Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 40/2009 Dava No 27/2012 Karar Tarihi 29.06.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 40/2009 Dava No 27/2012 Karar Tarihi 29.06.2012
Numara: 40/2009
Dava No: 27/2012
Taraflar: Aziz Kent ile Yakup Tel arasında
Konu: Sözleşme - Restorasyon işi için sözlü anlaşma - Davacının, sözleşmenin ihlalinden doğan tazminat talebi - İlk Mahkemenin Davacı lehine hüküm vermesi - Davalının hükmü istinafı - İstinafın reddi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 29.06.2012

-D. 27/2012 Yargıtay/Hukuk No: 40/2009
(Lefkoşa Dava No: 3461/2007)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Şafak Öneri, Narin F. Şefik, Ahmet Kalkan.

İstinaf eden: Aziz Kent, Lapta, Girne
(Davalı) -

- ile -

Aleyhine istinaf edilen: Yakup Tel, Küçük Kaymaklı - Lefkoşa
(Davacı)

A r a s ı n d a-.

İstinaf eden namına: Avukat Ergin Ulunay
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Altan Erdağ


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Hüseyin Besimoğlu ve Yargıç Talat Usar'ın 3461/2007 sayılı davada 30.3.2009 tarihinde verdikleri karara karşı, Davalı tarafınd-an yapılan istinaftır.


---------------


K A R A R


Şafak Öneri: Davacı/aleyhine istinaf edilen (kararda "davacı" olarak anılacaktır) meslekten İnşaat Mühendisi olup, özellikle eski eser tamir ve restorasyonu ile uğraşmaktadır. Davalı/istinaf eden (ka-rarda "davalı" olarak anılacaktır) ise, Lefkoşa'da Kumarcılar Hanı olarak bilinen eski eserin sahibi ve/veya tasarruf edenidir.
Davacı, davalı aleyhine, Lefkoşa Kaza Mahkemesinde ikame ettiği istinaf konusu davada; davalı ile Kumarcılar Hanı'nın restorasy-onunu, teknik şartname uyarınca, ₤374.000 karşılı-ğında yapmak için sözlü bir anlaşma yaptıklarını, teknik şartname uyarınca muhtelif işler yaptığını, yaptığı işler için hakediş raporlarına göre ₤46.500 eksik ödeme alması üzerine işi durdurduğunu, bilahare- davalının, restorasyon için başka bir ustabaşı ile anlaşarak, sözleşmeyi zımnen feshettiğini ileri sürerek, toplam ₤46.500 ve faizleri için hüküm talep etti. Davalı ise, davaya mukabil talep takriri dosyalayarak, davacının iddialarını reddetti ve davacını-n Kumarcılar Hanı'nı kendi amaçları için kullandığını iddia ederek, davacıdan muka-bil talep olarak 150.000-TL kullanım bedeli ve/veya tazminat talep etti.

Davayı dinleyen Alt Mahkeme, davacının iddiaları doğrul-tusunda, taraflar arasında, Kumarcılar Ha-nı'nın ₤374.000 keşif bedeli karşılığında, davacı tarafından restore edileceği hususunda bir sözlü anlaşma yapıldığı, bu anlaşma uyarınca, davacının yaptığı işler karşılığında, hakediş raporları uya-rınca, davalıdan ₤46.500 alacağı doğduğu hususlarında bul-gu yaptı ve sonuçta mukabil davayı reddederek, davacı lehine ve davalı aleyhine ₤46.500 ve faizleri için hüküm verdi.

