleşmenin feshedilmesini müteakip Davacıya yapılan ödemelerden de görüleceği üzere, ihbar sü-releri ile izinlerin iç içe girdiğini belirtmiş, dolayısıyla fesih bildirim süresine riayet edilmediği ve Emare No.16 Fesih Bildiriminin usulüne uygun geçerli bir ihbar olmadığı hususunda bulgu yapmıştır. Alt Mahkeme bu bulgusunda da hatalı olması durumund-a, feshin yeterli bir nedene dayanıp dayanmadığını incelemiş ve Vakıf Yöneticiler Kurulu Kararında akademik yetersizlik, öğrenci sayısındaki düşüş ve kalitenin yükseltilmesinden bahsedildiğini, Emare No.15 Sözleşmenin 6(1) maddesinde sözleşmenin hangi hall-erde ihbarsız ve tek yanlı olarak feshedilebileceğinin düzenlediğini, bu madde altında sayılan gerekçeler altında "azalan öğrenci sayısı" şeklinde bir gerekçe yer almadığını,bu gerekçeye istinaden Davacının işine son verilmesinin sözleşmenin 6(1)maddesine- aykırı olduğunu belirterek, dolayısıyla Davalıların feshin yeterli bir nedene dayandığını ispat edemedikleri kanaatine varmış ve Davacının sözleşmesinin haksız nedenlerle feshedildiği hususunda bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme akabinde, Davacının almaya hak- kazandığı tazminat meselesini inceleyerek, Davacının Talep Takririnin 24(a) paragrafı tahtında feshin geçersizliği hususunda Mahkeme hükmü veya emri veya ilâmı almaya hak kazandığına bulgu yaptıktan sonra, Talep Takririnin 24 (b) paragrafı tahtında
alm-aya hak kazanacağı ihbar tazminatını, yapılan ödemeleri indirdikten sonra 2409.94 TL; ihbar sürelerine ait ücretlerin 3 katı tutarı tazminat miktarını ise 11,419.2TL olarak saptamıştır. Davacının izinlerine ilişkin ücret alacağı ve 13. maaş ile ilgili tale-plerini de geri çektiğini dikkate alarak, Davacının Talep Takririnin 24 (h)(i)(l)(m) paragraflarındaki taleplerinin de ret ve iptal edileceğini karara bağlamıştır.

Alt Mahkeme, kararında Davacının Talep Takririnin 17. paragrafındaki talebini irdeleyerek, -Davacının Davalı No.1 Kurumda çalışmaya devam etmiş olsa idi, (1) yıl boyunca alacağı maaşı maddi tazminat olarak talep ettiğini, Davacının (1) ay sonra iş bulduğunu ve iş bulduğu anda zararının sona erdiği hususunda bulgu yaparak almaya hak kazandığı topl-am maddi tazminat miktarını 2749.07 TL (Mavi 103) olarak saptamıştır.

İlâveten Alt Mahkeme kararında, manevi veya genel zarar- ziyan açısından ise huzurunda yeterli şahadetin mevcut olmadığı cihetle, Davacının bu yöndeki talebinin reddedilmesi gerektiğin-i karara bağlamıştır.

Neticede Alt Mahkeme, yetki itirazında hatalı olması durumunda, aşağıdaki şekilde hüküm ve emir verileceğini karara bağlamıştır (Mavi 100, 111).

"Davacı lehine Davalı No.2 ve 4 aleyhine müştereken ve münferiden:

a. Talep Takriri-nin 24(a) paragrafı;
b. Bildirim tazminatı olarak 2409,94.- TL meblağ ve iş bu
meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden itibaren tamamen
tediye tarihine değin yasal faiz;
c. Talep Takririnin 24 (h,i,j,l ve m) paragrafları geri - çekildiğinden ret ve iptal edilmesine;
d. İş Yasası'nın 13(3) maddesi altında 11,419.20- TL
meblağ ve iş bu meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden
tamamen tediyesine değin yasal faiz;
e. Kullanılmamış izinler için 750.91.-- TL meblağ ve iş bu
meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden tamamen tediye
tarihine değin yasal faiz;
f. Talep Takririnin 17. paragrafına istinaden
2749.07.-TL maaş kaybı ve iş bu meblağ üzerinden
31.7.2010 tarihinde-n tamamen tediye tarihine değin
yasal faiz;
g. Dava masrafları için Hüküm ve Emir verilecekti.
h. Dava masrafları usulüne uygun yapılacak masraf listesi
tahtında Davalılar tarafından ödenecekti.
i. Talep Takririnin 24(j,k) -paragrafları
ispatlanamadığından ret ve iptal edilecekti."



İSTİNAF SEBEPLERİ

İstinaf Eden/ Davacı Avukatı, istinaftaki hitabında, Davacının istinaf sebeplerini aşağıdaki (3) başlık altında toplamıştır:

1-Alt Mahkeme, Davacı ile Davalılar ar-asındaki Emare No.15 İstihdam Sözleşmesini idari bir sözleşme olarak değerlendirerek, Davalıların Davacıya gönderdiği Emare No. 16'daki İhbarı, İdarenin kamu gücünü kullanarak, sözleşme hükümleri dışında sözleşmeyi tek taraflı fesheden idari-icrai nitelikl-i kararı olarak değerlendirmek ve ihtilafın çözümünde yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğu kararına varmakla hata etmiştir.

