Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 37/2014 Dava No 33/2019 Karar Tarihi 30.09.2019
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 37/2014 Dava No 33/2019 Karar Tarihi 30.09.2019
Numara: 37/2014
Dava No: 33/2019
Taraflar: Erkman International Co.Ltd. ile Ektam Kıbrıs Ltd. arasında
Konu: Şirket tasfiye istidası - şirket tasfiye istidalarının dava nitelikli işlem olup 6 haftalık istinaf süresine tabi olduğu
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 30.09.2019

-D. 33/2019 Yargıtay/Hukuk 37/2014
(Lefkoşa Şirket İstida No: 34/2011)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan, Tanju Öncül, Peri Hakkı

İstinaf eden/Müstedaaleyh : Erkman International Co.Ltd.
- Lefkoşa.
(Müstedi)
ile

Aleyhine istinaf edilen/Müstedi : Ektam Kıbrıs Ltd. Lefkoşa.
(Müstedaleyh)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına : Avukat Serhan Çinar hazır.
Aleyhine istinaf edilen namına : Avukat Hüseyin Mal-yalı hazır.



(16.10.2017 tarihli istida hakkında.)


----------------


K A R A R


Ahmet Kalkan : Aleyhine İstinaf Edilen/Müstedi, 16.10.2017 tarihinde dosyaladığı istida ile, İstinaf Eden/Müstedaaleyhin Tam Kadrolu Lefkoşa Kaza Mahkemesi-nin 30.1.2014 tarihinde reddettiği, Şirket Tasfiye İstidasına karşı, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü'nde belirlenen süre geçtikten sonra istinaf dosyalandığını, bu nedenle istinaf ihbarnamesinin geçersiz olduğu ve/veya iptal edilmesi gerektiği iddialarının -öncelikle ve istinaftan ayrı olarak dinlenmesini talep etti.

Tarafların da mutabakatıyla Aleyhine İstinaf Edilen/Müstedinin istidasını öncelikle dinleyip karara bağlamayı uygun bulduk.

İstinaf Eden bundan böyle Müstedaaleyh, Aleyhine İstinaf Edilen i-se Müstedi olarak anılacaktır.


İSTİDA İLE İLGİLİ OLGULAR:

İstidaya ilişkin olgular bakımından taraflar arasında ihtilâf yoktur. Buna göre:

Tam kadrolu Lefkoşa Kaza Mahkemesi Şirket Tasfiye İstidasını dinledikten sonra 30.1.2014 tarihinde reddetti.
-
Bu istidadaki Müstedaaleyh, karar tarihinden 33 gün sonra 4.3.2014 tarihinde, Tam Kadrolu Lefkoşa Kaza Mahkemesinin Şirket Tasfiye İstidasını reddeden kararına karşı istinaf dosyaladı.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

İstidanın duruşmasında tanık ç-ağırmayan taraflar Mahkemeye hitapla yetindiler.

Müstedi Avukatının hitabında belirttiği iddia ve hukuki argümanlarını ana hatlarıyla, aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 35 n.2'ye göre, dava sayılmayan herhangi bir m-eselede verilen bir emir, gerek kesin gerekse ara emri nitelikli olsun, 14 gün içerisinde istinaf edilmelidir. Bunun dışında diğer haller için belirlenen süre 6 haftadır.

Tasfiye istidası, Fasıl 113 Şirketler Yasası'nın 213. ve 214. maddeleri altında dü-zenlenmiş olup tasfiye emrinin Petition ile talep edilmesi yasal zorunluluktur. Tasfiye istidaları Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü altında celpnameyle (writ of summons) başlatılamaz. Tasfiye istidalarında işlem başlatma şekli ve yöntemi yasa ile belirlend-iği için bu istidalar dava tanımına girmezler.

Tasfiye istidaları Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 55'de yer alan asli celpname (Origination Summons) kapsamına da girmemektedir. Asli celpnamelerin (Origination Summons) hangi hallerde kullanılacağı t-üzükle belirlendiğinden Şirketler Yasası'nda yer alan petition türü istidaları asli celpname kapsamında değerlendiremeyiz.