Huzurumuzdaki istinaf, Alt Mahkemenin bu hükmünden yapıl-mıştır.
İstinaf ihbarnamesi, 10 sebep içermektedir. Duruşma esnasında, istinaf- sebeblerinden 2 tanesi geri çekilmiş, diğerleri ise davalı tarafından birlikte ele alınarak, ileri sürülmüştür. İstinaf sebepleri şöyledir:

"1. Alt Mahkeme huzurundaki şahadet ve emareler ışığında tarafların serbest rızalarıyle aynı şeyde ve aynı manada -anlaşmadıkları, yani rıza vermedikleri nedeniyle herhangibir sözleşmenin meydana gelmediği bulgusunu yapmamakla ve Davalının şahadetine istinaden sözlü bir anlaşmanın mevcut olduğu bulgusunu yapmakla ve keza özellikle Davacının deneyimli bir müteahhit olar-ak proje bedeli üzerinden kesin bir anlaşmaya varılmaksızın, sözkonusu restorasyon işlerine başlayacak birisi olmadığı gerekçesiyle sözkonusu proje bedelinin 374.000 Sterling olduğu bulgusunu yapmakla hatalar işledi. Çünkü Alt Mahkemenin huzurundaki emarel-ere ve şahadete göre Davalı 50.000 Sterling'lik ve/veya en çok 190.000 Sterling'lik bir proje bedeli esası üzerinden bir anlaşma yapmaya niyet ederken, Davacı ise 374.000 Sterling'lik bir proje bedeli esası üzerinden bir anlaşma yapmaya niyet etti ve dolay-ısıyle taraflar bir sözleşme yapılması hususunda ayni şeyde ve ayni manada rıza vermediler, yani consenus ad idem olmadığından herhangibir sözleşme meydana gelmedi.

2. Alt Mahkeme taraflar arasında herhangibir sözleşme olmadığı nedeniyle ve keza layihala-rda başka dava sebebini destekleyecek esaslı olgularda olmadığından, sözleşme esasına dayanan bu davayı red ve iptal etmemekle hatalar işledi.

3. Alt Mahkeme huzurundaki emareler ve şahadet ışığında ve özelliklede Ali Kanlı'nın Davalının vekili olmadığı -ve ayni şekilde Yücem Erönen'in de Davalının mimarı olmadığı bulgularını yapmayarak ve dolayısıyle sözkonusu kişilerin beyan, tutum ve davranışlarının Davalıyı bağlamadığını ve Kumarcılar İş Hanının restorasyonu için Türkiye Cumhuriyeti'nden ve/veya Avrupa- Birliği Fonlarından ve/veya UNOPS Fonlarından arabuluculuk yaparak gerekli finansmanı temin etmeleri koşuluyle Ali Kanlı'ya ve/veya Davacıya Kumarcılar İş Hanına girerek, Ali Kanlı'ya verdiği 50.000 US Dollars karşılığı iş yapmalarını ve finansman temin e-tmemeleri halinde daha fazla iş yapmamaları içeren bir izin verdiği bulgularını yapmamakla ve 100.000 Sterling miktara kadar iş yapmalarına yetki verdiği bulgularını yapmakla hatalar işledi.

4. Alt Mahkeme Davacının tanığı mimar Yücem Erönen'in sunduğu Da-valı tarafından onaylanmamış Emare 4, 5 ve 6'daki hakediş raporlarının tarafsız, güvenilir ve doğru oldukları bulgularını yapmakla ve yine Davacının kendi aleyhine ve Davasını ispat için sunduğu Emare 8 raporla çelişen Emare 4, 5 ve 6'daki raporların güven-ilir ve doğru olamayacağı ve dolayısıyle geçersiz oldukları ve yeterli detayı içermedikleri ve/veya tekrardan ibaret oldukları bulgularını yapmamakla hatalar işledi.

5. Alt Mahkeme kendi davası için şahadet veren Davacının tarafsız bir tanık olmadığını gö-zönünde tutmayarak ve Fatma Geylan Onbaşı'nın bir mimar olarak Davacınında benimseyip Davasını ispat için sunduğu Emare 8 raporu hazırlamaya ehil olduğu ve Davacının %10-%15 oranında Emare 8 raporu çürütebildiği bulgusunu yapmamakla ve Yücel Erönen'in de d-eneyimli bir mimar olarak eski eser restorasyon uzmanı olduğu bulgusunu yapmakla ve/veya eski eser restorasyonu uzmanı olduğu varsayımına dayanmakla hatalar işledi.

