Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 45/2016 Dava No 25/2019 Karar Tarihi 25.06.2019
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 45/2016 Dava No 25/2019 Karar Tarihi 25.06.2019
Numara: 45/2016
Dava No: 25/2019
Taraflar: Bekir Erol Raman ile Nezire Hasan Hüseyin n/d Pervin Hasan Hüseyin arasında
Konu: Taşınmaz mala tecavüz(Tresspass) - idari bir kararın özel hukuktan kaynaklanan bir hak karşısındaki durumu
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 25.06.2019

-D. 25/2019 Yargıtay/Hukuk No: 45/2016 (Lefkoşa Dava No: 9198/2013)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.


Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan, Bertan Özerdağ, Peri Hakkı


İstinaf eden : Bekir Erol Raman, Atatürk Caddesi-, Gönyeli-
Lefkoşa.
(Davalı)

İle

Aleyhine istinaf edilen : Nezire Hasan Hüseyin n/d Pervin
Hasan Hüseyin, Atatürk Caddesi,
Lefkoşa.
- (Davacı)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına : Avukat Öncel Polili hazır
Aleyhine istinaf edilen namına : Avukat Serhan Çinar adına
Avukat Feriha Çağa hazır.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi- Kıdemli Yargıç Şerife Katip Kır'ın, 9198/2013 sayılı davada, 18/3/2016 tarihinde verdiği karara karşı, Davalı tarafından yapılan istinaftır.


--------------


K A R A R



Ahmet Kalkan : İstinaf Eden/Davalı, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 18.3.20-16 tarihinde, aleyhine verdiği yıkım emrine karşı bu istinafı dosyaladı.

Aleyhine İstinaf Edilen/Davacı (Bundan böyle sadece Davacı olarak anılacaktır.) 16.12.2013 tarihinde İstinaf Eden/Davalı (Bundan böyle sadece Davalı olarak anılacaktır.) aleyhine bi-r dava dosyalayarak, Davalının arazisi üzerinde bulunan ve Davacının koçanına işlenen geçit hakkını kullanmasını engelleyen duvarı ve/veya inşaatı yıkmasını talep ederek, bu doğrultuda hüküm, tazminat ve dava masraflarını talep etti.

Davalı 20.3.2014 ta-rihinde dosyaladığı Müdafaa ve Mukabil Dava Takririnde Davacının iddialarını reddederek, söz konusu geçit hakkının herhangi bir bildirim yapılmadan, tazminat ödenmeden, makul bir geçiş yeri olup olmadığını araştırmadan ve Anayasa'ya aykırı bir yöntemle ver-ildiğini, davanın ileri gidemeyeceğini ileri sürdükten sonra, konu geçit hakkının mutlak butlanla iptalini içeren tespit kararı verilmesini talep etti.

Davacı 24.9.2014 tarihinde Müdafaaya Cevap ve Mukabil Davaya Müdafaa Takriri dosyaladıktan sonra, Dav-alı 13.10.2015 tarihinde elde ettiği emirle Müdafaa ve Mukabil Takririni tadil ederek, geçit hakkı üzerinde ruhsatlı inşaat bulunduğunu müdafaasına ekledi.

Davacı tadil edilmiş Müdafaa ve Mukabil Davaya Müdafaa Takririnde Davalının iddialarını reddedere-k, Talep Takririndeki iddialarını ve özellikle geçit hakkının kesinleştiğini ve yapılan iddiaların ileri gidemeyeceğini ileri sürdü.

İSTİNAFA İLİŞKİN OLGULAR:

Alt Mahkemenin şahadet, emareler ve dava layihaları ile saptadığı olgular özetle şöyledir:
-
Davacı Gönyeli'de, köy içi, Pafta Harita No:XXI/20/Köy, Parsel 196'da kain A 625 kayıt No.lu taşınmaz malın sahibidir.

Davalı aynı Pafta Haritada kain Parsel 198'in sahibidir.

Davacı, Davalıya ait Parsel 198 üzerinde, Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarr-uf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası madde 11(1)(b) altında 30 yılı aşkın bir süreden beri nizasız fasılasız kullandığı geçit hakkı elde etti.

