Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 45/2016 Dava No 10/2019 Karar Tarihi 29.03.2019
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 45/2016 Dava No 10/2019 Karar Tarihi 29.03.2019
Numara: 45/2016
Dava No: 10/2019
Taraflar: Mustafa Eran Raman ile Nezire Hasan Hüseyin n/d Pervin Hasan Hüseyin arasında
Konu: Anayasa Mahkemesine havale talebi - uyuşmazlığın çözümünde etken madde - hükümlerin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 29.03.2019

-D.10/2019 Yargıtay/Hukuk No: 45/2016 (Lefkoşa Dava No: 9198/2013)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan, Bertan Özerdağ, Peri Hakkı


İstinaf eden : Mustafa Eran Raman, Müteveffa Bekir Erol Raman
n/d -Bekir Erol Mustafa n/d Bekir Erol Mustafa
Raman Terekesi, Tereke İdare Memuru sıfatıyla,
Atatürk Caddesi, Gönyeli, Lefkoşa.
(Davalı)

ile

Aleyhine istinaf- edilen : Nezire Hasan Hüseyin n/d Pervin
Hasan Hüseyin, Atatürk Caddesi,
Lefkoşa.
(Davacı)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına : Avukat Öncel Polili
Aleyhine istinaf edile-n namına : Avukat Serhan Çinar adına
Avukat Feriha Çağa hazır.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Şerife K.Kır'ın, 9198/2013 sayılı davada, 18.3.2016 tarihinde verdiği karara karşı Davalı tarafından yapılan istina-ftır.


------------------


ARA KARAR


Ahmet Kalkan : İstinaf Eden/Davalı, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin, 18.3.2016 tarihinde, aleyhine verdiği yıkım kararına karşı bu istinafı dosyaladı.

İstinafın dinlenmek üzere tayin edildiği 7.1.20-19 tarihinde, Davalı Avukatı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne etken olduğunu iddia ettiği Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın geçit hakkı ile ilgili 11.1(b) ve 80. maddelerinin Anayasa'nın 1. ve 36. maddelerine a-ykırı olduğunu ileri sürerek, konunun Anayasa'nın 148. maddesi altında Anayasa Mahkemesine havalesini talep etti.


OLGULAR:

Davalı Avukatının havale talebiyle ilgili olguları özetle şöyledir:

Davacı, 16.12.2013 tarihinde bir dava dosyalayarak Daval-ı aleyhine;

Davalının, Davacı lehine verilen ve/veya Davacıya ait Gönyeli'de köy içinde Pafta/Harita XXI/20 köy, Parsel 198'den Parsel 196'ya olan geçit hakkını herhangi bir şekilde tıkamaması ve/veya tıkanıklığı kaldırması ve/veya duvarı ve/veya inşaatı-n yıkılması ve/veya Davacının kullanmasını men etmemesi gerektiği yönünde bir emir ve/veya karar;
Davalının, Davacı lehine verilen Gönyeli'de köy içinde Pafta/Harita XXI/20 köy, Parsel 198'den Parsel 196'ya olan geçit hakkının engellenmesinden ve/veya Dav-acıya müdahale edilmesinden dolayı Davacının uğradığı özel ve/veya genel zarar-ziyan;
Yasal faiz;
Mahkemenin uygun göreceği sair hal şekli;
Dava masraflarını;
talep etti.



Davalı dosyaladığı Müdafaa ve Mukabil Talep Takririnde, özetle: A156 kayıt No.-lu taşınmaz malı üzerinde Davacının A625 kayıt No.lu taşınmaz malı lehine bir geçit hakkı bulunduğunun doğru olduğunu, Davalının bu geçit hakkını vermediğini, hiçbir bildirim yapılmadan, makul tazminat ödenmeden, makul geçiş yeri olup olmadığını araştırmad-an, Yasaya ve Anayasa'ya aykırı ısdar edilmiş bir geçit hakkı tesis edildiğini, Davacının 40 yılı aşkın süreden beri bu geçiti kullandığının gerçek dışı olduğunu iddia ederek, Mukabil Talep altında konu geçit hakkının mutlak butlanla batıl olduğuna ve ipta-l edilmesi gerektiğine ve tazminat ödenmesine ilişkin hüküm verilmesini talep etti.

