Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 41/2010 Dava No 29/2010 Karar Tarihi 23.11.2010
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 41/2010 Dava No 29/2010 Karar Tarihi 23.11.2010
Numara: 41/2010
Dava No: 29/2010
Taraflar: Asel Engineering Ltd. ile Resa Budak Co. Ltd.
Konu: İstinaf süresinin uzatılması talebi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 23.11.2010

- D.29/10 Yargıtay/Hukuk No: 41/2010
(Lefkoşa Dava No: 5441/2008)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.

İstinaf eden: Asel Engin-eering Ltd., Organize Sanayi Bölgesi, 7. sokak No 16 - Lefkoşa
(Davalı)

-ile-

Aleyhine istinaf edilen: Resa Budak Co. Ltd., 36 İstanbul Sokak- Lefkoşa
- (Davacı)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Talat Kürşat adına Avukat Akan Kürşat

Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Kıvanç M. Rıza.


İstinaf, Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcı Ş-erife Katip Kır'ın 5441/08 sayılı davada dosyalanan istinaf süresinin uzatılmasına ilişkin istidada 1.4.2010 tarihinde verdiği karara karşı Davalı/Müstedi tarafından yapılmıştır.

...........................


H Ü K Ü M


Narin F. Şefik: Bu -istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu okuyacaktır.

Hüseyin Besimoğlu: Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 5441/08 sayılı hukuk davasında 15.12.2009 tarihinde sair şeyler yanında Davacı leyhine ve Davalı aleyhine dava konusu dükkânın tahliye ed-ilmesi konusunda hüküm verilmiş ve tahliye hükmünün icrasının 31.03.2010 tarihine kadar durmasına karar verilmiştir.

Davalı/Müstedi istinaf etme süresini geçirmiş, bu sebeple 15.2.2010 tarihinde dosyaladığı bir istida ile Kaza Mahkemesinin 15.12.2009 tar-ihinde verdiği hükme karşı istinaf dosyalamak için istinaf süresinin uzatılması isteminde bulunmuştur.

Davalı/Müstedi, 15.02 2009 tarihli istidasını Avukat Akan Kürşat'ın yemin varakası ile desteklemiştir. Av.Akan Kürşat yemin varakasında özetle; Davalı- avukatlarından birisi olduğunu, Davalı/Müstedi aleyhine 15.12.2009 tarihinde diğer şeyler meyanında tahliye hükmü verildiğini, bu karardan Davalının mağdur olduğunu, Davalının Kaza Mahkemesi hükmünden istinaf edilmesi için Avukatlarına talimat verdiğini- ,gerekçeli kararın alınması üzerine istinaf ihbarnamesini gerekçeleri ile birlikte hazırladığını,istinafın dosyalanması için doğum izinli olan sekreterin yerine bakan sekretere verdiğini ,kısa bir süre sonra istinafın tebliğinin gerçekleşip gerçekleşmediğ-ine bakmak için dosyayı kontrol ettiğinde,dosya içerisinde istinaf ihbarnamesi ve suretlerinin dosyalanmadan durduğunu gördüğünü ; yapmış olduğu araştırma sonucunda ofisteki sekreterin bir hatası sonucu istinafın dosyalanmadığını ve işlem bekleyen dosyalar- arasında beklediğini ileri sürmüştür.

Davalı/Müstedi avukatlarından Akan Kürşat; 15.12.2009 tarihli Kaza Mahkemesi hükmünün istinaf dosyalama süresi içinde 26.1.2010 tarihinde dolduğunu, kötü niyetli olmayan bir hatadan dolayı süresinde istinafın dosyal-anmadığını; talep edilen iznin veya emrin verilmemesi halinde bu durumdan hiçbir kusuru olmayan ancak son derece haklı istinaf sebepleri bulunan Davalının zarar göreceği ve büyük bir adaletsizlik teşkil edeceğini ileri sürüp talep edilenlerin makul, adil o-lup bundan Davacı/ Müstedaaleyhin zarar görmesinin söz konusu olmadığını ileri sürerek, istida gereğince emir verilmesini talep etmiştir.