Tapu Müdürünün Fasıl 224 madde 80 altındaki yetkilerini kullanarak aldığı kararla kaydedilen geçit hakkına karşı- Davalı Fasıl 224 madde 61 altında Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 3/1993 sayılı İstida/İstinafı dosyaladı.

Lefkoşa Kaza Mahkemesinin İstida/İstinafı reddetmesi üzerine, Davalı Yargıtaya istinaf dosyaladı. Ancak daha sonra Yargıtaydaki istinafını geri çekerek-, geçit hakkı kararını kesinleştirdi.

Taraflar arasında daha sonra davalaşmalar olmuşsa da dava konusu parsel üzerindeki geçit hakkı kesinleştiğinden, Davalının talepleri reddedildi.

Konu geçit hakkı üzerinde Davalı tarafından inşa edilmiş inşaat ruh-satlı duvar bulunduğundan, Davacı geçit hakkını kullanamamaktadır.

Huzurundaki olguları değerlendiren Alt Mahkeme, aşağıdaki gibi hüküm vermiştir:


"Yukarıda belirtmiş olduğum bulgular, içtihatlar ve olgular ışığında, Davacıya ait geçit hakkı üzeri-nde bulunan duvar ve/veya garajın ve/veya tıkanıklığın 15/4/2016 tarihine kadar Davalı tarafından masrafları kendine ait olmak üzere yıkılmasına, bu süre içerisinde engel ve tıkanıklığın tamamıyla ortadan kaldırılacak şekilde yıkımın gerçekleştirilmemesi h-alinde, engel ve/veya tıkanıklığa ilişkin konu duvar ve/veya garajın polisin gözetiminde Davacı tarafından ve/veya talimatlandıracağı kişiler tarafından yıkılmasına ve Davalının Davacıya 2000TL yıkım masrafı ödemesine Hüküm ve Emir verilir."


Bu davaya k-onu geçit hakkının Mahkeme kararıyla kesinleşmesine ilişkin tüm olgular Yargıtay/Hukuk 45/2008 D.9/2013 sayılı Nezire Hasan Hüseyin ile Bekir Erol Raman davasında belirtildiği gibidir.

Aynı şekilde taraflar arasında cereyan eden hukuki sürece ilişkin ol-gular, bu davanın Yargıtay safhasında, Davalı Avukatı tarafından yapılan Anayasa'ya havale müracaatına konu Yargıtay/Hukuk 45/2016 D.10/2019 sayılı ara kararda açıkça belirtildiğinden, mezkur olgulara sırası geldikçe veya gerektikçe değineceğiz.

İSTİNAF -SEBEPLERİ:

Davalının dosyaladığı istinaf ihbarnamesinde 17 istinaf sebebi bulunmaktadır.

Bu meseledeki ilk istinaf duruşmasında, Davalı Avukatı, Fasıl 224 Taşınmaz Mal Yasası'nın 11(1)(b) ve 80. maddelerinin Anayasa'nın 1. ve 36. maddelerine aykırı o-lduğunu ileri sürerek, konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesi müracaatında bulunmuş, ancak yapılan bu müracaat Yargıtayın 29.3.2019 tarihli ara kararıyla reddedilmiştir.

Yargıtayın verdiği ara kararından sonra Davalı Avukatı, 1'den 12'ye kadar olan- istinaf sebeplerini geri çekerek, 13,14,15,16 ve 17. istinaf sebeplerinde ısrarcı olduğunu beyan etmiştir.

Davalı Avukatının ısrarcı olduğu istinaf sebeplerini aşağıdaki gibi tek başlık altında toplamak mümkündür. Buna göre:

Muhterem Alt Mahkeme, Dava-lının inşaatıyla ilgili planlama onayı ve inşaat izni varlığını sürdürürken yıkım emri vermekle, garajın yeri, boyu, genişliği belirtilmeden
belirsiz geçit hakkı üzerindeki garajın yıkılmasına emir
vermekle, davada talep edilmemesine rağmen -yıkımdan
dolayı Davalının Davacıya 2000TL yıkım masrafı ödemesine
emir vermek ve Davalı aleyhine dava masrafları için hüküm
vermekle hata etti.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Davalı Avukatının iddiaları, başlıklar halinde ve öze-t olarak şöyledir:

Alt Mahkeme, Davalının idari karar ve tasarrufla edindiği planlama onayı ve inşaat izni varlığını sürdürürken, geçit hakkının mahkeme tarafından iptal edildiği bir dönemde yapılan inşaatın yıkılmasına emir vermekle yetkisini aşmış ve- hata etmiştir.

Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası madde 43(1) tanımına uygun, kanunsuz bir giriş olmadan, tecavüzün varlığına bulgu yapılması hatadır. İdari kararlar iptal edilmediği müddetçe, yürürlükte ve geçerli kabul edildiğinden, Alt Mahkeme yıkım em-ri veremezdi.

Alt Mahkeme, talep edilmediği halde, 2000TL masraf emri vermekle hata etti.

İbraz edilen belgelerde Davacıya ait yerde samanlık, bir oda, bir kümes ve avlu olduğu yazmaktadır. Ortada bir ev yoktur. Dolayısıyla, Davacının iddia ettiği gibi- evine giremediği iddiası doğru değildir.

Davacı Avukatı ise hitabında, özetle şöyle demiştir:

Muhterem Alt Mahkeme kararında hata yoktur.

Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 3/1993 sayılı İstida/İstinafta verdiği karar, Yargıtayda istinafın geri çekilmesiyl-e kesinleştiğinden, Müdürün verdiği kararın geçerliliği hukuken tartışılmaz.

İzin ve onaylar konusunda Davalının iddiaları, kendi tanıkları tarafından çürütülmüştür. Çünkü Tanık Şenol Tuncay geçit hakkının olduğunun kendilerine bildirilmediğini, geçit h-akkının olması halinde ise izin verilemeyeceğini söylemiştir.

Bunun yanı sıra, Davacı Tanığı No.2 Mehmet Özdemirağ, Lefkoşa Tapu Dairesinde çalışan memur olarak, geçit hakkı üzerinde garajın bulunduğunu söyleyerek belirsizliği ortadan kaldırmıştır.

Y-ıkım masrafı ile ilgili Alt Mahkeme önünde yeterli şahadet olduğu gibi, Mahkeme doğal yetkisiyle böyle bir emir vermeye de yetkilidir.

Ölçü verilmemesi ile ilgili iddianın daha önce Alt Mahkeme tarafından müdafaa ve mukabil talepte ileri sürülmediği ned-eniyle ruling yapılarak reddedilmiş ve Tapu'dan gelen şahadetle geçit hakkının varlığı ispat edilmiş olup dolayısıyla üzerindeki engelin kaldırılmasına ilişkin emirde hata yoktur. Bu nedenle, Davalının istinafının reddi gerekir.

İNCELEME :

İstinaf seb-eplerini, tarafların iddia ve hukuki argümanlarını inceleyip değerlendirdik.

Muhterem Alt Mahkeme, Davalının inşaatıyla ilgili planlama onayı ve inşaat izni varlığını sürdürürken yıkım emri vermekle, garajın yeri, boyu, genişliği belirtilmeden belirsiz g-eçit hakkı üzerindeki garajın yıkılmasına emir vermekle, davada talep edilmemesine rağmen yıkımdan dolayı
Davalının Davacıya 2000TL yıkım masrafı ödemesine emir
vermek ve Davalı aleyhine dava masrafları için hüküm
vermekle hata etti.
-
Bu istinafta öncelikle cevaplanması gereken soru, yıkım emrine konu garaj duvarının inşaat ruhsatlı olmasının davaya olan etkisidir.

Alt Mahkemenin geçit hakkı üzerindeki garajın ne zaman yapıldığına dair bir bulgusu bulunmamakla birlikte, istinaf ih-barnamesindeki 15. istinaf sebebinde belirtilen gerekçeye göre, inşaat izni, Mahkeme tarafından geçit hakkının iptal edildiği bir dönemde alınmıştır. Aynı iddia, Müdafaa ve Mukabil Talep Takririnin 8. paragrafında da yer almaktadır.