Tasfiye istidaları dava sayılmadığından, Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü emir 35 n.2 altında 14 günlük süre içerisinde dosyalanmas-ı gerekir.

Mehaz hukuktaki tüm içtihatlar şirket tasfiye istidası Petition'ın dava olmadığı doğrultusundadır.

Mahkemeler Yasası'ndaki dava tanımı farklı olmakla birlikte ve Yasanın 14. maddesi Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nü koruma kapsamına ald-ığından, Emir 35 n.2 yorumlanırken Mahkemeler Yasası'ndaki dava tanımının da dikkate alınması gerekir. Bu nedenle şirket tasfiye istidası, Usül Tüzüğü'ne göre dava sayılmayan meseleler kapsamında olup, 6 haftalık istinaf süresine tabi değildir.

Müstedi A-vukatı hitabında, İngiltere'deki uygulamaları geniş ve ayrıntılı bir biçimde izah etmiş, iddialarının temelini oluşturan kaynakları sunmuştur.

Müstedaaleyh Avukatının iddia ve hukuki argümanlarının ana başlıklarını şöyle özetleyebiliriz:

Yargıtay içt-ihalarına göre "Petition"'den söz ederken, ahvale göre dava veya istida olarak murat edilebilir.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 35 n.2 istinaf süresini belirlemektedir. Yargıtayın benimsediği prensibe göre, 14 günlük süreye tabi olmayan tüm istina-flar 6 hafta içerisinde dosyalanmalıdır.

17/1981 sayılı Kira (Denetim) Yasası'nın 6. maddesine göre, kira tespiti istida ile başlatılır. Yargıtay/Hukuk 22/1985 D.21/1985 sayılı kararda genel istidalar dava gibi değerlendirildi ve istinaf süresi 6 hafta o-larak kabul edildi. Buradaki durum tamamıyla aynı olduğundan, benzer kuralın bu meseleye de uygulanması gerekir.

Tasfiye istidası, Fasıl 113 Şirketler Yasası'nın 213. maddesi altında ayrı numara verilerek başlatılır. 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın -dava tanımı içerisinde değerlendirilmesi ve genel istidalar gibi 6 haftalık istinaf süresine tabi olması gerekir.

İstidanın reddi gerekmektedir.

İNCELEME:

Tarafların hukuki argümanlarını inceleyip değerlendirdik.

Tarafların iddialarını sağlıklı bir- biçimde değerlendirebilmek için konunun, yürürlükteki mevzuatımız, yerleşik içtihatlarımız ve mehaz hukuk uygulamaları bakımından ele alınması gerekmektedir.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nde "İSTİNAFLAR", 35. Emirde düzenlenmektedir. Aynı Emrin 2. n-izamı ise istinaf sürelerini belirlemektedir.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nün Emir 35 n.2'nin orijinal İngilizce ve Türkçe metinleri şöyledir:

E.35 n.2"Subject and without prejudice to the power of
the Court of Appeal under Order 57, rule 2-, no
appeal from any interlocutory order, or from an
order, whether final or interlocutory,in any
matter not being an action, shall be brought
after the expiration of fourteen days, and no
other appeal shall be brought after the
expiration of -six weeks, unless the Court or
Judge, at the time of making the order or at
any time subsequently, or the Court of Appeal
shall enlarge the time. The said respective
periods shall be calculated from the time that
the judgment or order becomes b-inding on the
intending appellant, or in the case of the
refusal of an application, from the date of
such refusal. Such deposit or other security
for the costs to be occasioned by any appeal
shall be made or given as may be directed under
speci-al circumstances by the Court of Appeal."


