Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 46/2015 Dava No 18/2017 Karar Tarihi 08.05.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 46/2015 Dava No 18/2017 Karar Tarihi 08.05.2017
Numara: 46/2015
Dava No: 18/2017
Taraflar: Mine Mimar ile 1-Doğu Akdeniz İlokulu, 2-Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, 3-Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı Yöneticiler Kurulu, 4-Doğu Akdeniz Üniversitesi, 5-Doğu Akdeniz Üniversitesi Eğitim Öncesi Kurumları arasında
Konu: İdari Sözleşme - İdari sözleşmelerin uygulanmasından kaynaklanan ihtilafların özel hukuk kapsamında olması - Haksız fesih - Bildirim süresi - Süresi belirli sözleşmeler - İşçinin feshe dayalı olan ve olmayan hakları ile ilgili tazminat hakkı - Ücret kesintisi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 08.05.2017

- - D. 18-/2017
Yargıtay/Hukuk No: 46/2015-
- (Gazimağusa Dava No: 3183/2010)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ.

İstinaf eden: Mine Mimar, Daire 4, Uzun Apt. 6, Yıldız Sokak,
Gülseren - Gazimağusa
(Da-vacı)
-ile-
Aleyhine istinaf edilen No. 1- Doğu Akdeniz İlkokulu,
Gazimağusa
No. 2- Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, Doğu
Akdeniz Üniversitesi,
- Gazimağusa
No. 3- Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı
Yöneticiler Kurulu, Doğu
Akdeniz Üniversitesi,
Gazimağusa
No. -4- Doğu Akdeniz Üniversitesi,
Gazimağusa
No. 5- Doğu Akdeniz Üniversitesi
Eğitim Öncesi Kurumları,
Gazimağusa.
- (Davalılar)





















A r a s ı n d a.



İstinaf eden hazır değil namına: Avukat Öncel Polili
Aleyhine istinaf edilenler hazır değil namına: Avukat Tağmaç Bilgehan ve Avukat Pınar Güzel.

G-azimağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Hasan Dağlı'nın, 3183/2010 sayılı davada, 16.01.2015 tarihinde verdiği karara karşı Davacı tarafından yapılan istinaftır.

--------------


KARAR

-Ahmet Kalkan: Bu istinafta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Gülden Çiftçioğlu okuyacaktır.

-Gülden Çiftçioğlu: Huzurumuzdaki istinaf, Davacının (İstinaf Eden), Gazimağusa Kaza Mahkemesinde Davalı No.1,2,3,4 ve 5 aleyhine -ikâme etmiş olduğu 3183/2010 sayılı davada, 16.1.2015 tarihinde Mahkemenin Davalı No.2 ve 4 -(Aleyhine İstinaf Edilenler) aleyhine- verdiği hükümden dolayı, Davacı (İstinaf Eden) tarafından yapılmıştır.

-
-İSTİNAFA İLİŞKİN OLGULAR

Davacı, Davalılar aleyhine ikâme ettiği dava ile,hizmet akdinin haksız nedenlerle feshedilmiş olmasına binaen, feshin yasa dışı ve/veya haksız nedenlerle yapıldığı ve/veya geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediği nedeni ile -feshin geçersiz olduğu zımnında bir Mahkeme Hükmü, bildirim (ihbar)tazminatı,ihbar sürelerine ait ücretlerin 3 katı tutarı tazminat, kullanılmamış izinlerle ilgili alacak ve eksik ödenen aylarla ilgili maaş alacağının ve eksik ödenen 13. maaş alacağının ö-denmesini ve genel zarar-ziyan talep etmiştir.
Davalı No.2,3 ve 4 ise dosyaladıkları Müdafaa Takririnde, ön itiraz olarak, taraflar arasındaki sözleşmenin idari nitelikli bir sözleşme olduğu gerekçesi ile davanın kaza mahkemesinde ikâme edilemeyeceğini il-eri sürerek, iş bu davanın ret ve iptalini talep etmişlerdir.

Davalı No.2,3 ve 4 müdafaalarına devamla, dava konusu sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini, Davacıya gönderilen 1.7.2010 tarihli ihbarın sadece bildirimden ibaret olduğunu, herhangi bir sö-zleşmeyi ihlâl etmediklerini, Davacının Davalılardan herhangi bir maddi talepte bulunma veya tazminat hakkı olmadığını, dolayısıyla da aleyhlerine herhangi bir dava sebebi bulunmadığını, bu nedenle iş bu davanın masrafla birlikte ret ve iptalini talep etmi-şlerdir.

Davanın dinlenmesine geçilmeden, Davacının Davalı No.1 ve 5 aleyhindeki davayı geri çektiği cihetle Davacının Davalı No. 1 ve 5 aleyhindeki davası Mahkeme tarafından ret ve iptal edilmiştir.

Davacının Davalı No.2,3 ve 4 aleyhindeki davasının d-inlenmesi esnasında tarafların müşterek olgular hususunda mutabık kalmaları üzerine, Alt Mahkeme, huzurundaki ihtilafsız olgularla ilgili olarak aşağıdaki bulguları yapmıştır:
-
1- Davacı öğretmen olup, takriben ve/veya 2008 yılı güz
döneminden 31/8/2010 tarihine kadar (31.7.2010 tarihi


olacak Mavi 61), Doğu Akdeniz İlkokulunda öğretmen olarak


çalıştı.

2- Davacı, 8/9/2009 tarihli Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı
Üniversit-e Öncesi Eğitim Kurumları Eğitim Hizmetler
Personeli Sözleşmesi tahtında istihdam edilmiştir.

3- Davalı No.1 Doğu Akdeniz İlkokulunun tüzel kişiliği


yoktur. Bu okul, Davalı No.2 ve/veya Davalı No.4'ün tüzel


kişiliği olmayan bir alt kuruluşudur.-

4- Davacının yukarıda belirtilen sözleşmesi 31/7/2010
tarihinde sona ermekteydi.

5- Davalı No.4 tarafından Davacıya gönderilen 1/7/2010 tarihli
bir yazı ile, sözleşmesinin yenilenmeyeceğine karar verildi
ve 31/7/2010 tarihinde iş ilişkisinin- kesilmiş olacağı
Davacıya bildirildi. Bu yazıda belirtilen karar, 30/6/2010
tarih ve 09-10/27-3 sayılı Vakıf Yöneticiler Kurulu
kararıdır.

6- Davacı, yukarıda belirtilen 1/7/2010 tarihli yazıyı
aldıktan sonra, söz konusu karara karşı YİM -91/2010 sayılı
davayı açtı. Bu davada, Davalıların yaptığı iptidai itiraz
Yüksek İdare Mahkemesi tarafından dinlendi ve Yüksek İdare
Mahkemesi 20/2/2013 tarihinde, Davacının, dava konusu
karara ilişkin olarak herhangi bir meşru menfaati- olmadığı
gerekçesi ile bu davayı ret ve iptal etti.