6. Alternatifli ve yukarıdaki istinaf sebeplerine halel gelmeksizin Alt Mahkeme Davacının -kendi aleyhine Mahkemeye sunduğu ve dolayısıyle onayladığı mimar Fatma Geylan Onbaşı'nın hazırladığı Emare 8 Raporun Davacıyı bağladığı ve ancak en azından başka tanıklar ve/veya Emarelerle sözkonusu Emare 8 Raporun çürütülemediğini ve/veya %10-%15 oranınd-a çürütebildiği bulgularını yapmamakla, dolayısıyle taraflar arasında biran için sözleşme var ise bile, ödenen 20.000 Sterling miktar düşüldükten sonra, geriye kalan 5,000-10,000 Sterling'lik tazminata hükmetmemekle hatalar işledi.

7. Alt Mahkeme Emare 4,- 5, 6 hakediş raporlarının içerikleri hakkında Talep Takririnde mevcut olan izahatın layihalarda esaslı olguların yeralması kuralını tatmin ettiği bulgusunu yapmakla hatalar işledi.

8. Alt Mahkeme huzurundaki şahadet ve emareler ışığında ve özellikle layi-halarda esaslı olgular yer almadığından, hakediş raporlarının ayrıntılarıda esaslı birer olgu olduğundan ve Talep Takririnde yer almadıklarından dolayı, Davacının Davasını ispat edemediği bulgularını yapmamakla ve işbu Davayı red ve iptal etmemekle hatalar- işledi."


İnceleme
1 ve 3'üncü istinaf sebepleri;
Davalının iddialarına göre sözleşme yaparken, tarafların iradeleri, keşif bedeli üzerinde aynı noktada birleşmediği (ad-idem) için, sözleşme Fasıl 149 Madde 13 altında geçer-sizdir.

Davalıya göre, öze-llikle keşif bedeli olarak tarafların ne anlaştıkları belli değildir. Davalı, davacı tarafından yapılan keşif bedelinin ₤190.000 olduğunu, elinde mevcut 50.000-USD parası olduğunu, bu para ile restorasyona başlayıp, davacının sponsor fon bulması halinde, r-estorasyona devam edilmesi, fon bulunmaması halinde ise, işin sona erdirileceği hususunda davacı ile anlaştıklarını ileri sürmekte, davacı ise, restorasyon bedelinin ₤374.000 olduğu hususunda sözlü olarak anlaştıklarını, davalının bu iş için ₤100.000 ayır--dığını, davalının sponsor fon bulmaması halinde bu miktardan sonra işin duracağını iddia etmektedir.

Alt Mahkemenin istinaf sebepleri ile ilgili bulguları şöyledir:

"Bu durumda tarafların sözleşmenin koşulları ile ilgili iradelerinin aynı noktada buluş-up buluşmadığının incelenmesi gerekir. Daha farklı bir anlatımla Davacı 374,000-Sterling'e işi yapacağı iradesinde iken acaba Davalı da aynı iradeyi taşımış mıdır? Yoksa Davalının iradesi 190,000-Sterling bedel mukabili restorasyon işinin yapılacağı yönünd-e midir? Bu soruların cevabı, taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin meydana gelip gelmediğinin tesbiti açısından da önemlidir. Bu tür bir sözleşme açısından, yapılacak işin ne olduğu ve kaça yapılacağı sözleşmenin en esaslı unsurlarıdır. Davacı tanıkla-rından Ali Kanlı, Davalının kendisini bu projenin yürütülmesi konusunda yetkilendirdiğini ifade ile 190,000-Sterling'lik ilk keşfin yapılmasını müteakip restorasyon kurallarına göre hanın rölövesinin çıkarılması gerektiğini Davalının bilgisine getirdikleri-ni bunun üzerine Davalının Mimar Osman Sarper'de proje olduğunu ifade ederek bahse konu projenin alınıp yeniden değerlendirme yapılmasını istediğini söylemiştir. Yine aynı tanık proje üzerinde yapılan çalışmayı müteakip yapılması gereken ekstra işlerin old-uğunun saptanması üzerine keşif bedelinin 374,000-Sterling'e yükseldiğini, elektrik işlerinin de Davacı tarafından yapılması istenirse bu meblağın takriben 450,000-Sterling olacağını, tüm bunları Davacı ile birlikte gidip Davalının bilgisine getirdiklerini- ifade etmiştir.

