Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 36/2015 Dava No 32/2016 Karar Tarihi 01.07.2016
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 36/2015 Dava No 32/2016 Karar Tarihi 01.07.2016
Numara: 36/2015
Dava No: 32/2016
Taraflar: KKTC Maliye Bakanlığı ve/veya Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi ile Çağsın Trading Ltd. ve Rasim Yankın arasında
Konu: Devlet tarafından açılacak davaların Başsavcı tarafından açılması - Dava ünvanı - Hükümsüzlük (nullity),Usulsüzlük (irregularity) arasındaki fark.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 01.07.2016

-D. 32/2016 Yargıtay/Hukuk No: 36/2015
(Gazimağusa Dava No: 5279/2012)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ

İstinaf eden: KKTC Maliye Bakanlığı ve/veya Devlet Emlak- ve Malzeme Dairesi, KKTC Başsavcısı vasıtasıyla Lefkoşa
(Davacı)

ile

Aleyhine istinaf edilen: No. 1- Çağsın Trading Ltd., Ören Sokak 6/2 Marmara Bölgesi, Lefkoşa
No. 2- Rasim Yankın, şahsen ve/veya Tradin-g Ltd.in Direktörü ve hissedarı sıfatıyla
(Davalılar)
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Savcı Damla Güçlü
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Kıvanç M. Rıza

Gazimağusa- Kaza Mahkemesi Başkanı Talat Usar'ın 5279/2012 sayılı davada, 17.2.2015 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tarafından yapılan istinaftır.

------------

K A R A R

Ahmet Kalkan: Bu istinafta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Bertan Özerdağ okuyaca-ktır.




Bertan Özerdağ: Davacı/İstinaf Eden bundan böyle sadece Davacı olarak anılacaktır. Davalı/Aleyhine İstinaf Edilenler ise sadece Davalılar olarak anılacaktır. Davacı, Alt Mahkemenin davanın ret ve iptaline yönelik vermiş olduğu 17.2.2015 tarihli -karardan bu istinafı dosyalamıştır.

OLGULAR

Davacı, KKTC Maliye Bakanlığı Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi vasıtasıyla KKTC Başsavcılığı olarak, Davalı aleyhine istinafa konu davayı dosyalamıştır. Davacı davasında, özetle: Davalılar ile aralarındaki kir-a sözleşmesine istinaden Gazi-mağusa Ayluga Mahallesinde kain ambar veya deponun ve içeri-sindeki malzeme veya teçhizatın Davalılara kiralanmasına binaen Davalıların mezkur taşınmazı kullanmaya veya tasarruf etmeye başlamış olduklarını, taraflar arasındaki- kira ilişki-sinin sona ermesinden sonra Davalıların Davacıya kira konusu bina veya ambarı teslim etmelerine rağmen ambar ve deponun içerisinde bulunan malzeme veya 600 ton buğdayı teslim etme-diklerini iddia ederek, bu malzemelerin iadesi, teslimi veya be-dellerinin ödenmesini talep etmiştir.

Davanın Davalılara tebliğ olmasına müteakip Davalılar isbatı vücut dosyalamışlar, bilahare ise Davalı No. 1 Müdafaa ve Mukabil Talep, Davalı No. 2 ise Müdafaa dosyalamıştır.

İstinafa konu kararda, Talep Takriri-, Müdafaa ve Mukabil Talep Takrirlerinde ileri sürülen hususlardan sadece Davalıla-rın layihlarında ileri sürdükleri ön itiraz incelenerek karara varıldığı cihetle, ön itiraz dışındaki iddialara bu kararda yer verilmesinin bir önem ve gereği yoktur.

Yuk-arıda da belirtildiği üzere Davalılar ayrı ayrı dosyaladıkları layihalarının her ikisinde, 3. paragrafta, Davacının davadaki unvanda belirttiği şekilde ne doğrudan doğruya ne de vasıtasıyla dava açma yetkisi olduğunu, Devlet tarafından açılacak davaların K-KTC Başsavcılığı tarafından açılabileceğini ileri sürdüler.

Alt Mahkemede, bu ön itiraz davadaki diğer ihtilaflardan öncelikli olarak ele alınarak duruşması yapılmış ve Alt Mahkeme Davalıların ön itirazlarını haklı bularak davayı ön itirazların duruşmas-ı safhasında ret ve iptal etmiştir. İstinaf bu karardan dosyalanmıştır.