7- Davacı, DAÜ-SEN ile Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı Üniversite
Öncesi Eğitim Kurumları arasında imzalanan, 19/11/2008
tarihli Toplu İş Sözleşmesinden yararlanmaktaydı. Bu Toplu
İş Sözleşmes-i Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı, Üniversite
Öncesi Eğitim Kurumları Başkanı ve DAÜ-SEN Başkanı
tarafından imzalanmış ve 31/8/2010 tarihinde süresi sona
ermiştir.





8- Davacının iş ilişkisi kesildikten sonra, kendisine toplam
4411.82.--TL tutarında ödeme yapılmıştır. Bu ödemelerin
1895.90.-TL'si 13. maaş için, 1383.76.-TL'si (2) haftalık
ihbar tazminatı olarak ve 1132.16 TL'si izin ücreti olarak
kendisine ödenmiştir.

9- Davacının maaşından 1/1/2010 tarihinden itibaren kesin-ti
yapıldığı doğru olup, Davalılar bu hususu da Bakanlar
Kurulunca çıkarılan ve Resmi Gazete'nin 5/5/2010 tarihli
sayısında yayımlanan Tüzüğe dayandırmaktadırlar. Bu Tüzük
ile maaş baremlerinde değişiklik yapmak suretiyle,


Davacının v-e benzeri personelin maaşlarından takriben % 9


oranında kesinti yapılmış ve/veya maaşlar bu yeni Tüzüğe


göre yeniden düzenlenmiştir.

Huzurundaki iddiaları ve yasal durumu değerlendiren Alt Mahkeme, kararında, öncelikle huzurundaki yetki hususundaki- ön itirazı değerlendirip, huzurundaki istihdam sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğu bulgusuna vardıktan sonra, Davalı No. 2,3 ve 4'ün Davacının sözleşmesini tek taraflı idari ve icrai karar ile kamu gücünü kullanarak idari sözleşmede yer alan hükümlere- aykırı bir şekilde sözleşmeyi sonlandırdırdığı, diğer bir ifade ile feshettiği ve davaya bakmakla yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olması gerektiği bulgusunu yaptıktan sonra, davanın daha ileri götürülmeden reddi gerektiği sonucuna vararak, dava-yı ret ve iptal etmiştir.

Alt Mahkeme, meselenin Yargıtaya havalesi ve yetki bulgusunda hatalı olması halinde, Davalı No.3'ün tüzel kişiliği olmadığı gerekçesi ile Davacının Davalı No.3 aleyhindeki davasının ise ret ve iptal edileceğini karara bağlamış; -( bu bulgu aleyhine istinaf söz konusu değildir) Davalı No.2 ve 4 (Bundan böyle Davalılar olarak anılacaktır) açısından ise meselenin esasını irdelemiştir.
Alt Mahkeme bu bağlamda, Davacının kullanılmamış 25 günlük izni bulunduğunu belirterek, ihbar sürele-ri ile izin sürelerinin iç içe girdiği nedeniyle Davalıların bildirim sürelerine riayet etmedikleri ve fesih bildiriminin sözleşmenin sonlandırıldığı tarihten (6) hafta önce yapılmadığı ve Emare No.6'da belirtilen sürelere uyulmadığı, fesih bildiriminin us-ulüne uygun geçerli bir ihbar olmadığı ve Emare No.7 Fesih Bildiriminin geçerli bir bildirim olarak değerlendirilemeyeceği hususunda bulgu yapmıştır. İlâveten
Alt Mahkeme, feshin yeterli bir nedene dayanıp dayanmadığını inceleyerek, Emare No.7 Fesih Bildi-riminde, akademik gerekçelerle Davacının hizmetine ihtiyaç duyulmadığından bahsedilmekle birlikte, böyle bir gerekçenin Sözleşmenin 6 (1) maddesinde yer almadığı, dolayısıyla da sözleşmenin feshinin yeterli nedene dayanmadığı ve feshin yeterli bir nedene d-ayandığını Davalıların ispat edemedikleri kanaatine varmış ve Davacının sözleşmesinin haksız nedenlerle feshedildiği hususunda bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme akabinde, Davacının almaya hak kazandığı tazminat meselesini inceleyerek, Davacının Talep Takririn-in 23(a) paragrafı tahtında feshin geçersizliği hususunda Mahkeme hükmü veya emri veya ilâmı almaya hak kazandığına bulgu yaptıktan sonra, Davacının kendisine yapılan ödemeler düşüldükten sonra, bakiye olarak almaya hak kazanacağı ihbar tazminatını 2383.1-8 TL; ihbar sürelerine ait ücretlerin 3 katı tutarı tazminat miktarını ise 11,300.82 TL; yapılan ödemeler düşüldükten sonra kullanılmamış izinlerle ilgili olarak Davacının alacağını 750.91 TL saptamıştır.13. maaş olarak ödeme yapıldığını dikkat alarak, bu -kalem altındaki talebinin ise reddedileceğini karara bağlamıştır.


Alt Mahkeme, kararında, Davacının Talep Takririnin 17. paragrafı tahtında, Davalılar Davacının sözleşmesine son vermemiş olsa idi, Davacının 1 yıl daha çalışmış olacağını ve 1 yıl için 45-,712.80 TL maaş almış olacağı iddiası ile bu yönde hüküm talep ettiğini belirterek, Davacının sözleşmesinin sonlandırıldığı tarihten 5 ay sonra Devlette istihdam edildiğini,Davacının şahadetinden, Devlette istihdam edilmeyi beklediği istihraç edildiği cihe-tle, Davacının zarar-ziyanını azaltmak için yeterli çaba göstermediği, yeterli çaba gösterdiği kabul edildiği takdirde ise en erken (1) ay sonra yeni bir işe başlaması muhtemel olduğundan, Davacının (1) aylık maaş miktarı kadar tazminat talep edebileceği k-anaatinde olduğunu belirtmiştir.
İlâveten Alt Mahkeme kararında, manevi veya genel zarar- ziyan açısından ise huzurunda yeterli şahadetin mevcut olmadığı cihetle, Davacının bu yöndeki talebinin reddedilmesi gerektiğini karara bağlamıştır.

Neticede Alt Mah-keme, yetki itirazında hatalı olması durumunda, aşağıdaki şekilde hüküm ve emir verileceğini karara bağlamıştır (Mavi 100, 111).

"Davacı lehine Davalı No. 2 ve 4 aleyhine müştereken ve münferiden:

a. Talep Takririnin 23(a) paragrafı;
b. Bildirim tazmin-atı olarak 2388.18.- TL meblağ ve iş bu
meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden itibaren tamamen
tediye tarihine değin yasal faiz;
c. İş Yasası'nın 13(3) maddesi altında 11,300.82.- TL
meblağ ve iş bu meblağ üzerinden 31.7.201-0 tarihinden
tamamen tediyesine değin yasal faiz;


d. Kullanılmamış izinler için 750.91.- TL meblağ ve iş bu
meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden tamamen tediye
tarihine değin yasal faiz;
e. Talep Takririnin 17. parag-rafına istinaden 2720.57.-TL
maaş kaybı ve iş bu meblağ üzerinden 31.7.2010
tarihinden tamamen tediye tarihine değin yasal faiz;
f. Dava masrafları için Hüküm ve Emir verilecekti.
g. Dava masrafları usulüne uygun yapılacak masra-f listesi
tahtında Davalılar tarafından ödenecekti.
h. Talep Takririnin 23(j,k,l,m,n) paragrafları
ispatlanamadığından ret ve iptal edilecekti."