2- Alt Mahkeme, Davacının zarar-ziyanını asgariye indirmek için çaba sarf etmediği yönünde bulgu yapmakla veya bu konud-aki ispat külfetini Davacıya yüklemekle hatalıdır.

3-Alt Mahkeme, Davacının maaşından yapılan kesinti ile ilgili talebini, KKTC Anayasası'nın 147. maddesinden hareketle reddetmekle hata etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen/ Davalı Avukatının hitabı dikkat-e alındığında, mukabil istinaf sebepleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:

1-Alt Mahkemenin konu meselenin YİM yetkisinde olduğu gerekçesine binaen davayı reddetmesi hatalı olmamakla birlikte, gerekçesi yanlıştır. Şöyle ki: Süresi sona eren bir sözleşmenin hu-kuken feshi mümkün olmamakla birlikte, Alt Mahkeme sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği yönünde bulgu yapmamak ve sözleşmenin feshdildiği hususunda bulgu yapmakla hata etmiştir.

2- Konu dava, Kaza Mahkemesinin yetkisinde olsa bile, taraflar arasındaki sö-zleşme kendiliğinden sonra erdiği ve ortada fesih söz konusu olmayacağı cihetle, Alt Mahkeme sözleşmenin haksız nedenlerle feshedildiği hususunda bulgu yapmak ve feshin geçersiz olduğuna karar vererek, hükümde belirtildiği şekilde tazminata karar vermekle -hata etmiştir.

3- Konu dava Kaza Mahkemesinin yetkisinde olsa bile, kendiliğinden sona ermiş veya uzatılmamış bir sözleşmenin ihlâlinden söz edilemeyeceği cihetle, Alt Mahkemenin dava
konusu sözleşmenin Davalılar tarafından ihlal edildiği ve bundan ötürü- Davacının maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı olduğu bulgusu hatalıdır.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

İstinaf Eden/Davacı Avukatı istinaftaki hitabında, 1. istinaf sebebi bağlamında, Yargıtay Hukuk 125/2012 Dağıtım 24/2015 sayılı içtihatta,- süresi biten ve yürürlükte olmayan bir sözleşmeyi Davalıların kamu gücü kullanarak sonlandırmasının mümkün olmadığının ifade edildiğini belirterek, Davacıya gönderilen yazının icrai nitelikli bir karar olmadığını, mevcut olgulara göre Davalı No.4'ün Davac-ıya gönderdiği Emare No.16 İhbarın sözleşme hükümlerine göre istihdam sözleşmesini sona erdirdiğini ve Emare No.16 İhbarın fesih bildirimi niteliğinde olduğunu iddia etmiştir.

İstinaf Eden Davacı Avukatı, 2. istinaf sebebi bağlamında istinafta yaptığı hi-tabında, ayrıca Davacının, sözleşmesinin haksız feshedilmiş olması gerekçesi ile 1 yıllık maaşını talep ettiğini, Alt Mahkemenin bu yönde karar vermemekle hata ettiğini ileri sürmüştür.

Davacı Avukatı 3. istinaf sebebi bağlamında istinafta yaptığı hitabı-nda, Alt Mahkemenin, Davacının maaşından yapılan kesinti ile ilgili vermiş olduğu kararının hatalı olduğunu iddia etmiştir. Davacının, Toplu İş Sözleşmesine göre alması gereken bir maaş olduğunu; Davalıların Tüzük yaparak Davacının maaşını düşürdüklerini; -Toplu İş Sözleşmesinin Tüzüğe nazaran öncelikli olduğunu iddia etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen Davalı No.2,3 ve 4 Avukatı ise gerek istinaf gerekse mukabil istinaf maksatlarıyla yaptığı hitabında, Alt Mahkemenin davayı reddetmekle doğru yaptığını ancak -gerekçesinin yanlış olduğunu; süresi sona eren bir sözleşmenin feshedilmesinin mümkün olmadığını; Alt Mahkemenin,
sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği yolunda bulgu yapması ve bu bulguya dayanarak davanın YİM yetkisinde olduğu gerekçesi ile davayı reddet-mesi gerektiğini; İdarenin bir kimse ile sözleşme yapmasına veya yapmamasına ilişkin işlemlerin "ayrılabilir işlemler" kategorisinde veya idari karar niteliğinde olduğunu ve meselenin YİM yetkisinde olduğunu ileri sürmüştür.

Davalı No.2,3 ve 4 Avukatı hit-abına devamla, Alt Mahkemenin yetkisizlik nedeni ile davayı reddetmekle hata etmediğini, ancak Emare No.16 Yazıyı bir fesih bildirimi olarak değerlendirmekle hata ettiğini, çünkü ortada feshin olmadığını; sözleşmenin sona erdiğini; Alt Mahkemenin yetkisind-e olsa bile davanın reddinin gerekli olduğunu; Alt Mahkemenin yetki ile ilgili kararında hatalı olması halinde, Davacının sözleşmesinin haksız nedenlerle feshedildiği yönünde bulgu yaparak Davacı lehine belirtilen şekilde tazminat verilmesi gerektiği kana-atine varmasının hata olduğunu ileri sürmüştür.