E.35 n.2 İstinaf Mahkemesinin 57. Emrin 2. nizamı uyarınca haiz olduğu yetkiye bağlı- olarak ve bu yetkiye zarar gelmeksizin, herhangi bir ara emrine karşı veya dava sayılmayan herhangi bir meselede verilen bir emre karşı, ilgili emir gerek kesin gerek ara emri olsun, 14 gün geçtikten sonra ve diğer emirlerde ise, 6 hafta geçtikten sonra, -istinafa gidilemez; meğer ki, mahkeme veya yargıç, emri verirken veya emrin verilmesinden sonra herhangi bir zaman, veya istinaf mahkemesi süreyi uzatmış olsun. Yukarıda sözü edilen süreler, hüküm veya emrin, istinafa gitmek niyetinde olan taraf bakımından- bağlayıcı olduğu tarihten, veya bir dilekçenin reddedilmesine ilişkin hallerde dilekçenin reddedildiği tarihten başlayarak hesaplanır. Özel durumlarda İstinaf Mahkemesince emredilecek bir para miktarı veya başka teminat istinafın gerektireceği masraflara -karşılık yatırılır veya verilir."


Yargıtay, Birleştirilmiş Yargıtay/Aile Hukuk 9/2003 ve 10/2003 D.1/2004'de Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 35 n.2'yi şöyle yorumlamıştır:

"Böyle bir maddeyi yorumlayabilmek için başvurulacak yöntemlerden biri de- onu bölümlere ve cümleciklere ayırmaktır.

Emir 35 kural 2'de ara emirle ile ilgili neler söyleniyor?
From any interlocutory order (Herhangi bir ara
emrine karşı), veya
From an order whether final or interlocutory in
any matter not being- an action. (Dava olmayan
meselelerde herhangi bir emre karşı)

Bu iki durumda istinafın 14 gün içinde dosyalanması gerekir.

Normal istinaf süresi için Emir 35 kural 2'de şunlar yer alıyor:

No other appeal shall be brought after the
e-xpiration of six weeks (başka herhangi bir
istinaf 6 haftadan sonra dosyalanamaz).

Yukarıdaki alıntılardan anlaşıldığına göre 6 haftalık süre, genel bir süredir. Yani 14 güne girmeyen tüm istinafların 6 hafta içinde dosyalanması gerekmek-tedir. Bu durumda doğru bir sonuca varmak için hangi istinafların 14 günlük süreye girdiğini öncelikle saptamamız gerekmektedir.

14 günlük süreye giren istinaflar iki bölüme ayrılır:
a) Bir davada verilmiş herhangi bir ara emrine karşı;
- b) Dava olmayan meselelerde, ara emri veya nihai emir
olup olmadığına bakılmaksızın herhangi bir emre
karşı yapılan istinaflar."

Yargıtayın kararından anlaşılacağı gibi, Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 35 n.2'de yer alan 6- haftalık süre, genel istinaf süresi olarak kabul edilmiş ve 14 günlük istinaf süresine girmeyen tüm istinafların 6 hafta içerisinde dosyalanacakları esası kabul edilmiştir.

Yargıtayın bu konudaki görüşünden ayrılmayı gerektirecek bir neden görmediğimizd-en, aynı esasları benimsediğimizi belirtiriz.

Bu durumda karara bağlamamız gereken husus, tasfiye talebi içeren şirket istidanın yukarıda (a) ve (b) paragraflarına girip girmediğidir.

Yukarıda (a) paragrafında belirtilen haller ara emirleri veya niha-i olmayan kararlar ile ilgilidir. Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 35 n.2'de, bu maksat için kullanılan İngilizce karşılığı "interlocutory" sözcüğüdür.

The Annual Practice 1954 sayfa 1275'de "interlocutory" kavramı "finally" kavramından hareketle i-zah edilmiştir. İlgili kısım şöyledir:

"Interlocutory:
If an order finally determines the rights of the
parties it is final; if, on the other hand, it
only gives directions for working out the rights
of the parties it is interlo-cutory (norton V
norton (1909) 99 L.T 709)."

Tarafların haklarını (taleplerini) nihai olarak belirleyen emirler kesin; hakların (taleplerin) çözümlenmesine yönelik yönlendirici emirler ise (nihai olmayan) ara emri olarak tanımlanmıştır.