İSTİNAF SEBEPLERİ

İstinaf Eden/ Davacı Avukatı, istinaftaki hitabında, Davacının isti-naf sebeplerini aşağıdaki (3) başlık altında toplamıştır:

1-Alt Mahkeme, Davacı ile Davalılar arasındaki istihdam sözleşmesini idari bir sözleşme olarak değerlendirerek,
Davalıların Davacıya gönderdiği Emare No.7'deki İhbarı, İdarenin kamu gücünü kullana-rak, sözleşme hükümleri dışında sözleşmeyi tek taraflı fesheden idari-icrai nitelikli kararı olarak değerlendirmek ve ihtilafın çözümünde yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğu kararına varmakla hata etmiştir.

2- Alt Mahkeme, Davacının zarar-ziy-anını asgariye indirmek için çaba sarf etmediği yönünde bulgu yapmakla veya bu konudaki ispat külfetini Davacıya yüklemekle ve 1 yıllık ücret tutarı için Davacı lehine hüküm ve emir vermemekle hata etmiştir.


3- Alt Mahkeme, Davacının maaşından yapılan ke-sinti ile ilgili talebini, KKTC Anayasası'nın 147. maddesinden hareketle
reddetmekle hata etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen/Davalı Avukatının hitabı dikkate alındığında, mukabil istinaf sebepleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:

1-Alt Mahkemenin konu mese-lenin YİM yetkisinde olduğu gerekçesine binaen davayı reddetmesi hatalı olmamakla birlikte, gerekçesi yanlıştır. Şöyle ki: Süresi sona eren bir sözleşmenin hukuken feshi mümkün olmamakla birlikte, Alt Mahkeme sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği yönünde b-ulgu yapmamak ve sözleşmenin feshedildiği hususunda bulgu yapmakla hata etmiştir.

2- Konu dava, Kaza Mahkemesinin yetkisinde olsa bile, taraflar arasındaki sözleşme kendiliğinden sonra erdiği ve ortada fesih söz konusu olmayacağı cihetle, Alt Mahkemenin s-özleşmenin haksız nedenlerle feshedildiği hususunda bulgu yaparak feshin geçersizliğine ve hükümde belirtildiği şekilde tazminata karar vermesi hata olmuştur.

3- Konu dava Kaza Mahkemesinin yetkisinde olsa bile, kendiliğinden sona ermiş veya uzatılmamış b-ir sözleşmenin ihlâlinden söz edilemeyeceği cihetle, Alt Mahkemenin dava konusu sözleşmenin Davalılar tarafından ihlal edildiği ve bundan ötürü Davacının tazminat veya maddi tazminat talep etme hakkı olduğu bulgusu hatalıdır.





TARAFLARIN İDDİA VE -ARGÜMANLARI

İstinaf Eden/Davacı Avukatı istinaftaki hitabında, 1. istinaf sebebi bağlamında, Yargıtay/Hukuk 125/2012 Dağıtım 24/2015 sayılı içtihatta,süresi biten ve yürürlükte olmayan bir sözleşmeyi Davalıların kamu gücünü kullanarak sonlandırmasının mü-mkün olmadığının ifade edildiğini belirterek, Davacıya gönderilen yazının icrai nitelikli bir karar olmadığını, mevcut olgulara göre Davalı No.4'ün Davacıya gönderdiği Emare No.7 İhbarın sözleşme hükümlerine göre istihdam sözleşmesini sona erdirdiğini, Ema-re No.7 Fesih Bildiriminin ihbar niteliğinde olduğunu ve bu bağlamda, Alt Mahkemenin bu davayı görmeye yetkili olduğunu iddia etmiştir.

İstinaf Eden Davacı Avukatı, 2. istinaf sebebi bağlamında
istinafta yaptığı hitabında, Davacının, sözleşmenin haksız -feshedilmiş olması gerekçesi ile 1 yıllık maaşını talep ettiğini; Davalının, Müdafaa Takririnde, zararını azaltmak için Davacının hiçbir çaba sarf etmediğini iddia ettiğini; Davacının iş bulduğunu veya bulabileceğini; ispat külfetinin Davalıda olduğunu; bu-na karşın, Davalıların, Davacının iş bulmaya çaba göstermediği ile ilgili herhangi bir şahadet sunmuş olmadıklarını; Davacının şahadetinde, işten çıkarılmasından 5 ay sonra iş bulduğunu söylediğini; Alt Mahkemenin önünde yeterli şahadet olmamasına rağmen, -Davacının yeterli çaba göstermediği kanısına vardığını; halbuki Davacının iş aradığını söylediğini; Alt Mahkemenin, "öncelikle kamuda bir iş arıyordum" sözlerine dayanarak, yeterli çabayı göstermediği sonucuna varmakla hata ettiğini ileri sürmüştür.

Alt -Mahkemenin Davacının "kamuda iş arıyordum" sözlerine dayanarak yeterli çabayı göstermediği sonucuna vardığını, "öncelikle kamuda iş ararım" sözlerinin iş aramadığı anlamına gelmediğinı iddia etmiştir.
Davacı Avukatı, 3. istinaf sebebi bağlamında istinafta -yaptığı hitabında, Alt Mahkemenin, Davacının maaşından yapılan kesinti ile ilgili vermiş olduğu kararının hatalı olduğunu iddia etmiştir. Davacının, Toplu İş Sözleşmesine göre alması gereken bir maaş olduğunu; Davalıların Tüzük yaparak Davacının maaşını dü-şürdüklerini; Toplu İş Sözleşmesinin Tüzüğe nazaran öncelikli olduğunu iddia etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen/Davalı No.2,3 ve 4 Avukatı ise gerek istinaf gerekse mukabil istinaf maksatlarıyla yaptığı hitabında, Alt Mahkemenin davayı reddetmekle doğru y-aptığını ancak gerekçesinin yanlış olduğunu; süresi sona eren bir sözleşmenin feshedilmesinin mümkün olmadığını; Alt Mahkemenin, sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği yolunda bulgu yapması ve bu bulguya dayanarak davanın YİM yetkisinde olduğu gerekçesi ile- davayı reddetmesi gerektiğini; İdarenin bir kimse ile sözleşme yapmasına veya yapmamasına ilişkin işlemlerin "ayrılabilir işlemler" kategorisinde veya idari karar niteliğinde olduğunu ve meselenin YİM yetkisinde olduğunu ileri sürmüştür.
-
Davalı No.2,3 ve 4 Avukatı hitabına devamla, Alt Mahkemenin yetkisizlik nedeni ile davayı reddetmekle hata etmediğini, ancak Emare No.7 Yazı-yı bir fesih bildirimi olarak değerlendirmekle hata ettiğini, çünkü ortada feshin olmadığını; sözleşmenin sona erdiğini; Alt Mahkemenin yetkisinde olsa bile davanın reddinin gerekli olduğunu, Alt Mahkemenin yetki ile ilgili kararında hatalı olması halinde,- Davacının sözleşmesinin haksız nedenlerle feshedildiği yönünde bulgu yaparak Davacı lehine belirtilen şekilde tazminat verilmesi gerektiği kanaatine varmasının hata olduğunu ileri sürmüştür.