İlâveten Davalılar Avukatı, Alt Mahkemenin huzurundaki davayı görmeye yetkili olsa dahi, süresi biten sözleşmenin ihlâlinden söz edilemeyeceğini belirterek, Alt Mahkemenin sözleşmenin ihlâl edildiği kanaatin-e vararak maddi tazminata hükmetmesinin hata olduğunu ileri sürmüştür.

Davalılar Avukatı ilâveten hitabında, maaş kesintisinin 5.5.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan bir tüzük uyarınca yapıldığını iddia ederek, Alt Mahkemenin kararının doğru olduğunu- iddia etmiştir. Davalılar Avukatı devamla, Toplu İş Sözleşmesinin mevzuata uygun olması ve mevzuattan daha fazla

haklar vermesi halinde, işçi lehine olan fazlalıkların uygulandığını, ancak Toplu İş Sözleşmesi mevzuata aykırı kurallar içeriyorsa, mevzuat-a üstünlük sağlayamayacağını iddia etmiştir.


İNCELEME

1. istinaf sebebi ile 1. mukabil istinaf sebebini birlikte incelemek uygun olacaktır.

Alt Mahkeme, kararında, Davacı ile Davalı No.2,3 ve 4 arasında yapılan hizmet sözleşmesinin idari bir hizmet -sözleşmesi olup olmadığı hususunda, YİM/İstinaf 1/2009 D.4/2010 sayılı içtihatta belirtilen kriterlerin mevcut olup olmadığının aranması gerektiğinden hareket ederek, huzurundaki meselede taraflardan en az birisinin yönetsel veya yürütsel yetkiler kullana-n bir idari organ olduğu; sözleşmenin konusunun kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin olduğu; sözleşmenin özel hukuku aşan hükümler içerdiği sebeplerine dayanarak, taraflar arasındaki sözleşmenin idari bir sözleşme olduğu sonucuna varmıştır.

Alt Mahkemen-in YİM/İstinaf 1/2009 D.4/2010 sayılı içtihatta serdedilen kriterleri takip ederek, Davacı ile Davalı No.2,3 ve 4 arasında yapılan istihdam sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğu hususunda bulgu yapmasında herhangi bir hata yoktur.

Alt Mahkeme, kararında-, taraflar arasındaki istihdam sözleşmenin idari bir sözleşme olmasından hareketle, Yüksek İdare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna varılmasının

mümkün olmadığını vurguladıktan sonra, Davalılar tarafından Davacıya gönderilen Vakıf Yöneticiler Kurulunun- 30.06.2010 tarih ve 09-10/27-3 sayılı kararını bildiren 01.7.2010 tarihli Emare No.16 Yazının niteliğini inceleyerek, idari - icrai bir karar olduğu hususunda bulgu yapmıştır.

Taraflar arasındaki sözleşmenin idari bir sözleşme olduğuna bulgu yapılmasınd-a hata olmadığı sonucuna vardıktan sonra, Davacıya gönderilen Emare No.16 Yazının idari- icrai nitelikte olup olmadığı irdelenmelidir.

YİM 108/2009 D.6/2012 sayılı kararda vurgulandığı üzere, İdarenin kamu gücünü kullanarak, idari sözleşmede yer alan hükü-mlere aykırı bir şekilde sözleşmeyi sonlandırması durumunda ihtilafın çözüm yeri idari yargıdır. Buna karşın İdare, idari karar veya işlemi gerçekleştirirken akit taraf olarak hareket ediyorsa, o zaman çözüm yeri kaza mahkemeleridir.

Diğer bir anlatımla, -idari sözleşmelerin uygulanmasından ve/veya feshinden kaynaklanan ihtilaflar bağlamında zarar- ziyan ve tazminat talepleri özel hukuk kapsamındadır.

Nitekim YİM 62/2003 ( D.12/2008 ) sayılı kararında şöyle demiştir:
"Sözleşmeden doğan hakların kaale a-lınmaması, sözleşmeye uyulmaması veya sözleşmeden doğan hakların verilmemesi keyfiyeti,akitler hukuku açısından bir hukuki ihtilaftır. Bu ihtilafların çözüm yeri ise bu mahkeme değildir."

Alt Mahkeme huzurundaki ihtilafsız olgulara göre,
Emare No.15 İ-stihdam Sözleşmesinin süresi sona ermişti.
Süresi biten ve yürürlükte olmayan konu Sözleşmeyi Davalıların kamu gücünü kullanarak sonlandırdığından ve Davacıya gönderilen yazının idari - icrai nitelikli bir karar olduğundan söz edilemez (Bkz: Yargıtay/Hukuk- 125/2012 D.24/2015).
Alt Mahkeme huzurundaki taraflar arasında akdedilmiş olan Emare No.15 İstihdam Sözleşmesinin 3.2 maddesine göre, Sözleşme 1.8.2009 - 31.7.2010 tarihleri arasında geçerli idi.

Aynı Sözleşmenin 6.7 maddesine göre, Üniversite Öncesi Eğ-itim Kurumları Yönetim Kurulu, iş bu Sözleşmenin yukarıda madde 3.2'de belirtilen tarihte feshedilmiş olacağını, sözleşme bitiş tarihinden altı hafta önce personele yazılı olarak bildirecekti.