Bu es-astan hareket edildiğinde, herhangi bir davaya bağlı olarak dosyalanmayan şirket tasfiye istidalarını tamamen sonuçlandıran ve tasfiyeyi kesin olarak reddeden mahkeme kararının ara emri nitelikli olmadığı sonucuna ulaşmak kaçınılmazdır.

Bu durumda belir-lememiz gereken diğer husus, şirket tasfiye istidasında verilen kararın, yukarıda (b) paragrafında izah edildiği biçimde, dava sayılmayan herhangi bir meselede verilmiş kesin nitelikte bir karar olup olmadığıdır.

Yargıtayın Birleştirilmiş Yargıtay/Aile -Hukuk 9 ve 10/2003 D.1/2004 sayılı kararda belirttiği haliyle, Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 35 n.2'de "in any matter not being an action" cümlesiyle dava olmayan tüm meselelerde verilen kesin emirlerin 14 günlük süreye tabi olacağı karara bağlandığ-ına göre, dava olmayan veya dava sayılmayan her meselede verilen nihai (kesin) emirlerin 14 günlük istinaf süresine tabi olacağı anlaşılmaktadır.

Bu durumu belirttikten sonra, şirket tasfiye istidalarının niteliğini belirlememiz gerekir.

Fasıl 113 Şi-rketler Yasası'nda 213. maddeden 217. maddeye kadar olan kısım, Tasfiye Dilekçesi ve Etkileri (Petition for Winding Up and Effects Thereof) başlığı altında düzenlenmiştir.

Tasfiye istidaları ile ilgili kuralları düzenleyen 213. maddenin 1. fıkrasının 1-. paragrafının orijinal İngilizce ve tercüme metinleri aynen şöyledir:

"213. (1) An application to the Court for the
winding up of a company shall be by
petition presented, subject to the
provisions of t-his section, either by the
company or by any creditor or creditors
(including any contingent or prospective
creditor or creditors), contributory or
contributories, or by all or any of thos-e
parties, together or separately:"


"213.(1) Şirketlerin tasfiyesi ile ilgili olarak Mahkemeye yapılacak b-aşvurular, bu madde kurallarına bağlı kalınması koşuluyla, gerek şirketin gerek şarta bağlı veya ileride çıkması muhtemel herhangi bir alacaklının, tasfiye zamanı pay sahibinin veya söz konusu alacaklı veya pay sahiplerinin bir arada vaya ayrı olarak- tümü veya herhangi birinin sunacağı bir dilekçe ile yapılır."


İngiltere'de 1948 Şirketler Yasası'nın 224. maddesi aynı düzenlemeyi içermektedir.

Yasanın 213. maddesinden anlaşılacağı gibi, şirket tasfiyesi ile ilgili taleplerin dilekçe (istida-, petition) ile yapılması yasal zorunluluktur.

Tasfiye talebinin istida ile Petition olarak yapılması yasal zorunluluk olduğuna göre, şirket tasfiye istidalarını dava sayılan mesele kapsamında mı, dava sayılmayan mesele kapsamında mı kabul edeceğiz?-

Petition'ın tanımlaması veya tefsiri Şirketler Yasası'nda veya mevzuatımızda yapılmamıştır. Odger's Principles of Pleading and Practice adlı eserin 17. baskısında petitions şöyle tanımlanmıştır:

"A petition is a written application, in the nature
- of a pleading, setting out a party's case in detail and made in open Court. It may, or may not, be an originating process, though as in the former case the procedure by Originating Notice of Motion is, as we have seen, always available and is quicker- and cheaper, it is not generally resorted to except where the Rules or Statute expressly prescribe this methood of procedure."

Bu iktibasa göre petition, layiha niteliğinde, bir tarafın meselesini detaylı olarak ortaya koyan ve mahkemeye yazılı olarak -yapılan müracaattır. Daha hızlı ve ucuz bir prosedürü öngören bu tür istidalar, tüzükler veya yasalar tarafından açıkça belirtilen haller hariç genellikle uygulanmaz.