Davacının Kumarcılar Hanı'nda restorasyon faaliyetlerine başladığı taraflar arasında ihtilaflı değildir. Yine Davacının özellikle eski eser restorasyonunda uzman ve profesyonel bir müteahhit olduğu konusunda da taraflar hemfikirdir. Yap-ılmak istenen restorasyonun da yine hem maddi hem de manevi anlamda önemli bir proje olduğu da şahadetten anlaşılmaktadır. Duruşma süresince yakından gözleme şansı bulduğumuz Davacının, işinde deneyimli biri olarak bu denli büyük çaplı bir işe proje bedeli- üzerinde kesin bir anlaşmaya varılmaksızın girişecek bir müteahhit olmadığını düşündüğümüzü belirtmek isteriz. Yukarıda özetlediğimiz şahadet ışığında tarafların 374,000-Sterling bedel üzerinden anlaştıklarını doğru kabul eder, bulgu yaparız.

...........-.........................................

Bu yöndeki şahadeti bir bütün olarak değerlendirdiğimiz zaman Davalının, Ali Kanlı vasıtası ile tüm bu restorasyon işlerini yürütmek iradesinde olduğu ve Ali Kanlı'nın bu maksatla Davalı namına yaptığı tasarruflar-ı da kabul ettiği şeklinde bir yoruma varmaktayız. Nitekim Davalı Müdafaa ve Mukabil Talep Takriri'nde de Ali Kanlı'yı koordinatör olarak atadığını ifade etmektedir. Tüm bunlar da Yücem Erönen'in bu projenin kontrol mimarı olarak tayin edildiği sonucunu do-ğurmakta ve Davacının Yücem Erönen'in hakediş raporları mucibince Davalı tarafından ödeneceği hususunda anlaştıklarına dair iddiasını desteklemektedir. Proje için bir kontrolör tayin edilmesinin doğal sonucu da kanaatimizce budur. Dolayısı ile tarafların 3-74,000-Sterling'e yapılması hususunda mutabık kaldıkları restorasyon işinin ödemelerinin, kontrol mimarı sıfatıyla Yücem Erönen'in tanzim edeceği hakediş raporları mucibince yapılacağı konusunda da hemfikir olduklarını doğru kabul ederiz."


Alt Mahkemen-in huzurunda bu bulgulara varmak için yeterli şahadet bulunmaktadır. Alt Mahkeme bu bulgulara varırken, özellikle, davacının ve davacı tanıkları Ali Kanlı ile Yücem Erönen'in şahadetlerine dayanmıştır. Tanıkları değerlendirmek ve söylediklerine inanıp inan-mamak alt mahkemenin takdirinde olan bir husustur. Yargıtay, alt mahkemelerin tanıklar ve şahadet hususundaki bulgularına müdahalede bulunmakta çekingen davranır. Alt mahkeme önündeki şahadet, mahkemenin olgularla ilgili yaptığı bulgulara makul olarak varm-ası için yeterli ise, Yargıtay bu bulgulara müdahale etmez. Meğer ki istinaf eden, alt mahkemenin tanıkları ve şahadeti hatalı değerlen-dirdiği, yapılan bulguların ibraz edilen olgulara dayanmadığı, tanıklara inanılmaması gerektiği hususlarında Yargıtayı i-kna edebilsin.