Davacı/Müstedaaleyh, Davalı/Müstedinin doslayaladığı 15.02.2010 tarihli istidaya avukatı vasıtasıyle 4.3.-2010 tarihinde itirazname dosyalamış ve bu itirazını Naziyet Öksüzoğlu'nun yemin varakası ile desteklemiştir.

Naziyet Öksüzoğlu, yemin varakasında özetle; Müstedinin yapmış olduğu iddiaları red ve inkâr ederek ,istinaf ihbarnamesi dosyalamak için ilg-ili sekreterin Mukayyitliğe gittiğini, ancak bunu istinaf süresinin hitamından sonra yaptığı için ilgili Mukayyidin istinaf ihbarnamesinin dosyalanmasını reddettiğini, dolayısıyle istinaf ihbarnamesinin sekreterin bir hatası olarak dosyalanmadığının doğru -olmadığını, istinaf dosyalanmaması ile ilgili hata değil, ihmâl olduğunu, talep edilen emrin veya iznin verilmesinin makul ve adil olmadığını, böyle bir emrin verilmesi halinde Davacı/ Aleyhine İstinaf Edilenin meşru menfaatlerinin veya kazanılmış hakların-ın zarar görmesinin mevzu bahis olduğunu, Mahkeme tutanağında belirtilen sürelere ciddi surette uyulması gerektiğini, Mahkemelerin tavırlarını öncelikle belirlenen sürelere uyulmasından yana koymaları gerektiğini, çok istisnai sebepler olmadıkça istinaf sü-resinin uzatılmasına sıcak bakılmaması gerektiğini, sağlık konusu önemli bir husus olmasına rağmen başkalarının hak ve hukukunu koruma görevini üstlenen bir avukatın asla hafife alınmayacak sorumlulukları olduğunu, avukatın gaybubet veya rahatsızlığı veya -ihmali istinaf süresinin uzatılması için yeterli bir sebep olmadığını, avukat sekreterinin ihmalinin istinaf süresinin uzatılması için yeterli olmadığını ve istida gereğince emir verilmemesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Davalı/Müstedinin yapmış olduğu- başvuru üzerine 29.03.2010 tarihinde bu istidanın duruşması yapılmış ve duruşma maksatları için Davalı/Müstedi tarafından Avukat Akan Kürşat şahadet vermiştir. Davacı/ Müstedaaleyhin tarafından ise tanık celbedilmemiştir.

Yapılan duruşma sonucunda- Kaza Mahkemesi, 1.4.2010 tarihli kararında sair şeyler yanında istinaf dosyalama süresinin uzatılması için makul, yeterli, kabul edilebilir ve ikna edici neden bulunduğu hususunda tatmin edilmediğini ifade ederek Davalı/Müstedinin istemini reddetmiştir. -

Davalı/Müstedinin istidasının reddedilmesi üzerine Davalı/Müstedi, 1.04.2010 tarihli karardan 9.4.2010 tarihinde istinaf dosyalamıştır. İstinaf sebepleri özetle aşağıda olduğu gibidir:

Muhterem Bidayet Mahkemesi hukuksal prensipleri genel olar-ak doğru belirtmiş olmasına rağmen bu prensipleri "yalın" bir şekilde ele alıp önündeki meseleye tatbik etmiş ve hata işlemiştir.
Müstedi Avukatının bu meselede istinaf dosyalanmadığı hususunun tespit edilmesinden sonra istinaf konusu istidayı takriben 2 h-afta sonra dosyalamış olması ile Y/H 26/02 (D. 5/03)'deki gecikme arasında çok önemli farklılıklar olduğunu, o davadaki Avukat tutumu ile bu meseledeki Avukat tutumu arasında çok önemli farklılıklar olduğu hususlarını göz ardı etmekle Mahkeme hata işlemişt-ir.
Muhterem Mahkeme Müstedi Avukatının şahadetinde iyi niyetle ve dürüstçe ikrar eylediği kendi hatasını, aleyhine bir unsur olarak algılamış olmakla ve/veya yemin varakasında istinaf sebeplerinin neler olduğunu belirtmemiş olması menfi bir unsur olarak e-le almak ve/veya akılda tutmakla ve/veya bu iki husustaki içtihatları ve/veya emsal olabilecek kararları göz ardı etmekle hata işlemiştir.
Tüm ahval ve şeriat muvacehesinde ve/veya ileri sürülen gerekçelerin makul ve/veya yeterli ve/veya kabul edilebilir v-e/veya ikna edici olmadığı hususundaki Mahkeme bulgusu hatalı olup istidayı masraflarla reddetmesi hatalıdır.

İstinafa konu olgular aşağıdaki şekilde özetlenebilir;

Davacı Lefkoşa'da Bedreddin Demirel Caddesinde bulunan Resa Budak Apartmanı olarak- bilinen binadaki 134/1 numaralı dükkânın mal sahibidir. Davalı ise Kiracıdır.

Davacı, 5441/08 sayılı davayı ikame ederek dava konusu dükkânı Davalıya 25.3.1999 tarihinde kiraladığını ,kira mukavelesinin sona ermesi üzerine, Davalının yasal kirac-ı olduğunu, takriben 7650 sterlin kira bedelinin ödenmemesi üzerine Davalıya avukatı vasıtasıyla 21 günlük ihbar gönderip ödenmeyen kiraları talep ettiğini, Davalının 21 gün geçtiği halde ve dava gününe kadar kiraları ödemediğini, ödeme teklifinde bulunma-dığını iddia ederek dava konusu dükkânın tahliyesi ve ödenmeyen kiraların ödenmesi talebinde bulundu.

Davalı, müdafaa layihası ile Davacının iddialarını reddetmiştir. Tarafların anlaşamamaları üzerine davanın duruşması yapılmıştır. Duruşma sonu-cunda 15.12.2009 tarihinde Davacı leyhine ve Davalı aleyhine dava konusu dükkânın tahliyesi ve ödenmeyen kira bedellerinin ödenmesi için hüküm verilmiştir. Tahliye hükmünün icrası 31.3.2010 tarihine kadar durdurulmuştur.

15.12.2009 tarihli hükmü-n istinaf dosyalama süresi 26.1.2010 tarihinde dolmuştur.
Davalı, istinaf dosyalama süresinin uzatılması talebini içeren istidayı 15.02.2010 tarihinde dosyalamıştır

İstinaf ihbarnamesi 09.04.2010 tarihinde dosyalanmıştır.

İstinaf ih-barnamesinin dosyalanmadığı takriben şubat 2010 başlarında öğrenilmiştir.

5441/08 sayılı davaya konu hükmün parasal kısmı Davalı tarafından ödenmiştir.
İstinaf duruşması sırasında Davalı/Müstedi avukatı özetle; Kaza Mahkemesinin hukuksal prensipleri- doğru farzetmiş olduğunun doğru olduğunu, ancak hukuki prensipleri yalın bir şekilde uygulamakla hata ettiğini, yapılan hatanın sekreter ve avukat hatasından kaynaklandığını, iyi niyetli yapılan bir hata olduğunu ileri sürmüş, istinaf sebeplerini ayrı ay-rı izah ederek 15.02.2010 tarihli istida gereğince istinaf süresini uzatmamakla Kaza Mahkemesinin kararının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

Davacı/ Müstedaaleyh avukatı ise özetle; bu meselede Mahkemenin takdir hakkını kendi leyhine kullanması hus-usunda Mahkemeyi tatmin etme görevinin İstinaf Edende olduğunu, ilgili içtihadi kararları Kaza Mahkemesinin gerektiği gibi inceleyip karar ürettiğini ve bu nedenle hatalı olmadığını ileri sürüp istinafın reddedilmesini talep etmiştir.