Davacı, Müdafaa Takririne Cevap ve Mukabil Talebe Müdafaa Takririnde, genellikle Davalının iddialarını reddedikten sonra, bu konunun Lefkoşa Kaza Mahkemesinde ikame edil-miş olan 3/1993 sayılı istida/istinafta ileri sürüldüğünü, istida/istinafın Davalı aleyhine neticelendiğini, Yargıtay/Hukuk 45/2008 sayılı kararda bu iddiaların tartışılarak kesin hüküm halini aldığını, dolayısıyla geçit hakkının geçerliliği konusunun tart-ışılamayacağını, Res judicata olduğunu iddia ederek, mukabil talebin reddini talep etti.

Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 18.3.2016 tarihinde verdiği hükme göre, Yargıtay/Hukuk 45/2008 D.9/2013 sayılı karar ile konu taşınmaz malda Davacı lehinde geçit hakkı ol-duğu olgusu kesinleşmiştir. Kesinleşmiş bir karar ışığında geçit hakkının gayriyasallığının ileri sürülmeyeceği esasından hareketle, Mukabil Davanın ret ve iptal edilmesi ve geçit hakkı üzerine inşa edilen duvarın ve/veya garaj ve/veya tıkanıklığın yıkılma-sı gerekmektedir.

Davacının zarar-ziyan taleplerini reddeden Lefkoşa Kaza Mahkemesi Davacıya ait geçit hakkı üzerinde bulunan duvar ve/veya garaj ve/veya tıkanıklığın 15.4.2016 tarihine kadar yıkılmasına hüküm ve emir verdi.


TARAFLARIN HAVALE İLE İLG-İLİ İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla havale talebinde bulunan İstinaf Eden/Davalı Avukatının iddialarını aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

Fasıl 224 Taşınmaz Mal Yasası'nın 11.1(b) maddesi ve 80. maddesi Anayasa'nın Hukuk Devletini -düzenleyen 1. ve Mülkiyet Hakkını düzenleyen 36. maddelerine aykırıdır.

Anayasa'ya aykırılık talebinin Anayasa Mahkemesine iletilmesi için uyuşmazlık konularının herhangi birinin karara bağlanmasında etken olması ve daha önce aynı konuda veya benzeri ko-nuda karar verilmemiş olması gerekmektedir.

Havale talebine konu 11.1(b) maddesi bugün itibarıyla yürürlükten kalkmıştır. Ancak bu meseleye uygulandığından, Anayasa'ya aykırılığı talep edilebilir.

Davacı, geçit hakkını, 1980 yılında yapmış olduğu mür-acaat ile elde etmiştir. Ancak burada garaj duvarının yıkılması söz konusudur. Geçit hakkının verilmesi mal varlığının ekonomik değerini fiilen azaltan bir durum yaratmaktadır. Yasa maddesi, mal varlığının değerini azaltan böyle bir sonuç ile ilgili tazmin-at öngörmedi. Bu düzenleme, Anayasa'nın 36(3) maddesine aykırıdır. Aynı şekilde, Yasanın 80. maddesi, Tapu Müdürünün verdiği kararlara kesinleşme olanağı verdiği ve bu niteliği kazanan mezkur kararlar bedel ödenmemiş, ihbar verilmemiş bir geçit verilmesi v-e yıkım yapılması sonucunu doğurduğu için Anayasa'nın 1. maddesine aykırıdır.

Davalı Avukatına göre, Davalı Müdafaa Takririnde, Anayasa'ya aykırı hiçbir kuralın uygulanamayacağını ileri sürdüğü ve Mukabil Talep ile tazminat talep ettiği için havale konu-su maddeler uyuşmazlığın karara bağlanmasına etken olduğu cihetle, konunun Anayasa'nın 148. maddesi altında Anayasa Mahkemesine iletilmesi gerekmektedir.