Huzurumuzdaki meselede Alt Mahkemenin bulgu yaparken hatalı davrandığı, bulguların Alt Mahkemenin önündeki olgulara dayanmadığı, Alt Mahkemenin huzurundaki şahadeti yanlış değer-lendirdiği, tanıklara ve şahadetlerine inanılmaması gerektiği- hususunda istinaf eden, bizi ikna edebilmiş değildir.

Bu nedenle, bu istinaf sebepleri reddolunur.

2, 7 ve 8'inci istinaf sebepleri;
Davalı, davacının hakediş raporuna göre talepte bulunduğu cihetle, söz konusu hakediş raporlarının esasa ilişkin olg-u mahiyetinde olduğunu ve talep takririnde detaylı olarak yer alması gerektiğini, talep takririnin bu hususta yeterli açık-lıkta olmadığını ileri sürmektedir.

HMUT Emir 19 Nizam 4'e göre, esasa ilişkin olguların layihalarda gösterilmesi gerekir. Bu kura-lın amaçlarının başında, karşı tarafın, meselenin özü ile ilgili bilgilen-dirilmesini sağlamak, sürpriz iddia ve olgularla karşılaş-masını önlemek gelmektedir.
İstinaf konusu meselede, davacının alacağı, taraflar arasın-daki sözleşme uyarınca yapılan iş k-arşılığında hakediş rapo-runa göre tesbit edileceği para miktarlarıdır. Talep takririne bakıldığı zaman, sözleşme gereğince yapılacak işin mahiyetinin teferruatlı bir şekilde talep takririnde yer aldığı, hakediş raporlarından tarih ve bedel olarak bahsedil-diği görülmekle birlikte, yapılan hangi işler için düzenlendiğinin teferruatı verilmemektedir. Alt Mahkemenin doğru olarak kabul ettiği şahadete göre, hakediş raporlarını düzenleyen kişi, davalının tayin ettiği kontrolördür. Davalının, müstahdemi durumunda-ki kontrolörün hazırladığı raporların tafsilatından haberdar olmadığı söylenemez. Nitekim davalı, birinci hakediş raporuna dayanarak, davacıya ₤20.000 ödeme yapmıştır. Bunlar ışığında talep takririnde hakediş raporları ile ilgili olarak, sadece tarih ve mi-ktar belirtilmesi, HMUT Emir 19 Nizam 4 altında yeterli, esasa ilişkin olgu teşkil etmektedir.

4, 5 ve 6'ıncı istinaf sebepleri;
Bu istinaf sebepleri de, Alt Mahkemenin şahitler ve şahadet hakkındaki bulgularının yanlış olduğuna ilişkindir. Alt Mahkeme,- yukarıda, 1 ve 3'üncü istinaf sebeplerini incelerken, belirttiğimiz gibi, Ali Kanlı ve Yücem Erönen'in şahadetlerine itibar ederek, söyledikleri doğrultusunda bulgu yapmıştır. 1 ve 3'üncü istinaf sebepleri için söylediklerimizi, bu istinaf sebepleri için- de aynen tekrarlarız. Kısaca belirtmek gere-kirse, Alt Mahkeme Yücem Erönen'in şahadetini davalı tanığı Fatma Geylan Onbaşı'nın şahadetine tercih ederek, davacı lehine bir bulguya varmıştır. Bu bulgunun yanlış olduğu, bu şahadete itibar edilmemesi gerekti-ği hususunda davalı tarafın-dan ikna edilmiş değiliz. Bu başlık altındaki istinaf sebep-leri de reddolunur.

Narin F. Şefik: Sayın meslektaşımın kararında belirttiği gibi, Yargıtayın Bidayet Mahkemesinin şahadete dayanan karar-larına, Bidayet Mahkemesi- hata yapmadıktan sonra müdahale edilmemesi gerektiği hususundaki esas kaide ile hemfikirim. Tarafları ve tanıkları dinleme ve izleme fırsatı bulan Bidayet Mahkemesinin kararlarına, hata yapılmadığı takdirde müdahale edilmemesi gerekir.