Davalı No.4'ün Davacıya gönderdiği Emare No.16 1/7/2010 tari-hli yazının, idari sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre istihdam sözleşmesinin 31.7.2010 tarihinde sona ereceğini Davacıya ihbar eden nitelikte, diğer bir ifade ile yukarıda belirtildiği şekilde Emare No.-15 Sözleşmenin 6.7 maddesi uyarınca Davacıya gönderilmiş bir fesih ihbarı olduğu görülmektedir.

Emare No.15 İstihdam Sözleşmesinin yenilenmemesinin, diğer bir ifade ile sözleşmenin feshinin, sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan bir işlem olduğu, sö-zleşmenin uygulanmasından ayrı olarak, Davalıların idari-icrai bir işleminin veya idari-icrai bir kararının olmadığı açıktır (Bkz:Y/H 119/2011 D. 6/2013).

Belirtilenler ışığında, Alt Mahkemenin Emare No.16'daki İhbarı, İdarenin kamu gücünü kullanarak, sö-zleşme hükümleri dışında sözleşmeyi tek taraflı fesheden idari-icrai nitelikli kararı olarak değerlendirip ihtilafın çözümünde yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğuna ilişkin bulgusu ve kararı hatalıdır.
Dolayısıyla Davacının 1. istinaf sebebini-n kabulü gereklidir.


Alt Mahkeme kararının hatalı olduğu, diğer bir ifade ile ihtilafın çözümünde Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisinin olmadığı saptandığı cihetle, Alt Mahkemenin kararını hatalı kabul etmeyen ancak gerekçesini hatalı kabul eden 1. mukabi-l istinaf sebebinin reddi gereklidir ve reddedilir.

Davalılar Avukatı, 2. mukabil istinaf sebebi bağlamında,
Alt Mahkemenin, ortada herhangi bir fesih olmamasına rağmen Davacının sözleşmesinin haksız nedenlerle feshedildiği yönünde bulgu yapmakla hata ett-iğini ileri sürmüştür.

Alt Mahkeme, kararında, yetkisizlik nedeni ile davayı ret ve iptal ettikten sonra, meselenin Yargıtaya havalesini göz önüne alarak, yetkisizlik bulgusunda hatalı olması durumunda, Davacının talepleri ile ilgili inceleme yaparak bul-gulara ulaşmıştır.

Alt Mahkemenin yaptığı bulgulara göre, ihbar süreleri ile Davacının izin süreleri iç içe geçmekte idi ve sonuçta da Emare No.15 Sözleşmede akdin feshi için geçerli bildirim süresi olarak belirtilen (6) haftalık bildirim süresine Davalıl-ar uymamışlardı. Fesih bildiriminde geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediği nedeni ile fesih haksız fesih idi.

Davalıların mukabil istinaf yolu ile yakınma konusu yaptıkları, Alt Mahkemenin feshin haksız olduğu bulgusuyla ilgilidir.

Davalılar Avuk-atının istinaftaki hitabına göre, süresi biten ve yürürlükte olmayan konu Sözleşmenin feshinden söz edilemeyeceği cihetle, ortada da haksız fesih söz konusu değildi.

Alt Mahkeme, kararında, huzurundaki meselenin süresinin belirli bir hizmet sözleşmesi kap-samında olduğunun akabinde, Davacının kullanılmamış izinleri bulunduğu hususlarında bulguda bulunmuştur. Akabinde İş Yasası'nın 50 (1) (2) maddesine atıfta bulunarak, süresi belirsiz hizmet akitlerine uygulanan İş Yasası'nın 50(2) maddesinin, işçi lehine y-orum ilkesi çerçevesinde, süresi belirli hizmet akitlerine de uygulanabileceğine vurgu yapmıştır.

Alt Mahkeme, kararında, Emare No.15 İstihdam Sözleşmesinin 6.3 maddesine göre, Davalıların 6 haftadan önce yazılı bildirim yapması koşulu ile sözleşmeyi fe-shedebileceklerini, buna karşın, fesih bildiriminin Davacıya 1.7.2010 tarihinde yapıldığını ve sözleşmenin 31.7.2010 tarihinde sona erdirildiğini belirterek, Davacının izin süreleri ile ihbar sürelerinin iç içe girdiği ve sonuç olarak da Davalılar tarafın-dan bildirim sürelerine riayet edilmediği, fesih bildiriminin sözleşmenin sonlandırıldığı tarihten 6 hafta önce yapılmadığı, dolayısıyla Emare No.15'deki geçerli bildirim sürelerine uyulmadığı ve sonuçta feshin haksız fesih olduğu hususlarında bulgu yapmış-tır.

Müdafaa Avukatı ise istinaftaki hitabında, taraflar arasındaki iş aktinde belirtilen (6) haftalık geçerli bildirim süresine riayet edilmediğini kabul etmekle birlikte, Yargıtay/ Hukuk 125/2012 D.24/2015 kararına atıfta bulunarak, süresi biten sözleş-menin feshinden söz edilemeyeceğini belirtmiş ve Alt Mahkemenin haksız fesih hususunda bulgu yapmakla hatalı olduğunu iddia etmiştir.