İstinaf se-bepleri birbirlerine bağlı ve birbirleri ile ilgili olduğu için istinaf sebeplerini birlikte incelemeyi uygun bulduk.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğünün E.35 N.2 ye göre; bir davada Mahkemenin verdiği hükme karşı hak talep eden 6 hafta g-eçtikten sonra istinaf edemez meğer ki hükmün verildiği gün veya daha sonra hükmü veren Mahkeme veya İstinaf Mahkemesi belirtilen müddetin uzaması için emir versin.Tüzüğün ilgili maddesi aşağıda olduğu gibidir.

E.35 N.2"İstinaf Mahkemesinin 57. Emrinin 2.- nizamı uyarınca haiz olduğu yetkiye bağlı olarak ve bu yetkiye zarar gelmeksizin, herhangi bir ara emrine karşı veya dava sayılmayan herhangi bir meselede verilen bir emre karşı, ilgili emir gerek kesin gerek ara emri olsun on dört gün geçtikten sonra, ve- diğer emirlerde ise altı hafta geçtikten sonra istinafa gidilemez; meğer ki Mahkeme veya Yargıç emri verdikten veya emrin verilmesinden sonra herhangi bir zaman, veya İstinaf Mahkemesi süreyi uzatmış olsun,............''

İstinafın süresinin uza-tılması istemi Birleştirilmiş Y/H 6/2002 ve 8/2002 (D.2/2003) sayılı kararda şöyle ifade edilmiştir.

"Hukuk Usul Tüzüğü, E.35 n.2'de bir hükümden istinaf dosyalama süresinin 6 hafta olduğu ancak bu sürenin Mahkeme tarafından uzatılabileceği ifade edilmekt-edir. Tüzükte belli bir işlemin yapılması, belli bir adımın atılması için bir süre belirlenmişse esas olan işlemi belirlenen süre içerisinde yapmak, bu süreye uymak ve uyulmasını sağlamaktır. Mahkeme tavrını öncelikle belirlenen sürelere uyulmasını sağlama-ktan yana koymalıdır. Bununla beraber Mahkemeye istinaf dosyalama süresini uzatma yetkisi verilmiştir, ancak Mahkeme istinaf dosyalama süresini uzatması için makul, yeterli bir nedenin var olduğu ve sürenin uzatılmasının adil olacağı hususunda tatmin edilm-edikçe, süreyi uzatıp uzatmamakta sahip olduğu takdir hakkını, sürenin uzatılması istemi doğrultusunda kullanmamalıdır. Mahkeme sürenin uzatılması konusunda sahip olduğu takdir hakkını adli olarak kullanmalı ve meselenin tüm olgularını değerlendirerek bir -karara varmalıdır. Sürenin uzatılması isteminde bulunanlar bunu bir hak olarak görmemelidir; aksine yukarıda ifade edildiği gibi esas olan Tüzükte belirlenen süreye uymak ve uyulmasını sağlamaktır. Tüzükte belirlenen süreye uymayan ve bu sürenin uzatılması- istemi ile Mahkemeye başvuranların, sürenin uzatılması için makul, kabul edilebilir, yeterli neden göstererek Mahkemeyi takdirini sürenin uzatılması istemi doğrultusunda kullanması için tatmin etmeleri gerekir."

Bu kurallar Y/H 26/2002 (D:5/2003) sayı-lı kararda da ayni şekilde tezekkür edilmiş ve benimsenmiştir.

Bir davada taraf olan bir avukatın o dava ile ilgili olarak müvekkiline karşı hukuki sorumlulukları vardır. Bu konu Yargıtay/Hukuk 26/2002 (D:5/2003) 'te aşağıdaki şekilde ifade edilm-iştir.

