Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 36/2000 Dava No 2/2006 Karar Tarihi 12.05.2006
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 36/2000 Dava No 2/2006 Karar Tarihi 12.05.2006
Numara: 36/2000
Dava No: 2/2006
Taraflar: Çıdam İmport Export Ltd. ile Doğan Ever
Konu: Şahadetin değerlendirilmesi
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 12.05.2006

-D.2/06 Yargıtay/Hukuk 36/2000
(Lefkoşa Dava No: 481/1998)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Nevvar Nolan,Gönül Erönen,Şafak Öneri.

İstinaf eden:Çıdam İmport Export Ltd.- Lefkoşa
(Davacı)
-ile-

Aleyhin-e istinaf edilen: Doğan Ever,Lefkoşa
(Davalı)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Abdurrahman Şeref
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Mustafa Eşref Bengüsu.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcı İlker Sertbay'ın 14-81/98 sayılı davada 24.1.2000 tarihinde verdiği karara karşı Davacı tarafından yapılan istinaftır.

------------------

H Ü K Ü M


Nevvar Nolan: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü sayın Yargıç Gönül Erönen okuyacaktır.

Gönül Erönen: D-avacı, limited bir şirket olup, 11.6.1998 tarihinde ikame edilen dava ile 1.9.1997, 8.9.1997, 3.11.1997, 18.11.1997, 31.12.1997, 16.4.1998 ve 22.5.1998 tarihlerinde Davalıya satıp teslim ettiği cep telefonları ve aksesuarları için müşterisi olduğu Davalıda-n 885 sterling, 1286.50 Amerikan Doları ve 59 milyon TL alacağı olduğu ve Davalının bu borcunu ödemediği için talepte bulunmuştur.

Davalı ise dosyaladığı müdafaa takririnde başka şeyler yanında, 22.5.1998 tarihli alım satım ile ilgili olarak mütebaki 58 -milyon TL borcu olduğunu diğer tarihlerdeki alım
satımlarla ilgili olarak taraflar arasındaki bir mutabakat sonrasında Davacı lehine imza ettiği 15.5.1998 tarihli ve herbiri 213,400,000TL tutarındaki 2 adet poliçe nedeni ile 1482/98 sayılı davanın, Davacı- tarafından aleyhine ikame edildikten sonra Davacıya ödediği, 58 milyon TL dışında Davacıya herhangi bir borcu olmadığını ileri sürmüştür.

Davalının bu iddialarına karşılık Davacı dosyaladığı müdafaaya cevap takririnde, bahse konu poliçelerin Davalının D-avacıdan dava konusu alım satımlar dışındaki alım satımlarına karşılık Davalı tarafından Davacıya verilen çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle bu çeklerdeki miktarlara tuta tanzim edildiğini ve karşılıksız çıkan çeklerin de Davalıya iade edildiğini,ileri- sürmüştür. Başka bir deyişle poliçelerin dava konusu alım satımla ilgili borçla bir alakası olmadığını ileri sürmüştür.

Bidayet Mahkemesi huzurunda yapılan duruşma neticesinde 24.1.2000 tarihinde vermiş olduğu kararda, tarafların vermiş ve sunmuş oldukl-arı şahadetle ibraz edilen emareleri değerlendirerek özetle,Davalının Davacıya poliçe bedelleri dışında borcu olduğuna ve bu borcun 15.5.1998 tarihli hesaplaşmada dikkate alınmadığına inanmadığını ve Davacının bu yöndeki iddialarının tamamen asılsız ve ger-çekleri yansıtmadığını, Davalının Davacıya yalnızca 22.5.1998 tarihindeki alım satımdan doğan mütebaki 58 milyon TL borcu olduğuna ve bunun dışında herhangi bir borcu olmadığına karar vererek Davalının Davacıya 58 milyon TL'nı yasal faizle birlikte ödemesi-ne emir vermiştir. Davacı bu karar aleyhine 3.2.2000 tarihinde işbu istinafı dosyalamıştır.