Akdin feshinde geçerli bildirim sürelerine riayet edilmemesinin sonuçları "İşveren ve İşçinin Sorumluluğu" yan başlığı a-ltındaki İş Yasası'nın 13(1) maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
1)




İşveren, yazılı fesih bildiriminde dayandığı fesih
nedenini belirtmek zorundadır. İşçi, fesih
bildiriminde neden gösterilmediğini veya gösterilen
- nedenin yeterli olmadığını veya feshin yasadışı veya
haksız nedenlerle yapıldığını veya akdin feshinde
geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediğini ileri
sürerek, yetkili mahkemeden feshin geçersizliğine
karar vermes-ini isteyebilir. Bu istem, fesih
bildiriminin tebliği tarihinden başlayarak yetmiş beş
gün içinde yapılmazsa başvuru hakkı düşer. İşçinin
feshe dayalı olan ve olmayan diğer hakları ile işten
durdurulduğu andan başlayıp m-ahkemenin sonuçlandığı
döneme ait maddi ve manevi kayıplar için tazminat
isteme hakkı saklıdır.


Yukarıdaki düzenlemeden görüleceği üzere, akdin feshinde geçerli bildirim sürelerine riayet edilmemesi, İş Yasası'nın 13(1) maddesi tahtında- akdin feshini haksız fesih kapsamına sokmaktadır.

Yukarıda ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin süresi sona ermekle birlikte, Davalı No.4'ün Davacıya gönderdiği Emare No.16 1/7/2010 tarihli Yazı, Emare No.15 Sözleşmenin 6.7 maddesi uyar-ınca Davacıya gönderilmiş bir fesih ihbarı niteliğindedir. Daha önce vurgulandığı üzere, Emare No.15 Sözleşmede belirtilen (6) haftalık geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediği, Müdafaa tarafından kabul ve teslim edilmektedir.

Sonuç olarak, Alt Mahk-emenin akdin feshinde geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediğini dikkate alarak, akdin feshinin haksız fesih kapsamında olduğu sonucuna varmasında hata yoktur.

Belirtilenler ışığında, Alt Mahkeme, Davacının Talep Takririnin 24(a) paragrafı tahtında f-eshin geçersizliği hususunda Mahkeme hükmü veya emri veya ilâmı almaya hak
kazandığı hususunda bulgu yapmak ve Talep Takririnin 24 (b) paragrafı tahtında, Davacının kendisine yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye olarak almaya hak kazanacağı ihbar taz-minatını 2409.94.TL; ihbar sürelerine ait ücretlerin 3 katı tutarı tazminat miktarını ise 11,419.20 TL olarak saptamakla hata etmiş değildir.

Yukarıdakiler ışığında, Davalıların 2. mukabil istinaf sebebi reddedilir.

Bu safhada, 2. istinaf sebebi ile 3. -mukabil istinaf sebebinin birlikte ele alınması uygun görülmektedir.

İstinaf Eden/Davacı Avukatı 2. istinaf sebebi bağlamında ise, Davacının sözleşmenin haksız feshedilmiş olması gerekçesi ile 1 yıllık maaşını talep ettiğini, Davacının şahadetinde 1 ay s-onra iş bulduğunu, ancak bulduğu işten dolayı da yıl içerisinde daha az kazandığını söylediğini belirterek, Alt Mahkemenin sözleşmenin feshinden Davacının bu miktarda maddi kaybı olduğu hususunda bulgu yapmamakla hata ettiğini ileri sürmüştür.

Davacının -istinaf konusu yaptığı husus, Talep Takririnin 17. paragrafındaki talebinin reddi ile ilgilidir.

Davalıların mukabil istinafı ise sözleşme kendiliğinden sona erdiği cihetle, Davacının maddi veya manevi kaybından söz edilemeyeceği çerçevesindedir.

Alt- Mahkeme, kararında, Davacının sözleşmesinin sonlandırıldığı tarihten itibaren, 1 ay sonra yeni işe başladığını, Davacının iş bulduğu anda zararının sona ermekte olduğunu belirterek, Davacının (1) ay sonra iş bulduğunu

dikkate almış ve almaya hak kazandı-ğı toplam maddi tazminat
miktarını 2749.07 TL( Mavi 103) olarak saptayarak, bu meblağa ve bu meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden itibaren tamamen tediye tarihine değin yasal faiz için hüküm ve emir verileceğini karara bağlamıştır.

Davacı, Talep Takir-inin 17. paragrafında, diğer taleplerine halel gelmeksizin, sözleşmesinin Davalılar tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia ederek, sözleşmesi feshedilmiş olmasaydı, Davalıların kendisine sözleşme tahtında, 1 yıl için 45,712.80 TL tutarında maaş ödey-eceklerini, dolayısıyla da Davalıların kendisine 1 yıl için ödeyecekleri ücret olan 45,712.80 TL tutarında zarara uğratıldığını ileri sürerek talepte bulunmuştur.
Davacı Avukatı, istinaftaki hitabında, aynı iddiayı tekrarlamıştır.

Davalılar Avukatı ise -istinaf ve mukabil istinaf maksatları açısından hitabında, Alt Mahkemenin huzurundaki davayı görmeye yetkili olsa dahi, taraflar arasındaki sözleşmenin süresinin sona erdiği ve Davacının sözleşmesinin yenilenmesi için talepte bulunmadığı ve Talep Takrirind-e de bu yönde iddia olmadığı nedenleri ile, süresi biten sözleşmenin ihlâlinden söz edilemeyeceğini ve Alt Mahkemenin sözleşmenin ihlâl edildiği kanaatine vararak tazminat tespit etmekle hata ettiğini ileri sürmüştür.

