Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 38/2011 Dava No 27/2013 Karar Tarihi 06.08.2013
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 38/2011 Dava No 27/2013 Karar Tarihi 06.08.2013
Numara: 38/2011
Dava No: 27/2013
Taraflar: Mustafa Kasapoğlu ile Çiğdem Bumin arasında
Konu: Karavan İşgali - Davacının, yasal sahibi bulunduğu karavanının Davalı tarafından işgal edildiğini ileri sürerek,karavanın iade edilmesini veya alternatif olarak karavanın satış bedelinin Davacıya ödenmesini ve zarar ziyan talebinde bulunması.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 06.08.2013

-D.27/ 2013 Yargıtay/Hukuk 38/2011
(Lefkoşa Dava No: 288/2008)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.
İstinaf eden: Mustafa Kasapoğlu, Akdoğan - Ma-ğusa
(Davacı)
ile -
Aleyhine istinaf edilen: Çiğdem Bumin, Göçmenköy - Lefkoşa
(Davalı)


A r a s ı n d a.


İstinaf Eden namına: Avukat Gülsün Yüce-l adına Avukat
Savaş Çakıcı.
Aleyhine İstinaf Edilen namına: Avukat Hasan Özkök.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Bahar Saner'in 228/2008 sayılı davada 15.3.2011 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tarafından yapılan istina-ftır.


----------


H Ü K Ü M


Narin F. Şefik: Huzurumdaki istinaf, Davacının davasını reddeden, 15.3.2011 tarihli Bidayet Mahkemesi kararından kaynaklanmaktadır.

Davacı, Davalı aleyhine ikame ettiği d-avada, Eccles Amethyst marka dava konusu karavanın yasal sahibi olduğunu, bu karavanı 15.9.2007 tarihinde 17,200 YTL'ye Mehmet Ali Yavaşoğlu'ndan satın aldığını, Davalının konu karavanı Davacı nam ve hesabına çalıştırdığı dönemde, Kasım 2007'de, Davacıya h-esap vermemeye başladığını, bu nedenle Davacının Davalıyı sözlü olarak işten durdurmak istediğini Davalıya bildirdiğini, bu bildirime rağmen Davalının Davacıya ait karavanı işgal etmeye devam ettiğini ileri sürerek, Davalının karavanı Davacıya iade etmesin-i veya alternatif olarak karavanın satış bedeli olarak 17,200 YTL'yi Davacıya ödemesini, ayrıca Davacının uğradığı ayda 500 stg. zarar-ziyanı Kasım 2007'den itibaren Davacıya ödemesini talep etti.

Davalı Müdafaa Takririnde, Davacının iddialarını reddeder-ek, Davacının karavanını 6.11.2007'de 20,000 YTL'ye Davacıdan satın aldığını, o tarihten sonra Vergi Dairesine karavan için ödenmesi gereken tüm vergileri şahsen ödediğini, Belediyeden işletme izni aldığını, Elektrik Kurumundan kendi adına elektrik sayacı -açtığını, karavanın Davacıya ait olmadığını ileri sürerek, davanın ret ve iptalini talep etmiştir.

Bidayet Mahkemesi, Davacının, Davalının yanında çalıştığı doğrultusundaki iddiasını ispat edemediğini, bir hukuk davasında Davacının davasında ileri sürdüğ-ü iddialarını ispat etme mükellefiyeti bulunduğunu, Davacının bunu yerine getirmediğini kabul ederek ,Davacının davasını ret ve iptal etmiştir.

Bidayet Mahkemesi, 15.3.2011 tarihli kararında, Davalının Davacıya ait karavanı satın aldığı doğrultusundaki D-avalının iddiasını da kabul etmemiştir. Davalı bu doğrultudaki iddiası ile ilgili mukabil dava ileri sürmediği gibi, Bidayet Mahkemesinin bu noktada vardığı bulguya karşı da istinaf dosyalamış değildir.

Davacı, Bidayet Mahkemesinin 15.3.2011 tarihli kara-rına karşı, 12 istinaf sebebiyle istinaf etmiştir.

Bidayet Mahkemesi kararında, Davacının karavanı üçüncü bir kişiden 15.9.2007'de 17,200 TL'ye satın aldığı, karavanın Lefkoşa Otobüs Terminali yanında Çiğdem Büfe olarak çalıştırıldığı ve 6.11.2007 itiba-rıyla büfeye ilişkin Davalının Gelir ve Vergi Dairesine beyanda bulunduğu hususlarını ihtilâfsız olgu olarak kabul etmiş, Davacının Davalı ile arasındaki sorunun işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunu ise ihtilâflı olgu olarak tesp-it etmiştir. Bidayet Mahkemesi kararında, Davacının, Davalının müstahdemi olduğunu ispat edemediğine karar vererek, Davacının Davalı aleyhindeki davasını ret ve iptal etmiştir.