Davacının,- Davalıya ait veya onun tasarrufunda olan Kumarcılar Hanı'nda restorasyon faaliyetlerine başladığı, taraflar arasında ihtilaflı olmamakla birlikte, Davacı tarafından yapılacak restorasyon işinin bedeli hususunda, Davacı ve Davalı arasında ihtilaf bulunmakt-adır. Davacının davalıdan talebi ise, restorasyon için taraflar arasında anlaşıldığını ileri sürdüğü sözleşme değeri üzerinden hazır-lanan hak ediş raporlarına dayanmaktadır.

Davacı Tanığı Yücem Erönen'in hak ediş raporlarına isti-naden, Davacı, Davalıd-an alacağını talep etmektedir. Emare 4, 5 ve 6 olarak ibraz edilen Yücem Erönen tarafından hazırlanan hak ediş raporlarında işin sözleşme değeri 374,000 stg. olarak yer almaktadır. Yücem Erönen, şahadetinde (Mavi 84), fiyat konusunda, kendisine başvurulmad-an önce anlaşıldığını ve 374,000 stg. bedelin kendisine, Davacı Tanığı Ali Kanlı tara-fından söylendiğini ve yapılan iş ile ilgili kendi hazırladığı Emare 4, 5 ve 6'yı, bu rakama göre belirlediğini söylemiştir.

Davacı ve Davalı, Davacı tarafından ilk -yapılan hesap-lamada, restorasyon işinin 190,000 stg.e mal olacağını Dava-cının belirttiği konusunda, aynı doğrultuda şahadet vermişler-dir. Davacı ve Davacı Tanığı Ali Kanlı, ilk belirlenen bu rakamın daha sonra Davalı için, önceden mimar Osman Sarper tar-afından hazırlanan proje neticesinde, 374,000 stg.e yüksel-diğini belirtmişlerdir. Davacı ve tanığı, bu iki rakam ara-sındaki farkın niçin oluştuğunu aynı doğrultuda izah etmişler ve Bidayet Mahkemesi de Davacı ve Davacı Tanığının bu konudaki şahadetlerin-i doğru kabul etmiştir. Davacı, ilk etapta, Kumarcılar Hanı'nın restorasyon işleminin proje olmaksızın 190,000 stg.ne yapılabileceğini belirtmiş, daha sonra konu yer ile ilgili mimar Osman Sarper tarafından yapılan bir restoras-yon projesi olduğunu ve bunu-n Anıtlar Yüksek Kurulundan geçti-ğinin bilgilerine geldiğini, bunun üzerine projeyi mimar Osman Sarper'den aldığını, Anıtlar Yüksek Kurulunun kabul ettiği projede epey, farklı hususlar çıktığını (Mavi 22 ), Anıtlar Yüksek Kurulunun taleplerini de göz önün-de tutarak yeni bir proje bedeli çıkardığını ve bunu Davalıya, Ali Kanlı vasıta-sıyla bildirdiğini ve Davalının bu rakamı kabul ettiğini söylemiş, Ali Kanlı da Davacının şahadetini teyit etmiştir.

Davalı ise, Davacı ile hiçbir anlaşma yapmadığını, Davacı-nın kendisine 190,000 stg.lik bir teklifle geldiğini, kendisinin bu iş için 50,000 Dolar verip yurt dışına gittiğini ve restorasyon işleri için TC Yardım Heyeti veye UNOPS'tan yardım bulunması konusunda uğraş göstermelerini istediğini ifade etmiştir. Daval-ı, Davacının restorasyon bedelini daha sonra 370,000 stg.e hatta 500,000 stg.e çıkardığını, bu rakamları kendisinin hiçbir zaman kabul etmediğini söylemiş-tir. Davalı, projenin yapılabilmesi içim para bulunması gerek-tiğini, proje bedelini kendisinin kar-şılama imkanı olmadığını Davacı ve Ali Kanlı'ya defalarca söylediğini ifade etmiştir. Nitekim proje için kaynak bulunması maksadı ile Davalının ve Yücem Erönen'in dahi uğraştığına dair Bidayet Mahkemesi huzu-runda şahadet verilmiştir.