Süresi belirli hizmet akitlerinde, İ-ş Yasası'nın 12 (2)(D) maddesi uyarınca, işçi, akdin haksız feshi durumunda akit döneminin geriye kalan her ayına karşılık 1 haftalık ücreti talep edebilmektedir. Buna ilâveten, hizmet akdi süresi belirli veya belirsiz olsun, Yasanın 13 (1) maddesi tahtın-da


bir işçi feshe dayalı olan ve olmayan diğer hakları ile işten
durdurulduğu andan başlayıp mahkemenin sonuçlandığı tarihi kapsayan döneme ait maddi ve manevi kayıpları için tazminat isteme hakkını haizdir (Bkz: Yargıtay/Hukuk 99/2012 D. 29/2016; Yarg-ıtay/Hukuk 153/ 2015 D.41/2016).

Alt Mahkeme, kararında, Davacının fesih nedeni ile manevi veya genel zarar-ziyana uğradığı hususunda mahkeme önünde yeterli şahadet olmadığı hususunda bulgu yapması yanında, huzurundaki şahadete göre de Davacının 1 ay son-ra işe başlatıldığı hususunda bulgu yaparak, Davacının 1 aylık maaş miktarı kadar tazminat talep edebileceği kanaatine varmıştır.

Alt Mahkemenin huzurundaki şahadet dikkate alındığında, Davacının fesih nedeni ile manevi veya genel zarar-ziyana uğradığına -ilişkin mahkeme önünde yeterli şahadet olmadığı hususunda bulgu yapması hatalı olmamıştır.

Öte yandan, Alt Mahkeme huzurundaki meseledeki hizmet akdi, süresi belirli hizmet akdi idi ve taraflar arasındaki istihdam sözleşmesi Davalılar tarafından, süresini-n bitiminde diğer bir deyimle, 31.7.2010 tarihinde feshedilmek suretiyle sonlandırılmıştı ve akit döneminin geriye kalan herhangi bir ayı söz konusu değildi. Dolayısıyla, Davacının feshe dayalı herhangi bir zararından söz edilemez.

İlâveten, taraflar aras-ındaki istihdam sözleşmesinin, Davalılar tarafından, süresinin bitiminde feshedilmek suretiyle sonlandırıldığı dikkate alındığında, fesih nedeni ile Davacının (1) aylık maaş tutarı kadar maddi zarar-ziyana uğradığını ortaya koymaya yeterli şahadetin Alt Ma-hkeme huzurunda olmadığı sabittir.

Alt Mahkeme Davacının 1 aylık maaş tutarı kadar maddi zarar-ziyana uğradığı hususunda bulgu yapmak ve Davacı lehine ve Davalı No.2 ve 4 aleyhine müştereken ve münferiden Talep Takririnin 17. paragrafına istinaden 2749.07- TL maaş kaybı ve bu meblağ üzerinden, 31.7.2010 tarihinden itibaren tamamen tediye tarihine değin yasal faiz için hüküm ve emir verileceğini karara bağlamakla hata etmiştir.

Sonuç olarak; 2 istinaf sebebi reddedilir. 3. mukabil istinaf sebebi ise kabul -edilir.

Davacı Avukatı istinaftaki hitabında, 3. istinaf sebebi bağlamında, Alt Mahkemenin Davacının maaşından yapılan kesinti ile ilgili vermiş olduğu kararın hatalı olduğunu iddia etmiştir. Davacının Toplu İş Sözleşmesine göre alması gereken bir maaş o-lduğunu, Davalıların tüzük yaparak Davacının maaşını düşürdüklerini, Toplu İş Sözleşmesinin Tüzüğe nazaran öncelikli olduğunu iddia etmiştir.

Davalılar Avukatı ise hitabında, maaş kesintisinin 5.5.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan bir tüzük uyarınc-a yapıldığını iddia etmiştir. ilâveten, Toplu İş Sözleşmesinin mevzuata uygun olması ve mevzuattan daha fazla haklar vermesi halinde, işçi lehine olan fazlalıkların uygulandığını, ancak Toplu İş Sözleşmesi mevzuata aykırı kurallar içeriyorsa, mevzuata üstü-nlük sağlayamayacağını iddia etmiştir.

Davacının Talep Takririnin 20. paragrafı irdelendiğinde, Davalıların Ocak 2010, Şubat 2010, Mart 2010, Nisan 2010, Haziran 2010 ve Temmuz 2010 ayları maaşlarından her ay için 259.65 TL eksik ödeme yaptıklarını, bu -kesintiler ışığında Davalılardan 1817.55 TL tutarında alacağı olduğunu iddia ettiği görülmektedir.

Davalılar ise, Müdafaa Takririnde, yapılan kesintinin mevzuata uygun olduğunu, yasal olduğunu ve maaş kesintisine ilişkin olarak alınmış olan idari kararın -denetiminin bu mahkemenin yetkisinde olmadığını iddia etmişlerdir.

Davacı ise Müdafaa Takririne verdiği cevapta, alacağını, 4.7.2008 tarihli İstihdam Sözleşmesi ile 19.11.2008 tarihli Toplu İş Sözleşmesine dayandırmıştır.