Aleyhine İstinaf Edilen/Davacı Avukatı hitabında, özetle: Davalı Avukatının havalesini istediği ma-ddenin Fasıl 224 Taşınmaz Mal Yasası'nın 11.1(b) maddesi olduğunu, halbuki istinafta 11 A. maddesinden bahsettiğini, Mahkeme huzurundaki konuyla alakası olmayan maddelerin havale edilmesinin istenemeyeceğini, taraflar arasındaki davalaşmanın uzun zamandan -beri devam ettiğini, ihtilaf konusu geçit hakkının Yargıtay/Hukuk 45/2008 D.9/2013 sayılı karar ile kesinleştiğini, tarafların aynı olduğu 9198/2013 sayılı davada Davalıyı temsil eden o zamanki Avukatın aynı maddenin Anayasa'ya havalesini talep ettiğini an-cak reddedildiğini, ret kararına karşı dosyalanan istinafı bilahare geri çektiğini, kesinleşen kararlar dikkate alındığında havalesi talep edilen maddelerin uyuşmazlığın karara bağlanmasında etken olmadığının ortada olduğunu, Yasanın 80. maddesinin Anayasa-'nın 152. maddesine aykırılığının daha önce 14/1986 D.17/1987 sayılı Anayasa Mahkemesi kararında incelendiğini, 36. maddesi altında bir inceleme yapılmamış olmakla birlikte, söz konusu maddenin belirtilen sebeplerle etken olmadığının açık olduğunu, Mahkeme-nin hükme bağlanmış konuları tekrar ele alamayacağını, uyuşmazlık karara bağlanırken dikkate alınmayacak maddelerin Anayasa Mahkemesine havalesinin yasal olanağı olmadığını, bu sebeple havalenin reddi gerektiğini ileri sürmüştür.


Davalı Avukatı, özelli-kle Yasanın 11A maddesi ile ilgili iddialarına açıklık getirmiş ve geçit kararının, Yasanın 11A maddesinde öngörüldüğü gibi tazminat ödenerek verilmesi gerektiğini, Müdürün geçit hakkına dayanarak uyguladığı 11.1(b) maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu il-eri sürdüklerini, Alt Mahkemenin Fasıl 148 madde 43'e dayanarak trespass nedeniyle yıkım kararı verdiğini, Yasanın 11A maddesinden bahsedilmesinin havale talebini olumsuz etkileyecek bir durum yaratmadığını ileri sürmüştür.


İNCELEME:

Davalı Avukatını-n konunun Anayasa Mahkemesine iletilmesi talebi incelenip değerlendirildi.

Yerleşmiş hukuki prensipler ve Anayasa'nın 148(1) maddesinde belirtildiği gibi, bir yargısal işlemdeki taraflardan herhangi biri, istinaf işlemleri de dahil olmak üzere, işlemin -herhangi bir safhasında, uyuşmazlık konularından herhangi birinin karara bağlanmasında etkisi olabilen herhangi bir yasanın veya kararın veya söz konusu yasa veya kararın herhangi bir kuralının , Anayasa'ya aykırılığını ileri sürebilir ve mahkemenin konuyu- Anayasa Mahkemesine iletmesi halinde Anayasa Mahkemesince karar verilinceye kadar işlemleri durdurur.

Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 148. maddesi altında
konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesi talebiyle karşı karşıya kalan mahkemelerin, böyle bi-r talebi değerlendirirken, havale konusunun, önündeki uyuşmazlık konu ve konularının herhangi birinin karara bağlanmasında etken olduğunu açıkça belirlemeleri gerektiği prensibini benimsediğinden, öncelikle havalesi istenen maddelerin uyuşmazlığın karara b-ağlanmasına olan etkisini inceleyip, etkenlik unsurunun oluşup oluşmadığına karar vermemiz gerekmektedir.