İlâveten Davalılar Avukatı, Alt Mahkemenin huzurundaki davayı- görmeye yetkili olsa dahi, süresi biten sözleşmenin ihlâlinden söz edilemeyeceğini belirterek, Alt Mahkemenin sözleşmenin ihlâl edildiği kanaatine vararak maddi tazminata hükmetmesinin hata olduğunu ileri sürmüştür.

Davalılar Avukatı ilâveten hitabında,- maaş kesintisinin 5.5.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan bir tüzük uyarınca yapıldığını iddia ederek, Alt Mahkemenin kararının doğru olduğunu iddia etmiştir. Davalılar Avukatı devamla, Toplu İş Sözleşmesinin mevzuata uygun olması ve mevzuattan daha f-azla haklar vermesi halinde, işçi lehine olan fazlalıkların uygulandığını, ancak Toplu İş Sözleşmesi mevzuata aykırı kurallar içeriyorsa, mevzuata üstünlük sağlayamayacağını iddia etmiştir.


İNCELEME

1. istinaf sebebi ile 1. mukabil istinaf sebebini bir-likte incelemek uygun olacaktır.

Alt Mahkeme, kararında, Davacı ile Davalı No.2,3 ve 4 arasında yapılan hizmet sözleşmesinin idari bir hizmet sözleşmesi olup olmadığı hususunda, YİM/İstinaf 1/2009 D.4/2010 sayılı içtihatta belirtilen kriterlerin mevcut o-lup olmadığının aranması gerektiğinden hareket ederek, huzurundaki meselede taraflardan en az birisinin yönetsel veya yürütsel yetkiler kullanan bir idari organ olduğu; taraflar arasındaki sözleşmenin konusunun kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin olduğu-; sözleşmenin özel hukuku aşan hükümler içerdiği sebeplerine dayanarak, taraflar arasındaki sözleşmenin idari bir sözleşme olduğu sonucuna varmıştır.

Alt Mahkemenin YİM/İstinaf 1/2009 D.4/2010 sayılı içtihatta serdedilen kriterleri takip ederek, Davacı i-le Davalı No.2,3 ve 4 arasında yapılan istihdam sözleşmenin idari bir sözleşme olduğu hususunda bulgu yapmasında herhangi bir hata yoktur.

Alt Mahkeme, kararında, taraflar arasındaki istihdam sözleşmenin idari bir sözleşme olmasından hareketle, Yüksek İ-dare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna varılmasının mümkün olmadığını vurguladıktan sonra, Davalılar tarafından Davacıya gönderilen Vakıf Yöneticiler Kurulunun 30.06.2010 tarih ve 09-10/27-3 sayılı kararını bildiren 01.7.2010 tarihli Emare No.7 Yazını-n niteliğini inceleyerek, idari - icrai bir karar olduğu hususunda bulgu yapmıştır.

Taraflar arasındaki sözleşmenin idari bir sözleşme olduğuna bulgu yapılmasında hata olmadığı sonucuna vardıktan sonra, Davacıya gönderilen Emare No.7 Yazının idari - icra-i nitelikte olup olmadığı irdelenmelidir.

YİM 108/2009 D.6/2012 sayılı kararda vurgulandığı üzere, İdarenin kamu gücünü kullanarak, idari sözleşmede yer alan hükümlere aykırı bir şekilde sözleşmeyi sonlandırması durumunda ihtilafın çözüm yeri idari yargıd-ır. Buna karşın İdare, idari karar veya işlemi gerçekleştirirken akit taraf olarak hareket ediyorsa, o zaman çözüm yeri kaza mahkemeleridir.

Diğer bir anlatımla, idari sözleşmelerin uygulanmasından ve/veya feshinden kaynaklanan ihtilaflar bağlamında zarar- - ziyan ve tazminat talepleri özel hukuk kapsamındadır.




Nitekim YİM 62/2003 ( D. 12/2008 ) sayılı kararında şöyle demiştir: "Sözleşmeden doğan hakların kaale alınmaması, sözleşmeye uyulmaması veya sözleşmeden doğan hakların ver-ilmemesi keyfiyeti,akitler hukuku açısından bir hukuki ihtilaftır. Bu ihtilafların çözüm yeri ise bu mahkeme değildir."

Alt Mahkeme huzurundaki ihtilafsız olgulara göre, Davalı No.4 tarafından Davacıya gönderilen 1.7.2010 tarihli bir yazı ile, sözleşmes-inin yenilenmeyeceğine karar verildi ve 31.7.2010 tarihinde iş ilişkisinin kesilmiş olacağı Davacıya bildirildi. Bu Yazıda belirtilen karar, 30.6.2010 tarih ve 09 -10/27-3 sayılı Vakıf Yöneticiler Kurulu kararıdır. Davacı yukarıda belirtilen Emare No.7 1-/7/2010 tarihli yazıyı aldıktan sonra, söz konusu karara karşı YİM 91/2010 sayılı davayı açtı ve bu davada Davalıların yaptığı iptidai itiraz Yüksek İdare Mahkemesi tarafından dinlendi ve YİM, 20.2.2013 tarihinde, Davacının dava konusu karara ilişkin olara-k herhangi bir meşru menfaati olmadığı gerekçesi ile bu davayı ret ve iptal etti.

YİM'de Davalıların istihdam sözleşmesini yenileme mükellefiyetinin olmadığı ve idari anlamda Davacının meşru menfaatini olumsuz etkileyen bir kararın bulunmadığı karara bağ-landığına göre, konu hükmün istinaf edildiği hususunda iddia yokluğunda, süresi biten ve yürürlükte olmayan konu Sözleşmeyi Davalıların kamu gücünü kullanarak sonlandırdığından ve Davacıya gönderilen yazının idari - icrai nitelikli bir karar olduğundan söz- edilemez (Bkz: Yargıtay/Hukuk 125/2012 D.24/2015).

Alt Mahkeme huzurundaki taraflar arasında aktedilmiş olan Emare No.6 İstihdam Sözleşmesinin 3.2 maddesine göre, Sözleşme 1.8.2009 - 31.7.2010 tarihleri arasında geçerli idi.



Aynı Sözleşmenin 6.7 mad-desine göre, Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu, iş bu Sözleşmenin yukarıda madde 3.2'de belirtilen tarihte feshedilmiş olacağını, sözleşme bitiş tarihinden altı hafta önce personele yazılı olarak bildirecekti.