Tarafların iddiaları ışığında, İstinaf edenin 12 istinaf sebebini, tek başlı-k altında incelemek uygun olacaktır. Bu başlık şu şekildedir:
"Bidayet Mahkemesi, Davacının Davalı aleyhindeki davasını ispat edemediğini kabul ederek, Davacının davasını reddetmekle ve lehine masraf emri vermemekle hata yaptı."

İstinaf Eden, davasını i-spat ettiğini, karavanı üçüncü bir kişiden satın aldığını, Davacıya her hafta 300-400 milyon TL maaş ödediğini söylediğini, İhtiyat Sandığı ve Sosyal Sigorta yatırımı yapılmadığı doğru olmakla birlikte, Davalıyı yanında istihdam ettiğini ispat ettiğini, bu- koşullarda Bidayet Mahkemesinin davasını reddetmekle hata yaptığını ileri sürmektedir.

Bir hukuk davasında ileri sürülen iddiaların ihtimaller dengesi esası üzerinden (balance of probabilities) ispat edilmesi gerekir. Bir dava ikame eden bir davacını-n davasında muvaffak olabilmesi için, ileri sürdüğü iddialarını ihtimaller dengesi esası üzerinden ispat etmesi gerekir.

Bir hukuk davasındaki Davalı ise, Davacının iddialarını kabul etmediği takdirde bunu ortaya koyacak bir müdafaa takriri dosyalamalı, -Davacı aleyhine aynı olgulardan kaynaklanan bir talebi bulunması halinde de, bu talebini mukabil dava olarak sunma hakkı bulunduğunu göz ardı etmemelidir.

Huzurumuzdaki istinafa konu davada, Davacı, Talep Takririnde, Mehmet Ali Yavaşoğlu'ndan satın aldı-ğı Eccles Amethyst marka karavanda, Davalının Davacının nam ve hesabına çalıştığını, ayda 1,250 YTL ödendiğini, Kasım 2007 itibarı ile yaptığı iş ile ilgili Davacıya bilgi vermediği için Davacının Davalıyı işten durdurmak istediği, bu hususu sözlü olarak D-avalıya ilettiğini, ancak Davalının karavanı boşaltıp Davacıya iade etmediğini ileri sürmüştür.

Böyle bir iddia ile ikame edilen bir davada, Davacının talebinin, karavanın kendisine iadesi ve zarar-ziyana uğramışsa bunun teferruatı verildikten sonra, zar-ar-ziyanın Davalı tarafından ödenmesini içermesi beklenir. Bu davadaki Talep Takririnde bu talepler vardır. Ancak bunlara ilaveten alternatif olarak, Davalının karavanın satış bedelini, Davacıya ödemesi için de bir emir verilmesi talebi yer almaktadır. Böy-le bir talep, ancak Davacının karavanı satmak üzere Davalı ile anlaşması halinde ve Davalının karavanı satın almış olmasına rağmen, Davacıya ödeme yapmaması durumunda söz konusu olabilir. Talep Takririnde sadece Davalının karavanı Davacıdan satın almak ist-ediği ancak bu konuda anlaşamadıkları Davacı tarafından belirtilmiştir. Bu iddialar ışığında, Davacının karavanın bedelini neden talep ettiğini anlamak zordur.

Bidayet Mahkemesi, huzurundaki şahadeti incelendikten sonra, Davalının Davacıdan karavanı sat-ın aldığı iddiasını kabul etmemiş ve bu konuda bulgu yapmıştır. Bidayet Mahkemesi, Davacının dava konusu karavanı Mehmet Ali Yavaşoğlu'ndan satın aldığını da kabul etmiştir. Bidayet Mahkemesinin, Davalının karavanı Davacıdan satın aldığı iddiasını kabul e-tmemesi ile Bidayet Mahkemesi karavanın Davacıya ait olduğu bulgusuna varmıştır. Davalı tarafından Bidayet Mahkemesinin Davalının Davacıya ait karavanı Davacıdan satın almadığı bulgusuna karşı, istinaf dosyalamaması neticesinde dava konusu karavanın mülkiy-eti ile ilgili konu, yani karavanın Davacıya ait olduğu hususu, kesin karara bağlanmış kabul edilmelidir.

Bu durumda, Bidayet Mahkemesinin huzurundaki layihalar ve şahadet ışığında, karar vermesi gereken yegane husus, Davalının Davacıya ait karavanda, Da-vacı namına çalışıp çalışmadığı hususudur.

Davacı, Davalının yanında çalıştığını ve bilâhare onun işine son verdiğini ve karavanı kendisine devretmesini talep ettiğini ileri sürmüşse de, Bidayet Mahkemesi Mavi 98'de "Davacının şahadeti dışında, Davalı il-e aralarında var olduğunu iddia ettiği iş anlaşmasını kanıtlayıcı ne bir sözlü şahadet ne de yazılı belge mevcut değildir" dedikten sonra Davacının davasını ispat edemediğine bulgu yaparak, Davacının davasını iptal etmiştir.