"ancak başkalarının hakkı ve hukukunu koruma görevini üstlenen bir avukatın asla hafife alınmayacak sorumlulukları vardır''

5441/2008 sayılı davanın kararı 15.12.2009 tarihinde verilmesinden sonra Davalı kendisini mağdur hissettiği için -avukatına istinaf dosyalama talimatı vermiş, bu talimat sonrası Davalı avukatı istinaf ihbarnamesini gerekçeleri ile birlikte hazırlamış ve dosyalaması için izinde olan sekreterin yerine bakan yeni sekreterine vermiştir.

Davalı avukatı, -istinafın tebliğ edilip edilmediğini araştırdığında takriben Şubat 2010 başlarında istinafın dosyalanmadığını öğrenmiş ve istinaf dosyalama süresinin uzatılması için 15.02.2010 tarihinde Kaza Mahkemesine bir istida dosyalamıştır.

5441/2008 sayıl-ı davadan yapılan istinafın gününde dosyalanıp dosyalanmadığını kontrol etme ilgili avukatın asli görevidir. Bu görev ilgili avukatın müvekkili ile ilgili asla hafife alınamayacak sorumluluklarından birisidir.

Bir avukat dosyalanması gereken b-ir istinafın nasıl ve hangi süre içinde dosyalanması gerektiğinin sorumluluğu ve bilinci içinde olmalıdır. Aksi takdirde istinaf etme süresinin avukat veya bir sekreter hatasında kaynaklanması halinde bugibi bir hareketin iyi niyetle yapılan bir hareket -olarak algılanması mümkün değildir.

İstinaf ihbarnamesinin süresi içinde dosyalanmamış olmasını Davalı Avukatının bir hatası olarak görürüz.

Esas olan tüzükte belirlenen süreye uymak ve uygulanmasını sağlamaktır.

İlg-ili içtihadi kararlarda belirtildiği gibi Tüzükte belirlenen süreye uymayan ve bu sürenin uzatılması için makul, kabul edilebilir, yeterli neden göstererek Mahkemenin takdirini sürelerin uzatılması istemi doğrultusunda kullanmak için Kaza Mahkemesini Dav-alı/Müstedinin ikna etmesi gerekir.(gör:Y/H 10/75)

Davalı Müstedi avukatı gerekli olan itinayı ve titizliği göstermiş olsa idi istinaf dosyalama süresini geçirmeyecekti. Davalı/Müstedi avukatı gerekli olan itinayı ve titizliği göstermemiş ve net-icede istinaf dosyalama süresi Davalı/Müstedi Avukatının hatasından dolayı gününde dosyalanamamıştır.

Kaza Mahkemesinin istinaf süresini uzatıp uzatmama konusunda takdir yetkisi vardır.

Kaza Mahkemesi bu takdir yetkisini her meselenin k-endine has olguları çerçevesinde ve adli olarak kullanması gerekir. Bu konu Y/H 10 /75 'de aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir.

"Mahkeme kendisine verilen uzatma yetkisini kullanırken, bir takdir hakkına sahiptir. Ancak işbu takdir hakkını kullanırken huku-k ilkelerine uyarak kullanması gerekir. Herhangi bir kanunda veya nizamnamede belirtilen bir müddetin uzatılması için makul sebeplerin varolması ve bu hususta Mahkemenin tatmin edilmesi gerekir. Herhangi bir meselede makul ve ikna edici sebep yoksa, herhan-gi bir sürenin Mahkeme tarafından uzatılmaması gerekir. Çünkü kanun ve kanun gereğince yapılan nizamların esas amacı bu gibi kanun ve nizamlarda belirtilen zamana uyulmasıdır"

Davalı/Müstedinin istidasına ekli yemin varakası incelendiğinde istina-f süresinin uzatılması gerekçesini avukat hatası olarak ifade ettiği , bu hatanın tamamıyle iyi niyetle yapılan bir hata olduğu görülür.