Davalı No.4'ün Davacıya gö-nderdiği Emare No.7 1/7/2010 tarihli yazının, idari sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre istihdam sözleşmesinin 31.7.2010 tarihinde sona ereceğini Davacıya ihbar eden nitelikte, diğer bir ifade ile yukarı-da belirtildiği şekilde, Emare No.6'nın 6.7 maddesi uyarınca Davacıya gönderilmiş bir fesih ihbarı olduğu görülmektedir.

Emare No.6 İstihdam Sözleşmesinin feshinin, sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan bir işlem olduğu, sözleşmenin uygulanmasından a-yrı olarak, Davalıların idari - icrai bir işleminin veya idari - icrai bir kararının olmadığı açıktır (Bkz:Y/H 119/2011 D.6/2013).

Belirtilenler ışığında, Alt Mahkemenin Emare No.7'deki İhbarı, İdarenin kamu gücünü kullanarak, sözleşme hükümleri dışında s-özleşmeyi tek taraflı fesheden idari - icrai nitelikli kararı olarak değerlendirip ihtilafın çözümünde yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğuna ilişkin bulgusu ve kararı hatalıdır.

Dolayısıyla, Davacının 1. istinaf sebebinin kabulü gereklidir.

-Alt Mahkeme kararının hatalı olduğu, diğer bir ifade ile ihtilafın çözümünde Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisinin olmadığı saptandığı cihetle, Alt Mahkemenin kararını hatalı kabul etmeyen ancak gerekçesini hatalı kabul eden 1. mukabil istinaf sebebinin red-di gereklidir ve reddedilir.
Davalılar Avukatı, 2. mukabil istinaf sebebi bağlamında,
Alt Mahkemenin, ortada herhangi bir fesih olmamasına rağmen Davacının sözleşmesinin haksız nedenlerle feshedildiği yönünde bulgu yapmakla hata ettiğini ileri sürmüştür.

-Alt Mahkeme, kararında, yetkisizlik nedeni ile davayı ret ve iptal ettikten sonra, meselenin Yargıtaya havalesini göz önüne alarak, yetkisizlik bulgusunda hatalı olması durumunda, Davacının talepleri ile ilgili inceleme yaparak bulgulara ulaşmıştır.

Alt -Mahkemenin yaptığı bulgulara göre, ihbar süreleri ile Davacının izin süreleri iç içe geçmekte idi ve sonuçta da, Emare No.6 Sözleşmede akdin feshi için geçerli bildirim süresi olarak belirtilen (6) haftalık bildirim süresine Davalılar uymamışlardı. Fesih -bildiriminde geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediği nedeni ile fesih haksız fesih idi.

Davalıların mukabil istinaf yolu ile yakınma konusu yaptıkları, Alt Mahkemenin feshin haksız olduğu bulgusuyla ilgilidir.

Davalılar Avukatının istinaftaki h-itabına göre, süresi biten ve yürürlükte olmayan konu Sözleşmenin feshinden söz edilemeyeceği cihetle, ortada da haksız fesih söz konusu değildi.

Alt Mahkeme, kararında, huzurundaki meselenin süresinin belirli bir hizmet sözleşmesi kapsamında olduğunun ya-nı sıra Davacının kullanılmamış 15 günlük izni bulunduğu hususlarında bulguda bulunmuştur. Akabinde Mahkeme, İş Yasası'nın 50 (1)(2)


maddesine atıfta bulunarak, süresi belirsiz hizmet akitlerine uygulanan İş Yasası'nın 50(2) maddesinin, işçi lehine yoru-m ilkesi çerçevesinde, süresi belirli hizmet akitlerine de uygulanabileceğine vurgu yapmıştır.

Alt Mahkeme, kararında, Emare No.6 İstihdam Sözleşmesinin 6.3.maddesine göre, Davalıların 6 haftadan önce yazılı bildirim yapması koşulu ile sözleşmeyi feshede-bileceklerini, buna karşın, fesih bildiriminin Davacıya 1.7.2010 tarihinde yapıldığını ve sözleşmenin 31.7.2010 tarihinde sona erdirildiğini,izin süreleri ile ihbar sürelerinin iç içe girdiğini ve böylelikle Davalılar tarafından bildirim sürelerine riayet- edilmediğini belirtmiş ve fesih bildiriminin sözleşmenin sonlandırıldığı tarihten 6 hafta önce yapılmadığı dolayısıyla Emare No.6 İstihdam Sözleşmesinin feshinde geçerli bildirim sürelerine uyulmadığı ve sonuçta feshin haksız fesih olduğu hususlarında bul-gu yapmıştır.

Müdafaa Avukatı istinaftaki hitabında,Emare No.6 İstihdam Sözleşmesinde belirtilen (6) haftalık geçerli bildirim süresine riayet edilmediğini kabul etmekle birlikte, Yargıtay/ Hukuk 125/2012 D.24/2015'e atıfta bulunarak, süresi biten sözleşm-enin feshinden söz edilemeyeceğini belirtmiş ve Alt Mahkemenin haksız fesih hususunda bulgu yapmakla hatalı olduğunu iddia etmiştir.

Akdin feshinde geçerli bildirim sürelerine riayet edilmemesinin sonuçları "İşveren ve İşçinin Sorumluluğu" yan başlığı al-tındaki İş Yasası'nın 13(1) maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
1)




İşveren, yazılı fesih bildiriminde dayandığı fesih
nedenini belirtmek zorundadır. İşçi, fesih
bildiriminde neden gösterilmediğini veya gösterilen
- nedenin yeterli olmadığını veya feshin yasadışı veya


haksız nedenlerle yapıldığını veya akdin feshinde
geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediğini ileri
sürerek, yetkili mahkemeden feshin geçersizliğine
karar v-ermesini isteyebilir. Bu istem, fesih
bildiriminin tebliği tarihinden başlayarak yetmiş beş
gün içinde yapılmazsa başvuru hakkı düşer. İşçinin
feshe dayalı olan ve olmayan diğer hakları ile işten
durdurulduğu andan başla-yıp mahkemenin sonuçlandığı
döneme ait maddi ve manevi kayıplar için tazminat
isteme hakkı saklıdır.


Yukarıdaki düzenlemeden görüleceği üzere, akdin feshinde geçerli bildirim sürelerine riayet edilmemesi, İş Yasası'nın 13(1) maddesi tah-tında akdin feshini haksız fesih kapsamına sokmaktadır.

Yukarıda ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin süresi sona ermekle birlikte, Davalı No.4'ün Davacıya gönderdiği Emare No.7 1/7/2010 tarihli Yazı, Emare No.6 İstihdam Sözleşmesinin -6.7 maddesi uyarınca Davacıya gönderilmiş bir fesih ihbarı niteliğindedir. Daha önce vurgulandığı üzere, Emare No.6 İstihdam Sözleşmesinde belirtilen (6) haftalık geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediği, Müdafaa tarafından kabul ve teslim edilmektedi-r.