Bizdeki uygulama bakımından iktibasta öngörülenden farklı bir durum bulunmamaktadır. -

9/1976 Mahkemeler Yasası'nın 2. tefsir maddesine göre, "Dava" celpname ile veya Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nde öngörülen bir usul ile başlatılmış hukuk işlemini anlatır.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nün davayı tefsir eden kısmının orijinal ve- Türkçe metinleri aynen şöyledir:

"Action" means a civil proceeding commenced by writ
or in such other manner as may be
prescribed by any law or rules of court.

"Dava" bir celpname ile veya herhangi bir yasa veya
- mahkeme tüzüğü ile belirlenmiş başka bir
biçimde başlatılan hukuk işlemini anlatır."


Şirket tasfiyelerinin istida (Petition) ile yapılması Fasıl 113 Şirketler Yasası'nın 213. maddesinin amir hükmü ile belirlendiğine göre, ortada ce-lpname ile başlatılabilecek bir hukuk işlemi olmadığı aşikardır.

9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nda yer alan "dava" kavramının tefsiri 1925 Supreme Court of Judicature (Consolidation) Act'da yapılan "action" tefsiriyle benzemektedir. Aynı şekilde KKTC'd-e yürürlükte olan Fasıl 113 Şirketler Yasası da İngiltere'deki 1948 Companies Act'ın benzeridir. Simpkin Marshall Ltd. (1958) 3 All E.R 611 kararında şirket tasfiye istidalarının niteliği ile ilgili şöyle denmiştir.

"Action" means a civil procceeding co-mmenced by
writ or in such other manner as may be prescribed
by rules of court, but does not include a criminal
proceeding by Crown.

A petition for the compulsory winding-up of a
company does not fall within this definit-ion
because, in the first place, a petition is not a
writ of summons, and in the second place, the from
of proceeding is prescribed in the relevant
statute, the Companies Act. 1948 s.224 and not in
either the Rules o-f the supreme Court or Companies
(winding-up) Rules, 1949.)


Bu iktibasa göre, dava, ceza işlemleri dışında kalan ve bir celpname veya herhangi bir yasa veya mahkeme tüzüğü ile belirlenmiş, başka bir biçimde başlatılan hukuk işlemidir. Ancak, şi-rket tasfiye istidaları bu kapsama dahil edilemez. Çünkü, birincisi, petition bir celpname değildir, ikincisi, işlemi başlatma şekli 1948 Şirketler Yasası'nın 224. maddesiyle belirlenmiş olup, Yüksek Mahkeme nizamlarında veya 1949 Şirketler Yasası'nda beli-rlenmiş değildir.

Müstedi Avukatı yukarıdaki sonucun KKTC'de de uygulanması gerektiğini ve şirket tasfiye istidalarının dava sayılmayan meseleler kapsamında kabul edilmesini; Müstedaaleyh Avukatı ise, tasfiye istidasının celpname ile başlatılmış hukuki i-şlem olmadığını duruşmada teslim etmiş olmasına rağmen, Mahkemeler Yasası'nın Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü altında başlatılan ve ayrı sayı verilen asli celpname veya kira istidaları gibi genel istidaların dava sayılan mesele kapsamında değerlendirilerek-, 6 haftalık istinaf süresine dahil edilmesi gerektiğini ileri sürmektedir.

Birleştirilmiş Yargıtay/Aile Hukuk 9/2003 ve 10/2003 D.1/2004'de, Yargıtay bu durumu kısmen incelemiş ancak müracaat davaya bağlı istida niteliğinde yapıldığı için Petition türü- müracaatların nitelik olarak hangi kapsamda olduğu hususunu karara bağlamadan, o davadaki istidanın davaya bağlı istida kapsamında olduğuna karar vererek, istinaf süresini 14 gün olarak belirlemiştir.