İSTİNAF SEBEPLERİ

Davacı istinafında 15 istinaf sebebi ileri sürmüş olmakla birlikte istinafın tek başlık altında özetlenmesi mümkündür:

"Muhterem Alt Mahkeme, Davacının davası-nda kullandığı başlık ile davasının ileriye gitmesinin mümkün olmadığına ve/veya davadaki Davacının unvanının hatalı olduğuna ve mevcut hatalı başlıkla davasını ileriye götürmesinin yasal mevzuat uyarınca mümkün olmamasına istinaden davayı ön itirazlar mu-vacehesinde iptal etmekle hata yaptı."

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

KKTC Başsavcılığı adına Mahkemeye hitap eden Savcı, davada KKTC Başsavcılığı unvanının yer aldığını, Alt Mahkemenin bunu göz ardı ederek KKTC Başsavcılığı unvanının davadaki unvand-a hiç yer almamış gibi hareket ederek davayı ret ve iptal ettiğini, unvandaki hatanın bir usulsüzlük olup hükümsüzlük olmadığını, adaletin sağlanması amacıyla tadilat yapılmasına izin verilebileceğini, zamanaşımına uğramış davanın ön itirazlardan ret ve ip-tal kararı ile sonuçlanmasının Davacıya adaletsizlik yaratacağını iddia ederek, kararın iptalini talep etmiştir.

Davalılar adına Mahkemeye hitap eden Davalılar Avukatı ise; davanın KKTC Başsavcılığı tarafından başlatılmadığını, davadaki unvanın bunu g-österdiğini, 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 65. maddesinin, Devlet tarafından başlatılacak davaların KKTC Başsavcılığı tarafından başlatılmasını yasal olarak zorunlu kıldığını, bu davanın Maliye Bakanlığı veya Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi tarafında-n başlatılmış olma-sından dolayı ileriye gidemeyeceğini beyan ederek, davanın iptali yönünde verilen kararın doğru olduğunu savunmuştur.

İNCELEME

Davacının, Davalılar aleyhine Alt Mahkemede dosyaladığı davasında kullandığı unvan aynen şöyledir:

"Davac-ı : KKTC Maliye Bakanlığı ve/veya Devlet Emlak ve
Malzeme Dairesi, KKTC Başsavcısı vasıtasıyla"

Davalılar, bu unvanla başlatılan bir davanın KKTC Başsavcısı tarafından başlatılmış olmadığını veya olamayacağını iddia ederek, müdafaalarını 9/76 sayılı Mahk-emeler Yasası'nın 65. maddesine dayandırmaktadırlar. Davalıların iddialarına dayanak teşkil eden 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 65. maddesi aynen şöyledir:

"Devletin taraf olduğu davalar65.Başka herhangi bir yasa kuralları saklı kalmak koşuluyla, De-vlet tarafından kişi aleyhine açılan davalar, Başsavcı tarafından ve kişi tarafından Devlet aleyhine açılan davalar ise Başsavcı aleyhine açılır ve bu davalar yasa ve Hukuk Mahkemeleri Usul Tüzüğü'ne bağlı olmak koşuluyla, özel kişiler arasındaki davalar g-ibi yürütülür."
Yasadan açıkça görülebileceği gibi Devlet tarafından kişiler aleyhine açılacak davalar Başsavcı tarafından açılır. Yasanın bu maddesini daha iyi analiz edebilmek için Yasanın mehazı olan Chapter 8 Courts of Justice (Fasıl 8 Adalet Mahkeme-leri Yasası)'ındaki bu maddenin karşılığı olan 63. maddeye bakmakta fayda vardır.

Yasanın mehazındaki ilgili maddede başka bir yasada aksi belirtilmediği müddetçe, Devlet tarafından herhangi bir özel şahıs aleyhine başlatılacak davaların "in the name of- the Attorney General" Başsavcılık adına başlatılmasını mecburi kılmaktadır.

İçtihatlarımızda Spor Bakanlığı v. Mehmet Rasıh, Yargıtay Hukuk 12/1985 D.25/1985 kararında, Devletin taraf olduğu hukuk davalarında, davaya sadece KKTC Başsavcılığının katılabi-leceği vurgulanmıştır.

Davacı, bu davadaki unvana "KKTC Başsavcısı" ibaresi konmuş olsa da Maliye Bakanlığı ve Devlet Emlak ve Malzeme Dairesinin de unvanda yer almasını Davacı bir usulsüzlük, Davalı ise bir hükümsüzlük olarak telakki ederek, ön itiraz--larındaki iddialarını temelde bu iddiaya dayandırmışlardır.