Huzurundaki şahadeti değ-erlendirme noktasında bidayet mahkemesi Yargıtaydan daha avantajlı durumdadır. Bu nedenle, Yargıtay, bariz bir hata yapılmadığı takdirde bidayet mahkemesinin şahadet ile ilgili bulgularına müdahale etmemeyi tercih eder. Bidayet Mahkemesi, Davalının Davacı -nam ve hesabına çalıştığını kabul etmemiştir. Bu bulgusuna huzurundaki şahadet ışığında varmakla hata yapmadığını kabul ederiz ve Bidayet Mahkemesinin bu bulgusuna müdahale etmeyiz.

Bidayet Mahkemesi, Davacının uğradığını iddia ettiği ancak hiç teferruat- vermediği zarar-ziyan talebini ispat etmediği bulgusunda da haklıdır. Bidayet Mahkemesinin bu bulgusuna da müdahale edilmez.

Bidayet Mahkemesi, karavanın halen Davacıya ait olduğunu kabul ettikten sonra, Davalının Davacının müstahdemi olduğu ve/vey-a nam ve hesabına çalıştığını kabul etmemekle birlikte, karavana ne olacağı ile ilgili karar üretmemiştir. Bidayet Mahkemesinin, Davalının Davacıya ait karavanı tasarrufunda bulundurduğu gerçeği ışığında, Talep Takririnin 10 (A) fıkrasında yer alan karavan-ın Davacıya iade edilmesi talebini de tezekkür etmesi gerekirdi. Bidayet Mahkemesi, Davacının bu talebini tezekkür etmemekle hata etmiştir.

Karavan taşınır mal kapsamında bir emtiadır. Bu durumda, böyle bir emtianın, Davalının konu eşyayı tasarrufun-da bulundurmaya yetkisi olduğu iddia ve bulgusu dışında, mal sahibine yani Davacıya iade edilmesi gerekir. Davacı, Davalının kendi müstahdemi olduğunu iddia etmiş, Davalı ise karavanı Davacıdan satın aldığını ileri sürmüştür. Davalı, karavanı tasarrufunda -bulundurmasına gerekçe olarak, başka bir izahat veya iddia ileri sürmüş değildir. Bidayet Mahkemesi gerek Davacının gerekse Davalının iddialarını kabul etmemiştir. Bu durumda, Davacıya ait karavanın, herhangi bir kabul edilir izahat olmadan Davalının tasar-rufunda kaldığı neticesi çıkmaktadır. Davalının Davacıya ait karavanı ne sıfatla tasarrufunda bulundurduğu konusunda Bidayet Mahkemesi bulgu yapmamıştır. Ancak çıkan tabloda Davacıya ait bir karavanın Davalının kontrol ve tasarrufunda bulunduğu, Davalının -konu eşyayı tasarrufunda bulundurmaya herhangi bir sıfatı olmadığı ve konu eşyayı tasarrufunda bulundurmasına karavanın sahibi Davacının izni veya rızası olmadığı görülmektedir. Bu koşullarda Bidayet Mahkemesinin Talep Takririnin 10(A) bendi altında karava-nın Davacıya iade edilmesine emir vermesi gerekirdi. Bidayet Mahkemesi bu doğrultuda emir vermemekle ve Davacıya ait karavanın Davacıya iadesine emir vermemekle hata yapmıştır.

Netice itibarıyla, Bidayet Mahkemesi, Davacının Talep Takririnde 10 (B)-,(C), (D) ve (E) bentlerindeki taleplerini ispat edemediği sonucuna varmakla hata yapmamıştır. Ancak Bidayet Mahkemesi Davalının dava konusu karavanı Davacıya iade etmesine emir vermemekle ve Davacının 10 (A) altında davasını ispat edemediğini kabul etmekl-e hata yapmıştır.

Bidayet Mahkemesi davasını ispat edemeyen Davacı lehine (F) bendi altında masraf emri vermemekle de hata yapmış değildir.

Sonuçta, İstinaf Eden istinafında kısmen muvaffak olur ve Bidayet Mahkemesinin kararı şu şekilde de-ğiştirilir:

"Talep Takririnin 10A fıkrası altında Davalının Eccles Amethyst marka 2463 seri numaralı karavanı Davacıya iade etmesine emir ve hüküm verilir.

Talep Takririnin 10 B, C, D ve E paragraflarında yer alan talepler ret ve iptal edilir.

Dava- masrafları ile ilgili emir verilmez."

İstinaf masrafları İstinaf Eden lehine verilir.




Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç


6 Ağustos 2013







7






Full & Egal Universal Law Academy