Yargıtay, konu kararda, Yargıtay/Hukuk 22/1985 D.21-/1985 sayılı karara değinerek, genel istidaların birer dava niteliğinde olduğu ve genel istidalarda verilen hükümlerden, davalarda olduğu gibi istinaf edebilme süresinin 6 hafta olduğu hususunda görüş beyan etmiştir.

Yargıtay kararının ilgili kısmı şöyl-edir:
"Bu içtihata göre genel istidalar dava niteliğinde kabul edilir ve 6 haftalık süreye tabidir. Buna göre nafaka miktarının azaltılması ve velâyetin değiştirilmesi istidaları, genel istida olarak tanımlanabilirse 14 gün değil 6 haftalık süre uygulanm-alıdır.

1/98 sayılı Aile (Evlenme ve Boşanma) Yasası ile ilga edilen Fasıl 339 Türk Aile Yasasının 35. maddesi şöyledir:

"If conditions are changed in consequence
of the marriage, departure or death of the one
party or for any other reason, t-he Court may,
upon the petition of the other party, or the
father or mother of the other party, make such
order with regard to any children of the marriage
as to the Court may seem fit."

Eski Türk Aile Yasasının 35. maddesine göre bir davadan so-nra velâyetle ilgili istemler petition denilen müracaatlarla gerçekleşmelidir. Acaba petition bir dava mı bir genel istida mı yoksa b) paragrafında belirtilen Mahkemeye getirilen diğer meselelerden biri mi? Yargıtay/Aile Hukuk 2/80(D.1/80)'de bu konuda ş-öyle deniyor:

"'Petition' sözcüğü ahvale göre bir dava veya istida şeklini murad edebilir."

Yani petition'ın bazı hallerde dava olarak bazı hallerde istida olarak yapılması mümkündür. Buna göre istinaf eden dava yoluyla da küçüğün velâyetini talep -edebilirdi. Daha ileri giderek, velâyetin değişmesini dava yoluyla talep etmesinin daha uygun olabileceğini söyleyebiliriz. Ancak kendisi bu yola gitmemiş ve istida ile talep etmiştir. Kendisi istida yolunu seçtikten sonra "talebini dava yoluyla yapman -daha uygun olurdu, şu halde dosyaladığın istida dava sayılır" diyemeyiz.

Genel istida konusunu da buna paralel değerlendirmemiz gerekir. İstinaf eden, istidaları genel istida olarak dosyalamış değildir. Genel istida olarak dosyalasa aile davalarınd-an ayrı numaralar verilecek ve genel istidalar arasında yerlerini alacaklardı. İstidaları genel istida olarak değil davaya bağlı istidalar olarak dosyalamak istinaf edenin kendi seçimi olmuştur.

Özetlersek; istinaf konusu istidalar ne ayrı bir dava -ne de genel istida dosyalama niyetiyle dosyalanmış veya işlem görmüş değildir. Bu nedenle 42 günlük sürenin uygulanmasının mümkün olmadığı görüşündeyiz. Bu durumda istidalar yukarıda açıkladığımız gibi b) paragrafına giren diğer meseleler arasında yer al-maktadır ki 14 günlük sürenin uygulanması gerekmektedir.


Yargıtayın yukarıdaki kararına dayanak gösterdiği Yargıtay/Aile Hukuk 2/1980 D.1/1980'de "Petition" sözcüğü, yürürlükten kaldırılan Fasıl 339 Aile Yasası'nın 35. maddesi kapsamında incelendikten s-onra, Petition sözcüğünden ahvale göre bir dava veya istida olarak murat edilebileceği sonucuna varmış ve ilgili yasal düzenleme tahtında verilen velayet emirlerinin tümünün değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması taleplerinin dava ile sair hallerde ise ç-ift taraflı istida ile yapılması gerektiğine karar vermiştir.

Aile davalarında istikrarlı bir şekilde uygulanan bu prensip gereğince, velayet emirlerinin tamamıyla kaldırılması veya tümünün değiştirilmesi talepleri Yasada Petition olarak düzenlenmesine -rağmen celpname ile dava olarak açılmıştır.