6 adet istinaf sebebi Davalı avukatı tarafından istinafın duruşması sırasında tek başlık altında toplanmıştır. Şöyle ki: Bidayet Mahkemesi,değerlendirmesi gereken- huzurundaki şahadet ve emareleri yeterince değerlendirmeden, fakat dikkate alması gerekmeyen ve vereceği hükme esas teşkil etmeyen şahadet ve emarelere gerektiğinden fazla ağırlık vererek ve şahadeti yanlış değerlendirerek bir hüküm vermiştir.

İstinafı-n duruşması yapılmıştır ve taraflar bu iddialar doğrultusunda Mahkemeye hitapta bulundular.

İstinaf Eden, Bidayet Mahkemesinin kararında yer alan özellikle iki husus üzerinde durmuştur. Birincisi; Mahkemenin sadece Davalının Davacıya hesaplaşma sonucunda- verdiği 3 adet çekin 424 milyon TL olarak beyan edildiği oysa Davalının borcunun 433 milyon TL olduğu gerekçesi ile Davacının çelişkili şahadet verdiği bulgusuna varması ve bu nedenle Davacıya inanmaması. İkincisi ise; poliçeler tanzim edilirken Davacının- 7 milyon TL cep telefonu tamir bedelinin dahi hesaplaşma sırasında dikkate alındığı ve böylesine ince bir hesaplaşmanın yapılması sonrasında ise yapılan hesaplaşmada Davalının tüm borcunun dikkate alınmadığına Bidayet Mahkemesinin inanmadığı hususu.

Bir-çok meselede değinildiği gibi Bidayet Mahkemelerinin tanıkları dinleme, yakından izleme ve değerlendirme imkanına sahip oldukları ve bu hususta İstinaf Mahkemesinden daha avantajlı durumda olmaları nedeniyle tanıklara inanıp inanmama konusunda bazı istisna-i durumlar hariç Yargıtay genelde Bidayet Mahkemelerinin bu konudaki takdir yetkilerine müdahale etmemektedir.

Huzurumuzdaki meselede esas ihtilâf konusu yapılan husus bir hesaplaşma neticesinde Davalının Davacıya verdiği poliçelerin Davalının Davacıya -olan tüm borçlarını kapsayıp kapsamadığı ekseninde odaklanmaktadır.

Taraflar iki seneye yakın bir süre alışverişte bulunmuşlardır. Davacı kayıtlı bir şirket olup cep telefonları ve cep telefon aksesuarları ithal ve satışı ile iştigal etmekte idi. Davalı -ise Davacının müşterilerinden olup cep telefonları ve aksesuarları alım satımı ile iştigal etmekte idi.

Taraflar 15.5.1998 de aralarında bir hesaplaşma yapıldığını kabul etmektedirler.Davacı böyle bir hesaplaşmanın dava konusu borçla ilgili değil de aral-arında mevcut olan başka bir borç hesaplaşması olduğunu ileri sürmüştür.

Davalı ise Davacı ile yaptığı alışverişlerde peşin alış veriş yaptığını çek ve nakit ödemeler yaptığını belirtmektedir. Davalı Davacıya verdiği çekleri günü geldiği zaman yenileri i-le değiştirdiğini, 15.5. 1998 tarihinde oturup yaptıkları hesaplaşma sonucu geriye kalan 3 çekini geri alarak onun yerine yeni poliçeler yaparak Davacıya verdiğini ve geriye kalan borçlarını bu şekilde ödediğini ve Davacı ile arasında olan para alışverişin-i kapattığını söylemiştir.

Diğer hesaplarla ilgili Bidayet Mahkemesi huzurunda Emare 1-6 olan kayıtlarda 8.9.1997, 3.11.1997, 18.11.1997, 31.12.1997, 16.04.1998 ve 22.05.1998 tarihlerindeki alım satımlarla ilgili sözleşmelerde rakamlar görülmektedir.