Şehir Planlama Daire-sinde inşaat ruhsatlarına planlama onayı vermekle görevli Davalı Tanığı No.2 Şenol Tuncay'a göre, Planlama Onayının başlangıç tarihi 18.4.2008, bitiş tarihi ise 17.4.2011'dir. Planlama Onay Belgesi, Emare No.8 olarak Alt Mahkemeye sunulmuştur.

Aynı Tanı-ğa göre, Davalı tarafından ibraz edilen koçanda geçit hakkı kayıtlı değildi; olmuş olsaydı, Planlama Onayı ve izin verilemezdi(Mavi 130-131).

Yargıtay/Hukuk 45/2016 D.10/2019 sayılı Ara Kararda, Yargıtay/Hukuk 45/2008 D.9/2013 sayılı Yargıtay kararından -iktibasla taraflar arasındaki uyuşmazlığın Mahkemedeki kronolojisi aktarılmıştır. Mahkeme kararıyla tespit edilmiş olgulara göre, Davacının 24.11.1980 tarihinde yaptığı müracaat sonucunda, Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü Davalıya ait A156 kayıt No.lu Parse-l 198 üzerinde geçit hakkı tesis etti.

Davalı tarafından 26.2.1993 tarihinde Lefkoşa Kaza Mahkemesine dosyalanan 3/1993 sayılı İstida/İstinaf, Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 21.1.1994 tarihinde, karara bağlanarak reddedildi. Davalı bu karara karşı do-syaladığı istinafı, 8.11.1994 tarihinde, Yargıtayda geri çekti.

Daha sonra Tapu ve Kadastro Müdürü, 21/11/1994 tarihinde aldığı kararla geçit hakkını iptal etti.

Davacı bunun üzerine 24/2/1995 tarihinde 2/1995 sayılı İstida/İstinafı dosyaladı.

Lefk-oşa Kaza Mahkemesi, 5/5/1997 tarihinde verdiği kararında, Müdürün geçit hakkını kaldıran kararını iptal etti.

Bu karardan sonra Davacı, geçit hakkını kullanmaktan men edildiği ve/veya üzerinden geçişinin engellendiği iddiasıyla, Davalı aleyhine Lefkoşa -Kaza Mahkemesinde 4029/2003 sayılı bir dava dosyaladı.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi, 21.3.2008 tarihinde geçit hakkının mutlak butlanla geçersiz olduğuna hükmetti ve Davacının davasını reddederek, mukabil talep gereğince hüküm verdi.

Davacının bu karara ka-rşı dosyaladığı Yargıtay/Hukuk 45/2008 D.9/2013 sayılı İstinaf, 15.4.2013 tarihinde neticelendi. Yargıtay, mezkur kararda kesinleşmiş geçit hakkının yargı konusu yapılamayacağına hükmederek, 4029/2003 sayılı davada verilen hükmü iptal etti.

Emare No.8 P-lanlama Onay Belgesinin başlangıç tarihi 18.4.2008 olduğuna göre, Planlama Onayının 4029/2013 sayılı davada verilen 21.3.2008 tarihli iptal kararından sonra, ancak 15.4.2013 tarihli Yargıtay kararından önce düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu gerçeğe istinade-n, Davalı Tanığı No.2 Şenol Tuncay'ın Planlama Onayı verilirken koçanda geçit hakkının kayıtlı olmadığına dair iddiasının gerçek olduğu ortaya çıkmaktadır.

Bu durumda, Davalının inşaat ruhsatı ile yaptığı inşaatın Davacının trespass iddialarına olumsuz -yönde etki edip edemeyeceğini belirlememiz gerekmektedir.

Yargıtay/Hukuk 40/2014 D.53/2017 sayılı Sadi Çelebi ve diğeri ile KKTC Başsavcısı arasındaki davada, Şehir Planlama Dairesinin verdiği Planlama Onayını kamu hizmetinin yürütülmesi esnasında alına-n izin veya ruhsat niteliğinde, idari bir karar veya işlem olduğuna karar verilmiştir. Mevcut içtihat kararlarına uyulmasının bir gereği olarak, Davalının kendi parseli için Şehircilik Dairesinden aldığı Planlama Onayı ve bağlı izinleri idari karar olarak -kabul etmemiz gerekmektedir.