Etkenlik konusunun karara bağlanmasında yapılması gereken önemli hususlardan birisi de, aykırılığı iddia edilen maddelerin, o davada uygulanacak k-ural olup olmadıklarını belirlemektir. Davada uygulanacak norm ya da kural olarak adlandırılan bu prensip, somut norm denetiminde dikkate alınması gereken temel kurallardan biridir. Neticede, o yargısal işlemde uygulanmayacak bir maddenin, uyuşmazlığın çöz-ümünde etken olması düşünülmeyeceğinden, ilgili madde veya maddelerin havalesinin reddi gerekecektir.

Mahkeme, etkenlik konusu haricinde, havale talebini değerlendirirken, daha önce aynı veya benzeri konularda karar verilip verilmediğini de inceler. Ayn-ı ve benzeri konuda daha önce uygunluk veya aykırılık kararı verilmiş olmasına bağlı olarak, havale talebini duruma göre kabul veya reddedebilir.

Yukarıda serdedilen prensipler ile ilgili Anayasa Mahkemesi 2/1982 D. 9/1982 sayılı Kemal Rüstem ile KTFD B-aşbakanlığı vasıtasıyla KTFD ve diğerleri, Anayasa Mahkemesi 8/1999 D.5/1999 sayılı Starcot Marketing Export Ltd. ile Kıbrıs Tunca Bank Ltd. ve Yargıtay/Hukuk 111/2014 D.7/2015 sayılı Kıbrıs Türk Liman İşçileri Şirketi ile Filo Denizcilik Şirketi Limited d-avası kararlarına atıfta bulunuruz.

Anayasa Mahkemesine iletilmesi talep edilen Yasanın 11.1(b) maddesi, başka birinin taşınmaz malından geçit hakkı veya herhangi bir imtiyaz, serbesti, irtifak hakkı veya her ne şekilde olursa olsun başka herhangi bir h-ak veya iktisap edebileceği hallerden birini düzenlemekte; bu maddenin içerdiği haklar, müdahalesiz olarak, otuz yıllık sürenin tümü sırasında herhangi bir kişi veya onun talepte bulunmak için dayandığı kişiler tarafından kullanıldığı hallerde elde edilebi-lmektedir.

Bu maddeye göre, 30 yıllık tasarrufla geçit hakkı veya diğer hakları elde etme hakkı, Devlet Malı olan veya Devlete verilen herhangi bir taşınmaz mala uygulanmaz.

Davalı Avukatının Anayasa'ya aykırılığını ileri sürmediği ancak davada uygu-lanmasını talep ettiği Yasanın 11A maddesi, 7/1978 sayılı Değişiklik Yasası'yla Yasaya eklenmiş olup, bu maddeye göre, Yasa kurallarına bakılmaksızın, bir taşınmaz malın herhangi bir sebepten dolayı kamu yoluna çıkmak için gerekli olan geçitten mahrum olac-ak şekilde kapalı olması veya mevcut geçidin bir taşınmaz malın uygun şekilde kullanılması, inkişafı veya işletmesi için yeterli olmaması halinde, o taşınmaz malın sahibi, makul bir tazminat ödemek koşuluyla civarındaki taşınmaz mallar üzerinde geçit talep- etmek hakkına sahiptir.

Yasanın havaleye konu 80. maddesi ise, Tapu Müdürünün kararlarına karşı itirazı düzenlemektedir. Bu Yasa kuralları uyarınca Müdürün verdiği bir emir, ihbarname veya karardan kendisini mağdur hisseden herkes, böyle bir emir, kara-r veya ihbarnamenin kendisine tebliğ edildiği tarihten 30 güne kadar mahkemeye istinaf etme hakkını haizdir.

Aynı maddeye göre, öngörüldüğü şekilde istinafta bulunulması dışında, hiçbir mahkeme, Tapu Müdürünün Yasa uyarınca ele almaya yetkili olduğu her-hangi bir konu ile ilgili herhangi bir dava veya işlemi kabul etmez.