Makul mazaret konusu Y/H 124/87,125/87 D.2/88'de aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir.

"Müstedinin b-elirlenen istinaf süresini hangi sebepten geçirdiğine dair makul bir mazaret ileri sürmesi gerekmektedir. Bu hususta, Yargıtay/Hukuk 10/75 Yeşilırmaklı Aysel Cahit ile Salâhi Kâzım arasındaki davada, sayfa 5'te şu görüşe yer verilmiştir:''
"İstinaf edebilm-e süresinin uzatılmasını sağlamak için gereken emrin verilebilmesi gecikmenin makul ve tatminkar bir şekilde izahına bağlıdır. Bunu yapmak da müstediye düşer."
''İlk mahkeme, takdir hakkını kullanırken ilkin, belirlenen istinaf süresinin ne sebeple geçiril-diğine dair makul ve geçerli olabilecek mazaretin müstedi tarafından ileri sürülmesi ve ihtilaf halinde isbatlanması; bu mevcut ise karşı tarafa sürenin uzatılması halinde ne gibi haksızlık ve adaletsizlik olacağını tezekkür ederek bir yargıya varması gere-kir. Bunu yaparken de Georghios Christofi v. Polyvios Socratous 2 C.L.R. 1963 sayfa 71'deki kararda değinildiği gibi belirlenen sürelerin ancak istisnai hallerde uzatılabileceği hususunun da gözden uzak tutulmaması gerekir.

''Keza müstedi tarafından isti-naf süresinin ne sebeple geçirildiğine dair makul bir mazaret ileri sürülmemesi halinde istinafta tartışılabilecek esaslı noktaların mevcut olduğu iddiası kendi başına sürenin uzatılması için yeterli değildir. Areti Pavlou and Another v. Geaorge P. Cacoy-iannis and Others 2 C.L.R. 1963 s.405 ay 406'da bu hususta şöyle denmektedir:''


Davalı/Müstedi istinaf süresinin uzatılması için herhangi bir sebep ileri sürmediği gibi makul mazaret sayılabilecek iddiaları yönünde de şahadet sunmamıştır.

- Tüm gerçekleri tezekkür ettiğimizde Davalı avukatının istinafın dosyalama süresi ile ilgili iyi niyetli bir avukat hatası ile ilgili gerekçesini makul ve ikna edici bulmadık.

Şahadeti ve ilgili içtihadi kararları inceledikten sonra istinaf d-osyalama süresinin uzatılmaması yönündeki değerlendirmesinde Kaza Mahkemesinin takdir yetkisinde hatalı olmadığını belirtiriz.

Bu konu Yargıtay/Hukuk 26/2002 (D.5/2003) sayfa 5'de aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir.

"Tüzükte belirlenen süre içerisinde i-stinafın dosyalanabilmesi için Davacının veya avukatının gerekeni yapmaması Mahkemenin takdirini istinaf süresinin uzatılması lehine kullanması için yeterli bir neden değildir. ARETI PAVLOU v. GEORGE CACOYIANNIS (1963) 2 C.L.R. 405:''
"It is sufficient for- us to say that the failure of the advocate or litigant to take the appropriate steps for the filing of an appeal within the time prescribed by the Rules, is not a sufficient ground upon which the discretion of the Court should be exercised in such an appl-ication".


İstinafın süresi içinde dosyalanmadığı Av.Akan Kürşat'ın şahadetine göre Şubat 2010 başında öğrenilmiştir.İstinaf süresinin uzatılması ile ilgili istida ise 15.02.2010 tarihinde dosyalanmıştır. Bu gerçeklere göre istinaf süresinin uzat-ılması ile ilgili istida ögrenildiği tarihten itibaren takriben 15 gün sonra 15.02.2010 tarihinde dosyalanmıştır.