Fasıl 113 Şirketler Yasası'nın 213. maddesi çok açık şekilde tasfiye istidasının (winding up) Petition olarak yapılmasını emretmiş, alternatif hukuk işlemleri ile mahkemeye başvurulması yoluna imkan tanınmamış-tır.

Bu durumda şirket tasfiye istidasının genel istida veya asli celpname olarak değerlendirip değerlendirmeyeceğimizi incelememiz gerekir.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 55 ile düzenlenen asli celpname (Orignation Summons)'nin hangi hallerde- ve ne sebeple dosyalanacağını belirlediğinden, şirket tasfiye istidalarının asli celpname gibi işlem görmeleri olanağı yoktur.

Genel istidaların birer dava niteliğinde olduğu ve bu tür istidalarda verilen kararların 6 haftalık süreye tabi olacağı Yargı-tay/Hukuk 22/1985 D.21/1985 sayılı kararda belirlenmiş, daha önce iktibas ettiğimiz Birleştirilmiş Yargıtay/Aile Hukuk 9/2003 ve 10/2003 D.1/2004 sayılı kararda ayrı numara verilerek dosyalanan istidaların genel istida gibi değerlendirileceği ifade edilmiş-tir.

Yargıtay/Hukuk 22/1985 D.21/1985 sayılı davada konu, kira tespit istidasıydı. 17/1981 sayılı Kira (Denetim) Yasası'nın 6. maddesi kira tespit istidalarının istida yoluyla yapılacağını düzenlemiştir.

Yargıtay, bir davadan ayrı dosyalanan ve ayrı n-umara verilen bu tür istidaları genel istida olarak kabul etmiş ve dava sayılan bir mesele gibi 6 haftalık istinaf süresine tabi tutmuştur.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'ndeki "dava" tanımından anlaşılacağı gibi, herhangi bir yasada belirtilen biçimd-e başlatılan hukuk işlemleri de dava kapsamında kabul edilmektedir.

Şirket tasfiye istidaları herhangi bir davaya bağlı olmadan dosyalanan ve ayrı numara verilen ihbarlı istidalardır. Bu durum, yukarıda belirttiğimiz Petition tanımı ile uyumludur. Şirke-tler Yasası'nda Petition olarak ifade edilen istida türü için farklı herhangi bir prosedür öngörülmüş değildir.

Yargıtay, bir yasada ihbarlı istida ile yapılması öngörülen ve ayrı dosyalanıp numaralandırılan hukuk işlemlerini genel istida niteliğinde, d-ava sayılan meseleler kapsamında kabul etmiştir. Yargıtayın yorumu Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğün'deki "dava" tanımı ile tamamen uyumlu olduğundan, Yargıtay/Hukuk 22/1985 D.21/1985 sayılı kararda belirtilen prensiplerden ayrılmayı gerektirecek koşulların- olduğunu düşünmediğimiz gibi, Simpkin davasında belirtilen sonucun, Yargıtayın benimsediği ilkeler ışığında KKTC'de uygulanma alanının bulunmadığı kanaatinde olduğumuzu da belirtiriz.

Bu düşünceden hareketle, şirket tasfiye istidalarının, Şirketler Yas-ası'nın 213. maddesinin gereği olarak ayrı numara ile dosyalanan genel istida nitelikli hukuk işlemleri olduklarına ve bu niteliklerine uygun olarak dava sayılan meseleler kapsamında 6 haftalık istinaf süresine tabi olmaları gerektiğine bulgu yaparız.

B-u sonuca göre, istinaf süresinde dosyalandığından istidanın reddi gerekmektedir.

NETİCE:

Yukarıdakiler ışığında istida reddedilir.
Masraflar, Müstedi tarafından ödenecektir.



Ahmet Kalkan Tanju Öncül Peri Hakkı
Yargıç - Yargıç Yargıç


30 Eylül,2019

















16






Full & Egal Universal Law Academy