İlgili madde, mahkemeye, KKTC'den gaybubet, hastalık veya başka makul bir sebeple kendisini mağdur hisseden birinin, 30 günlük süre içerisinde istinaf etmekten men edildiğine ikna olma-sı halinde, uygun şartlarla bu süreyi uzatabilme yetkisini vermektedir.

Bu hususları belirttikten sonra, havale talebine konu Fasıl 224 madde 11.1(b) ve 80. maddelerin taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne etken olup olmadıklarını incelememiz gerekm-ektedir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yıllardır devam etmektedir. Uyuşmazlığın hukuki kronolojisi aynı taraflar arasındaki Yargıtay/Hukuk 45/2008 D.9/2013 sayılı Yargıtay kararında anlatılmıştır. Bu kararda belirtilen sürece sadık kalarak, meselenin -anlaşılabilmesi için süreci kararımızda kısaca özetlemeyi uygun bulduk.

Buna göre:
Davacı, 24.11.1980 tarihinde, Tapu ve Kadastro
Müdürüne müracaatta bulunarak, 40 yılı aşkın süreden
beri, dava konusu parseli, kendi parsellerine ulaşma-k
için geçit olarak kullandıklarını iddia etti ve
geçit hakkı talebinde bulundu.

Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü, Yasanın 11.1(b)
maddesi altında Davalıya ait A156 kayıt No.lu taşınmaz
mal üzerinde Davacı lehine geçit -hakkı tesis etti.

Durumu 1993 yılında öğrenen Davalı, Lefkoşa Kaza Mahkemesine 3/1993 No.lu istida/istinafı dosyaladı.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi, Yasanın 61. ve 80. maddelerine aykırı davranıldığı gerekçesiyle istinafı reddetti.


Davalı bu kar-arı Yargıtaya istinaf etti, ancak daha
sonra istinafı geri çekti.

İstinafın geri çekilmesi sonucunda, 3/1993 sayılı istida/istinaf kararı kesinleşmiş oldu.

İstinafın geri çekilmesi üzerine, Tapu ve Kadastro Müdürü, Başsavcılığın da görüşünü- alarak, tesis edilen geçit hakkını iptal etti.

Bu karara karşı bu sefer Davacı, 2/1995 sayılı
istida/istinafı dosyaladı.

2/1995 sayılı istida/istinafın sonucunda, Lefkoşa
KazaMahkemesi Müdürün kararını iptal etti.

Bu durumda, -1980 yılında, Davacı lehine tesis edilen geçit hakkı aynen yürürlükte kalmaya devam etti.

Davalının konu geçite duvar inşa etmesi ve geçişi engellemesi üzerine, Davacı, Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 4029/2003 sayılı davayı dosyaladı ve geçit hakkının engel-lenmemesini ve/veya geçiti tıkayan duvarın yıkılmasını talep etti.

Davalı tıpkı bu davada olduğu gibi, geçit hakkı tazminat ödenmeden tesis edildiği için mutlak butlanla batıl ve geçersiz olduğu doğrultusunda tespit kararı talep etti.

Davayı dinleyen- Lefkoşa Kaza Mahkemesi, Tapu Müdürünün 1980 yılında verdiği kararın kesinleşmiş sayılmayacağı ve Res judicata teşkil etmediği gerekçesiyle, Müdürün Davacı lehine verdiği geçit hakkının yürürlükte kalması kararını iptal etti.

Davacı, 4029/2003 sayılı da-vada verilen karara istinaf dosyaladı.

Yargıtay, 45/2008 D.9/2013 sayılı kararda belirttiği gerekçeler ile Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünün 1980 yılında verdiği kararın kesinleştiğini belirttikten sonra şöyle demiştir:

"Karar kesinleştikten sonra, a-rtık Tapu ve Kadastro
Dairesi Müdürünün verdiği geçit hakkının hukuken geçerli
olup olmadığı ve/veya tesis edilip edilmediği yargı
konusu yapılmaz."