Em-are 6, 22/5/1998 tarihli sözleşmede ise 58,000,000TL borç olarak kaldığı görülmekte ve üzerinde 25.5.1998 tarihinde "ödeyecek" diye yazmaktadır. Emare 1-5'e kadar olan belgelerdeki meblağlarla ödenme yapılması gerektiği ile ilgili herhangibir kayıt bulunma-maktadır. Bu husus Davalının belirttiği şekilde çekle peşinen ödenmiş olabileceklerini göstermektedir. Geriye kalan borçlarla ilgili çekler karşılıksız çıkınca bunların tümü 1482/98 sayılı davaya konu olan poliçelerce ödendiği anlaşılmaktadır.

Davacının b-ir limited şirket olduğu gözönünde tutulduğunda Emare 1-2-3-4-5 de belirtilen rakamların ödenmediğini gösterecek başka imkanlara sahip olması gereken Davacı buna rağmen Mahkeme huzuruna başkaca kanıtlayıcı şahadet sunmamıştır.

Dava konusu cep telefonları-nın Davalı tarafından satın alındığı tarihe bakarak bu alışverişlerin hepsinin de hesaplaşmanın yapıldığı tarihten önce yani 15.5.1998 de gerçekleştiği görülmektedir. Bu hesaplaşmanın dışında kalan tek bir alım satım işlemi vardır, o da 22.5.1998 de olan c-ep telefonu alımıdır. Dolayısıyle bu olgular Bidayet Mahkemesi önünde bulunduğuna göre Bidayet Mahkemesinin 22.5.1998 tarihindeki alım satım dışında Davacı ile Davalı arasında
15. 5.1998 de yapılan hesaplaşmada imzalanan poliçelerin, taraflar arasındaki t-üm borç miktarını kapsadığı görüşüne varmakla ve sadece 22.5.1998 tarihindeki cep telefonu
alım satımına ilişkin (Emare 6) 58,000,000TL dışında geriye kalan borcun Emare 8 olarak sunulan makbuzla ödendiği hususunda karara varmakla,keza ayni nedenle Davacı-nın şahadetine inanmamakla hatalı bir neticeye vardığı söylenemez.

Davada bahsi geçen üç çekin tarihleri 17.4.1998, 24.4.1998 ve 29.4.1998 dir. Davacı bu çeklerin 26.3.1998 ile 27.3.1998 tarihli alımlar için olduğunu ve bunların geri döndüğü nedeniyle 2 a-det poliçe yapıldığını ve bunların vadelerinin sırasıyle 27.5.1998 ile 29.5.1998 olduğunu ve 1482/98 sayılı dava yolu ile ödendiğini söylemiştir.



Keza,Bidayet Mahkemesi taraflar arasındaki borç durumu
ile ilgili olarak yapılan hesaplaşmanın 15.5.1998 t-arihinde gerçekleştiği ve Davacının iddiasına göre bu hesaplaşmaya 7 milyon tutarındaki tamir masrafının da dahil edildiği gerçeği karşısında Davalının tekzip edilmemiş ve sarsılmamış şahadeti ışığında o tarihten sonra yapılan alım satımdan 58,000,000TL dı-şında başka borç kalmadığı hususunda bulgu yapmıştır ki böyle bir bulguya varması makul ve doğru bir mantığa daha yakındır.

22.5.1998 tarihindeki 58 milyona tuta son alışverişten sonra taraflar arasında başka alışveriş gerçekleşmediğine göre olgulardaki -tutarlılık Davalının söylediklerini daha fazla desteklemektedir. Bu durumda davasını kanıtlamakla yükümlü Davacının ispat külfetini yerine getiremediği cihetle Bidayet Mahkemesinin önünde bulunan tüm şahadet ışığında Davalıya inanmakla yanlış bir neticeye -vardığı söylenemez.

Neticede, Bidayet Mahkemesinin huzurunda bulunan şahadete
göre Davalıya inanmakla hatalı davrandığına ve konu karara
müdahalemizin gerektiğine ikna olunmadık.

Tüm yukarıdakiler ışığında istinaf rededilir.

Masraflar istinaf eden tara-fından aleyhine istinaf edilene ödenecektir.



Nevvar Nolan Gönül Erönen Şafak Öneri
Yargıç Yargıç Yargıç


12 Mayıs, 2006
-


6



-


Full & Egal Universal Law Academy