Alt Mahkemenin kararından görül-eceği üzere, Alt Mahkeme, layihalardaki iddiaları ve huzurundaki şahadeti tezekkür ettikten sonra, kesintinin tüzük kuralına veya tüzük değişikliğine dayandığını belirterek, tüzük değişikliği ile ilgili kuralın KKTC Anayasası'nın 147. maddesi uyarınca Anay-asa Mahkemesi tarafından iptal edilinceye kadar geçerli olmasına istinaden Davacının talebinin ret ve iptal edilmesi gerektiğine karar vermiştir.

Taraflar arasındaki ihtilafsız olgulara göre, Emare No.15 Hizmet Sözleşmesi tahtında bir çalışan olan Davacı,- bunun yanı sıra, Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesinden de yararlanan bir çalışandır. Davacı sonuçta 22/1992 sayılı İş Yasası'na tabidir.

Yukarıdakilere ilâveten, taraflar arasında ihtilafsız olarak sunulan Emare No.15 Hizmet Sözleşmesinin 8. maddesinde, bu -Sözleşmenin dayanağı olarak, 18/1986 sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası ile bu Yasa altında yapılan tüzük veya yönetmelikler gösterilmiştir.



Dolayısıyla, Davacı ayrıca, 18/1986 sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı v-e Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası ve bu Yasa altında çıkarılan ilgili mevzuat kurallarına da tabi bir çalışandı.

Emare No.15 Hizmet Sözleşmesinde, Davacının kadrosu öğretmen, ücret baremi A5- 01, ücret ödeme şekli ise "Maaş, bareme karşılık gele-n asli ücretin, 1.55 katsayısı uygulanarak, personelin çalıştığı ayın son günü ödenir" şeklinde yer almaktadır.

Emare No.2 Toplu iş Sözleşmesinin 10.02 maddesi ise, Eğitmen ve Öğretmen Personele uygulanacak Ücret Politikası altında aşağıdaki düzenlemeyi g-etirmiştir:

10.02: Eğitmen ve Öğretmen Personele Uygulanacak Ücret Politikası:

a) Ek-I'de verilen Eğitmen ve Öğretmen Baremlerine, 1 Eylül
2008 tarihinden itibaren %10 artış yapılır.
b) 1 Eylül 2008 tarihinden itibaren tüm Eğitmen ve Öğretmen
Per-sonele Bakanlar Kurulunun saptayacağı esas ve kıstaslar
uyarınca Hayat Pahalılığı Ödeneği verilir. Devlet
tarafından yapılan artış ve konsolidasyonlar, eş zamanlı
olarak Eğitmen ve Öğretmen Personele de uygulanır.
c) Şubat 2009'da tüm Eğitmen v-e Öğretmen Personelin maaşlarına
%5 daha artış yapılır.
d) Aralık 2005 - Ağustos 2007 tarihleri arasında Eğitmen ve
Öğretmen Personelin maaşlarında oluşan %28 kayıp,
üniversite denk bütçeye ulaştığı zaman, Eğitmen ve Öğretmen
Personele taks-itler halinde ödenmek üzere masaya getirilir.

ayHay
Görüleceği üzere, Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesine, Toplu İş Sözleşmesinin 10.02 maddesi vasıtasıyla eğitmen personel ve öğretmenlerin barem tablosu Ek 1 Cetvel ile eklenmiş, Ek 1 Cetvelde ise eğitmen pe-rsonel ve öğretmenlerin mevcut baremleri ve uygulanacak artış gösterilmiştir.

Öte yandan, Alt Mahkemede taraflar ihtilafsız olgu olarak aşağıdaki beyanı yapmalarını müteakiben Alt Mahkeme de aşağıdaki olguları ihtilafsız olgu olarak saptamıştır:

"Davacın-ın maaşından 1.1.2010 tarihinden itibaren kesinti yapıldığı doğrudur. Bu hususu da Davalılar Bakanlar Kurulunca çıkarılan ve 5.5.2010 tarihli Resmi Gazete'de de yayımlanan Tüzüğe dayandırmaktadırlar. Bu Tüzük ile ilgili olarak maaş baremlerinde değişiklik -yapmak suretiyle Davacının ve benzeri personelin maaşından takriben %9 oranında kesinti yapılmasına ve/veya maaşların bu yeni Tüzüğe göre düzenlenmesi oluşmuştur."

Alt Mahkemeye ihtilafsız olgular arasında sunulan olguda bahsi geçen Tüzük, KKTC Bakanlar K-urulunun, 18/1986 sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası'nın 26 (2) maddesi uyarınca 5/5/2010 tarihli Resmi Gazete'de Sayı 279 tahtında yayımlanan Tüzüktür. Bu Tüzük Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personelin Kadro -ve Çalışma (Değişiklik XX) Tüzüğü olarak isimlendirilmiş olup, esas Tüzük olarak anılan değiştirilmiş haldeki Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personelin Kadro ve Çalışma (Değişiklik) Tüzüğü ile birlikte okunmaktadır.

Daha önce vurgulandığı üzere, Dava-cı ile Davalılar arasındaki Emare No.15 Hizmet Sözleşmesi, Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları Eğitim Hizmetleri Personeli İstihdam Sözleşmesi idi. Alt Mahkeme huzurundaki şahadete göre, Davacının maaşı Emare No.15 Hizmet Sözleşmesi ve Emare No.2 Toplu İş S-özleşmesi ile belirlenmekte idi. Dolayısıyla, Davacı konu Tüzük altında muvazzaf kadrolu ve devamlı akademik personel değildi.