Alt Mahkemenin kararında ise, unvandaki hatanın bir yasaya aykırılık olduğu cihetle hükümsüzlük olduğu kabul edilerek, usulsüzlüğün Tüzük kurallarına aykırı olduğu durumlar ile sınırlı olduğu ve- Emir 64 nizam 1'de belirtilenlerin ve mahkemeye verilen yetkilerin yasaya aykırı durumlarda uygu-lanamayacağı ifade edilmiştir.

Birkett Appellant v James Respondent [1978] A.C. 297 davasında önemli bir ihlal yaratmayacak usul kuralı ihlalinin bir hükü-msüzlük doğurmayacağı belirtilmiştir.

CRAIG v. KANSEEN (1943) 1 AER, 108, davasında Lord Greene, M.R. sayfa 110, 111:

"Therefore, the substantial question with which we have to deal is whether to order was a nullity. Before I go more closely into that m-atter, it is desirable to examine the distinction between proceedings or orders which are nullities and proceedings or orders in respect to which there has been nothing worse than an irregularity. No definition is to be found in the rules which draws a lin-e between these two classes, and exactly where that line lies may not, in certain circumstances, be easy to discover. The existence of the distinction is, however, one which has been recognised in the language of many authorities."


Önce geçmiş içtihatlar-a da yeri geldiğinde değinerek, bu konuyu bir neticeye bağlayalım:

Hükümsüzlük (nullity); önemli bir usul kuralı ihlal edildiği ve yapılan işlemleri geçmişe dönük olarak yok sayılması (void ab initio) gerektiği durumlardır. Usulsüzlük (irregularity) ise y-apılan usule aykırı işlemi gidermek hususunda mahkemenin takdir hakkı olduğu durumlardır.

Hükümsüzlük ile usulsüzlük arasındaki en önemli farklar:

Usulsüzlük fark edildiğinde hemen itiraz edilerek baş-vurulması gerekirken ve bu şekilde hareket edilmedi-ğinde bu haktan feragat edildiği sonucuna varılacakken, hükümsüzlük her safhada yapılabilir ve itirazın geç yapılmış olması bu haktan vazgeçildiği sonucunu doğurmaz;

Usulsüzlük her zaman yargısal işlemi iptal etme durumu yaratmamasına ve bu hususta mahke-menin takdir hakkı bu-lunmasına rağmen, hükümsüzlük durumunda mahkemenin takdir hakkı yoktur. Hükümsüzlük tespit edilmesi durumunda yar-gısal işlemin iptali hususunda mahkemenin takdir hakkı yoktur ve adaletin gereği hükümsüz işlemin iptal edilmesi gerekir- (ex debitio justitiae). Diğer ilgili tarafın bu hükümsüzlükten feragat etme hakkı yoktur;

şeklinde bilhassa özetlenebilir.

Hamp Adams v Hall. [1911] 2 K.B. 942 davasında davalının hükümsüzlükten feragat etse bile davacının ileri götürebile-ceği bir -davasının olmayacağı ifade edilmiştir:

"In my opinion it was impossible for the defendant to waive the defect, for the result of the non-compliance with the rule was that there was no writ on which the plaintiff was entitled to proceed."

Alt Mahkeme, b-u meselede unvanda yapılan hatanın bir yasa-ya aykırılık teşkil ettiği ve usüle aykırılık teşkil etmediği cihetle, bunun bir hükümsüzlük olduğunu ifade etmiştir. Yargı-sal işlemlerle ilgili kurallar yasalarda olabileceği gibi usul kurallarında da olabilir.- Takip edilmesi gereken bir usul kuralının takip edilmemesi neticesinde ortaya çıkabilecek hükümsüzlük ve usulsüzlük ile ilgili ayrım karşısında takip edilmeyen usul kuralının bir yasa olması durumunda hükümsüz-lük, usul kuralına aykırı olması durumunda is-e usulsüzlük söz konusu olduğu şeklinde kati bir ayrıma gitmemize yol açacak veya olanak tanıyacak bir mevzuat veya içtihat bulunmamakta-dır. Tam aksine, Yargıtay kararlarından D. 3/81 ve D. 17/94, usulsüzlük ve hükümsüzlüğü birbirinden ayıracak kesin bir -sınırın belirlenmiş olmadığını ifade etmektedir. Bu nedenle yasadaki bir usul kuralına aykırılıktan dolayı hükümsüzlük olduğu sonucuna varabilmek için, hükümsüzlük olduğu iddia edilen hususun gerçekten bir hükümsüzlük sonucunu doğuracak aykırılık yarattığı-nın incelenip tespit edilmesi gerekir.