Ancak bu durum, Davacının yargı kararıyla kesinleşmiş geçit hakkı üzerinde inşaat yapıldığı iddiasının incelenmesini hukuken etkisiz hale getirmemektedir.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, Davacı, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin- 4029/2003 sayılı davada aleyhine verdiği iptal kararını Yargıtay kararıyla iptal ettirmiştir. Hukuk davalarında verilen hükümler, hüküm tarihinden geçmişe doğru davanın veya yargı işleminin başlatıldığı tarihten itibaren etkili olduğundan, 4029/2003 sayı-lı davadaki hükmün bozulmasıyla Davacının 1980 yılında elde ettiği geçit hakkı, 1980 yılından itibaren sürekliliğini ve kesintisizliğini korumuş addedilir.

18.4.2008 tarihi itibarıyla başlayan Planlama Onayı, Davalı için alınmış idari bir karar olup, g-araj dahil tüm projeyi kapsamaktadır. Planlama Onayının idari karar olarak mevcudiyeti, Davacının özel hukuktan kaynaklanan bir hakkına tecavüz olması halinde tecavüze konu inşaatı veya bir kısmını meşru hale getirmediği gibi, Davacının kesinleşmiş geçit h-akkı üzerinde etki doğuran idari nitelikli birel işlem sonucunu doğurmaz. Davadaki uyuşmazlık konusu idari kararın geçerli olup olmadığı değil, Davalının arazi üzerindeki fiilinin trespass oluşturup oluşturmadığıdır. Dolayısıyla, Davacının özel hukuktan ka-ynaklanan geçit hakkına veya taşınmaz malına yönelik bir müdahaleye karşı hukuk davasında çare aramasında hukuki engel yoktur(Bu konuda Yargıtay/Hukuk 119/2018 D.41/2018 sayılı Gönyeli Belediyesi ile Ahmet Şenol ve diğeri davasına atıfta bulunuruz).

Mevc-ut hukuki gerçeklere istinaden garajın Davacıya ait geçit hakkı üzerinde tecavüz (trespass) oluşturup oluşturmadığını tespit etmemiz gerekir.

Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 43(1) maddesine göre, taşınmaz mala tecavüz herhangi bir kişinin herhangi -bir taşınmaz mala kanunsuz olarak girmesi, kanunsuz olarak zarar vermesi veya müdahale etmesiyle oluşur.

Taşınmaz malına tecavüz edildiğini ileri süren Davacının böyle bir müdahaleyi ortadan kaldırmaya hakkı olabilmesi için tecavüzün vuku bulduğu anda m-alın sahibi veya tasarruf etmeye hakkı olan kişisi olması gerekir(Bakınız Halsbury's Laws of England 3rd ed.vol.38 s.744).

Taşınmaz mala tecavüz, kanuna aykırı girişle oluşabileceği gibi, kanuna uygun olarak girilen ahvalde kanuna uygun girişin sonlanma-sı veya sonlandırılması ve tasarrufun kanunsuz bir şekilde devamı ile de oluşabilir. Bu konuda Yargıtay/Hukuk 106/1987 ve 118/1987 D.47/1989 ve Yargıtay/Hukuk 98/2009 D.17/2011 sayılı içtihat kararlarına atıfta bulunuruz).

Bu meselede Davacının 1980 yıl-ından beri Davalıya ait arazi üzerinde geçit hakkı elde ettiği ve bu geçit hakkının yargısal işlemle kesinleştiği mahkeme kararıyla sabit olduğundan, Davalıya ait parsel 198 içerisinde kayıtlı bulunan geçit hakkını tasarruf etmeye ve bu davayı açmaya ehil -olduğu açıkça anlaşılmaktadır.