Sonuç olarak, Alt Mahkemenin akdin feshinde geçerli bildirim sürelerine riayet edilmediğini dikkate alarak, akdin feshinin haksız fesih kapsamında olduğu sonucuna varmasında hata yoktur.

Belirtilenler ışığında, Alt Mahkeme, Davacının Talep Takririnin- 23(a) paragrafı tahtında feshin geçersizliği hususunda Mahkeme hükmü veya emri veya ilâmı almaya hak kazandığı hususunda bulgu yapmak ve Davacının kendisine


yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye olarak almaya hak kazanacağı ihbar tazminatını 2383.1-8 TL; ihbar sürelerine ait ücretlerin 3 katı tutarı tazminat miktarını ise 11,300.82 TL; yapılan ödemeler düşüldükten sonra kullanılmamış izinlerle ilgili olarak Davacının alacağını 750.91 TL olarak saptamakla hata etmiş değildir.

Yukarıdakiler ışığın-da, Davalıların 2. mukabil istinaf sebebi reddedilir.

Bu safhada, 2. istinaf sebebi ile 3. mukabil istinaf sebebinin birlikte ele alınması uygun görülmektedir.

İstinaf Eden/ Davacı Avukatı 2. istinaf sebebi bağlamında ise, Davacının sözleşmesinin haksız- feshedilmiş olması gerekçesi ile 1 yıllık maaşını talep ettiğini; Davalının Müdafaa Takririnde, zararını azaltmak için Davacının hiçbir çaba sarf etmediğini iddia ettiğini; Davalıların Davacının iş bulmaya çaba göstermediği ile ilgili herhangi bir şahadet- sunmuş olmadıklarını; Davacının şahadetinde, işten çıkarılmasından 5 ay sonra iş bulduğunu söylediğini; Alt Mahkemenin önünde yeterli şahadet olmamasına rağmen, Davacının yeterli çaba göstermediği kanısına vardığını, halbuki Davacının iş aradığını söyledi-ğini; Alt Mahkemenin, "öncelikle kamuda bir iş arıyordum" sözlerine dayanarak yeterli çabayı göstermediğini sonucuna varmakla hata ettiğini ileri sürmüştür.

Davacının istinaf konusu yaptığı husus, Talep Takririnin 17. paragrafındaki talebinin reddi ile i-lgilidir.



Davacı, Talep Takirinin 17. paragrafında, diğer taleplerine halel gelmeksizin, sözleşmesinin Davalılar
tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia ederek, sözleşmesi feshedilmiş olmasaydı, Davalıların kendisine sözleşme tahtında, 1 yıl iç-in 45,712.80 TL tutarında maaş ödeyeceklerini, dolayısıyla da Davalıların kendisine 1 yıl için ödeyecekleri ücret olan 45,712.80 TL tutarında zarara uğratıldığını ileri sürerek talepte bulunmuştur.

Davalıların mukabil istinafı ise, sözleşme kendiliğinden- sona erdiği cihetle, Davacının maddi veya manevi kaybından söz edilemeyeceği çerçevesindedir.

Alt Mahkeme, kararında, Davacının sözleşmesinin sonlandırıldığı tarihten itibaren, yeterli sayılabilecek bir çaba göstermiş olsa idi, en erken (1) ay sonra yen-i bir işe başlaması muhtemel olduğundan, Davacının (1) aylık maaş miktarı kadar tazminat talep edebileceği kanaatiyle (Mavi 97) Davacı lehine ve Davalı No.2 ve 4 aleyhine müştereken ve münferiden, Talep Takririnin 17. paragrafına istinaden 2720.57 TL maaş -kaybı ve bu meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden itibaren tamamen tediye tarihine değin yasal faiz için hüküm ve emir verileceğini karara bağlamıştır.

Gerek Talep Takriri gerekse İstinaf Eden/ Davacı Avukatının istinaftaki hitabı dikkate alındığında, Da-vacının yakınmasının, Alt Mahkemenin, Davacının sözleşmesi feshedilmiş olmasaydı Davalıların kendisine sözleşme tahtında 1 yıl için ödeyecekleri ücret olan 45,712.80 TL tutarındaki zararı Davalılardan tazminat olarak talep etme hakkı olduğunu iddia



ede-rek, Davacının zarar - ziyanını azaltmak için yeterli çaba göstermediği hususunda bulgu yapmak ve 1 yıllık maaş tutarı yerine 1 aylık maaş tutarı kadar tazminat talep edebileceği hususunda karar vererek hata ettiği noktasında olduğu görülmektedir.

Davalı-lar Avukatı ise istinaf ve mukabil istinaf maksatları açısından hitabında, Alt Mahkemenin huzurundaki davayı görmeye yetkili olsa dahi, taraflar arasındaki sözleşmenin süresinin sona erdiği cihetle, süresi biten sözleşmenin ihlâlinden söz edilemeyeceğini i-leri sürerek, Alt Mahkemenin sözleşmenin ihlâl edildiği kanaatine vararak tazminat tespit etmekle hata ettiğini ileri sürmüştür.

Süresi belirli hizmet akitlerinde, İş Yasası'nın 12 (2)(D) maddesi uyarınca, işçi, akdin haksız feshi durumunda akit dönemini-n geriye kalan her ayına karşılık 1 haftalık ücreti talep edebilmektedir. Buna ilâveten, hizmet akdi süresi belirli veya belirsiz olsun, Yasanın 13 (1) maddesi tahtında bir işçi feshe dayalı olan ve olmayan diğer hakları ile işten durdurulduğu andan başlay-ıp mahkemenin sonuçlandığı tarihi kapsayan döneme ait maddi ve manevi kayıpları için tazminat isteme hakkını haizdir (Bkz: Yargıtay/Hukuk 99/2012 D. 29/2016; Yargıtay/Hukuk 153/ 2015 D.41/2016).

Alt Mahkeme, kararında, Davacının fesih nedeni ile manevi ve-ya genel zarar- ziyana uğradığı hususunda mahkeme önünde yeterli şahadet olmadığı hususunda bulgu yapmıştır. İlâveten Alt Mahkeme huzurundaki şahadete göre, Davacının en erken 1 ay sonra işe başlamasının muhtemel olduğu hususunda bulgu yaparak, Davacının 1- aylık maaş miktarı kadar tazminat talep edebileceği kanaatine varmıştır.


Alt Mahkemenin huzurundaki şahadet dikkate alındığında, Davacının fesih nedeni ile manevi veya genel zarar-ziyana uğradığına ilişkin mahkeme önünde yeterli şahadet olmadığı hususun-da bulgu yapması hatalı olmamıştır.

Öte yandan, Alt Mahkeme huzurundaki meseledeki hizmet akdi, süresi belirli hizmet akdi idi ve taraflar arasındaki istihdam sözleşmesi Davalılar tarafından, süresinin bitiminde diğer bir deyimle, 31.7.2010 tarihinde fesh-edilmek suretiyle sonlandırılmıştı ve akit döneminin geriye kalan herhangi bir ayı söz konusu değildi. Dolayısıyla, Davacının feshe dayalı herhangi bir zararından bahsedilemez.