İstinaf süresinin uzatılması ile ilgili istidanın, istinafın süresinin geçtiğinin ögrenilmesinden itibaren 15 gün sonra dosylanması-nın gerekçelerinin yemin varakasında olmadığı ilgili kayıtlardan anlaşılmaktadır.

Bu süre ile ilgili gerekli izahat verilmediği doğrultusundaki Kaza Mahkemesinin tesbiti doğrudur ve Kaza Mahkemesinin hatalı olduğu söylenemez.

Bu -konu Y/H 26/2002 D 5/2003'de aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir.

''Bir işlemin yapılması için Hukuk Usul Tüzüğünde öngörülen sürenin uzatılması istemi ile Mahkemeye gelenlerden gecikme olmadan gelmiş olmaları -aranır. THE TURKISH COOPERATIVE CAROB MARKETING SOCIETY LTD. v. LÜTFİ KAMİL (1973) 2 C.L.R.1 Sayfa 8'de

"A person who comes to ask the Court to relax provisions of the Rules of Court concerning time 'must show great diligence, and not unnecessary delay, i-n doing so', this was stated by Sir George Jessel M.R. in Craig v. Phillips (1877) 7 Ch.D. 249 at p.252."

İstinaf süresinin uzatılması ile ilgili sebeplerin Müstedinin yemin varakasında gerektiği gibi izah edilmemesi istinaf -süresinin uzatılması yönünde Kaza Mahkemesinin takdir hakkını kullanmasında bir etkendir. (gör:Y/H 6/02,8/02 D.3/03)

Sürenin uzatılması istidasında düşünülen istinaf sebeplerine istidaya ekli yemin varakasında yer verilmesinin Mahkemenin takdirin-i istem doğrultusunda kullanmasına etkili olabilecek bir faktör olup bu konuda Bidayet Mahkemesinin bulgusunda hata olmadığını belirtiriz.
Kaza Mahkemesi Müstedinin müracaatını, Müstedaaleyhin itirazını, verilen şahadeti, ilgili içtihadi kararla-r çerçevesinde incelemiş ve takdir hakkını istidanın reddedilmesi yönünde kullanmıştır.

Kaza Mahkemesinin bu sonuca ulaşırken bu konudaki içtihadi kararları yalın bir şekilde değil içtihadi kararlardaki tüm prensipleri göz önünde tutarak bir so-nuca ulaştığını ve Kaza Mahkemesinin hatalı davranmadığı görüşünde olduğumuzu belirtiriz.

Kaza Mahkemesi bu istinafa konu yapılan müracaatı, verilen şahadet ve ilgili içtihadi kararlar çerçevesinde, gerektiği gibi incelemiş, istinaf süresinin uza-tılması için makul, yeterli, kabul edilebilir ve ikna edici neden bulunduğu hususunda Davalı tarafından tatmin edilmediğini ifade ederek, takdirini istinaf süresinin uzatılmaması doğrultusunda kullanarak, Müstedinin istidasını iptal etmiştir.

Bu- konuda bulguya varan Kaza Mahkemesi hatalı hareket etmemiştir.

Tüm yukarda belirtilenler ışığında istinaf süresinin uzatılması için makul, yeterli, kabul edilebilir ve ikna edici nedeni bulunduğu hususunda tatmin edilmediği nedeni ile 15.02.20-10 tarihli istidayı reddeden Kaza Mahkemesinin hatalı olduğunu söyleyemeyiz.

Netice olarak istinaf süresinin uzatılması istemi ile dosyalanan 15.02.2010 tarihli istidayı reddeden Kaza Mahkemesi kararına karşı Davalı /Müstedi tarafından dosyalan-an istinaf reddedilir.

İstinaf masrafları İstinaf Eden/Davalı tarafından ödenecektir.



Narin F.Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç



25 Kasım, 2010











10






Full & Egal Universal Law Academy