Davacının davası,- Davalı ile vardığı mutabakata dayanmak-tadır. -Taraflar arasındaki mutabakat, eski eser niteliğinde bir yapıtın restorasyonu ile ilgilidir. Bu işlemde Eski Eserler Dairesi de müdahildir ve yapılacak işlerin onların gözetiminde yapılması gerekmektedir. Nitekim Davacının Talep Takririnde, restorasyon iş-inde, Eski Eserler Dairesinden Mimar Emine Pilli'nin de kontrolör atandığı yer almaktadır. Varıl-dığı iddia edilen mutabakata konu meblağ küçümsenecek bir meblağ değildir. Taraflar arasında bir anlaşma olduğunu kabul edebilmek için tarafların restarasyon m-aksatları için belli konularda hemfikir olmaları gerekir. İşin bedeli de, bu konu-lardan biri olmalıdır. Davacının yapacağı işin bedelini Dava-lıya sunduğunu ve Davalının da bunu kabul ettiğini, Davacı, ihtimaller dengesi esası üzerinden isbat etmesi gere-kir. Bidayet Mahkemesi, Davacı ve Davacı Tanığı Ali Kanlı'nın şahadetlerini doğru kabul ederek, Davalının 374,000 stg. restorasyon bedelini Davalının kabul ettiğini, bu durumda taraflar arasında bir sözleşme oluştuğunu kabul etmiştir.

Davacı, Ali K-anlı'nın projenin koordinatörlüğüne , Yücem Erönen'in kontrol mimarlığına atandığını ileri sürerek bu kişileri tanık olarak dinletmiştir. Ali Kanlı, Davalıya 374,000 stg. bedeli ilettiğini ve bunu Davalının kabul etti-ğini söylemiş olmakla birlikte, Yücem -Erönen'in bu konuda bil-gisi olmadığı şahadette yer almaktadır. Eski Eserlerden kontrolör atanan mimar şahadete çağrılmış değildir. Davalı ile Davacının 374,000 stg. anlaşmış oldukları iddiasına rağmen, Davalının, Davacı ve diğer tanıkların da kaynak bulm-aları için uğraşmalarını istediği ve nitekim Yücem Erönen'nin de bu mak-sat ile TC Yardım Heyetine gittiği şahadeti ile Davacı ve Davalı için hazırlanan Emare 7 sözleşmenin varlığı, Davacı ile Davalı arasında, Davalının Davacıya ödeyeceği bir restorasyon b-edeli ile ilgili bir mutabakat olmadığı yönünde Davalının verdiği şahadeti desteklemektedir. Bu şahadete değer vermeye-rek Davacı ile Davalı arasında 374,000 stg. bedele bir anlaş-ma oluştuğunu Davacının isbat ettiğini kabul etmekle, Bidayet Mahkemesi hat-a yapmıştır. Bu nedenle, Bidayet Mahkemesinin Davacı ve Davalı arasında bir sözleşme oluştuğu bulgusunu iptal edilmesi gerekir.

Dolayısıyla 1. istinaf sebebinde istinaf edenin muvaffak olduğunu kabul ederim. 1. istinaf sebebinde istinaf edenin muv-affak olduğunu kabul ettiğim cihetle, diğer istinaf sebeb-lerini incelememe gerek yoktur.

Ahmet Kalkan: Her iki kararı da daha önceden okuma fırsatı buldum. Sayın Yargıç Şafak Öneri'nin kararı ile hemfikirim.


-Mahkeme: Sonuç olarak istinaf oyçokluğu ile reddolunur. İstinaf masrafları davalı/istinaf eden tarafından ödenecek ve usulüne uygun müracaatın üzerine, Mukayyitlik tarafından tesbit edilecektir.




Şafak Öneri Narin F. Şefik Ahmet Ka-lkan
Yargıç Yargıç Yargıç

29 Haziran 2012
-


11



-


Full & Egal Universal Law Academy