Davalının inşaat ruhsatı aldığı dönemde, Davacının parsel 198 üzerindeki geçit hakkı Mahkeme kararıyla kaldırılmış olsa da, Yargıtay 15.4.2013 tarihinde konu kararı iptal ettiğinden, bu davanın açıldığı 16.12.2013 tarihi i-tibarıyla konu geçit hakkı üzerinde oluşturulan engel kanunsuz müdahale kapsamında (trespass) bir tecavüzdür. Bu nedenle, Davalıya ait inşaat ruhsatı, Davacının mahkeme kararıyla elde ettiği geçit hakkının kullanılmasına meşru engel veya müdafaa oluşturmaz-.

Davalı, konu garajın yeri, boyu, genişliği, arazi üzerindeki konumu belirlenmeden yıkım emri verildiğini, bunun hata olduğunu iddia etmektedir.

Alt Mahkeme kararı incelendiğinde, Mahkemenin geçit hakkı üzerinde duvar ve/veya garaj ve/veya inşaat -bulunduğuna bulgu yaptığı görülmektedir.

Alt Mahkeme bu bulgusunu, Lefkoşa Tapu Dairesinden gelen Davacı Tanığı No.2 Mehmet Özdemirağ'ın şahadeti ile yapmıştır. Mahkeme huzurunda aksine şahadet olmadığından, Alt Mahkemenin Tapu Memurunun şahadeti ile ya-ptığı bulgusunda hata yoktur.

Aynı Tanık şahadetinde, bu türden eski geçit haklarında genişlik ve enin yazılmadığını, ancak kroki ve/veya site plandan ölçekli cetvelle genişlik ve enin tespit edileceğini ifade etmiş, Alt Mahkeme, bu şahadeti kararına ak-tarmıştır(Mavi 163).

Tapuda kayıtlı bulunan ve haritalarda gösterilen geçit hakkının mevcut haliyle açık tutulması ve hak sahibinin geçiti kullanmasına engel teşkil edecek etkenlerin ortadan kaldırılması yasal yükümlülüktür.

Tapu Memurunun şahadetiyle-, Davalıya ait Parsel 198 üzerinde işaretlenmiş geçit hakkı ve bu geçit hakkı üzerinde inşa edilmiş garaj bulunduğu tespit edildiğinden, geçit hakkının veya tecavüzün belirsizliğinden bahsedilemez. Bu sonuca bağlı olarak Alt Mahkeme, konu geçit hakkı üzeri-nde inşa edilen garajın ve/veya duvarın geçit hakkına tecavüz oluşturduğuna ve yıkılması gerektiğine bulgu yapmakla hata etmiş değildir.

Buna göre 14. ve 15. istinaf sebeplerini reddederiz.

Davalı Avukatı son olarak, Davalının Davacıya 2000TL yıkım m-asrafı ödemesi emrinin gerekçesiz olduğunu ve bu meblağın talep edilmediğini iddia ederek, Alt Mahkemenin bu konuda hata yaptığını iddia etmiştir.

Alt Mahkeme kararından yıkım masrafı olarak tespit edilen 2000TL'nin makul izahı yapılmadığından, Alt Mah-kemenin yıkım masrafı olarak belirlediği miktarı iptal etmeyi uygun ve adil bulduk. Bu sonuca bağlı olarak, Davalının Davacıya 2000TL yıkım masrafı ödemesine ilişkin Alt Mahkeme kararı ile ilgili istinaf sebebini kabul ederiz.

Alt Mahkemenin dava masraf-larını takdir ederken hata yaptığına ikna olmadığımızdan, dava masrafları ile ilgili istinaf sebebini reddederiz.

NETİCE:

Davalı istinafında kısmen başarılı olmuştur.
Netice itibarıyla:
Alt Mahkemenin Davalının Davacıya 2000TL yıkım masrafı ödemes-ine ilişkin verdiği emre karşı dosyalanan istinaf sebebinin kabul edilerek yıkım masrafı emrinin iptaline; diğer tüm istinaf sebeplerinin reddedilmesine karar verilir.
B. İstinaf masraflarıyla ilgili emir verilmez.



Ahmet Kalkan Bertan Özer-dağ Peri Hakkı
Yargıç Yargıç Yargıç


25 Haziran, 2019











13






Full & Egal Universal Law Academy