Sonuç olarak, Yargıtay, konu kararında Lefkoşa Kaza Mahkemesinin kararını iptal -etmiştir.

Yargıtayın bu kararından sonra Davacı huzurumuzdaki istinafa konu 9198/2013 sayılı davayı açarak, olgular bölümünde belirttiğimiz çareleri talep etmiş, Alt Mahkeme de talep doğrultusunda hüküm vererek, Davalının önceki taleplerine benzer çarel-er içeren mukabil talebini reddetmiştir.

Yukarıda özetini verdiğimiz hukuki sürecin sonunda, Davacının Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünün kararı ve Mahkeme hükmüyle elde ettiği kesinleşmiş geçit hakkının, yasal olarak geçerli olup olmadığı ve/veya tesis -edilip edilmediği ihtilaf ve yargı konusu yapılamayacağından, Fasıl 224 Taşınmaz Mal Yasası'nın 11.1(b) ve 80. maddelerinin taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde uygulanması olanağı ortadan kalkmıştır.

Bu sonuçtan hareketle, davada uygulanmayacak -maddelerin, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne etken olduğunu söylemek mümkün değildir.

Davalı Avukatının iddialarından biri de, Davacı lehine tesis edilen Mahkeme kararlarının mutlak butlanla batıl olduğuna ve Anayasa'ya aykırı bir hükmün uygul-anamayacağına ilişkindir.

Bizim sistemimizde hükümlerin Anayasa'ya uygunluğunun denetim yolu açık değildir. Bu husus, Anayasa Mahkemesinin 4/1994 D.6/1994 sayılı Kıbrıs Vakıflar Bankası ile Davalı No.1 Vefa Jabar davasında karara bağlanmıştır. Dolayısıy-la, Yargıtayın Yargıtay/Hukuk 45/2008 D.9/2013 sayılı istinafta Anayasa'nın 1. ve 36. maddelerine aykırı bir şekilde hüküm kurduğu gerekçesiyle, Yasanın 11.1(b) ve 80. maddelerinin Anayasa Mahkemesine havalesi olanağı yoktur.

Davalı Avukatının bir diğe-r iddiası ise, Davalının Mukabil Taleple tazminat talep ettiği, bu anlamda havalesi talep edilen her iki maddenin uyuşmazlığın çözümüne etken olduğu yönündedir.

Dava konusu geçit hakkı, 30 yıllık kesintisiz tasarruf esasından Davacı lehine tesis edilmiş- ve Müdürün bu husustaki kararı yukarıda belirttiğimiz Mahkeme kararları ile kesinleşmiştir.

Yasanın 11.1(b) maddesinde geçit hakkının tesisi için mal sahibine tazminat ödenmesi öngörülmemiştir. Bu madde altında konu taşınmaz mal üzerinde Davacı lehine -tesis edilen geçit hakkı tüm sonuçlarıyla kesinleştiğinden, geçit hakkını başka bir davada tazminat üzerinden uyuşmazlık konusu yaparak ilgili maddeleri uyuşmazlığın çözümüne etken hale getirmek olanağı yoktur.

Mevcut gerçekler ışığında, Yasanın 11.1(b)- ve 80. maddelerinin taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne etken olmadığı sonucuna ulaştığımızdan, Davalı Avukatının konunun Anayasa Mahkemesine havalesini içeren talebinin reddi gerekmektedir.


NETİCE:

Yukarıdakiler ışığında, Davalı Avukatının Fa-sıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 11.1(b) ve 80. maddelerinin Anayasa'nın 1. ve 36. maddelerine aykırı oldukları gerekçesiyle konunun Anayasa Mahkemesine iletilmesi talebinin reddine KARAR verilir.



Ahmet Kalkan -Bertan Özerdağ Peri Hakkı
Yargıç Yargıç Yargıç

29 Mart, 2019











13






Full & Egal Universal Law Academy