İlâveten, taraflar arasındaki istihdam sözleşmesinin, Davalılar tarafından, s-üresinin bitiminde feshedilmek suretiyle sonlandırıldığı dikkate alındığında, fesih nedeni ile Davacının (1) aylık maaş tutarı kadar maddi zarar-ziyana uğradığını ortaya koymaya yeterli şahadetin Alt Mahkeme huzurunda olmadığı sabittir.

Dolayısıyla, Alt M-ahkeme, Davacının 1 aylık maaş tutarı kadar maddi zarar-ziyana uğradığı hususunda bulgu yapmak ve Davacı lehine ve Davalı No.2 ve 4 aleyhine müştereken ve münferiden Talep Takririnin 17. paragrafına istinaden 2720.57 TL maaş kaybı ve bu meblağ üzerinden 31-.7.2010 tarihinden itibaren tamamen tediye tarihine değin yasal faiz için hüküm ve emir verileceğini karara bağlamakla hata etmiştir.

Sonuç olarak; 2 istinaf sebebi reddedilir. 3. mukabil istinaf s-ebebi ise kabul edilir.

Davacı Avukatı istinaftaki hitabında, 3. istinaf sebebi bağlamında, Alt Mahkemenin Davacının maaşından yapılan kesinti ile ilgili vermiş olduğu kararın hatalı olduğunu iddia etmiştir. Davacının Toplu İş Sözleşmesine göre alması ge-reken bir maaş olduğunu, Davalıların tüzük yaparak Davacının maaşını düşürdüklerini, Toplu İş Sözleşmesinin Tüzüğe nazaran öncelikli olduğunu iddia etmiştir.

Davalılar Avukatı ise hitabında, maaş kesintisinin 5.5.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan -bir tüzük uyarınca yapıldığını iddia etmiştir. Ayrıca yukarıda da vurgulandığı üzere, Toplu İş Sözleşmesinin mevzuata uygun olması ve mevzuattan daha fazla haklar vermesi halinde, işçi lehine olan fazlalıkların uygulandığını, ancak Toplu İş Sözleşmesi mev-zuata aykırı kurallar içeriyorsa, mevzuata üstünlük sağlayamayacağını iddia etmiştir.

Davacının Talep Takririnin 20. paragrafı irdelendiğinde, Davalıların Ocak 2010, Şubat 2010, Mart 2010, Nisan 2010, Haziran 2010 ve Temmuz 2010 ayları maaşlarından her -ay için 259.65 TL eksik ödeme yaptıklarını, bu kesintiler ışığında Davalılardan 1817.55 TL tutarında alacağı olduğunu iddia ettiği görülmektedir.

Davalılar ise, Müdafaa Takririnde, yapılan kesintinin mevzuata uygun olduğunu, yasal olduğunu ve maaş kesint-isine ilişkin olarak alınmış olan idari kararın bu mahkemenin yetkisinde olmadığını iddia etmişlerdir.

Davacı ise Müdafaa Takririne verdiği cevapta, alacağını, 4.7.2008 tarihli İstihdam Sözleşmesi ile 19.11.2008 tarihli Toplu İş Sözleşmesine dayandırmışt-ır.

Alt Mahkemenin kararından görüleceği üzere, Alt Mahkeme, layihalardaki iddiaları ve huzurundaki şahadeti tezekkür ettikten sonra, kesintinin tüzük kuralına veya tüzük
değişikliğine dayandığını belirterek, tüzük değişikliği ile ilgili kuralın KKTC An-ayasası'nın 147. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilinceye kadar geçerli olmasına istinaden Davacının talebinin ret ve iptal edilmesi gerektiğine karar vermiştir.

Taraflar arasındaki ihtilafsız olgulara göre, Emare No.6 Hizmet Sözleşm-esi tahtında bir çalışan olan Davacı, bunun yanı sıra, Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesinden de yararlanan bir çalışandır. Davacı, sonuçta 22/1992 sayılı İş Yasası'na tabidir.

Yukarıdakilere ilâveten, taraflar arasında ihtilafsız olarak sunulan Emare No.6 Hi-zmet Sözleşmesinin 8. maddesinde, bu Sözleşmenin dayanağı olarak, 18/1986 sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası ile bu Yasa altında yapılan tüzük veya yönetmelikler gösterilmiştir.

Dolayısıyla, Davacı ayrıca, 18/198-6 sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası ve bu Yasa altında çıkarılan ilgili mevzuat kurallarına da tabi bir çalışandı.

Emare No.6 Hizmet Sözleşmesinde, Davacının kadrosu öğretmen, ücret baremi A5- 01, ücret ödeme şe-kli ise "Maaş, bareme karşılık gelen asli ücretin, 1.55 katsayısı uygulanarak, personelin çalıştığı ayın son günü ödenir" şeklinde yer almaktadır.

Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesinin 10.02 maddesi ise, Eğitmen ve Öğretmen Personele uygulanacak Ücret Politik-ası altında aşağıdaki düzenlemeyi getirmiştir:

10.02: Eğitmen ve Öğretmen Personele Uygulanacak Ücret Politikası:

a) Ek-I'de verilen Eğitmen ve Öğretmen Baremlerine, 1 Eylül
2008 tarihinden itibaren %10 artış yapılır.
b) 1 Eylül 2008 tarihinden itiba-ren tüm Eğitmen ve Öğretmen
Personele Bakanlar Kurulunun saptayacağı esas ve kıstaslar
uyarınca Hayat Pahalılığı Ödeneği verilir. Devlet
tarafından yapılan artış ve konsolidasyonlar, eş zamanlı
olarak Eğitmen ve Öğretmen Personele de uygula-nır.
c) Şubat 2009'da tüm Eğitmen ve Öğretmen Personelin maaşlarına
%5 daha artış yapılır.
d) Aralık 2005 - Ağustos 2007 tarihleri arasında Eğitmen ve
Öğretmen Personelin maaşlarında oluşan %28 kayıp,
üniversite denk bütçeye ulaştığı zaman, Eği-tmen ve Öğretmen
Personele taksitler halinde ödenmek üzere masaya getirilir.ayHay


Görüleceği üzere, Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesine, Toplu İş Sözleşmesinin 10.02 maddesi vasıtasıyla eğitmen personel ve öğretmenlerin barem tablosu Ek 1 Cetvel ile ekl-enmiş, Ek 1 Cetvelde ise eğitmen personel ve öğretmenlerin mevcut baremleri ve uygulanacak artış gösterilmiştir.