Emare No.15 Sözleşmeye ve Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesinin ekindeki barem tablosuna göre, Davacı kadro ve maaş açısından, "hizm-et sözleşmesinde gösterildiği gibi "öğretmen" kadrosundaydı ve baremi de A5 - 01 idi.

Buna göre, Davacının maaşından yapılan kesintinin tarafların hemfikir kaldıkları yukarıda adı geçen Tüzük değişikliği ile yapılmış olması, Davacının 22/1992 sayılı İş Y-asası ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine tabi olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.

Davacının maaşından kesinti yapıldığı hususu taraflar arasında ihtilafsız olgu mahiyetindedir.

Bu safhada cevaplanması gereken soru, Davacının tabi olduğu Toplu İş Sözle-şmesi ve Hizmet Sözleşmesi yürürlükte iken,Davacının maaşında yapılan kesintiler açısından 22/1992 sayılı İş Yasası'nın korumasından nasıl yararlanacağıdır.

22/92 sayılı İş Yasası'nın 25/1 maddesi, çalışanı maaşından yapılacak nedensiz kesintiler açısınd-an korumakta olup, İş Yasası'nın "Ücret Kesintisi" yan başlığı altındaki 25. maddesinin (1).fıkrası şöyledir:
"İşveren yasalarda, toplu iş sözleşmelerinde veya hizmet akitlerinde gösterilmiş olan nedenler dışında, mahkeme kararı olmaksızın işçiye ücret kes-intisi yapamaz".


Davacının tabi olduğu Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesi ile Emare No.15 Hizmet Akdi irdelendiğinde, Davalıların ücret kesintisini haklı kılacak herhangi bir nedenin bulunmadığı görülmektedir.

Böyle olgusal ve hukuksal durum ışığında, Dava-lıların işveren olarak Davacının maaşından yaptıkları kesintinin İş Yasası'nın 25/1 maddesi uyarınca, Yasada veya Toplu İş Sözleşmesinde veya Hizmet Aktinde gösterilmiş nedenlerden doğduğunu ispatlayamadığı sonucuna varmak kaçınılmazdır.

Bu nedenle Alt Ma-hkeme, Davacının statüsüne bağlı olarak 22/92 sayılı İş Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine bağlı haklarını dikkate almadan, Anayasa'nın 147. maddesi altında Tüzük aleyhine iptal davası açılmamasından hareketle, maaş kesintisine ilişkin ücret talebin-i ret ve iptal etmekle hata etmiştir.

Netice itibarıyla Alt Mahkeme; Davacının maaşından yapılan kesintiyi ücret alacağı olarak değerlendirmeyerek, Davacının Talep Takririnin 24 (j) paragrafı altındaki talebini reddetmekle hata etmiştir.

Emare No.15 Hiz-met Sözleşmesinin faiz ile ilgili hüküm içermediği ve bu taleple ilgili olarak verilebilecek faizin yasal faiz olduğu açıktır.

Belirtilenler ışığında, Davacının 3. istinaf sebebi, Talep Takririnin 24 (k) maddesindeki "1.8.2010 tarihinden itibaren faiz tal-ebi" ile ilgili kısmı hariç, kabul edilir.

Netice itibarıyla, Davacının istinaf ihbarnamesinin 1. ve 3. istinaf sebebi (Talep Takririnin 24 (k) maddesindeki 1.8.2010 tarihinden itibaren faiz talebi ile ilgili kısmı hariç) kabul edilir. 2. istinaf sebebi- reddedilir.

Mukabil istinafın 1. ve 2.istinaf sebebi reddedilir. 3.istinaf sebebi ise kabul edilir.

Netice itibarıyla; Alt Mahkemenin yetkisizlik hususunda verdiği kararın iptali ve Davacı lehine Davalı No.2 ve 4 aleyhine aşağıdaki şekilde hüküm verilme-si gerekmektedir:
SONUÇ

Yukarıda belirtilenler ışığında;

A-Alt Mahkemenin Davacının davasının yetkisizlik nedeni

ile ret ve iptal eden kararı iptal edilir.

B- Davacı lehine Davalı No.2 ve 4 aleyhine müştereken ve







münferiden aş-ağıdaki şekilde hüküm ve emir verilir:
a. Talep Takririnin 24(a)paragrafı tahtında feshin







geçersizliği;

b. Bildirim (ihbar) tazminatı olarak 2409.94. TL







meblağ ve iş bu meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden







itibaren
tamam-en tediye tarihine değin yasal faiz;
c. İş Yasası'nın 13 (3) maddesi altında ihbar sürelerine







ait ücretlerin 3 katı tutarı tazminat olarak







11,419.20 TL meblağ ve iş bu meblağ üzerinden
31.7.2010 tarihinden itibaren
tamamen te-diye tarihine
değin yasal faiz;
d.Eksik ödenen aylarla ilgili olarak 1817.55 TL ve







yasal faiz;
e.Dava masrafları için Hüküm ve Emir verilir.

C- İstinaf masrafları Aleyhine İstinaf Edilen/Davalı No.2
ve 4 tarafınd-an ödenecektir.




Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç

Yargıç Yargıç



8 Mayıs 2017-














-




21


27


-

-




Full & Egal Universal Law Academy