Davacının davasında belirttiği "KKTC Başsavcısı" ibaresi bu davayı ileri götürebilmesine imkan tanımakta mıdır yoksa tüm dava hükümsüzlük olacak şekilde etkilenerek Davacının ileri götürebileceği bir davayı ortada-n kaldırmakta mıdır?

Davacı, unvandaki bakanlık kelimelerinin bir hata olduğunu ve bu hatanın tadilatla giderilebileceğini ifade etmiştir.

Ingall v. Morgan CA 1943 KB sayfa 164 referanslı kararda, başlıktaki hatanın düzeltilmesi ile tarafların değiştiri-lmeye-ceği hususunda bir sonuca varılması durumunda bunun bir hüküm-süzlük yaratmayacağı, buna rağmen başlıktaki hatanın tadil edilmesi ile tarafların değiştirilmesi yönünde bir sonuç doğ-ması durumunda ise bu hususun bir hükümsüzlük olacağı görüşü ifade e-dilmiştir. Buna istinaden de, başlıktaki hatanın doğu-racağı bir hükümsüzlükten dolayı ortada bir davanın olmayacağı ve tadil edilmekle davanın ileriye gidemeyeceği hususu belir-tilmiştir:

"Such an action was, in my opinion, incapable of conversion by am-endment into a valid action - just as much so as if he had issued a personel writ claiming to be lawfully possessed of the estate of the deceased and had subsequently asked leave to amend by substituting a representative claim."

İstinafa konu davanın Tal-ep Takririndeki dava başlığında, Davacı, bakanlık ve bakanlığı temsilen KKTC Başsavcılığı olarak belirtilmiş ve dava KKTC Başsavcılığı tarafından dosya-lanmıştır. Dava unvanında belirtilen bakanlık ayrı bir tüzel kişilik olmayıp, KKTC Devletidir. Devletin -temsil edildiği davalarda Devletin her organının ayrı bir tüzel kişilik olma-dığı ve davaya farklı Devlet organları taraf olsa dahi tarafın yine de KKTC Devleti olacağı aşikardır. Bu nedenle, huzurumuz-daki istinafta bakanlık, KKTC Devletinin bir organı ol-duğu cihetle, unvandan bakanlığın isminin çıkarılması ve sadece KKTC Başsavcısının kalması ile davadaki taraflar değişmeye-cektir.

Alt Mahkeme kararında, davanın doğru taraflar arasında cereyan etmesi gerektiğini ve yargılamanın doğru taraflar ara-sında -yapılmasının son derece önemli olduğunu doğru şekilde belirtmesine rağmen, gerek bakanlığın ve gerekse KKTC Başsav-cılığının Devlet organları olduğunu ve unvanda yapılacak tadilatla tarafların değişmeyeceğini tespit etmemekle hata yaptı.

Davacının unvan-ında Başsavcılığın yer aldığı, davanın Başsavcılık tarafından açıldığı ve mevcut unvanın 9/1976 sayı-lı Mahkemeler Yasası'nın 65. maddesine açık aykırılık içerme-diği nedeniyle, fazladan yazılan unvanın tarafların değişme-sine yol açmadığından, unvandaki h-ata hükümsüzlük niteliğinde değil, usulsüzlük niteliğindedir. Bu nedenle unvandaki hata hükümsüzlük niteliğinde olmadığından, davanın iptalini gerek-tirmez.

Alt Mahkeme neticede, bunu bir hükümsüzlük olarak telakki edip, davayı iptal etmekle hata yapmış-tır.

Yukarıda belirtilenler ışığında, Alt Mahkemenin davayı iptal eden kararı iptal edilir ve davanın kaldığı yerden görülmek üzere Alt Mahkemeye iade edilmesi gerekir.

NETİCE

Yukarıdakiler ışığında Davacının istinafı kabul edilir:

Alt Mahkemenin d-avayı iptal eden emri iptal edilir.

Dava kaldığı yerden görülmek üzere Alt Mahkemeye iade edilir.


İstinaf masrafları ile ilgili emir verilmez.





Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç Yargıç - Yargıç

1 Temmuz 2016













2






Full & Egal Universal Law Academy