Öte yandan, Alt Mahkemede taraflar ihtilafsız olgu olarak aşağıdaki beyanı yapmalarını müteakiben Alt Mahkeme de aşağıdaki olguları ihtilafsız- olgu olarak saptamıştır:

"Davacının maaşından 1.1.2010 tarihinden itibaren kesinti yapıldığı doğrudur. Bu hususu da Davalılar Bakanlar Kurulunca çıkarılan ve 5.5.2010 tarihli Resmi Gazete'de de yayımlanan Tüzüğe dayandırmaktadırlar. Bu Tüzük ile ilgili o-larak maaş baremlerinde değişiklik yapmak suretiyle Davacının ve benzeri personelin maaşından takriben %9 oranında kesinti yapılmasına ve/veya maaşların bu yeni Tüzüğe göre düzenlenmesi oluşmuştur."



Alt Mahkemeye ihtilafsız olgular arasında sunulan olgu-da bahsi geçen Tüzük, KKTC Bakanlar Kurulunun, 18/1986 sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası'nın 26 (2) maddesi uyarınca 5/5/2010 tarihli Resmi Gazete'de Sayı 279 tahtında yayımlanan Tüzüktür. Bu Tüzük Doğu Akdeniz Ün-iversitesi Akademik Personelin Kadro ve Çalışma
(Değişiklik XX) Tüzüğü olarak isimlendirilmiş olup, esas Tüzük olarak anılan değiştirilmiş haldeki Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personelin Kadro ve Çalışma (Değişiklik) Tüzüğü ile birlikte okunmaktadı-r.

Daha önce vurgulandığı üzere, Davacı ile Davalılar arasındaki Emare No.6 Hizmet Sözleşmesi, Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları Eğitim Hizmetleri Personeli İstihdam Sözleşmesi idi.

Alt Mahkeme huzurundaki şahadete göre, Davacının maaşı Emare No.6 Hizm-et Sözleşmesi ve Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesi ile belirlenmekte idi. Dolayısıyla, Davacı konu Tüzük altında muvazzaf kadrolu ve devamlı akademik personel değildi.

Emare No.6 Hizmet Sözleşmesine ve Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesinin ekindeki barem tablosu-na göre, Davacı kadro ve maaş açısından, "hizmet sözleşmesinde gösterildiği gibi "öğretmen" kadrosundaydı ve baremi de A5 - 01 idi.

Buna göre, Davacının maaşından yapılan kesintinin tarafların hemfikir kaldıkları yukarıda adı geçen Tüzük değişikliği ile y-apılmış olması, Davacının 22/1992 sayılı İş Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine tabi olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.

Davacının maaşından kesinti yapıldığı hususu taraflar arasında ihtilafsız olgu mahiyetindedir.

Bu safhada cevaplanması gere-ken soru, Davacının tabi olduğu Toplu İş Sözleşmesi ve Hizmet Sözleşmesi yürürlükte iken,Davacının maaşından yapılan kesintiler açısından 22/92 sayılı İş Yasası'nın korumasından nasıl yararlanacağıdır.

22/92 sayılı İş Yasası'nın 25/1 maddesi, çalışanı ma-aşından yapılacak nedensiz kesintiler açısından korumakta olup, İş Yasası'nın "Ücret Kesintisi" yan başlığı altındaki 25. maddesinin (1).fıkrası şöyledir:

"İşveren yasalarda, toplu iş sözleşmelerinde veya hizmet akitlerinde gösterilmiş olan nedenler dışın-da, mahkeme kararı olmaksızın işçiye ücret kesintisi yapamaz".

Davacının tabi olduğu Emare No.2 Toplu İş Sözleşmesi ile Emare No.6 Hizmet Akti irdelendiğinde, Davalıların ücret kesintisini haklı kılacak herhangi bir nedenin bulunmadığı görülmektedir.

B-öyle olgusal ve hukuksal durum ışığında, Davalıların işveren olarak Davacının maaşından yaptıkları kesintinin İş Yasası'nın 25/1 maddesi uyarınca, Yasada veya Toplu İş Sözleşmesinde veya Hizmet Aktinde gösterilmiş nedenlerden doğduğunu ispatlayamadığı sonu-cuna varmak kaçınılmazdır.

Bu nedenle Alt Mahkeme, Davacının statüsüne bağlı olarak, 22/92 sayılı İş Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine bağlı haklarını dikkate almadan, Anayasa'nın 147.maddesi altında Tüzük aleyhine iptal davası açılmamasından hare-ketle, maaş kesintisine ilişkin ücret talebini ret ve iptal etmekle hata etmiştir.



Netice itibarıyla Alt Mahkeme; Davacının maaşından yapılan kesintiyi ücret alacağı olarak değerlendirmeyerek, Davacının Talep Takririnin 23 (j) paragrafı altındaki taleb-ini reddetmekle hata etmiştir.

Emare No.6 Hizmet Sözleşmesinin faiz ile ilgili hüküm içermediği ve bu taleple ilgili olarak verilebilecek faizin yasal faiz olduğu açıktır.

Belirtilenler ışığında, Davacının 3. istinaf sebebi, Talep Takririnin 23 (k) madde-sindeki "1.8.2010 tarihinden itibaren faiz talebi" ile ilgili kısmı hariç, kabul edilir.

Netice itibarıyla, Davacının istinaf ihbarnamesinin 1. ve 3. istinaf sebebi (Talep Takririnin 23 (k) maddesindeki faiz talebi ile ilgili kısmı hariç)kabul edilir. 2. -istinaf sebebi reddedilir.

Mukabil istinafın 1. ve 2.istinaf sebepleri reddedilir. 3.istinaf sebebi ise kabul edilir.

Netice itibarıyla; Alt Mahkemenin yetkisizlik hususunda verdiği kararın iptali ve Davacı lehine Davalı No.2 ve 4 aleyhine aşağıdaki şeki-lde hüküm verilmesi gerekmektedir:


SONUÇ
Yukarıda belirtilenler ışığında;

A-Alt Mahkemenin Davacının davasının yetkisizlik nedeni

ile ret ve iptal eden kararı iptal edilir.

B- Davacı lehine Davalı No.2 ve 4 aleyhine müştereken ve


-




münferiden aşağıdaki şekilde hüküm ve emir verilir:
a.Talep Takririnin 23 (a)paragrafı tahtında feshin







geçersizliği;
Bildirim (ihbar) tazminatı olarak 2388.18.- TL meblağ
ve iş bu meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden itibaren tamamen te-diye tarihine değin yasal faiz;
İhbar sürelerine ait ücretlerin 3 katı tutarı tazminat olarak 11,300.82 TL ve iş bu meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden itibaren tamamen tediye tarihine değin yasal faiz;
Kullanılmamış izinlerle ilgili olarak 750.91 TL ve- ve iş bu meblağ üzerinden 31.7.2010 tarihinden itibaren tamamen tediye tarihine değin yasal faiz;
Eksik ödenen aylarla ilgili olarak 1817.55 TL ve yasal faiz;
Dava masrafları için hüküm ve emir verilir.

C- İstinaf masrafları, Aleyhine İstina-f Edilen Davalı No.2
ve 4 tarafından ödenecektir.





Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç

Yargıç Yargıç





8 Mayıs 2017










30












Full & Egal Universal Law Academy